Şimdi Ara

Ateist profösör islama yolculuğunu anlatıyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
969
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tesadüflük dinini bırakıp doğru yolu islamı seçen profösörü tebrik ederim




  • vay be çok basit aslında ama adama Allah yardım etmiş gerçekten

    bu kapının girişinde içinden dua edip beklemesi sonrada hiçbir şey olmamasını başka olaylarda da duydum bir tanesinde adam mumlar yakıyordu gecenin bir saatinde camı pencereyi açıyordu çıt çıksa en ufak bir şey olsa mucize kabul edecektim ama olmadı demişti

    beni en çok camiye falan girerken korkması etkiledi öyle bir algı oluşturdular ki ben hiç korkmadan gidip sinagoga yada kiliseye girebilecekken bilgi almak isteyen sıradan biri camiye girerken panik yaşıyor terliyor korkuyor

    malesef camidekilerin dini bilgi zayıflığı da üzdü hakikaten düşünüyorum çevremde adam akıllı din bilen kimsecikler yok eskiden din alimlerine değer verirdim şimdi onlara da güvenemiyorum fetö başta olmak üzere tarikatların ne haltlar yedikleri malum
  • Tesadüflük dinine inanmak insan aklına aykırıydı zaten.


  • Tesadüfe inananın aklından şaşarım zaten; sonuçta ben defi hacet ederken bile anüsümden dışkının çıkması önceden kurulmuş ve kendi hâline bırakılmış bir sistem olabilir mi? İmkânsız. Her yapışımda bir güç bunu sağlıyor.

    Hoop gitti teizm, kaldı deizm.

    Hele hele büyük bir tanrının bizi özene bezene yaratması (böyle gereksiz bir iş için uğraşması) ve kendi hâlimize bırakması da çok mantıksız.

    Gitti deizm, kaldı panteizm.

    Tanrı = doğa ise ve tüm doğa maddenin fiziğiyle açıklanabiliyorsa, doğa = madde olur, o zaman tanrı etkisiz elemandır.

    Gitti panteizm, kaldı agnostisizm.

    Tanrı var mı yok mu bilmem demek, tanrının var olabileceğini düşünmek demektir.Var olabileceğini düşünüyorsan zaten asla yoktur diyecek kafaya da ulaşamazsın.

    Gitti agnostisizm, kaldı ateizm.

    Kendine ateist yakıştırması yapman için bir şeyi "reddetmen" gerekir.Ancak sen bir şeye inanmayarak, o şeyi reddetmiş olmuyorsun.Örneğin birisi "ben yeşil kül tablası tanrısına inanıyorum" dese ve buna "külizm" dese, geri kalan tüm insanları "akülist" diye yargılayamaz.Diğer insanlar o şeye inanmamazlık etmez; sadece o aklı evvel zâtın buna inanması durumu butlan dışıdır, yani geçerlidir.

    Gitti ateizm, kaldı insanlık...

    İnsanım ben, insan doğdum, o günden bugüne sadece insan olarak geldim; peri masallarına inanmak zorunda değilim arkadaş, şunu da anlayın artık!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fsdister -- 27 Mart 2019; 15:16:7 >




  • fsdister kullanıcısına yanıt
    Koca kainatı bir kısım akli oyunlarla açıklamak mümkün değil.

    En azından bi atomun protonun yaratılışı hususu insandan farklı ve daha güçlü bi arguman dır.

    .................

    İnsan ise dnasal kült gereği yaratılışı belli olandır. Bunu sen ben o aşamaz. Sorun da Burda zaten.

    Bu anlayış bizi sıkıntıya sokunca birbirimize bakakaldım ve ne yapmalıyız dedik.

    ................

    Düşünüşün amacı bu.

    Öteki türlü evladı olana dua ediliyor zaten. Kimse bunu yaratıcı anlayışı dışında değerlendirmiyor.

    ................

    Önemli olan felsefi manada çözüm yolları ne olabilir şeklinde.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 27 Mart 2019; 15:25:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teori şu insanı tekvin sıfatı gereği yoktan varoluşa giderken kendisine ilah olan yapıyı anlama hali.


    İlahlık iddiası veya Yaratıcıyı kabul etmeme halinde zahiren bir varlık var ancak yaratıcının yaratmadığı bir nesne içinde kendini halk denen süreç var.

    İnsanları yaratıcı varlığına iten gerekçe bu var olum sancısı acısı ve bireysel olarak da doğrulanabilir halde. Bu sancılar çekilen şeyler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 27 Mart 2019; 15:30:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tesadüflük dini mi ateizm hakkında edilebilecek en cahil laf bu olsa gerek.
  • Tesadüflük dinine inanıyorum soruları alayım.
  • “Peki bu inkârcılar biraz olsun dünyayı gezip dolaşmazlar mı ki, hiç değilse bu sayede düşünüp duygulanacak gönüllere, gerçeğin sesini işitecek kulaklara sahip olsunlar. Ne var ki onlarda kör olan gözler değil, asıl kör olan sinelerindeki gönüller!”(Hac, 22/46).
  • atmaca57 kullanıcısına yanıt
    Miraç olayı,55 vakit 5 vakite inmiş ne dersiniz doğrumu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Tesadüflük dini mi ateizm hakkında edilebilecek en cahil laf bu olsa gerek.
    Amiyane tabir ile kullanıldı, temelde de doğrudur.
  • Pylorid kullanıcısına yanıt
    Halk ağzıyla alıp almaman sorun değil kim diyor ateizm tesadüftür diye? Hayır, arkadaşım 2-3 videodan yalan yanlış şey izleyip yanlış anlıyorsunuz. Tesadüften kastın evrimsel biyoloji hakkında vs. ise evrimsel biyolojide yani bilimde tesadüf senin anladığın manada kullanılmıyor. Bilimde tesadüf kelimesi bir şeyin amaçlı ve plan dahilinde işlemediğini belirtir. Rastgelelikle bir alakası yoktur. Zaten evrimsel biyolojinin ateizm ile bir alakası yok. Evrimsel biyoloji bir bilim dalı. Ateizm ve teizm ise evrimi kendi biçimine göre yorumlayacaktır. Ateistler evrimin felsefi yorumunda mutasyonları günlük hayattaki tesadüf manasında açıklarlar. Teistler ise Tanrı'nın müdahale ederk mutasyonları seçtiğini söylerler. Ama bunları söylersen felsefe yaparsın. Bilim yani evrimsel biyoloji bunlarla ilgilenmez. Bunlar ayrıntılı konular tabii ki belki daha evrimi kabul etmiyorsun. Bunun için evrime giriş kitabı alarak okumaya başla evrim bilimsel bir olgu yanlış olma şansı yok. Kütleçekim neyse evrim de o. Bunun tartışmalarında bıktık artık bizde. Tesadüften kastın hassas ayarlarda vs. ise o konular hakkında da konuşulur ama şunu bil ki hiçbir ateist filozof tesadüfen oluştu demiyor. Böyle bir şey son derece ihtimal-dışı olacaktır.

    Evrimsel biyolog Ernst Mayr tesadüfü şu şekilde tanımlar: "Mutasyon ya da değişim tesadüfîdir dediğimiz zaman kastettiğimiz şey yeni genetik özellikleri verilen ortamdaki organizmanın adapte olma ihtiyacı arasında bir ilişki olmadığı iddiasından ibarettir."[1]

    Biyoloji felsefecisi Michael Ruse ise şu şekilde tanımlar: "Biyolojik evrimin “ham maddesi” (diğer bir deyişle mutasyonlar) tesadüfidir, ki bundan kasıt onun ihtiyaca göre gerçekleşmemesidir"[2]

    Bir başka biyoloji felsefecisi olan Eliot Sober de şu şekilde bir tanım yapmıştır: "Mutasyonların yararlı olacağını saptayıp, mutasyonun gerçekleşmesine neden olan fiziksel bir mekanizma (onların içinde veya dışında) yoktur."[3]

    Bu tanımların hepsi doğrudur. Benim tanıma göre: Bir şeye tesadüf derken o şeyin bir amaç üzerine ve bir bilinç dahilinde gerçekleşmediğini söylememizdir. Örneğin zürafalar dur boynumu uzatayım da yukarıya ulaşayım diyerek evrimleşmezler. Aynı şekilde canlılıkta bir amaç üzerine ortaya çıkmamıştır. Tabii son dediğim şey bilim için geçerlidir. Evrimin felsefi yorumuna girersek iki görüş çıkacaktır birincisi natüralist evrim ikincisi teistik evrimdir.
    Kaynakça:
    1. Mayr, Ernst (1988) Towards a New Philosophy of Biology: Observations of an Evolutionist (Cambridge: Harvard University Press), s. 98.
    2. Ruse, Michael (1988) Philosophy of Biology Today (Albany: State University of New York Press), s. 75.
    3. Sober, Eliot “Evolution Without Metaphysics?”, J. Kvanvig (ed.), Oxford Studies in Philosophy of Religion, cilt 3.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 27 Mart 2019; 21:13:44 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Halk ağzıyla alıp almaman sorun değil kim diyor ateizm tesadüftür diye? Hayır, arkadaşım 2-3 videodan yalan yanlış şey izleyip yanlış anlıyorsunuz. Tesadüften kastın evrimsel biyoloji hakkında vs. ise evrimsel biyolojide yani bilimde tesadüf senin anladığın manada kullanılmıyor. Bilimde tesadüf kelimesi bir şeyin amaçlı ve plan dahilinde işlemediğini belirtir. Rastgelelikle bir alakası yoktur. Zaten evrimsel biyolojinin ateizm ile bir alakası yok. Evrimsel biyoloji bir bilim dalı. Ateizm ve teizm ise evrimi kendi biçimine göre yorumlayacaktır. Ateistler evrimin felsefi yorumunda mutasyonları günlük hayattaki tesadüf manasında açıklarlar. Teistler ise Tanrı'nın müdahale ederk mutasyonları seçtiğini söylerler. Ama bunları söylersen felsefe yaparsın. Bilim yani evrimsel biyoloji bunlarla ilgilenmez. Bunlar ayrıntılı konular tabii ki belki daha evrimi kabul etmiyorsun. Bunun için evrime giriş kitabı alarak okumaya başla evrim bilimsel bir olgu yanlış olma şansı yok. Kütleçekim neyse evrim de o. Bunun tartışmalarında bıktık artık bizde. Tesadüften kastın hassas ayarlarda vs. ise o konular hakkında da konuşulur ama şunu bil ki hiçbir ateist filozof tesadüfen oluştu demiyor. Böyle bir şey son derece ihtimal-dışı olacaktır.

    Evrimsel biyolog Ernst Mayr tesadüfü şu şekilde tanımlar: "Mutasyon ya da değişim tesadüfîdir dediğimiz zaman kastettiğimiz şey yeni genetik özellikleri verilen ortamdaki organizmanın adapte olma ihtiyacı arasında bir ilişki olmadığı iddiasından ibarettir."[1]

    Biyoloji felsefecisi Michael Ruse ise şu şekilde tanımlar: "Biyolojik evrimin “ham maddesi” (diğer bir deyişle mutasyonlar) tesadüfidir, ki bundan kasıt onun ihtiyaca göre gerçekleşmemesidir"[2]

    Bir başka biyoloji felsefecisi olan Eliot Sober de şu şekilde bir tanım yapmıştır: "Mutasyonların yararlı olacağını saptayıp, mutasyonun gerçekleşmesine neden olan fiziksel bir mekanizma (onların içinde veya dışında) yoktur."[3]

    Bu tanımların hepsi doğrudur. Benim tanıma göre: Bir şeye tesadüf derken o şeyin bir amaç üzerine ve bir bilinç dahilinde gerçekleşmediğini söylememizdir. Örneğin zürafalar dur boynumu uzatayım da yukarıya ulaşayım diyerek evrimleşmezler. Aynı şekilde canlılıkta bir amaç üzerine ortaya çıkmamıştır. Tabii son dediğim şey bilim için geçerlidir. Evrimin felsefi yorumuna girersek iki görüş çıkacaktır birincisi natüralist evrim ikincisi teistik evrimdir.
    Kaynakça:
    1. Mayr, Ernst (1988) Towards a New Philosophy of Biology: Observations of an Evolutionist (Cambridge: Harvard University Press), s. 98.
    2. Ruse, Michael (1988) Philosophy of Biology Today (Albany: State University of New York Press), s. 75.
    3. Sober, Eliot “Evolution Without Metaphysics?”, J. Kvanvig (ed.), Oxford Studies in Philosophy of Religion, cilt 3.
    2-3 videodan izlediğim yalan yanlış laflar dediğin teizmin lafları değil, kendilerini ateist olarak tanımlayan şahsiyetlerin laflarıdır. Bu şahsiyetlerin laflarından dolayı neden ben suçlu oluyorum? Demek ki ateizm tutarsız, demek ki ateizm kendisini tanımlayamamış. Ateizmin kendisini tanımlayamamasının sebebi de kendisi zaten, kendi içinde anlamsızlığı ve tutarsızlığı ateizmi tercih eden ateistlere de yansımış durumda.

    "Ateistler evrimin yorumunda mutasyonları günlük tesadüf manasında açıklar" demişsin, bu cümlenin benim dediğimle hiçbir farkı yok.
    "Bu canlılık nasıl oldu? mutasyonlar tesadüfen olduğu için oldu" diyorsun açıklamanda. İşte tesadüf, işte ateizmin tesadüflüğü, başka cevabı var mı, bu kainata ve canlılığa vereceği anlam bu mu, tesadüf! Elbette bu tesadüf kavramı felsefi boyutta, ben zaten felsefi boyutunu konuşuyorum, yoksa bilim birşeyi açıklarken tesadüf diyor demiyorum.

    Evrim bütün bu canlılığı, bütün bu canlılara ait binlerce özelliği açıklamakta hala yetersiz. 150 milyon yıllık kaplumbağa fosili bulundu, 49 milyon yıllık yarasa fosili bulundu, ateşböceğinin evrimi, nasıl evrilmiş de ateş çıkarmış, öteki ne olmuş da ağ örmüş, zebra yemek yemek için ağaca uzamış boynu uzamış zürafa olmuş, zebra ağaca uzanana kadar boynu uzanana kadar ensli nasıl devam etmiş aç hayvan nasıl yaşacaycakd diye sordular mı acaba kendilerine, işte evrim bu. Kaz ördek olmuş, ördek tavuk olmuş bunlar olabilir ama evrim bütün canlıların özelliklerini açıklıyorsa buyru ateşböceğinin evrimini açıkla.

    Sözün kısası; ateizm senin dediğin gibi felsefi olarak konuşursak bu kainat için tesadüf kelimesini kullanıyor, sen de dedin bunu yukarıda mutasynlar tesadüfen oluyor diye.. Hani dünyada ne tesadüf olmuş da bu koskoca kainat tesadüf olacak? Hiçbir filozof tesadüfen oldu demiyor demişsin, evet diyemiyor çünkü verebileceği tek cevap; tesadüf. Bu cevap da ateizmi çöpe atacağı için tesadüf demiyor:))




  • Pylorid kullanıcısına yanıt
    Ateizm ve teizm çok güçlü felsefi temellere sahip görüşler. Toplumdaki ateistlere bakarak ateizmi yadırgama felsefi konulara uzak oldukları için hiçbir şey bilmiyorlar. Hayır gerçekten hassas ayarlara vs. tesadüf diyerek açıklayan ateistler varsa tartışmaya bile değmez zaten.

    Salt tesadüf olarak görülmez ama seçilim mekanizmaları hakkında bilgin var mı mesela? Sen evrim sürecini komple tesadüf gibi yansıtıyorsun ayrıca bu natüralist evrim için geçerli. Teistik evrimde tesadüfe hiç rastlanmaz. Mutasyonun önemi büyük ama diğer mekanizmaları bilmeden aceleci davranıyorsun. Onlar hakkında bir okuma yap konuşalım. Örneğin doğal seleksiyonu öğrenerek başlayabilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Ateizm ve teizm çok güçlü felsefi temellere sahip görüşler. Toplumdaki ateistlere bakarak ateizmi yadırgama felsefi konulara uzak oldukları için hiçbir şey bilmiyorlar. Hayır gerçekten hassas ayarlara vs. tesadüf diyerek açıklayan ateistler varsa tartışmaya bile değmez zaten.

    Salt tesadüf olarak görülmez ama seçilim mekanizmaları hakkında bilgin var mı mesela? Sen evrim sürecini komple tesadüf gibi yansıtıyorsun ayrıca bu natüralist evrim için geçerli. Teistik evrimde tesadüfe hiç rastlanmaz. Mutasyonun önemi büyük ama diğer mekanizmaları bilmeden aceleci davranıyorsun. Onlar hakkında bir okuma yap konuşalım. Örneğin doğal seleksiyonu öğrenerek başlayabilirsin.
    Ben ateizmi tutarlı bir görüş / inanış şekli olarak görmüyorum kusura bakmayın. Hiçbir tutarlı temeli yok, varsa bir tane söyleyin.

    Evrim hakkında seçilim mekanizmaları hakkında bilgim var, diğer mesajımda verdiğim örnekler bu mekanizmalara karşı verilmiş bir cevaptı zaten. İyi olanın hayatta kalması, doğal seçilim gibi evrim süreçleri her canlı için gerçekçi değil. Zebra beslenmek için ağacın ucundaki besinlere uzanmış boynu uzamış böylece zebra olmuş. Doğal seçilim, neresi doğal? Zebranın boyu uzayana kadar nasıl beslenmiş, yerden topraktan beslendiyse neden boynnu uzatmak zorunda kalıp zebra olmuş, boyunun uzatana kadar kaç milyon yıl geçmiş bu kadar yıl nasıl aç kalmış nesli tükenmemiş. Göz, göz nasıl oluşmuş, ateşböceği ne olmuş da hangi evrimsel mekanizmaya tabi olmuş da ateş çıkartmış, popomdan ateş çıkartayım diye ıkınmış mı, bu da evrimsel ıkınma mekanizması mı?




  • Pylorid kullanıcısına yanıt
    Tanrı'nın yokluğunu kanıtlayarak ve teist argümanları eleştirilerek gösterilir. Herhangi savunduğun bir argüman varsa hakkında konuşabiliriz. Kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki önemli bir yer teşkil ediyor ateizm için. Detaylarına girmeyeceğim.

    O zebra değil zürafa. Evrimi anlayamamışsın işte. Bu tarz bir savunmayla gelirsen biyologlar gülerler sana. Zürafa boynu kısayken beslenmiyor değil. Sadece uzun ağaçlardaki besinlere ulaşamıyor buna ulaşırsa diğer türler üzerine avantaj sağlayacak. Kızıl kraliçe etkisine göre türler birbiri üzerindeki doğal seçilimi dengelemek zorunda ki şartlar eşit olsun. Örneğin antilop boynuna saldıran korunmak için uzun boynuzları olacak şekilde evrilmişlerdir. Çitalar ise bunu dengelemek adına antilobu yere devirene kadar dengesini bozmaya çalıştıktan sonra dişlerle saldırmayı denemek gibi yetenekler kazanacak şekilde evrilmiştir. Bu da türler arası dengeyi sağlayacaktır. Her şeyden öte zürafanın boynu kısayken beslenmediğini söylemen komik kaçıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 27 Mart 2019; 23:33:27 >




  • Evrimle şen şey eğer bir şeyse bu ne olmalı? Aynı anda tohum mikro organizma toprak vs varsa bu evrimleşmesi adına birden çok materyalin mevcudiyeti ile hazırlanmış bir tepsiyi anlatır.

    Bana göre evrim bir şekilde tekillikten oluşursa ortak ata ve türlerin çeşitliliği açıklanabilir haldedir.

    ..................

    Tohumu düşünün. Bunun ihtiyacı olan şey ne olabilir. Toprak nem güneş ışığı. Bu şartlar aynı anda ise bitki yeşerir.

    Peki dünya Faraza güneşten kopan bir şey olarak soğudu ve atmosfer oluştu diyelim. Bu halde evrimsel süreç güneşe tabi iken oluşan varlığın kökeni ortaklığı aynı anda taşır da diyebilir miyiz?

    Ateş kökenli bir türsellik ten bahseder isek her bir canlının enerji taşıması ortak ata denen şeyi aynı anda zaten mevcuda getirirken biri diğerinden farklı gibi görünen şeylerin aslında aynı şey olduğunu söyleyebiliriz.

    Enerji düzeyi olan varlıklarda ortak yapı budur.

    .......

    Ortak yapı mevcudiyetini enerji düzeylerinin farklılaşma üzerine kurgulanmış olursa türsellik farklı ateş derecelerine sahip canlıları ortaklar.

    Yani canlılık total manada farklı derecede ateş taşıyanların farklılaşmasıdır.

    Bu enerji düzeyinin toplamına 0,0000000000000124 diyelim şimdi enerji düzeyi 1 olan bi tür bizden üstün müdür?

    Yani daha büyük bir yıldızdan kopan dünyanın total canlılık enerjisi Faraza 1 olsa bu daha fazla gelişkin bir organizma türselliğini mi çağrıştırır?

    .........

    Evrimsel süreçte bana kalırsa enerji düzeyi denen şey önemlidir.

    Yani bir tür enerji düzeyini arttırdıkça daha gelişkin oluyorsa mesela bi bitkinin bizden çok daha zorlu şartlarda ayakta kaldığını düşünürsek enerji düzeyi arttıkça hayatta kalma becerisi düşen bir şeyle karşılaşacağımız anlaşılır.

    Filmlerde uzaylılar gelişkin ama yıkıcı varlıklardır mesela.

    Bu nedenle ateşin türevleri arasında evrimin basite doğru yol alması gerekmez mi idi?

    En nihayetinde her canlı bitki dahil ölür ve başka bitkiye dönüşür. Ancak bu dönüşüm süreç içerisinde diyelim ki zebra çıta insan denen şey yapmışsa bunlar salt ara tür olur.

    Yani evrimleşmedenen şeyin başı bitkisellik veya inorganik madde vs iken yine ona dönüşecekken oluşan yapı evrim değil farklı enerji düzeylerine sahip bireylerin oluşturulup mesela 1 düzeyi gibi bunun indirgenerek daha da basitleştirilmesi olmalıdır.

    Yani evrimle bir canlı Oluşmuşsa bu canlı ne kadar gelişkin olursa olsun dönüşeceği son hale gönderme ile enerji düzeyini düşürecek tir diyebiliriz.

    Bu durum da enerjinin en az birimini kullanan bireyi için yapılmıştır denebilir.

    .....

    Şöyle diyelim insanın Evriminin ispatı için maddesel ölüm halimizin vucutta en az enerji kullanan hücresine dönüşümü olmalı denebilir.

    Ben her gün ölüyorum ve bu açığa çıkan enerjinin bir şekilde en az enerji kullanan hücreme katkısağlaması onu diri tutması gerekliliğine dair bi kanıt gerekir.

    Açığa çıkan enerjinin bana dönüşümü adına bi mekanizma varsa bu Evrimi açıklayabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Tanrı'nın yokluğunu kanıtlayarak ve teist argümanları eleştirilerek gösterilir. Herhangi savunduğun bir argüman varsa hakkında konuşabiliriz. Kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki önemli bir yer teşkil ediyor ateizm için. Detaylarına girmeyeceğim.

    O zebra değil zürafa. Evrimi anlayamamışsın işte. Bu tarz bir savunmayla gelirsen biyologlar gülerler sana. Zürafa boynu kısayken beslenmiyor değil. Sadece uzun ağaçlardaki besinlere ulaşamıyor buna ulaşırsa diğer türler üzerine avantaj sağlayacak. Kızıl kraliçe etkisine göre türler birbiri üzerindeki doğal seçilimi dengelemek zorunda ki şartlar eşit olsun. Örneğin antilop boynuna saldıran korunmak için uzun boynuzları olacak şekilde evrilmişlerdir. Çitalar ise bunu dengelemek adına antilobu yere devirene kadar dengesini bozmaya çalıştıktan sonra dişlerle saldırmayı denemek gibi yetenekler kazanacak şekilde evrilmiştir. Bu da türler arası dengeyi sağlayacaktır. Her şeyden öte zürafanın boynu kısayken beslenmediğini söylemen komik kaçıyor.
    Tanrının yokluğunu nasıl kanıtlamışlar? Hiçbirşeyi kanıtladıkları yok. Biz Tanrı var derken kafamızdan uydurmuyoruz, bu kainata bakıp var diyoruz, kendi kendine olan ne var ki bu koca kainat da kendi kendine olsun. Ben evimin önüne samanyolu galaksisine benzer havada asılı toplardan birbirine iple bağlı yörünge şeklinde bir düzenek yapsam, bunu gören her insan evladı kim yaptı diye sorar. Ben çıkıp "kendi kendine olmuş" desem bana herkes g.tüyle güler. İşte bende ateistlere böyle gülüyorum.

    En basitinden yok derken Andromeda Galaksisi'ne bakmışlar mı, belki orada?

    Teizim'deki onların düşüncesine göre çelişki olarak gördükleri tanrısal sıfatların çelişkileri de onları ateist yapmaz, çünkü ateist dinlerden bağımsız bir Tanrı anlayışını da redettiği için deistin veya agnostikin olası Tanrısını da redetmek zorunda.

    Nerden baksan tutarsız.

    Bana göre ateizm hiçbir tutarlı tarafı olmayan, bu kadar şeye de hiçbir açıklama yapamayan, içi boş, tutarsız bir yobazlık olduğu kadar bana göre konuşulması bile gereksiz zaman kaybı olan bir inanış şeklidir. Tesadüf bile diyemiyor düşün, yapabildiği hiçbir açıklama yok. Gözümle görmüyorsam yoktur kafası. Kablodaki elektriği de göremiyorsun ama dokununca çok şey görüyorsun :))

    Zebra'ya gelince.

    Benim okuduğum kaynakta böyle yazıyordu, farketmez, yine masal gibi anlatım var. Zürafa uzun ağaçlardaki besinlere ulaşmak istemesi için ulaşabildiği yerlerde besin kalmaması gerekiyor mantık olarak, ulaşabildiği yerlerde besin kalmayınca da zürafa milyonlarca yıl evrimleşene kadar türü zaten yok olur.

    Ateşböceği dedim sana mesela, hayvan ıkınmış da mı poposundan ateş çıkarmış, bu da evrimin ıkınma mekanizması mı oluyor tekrar sorayım.




  • Pylorid kullanıcısına yanıt
    Tanrı'nın yokluğunu kanıtlamak için ontolojik, kozmolojik, teleolojik, bilinç ve ahlak argümanlarının başarısız olduğunu göstermek lazım. Bunlar tanrı'nın lehine sürülen kanıtlar. Tanrı'nın aleyhine sürülen argümanları da desteklememiz lazım. Zamansız tanrı ile zaman arasında problem olduğunu göstermek, kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki olduğunu göstermek ateizm için güçlü bir delil sağlayacaktır. Çoğu ateist kendi kendine oldu demiyor zaten.-akademik din felsefesi çalışan ateistler için söylüyorum- Buna rağmen kuantum mekaniğinin nedensellik ilkesini ihlal ettiğini söyleyip evrenin yokluktan çıkabileceğini savunan ateistlerde var. Ben bunu savunmuyorum pek. Daha çok zamansız bir tanrı'nın özgür irade problemi ortaya çıkıyor. Zamanın b kuramını kabul ettiğimizde - zaman felsefeciler ve bilim adamları tarafından yaygın kabul edilen budur- nedensellik ilkesi etkisini yitiriyor. Yani bu işler basit değil. Kuantum mekaniği nedensellik ilkesi gibi kavramları hiç duymadın muhtemelen. Neyse ben açıklayayım da öğrenmek sana kalmış.

    Tanrısal sıfatlar arası çelişki öyle bir şey değil. Bak gene bilmiyorsun sallayıp saçma sapan şeyler üretiyorsun. Sıfatlar arası çelişki argümanı tanrı'nın sıfatlarının birbirini dışladığını söyler. Teist bir tanrı her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ahlaken kusursuz, mutlak iyi, nedensiz, ezeli, zamansız, mekansız ve özgür iradeli bir varlık. Konu hakkında yazımı okuyabilirsin:https://forum.donanimhaber.com/tanrisal-sifatlar-arasi-celiski--136192311

    İlk öncelikle ben evrimsel biyolog değilim o yüzden bu tarz meselelere dair konuşmak sıkıyor. Verdiğin örnekler tek tek detaylı incelenmek zorunda ama ben kısaca açıklayacağım sana. Doğal seçilimi yanlış anlıyorsun en başta. Zürafanın boynunun uzaması milyonlar almıyor. Bak evrime hiç hakim değilsin bu türleşme değil ki milyonlar alsın. Doğal seleksiyonu zürafalara uygularsak çıkan sonuç şu: Zürafaların boynu zorladıkları için değil, doğuştan kısa boyunlu olanların az beslenerek ölmesi, uzun boyunlu olanlarınsa hayatta kalacaktı. Bu sebeple, nesiller boyunca hep uzun boylular hayatta kalıp çiftleştiği için yavruları da kendileri gibi uzun boyunlu olabiliyordu ve bu böyle devam ettikçe, uzun ağaçların bulunduğu bölgelerde giderek uzun boyunlu bireyler evrimleşti ve zürafaların uzun boyunları bu şekilde bugünkü halini aldı.

    Umarım bunları Adnan Oktardan falan okumuyorsundur. Bak tekar söylüyorum tanrıya dair kanıtlar var bunları öğren benim görüşüme sahip olmak zorunda değilsin. Ama evrimi reddetmek cahillik. Evrim doğanın bir yasası bu kesin bir şey aksi falan yok. Sana iki tane yazı atacağım okuyup öğrenmek senin elinde:https://mantiksalteizm.com/evrim-ve-islam-celisir-mi/https://mantiksalteizm.com/din-felsefesine-giris/ Neyse bu son açıklayacağım şey olsun evrim hakkında. Ateş böceklerinin evrimi hakkında pek bir bilgim yok. Evrimsel biyoloji ile bilimsel manada ilgilenen birine sorabilirsin ben daha çok evrimin felsefi yorumuna bakıyorum ama cinsel seçilim ile alakası olduğunu hatırlıyorum. Tabii bundan tam emin değilim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Mart 2019; 19:39:36 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Tanrı'nın yokluğunu kanıtlamak için ontolojik, kozmolojik, teleolojik, bilinç ve ahlak argümanlarının başarısız olduğunu göstermek lazım. Bunlar tanrı'nın lehine sürülen kanıtlar. Tanrı'nın aleyhine sürülen argümanları da desteklememiz lazım. Zamansız tanrı ile zaman arasında problem olduğunu göstermek, kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki olduğunu göstermek ateizm için güçlü bir delil sağlayacaktır. Çoğu ateist kendi kendine oldu demiyor zaten.-akademik din felsefesi çalışan ateistler için söylüyorum- Buna rağmen kuantum mekaniğinin nedensellik ilkesini ihlal ettiğini söyleyip evrenin yokluktan çıkabileceğini savunan ateistlerde var. Ben bunu savunmuyorum pek. Daha çok zamansız bir tanrı'nın özgür irade problemi ortaya çıkıyor. Zamanın b kuramını kabul ettiğimizde - zaman felsefeciler ve bilim adamları tarafından yaygın kabul edilen budur- nedensellik ilkesi etkisini yitiriyor. Yani bu işler basit değil. Kuantum mekaniği nedensellik ilkesi gibi kavramları hiç duymadın muhtemelen. Neyse ben açıklayayım da öğrenmek sana kalmış.

    Tanrısal sıfatlar arası çelişki öyle bir şey değil. Bak gene bilmiyorsun sallayıp saçma sapan şeyler üretiyorsun. Sıfatlar arası çelişki argümanı tanrı'nın sıfatlarının birbirini dışladığını söyler. Teist bir tanrı her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ahlaken kusursuz, mutlak iyi, nedensiz, ezeli, zamansız, mekansız ve özgür iradeli bir varlık. Konu hakkında yazımı okuyabilirsin:https://forum.donanimhaber.com/tanrisal-sifatlar-arasi-celiski--136192311

    İlk öncelikle ben evrimsel biyolog değilim o yüzden bu tarz meselelere dair konuşmak sıkıyor. Verdiğin örnekler tek tek detaylı incelenmek zorunda ama ben kısaca açıklayacağım sana. Doğal seçilimi yanlış anlıyorsun en başta. Zürafanın boynunun uzaması milyonlar almıyor. Bak evrime hiç hakim değilsin bu türleşme değil ki milyonlar alsın. Doğal seleksiyonu zürafalara uygularsak çıkan sonuç şu: Zürafaların boynu zorladıkları için değil, doğuştan kısa boyunlu olanların az beslenerek ölmesi, uzun boyunlu olanlarınsa hayatta kalacaktı. Bu sebeple, nesiller boyunca hep uzun boylular hayatta kalıp çiftleştiği için yavruları da kendileri gibi uzun boyunlu olabiliyordu ve bu böyle devam ettikçe, uzun ağaçların bulunduğu bölgelerde giderek uzun boyunlu bireyler evrimleşti ve zürafaların uzun boyunları bu şekilde bugünkü halini aldı.

    Umarım bunları Adnan Oktardan falan okumuyorsundur. Bak tekar söylüyorum tanrıya dair kanıtlar var bunları öğren benim görüşüme sahip olmak zorunda değilsin. Ama evrimi reddetmek cahillik. Evrim doğanın bir yasası bu kesin bir şey aksi falan yok. Sana iki tane yazı atacağım okuyup öğrenmek senin elinde:https://mantiksalteizm.com/evrim-ve-islam-celisir-mi/https://mantiksalteizm.com/din-felsefesine-giris/ Neyse bu son açıklayacağım şey olsun evrim hakkında. Ateş böceklerinin evrimi hakkında pek bir bilgim yok. Evrimsel biyoloji ile bilimsel manada ilgilenen birine sorabilirsin ben daha çok evrimin felsefi yorumuna bakıyorum ama cinsel seçilim ile alakası olduğunu hatırlıyorum. Tabii bundan tam emin değilim.
    Evrimi reddetmek neden cahillik hocam?
    Ayrıca adnan hoca falan deyip durmayın lütfen, her nasılki malum evrimin yılmaz savunucusu site gibi, adnan hocacıların verdiği kaynakları veya yazıların tümünü yok sayamazssın. Evrimi savunan site-sitelerin yazılarına kimse iman etmek zorunda değil.
    Daha öncede yazdım, sen "adnan hocadanmı öğreniyorsun" dersen bende sana "efe aydaldan mı öğreniyorsun" derim. Karşılıklı bu işler. Onun için ne adnana nede diğerlerine tam olarak güvenmek doğru değil.
    Onun için konuyu buraya indirmeyin.
    Sözüm direk size değil, yanlış olmasın.
    Diğer bir konu gerçek manada ciddi ciddi şu "evrimsel biyoloji" neyi kapsıyor. Neden bu tanım var ( internette var demeyin) ne kattı biyolojiye mesela veya bu kavramı yok saymak neyi değiştirir merakımı cezbediyor. İçi gerçekten dolumu?
    Bilen arkadaşlara soruyorum, bu kavramın enbüyük katkısı nedir biyolojiye?
    Zürafa, boyun, avantaj, doğal seçilim derken, hala kafamız karışık.
    Teorinin enbüyük sorunu fosil sanırım, evet sayı az ama olanların içinde zürafayı doğrulayacak bişey çıktımı bilmiyorum.
    Zor sorular, dinozor önce dört ayaklı iken, neden ön bacaklar kısaldı? Hızlı koşmaksa mesele hangisi daha avantajlı mesela?
    İki ayakmı,dört ayakmı? E peki dört ayaklı iken kuyruk ne durumda? Heralde bu kadar büyük olamaz. E peki bu kuyruk neden bu kadar büyüdü? İki ayağın gereğimi bu büyüme?
    Neden her zaman ayakta durmaya gerek duysun bu hayvan? Ayakta dururken ön ayakları köreldimi?
    E peki bu "bir anda" olmadıysa neden dört ayaklısını göremedik? Hadi onu göremedik, e peki kuşlara evrilirken buda " bir anda" olmayacağına göre, neden aynı türün birazda olsa kanatlarını göremedik? Neden?
    Aynısı primat vs için geçerli? Ayağı kalkarken bu hayvan, ona avantaj sağlarken, hiçmi bunun dezavantajı olmadı? Ayakta durmakmı baskın geldide soyları bu şekilde evrimleşti?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.