Şimdi Ara

Ateist profösör islama yolculuğunu anlatıyor (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
973
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Bu adamın videolarını muslumanken izlemistim.
    Deen show da kitap satmaya çalıştığını görünce samimiyetinden şüphe etmeye başladım.
    Epeyi eski bir video.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Bu adamın videolarını muslumanken izlemistim.
    Deen show da kitap satmaya çalıştığını görünce samimiyetinden şüphe etmeye başladım.
    Epeyi eski bir video.
    Kitap satınca samimiyetsiz mi oluyor, ilginçmiş.
  • ugarb kullanıcısına yanıt
    Bilim camiasında evrime dair tartışma olmadığı için cahillik. Evrim ağacı Adnan Oktar gibi cahilce iddialar sunmuyor ama. Evet, evrim ağacı alanı dışına çıkıp zayıf eleştiriler yaparak teizmi bitirdiklerini sanıyorlar ama evrimsel biyoloji konusunda lafım yok onlara. Biyolojinin büyük bir kısmı evrimdir, evrimle iç içedir. Evrimsel biyoloji taksonomi biliminin de temelini oluşturur. Evrimsel biyoloji diye bir alanın çıkmasının nedeni evrimin farklı bir işlevi olduğunun görülmesi. Tıpkı fizikte elektrik ve optik alanlarının ayrılması gibi. Bu ikisi fizikle ilgili fakat farklı şeylerdir. Evrim ve anatomi arasındaki farkta böyledir. Eğer evrimin bir doğa yasası olduğunu gördüysek ve onu mevcut biyolojinin alt dalları ile alakasız gördüysek evrim ayrı bir alanda incelenmelidir. Bu şekilde yeni bir alt dal çıkmış oldu işte.

    Dinazorların küçülen ön bacakları kütleyi azaltıp dengeyi sağlamlaştırdı. Arka bacak uzanımı da hız için avantaj sağlamıştır. Bu aslında dinozorların iki bacak üzerinde durmaya doğru giden evrimidir. Dinazorların kuyrukları bacaklarında güç verecek kaslar vardır. Bu da onların iki bacak üzerinde durması için gerekli gücü sağlamıştır. Dört ayak üzerinde durduğunda daha hızlı olduğunu sanabilirsin ama dinazorlar için öyle değil. Bazı hipotezler dinazorların ön bacaklarının kısalmasını avları yakalamak için olduğunu söylüyor ama yukarıdaki savunuyu yaptığımızda bu etkisiz kalıyor. Bu iki hipotezden hangisi doğrudur bilim adamı olduğum için bilemiyorum. Çünkü, konuya dair detaylı bir araştırmam yok sadece kısa bir yazı okumuştum bunun hakkında oradan kalan bilgilerimi yazdım. Her ikisi de doğru olabilir bu bilim adamlarının tartışacağı bir mesele. Primatlar hakkında dediklerin detaylı bir incelmeye tabii tutulmalı. Sen ise hem dinazor hem zürafa hem de primatları işin içine katarsan bunları tek tek detaylı incelemek oldukça zor olur. O yüzden tek konu hakkında gitmek daha verimli olacaktır. Tabii şu da var ben evrimsel biyolog olmadığım için bazı konuları da bilmiyor olabilirim. O yüzden bu konularda benim cevaplarım eksik kalıyor belki de.

    Fosiller hakkında araştırma yapmadan konuşmamak gerek. Kanatlı dinazorlar için:https://evrimagaci.org/ara-gecis-turleri-3-surungenlerden-kuslara-gecis-166 Dört ayaklı dinazor hakkında basit bir örnek:http://arkeofili.com/arjantinde-sirti-dikenli-dinozor-kesfedildi/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 29 Mart 2019; 20:54:45 >




  • evrim konusu biraz müphem bir şey. zira darwinin türler konusundaki tutumu watson mendel gibi genetik ve dna ilmi ile birleşince ortaya çıkan sonuç esasen türlerin evrimi olamaz.

    totalde bir düşünüş darwinin esasen darwinci olamayacağını da gösterir. dna ve genetik yapı itibari ile türleşmeyi değil bilakis türleşmemeyi öngörür. bu açıdan darwinizmi topluca değerlendirmeye tabi tutarsak dna kült olarak mendel ve watson'un da işaret ettiği gibi, tekilliğin anne baba evlat denen bireyi oluşturamaycağı bu gibi kavramların ihdası için olmayan bir kısım tanımlamaların yapılması gerektiği, bireyin her daim eş denen şeyle türleştiği bu açıdan ana birey yoksa bunun bir yaratılış olduğunun kabulu gerektiği üzerine fikir birlikteliği mevcuttur.

    ...........................

    insan özelleşmiş bir dnasal yapıdır bu açıdan arılar gibi oğul veremeyen kısır bir yapı sergilerler. türeme olgusu kopya bireylerde görülür ve bu açıdan türleşme üreme amacı olmayan bir çabadır. dna türleşmeye girmez ise anne veya baba veya evlat denen bireyi ileri sürebilir. ancak bu ileri sürüş de bir olasılık olan türleşme haline kıyasla olup türleşmeye girmeyen birey esasen anne baba evlat denen argumanı kendi benliğinde saklar. yani anne baba evlat benim der ve bu durum yaratılışa açık kapıdır.kişi daha anne baba evlat olarak yaratılmamış bir tohum gibidir.

    özünde evli olmayan birey anne baba evlat denen şeyi görür ancka tanımlama yapma bakımından dışsallaşmaz içselleşir ve o dahi mevcuda gelmez.

    bu durum oldukça ilginçtir. türleşmeye giren şey karşısındakini her daim eş şeklinde tanımlamalıdır.

    ............................

    ahlakiliği bir yana bırakırsak her daim eş denen kavramın görülmesi ve esasen bu eşin alt soy ve üst soydaki aynı görünümleri bakımından kişinin türsellik bakımından anne bireyi oluşturamayacağı gibi baba ve evlat denen bireyi de oluşturamayacağı yani tekillikten halki ileri sürmektedir.

    bu açıdan mesela adem klozu insan özü itibari ile makul bir kabule dönebilir.

    .............................

    bana kalırsa çok geniş perspektifte varlık ve yokluk denen şeyin hiçlikle anlatımı bakımından genetik bilimi insanı yaratıcı denen varyasyona iter.

    ..............................

    bizler hayvan ve bitki ölülerinin vucut kazanmış halleriyiz. bu açıdan her bir canlının içresindeki ana materyal bizde de fizik beden olarak eser miktarda geçişgenlik gösterir ve toprak ve onun ürünlerinin insanımsı boyutu oluşur. bu açıdan fizik bedeni ile insan adına tekamül denen bir döngünün sonucudur.

    ...............................

    toplam yaratılış bakımından bu şey tabiatın bir şekilde yüzey kazanmış halidir ki bunun özü yüzey sorunu olarak anlamlıdır.




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.