Şimdi Ara

1977'de asgari ücret 507, öğretmen maaşı 1924 dolarmış (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
122
Cevap
5
Favori
5.628
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
48 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • MuharremAylar kullanıcısına yanıt
    cehalete prim vermem. o yıllar, yükselen emekçi haklarına karşı , ortaya sürülen hesapta sağ-sol kavgası, aslında cia ajanlarının uygulamalı senaryoları idi. mesela, işçi grev yaparak, maaş artışı, sosyal haklar istiyordu, grev yapan işçiye, kolluk kuvvetleri saldırıyordu. o olmazsa, kendine komando diyen aşırı sağcılar saldırıyordu. ne alakası vardı? hiç yoktu. insan beyin denilen organı, nadasa yatırmamalı, arada bir kullanmalı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilgisayar Bağımlısı kullanıcısına yanıt
    abd'nin gizli operasyonları ile ayyuka çıkarılan, hesapta "sağ-sol" kavgasından, yine abd operasyonu ile yapılan askeri darbe ile "kurtulduk" nasıl olduysa, bir gün içinde bütün olaylar duruverdi.12 eylül ardından cia yetkilisi" bizim çocuklar başardı" dedi. ama şimdi cehaleti kutsallaştıran, hiç bir şey bilmeyip, her şeyden anladığını sanan cahillik moda.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1234Rambo kullanıcısına yanıt

    Cia yetkilisi aptal mı kendi ülkesi ile ilgili doğrudan muhbirlik faaliyetlerini bile resmi kayıtlara erkenden düşürmemeye kullanmamaya dikkat edecek adamlar, başka bir ülkede gerçekten bir ajanlık faaliyeti veya direktifini resmi kayıtlara geçirsin? Sözün orjinali yanlış bilmiyorsam "The boys in Ankara did it".


    Ayrıca o dönem Türkiye'de yaşananlar Soğuk Savaşın etkisi ile Türkiye'nin sağ siyaset ve toplum tarafında Abd desteğinde, sol siyaset ve toplum tarafında da Sovyet desteğinde Türkiye komünist mi olacak kapitalist mi olacak çekişmesi. Türkiye'de çoğunluk komünizme karşıydı, Abd'de komünizme karşı olan herkesle müttefik olma durumunda olduğu için bizde komünizm karşıtları ve dolasıyla müttefiği Abd'nin başarısı kaçınılmaz oldu.


    Fakat Azerbaycan, Ermenistan, İran buralarda Sovyetler başarılı oldu.


    O yıllarla alakalı en büyük hatamız güç çekişmesini Abd kendi kendine, şizofren gibi yapıyor sanmak. Ülkücüler ve Milliyetçiler ile Abd ortaklık yaparken, Solcular ve Komünistler ile de Sovyetler ortaklık yapıyordu, birbirlerini müttefiklerinden aldıkları eğitim, silahlar ile gafil avlamaya çalışıyorlardı ne yazık ki. 80 Darbecileri-Cuntacıları, Abd'ye kendini ayen beyan veya gizli gizli neden bağımlı, muhtaç edip kendilerini o dönem Sovyetler gibi dev ile tehlikeli bir pozisyona sokmak istesinler akla, mantığa sığıyor mu bu?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 5 Ağustos 2022; 22:53:13 >




  • Bilgisayar Bağımlısı kullanıcısına yanıt
    çok sığ bir şekilde düşünce yapısı ile, doğru analizler yapamazsınız. abd-sovyetler çatışması ile her şeyi açıklayamazsınız. hakkını arayan her işçiyi, "gomünüz" olmakla itham edemezsiniz. kendisini dünyanın jandarması ilan eden, kapitalizmine karşı olan herkese haldır daldır saldırmayı kendine hak gören abd'yi aklamış olursunuz. herifçioğulları vietnam'a, kore'ye bile saldırdılar. ne alaka? çünkü dünyanın kanını emdikleri kapitalizmle tümleşik emperyalizm zarar görmesin diye.

    bunları ortaya salıp, herkesi genel doğru kabul etmesini emrettikleri zırvalara inanmayı bırakın. ya da dünyaya geldiğinizdeki gibi, olursunuz giderken. boş yani.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 1234Rambo -- 5 Ağustos 2022; 23:0:3 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilgisayar Bağımlısı kullanıcısına yanıt

    ABD böyle bir ülke önce gazı verir. Evet haklısın yapmalısın der sonra iç siyaset baskısıyla ağzına s... Saddam Hüseyine de aynısını yaptılar.

  • 1234Rambo kullanıcısına yanıt

    İşçiler komünist olmayabilir, politik amaçları olmayabilir fakat siyaset ve iki dev açısından biri buna ahanda potansiyel kızıl müttefik, yoldaş der, diğeri de ulan bunlar çoğalırsa Türkiye'yi kaybederiz der. Abd veya Rusya'nın sizin, benim gibi 2 birey tarafından savunulmaya ihtiyacı olabilir mi? Veya popülist klişeler itibarı ile sövmek bu 2 deve ne kaybettirir?


    Dünya jandarmalığı, istenilen ve tercih edilen bir mesele değil zaruri, üstüne kalan mecburi bir görev. Dünya ekonomisi ve piyasası dünyanın en kozmopolit kültürüsün, dünyanın en kozmopolit insan kültürü, ekonomi akışı, teknoloji akışı da sende bir zahmet birileri dünyanın başına bela olduğunda git koru, kolla, müdahale et diyor. Bakınız Bosna'da Müslümanları Sırplardan koruma gibi. Bak Abd veya Çin dışında kimse şuan Rusya'yı durdurabiliyor mu? Yarın Çin'de benzer bir şey yapsa komple buralar benim ulen dese Rusya'nın da ne ekonomisi, ne askeri gücü ne de sanayisi Çin'le alt edebilecek düzeyde mi değil.


    Ekşi'de güzel bir yazı vardı Abd'nin özel istisna ihtiyaçları dışında hedefi müttefik, ortak kazanmak. Çünkü başarılı bir müttefiklik demek neredeyse her şey demek, bakınız Almanya, bakınız Japonya, bakınız Güney Kore.


    Bir ülke her yıl 1 trilyon dolara yakın parayı hiçbir işgal tehdidi altında olmadığı halde harcamak için toplamaktan zevk alsın, bu kadar parayla başarısızlık riskini taşımaktan zevk alsın. Abd'nin ordusu olmasa dahi Abd ekonomisine saldırma riskini göze alabilecek bir ülke yok ne Rusya, ne Çin. Üstelik Irak, Afganistan, Vietnam gibi başarısızlıklar ile düşmanlar, kayıplar ve küfür kazanmada cabası.





  • Bilgisayar Bağımlısı kullanıcısına yanıt
    siz abd'yi anlamışsınız, ama tamamen yanlış anlamışsınız. siz abd'nin dünyanın iyiliği için çalıştığını, sevgi kelebeği olduğunu, gezegenimizin abisi olduğunu düşünüyorsunuz. çok acayip. sizinle tartışmak bile istemem şahsen.

    son ve dip not: abd, bütün bunları , sadece ve sadece abd'nin çıkarlarını korumak için yapar. dünyadaki insanlar falan zerre umurlarında değildir. tek önemli olan abd, abd şirketleri, ve para para ve paradır. konuşmayı uzatmamıza gerek yok. iyi geceler.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Vict0ry kullanıcısına yanıt

    Gaz vermek ile destek, imkan vermek aynı şey değil. İnönü zamanında diplomatik destek çıkmadığı için aynı operasyonu yapamıyoruz. Bir de başka ülkeler hakkında Kurtlar Vadisi mantığı ile her şeyin mükemmel deterministik, planlı, programı - makine gibi yönetildiği düşüncesinden vazgeçmeliyiz. Kamuoyu tepkisi neyse politikacılar ona göre tavırlarını değiştirmek zorunda kalırlar. Misal Almanya, Rusya ile papaz olmak istemiyordu şu son Ukrayna savaşında, fakat kamuoyu Rusya haddini aşıyor, bir tepki ve yaptırım - çözüm düşünmeliyiz şeklinde olunca Alman politikası buna göre şekillendi.


    Kıbrıs operasyonunda, Kıbrıslı Rum Lobileri ve Yunanistan lobileri, oradaki askeri operasyon öncesinde yaşanan vahim olaylardan daha fazla nasıl bir lobicilik yapıp dünya ve abd kamuoyunu nasıl Türkiye, şöyle yapıyor - böyle yapıyor gibi velveleye yalan - yanlış nasıl verebildiyse bunun sonucunda diplomatik destek aldığımız ülkenin politikacıları da bize ya biz size destek verdik ama oy kaybedemeyiz diye de tavır da değiştirmek durumunda kalabiliyorlar.





  • 1234Rambo kullanıcısına yanıt

    Hayatımda Abd'ye gitmedim nasıl Abd'yi mükemmel anlayabilirim? Abd'li 350 milyon insan melek olmadan Abd nasıl melek olabilir? Redneckler en ufak sorunda şu ülkeye nükleer atalım biz şöyle süper gücüz, biz böyleyiz moduna giriyorken tümüyle nasıl bu kadar polyanna olabilirim yapmayın. Abd'nin ulusal çıkarcılık klişesi tiksindiğim ve evet bildiğim bir şey. Fakat bu bahsettiğim zaruri dünya jandarmalığı da bir nevi ulusal çıkarcılık klişesi ne yazık ki. Hepimiz nasıl kendi çıkarlarımız peşindeysek, Abd'li politikacılarda zora girene kadar değil dünya çıkarları, Abd'nin toplumsal çıkarlarını bile zorda kalana kadar gözetmek durumunda kalmayacaktır. Bu sebeple, Abd'li politikacılarda deli gibi paraya, imkana rağmen saçma sapan aptallıklar yapar çünkü neden hata yapmamak umurlarında olsun? Bu adamlar üstün insan veya özel, elit - niş bir ülke değil ki her şeyleri mükemmel olsun.


    Haliyle, Abd'li bir politikacı da oy kazanabilmeyi, toplumun nabzını ve dünya siyasi ortamını kendi menfaatine, çıkarına çevirip seçilebilme - lobicilik destekleri bulabilme ve daha fazla para ve refah elde edebilme derdinde.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 5 Ağustos 2022; 23:25:46 >




  • Hesapta eksiklik var. Asgari ücret alanı bulursanız o yıllarda bana da haber verin. Anca hammal, bakkal çırağı, dolmuş kahyası (+bahşiş ) vs. Beyaz yakalilarin bile önemli bir kısmı asgari ücretli şu an. Babam 90 larda ortadirek maaş alan bir muhasebe müdürüydü ve tek bir kuruş bile avantaya ok demedigi icin patronlariyla hep mücadele halindeydi.

    Babam her haftasonu bizi ve annemi, alıp bakırköy marinadaki publara götürürdü. Biz ufaktik tabi ama onlar kokteyl, alkol, meze, çerez takilirlardi. Biz orta gelirliydik ve bunu hemen hemen her pazar yapardık. O yıllarda orayı bilenler bilir. Şimdi olsa demek ki haftada 2.000 TL den 8000 TL sadece oraya bırakırdık. Birkaç ayda bir de Florya kasibeyazda yer icerdik. Şu an patron adamın yaşayacağı hayatı orta kesim o zaman yaşıyordu. Şimdi kahve bile içmeye evden burnumuzu cikaramiyoruz. İş stresimizi yokluk stresimizi eşimle birbirimizden çıkarıyoruz. Kartlar dip, krediler ucu ucuna, et almak hak getire, yemeğe kıyma olarak girecek kadar, araba kullanmayı da bıraktık. En son menemen için kahvaltı için domatesimiz bir de sevdiğimiz için sütümüz vardı elimizde bir de keyif için ayda bir sinema. Onlar da gitti. Domatesin bile tadını 2 haftada bir alır olduk. Şimdi bu şartlarda ülke iyi, Avrupa kıskanıyor, şükredin bilmemne demek, yani ülkenin halinin üstünü örtmeye çalışmak mı vatana ihanet etmektir? Yoksa gerçekleri söylemek mi?

    Pislikleri örtmeye çalışanlar vatansever, burada yanlış var diyip insanları uyandırmaya çalışanlar vatan haini oldu. Yani sadece ekonomi değil, ahlak bile bozuldu. 90 larda bir İski skandalı için kıyameti koparan halk, yüzlerce katı yolsuzluklara burun büker oldu, hatta bazıları çalıyor ama çalışıyor diyebilecek kadar ahlaksız oldu. Herşeyi geçtim forumlarda bile bütün bunların üstünü örtmek için klavye başında terleyecek kadar ileri gidenleri görüyoruz.

    Hem maddi hem ahlaki çöküntü içerisindeyiz. Bu yozlaşma akp sonrası onarmamiz gereken en önemli hasar. Tekrardan açık oturumlarda her fikrin karşı karşıya, yargılanma korkusu olmadan konuşulacağı, haberlerde ülkeyi yöneten hükümetin çatır çatır eleştirileceği, halka mikrofon uzatıldığında devlet memuruyum konuşamam diye korkarak kacmayacagi, hırsızlığın yanlış birşey olduğunun bilincinde olup, aynen İski skandalindaki gibi tepkisini ortaya koyabilen bir halk profilini tekrardan yaratmak için gelecek yönetim ve yönetimlere çok işler düşüyor. Tüm yayın hayatını en üst perdeden siyasileri eleştirerek geçirip, hazreti Tayyip Erdoğan tarafından TV yasağı gelen olacak okadar gibi programların ve eleştirilerin tekrar ana akım medyada yer bulabileceği, tepkili, duyarlı, haksızlıklara karşı yüksek sesli, bilinçli bir halk tekrar oluşmaz ise kim gelirse gelsin vay halimize.

    Medyayı, ozgurlestirmek, eleştirel düşünceyi topluma yerleştirmek için medya gücünü olumlu yönde kanalize etmek, Gerekirse kırsal kesimde, vatan, millet bilinci ve yolsuzluk gibi konularda artı Atatürk devrimleri ve düşünceleri gibi konularda cehaleti yok edecek olan, köy enstitüleri gibi projelere yeniden kavuşmak, çok önemli. Kaldı ki bütün bu akp döneminin ve halk desteğinin temellerinin atılması köy enstitülerinin kapatılarak halkın kendi istemedikleri bilinç seviyesinden uzaklaşmasını sağlayarak başladı. Yargı bağımsızlığını da es gecmeyelim. Kısacası gelecek hükümet ve hükümetlere Allah kolaylık versin. AKP'nin bu ülkeye açtığı yaraları ekonomi dışında bile sarmak 10 yıllar alacak. Tabi ekonomik olarak Türkiye aldığı yaralardan kurtulabilirse !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GoSSgO -- 6 Ağustos 2022; 2:3:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 1977 yılınmda öğretmen olmak lazımmış. Ama doğum 1976 

  • Ne bekliyorsun? Düne kadar 6.5k maaş alıyorlardı. Adamların hayatta kalması için ek iş yapması mecburi. Cebi rahat olmayan adamdan performans beklemeyeceksin.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rasyonel teletabi R kullanıcısına yanıt
    Gericilik yapma. O gunler geride kaldi, sukurki cok moderen olduk.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _turbo_ -- 6 Ağustos 2022; 7:19:47 >
    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Eskiden alım gücü çok yüksek idi ama gelir adeletsizliği de öyleydi idi. Bir taraf aşırı zengin, diğer taraf işe aşırı fakir. Aslında bugünden pek bir farkı yok.


    Tabi o zamanlar öğretmen çok az olduğu için değeri daha fazla idi. Şimdi ise çok fazla öğretmen var ve atanmayı bekleyen yüzbinler var. Hali ile maaşların dibe vurması normal.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sniper23 -- 6 Ağustos 2022; 8:51:14 >
  • 1977'de bugünkü eğitim seviyesiyle iş arasam asgari ücretin birkaç katını alırdım.


    Bazılarının kafası asgari ücretin seviyesinin dolar karşılığını ve doların enflasyonla eriyip bugün kaç dolar ettiğini anlamamış. 1990 yılında buna benzer bir durum vardı.

    1977 yılındaki dolar kuru devlet tarafından belirlenen kurdur. Bugünkü gibi her dakika artıp düşmez.

  • Tek_Kisilik_Muhalefet T kullanıcısına yanıt

    Böyle demelerinin sebebi; ülkede (pek çok meslekte yapıldığı gibi) mühendisliğin itibarsızlaştırılmış olması, bunu da sayısız mühendislik fakültesi açılmasına izin verip doğru dürüst eğitim alamamış gençleri mühendis olarak mezun ederek yaptılar.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sniper23 kullanıcısına yanıt
    eskiden yönetimler ne kadar kötü olursa olsun, kalem oynatarak, maaşlı çalışanlara sahte enflasyon rakamları ile cüzi maaş artışı yapmazlardı. enflasyon ne ise onun zammını alırdın. şimdi ihtiyaçlar % 200 artıyorsa, maaşlar yıllık % 79 artıyor. eskiden ülkeyi yönetenler bile bu adar adaletsizliği göze alamıyorlardır. fark bu.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1234Rambo kullanıcısına yanıt

    EEEEEEEEEE?? Yani sokaklar güllük gülistanlık değildi, değil mi?

  • MuharremAylar kullanıcısına yanıt
    ya okuduğunuzu anlayın ya da asıl kafanızdan geçenleri açık açık yazın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türkiye'de o dönemde sabit kur rejimi uygulanıyordu. Kağıt üzerinde çok gelebilir. (belki daha çoktur orası ayrı bir araştırma konusu)


    Sabit kur rejimleri refah belirlemekte dövizle kıyas edilmez. Bakın İran mesela. İran sabit kur rejimine döndü 5 yıldır. 5 yıl önce 400 milyar dolar olan GSYİH şimdi 1.7 trilyon dolar. İran halkı 5 yılda 5 kat zengin olmadı. İran devleti de 5 yılda 5 kat büyümedi. İran'da 1.7 trilyon dolar yok yani. Sadece İran diyor ki 1 dolar 42000 tümen. Ama ülkede dehşet bir enflasyon var. Yani kur sabit olduğu için 2020 yılında misal 8 milyon riyal maaş alıyorsunuz. Ama enflasyon müthiş. 2021 yılında % 50 zam aldınız. 12 milyon oldu maaşınız. Dolar kuru sabit olduğu için 200 dolar olan maaşınız bir anda 300 dolar oldu. 12 milyon olan 2021 maaşınıza yine % 50 enflasyon zammı geldi. 18 milyon oldu maaşınız. Kur sabit. Sizin maaşınız oldu 450 dolar. 2 yılda 200 dolardan 450 dolara çıktı maaşınız.


    Peki dolar almak istediniz bu para ile. Gittiniz bir döviz bürosuna 450 dolara denk gelen 18 milyon riyali verdiniz. Size ne verecek döviz bürosu? Elbette 450 dolar vermeyecek. O devletin rakamı. Gerçekte 2.5 kat artmadı geliriniz. Döviz bürosunda 1 dolar 42 bin riyal değil 350 bin riyal. Uluslararası rakamlara göre 450 dolar olan maaşınızın karşılığında 50 dolar alabiliyorsunuz.


    İşte olay bundan ibaret. 1977 yılında 2000 dolar olabilir mi maaş? 20 bin dolar da olabilir. Sonuçta sabit kur. Ama siz 2000 dolarlık alım gücüne sahip değildiniz. Gidip 2000 dolar da alamıyorsunuz zaten. Özal döneminin olayları bunlar. Özal'dan önce ve sonra diye ikiye ayırmak lazım.


    Sabit kur rejiminde ancak enflasyon 0 ise gerçek gelir belirlenir. Türkiye gibi % 100 enflason olan bir ülkede sabit kur sadece kağıt üzerinde ülkeyi zengin gösterir. İran örneği gibi. İran 5 yılda Hollanda ve İspanya'yı da geçerek dünyanın sözde en büyük 14. ekonomisi oldu. Bu gidişle her sene x2 yaptığı göz önüne alınırsa bir kaç yıla ilk 10'a girer. Tabi gerçeklik ile kağıt üzerinde dünyaya "bakın benim trilyonlarca dolarım var" demek bambaşka bir şey.





  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.