Şimdi Egea'yı eleştireceksek fiyatına göre eleştirmek lazım. İyi bir araba mı? Fiyatına göre konuşursak harika bir araba. Ben Egea'yı alacağım zaman aynı paraya B sınıfı araçların baz donanımları denk düşüyordu. Egea ise orta donanım diyebileceğimiz bir donanımla hız sabitleme, dört cam otomatik, dijital klima, park sensörü, yokuş kalkış desteği, 6 hava yastığı sunuyor. Hatta az bir farkla geri görüş kamerası ve Apple Carplay / Android Auto desteği de geliyor. Baz B sınıfından ucuza orta dolulukta C sınıfı araba alabiliyorsunuz. Üstelik Baz B sınıfı araçlarda 1-2 istisna haricinde motorlar da Egea'dan zayıf (Clio 5 1.0 72 beygir, Opel Corsa 1.2 75 beygir, VW Polo 1.0 80 beygir v.b). Hal böyle olunca Egea parasına göre iyi bir araba denilebilir. Burada beklentiler giriyor işin içine. Geniş, C sınıfı araba ihtiyacınız varsa, Egea güzel bir tercih. Yok B sınıfı bana yeter kaliteden taviz vermem diyorsanız da başka markalara bakabilirsiniz.
Yalıtım eleştiriliyor. Açıkçası beni rahatsız eden bir durum yok. 1.4 benzinli motor 3000 devirde 112 km/sa hız yapmasına rağmen 120 ile giderken motor sesi rahatsız etmiyor. Evet araçta bir uğultu var, yol sesi ve rüzgar sesi motor sesiyle birleşince içerisi sessiz diyemem ama abartılacak bir ses de yok. İçeride gayet rahat konuşulabiliyor, ses yükseltmeye falan gerek yok. Yine de isterseniz 5-10 bin lira para harcayıp arabanın içerisinde kütüphane sessizliği elde edebilirsiniz ve hala cebinizden çıkan para baz B sınıfı araba fiyatından fazla olmaz. İyi bir yalıtımla içeride C sınıfı araçlardan iyi sessizlik elde edebilirsiniz. Ha sıfır arabayı kurcalatmak ister misiniz? Dediğim gibi konu gene beklenti ve ihtiyaca geliyor.
Frenler kampana denmiş ama bunun bir zararını görmedim, hissetmedim. Zaten 95 beygirlik bir arabadan bahsedersek, kampana fren gayet yeterli. Disk olsaydı hayır demezdim ama kampana var diye de bir eksiklik hissetmiyorum. Bildiğim kadarıyla 1.6 Dizeller zaten 4 tekerde disk frenle geliyor.
Tasarımını eleştirmişler; tasarım görecelidir, zevkler ve renkler tartışılmaz derler ama Egea bana göre hiç de tipsiz bir araba değil. Sadece kalite algısından dolayı yeriliyor bence. Yoksa aracın tasarımında bir tutarsızlık yok. Mesela bir Mitsubishi Attrage'da farlar arabanın ufacık burnuna kocaman gelmiş, tekerler ufacık kalmış v.b denilebilir, tasarımı yerilebilir ama Egea'da böyle bir durum yok.
Kornaya basınca direksiyon göbeğinin göçmesi ise aslında olmaması gereken bir şey. Zaten direksiyonun göbeği çok böyle çıkıntı, tuhaf duruyor. Volvo'nun direksiyonundan sonra Egea'nın direksiyonunu hiç sevemedim. Yalnız korna yerleri göbeğin kenarındaki kauçuk kısım, oradan basarsanız sorun olmuyor, Logonun üstü zayıf. Ayrıca çizilmeye müsait. Makyajla giderilmiştir umarım. Ben Egea direksiyonunun ele oturmasını sevmedim, direksiyonun kolları çok kalın, baş parmakları kolların üstüne koyunca diğer parmaklar kavrayamıyor direksiyonu. Bu konuda Volvo'nun direksiyonu çok iyiydi. Şimdi Egea'da fonksiyonel direksiyon var ondan öyle denilebilir ama daha iyi yerleştirilmiş bir tuş planı ile bu durum çözülebilirdi. Hazır direksiyon demişken, aracın direksiyonu ile ilgili eleştireceğim diğer bir nokta da City Mode olayı. City Mode kapalıyken direksiyon gereksiz bir sert ama bu sertlik nasıl diyeyim, yapay bir sertlik. Direksiyon merkeze dönmeye çalışmıyor gibi hissediyorum. Sürekli City Mode açık kullanıyorum o zaman ancak normal oluyor. Normalde City Mode sadece park manevralarında direksiyonu tüy gibi yapması gerekirken, anca normale getiriyor.
He ama mesela kadranlara uğraşmışlar, kontak kapalıyken baş aşağı duran ibreler, kontak açınca sona doğru gidip, sıfıra dönüyorlar. Madem böyle bir detay yaptınız, o kadran niye sona kadar gitmeden geri geliyor?
Gıcık oldum buna. Madem o kadar uğraştın sona kadar gidip gelse ya?