Şimdi Ara

12. T.C Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
461
Cevap
1
Favori
14.712
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: root_echo

    adam bütün herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı olacağım diyor.
    Kendinize dikkat edin

    AKP'lileri kucaklasin bize uzak olsun baska ihsan istemez.Ayni palavralari her balkon konusmasi sonrasinda defalarca soylemistir zaten.Tayyip,bu ulkede ancak yuzde 40'in basbakani CB'i olur.

    Gecmisi hainliklerle dolu ve hainlik yapmaya devam eden bir adamin CB makamina aday olmasi bile basli basina utanc vericidir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi VirgilSollozzo -- 3 Temmuz 2014; 9:45:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: karakorsan95

    diktatör oldu başımıza cumhurbaşkanı vatana millete hayırlı olsun

    sen diktatör görmemişsin MHP ve CHP başkanları c.başkanı adayını belirlerken kaç milletvekilinin haberi vardı acaba
  • Erdoğan başka memlekette olsa en fazla devlet memuru olurdu yabancı dili bile yok.

    Başka ülkenin lideri gelse başbaşa kalsalar muhabbet süresi 10 dakkayı geçmez
  • Tebrikler hocam on numara yazı olmuş. 2 avm fazla dikilince ülke kalkındı sanan forum kullanıcıları eminim iyi bir ders çıkarmıştır.

    daha önceden bende ufak çaplı bir son dönem türkiye ekonomisini inceleyen bir konu hazırlamıştım. arşivim arasına ekliyorum yazınızı, bitirme tezinde lazım olacak @webbie
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: İl teber

    Her borç konusu açıldığında klasik hareketler yine sergilenmeye başlanmış.

    Aslında ben de bıkmıştım bu konuda cevap vermekten ama yalan yanlış söylemler karşısında tutamıyorum kendimi.

    1. Burada ki kullandığım her bilgi T.C. Merkez Bankası ve TUİK kaynaklı.. Bir tarafımdan bir şey uydurmuyorum ve ya resmi olamayan kaynaklar kullanmıyorum.

    2.İlk cümlem de bahsettiğim olay. Borçlar konusunda emme basma tulumda gibi her zaman sallamasyon hareketlerde bulunan ve her seferinde cevabını alan kişilerin konuyu hemen başka kalemlere çevirip sıyrılmaya çalışmaları.

    Yani burada haksız olduklarını kabul edip benim de desteklemediğim , kabul etmediğim bazı konulara kayıp sıyrılmaya çalışmaları.

    Misal ÖTV sisteminin geçerliliğini yitirdiği konusu.



    Ben bu konu hakkında Otomobil Genel forumunda makale yazdım resmen. Bu sistem değişmeli yararından çok zararı dokunuyor diye.

    Misal asgari ücret...

    Asgari ücretten kesilen kesintilerin kesilmemesini her defasında söyledim.

    +18 Net ücretin 1100-1150 TL arası olması gerektiğini.

    vb...
    .
    .
    .

    Ben yanlışa yanlış , doğruya doğru diyorum. Fark zaten burada.

    Sevgili forumdaşım,

    Kaldığımız yerden devam etmek yerine, biraz başa sarıp konu hakkında bilgisi olmayan fakat fikre sahip olan arkadaşları da bilgilendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Sanırım siz de buna eklemelerde bulunursunuz, çünkü uzatacak vaktim yok.

    Öncelikle, AKP'nin ekonomi politikalarının mimarı AKP değil, Amerika'dan ithal Kemal Derviş'tir. Kendisi, Amerika ve dolayısı ile IMF tarafından Türkiye'ye bir teklif sunmuştur. Bu teklife göre Türkiye, kamu mallarını en kısa sürede özelleştirirse, ekonomik büyümenin sağlanması gerekli destek Amerika'dan gelecektir. Ancak burada önemli bir sorunla karşılaşmışlardır. O dönemin koalisyon hükümetinin büyük oyuncuları, yani DSP ve MHP buna karşı çıkmıştır; ANAP ise tek başına iktidar yapılamayacak kadar pisliğe bulaşmıştır. İktidar ihtimali olan bir diğer parti, Erbakan'ın partisidir fakat o da baştan sona kadar Amerika karşıtı politikalar izlemiş, IMF'e karşı duruş sergilemiş, büyüme yerine kalkınmaya öncelik tanımıştır.

    İşte tam bu noktada, farklı partilerden birsürü hırslı insan bir araya gelmiş ve bir anda, arkasında başta Doğan Grubu olmak üzere tüm patron medyasının desteğini alarak iktidar olmuştur. Bahsi geçen partide yok yoktur. Yolsuzluktan davaları süren adamdan, oğlu adam öldürüp hapis yatmamış olana; devletini AİHM'ye şikayet edenden, Madımak'ta insanları diri diri öldürenlerin gönüllü savunucularına kadar, her türlü olumsuz davranışı aynı çatı altında buluşturmuş bir parti, bir anda sermayenin desteğini arkasına almıştır. Partinin o günlerdeki en dikkat çeken sloganı "Biz değiştik. Artık eskisi gibi değiliz" olmuştur.

    Sermayenin yeni gözdesi olan partinin önderleri neden "değişme" ve bunu dile getirme ihtiyacı duymuştur? Geçmişinde şeriatten bahseden, Amerika'ya karşı duruş sergileyen, hırsızlık yapmadan asla zengin olamayacağını söyleyen insanların değişimi nasıl olabilmiştir?

    Kurulduktan hemen sonra iktidara gelen parti, değiştiğini ve vefa borcunu en kısa zamanda ödemek istediğini, devletin tüm kar eden kurumlarını satarak göstermiştir. Bunlar arasında en dikkat çekici olan iki tanesi Türk Telekom ve Erdemir'dir. Türk Telekom, yani Türkiye'nin iletişim ağı, hakkında hiçkimsenin doğru dürüst bilgiye sahip olmadığı ve Lübnan'da siyasetin en güçlü isimlerinden olan bir hıristiyana satılmıştır. Bu durum o dönemde hala güçlü olan ordunun dikkatini çekmiş ve ordu Erdemir'e bir şekilde el koyarak, yabancıya gitmesine engel olmuştur.

    O günlere kadar Türkiye'de enflasyon yüksektir ve doların bir günü, diğer gününü tutmamaktadır. Ancak bir anda herşey değişmiş, dolar stabilite kazanmış, enflasyon ise düşüşe geçmiştir. Burada ilginç olan, daha doğrusu herkesin kendisine sorması gereken soru şudur; Üretim artmadan ya da petrol kaynakları bulunmadan, aynı gelire sahip olan ülke nasıl olur da bir anda bambaşka bir ekonomik görünüme kavuşur?

    Soruyu daha da Türkçeleştirmek gerekirse; Daha önce iki evi olan ve bu evlerin birinde oturup, diğerinden de kira geliri sağlayan ama bir türlü iki yakasını bir araya getiremeyen Ahmet Bey, nasıl oldu da tek evle iki yakayı bir araya getirmeye başladı?

    Cevap basittir; Ahmet Bey, ikinci evini satmıştır ve bu sayede yüksek bir nakit getirisine kavuşmuştur. Evini satarak elde ettiği bu gelir, kısa vadede ve biraz tutumlu olsa, maaşından artanlarla ödeyebileceği eş-dost alacaklarını ödemesini sağlamıştır. Ancak, Ahmet Bey'in göze çarpmayan bir geliri daha vardır; tefeciden aldığı para.

    Evet, Türkiye'nin son 10 yılda üretmeden, kalkınma hamlesi yapmadan ve tarihinde hiçbir zaman görülmemiş tüketim çılgınlığına rağmen batmamış olmasının asıl nedeni, tefeciden aldığı paradır. Televizyonda devamlı duyduğumuz, gazetelerde devamlı okuduğumuz bu tefeci borcunun iktisattaki adı sıcak paradır.

    Sıcak paranın Türkiye'yi tercih etmesinin nedeni ise, FED'in faizleri düşürmesi sonrasında, başta petrol zenginlerinin elinde birikmiş olan nakit paranın kendisine en yüksek geliri arayışı gelmektedir. Bunun yanı sıra, 11 Eylül sonrası batıda Araplara karşı oluşan tepki de bu paranın üzerinde etkili olmuş, paranın devlet garantili en yüksek getiriyi sağlayacağı yer olan Türkiye'ye gelmesini sağlamıştır.

    Tefeci Ahmet Bey'e borç verirken, dünya standartlarının üzerinde bir gelir sağlayacağını, eğer bu geliri elde edemezse Ahmet Bey'in ikinci evini alabileceğini bilmektedir. Eğer son 10 yıla ait gazetelere bakarsanız, Türkiye'de kurulan fabrikaları değil, kurulan yabancı sermayeli bankaları ya da yabancı sermayeye satılan bankaları görebilirsiniz.

    Buraya kadar sorunsuz şekilde geldik. Çoğul olarak konuşmayı tercih ediyorum, çünkü başta kişi başına düşen milli gelir olmak üzere, tüm zenginlikleri bölüştürerek kağıda aktaran devletin istatistik kurumu, benim gelirimi de bir anda yükseltmiştir. Bu kurum o kadar yeteneklidir ki, işsizlik artarken, maaş zamları yıllı %4 civarında gerçekleşirken, her yıl ortalama 4 bin işletme kapanırken ve hiçbir fabrika açılmazken benim gelirimi bir anda 3 katına çıkarmıştır.

    İstatistik kurumunun yaptığı bir diğer araştırma daha vardır ki, bundan Tayyip Erdoğan hiçbir yerde bahsetmez. Sadece son 4 yılda kişi başına düşen borç miktarı %90'dan fazla artmıştır. Kişilerin kredi, kredi kartı ve Toki borçları, gelirlerinin %48'ine ulaşmıştır. Yani, her birimizin gelirinin yarısı bankalara gitmektedir.

    Şimdi biraz da teknik dille konuşalım. Yıllardır büyüyen Türkiye'nin bu büyümesinin bir de Gini Katsayısı ile ölçülmesi gerekir. Gini Katsayısı'nı burada ekonomi dersi veren iktidar yanlısı (başta İl Teber olmak üzere) arkadaşların bildiğini düşünerek, açıklama gereği duymuyorum.

    Türkiye, Gini Katsayısına bakıldığında gelir dağılımı aşırı bozuk bir ülke izlenimi vermektedir. Toplam nüfusun en fakir %20'lik kısmı toplam gelirin sadece %6'sına sahipken, en zengin %20 ise toplam gelirin neredeyse yarısına sahiptir. Yani o büyüme, bu enflasyon, otoyol, tünel, Amerika'da 1907'de yaşanan maden faciası bir kenara bırakılırsa, Türkiye'nin zenginliğinin şu anda bu yazıyı okuyacak kadar vakti olan hiçkimseyi ilgilendirmediği açıktır.

    Konuyu rakamlarla boğmak istemiyorum. Eğer merak eden varsa, patron gazetelerinin köşelerini tutmuş olan ve bu sayede onbinlerce lira maaş alan, işi ise iktidarı yalamak olan ekonomist görünümlü soytarıları bir kenara bırakıp, gerçekten ekonomiden, sosyal adaletten ve herşeyden önce sizden bahseden ekonomistleri takip etmelerini öneririm.

    Bir diğer konu ise, adını unuttuğum diğer bir iktidar görevlisi arkadaşın "İktidar zamanında yapılan yolları babanız mı yaptırdı?" gibi ilginç mantıksal çıkarımıdır.

    Bilal ya da Sümeyye daha önceleri adamlarını gönderirdi fakat bu cümleden anladığım kadarıyla, artık kendileri doğrudan yazmaya başlamışlar. Bir partiyi "Babasının" olarak gören başka kimse tanımıyorum. Bu konu da uzun, fakat bunun için ilkokula kadar dönüp, sosyal bilgiler dersinden başlamam gerekeceği için hiç başlamamayı tercih ediyorum.

    Saygılar...

    Uzun zamandır bu forumda gördüğüm en iyi en okunaklı yazı .
    Klavyenize sağlık .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Sevgili forumdaşım,

    Kaldığımız yerden devam etmek yerine, biraz başa sarıp konu hakkında bilgisi olmayan fakat fikre sahip olan arkadaşları da bilgilendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Sanırım siz de buna eklemelerde bulunursunuz, çünkü uzatacak vaktim yok.

    Öncelikle, AKP'nin ekonomi politikalarının mimarı AKP değil, Amerika'dan ithal Kemal Derviş'tir. Kendisi, Amerika ve dolayısı ile IMF tarafından Türkiye'ye bir teklif sunmuştur. Bu teklife göre Türkiye, kamu mallarını en kısa sürede özelleştirirse, ekonomik büyümenin sağlanması gerekli destek Amerika'dan gelecektir. Ancak burada önemli bir sorunla karşılaşmışlardır. O dönemin koalisyon hükümetinin büyük oyuncuları, yani DSP ve MHP buna karşı çıkmıştır; ANAP ise tek başına iktidar yapılamayacak kadar pisliğe bulaşmıştır. İktidar ihtimali olan bir diğer parti, Erbakan'ın partisidir fakat o da baştan sona kadar Amerika karşıtı politikalar izlemiş, IMF'e karşı duruş sergilemiş, büyüme yerine kalkınmaya öncelik tanımıştır.

    İşte tam bu noktada, farklı partilerden birsürü hırslı insan bir araya gelmiş ve bir anda, arkasında başta Doğan Grubu olmak üzere tüm patron medyasının desteğini alarak iktidar olmuştur. Bahsi geçen partide yok yoktur. Yolsuzluktan davaları süren adamdan, oğlu adam öldürüp hapis yatmamış olana; devletini AİHM'ye şikayet edenden, Madımak'ta insanları diri diri öldürenlerin gönüllü savunucularına kadar, her türlü olumsuz davranışı aynı çatı altında buluşturmuş bir parti, bir anda sermayenin desteğini arkasına almıştır. Partinin o günlerdeki en dikkat çeken sloganı "Biz değiştik. Artık eskisi gibi değiliz" olmuştur.

    Sermayenin yeni gözdesi olan partinin önderleri neden "değişme" ve bunu dile getirme ihtiyacı duymuştur? Geçmişinde şeriatten bahseden, Amerika'ya karşı duruş sergileyen, hırsızlık yapmadan asla zengin olamayacağını söyleyen insanların değişimi nasıl olabilmiştir?

    Kurulduktan hemen sonra iktidara gelen parti, değiştiğini ve vefa borcunu en kısa zamanda ödemek istediğini, devletin tüm kar eden kurumlarını satarak göstermiştir. Bunlar arasında en dikkat çekici olan iki tanesi Türk Telekom ve Erdemir'dir. Türk Telekom, yani Türkiye'nin iletişim ağı, hakkında hiçkimsenin doğru dürüst bilgiye sahip olmadığı ve Lübnan'da siyasetin en güçlü isimlerinden olan bir hıristiyana satılmıştır. Bu durum o dönemde hala güçlü olan ordunun dikkatini çekmiş ve ordu Erdemir'e bir şekilde el koyarak, yabancıya gitmesine engel olmuştur.

    O günlere kadar Türkiye'de enflasyon yüksektir ve doların bir günü, diğer gününü tutmamaktadır. Ancak bir anda herşey değişmiş, dolar stabilite kazanmış, enflasyon ise düşüşe geçmiştir. Burada ilginç olan, daha doğrusu herkesin kendisine sorması gereken soru şudur; Üretim artmadan ya da petrol kaynakları bulunmadan, aynı gelire sahip olan ülke nasıl olur da bir anda bambaşka bir ekonomik görünüme kavuşur?

    Soruyu daha da Türkçeleştirmek gerekirse; Daha önce iki evi olan ve bu evlerin birinde oturup, diğerinden de kira geliri sağlayan ama bir türlü iki yakasını bir araya getiremeyen Ahmet Bey, nasıl oldu da tek evle iki yakayı bir araya getirmeye başladı?

    Cevap basittir; Ahmet Bey, ikinci evini satmıştır ve bu sayede yüksek bir nakit getirisine kavuşmuştur. Evini satarak elde ettiği bu gelir, kısa vadede ve biraz tutumlu olsa, maaşından artanlarla ödeyebileceği eş-dost alacaklarını ödemesini sağlamıştır. Ancak, Ahmet Bey'in göze çarpmayan bir geliri daha vardır; tefeciden aldığı para.

    Evet, Türkiye'nin son 10 yılda üretmeden, kalkınma hamlesi yapmadan ve tarihinde hiçbir zaman görülmemiş tüketim çılgınlığına rağmen batmamış olmasının asıl nedeni, tefeciden aldığı paradır. Televizyonda devamlı duyduğumuz, gazetelerde devamlı okuduğumuz bu tefeci borcunun iktisattaki adı sıcak paradır.

    Sıcak paranın Türkiye'yi tercih etmesinin nedeni ise, FED'in faizleri düşürmesi sonrasında, başta petrol zenginlerinin elinde birikmiş olan nakit paranın kendisine en yüksek geliri arayışı gelmektedir. Bunun yanı sıra, 11 Eylül sonrası batıda Araplara karşı oluşan tepki de bu paranın üzerinde etkili olmuş, paranın devlet garantili en yüksek getiriyi sağlayacağı yer olan Türkiye'ye gelmesini sağlamıştır.

    Tefeci Ahmet Bey'e borç verirken, dünya standartlarının üzerinde bir gelir sağlayacağını, eğer bu geliri elde edemezse Ahmet Bey'in ikinci evini alabileceğini bilmektedir. Eğer son 10 yıla ait gazetelere bakarsanız, Türkiye'de kurulan fabrikaları değil, kurulan yabancı sermayeli bankaları ya da yabancı sermayeye satılan bankaları görebilirsiniz.

    Buraya kadar sorunsuz şekilde geldik. Çoğul olarak konuşmayı tercih ediyorum, çünkü başta kişi başına düşen milli gelir olmak üzere, tüm zenginlikleri bölüştürerek kağıda aktaran devletin istatistik kurumu, benim gelirimi de bir anda yükseltmiştir. Bu kurum o kadar yeteneklidir ki, işsizlik artarken, maaş zamları yıllı %4 civarında gerçekleşirken, her yıl ortalama 4 bin işletme kapanırken ve hiçbir fabrika açılmazken benim gelirimi bir anda 3 katına çıkarmıştır.

    İstatistik kurumunun yaptığı bir diğer araştırma daha vardır ki, bundan Tayyip Erdoğan hiçbir yerde bahsetmez. Sadece son 4 yılda kişi başına düşen borç miktarı %90'dan fazla artmıştır. Kişilerin kredi, kredi kartı ve Toki borçları, gelirlerinin %48'ine ulaşmıştır. Yani, her birimizin gelirinin yarısı bankalara gitmektedir.

    Şimdi biraz da teknik dille konuşalım. Yıllardır büyüyen Türkiye'nin bu büyümesinin bir de Gini Katsayısı ile ölçülmesi gerekir. Gini Katsayısı'nı burada ekonomi dersi veren iktidar yanlısı (başta İl Teber olmak üzere) arkadaşların bildiğini düşünerek, açıklama gereği duymuyorum.

    Türkiye, Gini Katsayısına bakıldığında gelir dağılımı aşırı bozuk bir ülke izlenimi vermektedir. Toplam nüfusun en fakir %20'lik kısmı toplam gelirin sadece %6'sına sahipken, en zengin %20 ise toplam gelirin neredeyse yarısına sahiptir. Yani o büyüme, bu enflasyon, otoyol, tünel, Amerika'da 1907'de yaşanan maden faciası bir kenara bırakılırsa, Türkiye'nin zenginliğinin şu anda bu yazıyı okuyacak kadar vakti olan hiçkimseyi ilgilendirmediği açıktır.

    Konuyu rakamlarla boğmak istemiyorum. Eğer merak eden varsa, patron gazetelerinin köşelerini tutmuş olan ve bu sayede onbinlerce lira maaş alan, işi ise iktidarı yalamak olan ekonomist görünümlü soytarıları bir kenara bırakıp, gerçekten ekonomiden, sosyal adaletten ve herşeyden önce sizden bahseden ekonomistleri takip etmelerini öneririm.

    Bir diğer konu ise, adını unuttuğum diğer bir iktidar görevlisi arkadaşın "İktidar zamanında yapılan yolları babanız mı yaptırdı?" gibi ilginç mantıksal çıkarımıdır.

    Bilal ya da Sümeyye daha önceleri adamlarını gönderirdi fakat bu cümleden anladığım kadarıyla, artık kendileri doğrudan yazmaya başlamışlar. Bir partiyi "Babasının" olarak gören başka kimse tanımıyorum. Bu konu da uzun, fakat bunun için ilkokula kadar dönüp, sosyal bilgiler dersinden başlamam gerekeceği için hiç başlamamayı tercih ediyorum.

    Saygılar...

    Bilgi birikimi hitabet yeteneği düzgün türkçesiyle benim cumhurbaşkanı adayım Webbie :)




  • Niye aday olduğunu anlayamadığım şahıstır.Direk cumhurbaşkanı olsaydı.Ne gerek var bu kadar tantanaya.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ax

    quote:

    Orijinalden alıntı: kpln04

    quote:

    Orijinalden alıntı: ax

    Cumhurbaşkanıda olur bu ülkede.Herşeye layık bu ülkenin insanı.Kulluk etmekten başka ne yapmıştır ki bu toplum.Aralarından zeki biri çıkmış bu düzeni bozmuş ama tarih bir yenisini daha çıkarana kadar bu düzen böyle devam eder.Utanmasalar saltanatı getirecekler.Atatürk'te biliyordu bu toplumu ama hata yaptı.Diktatör gibi yönetip kazıyacaktı bu toplumdan sorgulamayan,cahil,kulluğa alışmış kişileri.Sen misin demokrasi isteyen çok partili düzene alıştırmaya çalışan.Al işte yine geldiler ülkenin başına...

    tayyibe tapanlarla atatürke tapanların ne farkı kaldı şimdi?
    Ama haklısın toplumların en büyük hatası yeniliğe direnç göstermek

    Atatürk ile kıyasladığınız adamın farkındasınızdır umarım.Tapma olayı yok ortada ayrıca.Atatürk ve erdoğan gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum...

    atatürk ve erdoğanı kıyaslamıyorum.atatürkçüler ve erdoğancıları kıyaslıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bilemezsinki

    onca yolu tüneli babanızın partisi yapmadı degilmi? Çin atasözü der ki ; hiç kimse görmek istemeyen birisi kadar KÖR OLAMAZ

    bende ülkenin herşeyini satsam bende yapardım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts

    Basbakanliktan istifa etmeden seçimlere girerse dogru olmaz. Bakalim ne olacak.

    Başbakanlıktan istifa ederse haşhaşiler Tayyibi tutuklamaya kalkar.
    Bu konuda bahse girebilirim.

    Tutuklanmasına neden olabilecek hiç bir suçu yok yani? Olur da tutuklanırsa kesin haşhaşiler?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: atmaca57

    quote:

    Orijinalden alıntı: karakorsan95

    diktatör oldu başımıza cumhurbaşkanı vatana millete hayırlı olsun

    sen diktatör görmemişsin MHP ve CHP başkanları c.başkanı adayını belirlerken kaç milletvekilinin haberi vardı acaba

    AKP'den Erdoğan'ın adaylığı için imza atmayacak 22 vekilin sonu ne olurdu?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts

    Basbakanliktan istifa etmeden seçimlere girerse dogru olmaz. Bakalim ne olacak.

    Başbakanlıktan istifa ederse haşhaşiler Tayyibi tutuklamaya kalkar.
    Bu konuda bahse girebilirim.

    Tutuklanmasına neden olabilecek hiç bir suçu yok yani? Olur da tutuklanırsa kesin haşhaşiler?

    İlker Başbuğ un, Hanefi Avcı nın ve diğer askerlerin suçu varmıydı bilmiyorum ama tutuklandılar.
    Tayyip suçsuz demiyorum ama direk tutuklarlar bence.




  • Bu arada dün Sinan Meydan konuşurken HALK TV yayını kesmiş.İhsanoğlu CHP'den çok su götürür diyeyim size
     12. T.C Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan
  • "gelecek" hep tehlikededir bu ülkede.. al gülüm ver gülüm yapacaklar yine..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts

    Basbakanliktan istifa etmeden seçimlere girerse dogru olmaz. Bakalim ne olacak.

    Başbakanlıktan istifa ederse haşhaşiler Tayyibi tutuklamaya kalkar.
    Bu konuda bahse girebilirim.

    Tutuklanmasına neden olabilecek hiç bir suçu yok yani? Olur da tutuklanırsa kesin haşhaşiler?

    İlker Başbuğ un, Hanefi Avcı nın ve diğer askerlerin suçu varmıydı bilmiyorum ama tutuklandılar.
    Tayyip suçsuz demiyorum ama direk tutuklarlar bence.

    Tutuklayacak olan "haşhaşiler"se, Tayyip suçsuz diyorsunuz. Bu duruma da ne yazık ki sadece gülünebilir.




  • Erbakan bile 80-90 yaşında yargılandı cezaya çarptırıldı. Bu da aynı olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts

    Basbakanliktan istifa etmeden seçimlere girerse dogru olmaz. Bakalim ne olacak.

    Başbakanlıktan istifa ederse haşhaşiler Tayyibi tutuklamaya kalkar.
    Bu konuda bahse girebilirim.

    Tutuklanmasına neden olabilecek hiç bir suçu yok yani? Olur da tutuklanırsa kesin haşhaşiler?

    İlker Başbuğ un, Hanefi Avcı nın ve diğer askerlerin suçu varmıydı bilmiyorum ama tutuklandılar.
    Tayyip suçsuz demiyorum ama direk tutuklarlar bence.

    Tutuklayacak olan "haşhaşiler"se, Tayyip suçsuz diyorsunuz. Bu duruma da ne yazık ki sadece gülünebilir.

    Ben öyle bir şey demedim sen istediğin tarafa çekiyorsun
    Başbakanın karşısında bir çete var ve başbakan bunun önlemini alıyor.
    Satranç oynuyorlar kısacası.




  • açıkladığı mal bildirimi öldürdü beni :D bi ihaleden indirdiği para kadar beyan vermiş :D 3 parça :D:D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts

    Basbakanliktan istifa etmeden seçimlere girerse dogru olmaz. Bakalim ne olacak.

    Başbakanlıktan istifa ederse haşhaşiler Tayyibi tutuklamaya kalkar.
    Bu konuda bahse girebilirim.

    Tutuklanmasına neden olabilecek hiç bir suçu yok yani? Olur da tutuklanırsa kesin haşhaşiler?

    İlker Başbuğ un, Hanefi Avcı nın ve diğer askerlerin suçu varmıydı bilmiyorum ama tutuklandılar.
    Tayyip suçsuz demiyorum ama direk tutuklarlar bence.

    Tutuklayacak olan "haşhaşiler"se, Tayyip suçsuz diyorsunuz. Bu duruma da ne yazık ki sadece gülünebilir.

    ben gülemiyorum bile, adam başbakanın istifa etmemesini savunuyor. inanamıyorum bu ülkenin insanlarına yahu.




  • Akp li arkadaşlar üzülerek söylüyorum ki hepiniz uyuyorsunuz. Bir an önce bilinçlenin ve ailenizi bilinçlendirin. Bu adamlar hepimizi tehdit ediyor. Zaman bunu gösterecek

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.