Şimdi Ara

1 Aralık'ta Uludağ'da kaybolan iki dağcının cesedi 18. günde bulundu (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
1
Favori
9.290
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Saygun Çelebi adında bir gazeteci Facebook'tan yaptığı paylaşımda iki dağcının vefat ettiğini bildirdi resmi kaynaklar haberi henüz doğrulamadı. Arama kurtarma ekibi gazetecinin ihbar ettiği bölgeye gidiyor.
  • 1 Aralık'ta Uludağ'da kaybolan iki dağcının cesedi 18. günde bulundu
  • Elma kullanıcısına yanıt
    Bende gordum hocam, kaynak sormayin demis. Gecen gun sayisini dusununce kolay degil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erkahn

    Bende gordum hocam, kaynak sormayin demis. Gecen gun sayisini dusununce kolay degil.
    Adam ruh hastası çıktı. Hukuk okuduğundan ve gazeteci olduğundan bile şüpheleniyorum açıkçası. Umarım bu adam hakkında yalan ihbardan işlem başlatılır.

    1 Aralık'ta Uludağ'da kaybolan iki dağcının cesedi 18. günde bulundu
  • ekşi'den bir mesaj:

    quote:


    ilk günler çok umutluydum ancak bugün bir videoya denkgeldim ve maalesef şanslarının ne kadar az olduğunu anladım. arama çalışmalarının ilk günlerinde çekilen videoda hava şartlarının ne kadar zorlu olduğu görünüyor. ayrıca araçların ışıklarının olmadığı yerler zifiri karanlık. klavye başından şöyle yapmışlardır, böyle yürümüşlerdir diye yazmak açıkçası bana da kolay geliyordu ancak videoda görünüyor ki şartlar çok zorlu. kendinizi onların yerine koyup şu şartlarda hayatta kalmaya çalıştığınızı düşünürseniz yazacağınız yorumlar da biraz daha vicdanlı hale gelecektir.
    https://www.bursadabugun.com/video/bursa-uludag-da-kayip-iki-dagcinin-ayak-izlerinin-bulundugu-anlarin-goruntusu-ortaya-cikti-115222.html


    tabi zor kardeşim. insan doğaya çıkmadan ordaki şartları kestiremiyor. ben dağcılık falan yapmıyorum ama 4-5 kişilik bi bisiklet topluluğumuz var. kendimiz bisikletle dağlara çıkıyor ormanlara dalıyoruz ve kamp da yapıyoruz. bir keresinde Kırklareli Bulgaristan sınırından (Beğendik köyünden) İğneada'ya (limanköy'e) kadarki ormanı sahil şeridinden aşmak istedik. yol yok. sadece orman. sahil de yok çünkü denir kenarı hep uçurum:

    1 Aralık'ta Uludağ'da kaybolan iki dağcının cesedi 18. günde bulundu

    yani gittiğimiz yerler bu tarz uçurumların üstü olacaktı hep. neyse başladık biz, karşımıza bi çoban çıktı. yağmur yağarsa gidemezsiniz geri dönün dedi. dinlemedik. en kötü ne olabilir ki yahu, en kötü çamur olur üzerimiz dedik. sonra bi çoban daha çıktı ve aynı uyarıyı yaptı, gene dinlemedik. daha da ilerledik ve artık çobanla da karşılaşmamızın mümkün olmayacağı orman içine daldık. sonra yağmur başladı ve sadece 5-10 dakka yağıp dindi. o 5 dakkalık yağmurda ne mi oldu? her yer balçık çamuru oldu. bisikletlerin tekerleri furbol topu kalınlığında çamur oldu ve tekerlekler dönmüyor. durduk ve etraftan bulduğumuz dalları kullanarak çamurları temizlemeye çalıştık ama 10 dakka uğraştık. sonra, bisikletlerin üzerine binmeden elimizle ittirerek ilerlemeye çalıştık ancak 10 metre ilerlesek gene tekerler çamur oluyordu. 2-3 kez tekerleri sıfırdan temizleyip dönebilir vaziyete getirsek de sonuç değişmedi, bisikletleri elimizde ittiğimiz anca tekrar çamur oluyor ve tekerler kitleniyor. sonuç: ormanın ortasında, elimizle ilerek yürütmemizin bile imkansız olduğu katılaşmış bisikletlerle kala kaldık. ve havanın kararmasına da çok vakit yoktu. neyse ki GPS vardı. o kadar panik yaptım ki anlatamam.

    o ormana girerken öyle bir durumda kalabileceğimiz hiç aklıma gelmezdi. kimse böyle bir şeyin olacağını akıl edememişti. çamur dediğin en fazla üzerimizi kirletir kafasındaydık hep. yani doğa evden otururken hayal ettiğimizden çok daha vahşi kesinlikle.

    sonuç olarak, o gün bir hayli panik yaptım. geceye orada kalırsak ne olacak diye hakikaten tırsmıştım. ve son çare, orda öyle kalmaktansa, bisikletleri sırtımıza alıp GPS'te görmüş olduğumuz en yakın yola doğru yukarıya tırmanmaya karar verdik. bisikletleri bırakmak da olmaz çünkü yola çıkınca yolun gerisini nasıl gideceksin? bisikletleri sırtladık, ayaklarımız kocaman çamur topu, ayakkabılar görünmüyor, o şekilde ormanın içinde tepeye tırmanmaya başladık. GPS'den baka baka en yakın yola çıktık ama hava kararmıştı çıktığımızda. GPS olmasa baya sıçmıştık. yola çıkınca tekerlerin çamurlarını tekrar sildik ve bu kez bisikletlere binip gecenin bi yarısı kapkaranlık ormanın içinden iğneada'ya gittik. gerçekten yorgunluktan gebermiştim o gün ama tüm o korkunun ardından yola çıkabilmiş olmak da baya rahatlatmıştı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 16 Aralık 2019; 2:49:1 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 1 Aralık'ta Uludağ'da kaybolan iki dağcının cesedi 18. günde bulundu






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Elma -- 18 Aralık 2019; 13:38:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Elma kullanıcısına yanıt
    benide ruh hastası hanesine yaz ozaman cinlere inanıyorum diye çünkü evdeki tülle boğulmaya çalışılan bir kadına şahidim hatta tülün arasından amcam kurtardı kadını koşup tülde sanki üstüne tutkal dökülmüş gibi kaç gün kaskatı kaldı...yaşadığı paranormal bir olayı yazmış adamı deli ilan etmek nedir yahu bir batılı abd li yazsa hayran hayran okurusnuz ama çekilmiş filmine bile gidersiniz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 18 Aralık 2019; 14:21:8 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    benide ruh hastası hanesine yaz ozaman cinlere inanıyorum diye çünkü evdeki tülle boğulmaya çalışılan bir kadına şahidim hatta tülün arasından amcam kurtardı kadını koşup tülde sanki üstüne tutkal dökülmüş gibi kaç gün kaskatı kaldı...yaşadığı paranormal bir olayı yazmış adamı deli ilan etmek nedir yahu bir batılı abd li yazsa hayran hayran okurusnuz ama çekilmiş filmine bile gidersiniz..
    Hee oldu zaten hep sizin başınıza gelir bir akıllı sizsiniz ya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MinaTo -- 18 Aralık 2019; 14:21:19 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CeyKalDa

    dyatlov geçidi
    o olay da ruslar silah denemesi yapıyordu ordakı dagxılarda şansız bir şekilde denk gelmişti bahsettiğin olay kısaca budur



    bu olay ihmalkarlık, bilinçsiz dağcılık olayı
  • MinaTo kullanıcısına yanıt
    dünyada milyonlarca şahit olan insan var benide bir gece aykalarımdan tuttup kulağıma anlamadığım birşeyler fısıldadı tüm evi çığlık atarak uyandırdım umarım yaşadığım şey uyku felcidir bilimsel olarak..ama halen her anı aklımda..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 18 Aralık 2019; 14:26:28 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    dünyada milyonlarca şahit olan insan var benide bir gece aykalarımdan tuttup kulağıma anlamadığım birşeyler fısıldadı tüm evi çığlık atarak uyandırdım umarım yaşadığım şey uyku felcidir bilimsel olarak..ama halen her anı aklımda..
    O milyonlarca insanın yarısıyla tanıştım hepsi fasa fiso lütfen geçelim bunları. İnsanlar bilmedikleri şeyleri hep doğaüstü bir güce yorumluyor.
    Herkesin bir "cinli köy" olayı anlatan tanıdığı vardır ama nedense bu olaylar hep (yanlış anlaşılmasın) "bilgisiz" kitle tarafından söylenir.

    Uzaylı ne ise cin de aynıdır benim gözümde. Eğer uzaylı görenlere inanıyorsanız sıkıntı yok.
  • MinaTo kullanıcısına yanıt
    bunu diyip paranormal activity filmlerini ve belgesellerini itinayla bilimsel bilimsel izlerisiniz ama bir müslüman anadolu insanı yaşayınca cahil deli ruh hastası oluyor tabi batılı yaşayınca anomal bilimsel bir deneyim he canın he anladım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 18 Aralık 2019; 14:36:33 >
  • Mert denen arkadaş resimdeki mavili kişi mi? 31 yaşındaymış,Allah rahmet eylesin.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    bunu diyip paranormal activity filmlerini ve belgesellerini itinayla bilimsel bilimsel izlerisiniz ama bir müslüman anadolu insanı yaşayınca cahil deli ruh hastası oluyor tabi batılı yaşayınca anomal bilimsel bir deneyim he canın he anladım..
    Ahahaha hiçbirini izlemedim o tarz filmleri sevmem(türk versiyonları dabbe falan dahil). Zaten o filmlerin amacı da korkutmak, gerçek olduğuna inandırmak değil.

    O kadar yabancı platformlarda takılırım ki youtube trendler dahil ama bir tanesinde paranormal bir olayı anlatan bir şeye denk gelmedim. Varsa bile prim vermiyorlardır ve gün yüzüne çıkmıyordur. Bizim insanımız gibi inli cinli yerlerin videosu çekilip hikayesi anlatılmıyor. Bizim milletimiz abartmayı sever




  • dekareme kullanıcısına yanıt
    Çok yanlış düşünce. O zaman yolda yürümeyelim çünkü kaza olabilir araç altında kalırsak birsürü insan bizim yaşamamız için uğraşıyor olacak.

    Dağcılık bir spordur her sporda olduğu gibi tehlikeleri vardır. Gelişmiş ülkelerde daha yaygın yapılır.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • ilk önce mont bulunmuştu.
    montun 70 metre uzağında olan baton ise monttan iki gün sonra bulunabildi.
    ceset de monttan 1 km uzakta bulunmuş.

    ne yazık ki beklenmedik bir sonuç olmadı.

    ne olursa olsun, Tükiye'nin en işlek yerlerinden birindeki çok yüksek olmayan bir dağda bu derece kolayca kayıp yaşanıyorsa, dağcılık bilinci olarak almamız gereken çok yolumuz var demektir.

    yukarıda video paylaştım. iki dağcı konuşuyorlar. söz konusu kayıp şahısların birçok güvenlik tedbirini almadan, jandarmaya gidecekleri rotayı haber vermeden, GPS cihazı almadan, gerekli diğer koruyucu donanımları almadan, ekip oluşturmadaki minimum birey sayısını ihlal ederek, ve daha birçok dağcılık ilkesini ihlal ederek çıktıklarını ve adeta ölüme davetiye çıkartmış olduklarını söylüyorlar.

    amacım kimseyi suçlamak değil. ama, hata kimde olursa olsun, bu olayı yaşıyorsak, ortalıkta ciddi yanlışlar var demektir. K2 gibi inanılmaz derecede medeniyetten uzak berbat bi yerde bile ölüm sayıları azaltılabiliyorken, bu kadar ucuz kayıplar yaşanmamalı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 18 Aralık 2019; 14:55:14 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Elma

    Adam ruh hastası çıktı. Hukuk okuduğundan ve gazeteci olduğundan bile şüpheleniyorum açıkçası. Umarım bu adam hakkında yalan ihbardan işlem başlatılır.



    Alıntıları Göster
    ruh hastası olmaktan çok, ruh hastası olanları kullanarak para kazanan kişiler bunlar. yani insanların dangalaklıklarını paraya çeviren kişiler.

    şimdi bu herif haritada aslında montun bulunduğu yeri göstermiş. söylediği de tamamen yalan. ama, şimdi bu herif ne yapacak söyliyim. kendisine inanan saf insanlara şöyle söyleyecek: "ben yaratıklarla irtibata geçtim, yaratıklar bana yeri söyledi, ben de yetkililere ilettim, yetkililer benim dediğim yerde buldular" aynen bunu diyecek ve bu herifi dinleyen kerizler de inanacaklar. bu tarz kişiler böyle para kazanıyo.

    "ölü öpücülük" budur. kayıp kişilerin aileleri bu herfile irtibata geçip haberin kaynağını sormuşlar, o da: "metafizik yaratıklar söyledi bana" demiş. o anda kayıpların ailelerinin yaşadığı şoku düşünün. senin yakının ölümle boğuşuyor, bu "ölü öpücü" ise senin yakınının ölüsü üzerinden para kazanma derdinde. ölü öpücülük tam olarak budur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 18 Aralık 2019; 15:0:31 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ChiefOfficer

    Çok yanlış düşünce. O zaman yolda yürümeyelim çünkü kaza olabilir araç altında kalırsak birsürü insan bizim yaşamamız için uğraşıyor olacak.

    Dağcılık bir spordur her sporda olduğu gibi tehlikeleri vardır. Gelişmiş ülkelerde daha yaygın yapılır.
    aslında dağcılar gerekli önlemleri alarak bu sporu yapıyor olsalar size katılırdım. şu anda dağcıların çoğu egoları yüzünden ölüyorlar çünkü gerekli ortam oluşmadığı durumlarda bile zorla tırmanış deniyorlar. Everest'te ölenlerin bile çoğu bu tarz kendi yetersizlikleri ve kendi kabahatlerinden dolayı ölüyorlar. bu yüzden artık bazı ülkeler dağcıları kurtarma faaliti yapmayı bıraktı. çünkü bu sorumsuzların sürekli gereksiz yere kendi yaşamlarını tehlikeye atmasından bıkmış usanmışlar.

    buna birçok bireysel örnek de sayabilirim ama çok uzar.

    ama en basitinden Nasuh Mahruki'nin K2 tırmanışı örneği var. normal şartlarda Nasuh Mahruki kendi bilinçsiz tercihi yüzünden ölecekti, çünkü kendi malzemeleri kar altında kalıyor ve tüm ekip mecburen geri dönmesine rağmen Mahruki dünyanın en zorlu dağına eksik ekipman ile tırmanmayı göze alıyor. bu tam bir intihar. ve gereçkten de bu tırmanışı yapamıyor. yani zirveye çıkıyor ama inişi yapamıyor, bu yüzden "yapamıyor" diyorum. ve dünyanın en tehlikeli dağının tepesinde geceleyin öylece kala kalıyor, baygınlık geçiriyor. normal bir K2 gecesi olsaydı ölecekti ve ölmesi de kendi hatasından değil kendi egosundan dolayı olmuş olacaktı. bunu kendi de kabul ediyor. ama inanılmaz bir şekilde o gece rüzgar çok düşükmüş ve Mahruki baygın geçirdiği gecenin ardından sadece donuklarla ölmeden kendine gelmeyi başarmış ve kampa inebilmiş. bunun normal şartlarda asla gerçekleşmeyecek bir mucize olduğunu da kendisi söylüyor. ölmediğime inanamadım diyor. ölmüş olsaydı herkes: "olur öyle, tüm önlemlere rağmen olur, dağcılık bu, siz ne anlarsınız lan eleştirmeyin" diyecekti, ama işin gerçeği öyle değil işte, adam ölmedi, ve kendi ağzıyla kendi egosunu itiraf etti. adam kendi ayağıyla ölüme yürümüş. peki ama neden yapıyor bunu? deli mi? hayır. orada eşyalarını kaybettiğinde geri dönmesi gerekirken tırmanışa neden devam ettiğini kendisi şöyle açıklıyor: çünkü ülkemdeki dağcılar arasında benden çok büyük beklenti vardı, K2'ye tırmanacağıma söz vermiştim, eşyalarım kar altında kalmış olsa bile yine de Türkiye'ye geri dönüp çıkamadım diyemezdim.

    özet: gereksiz çaba olayı, gereksiz yere canını tehlikeye atma olayı.

    diğer birçok dağcı ölümü de benzer sebeplerle oluyor. bunu söyleyen ben değilim. bunu söyleyen Everest'e 24 kere tırmanmış en deneyimli lider ve dünyanın belki de en iyi dağcısı ve onun gibi daha birçok ekip lideri dağcı. herkes laubali şekilde geliyor diyor. çıkamazsın diyoruz dinlemiyorlar diyor. sonra da gözümüzün önünde ölüyorlar diyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 18 Aralık 2019; 15:16:5 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.