Şimdi Ara

İnsan Türü Tamamen Yok Olduğunda Hangi Hayvan Türü Evrimleşir ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
1
Favori
1.079
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herhangi bir sebepten dolayı insan türü tamamen yok olduğunda geriye kalan hayvanların bir şekilde evrimleşip bilinç kazanacağını düşünüyorum. Bilinç kazanan tür Dünyaya hakim olacaktır. Ya insanlar gibi devam edecek ya da kendilerine özgü kurallar getirecektir.


    Peki bu hangi hayvan türü olabilir ? Ya da herhangi bir evrim tekrar gerçekleşmez bilinç tamamen yok mu olur ? Yoksa yeniden insan türü asırlar sonra evrimleşme aşamasına girebilir mi ?




  • İnsan yok olursa, yerini alacak eşdeğer bilince sahip bir türün ortaya çıkması ihtimali muhtemelen yeni "çılgın sayısal loto"daki 622 milyonda 1 ihtimalden çok daha düşüktür.


    Çok akıllı türlerin ortaya çıkışı mucize değildir ama mucizeye yakın mertebede istisnaidir.


    Ancak evrimi yanlış kavramışsın, evrim anlattığın türde bir süreç ya da proses değil.


    Evrim maalesef kitleler tarafından yanlış biliniyor, yanlış anlaşılıyor.


    Evrim hep var, hiç durmuyor. Yavaşlıyor, hızlanıyor ama hiç durmuyor ve varolan tüm türler - insan - dahil sürekli bir evrim döngüsü içinde. "İnsan evrimleşti, diğer canlılar evrimleşmedi" diye bir şey yok. Bu, aşırı derecede antropomorfik bir bakış açısının yanılsaması. Evrimin nihai hedefi bilinçli türler ortaya çıkarmak değil. Evrim kör bir süreç, amacı, ereği, muradı yok. Canlı değil, bilinçli değil.


    Ve insan daha bilinçli diye diğer türlerden üstün değil.


    Üstünlük (başarı) kıstası ne kadar bilinçli olduğun değil, ne kadar uzun bir süre tür olarak varlığını sürdürebildiğindir. Kıstas bir kez doğru ortaya konunca, insanın diğer canlılardan üstün olacak kadar uzun bir geçmişi olmadığı fark edilecektir.


    Sonuç olarak böyle bir tür insandan sonra ortaya çıksa bile - ki ben pek ihtimal vermiyorum - insana benzmek zorundadır. Çünkü insanın stereo bakışı, yüksek renk çöüznrlüklü gözleri bi pedal oluşu, konuşabilmesi ama en çok ama en çok elleri insanın ulaştığı bilinç düzeyinden ayrılamaz. Tüm o fiziksel özellikler gerçekte fiziksel olmadığı hissi yaratan bilincin ayrılmaz birer parçasıdırlar. Onlar yüksek bilinci, yüksek bilinç onları yaratmıştır. Tavuk-yumurta dilemması gibi hangisinin önce geldiği bilinemez.


    Not: Bilinç bir sıçrama (diyalektik olarak) değil, derece/merhale meselesidir. Yani tek bilinçli tür insan değildir. Pek çok memeli primitif düzeyde bilince sahiptir. İnsan dışında bir kaç memeli tür de farkındalığın farkında olabilecek kadar bilinçlidir. İnsandaki bilinç düzeyi nöron sayısı/kütle endeskiyle doğru orantılıdır ve her türünkü de hemen hemen öyledir. Bir başka deyişle kg başına en fazla nörona sahip tür en yüksek düzeyde bilinç geliştirendir ve o da insandır.

  • Ne dediğinizi çıkaramıyorum çünkü evrimleşme kesintisiz - daimi bir süreç. Her kuşakta popülasyonun kalıtımında ve özelliklerinde minor ya da major fark etmeksizin gerçekleşen değişimin adıdır evrim. Önceki kuşaklarda aktif ve yaygın bulunan bir enzim şu anki kuşaklarda yoksa fenotipik bir değişim meydana gelmemiş olsa dahi enzim üreten genin susması evrimsel sürecin bir parçası sayılır. Onun için milyonlarca yıl önceki köpekbalıkları ve helikopter böcekleriyle şimdikiler aynı sayılmıyor. Keza tüm türler evrimsel bir süreçte değişimin bir parçası, daima değişiyorlar. Yüksek bilişsel özelliklere ve maddi kültüre sahip insan harici bir türün ortaya çıkıp çıkamayacağı ise çok tartışılabilir. Bu aşırı uzun vadeli bir süreç ve insanın türemiş olduğu inanılmaz insansı primatlardan da Dünya'da pek kalmadı. Eskiden özellikle de Afrika'da insansı çok tür vardı ama hepsinin soyu tükendi ve şu anki şempanze ve goril gibi primatlar da onlar kadar insansı değiller. Zira farklı bir evrimsel dallanmayı, farklı bir adaptasyon şeklini temsil ediyorlar. Şempanzelerin elleri misal alet yapmaktan ve tutmaktan ziyade tırmanmak ve dallara asılmak üzere özelleşmiş, bu yönde bir nesilsel seleksiyona uğramış. Maddi kültür ve yüksek bilişsel fonksiyon şimdiki daha az insansı primatlardan çok daha zor çıkar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Kısacası kavşağı yanlış taraftan döndükten sonra bir daha geri dönmen sıfırdan o yolu tekrardan almaktan daha zordur.


    İnsanlar yokolursa, insandan sonra gelecek akıllı canlının sadece gelişmiş bir beyne değil.


    1 - Alet yapımına uygun ellere ve dolayısıyla iki aya üzerine durabilecek veya en azından iki veya daha çok elini boşta bırakacak bir yapıya ihtiyacı var.


    2 - Düşüncülerine kendinden sonrakilere aktarmak için veya kaliteli işbirliği yapabilmek için ince anlamları aktarabileceği dil gibi bir özelliğe dolayısıyla buna uygun bir gırtlak ve ses teli yapısının evrimleşmesine ihtiyacı var.


    3- Bütün bunları taşıyabilecek soyut düşünme yetisi gelişmiş bir beyne ihtiyacı var.


    İnsanlar ortadan kalktıktan sonra elbette çok çoook uzun vadede böyle bir tür evrimleşebilir fakat bu evrimleşen tür insana hiç benzemeyecektir. Şekil olarak. Ayrıca farklı bir türdende böyle birşey çıkabilir primatların arasından çıkmasındansa.





  • Bu sıralanan maddeler için gerekli fizyolojik altyapıyı Dünya gezegeninde bildiğimiz kadarıyla primatlar karşılıyor. Bilimkurgu filmlerinde Cephalopodlara (kafadan bacaklılara, ahtapotsulara) veya sürüngensi varlıklara da gelişmiş bir medeniyet bahşetmek çok yaygın ama ben Dünya'daki mevcut örneklerden yola çıkarak uygarlık geliştirmiş bir Sürüngen ya da Ahtapot İmparatorluğu'nun gelecekte türeyeceğini sanmıyorum. Büyük sürüngenlerin yerini büyük memeliler aldı. Ahtapotsular da fazla kırılgan ve yumuşak; sualtı yaşamında hızın ve kamuflajın fazla öne çıkmasından ve çok sayıda işlevsel uzantıları olmasından mütevellit nesneleri bir noktadan sonra alet olarak kullanmaya veyahut kendilerine aletler yapmaya ihtiyaçları yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsan yok olursa, yerini alacak eşdeğer bilince sahip bir türün ortaya çıkması ihtimali muhtemelen yeni "çılgın sayısal loto"daki 622 milyonda 1 ihtimalden çok daha düşüktür.


    Çok akıllı türlerin ortaya çıkışı mucize değildir ama mucizeye yakın mertebede istisnaidir.


    Ancak evrimi yanlış kavramışsın, evrim anlattığın türde bir süreç ya da proses değil.


    Evrim maalesef kitleler tarafından yanlış biliniyor, yanlış anlaşılıyor.


    Evrim hep var, hiç durmuyor. Yavaşlıyor, hızlanıyor ama hiç durmuyor ve varolan tüm türler - insan - dahil sürekli bir evrim döngüsü içinde. "İnsan evrimleşti, diğer canlılar evrimleşmedi" diye bir şey yok. Bu, aşırı derecede antropomorfik bir bakış açısının yanılsaması. Evrimin nihai hedefi bilinçli türler ortaya çıkarmak değil. Evrim kör bir süreç, amacı, ereği, muradı yok. Canlı değil, bilinçli değil.


    Ve insan daha bilinçli diye diğer türlerden üstün değil.


    Üstünlük (başarı) kıstası ne kadar bilinçli olduğun değil, ne kadar uzun bir süre tür olarak varlığını sürdürebildiğindir. Kıstas bir kez doğru ortaya konunca, insanın diğer canlılardan üstün olacak kadar uzun bir geçmişi olmadığı fark edilecektir.


    Sonuç olarak böyle bir tür insandan sonra ortaya çıksa bile - ki ben pek ihtimal vermiyorum - insana benzmek zorundadır. Çünkü insanın stereo bakışı, yüksek renk çöüznrlüklü gözleri bi pedal oluşu, konuşabilmesi ama en çok ama en çok elleri insanın ulaştığı bilinç düzeyinden ayrılamaz. Tüm o fiziksel özellikler gerçekte fiziksel olmadığı hissi yaratan bilincin ayrılmaz birer parçasıdırlar. Onlar yüksek bilinci, yüksek bilinç onları yaratmıştır. Tavuk-yumurta dilemması gibi hangisinin önce geldiği bilinemez.


    Not: Bilinç bir sıçrama (diyalektik olarak) değil, derece/merhale meselesidir. Yani tek bilinçli tür insan değildir. Pek çok memeli primitif düzeyde bilince sahiptir. İnsan dışında bir kaç memeli tür de farkındalığın farkında olabilecek kadar bilinçlidir. İnsandaki bilinç düzeyi nöron sayısı/kütle endeskiyle doğru orantılıdır ve her türünkü de hemen hemen öyledir. Bir başka deyişle kg başına en fazla nörona sahip tür en yüksek düzeyde bilinç geliştirendir ve o da insandır.





  • Doğa bilimlerindeki evrim süreciyle beşeri bilimlerdeki ilerlemeyi (progress), bilinç düzeyindeki gelişmeyi birbirine karıştırıyor. İlerleme plan yapan bir bilinç kapsamında teleolojiktir (amaca dönük) ama buna mukabil evrim mekanik ve raslantısaldır. Türün adaptasyon kabiliyetlerini maksimize edemeyip tam aksine çeşitli maladaptasyonlara yol açacak kadar kör ve raslantısal bir süreçtir hem de. Pek çoğumuz optimum el ve beden ölçüleriyle, göz numarasıyla ya da süper deha olacak kadar çok sayıda nöronla doğmaz. Çoğumuz iş görüyoruz ama adaptasyonumuz işte iş görecek kadar. Topluca bir ideolojik hysteria'ya kapılıp intihar etmemiz (bknz Masada), haliyle uzun yıllar işimizi görecek beyni ve elleri heba etmemiz de mümkün. En basitinden tür içinde ve türler arasında birbirimize kast ediyoruz. Yaşam haklarımız için başka yaşam haklarına tecavüz ediyoruz. Bunu en bilinçli insan da yapıyor, en bilinçsizi de yapıyor. Bilinç düzeyi üstünlük olsaydı herhalde kusursuz denebilecek bir moral üstünlük getirirdi; öyle sallan yuvarlan bir moraliteye karşılık düşmezdi. Bilincin ontolojik işlevlerini gereğinden fazla abartıyor ve bilinci (ve pek tabii kendimizi) doğadan üstün görüyoruz. Diyoruz ki misal, doğayı koruyalım. Yok öyle bir şey bizim doğadan korunmaya ihtiyacımız var. Doğa her zaman orada. Bütün azametiyle müsrif şekilde değişiyor. Bir insan türü yok olur; yerine 1000 - 1500 tane farklı yeni memeli türü barındıran ekosistem gelir; hayat devam eder. Hayat tamamen ortadan kaybolur; kainat devam eder. Kainatın başka noktalarında bizim hayat diye tanımladığımız şeyler oluşur. İnsanın sınırı var ama doğanın yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.