Şimdi Ara

Kürtleşmiş türkmen aşiretleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
70
Cevap
0
Favori
22.760
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • (Öncelikle şunu söyleyeyim, bu ırkçılık konusu değildir, tarihi belgelerle desteklenmektedir.)

    Tarih boyunca türkler, dünyanın birçok yerinde devlet kurmuşlardır. Bu devletler ömürlerini tükettiğinde son bulmuştur.
    Türkler dünyanın birçok yerinde asimile olmuşlardır. Kumanlar kıpçaklar, karaimler vs. sürekli asimile olmuşlardır. Ayrıca türkiyenin doğusundaki türkmenler ise kürtleşerek asimile olmuşlardır.

    Bunun nedenlerini iki şekilde açıklayabiliriz:
    1- Yavuz döneminde, türkmen aşiretleri irana kaçtı, böylece aslında gerçek anadolulu olmayan(bunu tartışabiliriz, kürtler iranlıdır anadolulu değil) iran ve ırak coğrafyasında yaşayan ekrad aşiretleri zamanla yukarılara çıkmaya başladı. Sonra türkmen aşiretleri yavuz tarafından öldürülmemek için kendini kürt olarak gösterdi(kürt alevileri).
    2- O zamanın şartları şimdiki gibi değildi. O günlerde doğu anadoluda kürt kültürünün baskınlık göstermesiyle türkmenler kürtleşmiştir.

    Aynı şekilde kürtlerde türkleşmiştir, ama türkmenler kadar değildir.
    Kürtleşen türkmen aşiretlerinden hatırladıklarım:
    1- rişvanlar
    2- şevaklar
    3- izollar
    4- karaçorlular
    5- karakeçililer
    6- herikliler


    Ne kadar inkar edilirse edilsin gerçek budur. Doğudaki türkmen aşiretleri kürtleşmiştir. Bu kürtlerin çok kötü bir millet olduklarını göstermez ve bunda kürtlerin bir parmağı olduğunu da göstermez.
    Bu konu ırkçılık için açılmamıştır. Türkiyede türk yok konusu ne için açıldıysa, bu konuda o için açılmıştır. Şu an tahrir defterlerini paylaşacak durumda olmadığım için bu yazının kaynaklarını veremiyorum. Ayrıntılı bilgi için yusuf halaçoğlunun anadoluda cemaatler, oymaklar adlı kitabını almanızı tavsiye ederim. Bu konuyu açtığım için şikayet edileceğim ve belki uzaklaştırılacağım ama gerçeklerden kaçamazsınız.







  • Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi(1) Adlı kitabında

    "Çaldıran Savaşı’nı Şah İsmail yani Türkmenler kaybettiği için Doğu Anadolu Kürtleşti.
    Şah İsmail yani Safeviler kazansaydı Doğu Anadolu ve dolayısiyle Diyarbakır Türkleşirdi.
    Çünkü İdrisi Bitlisi aracılığı ile Kürt Ağaları, aşiret reisleri ve Kürt şeyhleri Osmanlı-Safevi Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında yer aldılar.
    Karşılığında da Doğu Anadolu’yu adeta aldılar."

    ----------------

    Bize kimliğimizi -önemli ölçüde- çocukken ailemiz
    Yetişkinken edindiğimiz bilgiler ve tecrübeler
    Ama en çok da egemenler vermiştir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nocen -- 27 Ağustos 2012; 23:04:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi(1) Adlı kitabında

    "Çaldıran Savaşı’nı Şah İsmail yani Türkmenler kaybettiği için Doğu Anadolu Kürtleşti.
    Şah İsmail yani Safeviler kazansaydı Doğu Anadolu ve dolayısiyle Diyarbakır Türkleşirdi.
    Çünkü İdrisi Bitlisi aracılığı ile Kürt Ağaları, aşiret reisleri ve Kürt şeyhleri Osmanlı-Safevi Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında yer aldılar.
    Karşılığında da Doğu Anadolu’yu adeta aldılar."

    ----------------

    Bize kimliğimizi -önemli ölçüde- çocukken ailemiz
    Yetişkinken edindiğimiz bilgiler ve tecrübeler
    Ama en çok da egemenler vermiştir
    Ziya Gökalp;

    “Bütün Karadeniz ahalisine Laz, bütün Suriyeliler’e ve Iraklılar’a Arap, bütün Rumeli halkına Arnavut dedikleri gibi, bizim gibi Vilayeti Şarkiye ahalisinden bulunanlara da Kürt milliyetini izafe ettiklerini gördüm”

    diye bir ön tesbit yaptıktan sonra;

    “ o zamana kadar kendimi hissen Türk sanıyordum.”

    Ama gerçeği görmek için Türklüğü de Kürtlüğü de inceledim. Diyarbakır’da ana dil Türkçe olduğu halde her fert biraz Kürtçe de bilir.

    Dildeki bu ikili yapı nereden ileri gelebilir.

    Ya Diyarbakır’ın Türkçesi bir Kürt Türkçesiydi, veya Diyarbakır’ın Kürtçesi bir Türk Kürtçesiydi.

    Dil üstüne yaptığım araştırmalar Diyarbakır’ın Türkçesi’nin Akkoyunlu, Karakoyunlu Türkleri’ne özgü Azeri lehçesi olduğunu gördüm diyor. Bu dilde hiçbir yapaylık yok diyor.

    Bu Türkçe Kürtler’in bozduğu bir Türkçe değildir, sonucuna varınca Diyarbakırlılar’ın konuştuğu Kürtçe’nin suni olduğunu söylüyor.

    Bu şivenin Türk Kürtçesi olduğu tesbitini yapıyor. Diyarbakırlılar’ın Türk olduğuna ilişkin en önemli delil dildir diyor.(1)

    Ayrıca Diyarbakırlılar’ın bu dili Kürtlerle konuştuğunda kullandıklarını, kendi aralarında sadece Türkçe konuştuklarını yazıyor. Diyarbakır’lı konuştuğu bu Kürtçe’deki boşlukları ise Türkçe ile doldurur diyor.

    Ziya Gökalp, a.g.e, s. 124.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nocen -- 27 Ağustos 2012; 23:21:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Ziya Gökalp;

    “Bütün Karadeniz ahalisine Laz, bütün Suriyeliler’e ve Iraklılar’a Arap, bütün Rumeli halkına Arnavut dedikleri gibi, bizim gibi Vilayeti Şarkiye ahalisinden bulunanlara da Kürt milliyetini izafe ettiklerini gördüm”

    diye bir ön tesbit yaptıktan sonra;

    “ o zamana kadar kendimi hissen Türk sanıyordum.”

    Ama gerçeği görmek için Türklüğü de Kürtlüğü de inceledim. Diyarbakır’da ana dil Türkçe olduğu halde her fert biraz Kürtçe de bilir.

    Dildeki bu ikili yapı nereden ileri gelebilir.

    Ya Diyarbakır’ın Türkçesi bir Kürt Türkçesiydi, veya Diyarbakır’ın Kürtçesi bir Türk Kürtçesiydi.

    Dil üstüne yaptığım araştırmalar Diyarbakır’ın Türkçesi’nin Akkoyunlu, Karakoyunlu Türkleri’ne özgü Azeri lehçesi olduğunu gördüm diyor. Bu dilde hiçbir yapaylık yok diyor.

    Bu Türkçe Kürtler’in bozduğu bir Türkçe değildir, sonucuna varınca Diyarbakırlılar’ın konuştuğu Kürtçe’nin suni olduğunu söylüyor.

    Bu şivenin Türk Kürtçesi olduğu tesbitini yapıyor. Diyarbakırlılar’ın Türk olduğuna ilişkin en önemli delil dildir diyor.(1)

    Ayrıca Diyarbakırlılar’ın bu dili Kürtlerle konuştuğunda kullandıklarını, kendi aralarında sadece Türkçe konuştuklarını yazıyor. Diyarbakır’lı konuştuğu bu Kürtçe’deki boşlukları ise Türkçe ile doldurur diyor.

    Ziya Gökalp, a.g.e, s. 124.

    Alıntıları Göster
    “Benim meselem bir Kürtçülük icat etmek değildir.
    Benim ana tarafım Türk. Benim anam Türk’ten çok, Türkmen’e benzer.
    Dikkatli bir değerlendirmeci bunu anlar.
    Ama ben şunu tesbit ettim ki; ben çocuk yaşta diyordum;
    “Keşke Türk filan doğsaydım. Anam-babam Kürt değil de Türk olsaydı diyordum kendi kendime. Böyle anılarımı hatırlıyorum.”

    Abdullah Öcalan,
    Kürt-Türk İlişkileri Üzerine Barış ve Demokrasi Konuşmaları
    (1988-1999) İstanbul, 1999, Aram Yayınları, s. 102, 105, 128 v.s.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    “Benim meselem bir Kürtçülük icat etmek değildir.
    Benim ana tarafım Türk. Benim anam Türk’ten çok, Türkmen’e benzer.
    Dikkatli bir değerlendirmeci bunu anlar.
    Ama ben şunu tesbit ettim ki; ben çocuk yaşta diyordum;
    “Keşke Türk filan doğsaydım. Anam-babam Kürt değil de Türk olsaydı diyordum kendi kendime. Böyle anılarımı hatırlıyorum.”

    Abdullah Öcalan,
    Kürt-Türk İlişkileri Üzerine Barış ve Demokrasi Konuşmaları
    (1988-1999) İstanbul, 1999, Aram Yayınları, s. 102, 105, 128 v.s.

    Alıntıları Göster
    “Selçuklu tarihini inceleyin
    Kürt ve Türk beylikleri iç içedir.
    Daha başka örnekler de verebilirim.
    Karakoyunlular, Akkoyunlular, Artukoğulları Kürt coğrafyası içerisindedir
    ve çoğu Kürt onu kendi beyi sanır ve bazı Kürt beylikleri de
    Türkmen boylarının beyidir. Bu kadar iç içelik vardır.”

    Abdullah Öcalan, a.g.e.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    “Selçuklu tarihini inceleyin
    Kürt ve Türk beylikleri iç içedir.
    Daha başka örnekler de verebilirim.
    Karakoyunlular, Akkoyunlular, Artukoğulları Kürt coğrafyası içerisindedir
    ve çoğu Kürt onu kendi beyi sanır ve bazı Kürt beylikleri de
    Türkmen boylarının beyidir. Bu kadar iç içelik vardır.”

    Abdullah Öcalan, a.g.e.

    Alıntıları Göster
    Dr. İsmail Beşikçi ;


    “Uzun asırlar içerisinde Kürtler tarafından asimile edilmiş Türkler’in de varlığından” söz etmek gerekir.


    İsmail Beşikçi, Kürtlerin Mecburi İskanı, syf. 143




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Dr. İsmail Beşikçi ;


    “Uzun asırlar içerisinde Kürtler tarafından asimile edilmiş Türkler’in de varlığından” söz etmek gerekir.


    İsmail Beşikçi, Kürtlerin Mecburi İskanı, syf. 143

    Alıntıları Göster
    Dersim Mebusu Diyap Ağa'nın 27 Temmuz 1931 tarihinde YeniGün gazetesinde yayınlanan röportajından...


    "Nasıl Mebus çıktınız?"

    "Gâvur Anadolu'yu sardı: Hepimizi bir düşünce aldı. Din ve diyanet ırz ve namus.
    Türklük tehlikeye düştü. İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir Paşa çıkmış.
    Meclis kuracakmış. Onu hep gözledik. Öğrendim ki bu Paşa'nın adı Mustafa Kemal imiş.
    Onun büyük yüzünü görmeğe can attım. Fakat o zaman olmadı. Sonra Sivas'a oradan da Ankara'ya gelmiş.

    Bu zaman bizden iki mebus istedi. Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım.
    Bana "gitme ölürsün" dediler.
    "Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek" dedim.

    Benimle mebus seçilen Ayas Uşağı aşiretinden Zeynozade Mustafa Ağa korktu, gelmedi.
    Ben yanımda bir uşağım, atlara atladık, Elâziz'e geldim.
    Elâziz'de bana harcırah verdiler. Oradan bir yaylı araba tuttum.
    Malatya, Sivas, Kayseri yolu ile on sekiz günde Ankara'ya vardım."

    "Hiç Millet Meclisi kürsüsüne çıktın mı?"

    "Bir kere de Lozan Konferansı sırasında kürsüye çıktım.
    Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim.

    Gene sustular: "Lâilaheillâh Muhammedünresullâllah" dedim.
    "Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir.
    Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir.
    Biz Türk'üz.
    Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz.
    Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız." dedim.

    Gene el çırptılar, İsmet Paşa ayakta kürsünün yanına gelmiş, sakalımın dibine yaklaşmıştı. O da coştu, o da el vurdu."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Dersim Mebusu Diyap Ağa'nın 27 Temmuz 1931 tarihinde YeniGün gazetesinde yayınlanan röportajından...


    "Nasıl Mebus çıktınız?"

    "Gâvur Anadolu'yu sardı: Hepimizi bir düşünce aldı. Din ve diyanet ırz ve namus.
    Türklük tehlikeye düştü. İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir Paşa çıkmış.
    Meclis kuracakmış. Onu hep gözledik. Öğrendim ki bu Paşa'nın adı Mustafa Kemal imiş.
    Onun büyük yüzünü görmeğe can attım. Fakat o zaman olmadı. Sonra Sivas'a oradan da Ankara'ya gelmiş.

    Bu zaman bizden iki mebus istedi. Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım.
    Bana "gitme ölürsün" dediler.
    "Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek" dedim.

    Benimle mebus seçilen Ayas Uşağı aşiretinden Zeynozade Mustafa Ağa korktu, gelmedi.
    Ben yanımda bir uşağım, atlara atladık, Elâziz'e geldim.
    Elâziz'de bana harcırah verdiler. Oradan bir yaylı araba tuttum.
    Malatya, Sivas, Kayseri yolu ile on sekiz günde Ankara'ya vardım."

    "Hiç Millet Meclisi kürsüsüne çıktın mı?"

    "Bir kere de Lozan Konferansı sırasında kürsüye çıktım.
    Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim.

    Gene sustular: "Lâilaheillâh Muhammedünresullâllah" dedim.
    "Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir.
    Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir.
    Biz Türk'üz.
    Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz.
    Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız." dedim.

    Gene el çırptılar, İsmet Paşa ayakta kürsünün yanına gelmiş, sakalımın dibine yaklaşmıştı. O da coştu, o da el vurdu."

    Alıntıları Göster
    İlginçtir
    Mektuplaşmalarında
    Yavuz,
    Şah ismail'e 'Korkak Türk' diye hitap ederken

    Şah İsmail, Yavuz'a
    'Rum Padişahı' diye hitap eder...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    İlginçtir
    Mektuplaşmalarında
    Yavuz,
    Şah ismail'e 'Korkak Türk' diye hitap ederken

    Şah İsmail, Yavuz'a
    'Rum Padişahı' diye hitap eder...

    Alıntıları Göster
    23 Ağustos1514
    Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasında
    Çaldıran savaşı !
    Türk'ün Türkle kavgası...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nocen -- 27 Ağustos 2012; 23:59:38 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Dersim Mebusu Diyap Ağa'nın 27 Temmuz 1931 tarihinde YeniGün gazetesinde yayınlanan röportajından...


    "Nasıl Mebus çıktınız?"

    "Gâvur Anadolu'yu sardı: Hepimizi bir düşünce aldı. Din ve diyanet ırz ve namus.
    Türklük tehlikeye düştü. İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir Paşa çıkmış.
    Meclis kuracakmış. Onu hep gözledik. Öğrendim ki bu Paşa'nın adı Mustafa Kemal imiş.
    Onun büyük yüzünü görmeğe can attım. Fakat o zaman olmadı. Sonra Sivas'a oradan da Ankara'ya gelmiş.

    Bu zaman bizden iki mebus istedi. Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım.
    Bana "gitme ölürsün" dediler.
    "Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek" dedim.

    Benimle mebus seçilen Ayas Uşağı aşiretinden Zeynozade Mustafa Ağa korktu, gelmedi.
    Ben yanımda bir uşağım, atlara atladık, Elâziz'e geldim.
    Elâziz'de bana harcırah verdiler. Oradan bir yaylı araba tuttum.
    Malatya, Sivas, Kayseri yolu ile on sekiz günde Ankara'ya vardım."

    "Hiç Millet Meclisi kürsüsüne çıktın mı?"

    "Bir kere de Lozan Konferansı sırasında kürsüye çıktım.
    Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim.

    Gene sustular: "Lâilaheillâh Muhammedünresullâllah" dedim.
    "Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir.
    Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir.
    Biz Türk'üz.
    Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz.
    Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız." dedim.

    Gene el çırptılar, İsmet Paşa ayakta kürsünün yanına gelmiş, sakalımın dibine yaklaşmıştı. O da coştu, o da el vurdu."

    Alıntıları Göster
    bu konuda bolca araştırma yapanlar tanıyorum. hatta lisede tarihçimiz kendisi mardin taraflarındaydı ailesi, bölgenin ileri gelen ailelerindenmiş. birkaç nesildir kürtçe konuştuklarını söylüyordu. "araştırma yaptığımızda soy ağacımızın Türkmenlere dayandığını, ancak alınan kürt hizmetçiler ve halk ile iç içe olma nedeniyle bu dilin yerleştiğini" söylüyordu. orada kendini kürt sanan çok sayıda böyle insan olduğunu düşünüyorum. araştırılma yapılması gerekiyor, bunu yıllardır söylüyorum.

    ancak değinmek istediğim bir nokta da kürtlerin bu coğrafyada aslında olmadığı, sonradan geldiği söylemi. bu doğru değil, 2000 yıla yakın süre önceki atlaslarda güneydoğu torosları için "kürt dağları" yazdığını duymuştum, yanlış hatırlamıyorsam celal şengör söylemişti bunu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    23 Ağustos1514
    Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasında
    Çaldıran savaşı !
    Türk'ün Türkle kavgası...

    Alıntıları Göster
    İspanya kraliçesi İsabella
    Hristiyan kilise ile işbirliği yaparak 31 Mart 1492 tarihinde
    Ülkedeki bütün yahudilerin,
    2 Ağustos 1492 tarihine kadar ülkeyi terk etmeleri üzere ferman çıkarması
    300 bin kadar İspanya yahudisini iyice zor durumda bırakır
    İspanya yahudileri bu ferman üzerine çeşitli Avrupa ülkelerinden sığınma hakkı isteler
    Ama Osmanlı İmparatorluğu'nun dışında onlara sürekli kalmaları üzere kapıları açan olmaz
    Osmanlı İmparatoru Sultan II. Bayezid 'in ( Yavuz sultan selimin babası )
    Kendilerine sığınma hakkı tanıması üzerine 150 bin kadar İspanya yahudisi direk Osmanlı topraklarına gelir
    Diğerleri de Rusya üzerinden Osmanlı topraklarına gelir
    Kendilerine "sefarad yahudileri" denilen İspanya yahudilerinin büyük çoğunluğu Selanik ve İstanbul'a yerleştirildi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    bu konuda bolca araştırma yapanlar tanıyorum. hatta lisede tarihçimiz kendisi mardin taraflarındaydı ailesi, bölgenin ileri gelen ailelerindenmiş. birkaç nesildir kürtçe konuştuklarını söylüyordu. "araştırma yaptığımızda soy ağacımızın Türkmenlere dayandığını, ancak alınan kürt hizmetçiler ve halk ile iç içe olma nedeniyle bu dilin yerleştiğini" söylüyordu. orada kendini kürt sanan çok sayıda böyle insan olduğunu düşünüyorum. araştırılma yapılması gerekiyor, bunu yıllardır söylüyorum.

    ancak değinmek istediğim bir nokta da kürtlerin bu coğrafyada aslında olmadığı, sonradan geldiği söylemi. bu doğru değil, 2000 yıla yakın süre önceki atlaslarda güneydoğu torosları için "kürt dağları" yazdığını duymuştum, yanlış hatırlamıyorsam celal şengör söylemişti bunu.

    Alıntıları Göster
    ancak değinmek istediğim bir nokta da kürtlerin bu coğrafyada aslında olmadığı, sonradan geldiği söylemi. bu doğru değil, 2000 yıla yakın süre önceki atlaslarda güneydoğu torosları için "kürt dağları" yazdığını duymuştum, yanlış hatırlamıyorsam celal şengör söylemişti bunu.


    Hocam, kürtler anadolunun yerli halkı değildir, irandan türklerle beraber anadoluya gelmişlerdir(yada onların açtığı yoldan) eğer anadolulu olsalardı bizansın bie tebası olması gerekirdi ve hristiyan olması grekirdi. ama kürtlerin hristiyan olmaları gibi bir durum yok.

    araştırılma yapılması gerekiyor, bunu yıllardır söylüyorum.

    Yusuf halaçoğlu bütün tahrir defterlerini inceleyerek bir kitap yazdı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    İlginçtir
    Mektuplaşmalarında
    Yavuz,
    Şah ismail'e 'Korkak Türk' diye hitap ederken

    Şah İsmail, Yavuz'a
    'Rum Padişahı' diye hitap eder...

    bunun kaynağı nedir? osmanlı'da Türklüğün bir dönem bayağı aşağılandığını bilirim. hatta zamanında ahmet vefik paşa bursa valisi iken halktan insanlara hangi milletten olduğunu sorduğunda, "rum, ermeni, yahudi" cevabı aldığında arkada duran ve utancından cevap vermeyen biriyle diyaloga girer. adam Türk'tür ama paşaya cevap veremez, kendisi ile muhatap olmasını dahi ihtimal dahilinde göremez. işte durum buydu osmanlı'nın bir döneminde.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    İlginçtir
    Mektuplaşmalarında
    Yavuz,
    Şah ismail'e 'Korkak Türk' diye hitap ederken

    Şah İsmail, Yavuz'a
    'Rum Padişahı' diye hitap eder...

    bunun kaynağı nedir? osmanlı'da Türklüğün bir dönem bayağı aşağılandığını bilirim. hatta zamanında ahmet vefik paşa bursa valisi iken halktan insanlara hangi milletten olduğunu sorduğunda, "rum, ermeni, yahudi" cevabı aldığında arkada duran ve utancından cevap vermeyen biriyle diyaloga girer. adam Türk'tür ama paşaya cevap veremez, kendisi ile muhatap olmasını dahi ihtimal dahilinde göremez. işte durum buydu osmanlı'nın bir döneminde.

    Alıntıları Göster
    bunun kaynağı nedir? osmanlı'da Türklüğün bir dönem bayağı aşağılandığını bilirim. hatta zamanında ahmet vefik paşa bursa valisi iken halktan insanlara hangi milletten olduğunu sorduğunda, "rum, ermeni, yahudi" cevabı aldığında arkada duran ve utancından cevap vermeyen biriyle diyaloga girer. adam Türk'tür ama paşaya cevap veremez, kendisi ile muhatap olmasını dahi ihtimal dahilinde göremez. işte durum buydu osmanlı'nın bir döneminde


    Türklüğün aşağılandığı abartmadır. Ama türkler osmanlıdan diğer milletlerden daha çok kötülük görmüştür.
    Meşhur etrak-ı biidrak sözü vardır bilirsiniz...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Hocam, kürtler anadolunun yerli halkı değildir, irandan türklerle beraber anadoluya gelmişlerdir(yada onların açtığı yoldan) eğer anadolulu olsalardı bizansın bie tebası olması gerekirdi ve hristiyan olması grekirdi. ama kürtlerin hristiyan olmaları gibi bir durum yok.

    araştırılma yapılması gerekiyor, bunu yıllardır söylüyorum.

    Yusuf halaçoğlu bütün tahrir defterlerini inceleyerek bir kitap yazdı.

    hıristiyan değiller diye bir şey yok ki :) belki de hıristiyanlardı, belki müslümanlığı seçtiler. bu konuyu tam bilmiyorum.
    kürtlerin ne zaman islamı seçtikleri hakkında bilginiz var mı?

    şöyle diyeyim, ben arhaviliyim, arhavi lazları 19. yüzyılın ortalarına kadar islama geçmemişler ve şarap üretmişler. bu yüzden ceza almış ilçe, hopa'ya bağlanmış hatta. hopa bizim köyümüzken biz onların kasabası haline gelmişiz




  • quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Türklüğün aşağılandığı abartmadır. Ama türkler osmanlıdan diğer milletlerden daha çok kötülük görmüştür.
    Meşhur etrak-ı biidrak sözü vardır bilirsiniz...

    bu aşağılanma bir abartı değildir, aksine bugün saklanmaya çalışılan bir gerçektir. Türklük bilincinin nasıl zor yerleştirildiğini de 1. meşrutiyet öncesinden itibaren yaşanan siyasi olayları inceleyerek anlayabilirsiniz.

    osmanlı döneminde Türk halkının özeti bu dörtlüktedir esasen.

    şalvarı şaltak osmanlı
    eğeri kaltak osmanlı
    ekende yok biçende yok
    yiyende ortak osmanlı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Hocam, kürtler anadolunun yerli halkı değildir, irandan türklerle beraber anadoluya gelmişlerdir(yada onların açtığı yoldan) eğer anadolulu olsalardı bizansın bie tebası olması gerekirdi ve hristiyan olması grekirdi. ama kürtlerin hristiyan olmaları gibi bir durum yok.

    araştırılma yapılması gerekiyor, bunu yıllardır söylüyorum.

    Yusuf halaçoğlu bütün tahrir defterlerini inceleyerek bir kitap yazdı.

    hıristiyan değiller diye bir şey yok ki :) belki de hıristiyanlardı, belki müslümanlığı seçtiler. bu konuyu tam bilmiyorum.
    kürtlerin ne zaman islamı seçtikleri hakkında bilginiz var mı?

    şöyle diyeyim, ben arhaviliyim, arhavi lazları 19. yüzyılın ortalarına kadar islama geçmemişler ve şarap üretmişler. bu yüzden ceza almış ilçe, hopa'ya bağlanmış hatta. hopa bizim köyümüzken biz onların kasabası haline gelmişiz

    Alıntıları Göster
    Oy uşağum sende mu karadenizlisun??
    Sarışınlığından anlamalıydım zaten.

    hıristiyan değiller diye bir şey yok ki :) belki de hıristiyanlardı, belki müslümanlığı seçtiler. bu konuyu tam bilmiyorum.
    kürtlerin ne zaman islamı seçtikleri hakkında bilginiz var mı?

    Kürtlerin hristiyan olmadıklarını biliyorum ben...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Oy uşağum sende mu karadenizlisun??
    Sarışınlığından anlamalıydım zaten.

    hıristiyan değiller diye bir şey yok ki :) belki de hıristiyanlardı, belki müslümanlığı seçtiler. bu konuyu tam bilmiyorum.
    kürtlerin ne zaman islamı seçtikleri hakkında bilginiz var mı?

    Kürtlerin hristiyan olmadıklarını biliyorum ben...

    Alıntıları Göster
    bu aşağılanma bir abartı değildir, aksine bugün saklanmaya çalışılan bir gerçektir. Türklük bilincinin nasıl zor yerleştirildiğini de 1. meşrutiyet öncesinden itibaren yaşanan siyasi olayları inceleyerek anlayabilirsiniz.

    Hocam türklük anadolu insanına sonradan verilmemiştir. Zaten 14. yüzyılda anadolu insanı kendini türkmen olarak niteliyor ve oğuz boyunu ve aşiretini söylüyor...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Hocam türklük anadolu insanına sonradan verilmemiştir. Zaten 14. yüzyılda anadolu insanı kendini türkmen olarak niteliyor ve oğuz boyunu ve aşiretini söylüyor...

    iyi de bunu gözardı etmiyor ki kimse. 19. yüzyıla gelindiğinde, osmanlı'dan öncesi hakkında bilgisi olmayan, milli bilinçsiz bir halk yaratıldığı gerçeği var, bunu kimse yadsıyamaz. yoksa osmanlı'nın ilk 1-2 yüzyılında yukarıda bahsedilen durum mevcut, daha sonrasında değil.

    ek: sarı olduğum nereden belli yahu, avatardaki ben değilim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hashus1099 -- 28 Ağustos 2012; 0:27:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: eypenseypen

    Hocam türklük anadolu insanına sonradan verilmemiştir. Zaten 14. yüzyılda anadolu insanı kendini türkmen olarak niteliyor ve oğuz boyunu ve aşiretini söylüyor...

    iyi de bunu gözardı etmiyor ki kimse. 19. yüzyıla gelindiğinde, osmanlı'dan öncesi hakkında bilgisi olmayan, milli bilinçsiz bir halk yaratıldığı gerçeği var, bunu kimse yadsıyamaz. yoksa osmanlı'nın ilk 1-2 yüzyılında yukarıda bahsedilen durum mevcut, daha sonrasında değil.

    ek: sarı olduğum nereden belli yahu, avatardaki ben değilim

    Alıntıları Göster
    iyi de bunu gözardı etmiyor ki kimse. 19. yüzyıla gelindiğinde, osmanlı'dan öncesi hakkında bilgisi olmayan, milli bilinçsiz bir halk yaratıldığı gerçeği var, bunu kimse yadsıyamaz. yoksa osmanlı'nın ilk 1-2 yüzyılında yukarıda bahsedilen durum mevcut, daha sonrasında değil.


    Ben tahrir defterlerini osmanlıca bilen biriyle inceleme fırsatı buldum. 16. yüzyılda anadolu insanının büyük kısmı göçebe yörük olarak gözüküyor.

    Şu anda türklerin boy adlarını bilmeme sebebi de 17. yüzyıl gibi erken bir zamanda anadolu insanının büyük bir kısmının zorla iskan ettirilmesidir. Tabi hatırlayanlarda bayağı vardır. İnsanların içlerini okuyamıyoruz.




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.