Şimdi Ara

Ne bu sol-liberalizm?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
767
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Günümüzde liberalizmin türevi olan sol-liberalizm hakkındaki düşüncelerinizi sormak istemekteyim.


    Sol-liberalin dayatması olan eşcinsel netflix dizileri, feminizm, pozitif ayrımcılık gibi gündemler hakkında düşüncelerinizi sormak istiyorum.


    Bunlar liberal olmayan liberaller midir?




  • Liberteryenizm kavramı daha çok, özellikle ABD'de "liberal" görüşlerin devlet müdahalesi, refah devleti gibi savunuları ifade etmesiyle popülerleşti. Aynı şekilde bugün de Birleşik Devletler'de liberal, büyük çoğunluğu Demokrat Partili veya yeniden dağıtım, dağıtıcı adalet, kademeli vergi gibi programları savunan grupları kastediyor. Klasik liberalizmin başka bir isme ihtiyaç duyduğu düşünülerek liberteryenizm popüler oldu bu dönemde. Yine de Hayek veya Friedman neredeyse hiçbir zaman kendilerine liberteryen demediler. Hayek bu sözü yapmacık buluyordu. Önerisi ise klasik liberalizm kavramını yeniden canlandırmak veya Old Whig tabiri(ki bence Old Whig veya Burkean Whig tabiri daha doğru).


    Yine de, özellikle son 40 yılda liberteryen sıfatı klasik liberallerden çok minarşizm ve onun daha sağındakiler(i.e Randian liberteryenizm, anarko kapitalizm) için kullanılmaya başlandı. Hâlâ da öyle. Burada yine bir kavram kaymasından söz edilebilir. Bunun dışında, klasik liberalizm bir kavram olarak yeniden canlanıyor gibi görünüyor: https://www.econlib.org/classical-liberal-libertarian//


    Senin sorduğun sol-liberalizm ise sosyal liberalizm yerine kullanılıyor. Eşcinsellik, ensest ilişkilere serbestlik tanıyan görüşe siyasal liberalizm denir. Bir sosyal liberal, muhafazakâr da olabilir. Siyasal anlamda liberal olmasına gerek yoktur.


    Benim kanımca tüm bu ideolojiler çöp. Marksizm-Leninizm dışında siyasi gerçekliği doğru tasvir eden bir doktrin göremedim.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 27 Ekim 2020; 18:8:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Liberteryenizm kavramı daha çok, özellikle ABD'de "liberal" görüşlerin devlet müdahalesi, refah devleti gibi savunuları ifade etmesiyle popülerleşti. Aynı şekilde bugün de Birleşik Devletler'de liberal, büyük çoğunluğu Demokrat Partili veya yeniden dağıtım, dağıtıcı adalet, kademeli vergi gibi programları savunan grupları kastediyor. Klasik liberalizmin başka bir isme ihtiyaç duyduğu düşünülerek liberteryenizm popüler oldu bu dönemde. Yine de Hayek veya Friedman neredeyse hiçbir zaman kendilerine liberteryen demediler. Hayek bu sözü yapmacık buluyordu. Önerisi ise klasik liberalizm kavramını yeniden canlandırmak veya Old Whig tabiri(ki bence Old Whig veya Burkean Whig tabiri daha doğru).


    Yine de, özellikle son 40 yılda liberteryen sıfatı klasik liberallerden çok minarşizm ve onun daha sağındakiler(i.e Randian liberteryenizm, anarko kapitalizm) için kullanılmaya başlandı. Hâlâ da öyle. Burada yine bir kavram kaymasından söz edilebilir. Bunun dışında, klasik liberalizm bir kavram olarak yeniden canlanıyor gibi görünüyor: https://www.econlib.org/classical-liberal-libertarian//


    Senin sorduğun sol-liberalizm ise sosyal liberalizm yerine kullanılıyor. Eşcinsellik, ensest ilişkilere serbestlik tanıyan görüşe siyasal liberalizm denir. Bir sosyal liberal, muhafazakâr da olabilir. Siyasal anlamda liberal olmasına gerek yoktur.


    Benim kanımca tüm bu ideolojiler çöp. Marksizm-Leninizm dışında siyasi gerçekliği doğru tasvir eden bir doktrin göremedim.

    tamamen çöpler, ne kadar düşünce biçimi olarak çöp olsa da markaların ve şirketlerin sıkıntısı da bu ne yazık ki. rahatsız edici olduğunu değiştirmiyor ve elimizden de bir şey geldiği söylenemez





  • quote:

    Orijinalden alıntı: taakka0431

    tamamen çöpler, ne kadar düşünce biçimi olarak çöp olsa da markaların ve şirketlerin sıkıntısı da bu ne yazık ki. rahatsız edici olduğunu değiştirmiyor ve elimizden de bir şey geldiği söylenemez



    Alıntıları Göster

    Marksizm, proletaryanın evreni kavrayıp değiştirme bilimidir. Marksizm diyalektik materyalizmin ilkeleri doğrultusunda, çelişkiler içerisinde gelişip değişen maddi gerçekliğin ve onun düşünce dünyasına etkilerinin analizi ve teorileştirilmesi, daha sonra da teoriden bilinçli devrimci eyleme aktarılmasına dayanan dinamik ve devrimci bir dünya görüşüdür. Mahir Çayan'ın deyimi ile hareketin hareket halindeki bir doktrinidir.


    Bugünün Türkiye sosyalist hareketindeki sorun, Türkiye'nin somut tahlillerine uyarlanacak teoriyi kavrayamayıp slogan solculuğuna davetiye çıkarmak ve devrimci teoriyi devrimci pratiğe dökememek. Her ne kadar eksikleri ve yanlışları olsa da(özellikle kentsel gerilla savaşı konusunda) Türkiye sosyalist hareket Çayanist teoriyi benimsemeli. Çayanist teorinin büyük bir eksiği proleter sınıfın aydınlanışına dair basamadıkları yanıtsız bırakması. Gerçi Çayan TSK'dan destek aldığı için devrimi orduyla yapmayı planlıyordu ama 12 Mart Muhtırası ile işler tersine döndü.





  • Liberalizmin türevi derken ekonomik liberalizmin (laissez faire laissez passer olarak ifade edilen ünlü dünya görüşünün) türevi olarak anlaşılmaya çok müsait bir tabir oluyor o sebeple politik veya sosyal liberalizm demek daha doğru olur. Liberalizmle esas kastedilen piyasa köktencisi görüşler olarak da bilinen klasik liberalizm ve neoliberalizm. Buna mukabil ABD'deki "sol-liberal" cephe o ülkeye özgü olan ve o ülkedekine benzeyen politik liberal (eşcinsellik vs serbestçisi) ya da sosyal demokrat (yani iktisadi görüş olarak epey non-liberal) politik kutupları tarif ediyor. Social Justice Warrior ve radikal feminizm gibi akımlara şahsen fazla sıcak bakamıyorum çünkü bu akımların counter-productive olduğunu ve aslında savundukları davaların aleyhinde etki yarattıklarını düşünüyorum. Onlara karşı negatif hissiyatın ve faaliyetlerini dayatma olarak nitelemen de bu etki çerçevesinde değerlendirilebilir. Bir çeşit sürü zorbalığı, politik doğruculuk ve göz çıkaran-antipati yaratan bir pozitif ayrımcılık sergiliyorlar. Bunu yaparak mücadele ettikleri ayrımcı ve ayrıştırıcı aşırı sağ eğilimlerin farklı bir örneğini, "aşırı sol" bir versiyonunu ortaya koyuyorlar. Bence basit sürü psikolojisini aşıp bireyselleşmeleri, hissi değil; daha akli ve bilimsel argümanlara dayanmaları gerek. Eşcinselliğin doğal bir evrimsel-varyasyonel olgu olduğu gerçeği gibi veyahut herkesin bedeninin kendisine ait olduğu ve onu istediği cinsiyete sokmasında-dönüştürmesinde bilimsel olarak herhangi bir sakınca olmadığı şeklinde argümanlara başvurmalılar. Kişisel yorum ve eleştirim bu şekilde.




  • Ağırlıklı olarak sosyal liberalizm anlaşılır sol liberalizmden. Bunun sebebi sosyal liberalizmin ekonomik açıdan müdahaleci bir anlayışa kaymasıdır.

  • Bu konuda karmaşık fikirler içerisindeyim. Yapılanların dayatma olduğunun yanlış olduğunun farkındayım ama uzun vadede sular durulduğunda faydalı olabileceğini düşünüyorum.

    Hippiler gibi. Aşırı saçma, aptalca bir akımdı ama cinselliği tabu olmaktan çıkardı, gay haklarında büyük gelişmeler sağlandı, ırkçılık nisbeten azaldı, boşanmış ailelerin toplumda kabul edilmesini sağladı.

    O yüzden gelecek için faydalı olabilir.
  • Sol-Libler sağ libler yani şirketler   tarafından sürekli suistimal ediliyormuş gibi geliyor. Suistimale maalesef çok yatkınlar. Fakat bu kendilerinden kaynaklanan bir durum değil. Örnek olarak ABD deki siyah beyaz Latin kavgasını ele alabiliriz. ABD'deki çoğunluğu kırsal kesimde olan insanlar halen ciddi ciddi ırkçılar ve bildiğiniz gibi ABDdeki ırkçılık beyaz ve Protestan ya da Hristiyan üstünlüğüne dayanmakta. Ve neredeyse bütün film dizi sektörünün ana kaynağının ABD olduğunu düşünecek olursak şirketlerin bunun üstünde durması gayet normal. Irkçı olmayan insanların da bazen rahatsız olduğunu görüyorum bazen gerçekten çok ileriye kaçıyorlar fakat ben genel anlamda yanlarındayım. Özellikle siyahiler geçmiş yüzyılda dahi çok ezildiler,hor görüldüler.


    Bırakın insanlar istedikleri seçimi yapsınlar. Papa Francis bile bir şey demiyor ama ırkçı ruh hastası ABD vatandaşları bu durumdan bir türlü kurtulamadı. SJW tears Liberal tears diye gülüyorlardı iyi oldu Biden'ın kazandığı. Yerin dibine gömüldüler şimdi kendileri ağlıyorlar.


    ABD'nin ileride günümüz muhafazakar ya da neolib kitleden tamamen sol liberal kesime doğru kayacağını düşünüyorum. Bernie Sanders gibi Abd'ye göre çok sol olan insanlar gelecek. En olmadı Andrew Yang gibi olacaklar. Fakat ABD artık boomer politikalarından kurtulacak.





  • Ekonomi modellerinde böyle bir ana akım yok. Zaten bir sosyal demokratlar, komünistler, marksistler, leninistler, troçkistler vs. var bir tanesi devletçi ekonomiye eğilim gösterir, diğer hepsi direkt devletçi ekonomiyi savunur. eğilim gösteren sosyal demokratlardır, diğerler sert bir şekilde devletçi ekonomiyi ve yönetim tarzını savunur. Liberal ekonomiyi yukarıdaki siyasi akımların hiçbiri savunmaz. Yani Sovyetlerde, Kuzey Kore'de, Vietnam'da sol liberaller yoktur. Bu sol liberalizm kavramı aslında böyle değil bence, direkt sert liberalizm, sağ liberalizmden de farklı sert liberaller ya da aşırı liberaller her türlü özgürlüğü istiyorlar kendilerince. Özellikle liberal partiler, kötü maddelerden tutun, toplum yapısına uymayan evlilikleri legal hale getireceklerini söylüyorlar.


    Edit; yani liberalizmin sağı solu yok. Liberal ekonomi '' özgür ekonomi felsefesi'' Kurumların özelleştirilmesi, özel girişimlerin teşvik edilmesi, tüm girişimlerin özel ve bireysel olması, yüksek zengin sınıfın ve sosyetenin öznel kişiler olması ve kişilerden oluşması (devlet yerine). eğitim, sağlık, sanayi, turizm gibi ekonomi kalemlerinin milyonerlere ait olması, yani özel kişilerden olması. Bizde cumhuriyetin ilk yıllarında zengin bir sınıf yoktu. Onun için yarı yarıya devletçilik modeli uygulandı. Sonrasında kurulan geleneksel partiler, liberal ekonomiyi savundular. Buna karşın devlet üniversiteleri, ilköğretim- ortaöğretim kurumları, devlet hastaneleri bizde devlete aittir. Diğer kalemler liberaldirler. Aynı zamanda liberal ekonomi, büyük esnafa ait serbest pazarları savunur.


    Edit 2: Konuya gelecek olursak, bence netflix'in normal olmayanı normal diye göstermesi doğru değil. Fikir hürriyeti de bu değil. En son oyun dünyasında da The Last of Us 2'de bunu yaptılar, sert bir tepki aldılar oyuncu kitlesinden. Açıkçası tamam 1 filmde 2 filmde 3 filmde olur da, her filme konuluyorsa bunda normalleştirme vardır. Bence her filmde, müzikte, resimde ya da diğerlerinde olmamalı. Netflix ve benzeri şirketlerin bu tip şeyleri çizgi filmlerine dahi koyduğuna dair duyumlar almıştım. Ha ona rağmen, Netflix'in güzel yapımları var mı, evet var.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-ED4010EAB -- 29 Kasım 2020; 14:17:50 >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    Tamamdır hocam. Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Yazıda ters düşecek bir şey demedim. Bazı aşırı durumların normalleştirilmeye çalışılması yanlış. Ekonomi konusunda, liberal ekonominin Türkiye'de handikapları olduğunu düşünüyorum, esnaflar ve iş adamları uçuk fiyatlarla ürün satabiliyor, emlak sektörü, otomobil piyasası birer örnek. Mesela mühendislik bitiren bir genç zengin bir ilkokul mezunu işverene gittiği zaman zor şartlar istenebiliyor, ve sonu iş beğenmemeye çıkıyor. Üniversite mezunu insanlar üniversiteyi belli amaçlarla okuyorlar sonuçta, yoksa herkes hiç okumayıp çobanlık yaparak da karın tokluğuna yaşar. Liberal ekonomi bazı ülkelerde alerji yapıyor bence. O yüzden devletin sert denetiminde liberal ekonomi olmalı. 

  • Üniversitelilerin çektiği acılar, dağa taşa sosyalizm düşüncesiyle bedava üniversiteler açılması nedeniyle oldu. Bu durum liberalizmin veya kapitalizmin değil tamamen devletin plansız ve bedava olarak açtığı üniversitelerin arz ve talep sistemine yapay olarak büyük hasar vermesi sonucu oluştu. Üniversitlerin yozlaşması, öğrencilerin yozlaşması, ekonominin eğitimden zarar görür hale gelmesini katmıyorum bile.


    Eğer üniversitelilerin şu anki durumunu kapitalizme bağlarsanız bence sorunun çözümünü çok uzaklarda bulmuş olursunuz.


    Bu arada ben yazımı sana karşıt olsun diye değil daha çok tamamlayıcı olsun diye yazmıştım, fikirlerimiz bu konuda fazla çatışmıyor. 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 29 Kasım 2020; 22:48:13 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Üniversitelilerin çektiği acılar, dağa taşa sosyalizm düşüncesiyle bedava üniversiteler açılması nedeniyle oldu. Bu durum liberalizmin veya kapitalizmin değil tamamen devletin plansız ve bedava olarak açtığı üniversitelerin arz ve talep sistemine yapay olarak büyük hasar vermesi sonucu oluştu. Üniversitlerin yozlaşması, öğrencilerin yozlaşması, ekonominin eğitimden zarar görür hale gelmesini katmıyorum bile.


    Eğer üniversitelilerin şu anki durumunu kapitalizme bağlarsanız bence sorunun çözümünü çok uzaklarda bulmuş olursunuz.


    Bu arada ben yazımı sana karşıt olsun diye değil daha çok tamamlayıcı olsun diye yazmıştım, fikirlerimiz bu konuda fazla çatışmıyor. 

    Üniversitelilerin durumu liberal ve kapitalist ekonomi düşüncesinden ziyade, üniversite okumanın bir karşılığı olmamasından, ve milyonerlerin liberal ekonomiyi yanlış anlamasından kaynaklanıyor. Bu durumda işverenleri sert denetim altında tutacak ve taahhüt garantisi verdirecek sistem oluşturulması gerekir. Şu an için başka çözümü yok gibi görünüyor. Üniversite sistemi çifte standarta bağlanıp bir ucu liberalizme verilecek bir sistem değildir. Yoksa işsiz yığınları oluşabilir.





  • Üniversite okumanın bir karşılığı yoksa, bunu daha çok üniversite açıp ardından sorumsuzca açtığın bu üniversitelerden mezun olan ne idüğü belirsiz kimseleri zorla işe aldırarak çözüm üretmek ne kadar doğru ?


    Düşüncelerinin biraz toy ve yaşının genç olduğunu düşünüyorum. Bundan 10 yıl sonra gerçek hayatı anladıkça düşüncelerinde dramatik değişmeler yaşanacaktır. En azından öğreniyorsun, bir zamanlar gençlerin çoğu gibi bizde sosyalizme sempatiyle bakıyorduk fakat yaş ilerleyip, toplumu ve hayatı tanıdıkça bu görüşlerin ne kadar gerçeklikten kopuk olduğunu görüp bir yerde ayaklarını yere basman gerekiyor.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Üniversite okumanın bir karşılığı yoksa, bunu daha çok üniversite açıp ardından sorumsuzca açtığın bu üniversitelerden mezun olan ne idüğü belirsiz kimseleri zorla işe aldırarak çözüm üretmek ne kadar doğru ?


    Düşüncelerinin biraz toy ve yaşının genç olduğunu düşünüyorum. Bundan 10 yıl sonra gerçek hayatı anladıkça düşüncelerinde dramatik değişmeler yaşanacaktır. En azından öğreniyorsun, bir zamanlar gençlerin çoğu gibi bizde sosyalizme sempatiyle bakıyorduk fakat yaş ilerleyip, toplumu ve hayatı tanıdıkça bu görüşlerin ne kadar gerçeklikten kopuk olduğunu görüp bir yerde ayaklarını yere basman gerekiyor.

    Hocam bütün bunlar biz sıradan insanları aşan şeyler. Neyse selametle kalın, iyi akşamlar. 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-ED4010EAB -- 29 Kasım 2020; 22:18:1 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.