Şimdi Ara

İmzalanan Nabucco anlaşması sonrası, olası çatışma riskleri (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
116
Cevap
0
Favori
3.511
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • evet olabilir tabiiki ancak herşeyi paraya veya kazanca endekslememek lazım. Botaşın durumu belli değil ilerki yıllarda özelleşecek .Önce dağıtım ve inşşat kısmı ayırlacak sonra gaz ve petrol , sıralamasını bilmek mümkün değil ama sonunda özelleşeceği kesin. İşte bu noktada bazı çekincelerim var.

    Güvenlik işini bir başka firmaya bırakmak ileride (mesela 20 -30 yıl sonra ) tamemen sahibinin belirleyeceği şartları baştan kabul etmek anlamına gelir. Hep ileriyi düşünerek önemli kararların alınması lazım. Bugunkü duruma düşünürsek yapılacak anlaşmada bu konuyu her 3-5 senede bir gözden geçirilir gibi ifadelerle bağlamak lazım. bağlayıcı süre konulmadığı zaman üst yapı değiştiiğinde anlaşmalar fesih olmuyor . Aksine ana yapı korunarak yeni şartlara eski maddeler uyarlanıyor. maddelerin içeriğini anlam ve çıkar için kullnacak açıkta kalacak bağlayızı şartlardan kaçınmak gerek. Bir cümle bazen çok şey ifade eder. Bu forumda bile bir kelime komple yazanları başka alemlere götürüp sonuça öz inanaç , felsefe , karakter gibi çzöülmesi mümkün olmayan noktada klitlerken. Uluslar arası anlaşmalarda süreler uzun olmasını düşünerek yeni şartlara uyabilin bir yapı konulmalı veya tek maddeler ile şu andaki yapı değişirse şu maddeler gözden geçirilmelidir diye yazılması çıkarlarımız gereğidir.

    şimdi 20 yıl sonra dünyanın konumunuve ülkemizin kalacağı şartları göz önüne alarak belki parasal konularda biraz taviz vererek ilerriyi düşünen stratejikadımlar atılması ve yapının çalışması halinde ülkemizin hem parasal hemde stratejik çıkarlarını gözetmesi birinci öncelik olamsı gerekir.

    Nacuuco projesi coğrafyamızın ınırlar aşan en büyük projesidir 20 yüzyıl değil 21 yüzyılın projesidir. Dolaysı ile avrupanın çıkarlarını koruken neye hizmet edeceğimizi öngören maddeler ve stratejik planlar yapılması mevcubisdir. Bu planları hem askeri hemde dışişlerinin uzun çabaları ve detaylı fikir alışverişlerini göz önüne alarak yapmak gereklidir. Askeri konularda güvenlik söz konusu olunca bunu bi,r parasal kar ve zarar dengesine oturtarak karar vermek belki bugun için doğru olabilir ama ülkemizin uzun vadeli çaıkarlarına hizmet etmeyecek ise şimdiden hukuki yönden bazı maddelerde ısrarcı olamk şarttır. Bunlardan en önemli olanı işletme giderleridir.Yapımı milyarları bulan boru hattının kendini ne kadar kısa sürede amroti edeceğini bilseniz şaşarsınız dolayısıyla uzun vadede kar ve strateji ön planda ise akılcı olmak acele etmemek ve detayları ince eleyip sık dokumak şarttır. Bu konuda komuoyunun kendi uyarıları kadar doğal bir şey olamaz. İnsanlar hata yapabilir ama ülkeler asla yapamaz. yapacakları hatalar geri dönüşü olmayan yollara dönüşebilir.

    büyük projeler birçok çıkar çatışmaların aynı anda masada olduğu büyük bir satranç oyunudur. Knedinizi geride sanerken birden farklı bir ortamda bulmanız mümkündür. ANcak öngörebildiğiniz şeylere karşı bir politika ve strateji geliştirmeniz mümkündür . Yoksa günlük olayların sonuçları öngöremezseniz sonuçları da katlanamıyacak noktalara gidebilmetedir.

    her nekadar sizin katılmadığınızı bilsen de aynen teğet geçme olayındaki temel olgular ve yanlışlar ancak uzun vadede etkisini gösterebilmektedir. Aslında sinyaller 2001-2005 arasında görülmekte idi ancak tedbir almayınca dönüş yapmak da zor oluyor. Zam ve vergi artışları bu işleri bilmeyenlerin yapacağı en basit kısa vadeli çözümlerdir. Zaten yapılanlar bunlar olacaktır.bazı ülkeler başka ülkelerin gelceğini belirleme gibi kendine misyon edinmiş ve dünyayı yönetip bundan kar edebilme gayesine sarılmıştır.

    gelecek yüzyıl kitabında öylesine öngürüler yapılmış ki (hepsi yanlış da olabilir) japaoj türkiye ittifakından tutun da rusyanın 2020 yılında çöküşü gibi çok ciddi ithamlar ve hareketler söz konus olacak diye birileri (aslında hepimizden olayları iyi bilenler) senaryolar üretip belirli çevreleri yönlerdirmektediler.Şimdi soruyorum rusyanın ekonomik olarak çöküşü öngörülürse bu gaz hattı nereden geçmeli ve nereden kaynak bulunması desteklenmelidir. Bunlar zor sorular , ama sayın başbakanımız için teğet geçme gibi algılanıyorsa ülkemizin nasıl bir geleceğe kürek salladığı konusu oldukça düşünrürücüdür.

    quote:

    Orijinalden alıntı: Dellci

    Sayın vezir, söylediklerinizde haklısınız. Bu tazminat konusunu enerji bakanı sayın Taner Yıldız da dile getirmişti fakat birçok kişinin gözünden kaçmıştı elbette.
    Bu konuda bir noktada sizden farklı düşünüyorum.

    quote:

    Burada tüm mesele şudur,
    Bekçiyi komşular tutuarsa siz akşam rahat uyuyabilir misiniz.


    Ben Nabucco'yu komşu veya yabancı bir şirket olarak görmüyorum. Botaş'ın eşit ortak olarak içinde barındığı, projenin belki de en önemli şirketi olduğunu düşünüyorum. Botaş yıllardır bu işin peşinde olan bir şirket, diğer ortakları ve finansörleri yıllardır ikna etmeye çalıştıklarını biliyorum. AB Komisyon'undan Türkiye'ye 5milyar € yatırımı koparmak göründüğü kadar kolay olmadı, bunu diğer bazı arkadaşlar hiç dikkate almıyorlar.
    Sizden farklı düşündüğüm nokta budur: Botaş bu işin içindeyken, ben Nabucco'nun kullanacağı özel güvenlik birimlerine güvenirim. Bu özel güvenlik birimleri de zaten Türk olacaktır kanısındayım ve bu yüzden bu özel birimleri bahçeme sokarım. Ha hiçbiri olmazsa görev jandarmanın üstüne de yıkılabilir, aslında bu diğer bazı arkadaşların ısrarla direttiğinin tersine bizim açımızdan pek de iyi sayılmaz.




  • Özür dilerim ama hala birileri afaki yazmaya devam ediyor. Elinde belgesi bilgisi olduğunu söyleyenlerin ; neyi ne kadar süzebildiği muallak iken , bir bilenlerin söylediklerine inanmaya zorlanıyoruz. Yahu bu konu da yazmak yasaksa! ,Ne demeye yazıyorsunuz? Muğlak ifadelerle ifade edeceğinize nabucco da ne yazıyor yazınız, biz de yorum yazalım... Anlaşma metni yok, belge yok! Atmaya devam. Yazarsam suç işlerim:)) yaz kardeşim. Olumsuzluğu yönünde yazınca ,milleti yanıltman daha büyük suç değil mi?

    Kimileri iktidara karşı olmayı; ülkeye karşı olmakla eşdeğer hale getiriyor. İktidardaki iyi bir şey!!! ( ki yaparsa) yaparsa onu bile eleştirmek , fanatikliğimdendir... .ne yazık ülkemizin gerçeği... Ülkemizin yararına bir durum bu fanatizm sebebiyle zararına gibi gösterilebiliyor. Aynı durumda hükümet OLABİLSELER nabucco projesinden ne kadar alabilecekleri muallak, ki onlar iktidarda olsa:) Nabucco projesi olur mu o da bilinmez.

    Lütfen bildikleriniz yazınız , yazamıyrsanız kafa karıştırmayınız.

    Saygılarımla,




  • quote:

    İmza sonrası, bölgede yaşanması muhtemel sıcak ve soğuk savaşlar hakkında, söyleyecek sözü olanı dinlemek isterim


    Madem böyle açık ve net soru sormuşsunuz ben de cevap vereyim..

    Ülke yönetmek zor iştir, bakkal dükkanı yönetmeye benzemez, malum ''halk'' dediğimiz olgunun dünyadan haberi olmadığı için bu iş Avrupa devletlerinde halka bırakılmaz.. Ülke yönetilirken, stratejiler belirlenirken dünyadaki tüm devletlerin durumları, politikaları incelenir, stratejiler üretilir, şimdi bütün halk bunları bilemeyeceği için e tabii doğal olarak bunların da halka sorulmaması gerekir, herkesin oturup ABD, Rusya, Çin vs. vs. gibi binlerce konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayacağına göre bunlar sorulması gerekenlere sorulur..

    Kime sorulur? İşi bilenlere sorulur,ölçülür, biçilir, sonra politika üretilir, sonra da o politika yürürlüğe konulur, bunları yapanlara da devlet adamı denir.. Fakat Türkiye'de bir farklılık vardır, devlet adamlarının da halktan hiç bir farkı yoktur, yani bütün dünyanın durumunu anlaması gerekenlerin aynı halk gibi davrandıklarını görürüz, bu da çok komik olmaktadır, bir bilen tarafıdan bakıldığında.. Yani bizimkiler Rusya'nın yaptığı stratejik hamlenin Rusya ile ABD çekişmesi olarak görür ki halk da böyle zanneder, halbuki bu hamle Türkiye'nin masaya koyduğu %15 kartının çekilmesi ve bu planın bu kart olmadan yürürlüğe konması için başka bir şey değildir..

    Şimdi gelelim NABUCCO'ya..

    Nabucco projesinden ASLA ve ASLA normal koşullarda Türkiye'ye pay verilmez.. Çünkü dünya yaklaşmasına çok az kalan bir enerji darboğazına gitmektedir, bu yüzden bütün doğalgaz ve petrol boru hatları batıya çevrilmektedir, bütün petrol rotalarına NATO yerleşmektedir, doğuya giden petrol ve doğalgaz hatlarının üzerinde terörist faaliyetler yaşanmakta ve buralara da NATO el koymaktadır vs. vs. Bunlar gibi olaylar..

    E bunlar olurken Türkiye gibi ''Stratejik nükleer güç'' olmayan bir ülkenin hem doğalgaz'dan pay isteyip Avrupa ile ters düşmesi TEHLİKElidir.. Yani bizim devlet adamları bilerek ya da bilmeyerek ateşle oynamaktadırlar, bunun sonuçları kötü olabilir..

    Aynı zamanda bu boru hattının yaşatacağı bir ''felaket senaryosu'' durumu olabilir, o da şudur, Türkiye de her ''ELM ülkesi'' gibi ELM modeline uyacaktır, yani ''kendi iç tüketimlerini azaltarak ihraç edeceği petrolü sabit tutmak ya da artırmak'' Üzerinden boru hattı geçen bir ülke olarak Türkiye de bu modeli kabul etmiş demektir.. Böyle bir durumda Türkiye'nin enerjisini azaltması ile yaşanacak sosyal karışıklıklar sonucu altından geçen borulara el koyma FİKRİ kötü sonuçlar doğurabilir.. Yani bir kaç nükleer ya da emp felaketi gibi sonuçlar..

    Yani Türkiye'nin ya bu boru hatlarını yapmaması gerekir, ya da bu hatların güvenliğini sağlaması, ülke kaosa gitse bile bu hatlara el koymaması gerekir.. Koyarsa daha büyük kaoslar yaşanabilir..




  • quote:

    Yahu bu konu da yazmak yasaksa! ,Ne demeye yazıyorsunuz? Muğlak ifadelerle ifade edeceğinize nabucco da ne yazıyor yazınız, biz de yorum yazalım


    ne anlatmaya çalışıyorsunzıu belli değil. Ön anlaşma dışında detaylar belli değil zaten bunu bilen buraya yazamaz. Tecrübeniz kadar yorum yapabiliyorsunuz o kadar .
  • Gerçeklerin ergeç ortaya çıkma gibi kötü(!) bir özelliği var sn. Dellci.



    ...............................

    Yüzyılın projesini yüzyılın avanaklığına dönüştürdü

    Kim dönüştürdü diye soracaksınız, ben baştan söyleyeyim; Tayyip Erdoğan yönetimi dönüştürdü ve bu gerçeği bu kez Ankara’da “bir başka yüksek denetleme kurulu deneticisi” bulup çıkardı, Meclis’e getirdi.

    Ve iyi ki VATAN var.

    VATAN Gazetesi Ankara Bürosu’nun ekonomi muhabiri Gülümhan Gülten de “Meclis’te gizli oturumda KİT komisyonunda görüşülen raporu” ele geçirdi ve gerçeği halk da bilsin, duysun, “ülkemiz, 72 milyon halk, aydınlar, gazeteciler nasıl sersem durumuna düşürüldü” görsün diye yazdı.

    Dikkatli okur hatırlar.

    Yıl 2006’ydı.

    Açılış töreni vardı.

    Şişinme tavan yapmıştı.

    “Vanası bizde... Vanası bizde...” diye demeçler veriliyor, sözü Başbakan Tayyip Erdoğan alıyor, ondan eski Enerji Bakanı Hilmi Güler’e mikrofon uzatılıyor; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın açılışı sırasında pembe tablolar sergileniyor, iyimser içerikli övünmeler gazetelere 9 sütuna; “Kafkas ve Kazak petrollerinin vanası bize geçti... Büyük stratejik üstünlüğümüz oldu...” diye manşetler atılıyordu.

    Geçiş ücreti alacaktık.

    Yılda 300 milyon dolar net kazancımız olacaktı. Türkiye 1 koyup 5 kazanacak ve Avrupa ile Asya arasında “bir enerji köprüsüne dönüşecek” Adana’nın Ceyhan’ı da Avrupa’nın Rotterdam’ı gibi bir enerji üssü oluverecekti. Söylemesi ayıp, bu şişinmelerin yapıldığı günlerde bir tek Hürriyet Gazetesi’nde Ege Cansen, kendi köşesinde ve bir de ben, ondan esinlerek VATAN’ın bu köşesinde; “Gerçekten vanası bizde olacak mı, boru hattının yapım maliyetlerine biz ne kadar katılacağız, bu boru hattının yapımı için gerekli para borçlanarak bulunacağı için faiz yükü ne kadar binecek, boru hattının masraflarını kim karşılayacak, boru hattını koruyacak Türk ordusunun ve jandarmasının bekleme giderlerini kim üstlenecek?” diye sorular soruyor ve gerçeği halka yazmak için uğraşıyorduk.

    Gerçeği gizlediler.

    Yandaş kalemleri yağladılar.

    Gerçeği çuvalladılar.

    Geç de olsa gerçek; Yüksek Denetleme Kurulu deneticisinin raporuyla “Meclis’in gizli oturumunda” çıka geldi.

    Böyle anlaşma olmaz.

    Avanak bile yapmaz!

    Boru hattından geçecek olan petrolün varil başına “geçiş ücretini” sabitlemişler. Varil başına 35 cent demişler. Petrolün varili 30 dolardan 150 dolara çıkıyor, sonra 70 dolara iniyor; petrol şirketleri ve petrolü dünyaya satan ülkeler fiyat arttıkça karlarını yükseltirken “topraklarına en uzun boru döşenmiş ülke Türkiye’nin alacağı sabit, donmuş ve aynı” kalıyor.

    Petrol: varili 30 dolar.

    Geçiş ücreti: 35 cent.

    Petrol varili: 150 dolar.

    Geçiş ücreti: yine 35 cent.

    Geçiş ücreti niçin artmıyor? Çünkü bu “avanaklık anlaşmasının” altına Türkiye tarafı imzayı atmış. Ayrıca “boru hattının yıllık doluluk (throughput) garantisi” de istenmemiş. Türkiye Rusya’dan, İran’dan petrol ya da doğalgaz alırken yaptığı anlaşmalara “ya al ya öde” maddesi koyup kendini bağlarken “boru hattından petrolü geçirerek satanlardan doluluk garantisi almayı” düşünmüyor.

    Düşünmüyor mu?

    Düşündürmüyorlar mı?

    Sonuç: Yüzyılın Projesi’nden yılda 300 milyon dolar üzerinden 3 yılda 900 milyon dolar kazanması beklenen Türkiye’nin bu boru hattından 3 yıllık zararı 210 milyon dolar oldu.

    Bu zararın içinde Türkiye’nin boru hattının yapımına yatırdığı paranın 3 yıllık birikmiş faizi ve her geçen gün için işleyen faizi de yok. Türk askerinin, boru hattını beklerken yaptığı harcamalar da zarara dahil değil. Bunları da koyarsak zarar, 500-600 milyon doları bulur, belki de geçer.

    Türkiye’yi avanaklaştırdılar.

    Sorumlusu Başbakan’dır.

    Tek yazıda anlatamam.

    Yarın devam edeceğim.



    Necati Doğru-Vatan




  • dahası var ,

    bu hat işletilmediğinde yani bir hasar kaza veya üretimi aksatacak bir vaka oluştuğunda geliriniz sıfır oluyor .çünkü force majör etmenleri dışında duruşlar olduğunda aldığınız 35 cent almanız da mümkün değil.
    buna tabiri caiz ise yeni sistem kölelik desek çok da yanlış olmaz.ayrıca doğalgaz ile işletilen istasyonlatra ödenen gaz paraları da bu üç kuruş sayılabilecek gelirden finanse edilmek zorunda. hangi aklı kıt bürakrat buna ait olduysa detaylı incelenmesi lazım. uzun dönemli anlaşmlar için yapılacak adımlar sonraki hükümetleri de bağlamaktadır. esasen yapılan temel anlaşmalar bundan önceki hükümetlerin eseridir .ancak 2 yanlış br doğru yapmaz. politik kararlar ayrıdır finansal değerler ayrıdır.

    kim ne derse desin 35 vcent ile bu hat yürümez yürüyemez , bunu bize hak gören konsoresiyum üyeleride biliyor ama derin nedenini bilen yok. yada bilinmesi istenmiyor. madem bir firma daha kuruluşundan itibaren zarar edecek burası belli neden bunu bir kar amacı ile piyasaya lanse edersiniz. çok problemli ve uluslar arası sorun yaratan konular bunlar ,




  • Petrolün varil fiyatıyla geçiş ücreti arasında bir bağlantı kuruluyor Böyle basit bir yanlış yönlendirmeye nasıl alet olabiliyorsunuz anlamıyorum..
    Geçiş ücreti, geçiş ücretidir. Petrolün varil fiyatıyla, transit geçiş ücretinin hiçbir alakası yoktur. Petrol üreten ülkeler petrol üretimini durdursa petrolün varil fiyatı 1000$ olsa ne fark eder? Biz varil başına transit geçen petrolden ücret alıyoruz... Yani konunun petrol fiyatlarıyla alakası yok. Borulardan geçen petrol miktarıyla ilgili bir durum. Kaldı ki bütün dünyada durum böyledir. Varil başına bir transit geçiş ücreti tayin edilir ve bu ücret uzun yıllar sabit kalır.

    Ayrıca "Türk askeri" edebiyatı yapılmış. Yahu ona buna "yandaş" diyen bazı medya kuruluşları bangır bangır bağırmıyor muydu "hatları özel güvenlik koruyacak! ülke elden gidiyor!", "boruları koruma için AB ordusu kurulacak memleket işgal edilecek!"... Milleti galeyana getirdiler, sorumluluk yine tek adres olarak jandarmanın üstüne yıkıldı. Ancak işin garibi daha dün bunları söyleyenler, bugün jetonları düşmüş olsa gerek, şimdi de diyor ki "Türk askeri boruyu beklerken masraf yapıyor! Allah belanızı versin!". Günübirlik siyaset, nabza göre şerbet... Nereden vuracağını şaşıranlar, kendileriyle çelişmeye devam ediyorlar. En basit örnekler yine bu konu başlığı altındadır.

    Bakınız lehrer35, geçmişte neler söylemişsiniz :

    -hattın geçtiği toprakları konsorsiyuma verdik. Güvenliğini de onlar sağlayacağı söz konusu olursa resmen kendimizi işgale ortam hazırlandığı net olarak görülmekte.
    -İşgal için ortam hazırlamaya değer mi
    -kesin belli olan şey bu hattın geçtiği topraklar AB askerleri tarafından korunacak.
    -Şimdi operasyonun hedefinin direkt ordumuz olduğu ortada. Ordu tasfiye edilirse işgale karşı vatanı kim koruyacak?
    -terör bahanesiyle güvenliği sağlayamıyorsunuz denilerek güvenlik kendilerince sağlanmaya çalışılabilir. Yani resmen işgal edilebilir.
    -Bu yeni bir boğazlar sorunumuz var demektir. Boğazları da 1841 de kaptırmış, Kurtuluş savaşımız sonrasında zorlukla geri alabilmiştik.
    -biraz tarih bilenler, güvenliğin başkalarına havale edilmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu da bilirler. Bundan dolayı da duyarlı olurlar.
    -Çekiç güç benzeri bir bela başımıza sarılabilir bu güvenlik maddesi nedeniyle. Osmanlı'nın başımıza sardığı komisyon belalarını savaşla zor temizlediğimiz gibi bu da başımıza bela açabilir.

    ---
    Sayın lehrer35, geçmişte etrafa "AB ordusu geliyor!" korkusu saçıyor, özel güvenliğe karşı çıkıyordunuz. Boruları bekleyen jandarmanın yapacağı masraflar 3 yıl sonra mı aklınıza geldi?..
    Foruma taşıdığınız bu yazı hiçbir bilgi içermeksizin,baştan aşağı yanlış yönlendirme içeriyor. Türkiye şu kadar zarar etti deniyor ama neye göre nerden zarar ettik belli değil. Atmasyon. Kredi faizinden dem vurulmuş ama kredinin hibe olduğunu dünya alem biliyor. Petrol fiyatlarının yükselmesi üzerinden "transit geçiş ücreti sabit kaldı" edebiyatı yapılıyor. Baştan aşağı yanlış yönlendirme... Tam sizin tarzınız




  • petrol fiyatları ortalama dünya satış fiyatı ile yapılan anlaşmaların işleyişi arasında bağ vardır. eğer petrol fiyatı artarsa doğalgaz fiyatı da artmaktadır. azerbaycan ile çıkan anlaşmazlığın temel nedenlerinden birisi budur. oradan gelen gazın büyük bir kısmı pompa istasyonlarında kullnılmaktadır ve işletme maliyetini direk olarka etkilemektedir. doğal gaz fiyatı sabit kalması onlarca yıl aynı kalmayacağına göre yapılan anlaşmadakiş en temel unsur olan gelirin cent bazında artırılması şarttır . zaten bu konuda hukuki olarak taraflar davalaık(tahkime gidilmiştir) olmuşlardır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı : vezir

    kim ne derse desin 35 vcent ile bu hat yürümez


    Sayın vezir, siz 35 cent ile bu boru hattı yürümez diyorsunuz. Bunun hesabını nasıl yaptınız? Açıklarsanız, zihinlerdeki soru işaretleri de ortadan kalkmış olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dellci

    quote:

    Orjinalden alıntı : vezir

    kim ne derse desin 35 vcent ile bu hat yürümez


    Sayın vezir, siz 35 cent ile bu boru hattı yürümez diyorsunuz. Bunun hesabını nasıl yaptınız? Açıklarsanız, zihinlerdeki soru işaretleri de ortadan kalkmış olur.

    sayın delci,
    yürümez çünkü işletimi yapan firmanın şu an ve geçmişte zararda olduğunu biliyorum. bundan sonra da kar etmesi mümkün değil anlaşmada çok ciddi bilerek yapılan hatalar var. işletmenin (petrol boru hattı)işlememesini sağlayan yakoıt doğalgazdır ve anlaşmada yapılan hesaptaki 35 cent te bu kaale alınmamış artan doğalgaz giderleri ile temel ana etmenlerden biri çok ciddi girdi maliyeti oluşturmaktadır. Anlaşma ilk yapıldığında hat ham petrol ileişleyecek iken yapılan değişiklik ile doğalgaza dönüştürülmüş bunun yanına konulan diğer giderler eklenenince hat bugune kadar hep zarar etmiştir , bundan sonra da zarar edeceği görüldüğü için uluslar arası tahkime gidilmiştir. konu yargıdadır bu nedenele daha fazla detaya ihtiyacınız olduğunu hiç sanmıyorum. Eğer gazeteci değilseniz tabiiki




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir
    Eğer gazeteci değilseniz tabiiki


    Yok, akepenin sanal dezenformasyon tim görevlisi olur kendileri. Uzmandırlar bu konuda. Bakın siz bir önceki gönderide onun boru hattından geçişte sabit fiyat uygulandığı iddiasını çürütünce hemen konuyu değiştirdi. Benim taşıdığım haberin BTC ile ilgili olduğunu, buradan NABUCCO'ya çıkarım yapılması için taşıdığımı bile anlamadan bir yerlerden komut almış gibi sıçrıyor, yorum yapıyor. Aklı sıra BOTAŞ'ı yalanlıyor. Tıpkı vakt-i saatinde simit hesabı ile "Allahtan korkmazlar, kuldan utanmazlar" diye kükreyen oy avcısı sahibi gibi. Tabi Allah'ın tokadı var.


    quote:

    OTAŞ, yüzyılın projesi olarak lanse edilen, yılda en az 300 milyon dolar taşıma ve vergi geliri elde etmeyi planladığı Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattında zarar ettiğini itiraf etti. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurumu ve KİT Komisyonu’na gizli ibareli bilgilendirme yazısı yazan ve 3 yılda 210 milyon dolar zarar eden BOTAŞ “Anlaşmalar değişmezse zararımız artarak devam edecek” dedi

    ANKARA - Türkiye, “yüzyılın projesi” olarak lanse edilen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Projesi’nde hayal kırıklığı yaşıyor. BOTAŞ’ın, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) ve Meclis KİT Komisyonu’nun sorularına karşılık, Ekim 2009 tarihi itibariyle gelinen noktayı anlattığı “gizli” ibareli açıklama, Türkiye’nin BTC’de yaşadığı fiyaskoyu gözler önüne serdi. BOTAŞ’ın bu açıklamalarıyla “yüzyılın projesi”nin Türkiye için “yüzyılın hatası”na dönüştüğü ortaya çıktı. Söz konusu gelişmeler, Meclis KİT Komisyonu’nun 9 Aralık’da “gizli” oturumla gerçekleşen toplantısında gündeme geldi. Burada BOTAŞ, “Türkiye BTC’de zarar ediyor. Anlaşmalar değişmezse zarar büyümeye devam eder” diyerek, kritik bir itirafta bulundu. BOTAŞ, Türkiye’nin altına imza attığı anlaşmalardan kaynaklanan zararı önlemek için anlaşma şartlarının değiştirilmesi için uğraştığını belirtirken, uluslararası anlaşmalardaki şartların değişeceğine pek de şans tanınmıyor.

    BTC hattının açılışından bugüne geçen 3 yılda BOTAŞ International Ltd.’nin (BIL) Ekim 2009 itibarıyla geldiği nokta KİT Komisyonu’nda “Sürekli zarar eden ve finansman ihtiyacını kısa ve uzun süreli krediler ile karşılamakta olan BOTAŞ BIL şirketinin, borçlarını tasfiye edebilmek amacıyla sermaye artırımı çalışmaları yapılmakta olup, 2007 yılı sonunda öz kaynaklarını tamamen yitirdiği ve yabancı kaynakları ile de zararlarını finanse eder duruma geldiği...” şeklinde anlatıldı.

    Sabit ücret aleyhimize

    BOTAŞ ise Türkiye’nin işletmesinde sürekli zarar ettiği hatta durumu değiştirmek için yapılmaya çalışılanları şöyle anlattı:

    BTC Co. şirketiyle görüşmeler ve müzakereler sürdürülmekte olup, BTC Co. şirketine çeşitli öneriler sunulmuştur. Bunların en önemlisi, uluslararası kabul görmüş uygulamaların dışında kalan ’anlaşma süresi boyunca uygulanacak sabit taşımacılık ücretinin’ eskalasyona tabi tutulması ve asgari taşıma taahhüdünü içerecek şekilde anlaşmanın revize edilmesi istenmiştir.

    BOTAŞ, Türkiye’nin BTC hattında nasıl sıkıştırıldığını da şu ifadelerle anlattı: “BIL’in geliri sevk edilen petrol miktarına bağlı olup, beklenen kar düzeyine ulaşılamaması tamamen BIL’in kontrolü dışında olan 2 nedene bağlıdır. ilki, anlaşmalarda ’Throughput (petrol miktarı, doluluk) garantisi’ yoktur. Bu yüzden BTC Co. vaadettiği petrolü sevk etmeyerek BIL’in gelirlerinin düşük kalmasına neden oluyor.

    Taşıma geliri, petrolü pompalamaya gidiyor

    Anlaşmalarda BTC Co. tarafından pompa istasyonları yakıtı olarak petrol tercih edilirse, BIL’e varil başına 18 doları geçmeyecek şekilde petrol sağlanacağı garanti altına alınmıştı. Böylece yakıt tavanı getirilerek, maliyet sınırlanmıştı. Ancak BOTAŞ, BTC Co.’nun bir başka manevrayla BIL’i nasıl zor durumda bıraktığını şöyle anlattı: ”... BTC Co. petrol yerine yakıt tavan fiyat garantisi olmayan doğalgazı seçmiş, hampetrole gelen fiyat artışlarının doğalgaza yansıması sonucu işletmeci BIL şirketi büyük miktarlarda yakıt gideri ödemek zorunda kalmaktadır

    BOTAŞ bütün bu sorunların ardından BTC Co. ile masaya oturulduğunu belirterek, ilk başka uluslararası şirketten ’throughput garantisi’ istendiğini açıkladı. Türkiye’nin boru hattının kuruluşunda ısrar etmediği için alamadığı bu hakkın sağlanması halinde BIL’in yıllık gelirinin garanti edilmiş olacağı belirtildi. Ayrıca doğalgaz manevrasıyla BIL’in zarar ettirilmesinin de önüne geçmek üzere BTC Co.’dan petrole verdiği” yakıt birim fiyat garantisi“ni doğalgaza da vermesinin istendiği belirtildi.

    900 milyon dolar kazanacaktı 210 milyon dolar zarar etti

    Devlet başkanlarının katılımıyla BTC Boru Hattı’nın açılışı 13 Temmuz’da 2006’da gerçekleştirildi.

    Türkİye BTC projesine, enerji ihracatında Rusya’ya olan bağımlılığı ortadan kaldıracağı, Boğazlar’daki petrol tehdidini azaltacağı, Türkiye’yi bir enerji köprüsüne, Ceyhan’ı da Rotterdam gibi bir enerji üssüne çevireceği iddiasıyla sarılmıştı. 1.074 km’si Türkiye’den geçen ve Türkiye kısmı 1.7 milyar dolara malolan petrol boru hattı, yıllar süren çetin pazarlıkların ardından, Haziran 2006’da ilk tanker yüklemesini yaptı. Açılış töreni ise 13 Temmuz 2006’da gerçekleşti.

    BTC boru hattının işletmesini çok ortakla oluşturulan uluslararası BTC Co. şirketi yürütüyor. Şirketin hakim ortağı İngiliz petrol devi British Petroleum (BP) Boru hattının Türkiye kısmı BOTAŞ’ın sahibi olduğu BOTAŞ International Limited (BIL ) tarafından işletiliyor. Türkiye kritik önem taşıdığı boru hattından, yapılan anlaşmalar nedeniyle sadece varil başına 35 cent ”geçiş ücreti“ ve 20 cent de vergi alıyor. Türkiye’nin altına imza attığı anlaşmalar nedeniyle, petrol fiyatlarının artmasıyla BTC Co. şirketinin gelirleri artıyor ama Türkiye’nin şirketi BIL’in gelirleri artmıyor. Aksine azalıyor. Ayrıca artan işletme maliyetleri ve doların değer kaybetmesi sebebiyle de BIL’in aleyhine bir durum ortaya çıkıyor.

    Boru hattının BOTAŞ’a yılda 300 milyon dolar gelir getirmesi amaçlanmıştı. Ancak boru hattı açıldığı 2006 Temmuz ayı başından Temmuz 2009 tarihine kadar geçen toplam 3 yıllık sürede Türkiye sadece 380 milyon dolar taşıma ve vergi geliri elde edebildi. Merkezi Jersey Adaları olan BIL’in giderleri düştükten sonra 3 yıllık net bilançosunun ise 210 milyon dolar eksi olduğu ortaya çıktı.

    http://www.turkcelil.com/2009/12/yuzyilin-projesini-yuzyilin-avanakligina-donusturdu/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest -- 29 Aralık 2009; 22:15:47 >




  • @ lehrer , taşıdığınız köşe yazılarının gerçekleri gösterdiğini nereden biliyorsunuz? YDK'nın raporunu henüz görmüş değiliz. Basında geçen 2-3 cümleden yola çıkarak bütün BTC'nin fiyasko olduğuna inanmamı benden bekleyemezsiniz. Eğer sağdan soldan yazı taşımakla oluyorsa buyrun, burada BIL'in zarar ettiğini söylemesine rağmen Türkiye'nin epey gelir elde ettiğini söylüyor. Botaş'ın bir şirketi olan Botaş İnternational Limited 'in 3 yılda ettiği 210milyon $ zarar yüzünden yaygarayı koparırken, ilginç bir şekilde Türkiye Petrolleri A.O. 'nun BTC'ye %6.5 ortaklığından doğan kazancından hiç bahsetmiyorsunuz.Türkiye bu projeden büyük miktarda kazanıyor. Bunu gölgelemeye çalışarak ancak bindiğiniz dalı kesersiniz. Linkte ayrıca tahkim davası da anlatmış, bakmanızda fayda var.

    LİNK


    quote:

    akepenin sanal dezenformasyon tim görevlisi olur kendileri

    "He" deyip geçiyorum

    quote:

    Tıpkı vakt-i saatinde simit hesabı ile "Allahtan korkmazlar, kuldan utanmazlar" diye kükreyen oy avcısı sahibi gibi.

    Bu arada çaktırmadan mesajınızı da vermeyi unutmamışsınız. Sizin bu sıkıntınız kabak tadı veriyor ama laftan da anlamıyorsunuz. İlla siyaset yapacak, illa propagandanızı yayacaksınız.

    Bakın Ankara'da sabah saatlerinde 1 tl'ye 4 simit, akşam da 7 simit alabiliyorsunuz. Yani bu durumda asgari ücret ile ayda 4bin adet simit alabilir, 5 kişilik bir aileyseniz her öğün 9 simit yiyebilirsiniz.
    Her öğün 9 simit yerseniz obez olursunuz. İyisimi siz şu simit hesabınızı baştan yapın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dellci -- 30 Aralık 2009; 0:19:29 >




  • quote:

    @ lehrer , taşıdığınız köşe yazılarının gerçekleri gösterdiğini nereden biliyorsunuz


    kim yazmışsa doğru yerden doğru bilgi almış .emin olabilirsiniz. hattın işletilmesinden taşıma yapan firmanın karı değil zararı vardır ve olacaktır. hat eskimeye başladı bile bakım maliyetleri her sene daha da fazla olacaktır.

    türkiye açısından bakıldığında ise evet türkiye petrolleri payı sayesinde ülke olarak artıda olabiliriz. Zaten finansman olarak bu taşıma payı da olmasa bu işi yapmanın bir anlamı yok. türkiye stratejik açıdan petrol taşımacılığı yaparak para kazanmaktan çok bu bölgeyi son ürün avantajı getirerek ham petrolün katma değeri olan rafineri üzerinden poara kazanmak ve istihkam yapma ana stratejisini benimsemiştir.

    Bugune k dar çok söylenmesine karşın rafineri yatırımları bir türlü başlayamamış ama büyük umutları kendi şahsım adına da beklediğimi iletmek isterim. yapım geciktikçe zarar büyümüş ve taşımacılık yapan firma(isimleri lütfen yazmayınız ) fianans açısından zor durumda kalmış ve geleceği de karanlık görünmektedir. tahkimin ana konusu da budur. ileride peak oil kavramı nedeniyle petrol fiyatları kaytlanarak artmaya başlasa bile sabit fiyat almak ve bulunla hattın gerekli yatırım giderlerini karşılamak imkansız olacağı görüldüğü için konıu davalık olmuştur. burada finasn için bir garantör bulunursa veya fiyat petrol ve doğalgaz fiyatlarına eskale edilebilirse zarardan kara geçmek mümkündür.

    tüm özel firmalar açısından karlılık ve finans kaynağı birinci öncelikli durumu barındırmaktadır. Ancak kamusal alanda kar ve zararlar , bakanlıkların kendi aralatrında yapacakları bir imza ile aşılabileceği halde özel kuruluşlar için bu hukuken zor olmata yapılırsa da hukuksuz olacağı için bir karmaşaya neden olmamak içi n karlılığa eksi katkıda bulunan noktalar önceden bertaraf edilmelidir.

    belki ankar abelediye başkanlılığın doğalgaz borcu ötelenir veya afolabilir botaş veya enerji bakanlığının alacağı bir tasarrufdur. ama bunu bir firma için yapılması hukuken hem zor yapılırsa da hukuk dışı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

    gelelim nabuccoya , eğer firma devletin finanse ettiği bir kurum olarak kalırsa kar zarar bir kişinin ağzına bakabilir ama uluslar arası birfirma ve ortakları sçöz konusuysa anlaşmalar borçlar hukuku çok ciddi bilgi birikimi gerektiren bir hsuustur.




  • Türkiye bu projeden milyarlarca $ gelir elde etmiştir. Üstelik bu borular ülkemize enerji kaynaklarını da taşımaktadır. Gerçek budur.
    Bu projenin büyüklüğünü, Türkiye'nin kazançlarını kimse gölgeleyemez.

    Sonuç olarak bu boru hattı "fiyasko" falan değildir. Bu proje yüzünden Türkiye'nin zarar ettiğini söylemek apaçık hayal ürünüdür.
    Öncelikle bu yanlış yönlendirmeler ortadan kalkmalı. Millete öyle bir anlatıyorlar ki görende BTC projesi hüsranla sonuçlandı sanacak...
    1 yanlış, 5 doğruyu götürmez. Türkiye olarak toplamda 3 milyar $ 'a yakın kârımız ve ülkemize giren milyonlarca varil petrol varken, BIL'in 3 yılda ettiği 210 milyon $ zarar devede kulak bile değildir. Kaldı ki zarar eden BIL bile Hazine'ye 150milyon $ para kazandırmıştır. Bütün kazançlar gözardı edilerek, sadece bu zarar üzerinden bel altı çalışılıyor. Umarım herkes farkındadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dellci -- 30 Aralık 2009; 22:40:05 >




  • Bu projenin kısmi yararları var. Konuda da paylaşılmış. Fakat bu anlaşmanın ve projenin maddi yararı bize çok daha fazla olabilirdi diye düşünüyorum.

    Proje bir yana ben Taner Yıldız hakkında birşey söylemek istiyorum. Ben suratını görünce tiksiniyorum. Sakalına, sıfatına ve özellikle şu HES konusundaki vurdumduymazlığına takmış durumdayım. Bir insan bu kadar ben bildimci olur. Sen ne dersen de , hatta gelir ayağına dinlerim ama ben bildiğimi yapacağım düşüncesi nereye kadar. Bir konuda da halkı dinle , sivil toplum kuruluşlarına kulak ver be adam...
  • Şimdi biz kar mı ediyoruz koruma görevi bizde değilmi bu arada
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.