Şimdi Ara

İmzalanan Nabucco anlaşması sonrası, olası çatışma riskleri (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
116
Cevap
0
Favori
3.511
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • el koyma gibi birşey söz konusu değil. İşletme masrafları diye birşey var siz bir hattın kaça işletildiği hakkında bir fikriniz var mı ? gerçekten bu forumdakilerden bazıları aşırı sabit görüşlü ve bilmeden yazı yazan kişiler görmedim. Hayatlarında bir anlaşma görmemiş ve yapmamış kişiler şimdi buzdağının üstünü görüp penguen misali buzun üstünde kaydırak yapıp suya dalıyorlar.

    Nabucco olsun BTC olsun bunlar asrın projeleridir inkae edilemez. gerçekten olaganüstü zor şartların hüküm sürdüğü coğrafyalardan geçip zor şartlarda işletilmektedirler(nabucco da aynı kaderi paylaşacaktır)

    ancak bundan ülkenin yapacağı kar ve vereceği şartlar önem arz eder. uluslararası anlaşmalarda hükümetler uzun vadeli şartlara imza atarlar ve sonra bir eksik madde veya ufak bir değişiklik söz konusu olduğunda tazminat şartları devreye girer. Bunu BTc anlaşmasında yaşamaktayız yapılan hataların veya ufak görünen maddelerin bizlere büyük bir maddi kayıp getirdiği ve bedavaya çalışma şartlarını çıkardıkları idaa ediliyor . Aynısı şimdi olmaması için %15 de ısrar ediliyor bu konular bilmeyenler için gazete sayfalarında okunan şeylerdir. Ama emin olun ki ucundan değil , bir bilen olarak yazıyorum.
    quote:

    Orjinalden alıntı: Dellci


    quote:

    Orjinalden alıntı: osberto

    quote:

    Orjinalden alıntı: Dellci

    Türkiye'nin geçen doğalgazın %15'ine el koyması kadar saçma birşey olamaz.
    Bir kere doğalgaz Azeri ve Türkmen kardeşlerimizin doğalgazı, neden %15'ine el koyuyoruz anlamış değilim
    Parası neyse veririz alırız...


    Elleri mahkum değil mi ? nerden geçircekler trans karadeniz boru hattımı yapacaklar. yapsınlar asrın projesi o olur

    ayrıca biz +15 istemiyoruz ki, avrupaya gelen doğalgazın %15ini istiyoruz eee.. önemli konumdayız bunu hak ediyoruz. AB üyeliği için türlü taklalar attırdılar bize


    Elleri mahkum değil. Hali hazırda Rusya üzerinden doğalgaz gönderebiliyorlar.
    Azeri ve Türkmenistan'lı kardeşlerimizin Avrupa'ya gönderdiği gazın %15'ine el koymayı ben Türklüğüme yediremem. Kimsenin malında gözümüz yok. Hele hele yakın dostluk ve kardeşlik bağı olan Asya'daki halkların haklarında hiç gözümüz olamaz, olmamalı..
    Ha nedir? Herkes doğalgaz alım anlaşmasını kendi yapacak zaten. Yani kardeşlerimiz bize ucuz gaz satmak isterlerse, razı olurlarsa ben de buna razıyım.
    Nabucco şirketi, Rusya'nın Avrupa'yı Asya'yı domine eden dev Gazprom'una resmen rakiptir. Rusya bu rekabete karşı koyacak elbette. Bunu her alanda göreceğiz. Bugün medyada bazı yazarlar çoktan satın alınmış bile olabilir, hiç şaşırmam. Çünkü enerji naklinde milyar dolarlar, dünya dengeleri söz konusu...




  • Sayın vezir birçok kez yorum yazdığınız halde henüz bir bilgi vermiş değilsiniz. Üstelik iki de bir bilgi sahibi olmayanların konuştuğunu ve bu konuda bilgili olduğunuzu söylüyorsunuz...

    "konuya ilgisi olanların bilgisi olmadığı açık"
    "kusura bakma da birşeyden haberin olmadan atıp tutuyorsun. "
    "yorumlarınız yüzeysel oluyor"
    "güvenlikle ilgili anlaşmaların nasıl olacağı hakkında bilgi sahibi olmadığın buradan anlaşılıyor."
    "Bu işlerde çalışan birisi olarak"
    "ben çok iyi bildiğim bir konuda yazıyorum"
    "nerden bildiğimin detayını sormayın ''üzümü yeyin bağını sormayın''"
    "Ama emin olun ki ucundan değil, bir bilen olarak yazıyorum. "

    Bu ne perhiz?
    Ayrıca %15 olayı işletme masraflarıyla alakalı bir durum değil, borulardan geçen doğalgazın %15'inden bahsediliyor.
    İşletme masraflarıyla ilgili olduğunu gösteren bir delile, yazıya veya bilgiye sahipseniz gösterin biz de yeni birşey öğrenelim.

    Ama kanıt diye karşımıza "evet o %15, işletme masraflarıdır. Bunu nerden mi biliyorum? Üzümünü yeyin bağını sormayın" türü bir cümleyle çıkmayın lütfen...




  • işletme masrafı ayrıca belirtilmemişse bunu boruların içinden akacak doğalgazdan karşılamak ve üzerine kar yapmak mümkündür. Aynı durum benzer projelerde de vardır . sizin daha fazla detay bilmeniz egerek yok, olsa yayınlanır ve siz de ulaşırdınız .Anlaşmaların tüm detayı asla yayınlanmaz gizlidir ve bilgivermek de suçtur.internet kanalıyla da olsa.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Dellci

    Sayın vezir birçok kez yorum yazdığınız halde henüz bir bilgi vermiş değilsiniz. Üstelik iki de bir bilgi sahibi olmayanların konuştuğunu ve bu konuda bilgili olduğunuzu söylüyorsunuz...

    "konuya ilgisi olanların bilgisi olmadığı açık"
    "kusura bakma da birşeyden haberin olmadan atıp tutuyorsun. "
    "yorumlarınız yüzeysel oluyor"
    "güvenlikle ilgili anlaşmaların nasıl olacağı hakkında bilgi sahibi olmadığın buradan anlaşılıyor."
    "Bu işlerde çalışan birisi olarak"
    "ben çok iyi bildiğim bir konuda yazıyorum"
    "nerden bildiğimin detayını sormayın ''üzümü yeyin bağını sormayın''"
    "Ama emin olun ki ucundan değil, bir bilen olarak yazıyorum. "

    Bu ne perhiz?
    Ayrıca %15 olayı işletme masraflarıyla alakalı bir durum değil, borulardan geçen doğalgazın %15'inden bahsediliyor.
    İşletme masraflarıyla ilgili olduğunu gösteren bir delile, yazıya veya bilgiye sahipseniz gösterin biz de yeni birşey öğrenelim.

    Ama kanıt diye karşımıza "evet o %15, işletme masraflarıdır. Bunu nerden mi biliyorum? Üzümünü yeyin bağını sormayın" türü bir cümleyle çıkmayın lütfen...










  • Bu gönderiyi şikayet edip sildirmişler. Tahammül sınırlarına bakın.

    Ey moderatör arkadaş. Bunda silinecek ne var? Her şikayet edilen silinmeli midir?

    Neyse, Mehmet Altan bugün köşesinde Nabucco'nun ne olduğuna ilişkin ilginç bir itirafta bulunmuş.

    quote:

    ABD’yle Avrupa’nın kendi kamplarının enerji nakil hatlarının geçeceği bölgeleri ‘darbecilere’ ve ‘darbeciliğe’ bırakmayacağı çok açık...

    http://www.stargazete.com/gazete/yazar/mehmet-altan.htm


    Yani Mehmet Altan'a göre hattın geçeceği bölgeler bizim değil AB-D nin. Bu hattın geçeceği bölgelerin egemenliğini Ergenekonculara bırakmazlarmış. Bu durumda Ergenekoncuların vatanı AB-D ye peşkeşe çekmeyenler olduklarını da itiraf etmiş oluyor.




  • Sayın lehrer35, oyun oynamayı bırakın. Yazınızın neden silindiğini siz çok iyi biliyorsunuz.
    Diğer arkadaşları yanlış yönlendirerek moderatörler üzerinde de baskı yaratmaya çalışmışsınız. Tipik lehrer35 operasyonlarından biri daha

    "Türkiye bu peşkeşçi işbirlikçilerden acilen kurtarılmalıdır." cümlenizi değerlendirilmesi için ben şikayet ettim.
    İnsanlara işbirlikçi, peşkeşçi diyerek küfürden ağır sözler söylüyorsunuz, "Bu gönderiyi şikayet edip sildirmişler. Tahammül sınırlarına bakın." diyerek bir de üste çıkmayın. Düşüncelerinizi hakaretlerle süslemeden bir yazı yazamıyorsunuz, silinince de laf söylüyorsunuz... Biraz küfürü, hakareti azaltın. Uzaklaştırma cezası falan alırsınız sonra başımızın etini yersiniz "bizi susturmaya çalışıyorlar" diye...




  • Cumhuriyet tarihinin en önemli ve başarılı anlaşmalarından birisidir.
    Başarıyı takdir etmeyi öğrenmek lazım.
  • Ata binmek icin once dizginleri ele almali...
    ellesmeyin boru hattini bitirsinler , kullanip ordan gecen gaza bagimli hale gelsinler.
    Eminim ki gelecegin guclu turkiyesi yedirmez o gazi onlara...
    Gelecegin AB sini dizginleri turkiyenin elinde olacak...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 26_bbz_26 -- 22 Temmuz 2009; 2:26:12 >
  • Ergenekoncular ABD'den yuz bulamayinca rusya-iran-cin denklemini dusundukleri icin bugun bu haldeler.
    dolayisi ile evet ABD ci degiller ama bu milli olduklari anlamina gelmez.
    yuz bulamayip vatani saticak baska kapi aradiklari anlamina gelir...

    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    Bu gönderiyi şikayet edip sildirmişler. Tahammül sınırlarına bakın.

    Ey moderatör arkadaş. Bunda silinecek ne var? Her şikayet edilen silinmeli midir?

    Neyse, Mehmet Altan bugün köşesinde Nabucco'nun ne olduğuna ilişkin ilginç bir itirafta bulunmuş.

    quote:

    ABD’yle Avrupa’nın kendi kamplarının enerji nakil hatlarının geçeceği bölgeleri ‘darbecilere’ ve ‘darbeciliğe’ bırakmayacağı çok açık...

    http://www.stargazete.com/gazete/yazar/mehmet-altan.htm


    Yani Mehmet Altan'a göre hattın geçeceği bölgeler bizim değil AB-D nin. Bu hattın geçeceği bölgelerin egemenliğini Ergenekonculara bırakmazlarmış. Bu durumda Ergenekoncuların vatanı AB-D ye peşkeşe çekmeyenler olduklarını da itiraf etmiş oluyor.







  • quote:

    Orijinalden alıntı: 26_bbz_26

    Ata binmek icin once dizginleri ele almali...
    ellesmeyin boru hattini bitirsinler , kullanip ordan gecen gaza bagimli hale gelsinler.
    Eminim ki gelecegin guclu turkiyesi yedirmez o gazi onlara...
    Gelecegin AB sini dizginleri turkiyenin elinde olacak...




    1. Hat için yeterli gaz bulunup bulunamayacağı belli değil.

    2. Bulunduğunu varsayalım azami taşıyabileceği gaz yılda 31 milyar m3. Avrupa'nın şu anda yıllık gaz tüketimi 300 milyar m3. Yani Avrupa'nın ihtiyacının şu anda bile % 10 unu karşılayacak durumda değil. Avrupa bize mahkum falan olmaz.

    3. Gaz taşıyıp taşımayacağı belli değil ama kesin belli olan şey bu hattın geçtiği topraklar AB askerleri tarafından korunacak.

    4. 1841 de kaptırdığımız boğazların denetimini yaptığımız bağımsızlık savaşı sonrasında 1923 te güçlükle geri alabildik. Şimdi operasyonun hedefinin direkt ordumuz olduğu ortada. Ordu tasfiye edilirse işgale karşı vatanı kim koruyacak?

    5. Ve en önemlisi, geleceği meçhul yıllık 450 milyon € kâr beklentisi için bunca belaya girmeye değer mi? Yoksa kâr beklentisi zaten hava civa, asıl amaç ordunun AB-D ye tasfiye ettirilmesi mi?




  • Herşeyden önce 1000 lerce kişiye iş imkanı sağlayacak proje. Neden bu kadar tepki alıyor? Sırf hükümeti eleştirmek için gözlerinizi kapatmayınız lütfen...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    1. Hat için yeterli gaz bulunup bulunamayacağı belli değil.

    8milyar para yatırıyorlar, minareyi çalan kılıfını hazırlar siz hiç merak etmeyin. Bunu neden bu kadar dert ettiniz anlamış değilim.. Bırakın bunu Botaş dert etsin, diğer ortaklar dert etsin..

    quote:


    2. Bulunduğunu varsayalım azami taşıyabileceği gaz yılda 31 milyar m3. Avrupa'nın şu anda yıllık gaz tüketimi 300 milyar m3. Yani Avrupa'nın ihtiyacının şu anda bile % 10 unu karşılayacak durumda değil. Avrupa bize mahkum falan olmaz.

    Zaten projenin başlangıç amacı Avrupa'ya 4.ana kaynak olma çabası, kaynak yollarının çeşitlenmesi, Gazprom tekelini kırmak. Yani tek başına Avrupa'yı sırtlamak gibi bir amacı zaten yok...

    quote:


    3. Gaz taşıyıp taşımayacağı belli değil ama kesin belli olan şey bu hattın geçtiği topraklar AB askerleri tarafından korunacak.

    Kesin mi? Kim diyor?... Avusturya'da Almanya'da AB askerleri olabilir ama Türkiye'de olamaz. Bu kadar kesin konuşmak için elinizde bir belge var mı? Nabucco borularını korumak için yabancı AB askerleri Türkiye'ye gelmezse kuru iftira atmış olacaksınız, bu kadar kesin konuşmadan önce ağzınızdan çıkanı kulağınız duysa iyi olur. Benden söylemesi, sonra tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalmayın...

    quote:


    4. 1841 de kaptırdığımız boğazların denetimini yaptığımız bağımsızlık savaşı sonrasında 1923 te güçlükle geri alabildik. Şimdi operasyonun hedefinin direkt ordumuz olduğu ortada. Ordu tasfiye edilirse işgale karşı vatanı kim koruyacak?

    5. Ve en önemlisi, geleceği meçhul yıllık 450 milyon € kâr beklentisi için bunca belaya girmeye değer mi? Yoksa kâr beklentisi zaten hava civa, asıl amaç ordunun AB-D ye tasfiye ettirilmesi mi?

    4- Yeni boğazlar sorunu teoriniz gerçeklerden çok uzak. Türkiye'nin işgal edilmesi de imkansız... Buna kim cüret edebilir?... Yapmayın böyle şeyler, biraz gerçekçi olun. Bu dünyada TSK ile savaşmayı göze alacak bir devlet bulamazsınız.

    5- Kâr kârdır, vergiyi Nabucco'nun bütün ortak ülkelerde kurulacak ulusal şirketleri ödeyecek. Yani Türkiye'de Nabucco Türkiye. Zaten Botaş kurucu, ortak eşit hissedar. Botaş'ın Türkiye'yi kazıklamak vergi kaçırmak gibi bir niyeti de olamaz. Boşuna endişe etmeyin. Türkiye her türlü belaya girmesi gereken bir ülkedir. Bizim dünyayı yönetenler arasında olmamamızı ben 50yıllık derin bir uyku olarak görüyorum. Dış işleri bakanı sayın Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Türkiye'nin yol planında herhangi savaş çizilmiyor. Yurtta barış dünyada barış esasına dayalı ama atılgan bir Türkiye dış politikasından bahsediliyor. "Ona bulaşma, buna bulaşma, o beladan uzak dur, aman bize dokunmayan yılan bin yaşasın..." O devirler geride kaldı, Türkiye silik bir ülke olamaz, bu imajından kurtulmalı... Hem ne bela olursa olsun, kaçacak değiliz, Türk milleti ateşten gömlek giymesini de bilir...




  • quote:

    Türkiye her türlü belaya girmesi gereken bir ülkedir. Bizim dünyayı yönetenler arasında olmamamızı ben 50yıllık derin bir uyku olarak görüyorum. Dış işleri bakanı sayın Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Türkiye'nin yol planında herhangi savaş çizilmiyor. Yurtta barış dünyada barış esasına dayalı ama atılgan bir Türkiye dış politikasından bahsediliyor.


    biz belki çizmiyoruz ama savaş ve Türkiye'nin gelecekteki durumu çizinler çok.Bende size George Friedman 'ın gelecek 100 yıl adlı yeni çıkan kitabını okumanızı öneririm.

    http://www.ilknokta.com/urun/91109/Gelecek-100-Yil--George-Friedman.html

    kitabın çok kaba bir özeti

    http://www.timeturk.com/gelecek-100-yil-21.-yuzyil-icin-ongoruler--54284-haberi.html

    farklı bir bakış açısı ama sonuç yine aynı

    http://www.milligazete.com.tr/makale/gelecek-100-yil-icinde-neler-olacak-118092.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 23 Temmuz 2009; 8:39:49 >




  • * Çetin Altan Şeytanın gör dediği
    Dikiz aynası


    Hiç balta girmemiş bir ormanda, koyu bal renkli yeleleriyle güç ve kudretin ta kendisi olan bir aslan, görkemli bir baobap ağacının dibinde, üst dallara tırmanarak saklanmış bir maymunla konuşuyor:
    - Senden rica ediyorum, diyormuş; ne olur in oradan aşağıya. Söz veriyorum, sana hiçbir zararım dokunmayacak. Ben sadece kendime bir arkadaş arıyorum. Herkes benden korkup kaçıyor. Beni de çok mutsuz ediyor bu. O kadar yalnız, o kadar yalnızım ki...
    * * *
    Maymun da:
    - Kes bu yalanlarla beni kandırmayı, diyormuş; ben seni bilmem mi, aşağı iner inmez üstüme atlayıp beni parçalayacak ve yiyeceksin.
    * * *
    Aslan:
    - Vallahi öyle değil, diyormuş; inan samimiyetime. Sadece biraz dostluk ve anlayış istiyorum; biraz sevgi, biraz aşk... Al işte, sana içtenliğimi kanıtlamak için de, bak pençelerimi bir sarmaşıkla sımsıkı bağlıyorum. Görüyorsun korkacak bir şey yok, hadi in aşağıya.
    * * *
    Gerçekten de aslan, sözünü nasıl tuttuğunu göstermek için, kopardığı ince uzun bir sarmaşıkla sıkıca bağlamış pençelerini ve başını yana eğerek başlamış beklemeye, maymunun aşağıya inmesini.
    * * *
    Maymun:
    - Peki, demiş; iniyorum aşağıya. Ancak burnunun altından çeneni de bağlayarak, ağzını sımsıkı kapatmama izin vereceksin.
    Aslan:
    - Kabul, demiş.
    * * *
    Maymun, saklandığı dallar arasından ihtiyatla, pençeleri bağlı aslanın önüne atlamış.
    Sonra da, ince bir sarmaşıkla aslanın ağzını sıkıca bağlamış ve aslana:
    - Sen, demiş; sevgi sevda, aşk arıyordun değil mi?
    * * *
    Aslan:
    - Evet, demiş; aynen öyle...
    Ama maymun, bütün vücuduyla titreyip terliyormuş.
    Aslan:
    - Hâlâ daha korkuyor musun benden, diye sormuş.
    * * *
    Maymun, soğuk terler dökerek titreye titreye:
    - Yok hayır, demiş; terleyip titrememin nedeni, hayatımda ilk kez bir aslanı becerecek olmam.
    * * *
    Uzaktan, aslanla maymunun durumunu tilkilerle çakallar da izliyorlarmış.
    Kimi, küresel ekonomik krizle ülkeler arasındaki ilişkiler üstüne yorum yapıyormuş; kimi de, yargı sorunu, Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu gibi bir türlü çözümlenemeyen sorunlar üstüne...
    * * *
    Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
    - Hoca, sence “fiyasko” nedir?
    * * *
    Hoca:
    - “Cumhuriyet” kurulurken söylenip duran “Dağ başını duman almış” marşından neredeyse 90 yıl sonra, demiş; “dağ başındaki duman”ın yerini; İzmir’i, orman yangınlarının dumanlarının alması...
    * * *
    Karadeniz’de patlayan bir fırtınada yine bir gemi batmış. İçinde de çok değerli bazı şeyler varmış.
    * * *
    Geminin battığı yere inip, değerli eşyayı kurtaracak usta dalgıçlar aranmış, ama bulunamamış.
    * * *
    Sonunda büyük bir prim vaat eden ilanlarla başlanmış, dalgıç aranmasına.
    * * *
    İlanları okuyan Temel Reis, hemen başvurmuş geminin ait olduğu armatörlük bürosuna:
    - Ben, demiş; dalgıç olmayı kabul etmeye gelmedim. Sadece işinize yarayacak birini tanıdığımı haber vermeye geldim. Dursun Reis, biçilmiş bir kaftandır dalgıçlık için. Hayatta ondan daha becerikli bir insan tanımıyorum. Ellerine bir tükürdü mü, yapamayacağı iş yoktur.
    * * *
    Armatörlük bürosu, Dursun Reis’i de buldurup getirtmiş ve kendisine gerekli açıklamalar yapılmış:
    - Şu dalgıç elbisesini giyeceksiniz. Başınıza, önü camlı şu çelikten başlığı takacağız. Denizin dibinde geminin içine girince, kaptan köşkündeki kasayı açacak ve bulduğunuz şeylerin hepsini alarak yukarı çıkacaksınız. Ters giden bir şey olursa, şu imdat ipine asılmanız yeterli, hemen çekerler sizi su yüzüne.
    * * *
    Dursun Reis sormuş:
    - Bütün bunları yapınca, kaç para alacağım?
    - 5 bin TL.
    - Tamam, kabul...
    * * *
    Dursun Reis, dalgıç elbiselerini giyinip, başına başlığı da takıldıktan sonra inmiş denizin dibine ama; aradan 5 dakika ya geçmiş, ya geçmemiş, imdat sinyali gelmiş Dursun Reis’ten.
    * * *
    Alelacele yukarı çekmişler Dursun Reis’i, hemen başlığını çıkarıp sormuşlar:
    - Neyle karşılaştın, nasıl bir tatsızlık oldu?
    * * *
    Dursun Reis:
    - Ne olacak, demiş; şu kafama takıp vidaladığınız rezaletle, işe başlamak için ne zaman ellerime tükürmeye kalksam, tükürüğüm gelip suratıma yapıştı.
    * * *
    İşte, 62 siyasal partiden istediğinizin liderine yakıştırabileceğiniz bir fıkra...
    * * *
    Bir tane de Av. Taner Aktop’tan:
    Anlamsız bunalımlar içinde kahrolanlardan biri, bir psikologa gitmiş:
    - Geceleri uyuyamıyorum efendim, demiş; sürekli yatağın altında biri varmış gibi geliyor. Yatağın altına girip, orada uyumayı deniyorum. Bu kez de, yatağın üstünde biri varmış gibi geliyor.
    * * *
    Adamı dikkatle dinleyen psikolog:
    - Merak etmeyin, hallederiz bu saplantıyı, demiş. Bana haftada 2 defa geleceksiniz. 6 aylık bir tedavi sonunda sizi normalleştireceğimi umuyorum.
    * * *
    Adam sormuş:
    - Her viziteye ne kadar ödeyeceğim?
    - 100 TL. Yani 6 ayda 4 bin 800 TL...
    Adam çıkıp gitmiş; gidiş o gidiş...
    * * *
    Psikolog, birkaç ay sonra sokakta rastlamış o adama:
    - Nasıl oldunuz, bir daha hiç görünmediniz, demiş.
    * * *
    Adam:
    - Anlattığım sıkıntıları 2.5 TL’ye hallettim, demiş.
    Psikolog şaşkın:
    - İnanmıyorum, demiş; nasıl oldu?
    * * *
    Sıkıntılarından sıyrılmış kişi:
    - Sizden çıktıktan sonra, demiş; ilerdeki bir bara uğradım, biramı içerken barmene anlattım gece neler çektiğimi. Barmen de:
    “- Karyolanın bacaklarını kes, dedi.
    Ben de kestim, mesele halloldu.
    * * *
    Siyasetle uğraşanlardan kâbus görenlere de, yardımcı olacak bir fıkra işte...
    * * *
    İsmail Uyaroğlu’ndan bir şiirle bitirelim yazıyı:

    Şairin dörtlüğü

    Kimim ben, neyim
    Hem güneş, hem gölgeyim.
    Dalımda bin bir çiçek,
    Ama kendim çöldeyim.




  • "Türkiyede AB askerleri olmaz ve Türkiyenin işgal edilmesi olanaksız " diyenlere hatırlatma yapalım.
    Biliyorsunuz 1 Mart tezkeresi ile Güneydoğuya Amerikan askerleri yerleşecek ve çıkmaz ayın son perşembesi gidecekti.
    Zahmet olmaz ise birde Atatürk ün gençliğe hitabesini okursanız işgalin sadece zorla olmadığını anlamış olursunuz.(1 Mart tezkeresinde olduğu gibi)
    AB ye girmek için taklalar atılan bir dönemde ufaktan ufaktan bu boruların çevresinde yabancı birilerinin görülmesi hiç şaşırtıcı olmaz.Hele hele ayakta kalmak için dış desteğe muhtaç
    bir yönetim tepemizde varsa eğer.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    "Türkiyede AB askerleri olmaz ve Türkiyenin işgal edilmesi olanaksız " diyenlere hatırlatma yapalım.
    Biliyorsunuz 1 Mart tezkeresi ile Güneydoğuya Amerikan askerleri yerleşecek ve çıkmaz ayın son perşembesi gidecekti.


    Tezkere ayrı Nabucco apayrı... Bu kadar da zorlamayın artık...
    AB ülkeleri hiçbir yere asker göndermek istemiyor ki Türkiye'ye göndersin
    Yahu arkadaşlar saçmaladığınızın farkına varın artık, bu nasıl bir yaklaşım bu nasıl bir zihniyet anlamadım...
    Fransız Alman askerler Türkiye'de boru koruyacakmışmış, uyanın artık ya bu nasıl bir kabustur...
    Avrupalı için bile en ucuz ve en güvenilir asker Türk askeriyken siz hala tef çalıyorsunuz...
    Bırakalım bu felaket tellallığını, AB askerinin Türkiye'de ne işi var allahaşkına... Hali hazırda "AB askeri" diye birşey bile yokken bu nasıl bir paranoya anlamış değilim...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dellci -- 23 Temmuz 2009; 16:14:19 >




  • Hafızamız çok zayıf.Biraz daha ilaç verelim!
    1991 yılı;Güneydoğuda Türkiye Cumhuriyeti Kaymakamını tokatlayan İngiliz askerlerini hatırlıyormusunuz.İngiltere AB üyesi bir ülke.
    Tıpkı 1 Mart tezkeresi gibi TÖ yabancı askerleri çağırmıştı Kürt göçünü durdurmak için.TÖ ve RTE. Aynı kanaldan yayın yaparlar.
    1 Martta gelecek olan ABD askerleri TC yi tokatlarlardı herhalde!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    Hafızamız çok zayıf.Biraz daha ilaç verelim!
    1991 yılı;Güneydoğuda Türkiye Cumhuriyeti Kaymakamını tokatlayan İngiliz askerlerini hatırlıyormusunuz.İngiltere AB üyesi bir ülke.
    Tıpkı 1 Mart tezkeresi gibi TÖ yabancı askerleri çağırmıştı Kürt göçünü durdurmak için.TÖ ve RTE. Aynı kanaldan yayın yaparlar.
    1 Martta gelecek olan ABD askerleri TC yi tokatlarlardı herhalde!

    Hep bir boğazlar sorunu, Çekiç Güç, İncirlik, tezkere, kaymakam tokatlayan ingiliz askeri vs...
    İnsanlara hep bir "endişe" pompalama çabası içindesiniz. Böyle yaparak projenin asıl önemli olan, Türkiye'nin faydasına olan taraflarını örtmeye çalıştığınızı düşünmeye başladım. Boru hatlarını yabancı askerler falan korumayacak, böyle birşey olursa AB ülkelerinin akıllarına şaşarım. Gül gibi Mehmetçik'i bulmuşlar, uyandırırlar mı kerizi?... Hele bu küresel kriz ortamında... Hiçbirşey olmasa Türkiye'de bir işsizlik problemi var ve buna karşılık iş gücü de çok. Eğitirler gençlerimizi düşük ücretle güvenlik görevlisi yaparlar, en kötüsü... Bence bu konuda boşuna evham yapılıyor.
    Biraz da ağzınızdan hayırlı bir kelime çıksın arkadaşlar, ne bu hep negatif hep negatif? Çarşı herşeye karşı gibi olmaya başladı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    quote:

    Türkiye her türlü belaya girmesi gereken bir ülkedir. Bizim dünyayı yönetenler arasında olmamamızı ben 50yıllık derin bir uyku olarak görüyorum. Dış işleri bakanı sayın Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Türkiye'nin yol planında herhangi savaş çizilmiyor. Yurtta barış dünyada barış esasına dayalı ama atılgan bir Türkiye dış politikasından bahsediliyor.


    biz belki çizmiyoruz ama savaş ve Türkiye'nin gelecekteki durumu çizinler çok.Bende size George Friedman 'ın gelecek 100 yıl adlı yeni çıkan kitabını okumanızı öneririm.

    http://www.ilknokta.com/urun/91109/Gelecek-100-Yil--George-Friedman.html

    kitabın çok kaba bir özeti

    http://www.timeturk.com/gelecek-100-yil-21.-yuzyil-icin-ongoruler--54284-haberi.html

    farklı bir bakış açısı ama sonuç yine aynı

    http://www.milligazete.com.tr/makale/gelecek-100-yil-icinde-neler-olacak-118092.htm

    Tavsiyeniz için teşekkür ederim.




  • quote:

    Hep bir boğazlar sorunu, Çekiç Güç, İncirlik, tezkere, kaymakam tokatlayan ingiliz askeri vs...
    İnsanlara hep bir "endişe" pompalama çabası içindesiniz. Böyle yaparak projenin asıl önemli olan, Türkiye'nin faydasına olan taraflarını örtmeye çalıştığınızı düşünmeye başladım. Boru hatlarını yabancı askerler falan korumayacak, böyle birşey olursa AB ülkelerinin akıllarına şaşarım. Gül gibi Mehmetçik'i bulmuşlar, uyandırırlar mı kerizi?... Hele bu küresel kriz ortamında... Hiçbirşey olmasa Türkiye'de bir işsizlik problemi var ve buna karşılık iş gücü de çok. Eğitirler gençlerimizi düşük ücretle güvenlik görevlisi yaparlar, en kötüsü... Bence bu konuda boşuna evham yapılıyor.
    Biraz da ağzınızdan hayırlı bir kelime çıksın arkadaşlar, ne bu hep negatif hep negatif? Çarşı herşeye karşı gibi olmaya başladı


    oyaya şöyle bakarsak neden bu konu ortaya çıktı daha net anlaşılacaktır.

    Hattın korumasını türk hükümeti üstlenirse (asker olabilir , sivil olabilir hükümetin seçimine bağlı) , olabilecek risklere karşı , ki bu riskler hatta sabotaj yapılması , boru hattından yapılan hırsızlıklar , akışın bunedenlerle durudurulma durumlarında üretim kayıplarını Türk tarafı üstlenmek zorunda kalmaktadır. yani he siz hattı koruyacağım diyeceksiniz hemde bir saldırı olacak ve hat duracak 1 hafta veya 1 ay bunun zararını tüm boru hattı sahipleri üstlenecek . Bu bu çelişki olduğu için her üye taraf bunu baştan kabul etmektedir.

    peki yabancı sivil veya askeri hat görevlileri kavramı nereden çıkmaktadır. İşte tam bu garantörlük noktasında Türkiye oldukça riskli bir bölgede bulunması ve ülkesinden geçen hatttın uzunluğu söz konusu olduğunda büyük bir yatırım yapmalı ve sürekli bu hattı denetlemek için küçük çaplı bir ordu (güvenlik elemanlarından bahsediyorum) beslemek zorundadır. İşte bu konu ortaya atıldığında diğer üyeler alternatif bir çözüm getirerek , eğer güvenlikiçin ektra risk almak istemiyorsanız verin gevenlik işini bize biz halledelim siz bu işe para ve zaman harcamaktan kurtulun biz de işi garantiye alalım diye öneri getirmişler halen konu sonuçlanmamaıştır.

    olayı daha da basite indirisek .Bir mahalle düşünelim ki bir boru bir komşunun topraklarından geçiyor . Siz de bu iş için belirli bir işletme karını komşuya hat ÇALIŞTIĞI sürece ödeyeceksiniz. Peki çalışmadığı sürece zararı kim karşılayacak sorusu gelince , topraklarından geçen kişiye soruyorlar sen bir bekçi tutarsan bu iş hallolur ama bekçin uyur da hattımızın başına bir hal gelirse senden tazmin ederiz , yok biz bekçini parasını ödersek sen rahat uyursun diyorlar. Gayet mantıklı bir öneri ,zaten olması gereken de budur.

    Burada tüm mesele şudur,
    Bekçiyi komşular tutuarsa siz akşam rahat uyuyabilir misiniz. Tüm mesele buradadır yoksa taraflar açısından güvenlikle ilgili seçilecek karar ve yapılacak uygulama belidir. Komşuların önerisini garip karşılayacak bir durum yoktur çünkü hukuk ve anlaşma gereği yapılması gerekendir. Önemli olan ev sahibinin bekçiye güvenip güvenmemesi değil , bahçesine böyle birisini sokup sokmayacağı kararını vermesi bunun da kendi içindeki riski bilerek almasıdır.

    Bütün bunların bir kere anlaşmaya 50-60 yıl süre boyunc değişmeyecek maddelerin arasına konması ayrı bir konudur . Çünkü sonradan ben vazgeçtim kendim güvenliği sağlarım diyemezsiniz.Bu oyuncak değildir uluslar arası anlaşmalar ancka uluslar arası tahkime gidilerek çözümlenir ve parasal kayıplar belki yıllarca elde ettiğini sandığınız tutarı feda etmenizi gerektirecek kadar yüksektir. Kısacası bir taviz istendiğinde başka bir taviz vermek gerekmektedir ve bu durumu her taraf kabul ettikten sonra bir revizyon mümkün olabilmektedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 24 Temmuz 2009; 9:05:06 >




  • Sayın vezir, söylediklerinizde haklısınız. Bu tazminat konusunu enerji bakanı sayın Taner Yıldız da dile getirmişti fakat birçok kişinin gözünden kaçmıştı elbette.
    Bu konuda bir noktada sizden farklı düşünüyorum.

    quote:

    Burada tüm mesele şudur,
    Bekçiyi komşular tutuarsa siz akşam rahat uyuyabilir misiniz.


    Ben Nabucco'yu komşu veya yabancı bir şirket olarak görmüyorum. Botaş'ın eşit ortak olarak içinde barındığı, projenin belki de en önemli şirketi olduğunu düşünüyorum. Botaş yıllardır bu işin peşinde olan bir şirket, diğer ortakları ve finansörleri yıllardır ikna etmeye çalıştıklarını biliyorum. AB Komisyon'undan Türkiye'ye 5milyar € yatırımı koparmak göründüğü kadar kolay olmadı, bunu diğer bazı arkadaşlar hiç dikkate almıyorlar.
    Sizden farklı düşündüğüm nokta budur: Botaş bu işin içindeyken, ben Nabucco'nun kullanacağı özel güvenlik birimlerine güvenirim. Bu özel güvenlik birimleri de zaten Türk olacaktır kanısındayım ve bu yüzden bu özel birimleri bahçeme sokarım. Ha hiçbiri olmazsa görev jandarmanın üstüne de yıkılabilir, aslında bu diğer bazı arkadaşların ısrarla direttiğinin tersine bizim açımızdan pek de iyi sayılmaz.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.