Şimdi Ara

D-slr like ile başlayıp d-slr'a geçenler... (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
81
Cevap
3
Favori
2.048
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rocker_tr

    Aynen parasını hak eden ürün almak önemli. İşinize yaramayan şişirme özellikler ile hak etmediği parayı kazanmaya çalışılır. Burada karşı çıkanlarda bu konuda karşı çıkıyor. Makine alırkende ihtiyacınıza uygun olabilecek uygun fiyatlı bir şey alınmalı. Bilgisayar Teknik servis işinde çalıştığımda kimi 2. el bilgisayar satanların yaptığı en büyük hilelerden birini anlatayım. Bilgisayardan anlamayan kişilere 100 TL lik kasayı 300 TL ye satıyorlar. Ama adam kasayı aldığında arkasına bile bakmadan mutlu mesut içine sinerek gidiyor. Aynı 50x makineleri alanlar gibi :D İşin hilesi hdd yi +18 film ile doldurmak. Filmi gören bedaya verecem diyerek 100 TL lik kasayı 300 TL ye satıyor. Bu kadar filmi almaya kalksan oooo diyorlar. 1200mm lens alsan oooo dedikleri gibi. Halbuki elindeki lens 215mm. ^^

    Alıntıları Göster
    Merhaba arkadaşlar ben Canon 1100D kullanıcısıyım. Ama sırf zoom için SX50HS'ye geçsem mi diye düşünüyorum siz ne dersiniz? SX50'nin portre çekimleri, manzara çekimleri vs örnek fotoğraflarda pek fark göremedim ama. Sizce SLR'da mı kalmalıyım?




  • Ben de S5700 almıştım ama sonra farkettim ki makineye tam hakim değilim. O benim değil de ben onun yapabildiklerine göre fotoğraf çekiyorum. O an DSLR a geçmeye karar verdim, sonuçta kontrolsüz güç güç değildir değil mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: darrenjonas

    Merhaba arkadaşlar ben Canon 1100D kullanıcısıyım. Ama sırf zoom için SX50HS'ye geçsem mi diye düşünüyorum siz ne dersiniz? SX50'nin portre çekimleri, manzara çekimleri vs örnek fotoğraflarda pek fark göremedim ama. Sizce SLR'da mı kalmalıyım?

    O farkı anlayamıyorsanız birilerinin "D-slr iyi" demesi sebebi ile farkını anlamadığınız şeyi kullanmaya zorlamayın kendiniz. SX50 ile arasında fark göremiyorsanız geçmeniz istediğiniz zum için daha iyi olacaktır sizin için.

    ISO 800'de , ISO 400'de fotoğraf çekeceksiniz ve şu farkı göremeyip geçsem mi diye soracaksınız. Görmediğiniz fark için başkalarının demesi ile sizi memnun etmeyen bir şeyi kullanmayın bence.

    Şöyle bakınız - Tıklayın -




  • quote:

    Orijinalden alıntı: jiddi

    quote:

    Orijinalden alıntı: darrenjonas

    Merhaba arkadaşlar ben Canon 1100D kullanıcısıyım. Ama sırf zoom için SX50HS'ye geçsem mi diye düşünüyorum siz ne dersiniz? SX50'nin portre çekimleri, manzara çekimleri vs örnek fotoğraflarda pek fark göremedim ama. Sizce SLR'da mı kalmalıyım?

    O farkı anlayamıyorsanız birilerinin "D-slr iyi" demesi sebebi ile farkını anlamadığınız şeyi kullanmaya zorlamayın kendiniz. SX50 ile arasında fark göremiyorsanız geçmeniz istediğiniz zum için daha iyi olacaktır sizin için.

    ISO 800'de , ISO 400'de fotoğraf çekeceksiniz ve şu farkı göremeyip geçsem mi diye soracaksınız. Görmediğiniz fark için başkalarının demesi ile sizi memnun etmeyen bir şeyi kullanmayın bence.

    Şöyle bakınız - Tıklayın -

    Alıntıları Göster
    Konuyu unutmuşum, üstte yazdıklarımı gördüm de heyecan yaptım

    Senelerdir telefon ile idare ediyordum. Kendimce güzel çekimler yapıyordum. Ama tabi pek bir kompozisyon yoktu, ve telefonla bir yere kadar. Elime bir miktar para geçince bu iş böyle olmayacak deyip 2013 ocak ayında SX150 aldım. İlk makinemdi. Daha önce çok makine kullandım, kompakt. Akraba eş-dost, ödünç alarak vs.. Az buçuk tecrübem vardı. Ama işi biraz daha ilerletmeyi düşündüm, eskiden beri aklımdaydı. 6 ay bu makineyi kullandım. Ve bana çok şey öğretti. DSLR alsaydım o da öğretirdi, o konuda sıkıntı yok. Hatta belki daha da iyi olabilirdi, bilemiyorum. Sonuç olarak memnundum makinemden. Tabi eksikleri çoktu, ama imkanlar yüzünden o makineyi kullanmak zorunda kaldım. Bu yaz temmuz ayına geldiğimide iyice sıkıldım makineden. Tamam iş görüyor da DSLR da kullandığımdan aradaki farkı görebiliyorum. Boş durmadım diyebilirim SX150 kullanırken, araştırma içerisindeydim hep, hala da öyleyim. Öyle de olması gerekiyor zaten. Çok ani bir kararla SX150'mi satıp ikinci el K10D ve 18-55 lens aldım. Hiç beklemiyordum kendimden, bir an gaza geldim ve aldım. Birkaç sıkıntı yaşadım makinede ufak çaplı, önceki sahibinin kullanımlarından dolayı ama görmezden geldik, ayrı mesela. Ama iyi ki almışım diyorum. Üzerine 50 mm MF bir lens aldım. Şu an ekipmanım bundan ibaret 3 aydır. Memnunum ancak bir adet tele lens lazım bana. Bunu fark ettim. Şu an imkanım olmadığından askıda duruyor bu lens ihtiyacım(ayıptır söylemesi makinenin borcunu da ödeyemedim hala ). İleriki zamanlarda bir tele lens ile bir flaş düşünüyorum

    Uzun mu oldu bilmiyorum ama madem böyle bir konu var, yazayım dedim :) ileride ne değişiklikler olacak bakalım, ben de çok merak ediyorum. Hedefimde bi 70-200 f/2,8 var ama kısmet diyelim




  • İlla makineyi almakmi gerekiyor yoksa odunç aldillarimizda sayiliyormu ? ona göre bende yazayim hikayemi yarin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 3DneBandim -- 21 Ekim 2013; 0:44:16 >
  • Yaz geç hocam, kurala bağlamaya gerek yok :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vendetta0

    İlla makineyi almakmi gerekiyor yoksa odunç aldillarimizda sayiliyormu ? ona göre bende yazayim hikayemi yarin

    Bence konunun özü yaşanan tecrübedir. O sebeple satın almış olmaktan ziyade siz bahsi geçen sınıf makinalar ile yaşadığınız tecrübelerinizi aktarır iseniz hiçbir sorun olamaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jiddi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Vendetta0

    İlla makineyi almakmi gerekiyor yoksa odunç aldillarimizda sayiliyormu ? ona göre bende yazayim hikayemi yarin

    Bence konunun özü yaşanan tecrübedir. O sebeple satın almış olmaktan ziyade siz bahsi geçen sınıf makinalar ile yaşadığınız tecrübelerinizi aktarır iseniz hiçbir sorun olamaz.

    Alıntıları Göster
    bi de dslr-like alıp dslr a geçemeyenler diye başlık açalım :) 3 sene önce s2950 aldım hala duruyor. kötü bi makine ama onun sayesinde ( belki de makine almamnın verdiği şevk ile) diyafram vs gibi terimleri öğrendim. Arkadaşlardan aldığım d90 , d3100 gibi makineleri bu sayede çok rahat kullanabildim.Tabi ilk baştan keşke dslr alsaydım diyorum . O zaman bütçem yoktu. cebimde sadece 400 tl vardı ve alabileceğim makineler arasında göze en hitap eden buydu. Gel gelelim hala bi dslr alabilmiş değiliz. Artık askerden sonra iş bulunca hep özendiğim , almak istediğim Pentax ile yoluma devam edeceğim. Alınca artık tecrübemi detaylandırırım :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gokhaan89

    bi de dslr-like alıp dslr a geçemeyenler diye başlık açalım :) 3 sene önce s2950 aldım hala duruyor. kötü bi makine ama onun sayesinde ( belki de makine almamnın verdiği şevk ile) diyafram vs gibi terimleri öğrendim. Arkadaşlardan aldığım d90 , d3100 gibi makineleri bu sayede çok rahat kullanabildim.Tabi ilk baştan keşke dslr alsaydım diyorum . O zaman bütçem yoktu. cebimde sadece 400 tl vardı ve alabileceğim makineler arasında göze en hitap eden buydu. Gel gelelim hala bi dslr alabilmiş değiliz. Artık askerden sonra iş bulunca hep özendiğim , almak istediğim Pentax ile yoluma devam edeceğim. Alınca artık tecrübemi detaylandırırım :)

    Alıntıları Göster
    Başlığa yazanlar epey bir biriksin derken araya tatil, yurtdışı zorunlu seyahatler girince unuttum gitti. Bu gün başlığı farkedince tek tek okudum.
    Benim geçmişim filimli makine dönemine dayanır.1962 de ilk defa elime Kodak Rinetta II bugünün kaliteli Compact makineleri denebilir.Amcamın Hediyesiydi. O zamanlarda aynen 2000 li yıllardaki gibi SLR' ye yaklaşmanın mümkünatı yoktu ki o tarihlerde bu hediye makina bile, babamın yarı maaşı idi. Neredeyse bu makinayı 1980 lere kadar kullandım, her yıl 70-80 kaset harcardım Zamanla S/B banyoyu arkadan renkli negatif banyo ve pozitif baskıyı , basarken deneme yanılma metodu ile filtre kullanmayı öğrendik.Bu arada Zenith makineler piyasaya çıkınca 4 adet, aralıklarla bu makineden aldım en son aldığım 12 XP modeliydi. Bu arada aldığım tam otomatik, yarı otomatik makinelerin haddi hesabı yok, Örneğin bu günkü compactların babası sayılabilecek Canon AF35 M 38 mm bunlardan biri.
    2006 da kızıma özel oda gereksinimi ortaya çıkınca bizim laboratuarada yol verme zamanı geldi. Zaten bir süredir sayısala geçmek gibi bir niyetimde vardı-yoktu gibi bir karasızlık içindeydim. O sıralarda Canon 350D 3000 dolar civarında 400D de yeni çıkmıştı ve yanlarına yanaşmanın imkanı yoktu. Ağırlığı o sıralarda internetten varlığını öğrendiğimiz like makinelere verdik. Tabi o tarihlerde ilk akla gelen Sony R1 oldu. Tam istediğim makineydi. Hatta deneme çekimi yapıp evde fotografları inceleyince ağzımızın suyu aktı ama fiyatıda inanılmaz pahalıydı. 2 milyar o günkü parayla. Daha ucuzlara kaçınca 4 makine takıldı gözümüze. Kodak Z710-Fuji S6500FD ve S9200 Birde Panasonic FZ 50 Sensör küçük gerekçesiyle kodağı eledik.Panasonic çok cazipti hatta fiyatıda baya iyiydi, Nedense Fuji bana daha sıcak geldi sonuçta 2 makineye inmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam Mart yada Nisan 2006 da bu foruma üye olduk Özellikle o tarihlerde FujiS6500FD ile ilgili 2-3 topikte bulmuştum ve epey bir şeylerde öğrenmiştim bu arada forumdan ve o tarihte Fuji S9100 de çıkan bir sorun nedeniyle S6500FD' ye kesin karar verdim. Ama TR fiyatı müthiş pahalıydı ve feci el yakıyordu. Mersinli bir arkadaşın yardımıyla yanında 2 adet Hafıza Kartı ile 500 $' a Evde teslim getirttik. Bize 720 Milyona mal olmuştuki o tarihte 1 milyar 680.000 TL idi Bizi,m Hepsiburada da. (Mayıs 2006) Arkasından 4 ay sonra Canon A-620 aldım. 2007 başındaydı, Panasonic FZ 50' nin fiyatları yerlerde sürünmeye başlamıştı yurt dışında Zaten aklımın bir ucundaydı.Yine forumdan bir arkadaşın yardımıyla Onu da aldım 350$ a mal olmuştu. Üzerinde müthiş 12X Leica lens vardı ve tam zoomda bile ne renk sapması ne de mor saçaklanma yapıyordu Tek kelime ile muhteşem, ancak makinanın bir kusuru vardı. Sensörü. Bazen ışık yetersizliğinde resmen noise kusuyordu. Ancak fotograflar alan derinliği verememesine rağmen ışık yeterliyse benim açımdan kusursuzdu. Bu arada 2008' e geldik. Birazda forumdaki arkadaşların gazıylada dSLR aramaya başladık.O tarihte Nikon hiç düşünmemiştim Özellikle CCD sensöründe oluşan hot pixelleri nedeniyle, Benim aldığım tarihte piyasada daha D90 yoktu.Video olayı bile compact makinalar seviyesinde o da çekim süresi sınırlı olmak şartıylaydı. Canon 40D ve Pentax K20D çok yeniydi, seçimi 2' ye indirdik. Ve uzatmayayım Canon 40D' de karar kıldık Yine Bir arkadaş yardımıyla Honkong' tan yanında 2 lens + 4 adet Hafıza kartı ile 2100 TL' getirttik, Tabi bu arada 2 like makinemide sattık.
    2008 yazında bizim Kaz dağlarına bir gezi düzenledik. Tabi o arada tekmili birden tüm ekipmanı yanımda götürünce o sıcakta o ağırlığı taşımak bana adeta cehennem eziyeti oldu ve o like makineleri arar hale geldim. Açıkçası lens değiştirmenin de bana göre olmadığını da farkettim. Aynı yıl acaba tak-gez bir lens alsam vaziyeti kurtarırmıyım dedim ve tamron' un 18-270 mm. 1. versiyon lensi ile f:1.8 50 mm aldım. Makinanın tek başına bile büyük ve ağır+tamronun ağırlığı bu yetmezmiş gibi bizim AltınParkta bu makine ile 2 defa Güvenliğin tacizine uğrayınca bıraktık adeta makineyi unuttuk diyebilirim. Bu arada 2009 başıydı.Bir arkadaşın bürosunda biri ile tanıştım. Oğluna Benim sattığım S6000FD almış Oğlunun ilgisizliğinden yakınıyordu. Hemen talip oldum o tarihte 500 TL' ye adeta sıfır makineyi aldım 46 çekimdeydi.
    Canon A-620 ile bu makine hala tüm işlerimde,ürün çekimlerimde hala elim ayağım. 40D' yi çok önemli ve büyük baskıya ve yüksek ISO gerektiren durumlarda yada özel durumlarda kullanıyorum.
    Yoruma gelince,Benim aldığım tarihlerde like makineler gerek zoom katsayılarının mantıklı olması (5- max 12), gerekse büyükçe sensörleri ve kullanıcıya verdiği manuel kullanma olanaklarıyla mükemmeldi denebilir. Elbette her yönüyle sanatsal fotograf çekemiyordunuz bokeh kavramı yok denecek kadar kısıtlıydı ancak çoğu durumda, durumu fazlasıyla kurtarıyordu.Net-keskin fotograflar alıyordunuz. Şimdiki makinalar gibi diyaframı, çekim hızı kısıtlı adeta teleskop gibi zooma sahip ve sonuç olarak bir haltada yaramayan mercimek kadar sensörlü uyduruk makineler değildi, Gerçek like makinelerdi.
    Benim hikayemde böyle, 40D' yi satarsam artık hafifliği nedeniyle aynasızlara yönelmekte projelerim arasında.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bipekkan

    Başlığa yazanlar epey bir biriksin derken araya tatil, yurtdışı zorunlu seyahatler girince unuttum gitti. Bu gün başlığı farkedince tek tek okudum.
    Benim geçmişim filimli makine dönemine dayanır.1962 de ilk defa elime Kodak Rinetta II bugünün kaliteli Compact makineleri denebilir.Amcamın Hediyesiydi. O zamanlarda aynen 2000 li yıllardaki gibi SLR' ye yaklaşmanın mümkünatı yoktu ki o tarihlerde bu hediye makina bile, babamın yarı maaşı idi. Neredeyse bu makinayı 1980 lere kadar kullandım, her yıl 70-80 kaset harcardım Zamanla S/B banyoyu arkadan renkli negatif banyo ve pozitif baskıyı , basarken deneme yanılma metodu ile filtre kullanmayı öğrendik.Bu arada Zenith makineler piyasaya çıkınca 4 adet, aralıklarla bu makineden aldım en son aldığım 12 XP modeliydi. Bu arada aldığım tam otomatik, yarı otomatik makinelerin haddi hesabı yok, Örneğin bu günkü compactların babası sayılabilecek Canon AF35 M 38 mm bunlardan biri.
    2006 da kızıma özel oda gereksinimi ortaya çıkınca bizim laboratuarada yol verme zamanı geldi. Zaten bir süredir sayısala geçmek gibi bir niyetimde vardı-yoktu gibi bir karasızlık içindeydim. O sıralarda Canon 350D 3000 dolar civarında 400D de yeni çıkmıştı ve yanlarına yanaşmanın imkanı yoktu. Ağırlığı o sıralarda internetten varlığını öğrendiğimiz like makinelere verdik. Tabi o tarihlerde ilk akla gelen Sony R1 oldu. Tam istediğim makineydi. Hatta deneme çekimi yapıp evde fotografları inceleyince ağzımızın suyu aktı ama fiyatıda inanılmaz pahalıydı. 2 milyar o günkü parayla. Daha ucuzlara kaçınca 4 makine takıldı gözümüze. Kodak Z710-Fuji S6500FD ve S9200 Birde Panasonic FZ 50 Sensör küçük gerekçesiyle kodağı eledik.Panasonic çok cazipti hatta fiyatıda baya iyiydi, Nedense Fuji bana daha sıcak geldi sonuçta 2 makineye inmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam Mart yada Nisan 2006 da bu foruma üye olduk Özellikle o tarihlerde FujiS6500FD ile ilgili 2-3 topikte bulmuştum ve epey bir şeylerde öğrenmiştim bu arada forumdan ve o tarihte Fuji S9100 de çıkan bir sorun nedeniyle S6500FD' ye kesin karar verdim. Ama TR fiyatı müthiş pahalıydı ve feci el yakıyordu. Mersinli bir arkadaşın yardımıyla yanında 2 adet Hafıza Kartı ile 500 $' a Evde teslim getirttik. Bize 720 Milyona mal olmuştuki o tarihte 1 milyar 680.000 TL idi Bizi,m Hepsiburada da. (Mayıs 2006) Arkasından 4 ay sonra Canon A-620 aldım. 2007 başındaydı, Panasonic FZ 50' nin fiyatları yerlerde sürünmeye başlamıştı yurt dışında Zaten aklımın bir ucundaydı.Yine forumdan bir arkadaşın yardımıyla Onu da aldım 350$ a mal olmuştu. Üzerinde müthiş 12X Leica lens vardı ve tam zoomda bile ne renk sapması ne de mor saçaklanma yapıyordu Tek kelime ile muhteşem, ancak makinanın bir kusuru vardı. Sensörü. Bazen ışık yetersizliğinde resmen noise kusuyordu. Ancak fotograflar alan derinliği verememesine rağmen ışık yeterliyse benim açımdan kusursuzdu. Bu arada 2008' e geldik. Birazda forumdaki arkadaşların gazıylada dSLR aramaya başladık.O tarihte Nikon hiç düşünmemiştim Özellikle CCD sensöründe oluşan hot pixelleri nedeniyle, Benim aldığım tarihte piyasada daha D90 yoktu.Video olayı bile compact makinalar seviyesinde o da çekim süresi sınırlı olmak şartıylaydı. Canon 40D ve Pentax K20D çok yeniydi, seçimi 2' ye indirdik. Ve uzatmayayım Canon 40D' de karar kıldık Yine Bir arkadaş yardımıyla Honkong' tan yanında 2 lens + 4 adet Hafıza kartı ile 2100 TL' getirttik, Tabi bu arada 2 like makinemide sattık.
    2008 yazında bizim Kaz dağlarına bir gezi düzenledik. Tabi o arada tekmili birden tüm ekipmanı yanımda götürünce o sıcakta o ağırlığı taşımak bana adeta cehennem eziyeti oldu ve o like makineleri arar hale geldim. Açıkçası lens değiştirmenin de bana göre olmadığını da farkettim. Aynı yıl acaba tak-gez bir lens alsam vaziyeti kurtarırmıyım dedim ve tamron' un 18-270 mm. 1. versiyon lensi ile f:1.8 50 mm aldım. Makinanın tek başına bile büyük ve ağır+tamronun ağırlığı bu yetmezmiş gibi bizim AltınParkta bu makine ile 2 defa Güvenliğin tacizine uğrayınca bıraktık adeta makineyi unuttuk diyebilirim. Bu arada 2009 başıydı.Bir arkadaşın bürosunda biri ile tanıştım. Oğluna Benim sattığım S6000FD almış Oğlunun ilgisizliğinden yakınıyordu. Hemen talip oldum o tarihte 500 TL' ye adeta sıfır makineyi aldım 46 çekimdeydi.
    Canon A-620 ile bu makine hala tüm işlerimde,ürün çekimlerimde hala elim ayağım. 40D' yi çok önemli ve büyük baskıya ve yüksek ISO gerektiren durumlarda yada özel durumlarda kullanıyorum.
    Yoruma gelince,Benim aldığım tarihlerde like makineler gerek zoom katsayılarının mantıklı olması (5- max 12), gerekse büyükçe sensörleri ve kullanıcıya verdiği manuel kullanma olanaklarıyla mükemmeldi denebilir. Elbette her yönüyle sanatsal fotograf çekemiyordunuz bokeh kavramı yok denecek kadar kısıtlıydı ancak çoğu durumda, durumu fazlasıyla kurtarıyordu.Net-keskin fotograflar alıyordunuz. Şimdiki makinalar gibi diyaframı, çekim hızı kısıtlı adeta teleskop gibi zooma sahip ve sonuç olarak bir haltada yaramayan mercimek kadar sensörlü uyduruk makineler değildi, Gerçek like makinelerdi.
    Benim hikayemde böyle, 40D' yi satarsam artık hafifliği nedeniyle aynasızlara yönelmekte projelerim arasında.

    Alıntıları Göster
    İlk olarak filmli makinelerle başlamıştım o zamanlar basçek modunda. Sonrasında kodak ZL712IS ile kadraj almayı öğrendim desem yeri var.Makine hiçbir ayarına izin vermiyordu nerdeyse. Bu makine ile geçen uzun bir süre sonrasında ışık açıları , ışık kullanımı , kadraj ayarlama ,panoroma yapılması için yatay kadraj düzgün foto çekmeyi öğrendim. Daha çokça sayılabilir öğrettikleri anneminde dahil oldugu bir fotoğraf kursuna gittikten sonra 60D almaya karar verdim. Bu makinede istediğim karelere erişiyorum ama şu andaki sorunum zamansızlıkda hdr,panoroma , işlenilicek fotolar sırada ve uzunca sürede sıra gelmicek :)
    Maaşlar biriktiğinde 5D mkIII e geçme planım var yada satıp komple sony/nikon dönüşü yapabilirim(her markada kendine has çekici özellik var)




  • bipekkan B kullanıcısına yanıt
    Abi eline sağlık, hayli eski ve değişik bir hikayeniz var imiş. Merak ettiğim kısım; bizim Kaz Dağları demişsiniz. Nerelisiniz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Stainless..

    Abi eline sağlık, hayli eski ve değişik bir hikayeniz var imiş. Merak ettiğim kısım; bizim Kaz Dağları demişsiniz. Nerelisiniz?
    2002 yılında öğrenciyken 2mp lik aşırı dandik bir makine alarak başladım ben de, 128MB lık hafıza kartı hemen dolmasın diye 640x480 çöznürlüğünde çekerdim hep.
    2005 yılında slr like kodak dx 6490 nımı 560 lira gibi uçuk bir fiyata aldırıp 4MP 10X optik zoom la dünyanın en iyi makinesini aldığımı sanmıştım... pehh pehh pehh
    Fakat Kodak da elektronik de olsa vizör olduğundan ve manuel ayarları barındırdığından bu makine ile çok şey öğrendim, kompozisyon ışık bilgisi olmasa da işin matematiğini kapmıştım,
    2009 yılında Fuji exr80 kompakt makinemi aldım, fakat onda vizör yoktu. Ve şimdi onunla çektiğim fotoğraflara bakınca paramı resmen çöpe atmışım, almış olmak için almışım resmen...
    1.5 yıl önce Canon 550D mi alınca daha öğrenecek çok şey olduğunu farkettim, keskinlik ve netlik takıntımdan dolayı 17-50 , 50mm , 135mm manuel gibi lensler edindim.
    Geçen sene aldığım 75 model zenit ile de ara sıra nostalji yapmaktan hoşlanıyorum, siyah beyaz banyosu hatta bulabilirsem agrandizör ile karta baskı yapmak, karanlık oda kurmak gibi hayallerim var.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Judgement..

    Abi eline sağlık, hayli eski ve değişik bir hikayeniz var imiş. Merak ettiğim kısım; bizim Kaz Dağları demişsiniz. Nerelisiniz?

    @Judgement..
    Doğma büyüme Angara' lıyık !' Tabi ana-babanın alakası yok. 1985 ten beri Burhaniye'de ilk önceleri aylık yaz tatilimizi, son 12 yıldır da 3.5-5.5 ayımızı Burhaniye ve çevresinde geçiriyoruz.
    Sadece şunu bilmekte yarar var KAZ DAĞLARI için. Eğer derlerseki Kazdağları' nda su kalmadı,kuraklık başladı, bilinki Türkiye'nin geri kalanı GOBİ çölünden de beterdir.
  • Sonunda Bilgisayar Başına geçebildim ve buraya yazmanın vakti geldi..
    Fotoğrafçılık tutkum Aslında bana birden geldi, Küçüklüğümden beridir Fotoğraf çekerdim, Hoşumada giderdi. 7. Sınıfın Yaz Ayı Köyüme Gitmiştim (Köy dediğim ilçe ) Amcam internet kafe için eleman almak istemediğini ve benim gelmemi istedi bende reddetmedim. İlk SLR fotoğrafımı Bu yaz çektim. Amcamda Canon EOS 300D vardı. Tabi çook önceden alınma. Odamanlar tabi Diyaframı bırak Otofokusun ne olduğunu bilmiyorum. Fakat Makine Hep oto da olduğu için öyle çekimler yapıyorum. sizde bilirsiniz özellikle kızlar Arka Tarafı Bulanık Fotoğrafı sever. (bkz: bokeh) Birçoğu SLR almaya başlamıştır. Neyse;
    2 sene boyunca yazları 300D ile çekimlerime devam ettim. Boluda oturuyorum. Fotoğrafçı bi köylüm Boluda Stüdyosu vardı arada ziyarete giderdim bu arada Photoshop a çok meraklıydım CS3 den beridir kullanırım ama tabi şimdiki amaçlarla değil Bu sıralar Evde Fujifilm FINEPİX C20 ile çekim yapıyorum. Kuzenim bi ara Misafirliğe geliyor Ve Şuan tam olarak hatırlayamadığım Nikon Coolpix in bi DSLR-like ile geliyor. Ondan 1-2 haftalığına ödünç istiyorum ve sonra ona yollayacağımı söylüyorum oda kabul edip bana makinesini veriyor, Fakat makine bende tam 3 ay kalıyor
    Daha sonra herşey bu yaz olup bitiyor. Bu yaz Yine köyde idim Aslında birikmiş paramla başka amaçlarım vardı, O abi ise Arada Gelip bana "boşver bunları Al bi fotoğraf makinesi" diyordu. Sonra bana 2 haftalığına Nikon D100 ünü ödünç verdi, Bende bu sırada Gerek forumda gerekse Diğer sitelerde Ve bolca pratikle ISO, Diyafram, Enstantene Ne işe yaradığını söktüm. Herşey bi anda oldu ve makine almaya karar verdim. Tabi çok acemiyim Gene ufak bir forum araştırması Ve Karar Nikon D5100 Fakat sonra öğreniyorumki Otofokus Motoru yok, Ve Lensler Pahalı, tabi Canona Yöneliyorum 650D yi buluyorum Ve karar veriyorum. Geriye tek kalan Parayı denkleştirip Sipariş Etmek Ve en önemlisi babamı ikna etmek Sonra Yaz bitiyor ve Ben Boluya Dönüyorum. Tabi sürekli DH forumdayım ve Sh@rks ın açmış olduğu konuyu görüp Canondada AF motoru olmadığını sadece tüm lenslerinde AF olduğunu öğrenip Bi şok oluyorum Ve Başlıyorum hergün Fotoğraf makinelerine bakmaya baktıkça kafam karışıyor. Ve şuan D5200 e karar vermiş durumdayım inşallah babamı ikna edebilirsem, Alternatifim ise 650D ondan sonrası 600D olur heralde. Bütün bunları Yazarken Önümde Bir Nikon D100 + 24-85 2.8 Makina bulunuyor. Ve bu işi ilerletmeyi Ciddi Ciddi düşünüyorum, Yani meslek seçimim bile belki bu yönde olabilir.

    Baya uzun oldu ama herşeyi anlattım neredeyse, Kompozisyon falan lazımolursa bunu kopyalarım artık
    Herkese iyi forumlar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 3DneBandim

    Sonunda Bilgisayar Başına geçebildim ve buraya yazmanın vakti geldi..
    Fotoğrafçılık tutkum Aslında bana birden geldi, Küçüklüğümden beridir Fotoğraf çekerdim, Hoşumada giderdi. 7. Sınıfın Yaz Ayı Köyüme Gitmiştim (Köy dediğim ilçe ) Amcam internet kafe için eleman almak istemediğini ve benim gelmemi istedi bende reddetmedim. İlk SLR fotoğrafımı Bu yaz çektim. Amcamda Canon EOS 300D vardı. Tabi çook önceden alınma. Odamanlar tabi Diyaframı bırak Otofokusun ne olduğunu bilmiyorum. Fakat Makine Hep oto da olduğu için öyle çekimler yapıyorum. sizde bilirsiniz özellikle kızlar Arka Tarafı Bulanık Fotoğrafı sever. (bkz: bokeh) Birçoğu SLR almaya başlamıştır. Neyse;
    2 sene boyunca yazları 300D ile çekimlerime devam ettim. Boluda oturuyorum. Fotoğrafçı bi köylüm Boluda Stüdyosu vardı arada ziyarete giderdim bu arada Photoshop a çok meraklıydım CS3 den beridir kullanırım ama tabi şimdiki amaçlarla değil Bu sıralar Evde Fujifilm FINEPİX C20 ile çekim yapıyorum. Kuzenim bi ara Misafirliğe geliyor Ve Şuan tam olarak hatırlayamadığım Nikon Coolpix in bi DSLR-like ile geliyor. Ondan 1-2 haftalığına ödünç istiyorum ve sonra ona yollayacağımı söylüyorum oda kabul edip bana makinesini veriyor, Fakat makine bende tam 3 ay kalıyor
    Daha sonra herşey bu yaz olup bitiyor. Bu yaz Yine köyde idim Aslında birikmiş paramla başka amaçlarım vardı, O abi ise Arada Gelip bana "boşver bunları Al bi fotoğraf makinesi" diyordu. Sonra bana 2 haftalığına Nikon D100 ünü ödünç verdi, Bende bu sırada Gerek forumda gerekse Diğer sitelerde Ve bolca pratikle ISO, Diyafram, Enstantene Ne işe yaradığını söktüm. Herşey bi anda oldu ve makine almaya karar verdim. Tabi çok acemiyim Gene ufak bir forum araştırması Ve Karar Nikon D5100 Fakat sonra öğreniyorumki Otofokus Motoru yok, Ve Lensler Pahalı, tabi Canona Yöneliyorum 650D yi buluyorum Ve karar veriyorum. Geriye tek kalan Parayı denkleştirip Sipariş Etmek Ve en önemlisi babamı ikna etmek Sonra Yaz bitiyor ve Ben Boluya Dönüyorum. Tabi sürekli DH forumdayım ve Sh@rks ın açmış olduğu konuyu görüp Canondada AF motoru olmadığını sadece tüm lenslerinde AF olduğunu öğrenip Bi şok oluyorum Ve Başlıyorum hergün Fotoğraf makinelerine bakmaya baktıkça kafam karışıyor. Ve şuan D5200 e karar vermiş durumdayım inşallah babamı ikna edebilirsem, Alternatifim ise 650D ondan sonrası 600D olur heralde. Bütün bunları Yazarken Önümde Bir Nikon D100 + 24-85 2.8 Makina bulunuyor. Ve bu işi ilerletmeyi Ciddi Ciddi düşünüyorum, Yani meslek seçimim bile belki bu yönde olabilir.

    Baya uzun oldu ama herşeyi anlattım neredeyse, Kompozisyon falan lazımolursa bunu kopyalarım artık
    Herkese iyi forumlar
    Bu gruba ben de dahil oluyorum galiba. 2010 senesinde "çohoş görünüyo bu makine yav" diyerek Fujifilm S1500 almıştım :) Ama o makine nedense beni pek canlandırmadı. Manuel ayarları falan vardı ama evde kıl tüy makrosu çekmekten başka bişey yapmıyordum o makineyle. Asıl canlanma Nikon D80 ile olmuştu. Ama kronolojik açıdan önce olması sebebiyle ben de dslr like-->dslr sıralamasını yaşadım :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: rocker_tr

    Aynen parasını hak eden ürün almak önemli. İşinize yaramayan şişirme özellikler ile hak etmediği parayı kazanmaya çalışılır. Burada karşı çıkanlarda bu konuda karşı çıkıyor. Makine alırkende ihtiyacınıza uygun olabilecek uygun fiyatlı bir şey alınmalı. Bilgisayar Teknik servis işinde çalıştığımda kimi 2. el bilgisayar satanların yaptığı en büyük hilelerden birini anlatayım. Bilgisayardan anlamayan kişilere 100 TL lik kasayı 300 TL ye satıyorlar. Ama adam kasayı aldığında arkasına bile bakmadan mutlu mesut içine sinerek gidiyor. Aynı 50x makineleri alanlar gibi :D İşin hilesi hdd yi +18 film ile doldurmak. Filmi gören bedaya verecem diyerek 100 TL lik kasayı 300 TL ye satıyor. Bu kadar filmi almaya kalksan oooo diyorlar. 1200mm lens alsan oooo dedikleri gibi. Halbuki elindeki lens 215mm. ^^

    Burada bir taşla iki kuş vurmak derler ya o var. Sensörü ufak yapıyor, bu sayede daha ucuza mal ediyor.
    Bir de sensör küçük olunca kırpma çarpanı da büyük oluyor. (Üreticilerin yaygın şekilde tercih ettiği 1/2,3" sensörün kırpma çarpan 5,6 ya geliyor.)
    Şimdi 100 mm odak uzaklığında lensle çarpan neticesinde 560 mm ye eşdeğeri oluyor.
    Bu sayede zoom oranını büyük tutabiliyor. Bu sayede bilinçsiz tüketicinin gözünü boyuyor.
    Yani bir taşla iki kuş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emre Aksu
    ...

    Emre nerelerdesin ? İyi misin ? Yıl oldu sesin sedan çıkmıyor. Epeydir merak ediyorum, soracam da bugüne kadar kaldı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jiddi -- 18 Eylül 2015; 23:54:53 >
  • Merhaba ,

    Ne demek istediğinizi anlamadım. Sensörler deki Çarpan etkisi nedeni ile like makinalardaki 100mm dslr lenslerindeki 100 mm farklımı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bedros3535

    Merhaba ,

    Ne demek istediğinizi anlamadım. Sensörler deki Çarpan etkisi nedeni ile like makinalardaki 100mm dslr lenslerindeki 100 mm farklımı?

    Nikon P900 mesela,
    Optics & Focus , Focal length (equiv.) 24–2000 mm(35mm. karşılığı) , Optical zoom : 83.3×
    Eğer mümkün olsa misal 100mm. bir lensi APS-C dslr'a taksak 150mm. görüş açısı olacak, kompakta taksak bu 100mm. lensi (1/2.3" (compacts and superzooms like Canon Powershot SX series) 5.2 )) crop faktörü sebebi ile 520mm. açıda görüntü elde etmemize sebep olacak.
  • bedros3535 kullanıcısına yanıt
    Görüş açısı olarak, evet. Sensör ufaldıkça görüntü alanı da ufaldığı için hissedilen odak uzunluğu artıyor. Basit bir örnek vereyim. Dslr like makinede 100 mm ile yaptığımız kadrajı full frame slr ile yapmak için 560 mm kullanmamız gerekir. Burada, sensörün küçülmesi iyi gibi görünse de iyi değil. Zira fotoşopla görüntüyü 5,6 oranında kırptığında da aynı şeyi elde edersin. Bu yüzden fazla zoomun büyüsüne kapılıp, büyük sensörün avantajlarından vazgeçmek iyi değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ipli jeton -- 19 Eylül 2015; 12:46:29 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.