Şimdi Ara

1 Saate kaç sayfa ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
15
Cevap
0
Favori
2.792
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba, sizce 1 saatte 25-30 sayfa okumak iyi midir ? Sizler 1 saatte kaç sayfa okuyorsunuz ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Kitabın fontuna göre değişir.Ayrıca bazı kitaplar dil olarak ağır olabiliyor onun için çok değişken bir soru.25-30 yavaş geldi bana ama dediğim gibi font önemli bir sayfada kaç kelime var bilmediğimizden yorum yapmak doğru olmazben ortalama 40-50 civarı okuyorum genel de.
  • asosyal adam kullanıcısına yanıt
    Ben çok hızlı okumak istemiyorum, alışkanlık olacağını düşünüyorum o yüzden sanırım böyle diye düşünüyorum tabiki daha hızlı okuyabilirim fakat dediğim gibi alışkanlık olacağını düşünüyorum.
  • Kitaba göre değişir. Ağır olmayan sürükleyici bi kitap için 45-50 sayfa normaldir.
  • Hmm, şu mesaj dursun şurda. Bugün ölçeceğim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben sakin sakin tadını alarak 25-30 sayfa okuyorum 1 saatte. İstersem 40-50 yapabiliyorum okuma hızı testi de yaptım ama bu hızı seviyorum. Zaten her kitap da hızlı okunmaz bazılarında ara ara durup düşünmek lazım. Bazı yazarlar okuyup geçsinler diye değil düşünüp farkına varsınlar, ufku açılsın okuyucunun diyerek yazar. Romanların çoğunda ise bu yoktur film gibi olur zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • maybe4you kullanıcısına yanıt
    Kesinlikle katılıyorum, hayal ederek, düşünerek okunması gerektiğini düşünüyorum, çünkü kitabı hızlı okumak elbet bir zamandan sonra Diksiyonu bozabilir diye düşünüyorum, onun için sakin ve günlük konuşma şeklinde okunması gerektiğini düşünüyorum, belkide daha yavaş.
  • sayılar çok önemli değil.sen kendini nasıl kaptırıyorsan önemli olan o.zaten kitaptan kitaba font, sayfa boyutu değiştiği için kesin birşey de söylenemez.

    hani küçük prens diyordu ya, büyükler sayılara bayılırlar. insanları sayılarla anlamaya çalışırlar gibi bir cümle söylüyordu. bu olay tam ona benziyor bence. küçüklükten beri sınavdan kaç aldın, kaçıncı oldun vs sorularının sonucu bunlar.çok şey'etmemek lazım :)
  • Mükkemmel bir cevap, anca bu kadar güzel anlatılabilirdi, bizim sayılar ile ilgili problemlerimiz var. Ne kadar kazanıyorsun, kaçıncı oldun, kaç para vb...
  • Aslında kitabın türüne göre değişiyor . Tarih kitaplarını okurken yavaş bilimkurgu fantastik tarzı okurken hızlı.

    Ortalama olarak 30-50 arası gider bende.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Genelde 50 civarı fakat bazen bir cümleyi bile defalarca okuduğum oluyor. Sayfa sayısı önemli yeter ki sen oku.
  • Serhat Çakmak S kullanıcısına yanıt
    25 30 sayfa 1 saat için minimum bir düzeydir. Yani 1 saatte 30 sayfa okumak ideal bir okuma düzenidir. 1 saatte 60 70 sayfanın üzerinde okumak ortalamanın aşımıdır. Sayfa sayıları aslında görecelidir. Ki bir kitap büyük, kimi küçük, kimi basit bir hikayedir, kimi karmaşık bir felsefi sorgulamadır. Burada sayfa sayısına fazla takılmaya gerek yok. Önemli olan okuduğunu anlamaktır. Okuma satır satır olabileceği gibi 5 cümle, hatta bir sayfa bile olabilir.

    Örneğin sen 1500 sayfalık Don Kişot'u satır satır okursun, diğeri 300 sayfalık Don Kişot'u okur. Ama o senden daha iyi kavrayabilir öyküyü. Önemli olan bir kitabı satır satır okumak değil, genel olarak bilmektir. Örneğin Suc ve Cezayı okuduktan sonra bir sayfa kritik yazısı yazabiliyor musun, veya aradan aylar geçtikten sonra bu kitap hakkında neler bilebilirsin? Yoksa zaten okuduğumuz kitapları zamanla unutuyoruz. Bir romanı okurken bir sayfalık bir tasviri okumadan karşı sayfaya da geçebiliriz. Yani o sayfayı kelime kelime okusak da, bir saat sonra onu hiç okumamış gibi olabiliriz. Yani burada anlatmak için çırpınıp durduğum şey şu: Okuduğun kitap hakkında, birlikte karşılıklı oturup tartışma yapabiliyor muyuz. Yoksa, konusunu unuttum, ya da bizi sırf öykü ilgilendiriyorsa zaten biz ona okuma demiyoruz. Biz kitapları okumak için değil bilmek için okuruz. Kitap kavramı da bizim için bir şekil veya bir nicelik kavramı değildir. Önemli olan dünümüzün yarından daha iyi olması yani dün bilmediğimiz bir şeyi bugün bilmektir. Bilmek eylemi, örneğin dün bilmediğimiz bir Nasrettin Hoca fıkrasını bugün öğrenmiş olmamız değildir. Bilme eylemi algıların genişlemesi ve düşünce ufuk açımızın genişlemesi ve kavrama kapasitemizin artmasıdır.

    Örneğin kitap okumaktan çok sıkılan bir insandım. Hani derler ya, şu kadar temel eser vardır, bunlar okunmalı mantığı. Ben de zorlana zorlana bunları okumaya başladım. Bu okumaların ardında asla bir şey öğrenme isteği değil, psikolojik ve sosyolojik bir baskı olmasıdır. Bazen bir romanı okurdum, ama bitirdikten bir kaç gün sonra unuturdum. O roman hakkında iki cümlelik bir değerlendirme yapamazdım. Zaten aylarca geçtikten sonra örneğin kitabı hiç okumamış gibi olurdum. Bu durum beni kitaplardan daha soğuturdu.

    Ama zaman geçtikçe bir şey farkettim. düşüncelerimde, kavrayış algımda ve hayata bakışımda değişimler olmaya başladı. Örneğin bir konu hakkında yorum yaparken üstün bir felsefi cümle kuruyorsun, aslında bunu bilinçli yapmıyorsun. Daha önce doğru algılayamadığın bir olayı bu sefer daha berrak bir algılama zihnine sahip oluyorsun. Peki, bilinçli olarak hiç bir bilgi aklımda yokken, ben bu bilinç düzeyini nasıl yakaladım. Beni ne değiştirdi ki, 5 ay öncesinden daha açık bir zihne sahibim. Kitap okumadığım yıllar boyunca alamadığım geniş ufuk açısını 5 ayda nasıl aldım. Bendeki değişiklik nedir. 20 yıl okul oluyorsun bu kadar yol alamıyorsun. Ben ne yaptım bu 5 ay içinde. Zorla da olsa okumak zorunda olduğum temel eserleri okudum. Hatta çoğunun konusunu bile unuttum. Çünkü zorlanarak okudum hepsini, okumak zorunda hissettim kendimi. O zaman anladım ki benim zihnimi bu kadar açan, beni değiştiren şey okumakmış. Ondan sonra insan kitap okumayı sırf bu haz için okumak istiyor. Okuduğum kitap sayısı artıkça, baktığım her şeye bakış açım daha berraklaşıyor. Şunun gibi bir haz bu. Bir adamın gözünde katarak vardır. Aynı yere bakıyor, aynı şeyi görüyor, ama ameliyat olunca yine aynı yere bakıyor, yine aynı şeyi görüyor, ama daha berrak görüyor. Şimdi o adamın yanında gözü katarak olan adam da şöyle diyor, ne olmuş yani senin gördüğünü ben de görüyorum, farkımız ne?

    İşte okumak böyle bir şey. Okuyan da okumayan da aynı şeyi görür. Ama puslu gören gözle, berrak gözün görme olayı farklıdır. Karar sizin. Dünyayı nasıl görmek isterseniz? Siyah beyaz tv izlemekle 4k izlemenin hazzının farkını bilmeyen neden siyah beyaz tvden vazgeçsin? Sonuçta iki ekranda aynı şeyi gösteriyor. İkimizde bir kuş görüyoruz, hatta cinsini de biliyoruz, hatta ne yaptığını da, bu kadar bize yeterli tabi. Ama ben o kuşun rengini, ağacın rengi filan gibi daha fazla şeyi biliyorum. Çünkü ben renkli görüyorum, sen siyah beyaz. Okumadan da çok güzel hayat geçirilebilir. Üstün insan olunabilir, mutlu ve zengin hayat yaşanılabilir, ama siyah beyaz olarak. Karar sizin. Hem bütün bunlara sahip olmak hep de renkli görmek istemez misiniz dünyayı?


    Bir profesör siyah beyaz televizyonu, bir köylü 4k televizyonu tercih edebilir. Bilme eylemini asla kişilerin makam, mevki, eğitim düzeyine, statüsüne göre algılamayın. Bal yapmak, üstün bir yetenek ve bilgi gerektirir. Ama arıların çok üstün ve bilgili varlıklar oldukları söylenemez!

    Ayrıca sayılara bu kadar takılmamızın temel nedeni, nicelik olarak bir kitabı okuyup bitirmek, zamanım yok ama bu kadar kitap var okunacak, bunları bitirmek için saatte şu kadar sayfa okumam gerek gibi bir psikoloji baskı altına girilmesidir. Nicelik olarak ne kadar kitap okuduğun önemli değildir. Şu kadar kitap okuyan daha bilgili olur kavramı yanlıştır. Okuma eylemi yaparak dünyayı 8k berraklığıyla göremeyiz, bilme eylemi ile görebiliriz. Okuma eylemi asla bir aritmetik olgu değildir, soyut bir olgudur. Bilme eylemi ne bir istatistiğin konusu olabilir ne de bir mutlak bir fizik kuralının. Okuma eylemi sadece ve sadece algıyla ilgilidir. 1500 tane kitap okudum, sen 30 tane okudun, dolayısıyla senden daha bilgiyim anlayışı doğu değildir. Çok kitap okumaya değil çok şey bilmeye bakalım! Bu bilme, asla Ankarada kaç koyun vardır gibi bir bilmek değildir.

    Okuma ambarı ve bilme ambarı düşünün. Okuma ambarının içine taş, toprak, koyun, mercimek, tv, araba, ev, nohut, buğday gibi bilgi şeyleri doldurulur. İhtiyaç olduğunda oradan uygun malzemeyi almak kolay değildir, üstelik buradaki şeyşler zamanla çöp olur, bir işe yaramaz. Okuma ambarımızdaki zamanla bilgi çöplüğü haline gelir.

    Bilme ambarında ise sadece ve sadece sıvı hammadde doldurulur. Bilme ambarında tek bir madde vardır, o da sıvı haldedir. Bilme eylemi gerçekleşteştikçe bilme ambarımızdaki sıvı miktarı artar. Bu sıvı evrendeki tüm maddelerin sıvı halidir. Bir maddeye ihtiyaç duyduğumuzda ambarı gidip bir miktar sıvı hammadde alıp ihtiyaç duyduğumuz maddeyi üretiriz. Bunun için ambarda ne bir aramaya girişir, ne de gereksiz bir çöplüğe neden oluruz. Bize lazım maddeyi üretmek için yapmamız gereken şey sadece bilme ambarından gerektiği kadar hammedeyi alıp ihtiyacımız olan maddeyi üretmektir. Bilme eylemine böyle bir örnek verdim.


    Anlatmak isyediğimi anlayan zaten kitap okumanın nasıl bir orgazm hazzı verdiğini anlamıştır. Bunu anlayan okumak için çırpınmaz, bilmek için çırpınır!

    Vesselam!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 1 saatte 40-50 sayfa okurum hele kitap akıcıysa ve sürüklüyorsa 50-60 sayfayı çabucak bitirebilirim ( tabi anlayarak !!!) yani böyle :D ama bana biraz yavaş geldi 25-30 sayfa ve gereksiz bir yavaşlık gibi geldi zaten kendin eline bir kitabı alıp okumaya başladığında dilinin ağır veya hafif akıcı bir dili olduğunu anlayıp ona göre yavaş yavaşta okuyabilirsin alışkanlık gibi bir meselenin çokta doğru olmadığını düşünüyorum yani.
  • Eğer kitabın dili çok ağır değilse ve hemen okumam gereken bir kitapsa saatte 80 - 100 arası sayfa okuyabilirim. Ama eğer ki zevkine vara vara okumak istediğim bir kitapsa 1 saatte ortalama 35 - 40 sayfa okurum.

    Not = Vaktinde hızlı okuma tekniklerine bayağı bi merak sarmıştım, tavsiye ederim.
  • asau kullanıcısına yanıt
    Gerçekten mükkemmel anlatmışsınız zaten bende Sayısalı bu yüzden sevmiyorum işte, mesela örnek verecek olursam ne kadar maaş alıyorsun, okulu kaçıncılık ile bitirdin, kaç ülke gezdin ve benzeri. Önemli olan gezmek, görmek değildir tabiki bunlar çok çok önemli fakat doğru şekilde gezmek ve görmek önemli. Sayılar açıkçası dediğim gibi bana saçma geliyor...
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.