Şimdi Ara

Yaşlılık

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
1.007
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Evime yürüyordum.Elimde poşetlerim, aklımda düşüncelerimle.Bir bağrışma sesi ilişti kulağıma.
    Yolun sağ tarafındaki evin 2. katındaki perdeleri açık olan pencerenin önünde ortalama 40-45 yaşındaki bir hanımefendi ile oğlu tartışıyor.

    Oğlu kadına 'ne var ulan, ne istiyorsun, sanane yani, öyle olmuşsa seni ne ilgilendirir' gibi cümleleri patavatsızca annesine savuruyor ve elini de havaya kaldırıp sınırli bir şekilde jestler yapıyordu.

    Evi 100metre geçmemişken dış kapısını sertçe kapatıp: 'konuşma be yaşlı bunak' diyen bir çocuk daha gördüm.
    Şok olmuştum.Nedense aklıma benimde zamanında rahmetli anneme ve babama yapmış olduğum edepsizliklerim geldi.Eden buluyordu işte.Gerçi o insanların bir günahı var mıydı bilinmez fakat çok üzüldüm.

    Bir arabaya sahip olduğumdan otobüslere binmem.Arabam bozulduğu için otobüse bindiğim cuma günündeyse kendisinden belki 4 kat daha büyük yaşlı bay ve bayana yer vermeyip uyumuş taklidi yapan gençlere, hatta ve hatta hiç utanmadan ondan yer isteyen amcanın birine 'yok, olmaz' diyen insanlar gördüm.

    Baktım onlar, gençler kalkmıyor ben kalktım.Tepem attı ama bu arada.Sadece Turkiye'de de yok bu olay.
    Moskova'daki metroda da sıkça oluyor.Orada metro her yere gittiği için ve kar, buz, soğuk problemi olduğu için metro tercih ediliyor.
    Aynı zamanda benzin masrafı yerine 2-3 rubleyle Moskova'nın diğer ucuna gitmek herkesin hoşuna giden birşey olduğundan onlarca hatta binlerce çeşit insanla muhatap oluyor, kişilik öğreniyor, sizin deyiminizle insan sarfarı oluyorsunuz.

    70'lik amcalarımızı ayakta bekleten 25'lik gençler, onları aciz gören fakat 20-30 sene sonra aynen ona benzeyeceğini düşünemeyen, halbuki bu iyiliğin kendisine döneceğini anlayamayan gençler...

    Tanrı bizi affetsin...







  • Unutmayalım ki bugünün gençleri yarının yaşlıları olacaktır...

    Unutmayalım..
  • insanlar zaman geçtikçe bu konularda bencilleşiyor sanırım...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Fetih

    insanlar zaman geçtikçe bu konularda bencilleşiyor sanırım...


    Ne yazıkki...
  • titreye titreye yürüyen 70 yaşlarında bi amcaya yer verdiğimde "ben o kadar yaşlı mıyım otur yerine" diye azar işitmiştim...

    bu konuda ne düşünüyorsunuz...ve bu bir kere başıma gelmedi çok fazla kişi çıkıyo karşıma böyle:)

    büyüklerime bağırma huyum yoktur genelde haklıda olsam haksızda olsam susarım...
    ama bazen cidden sinir ediyolar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ..duygusuz.. -- 10 Temmuz 2008; 19:29:33 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ..duygusuz..

    titreye titreye yürüyen 70 yaşlarında bi amcaya yer verdiğimde "ben o kadar yaşlı mıyım otur yerine" diye azar işitmiştim...

    bu konuda ne düşünüyorsunuz...ve bu bir kere başıma gelmedi çok fazla kişi çıkıyo karşıma böyle:)

    büyüklerime bağırma huyum yoktur genelde haklıda olsam haksızda olsam susarım...
    ama bazen cidden sinir ediyolar


    Haklısın reis.Bikeresnde bana bağırmıştı kadnn tek otursana evladm nie ayakta bekliosn die




  • ankaradaki gibi yaşlılara bedava kart uygulaması oluyormu

    oluyorsa bu insanı çileden çıkaran birşey olabiliyor

    ben günlük hem okula gidiyorum çıkıyorum hemde işe gidiyorum

    ama otobüse binemiyosun çünkü yaşlılar otobüsü doldurmuş günlük trafiğin belki bir saat aksıyor ve burnundan geliyor

    % 80'i beleş otobüs diye günlük ulusa gidiyo geziyo ekmek alıp dönüyolar

    eğer bir yerde bir edepsizlik varsa yine edepsizlikle karşılık bulur
  • quote:

    Orjinalden alıntı: F22 Raptor


    quote:

    Orjinalden alıntı: ..duygusuz..

    titreye titreye yürüyen 70 yaşlarında bi amcaya yer verdiğimde "ben o kadar yaşlı mıyım otur yerine" diye azar işitmiştim...

    bu konuda ne düşünüyorsunuz...ve bu bir kere başıma gelmedi çok fazla kişi çıkıyo karşıma böyle:)

    büyüklerime bağırma huyum yoktur genelde haklıda olsam haksızda olsam susarım...
    ama bazen cidden sinir ediyolar


    Haklısın reis.Bikeresnde bana bağırmıştı kadnn tek otursana evladm nie ayakta bekliosn die





    Sende size değer verdiğim için de ve döt et o zaman Bu olay pek antalyada olmuyo sağolsun gençler saygılı bu arada bende gencim yanlış anlaşılmasın




  • quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011

    ankaradaki gibi yaşlılara bedava kart uygulaması oluyormu

    oluyorsa bu insanı çileden çıkaran birşey olabiliyor

    ben günlük hem okula gidiyorum çıkıyorum hemde işe gidiyorum

    ama otobüse binemiyosun çünkü yaşlılar otobüsü doldurmuş günlük trafiğin belki bir saat aksıyor ve burnundan geliyor

    % 80'i beleş otobüs diye günlük ulusa gidiyo geziyo ekmek alıp dönüyolar

    eğer bir yerde bir edepsizlik varsa yine edepsizlikle karşılık bulur




    Antalyada yok böle bir uygulama
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Dreatlord


    quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011

    ankaradaki gibi yaşlılara bedava kart uygulaması oluyormu

    oluyorsa bu insanı çileden çıkaran birşey olabiliyor

    ben günlük hem okula gidiyorum çıkıyorum hemde işe gidiyorum

    ama otobüse binemiyosun çünkü yaşlılar otobüsü doldurmuş günlük trafiğin belki bir saat aksıyor ve burnundan geliyor

    % 80'i beleş otobüs diye günlük ulusa gidiyo geziyo ekmek alıp dönüyolar

    eğer bir yerde bir edepsizlik varsa yine edepsizlikle karşılık bulur




    Antalyada yok böle bir uygulama



    ben 2 sene öncesine kadar ankaradaydım.arkadaşın dediği gibi otobüslerin % 80 i yaşlılar ve her birinin elinde bi poşet ya ekmek yada limon kıvırcık filan ya mahallende market fırın yok mu maksat gezmek ama insanlar işe gidiyor okula gidiyor.ve otobüsler tıkış tıkış hiç tasvip etmiyorum bu olayı her ne gerekçeyle olursa olsun




  • Senin bu anekdotlarını okuyunca şu hikaye geldi aklıma:


    Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti.

    Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

    Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve
    arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim
    olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti.

    Arabaya bindiler. Can yol çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...

    'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda
    bırakamayacağını biliyordum.



    Herhangi bir genç yaşlılığından ötürü bir ihtiyara hürmet ederse, Allah'ta yaşlandığında ona hürmet edicek kimseler verir. (hadis)




  • Bilmezler ki ileride aynı duruma düşecekler...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: El-Cezeri

    Senin bu anekdotlarını okuyunca şu hikaye geldi aklıma:


    Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti.

    Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

    Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve
    arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim
    olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti.

    Arabaya bindiler. Can yol çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...

    'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda
    bırakamayacağını biliyordum.



    Herhangi bir genç yaşlılığından ötürü bir ihtiyara hürmet ederse, Allah'ta yaşlandığında ona hürmet edicek kimseler verir. (hadis)



    yani mefaat dünyası bencil insanoğlu




  • Sadece tek bir hayata inanılıyorsa,merhamet kaybolmuşsa bu tür davranışlar garip gelmiyor açıkcası.
    İnsanlar çok mu aptallaştı yoksa o dakikayı kurtarma hevesimi gözlerini kör etmiş bilmiyorum.
    Kimse kimseye yardım etmez ama herkes zorda kalınca yardım bekler.Yardım ederken kaybedeceklerini düşünüyor ama onun gibiler etrafı sardığında ve o yardıma muhtaç hale geldiğinde kaybedeceklerini düşünmüyor.Tek yaşamadığı dünyada tek kendini düşünüyor

    Çocuklarımızı iyi yetiştirmeli iyi örnek olmalıyız.Bir yerin güllük gülistanlık olması için güllerin çoğunlukta olması gerek.

    quote:

    titreye titreye yürüyen 70 yaşlarında bi amcaya yer verdiğimde "ben o kadar yaşlı mıyım otur yerine" diye azar işitmiştim...

    bu konuda ne düşünüyorsunuz...ve bu bir kere başıma gelmedi çok fazla kişi çıkıyo karşıma böyle:)

    büyüklerime bağırma huyum yoktur genelde haklıda olsam haksızda olsam susarım...
    ama bazen cidden sinir ediyolar

    Biraz büyünce sende sinir eden biri olursun :) Onların hataları gör ,onların yaptıklarını yapmamak için kendine nasihat et.Hatta günlük yazma(deftere yazma) huyun varsa otur oraya yaz,gün gelir okur okutursun.
    Ben o kadar yaşlımıyım diyen amcayada ben küçüğüm sende abimsin abilerime hep yer veririm deyip gönlünü alabilirsin.Bazı insanlarda kendini genç hissetme hevesi oluyor hoş karşılamak lazım bizde seneler ilerdikçe gençliğimizi özler olacağız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sse -- 14 Temmuz 2008; 1:33:37 >




  • Kur'an'da da önemi iyice vurgulanmış bir konudur,öyle ki 23.ayette emrettiği iki şeyden biri ana babaya iyi davranmaktır ve diğer olmazsa olmaz emirin yanında söylenmesi gerçekten dikkate değerdir.Maalesef bazen kendimizi kaybedip çıkışlar yapabiliyoruz,Allah affetsin.Bu konuyu hatırlattığın için saol @C.C.C.P.

    İSRÂ SÛRESİ

    23. Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.

    24. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”
  • Baktım onlar, gençler kalkmıyor ben kalktım.Tepem attı ama bu arada.Sadece Turkiye'de de yok bu olay.
    Moskova'daki metroda da sıkça oluyor.Orada metro her yere gittiği için ve kar, buz, soğuk problemi olduğu için metro tercih ediliyor.
    Aynı zamanda benzin masrafı yerine 2-3 rubleyle Moskova'nın diğer ucuna gitmek herkesin hoşuna giden birşey olduğundan onlarca hatta binlerce çeşit insanla muhatap oluyor, kişilik öğreniyor, sizin deyiminizle insan sarfarı oluyorsunuz.

    2-3 ruble??? ben 3 aylik aliyorum ona ragmen 10 a geliyor normal bilet de 19 rub. sen kac senesinden bahsediyorsun? ya da ihtiyarlara bedava falan var onlari mi soyluyorsun?
  • Atlanılan bir nokta var kulun hakkını Allah affetmez.Allah hepimizi ıslah etsin.
  • Benim toplumumuzda gordugum Turk gencleri hala Dunyanin diger medeniyetlerine gore daha iyi kalpliler Yaslilarina karsi. Allah ta bozmasin hep boyle gitsin. Dunyada boyle Turkiyede soyle deyip lafi uzatmayacagim. Gordugum bir-iki eksigi belirtecegim.
    Simdi Bir magazaya veya misal Doktor a gittiginizde hemen bizim İc anadolu insani Amca diye baslar Dogu kokenlilerde Dayi diye baslar lafa. Halbuki Magaza calisani olsun, Doktor Asistani olsun Buyrun efendim gibi hitap etse daha guzel olacak . Sorun surda yatiyor. Karsi taraf Amca, Yenge , Teyze , Dayi diyerek size bir kere Yasiniz Kemale ermis hissini tattiriyor, Sizde kendinizi bi 70-80 yasinda hissediyonuz, Baya bi soguk dus etkisi yaratiyor. Yani moral bir sifirlaniyor. Ben soyle bir prensip edindim. herkesede tavsiye ederim. Eger karsimdaki Akrabam degilse 80 yasindada olsa ABİ, eger Bayansa YENGE diye hitap ediyorum. Niye karsimdakine yasini hatirlatayim, Ona bu sekilde hitap etmekle onu genclestiriyor moralini duzeltiyor gununu zehir etmiyorum. Cunku herkes genc gorunmek ister o yasta. Herkese Ozellikle Genclerimize tavsiye ediyorum Yaslilara hitap ederken biraz dikkat edelim. Kostek degil Destek olalim. . Unutmayalim herkes birgun yaslanacak, Biz simdi yaslilara nasil davranirsak Cocuklarimizda bize oyle davranir. Cocuklar ne gorurse onu yapar. Etme bulma Dunyasi yani.Bir ornekle sozumu bitireyim.
    Kapidan satis yapan iki eleman aksam olmus Cafede bugun isler nasildi falan diye sohbet ediyormus. Eleman arkadasina Yahu demis Ben sadece 2 satis yaptim sen ise 12 bunun sirri nedir demis. Eleman cevap vermis. Ben kapiyi kac yasinda bayan acarsa acsin Annenizi cagirirmisiniz diye soze baslarim, buda karsi tarafin hosuna gittigi icin satisida gerceklestiririm demis. İsin sirri bu demis. Kissadan Hisse. Saygilar.




  • Türkiye bence diğer ülkelere göre bu konuda çok daha merhametli bi ülke en azından büyük küçük biliyoruz bi de bilmeyenler var mesala avrupa ülkeleri o ülkelere acıyorum
  • Ahir zamandayız.Hadsizlik diz boyu.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.