|
Bildirim
|
Hocam özünde bu arabalar gayet dayanıklı ve durup dururken arıza yapmayan araçlar. Sadece motor değil genel olarak. Gerek elektrik tesisatı gerek alt takımları, gerek kaporta aksamı, otomatik şanzımanı olsun son derece sağlam ve kronik sorunları olmayan sıkıntısız arabalardır. Ama gel gelelim denklemin içine Türk sanayi ustaları girince ucu bitmeyen bir sorunlar silsilesi başlıyor.
Mesela bir örnek vereyim: Bu arabalarda karterin içinde meydana gelen buhar basıncını tahliye etmeye yarayan, ve diğer marka arabalardan çok daha gelişmiş ve kompleks bir sistem (PCV) bulunuyor. Bu sistemin çeşitli elemanları (hortumları, yağ ayırıcı kutusu vs.) 100-150 bin km.'de ömrünü tamamlıyor. Bu sistem tamamen tıkanınca oluşan basınç tahliye edilemediğinden, bu basınç, motorun bütün keçelerinden yağ sızdırmasına, rölantinin bozulmasına ve yağ kapağını açınca yağ buharı çıkmasına sebep oluyor. Bu sızdırma fark ediliyor ve kimse PCV sisteminin varlığından haberdar olmadığından hemen keçeleri değiştiriyorlar, içinden yağ geçen her parça için "sorun bundan olabilir" deniliyor. Uçuk miktarda bir parça ve işçilik ücreti verdikten sonra bir bakıyorsunuz o da ne?, trigeri sökmeden önce kam millerini sabitlememişler, motorun zamanlaması kaymış. Sonra bunu düzeltmeye çalışıyorlar. Alakasız şeyleri değiştirip duruyorlar, günün sonunda arabanın sahibi yetti artık deyip satıp kurtuluyor, volvo'nun da adı kötüye çıkıyor. Halbuki bu arabalardan gerçekten anlayan ustalarımız olsa, ilk önce PCV sistemini kontrol ederdi, 250 liraya yeni PCV kiti alınır, 200 lira da işçilik verir, 450 liraya dükkandan çıkar mutlu mesut arabasına binmeye devam ederdi. Bu sebeple bu arabaları alacak kişilerin arabaların tekniğinden anlaması, kendi yapabileceği tamirleri mümkün mertebe kendisi yapması, motora anahtarı değdirmeden önce detaylı bir analiz ve araştırma yapması gerekiyor. Nitekim ben kendi s40'ımda bu şekilde yapıyorum ve şu an 280 bin km'de. Ne yağ-su eksiltiyor ne de arıza lambası yakıyor. Yakıtı ve performansı da hala fabrika verilerine yakın. Mesela goodorevil hocamızın kendi arabasının direksiyonunda yaşamadığı kalmadı. Direksiyonu ne tarafa çevirirseniz, topladığınızda araba o tarafa çekiyor, yolun eğimi ne tarafaysa araba o tarafa doğru gitmeye çalışıyordu. Bu sorunu halletmek için gezmediği usta, değiştirmediği parça kalmadı, adama komple alt takım yaptırdılar ama sorunu hala çözülmedi. Sonrasında sıkıntısını köyde yaşayan bir usta çözdü. Bu arabanın aksını daha önce revizyon yapmışlar, bunu yapan "usta" geri toplarken aksı yerinde tutan segmanı takmamış. Komik bir fiyata direksiyonunun sorununu halletti. İşin özeti, yolunuz sağlam bir ustayla kesişirse, veya kendi arabanızın ustası olursanız fazla sorun yaşamazsınız. Yaşadığınız sorunlar da arabanın yaşı ve kilometresinden kaynaklı, her arabada olabilecek sorunlar olur. Ömrü dolan sensörler, hortumlar değişir vs. |
İlandaki aracı daha önce de aynı firmadan ilanda görmüştüm. Bu biraz soru işareti geldi bana. Yoksa 98 model de olsa 186 bin km'deki 25 bin liralık T4 ilanda beklemez.
Ayrıca S40 alınıyorsa en aşağı 2001 model alınmalı. Makyajla araba ciddi iyileşim geçiriyor. Güvenlik (Zannediyorum ki 2001 ile birlikte T4'ler 8 hava yastığına ulaştı), şase sağlamlığı, görünüm ve bazı sorunların iyileştirilmesi söz konusu. Ayrıca 2000 öncesi T4'ler 4 ileri, 2001 ve üzeri T4'ler 5 ileri. Ama şu var, T4'ün temizi pek kalmadı. Eğer illa turbolu Volvo S40 bakılıyorsa 2.0T de alınabilir. Hatta 2003-2004 2.0T bulunursa evladiyelik bile olur. LPG atmosferiklerde sıkıntı yaratmıyor ama turboyu bilemiyorum. Eğer ısrarla sadece T4 bakacaksanız çok temiz olmasına özen gösterin ki 25 bin liraya T4 alınmaz bana göre. Onun dışında benzin basınç regülatörü kronik sorunludur ve pahalıdır. Ama bir kere değişince bir daha o parça arıza yapmaz. Mekanik parçaları ucuzdur ama kaporta ve özel parçaları pahalıdır. Turbo konusu şöyle sıkıntı, yan sanayisi bulunmuyor, orijinali pahalı. Turbosu sıkıntılıysa "Yaptırırım" diye düşünüp almayın. Genel olarak yol tutuşu çok iyidir, sadece 200 beygir önden çekişte belki biraz kafadan kaymaya sebep olabilir ama arabanın kendi şasesi yol tutuş konusunda gayet başarılı. Arka taraf çok bağlantılı bağımsız süspansiyon. Frenlerin güven vermediği söyleniyor ama ben memnunum. Manuel şanzımanları M56 kodlu şanzımandır, 4. viteste 6500 devirde 195 km/sa 5. viteste de 6500 devirde 235 km/sa yapabilir (T4 yapar, benim araçta da M56 şanzıman var ama 5. vitesi bitiremiyor atmosferik olduğundan) Son olarak şöyle bir detaydan bahsedeyim, T4 harici S40'lar 15' jantla gelir ve orijinal ölçü 195/55R15'tir ancak ara ölçü olduğu için pahalıdır, o yüzden 195/60R15 falan takarlar, T4'lerde de 205/50R16 lastik ölçüsü var. Bulması zor bir ebat olabilir. Çamurluk içleri de biraz ufak olduğu için mesela 195/55R16 taktığımda ya da 195/60R15 takıldığında tekerlek çamurluğu biraz fazla dolduruyor. Orijinal ölçü de azıcık pahalı. Son olarak lafı toparlarsam, sadece ilk sahibinden, tüm bakım geçmişi ispatlanabilen bir T4 alınabilir. Onun dışında 2.0T ya da performans beklentisi çok değilse 2.0 atmosferik öneririm. |
|
|
|
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nacker -- 3 Kasım 2017; 23:8:41 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nacker -- 3 Kasım 2017; 22:55:11 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nacker -- 3 Kasım 2017; 20:8:37 > |
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nacker -- 3 Kasım 2017; 22:59:22 > |
|
|
|
|
|
|