Şimdi Ara

### Türkiye'de Fotoğraf Etiği ve Fotoğrafçıların Hukusal Sorunları ### (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
45
Cevap
1
Favori
6.020
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • yukarıdaki yorumum konudan biraz farklı oldu bi sebepten dolayı, şimdi konuya geleyim :)

    @Novarix

    çok çok güzel tespitler hocam, hepsine hak veriyorum ve örnekleri çoğaltabilirim.

    insanlarda fotoğrafa karşı pasif bir tepki var. fotoğrafı çeken kişiye karşı bir güvensizlik duygusu hakim. "yüzüm görünmesin" bilinçaltı. herhalde reina çıkışı patlayan flaşlar ve haberlerdeki suçluların merkeze götürülürken makinaları görünce yüzlerini kapatmaları böyle travmalar yaratıyor. dini sebeplere girmiyorum bile.

    diğer anket konusunda da arkadaşlar çok keskin yorumlar yaptılar. ben fotoğrafla uğraşan insanlardan böyle şeyler okuduğuma şaşırdım açıkçası. ben "özgüven, kendiyle barışık olmama" konularına katılıyorum ama pek girmek istemiyorum. bunu daha çok "toplumsal özelliklerimiz" konusu altında incelemeyi isterim. en yakın arkadaşlarım bile onlar poz vermeden, saçını-başını yapmış olmadan fotoğraf çektirmeye nazlanıyorlar. iyi niyetimi bilmelerine rağmen hem de. böyle davranışların altında çok tahliller yapılabilir

    toplumu fotoğraf konusunda bilinçlendirme gibi etkinliklerde rol almayı çok isterim. yeni nesilde facebook ile birlikte gelişen bir fotoğraf olgusu var, forumcak pek hakkının verildiğini düşünmüyoruz ama reklamın iyisi kötüsü olmaz, sonuçta fotoğrafın (nihayet!) normalleşmesini sağladığı için bir bakıma bize hizmet ediyor.




  • Ben makinayı hiç boynuma asmam zira lensle beraber 2 kiloya yakın olduğundan bir süre sonra dayanılmaz boyun ağrıları başlıyor...Herneyse normalde omzuma takar sol elimle de objektifinden tutar öyle taşırım...İstanbulda hemen hemen hiç tepki almıyorum, ilginç sazlı sözlü bi mekan görürsem kapıdan kafamı uzatır çekerim içerdekilerde sırıtırlar... Ammaa hiç bir hatuna yada beyamcaya direkt makinayı doğrultup çekmem... Oturan işinde gücünde biriyse gözgöze geliriz, hafiften makinayı kaldırır gözümle, aliyimmi bi poz jesti yaparım, karşı tarafta kafasını mecrasından oynatıp eh çek bare napalım işareti yaparsa çekerim, yok ellerini kaldırır aman haa işareti yaparsa çekmem..Aslında anadoluda bu işler çok daha kolay oluyor İstanbuldan...Ben elimde makina sağa sola vizörden bakarken bile, ''sen bizi heç çehmiyon bea'' şeklinde modeller kendisi gelmeye başlıyor hemen...

    Sokaklarda benim gördüğüm DSLR si olan gençlerin hatası çok fazla... En başta mesela bi köşe başında çok fazla sabit durup, gözleriyle fıldır fıldır hertarafı tarıyorlar, sanırsın ha biri geldi gelecek makinalarını ellerinden alacakmış gibi... Bazıları da tersine sırtlarında eşşek kadar bir çanta, tripot suratlarında da dünyanın en büyük fotoğrafçısı imasıyla selamsız sabahsız önüne gelene dayıyorlar deklanşörü...Sirkecide yoldan geçen her turisti kolundan çekeleyip ''van foto van foto'' (aynen böyle diyodu valla) diyerek hırpalayanlara da rastlıyorum... Eğer burdan biriyse o kendini biliyodur...

    İşin özü siz hareketlerinizle davranışlarınızla bas bas bağırıp insanların gözüne gözüne makinanızı sokmazsanız, kimse sizin elinizde makinanız olduğunun farkına bile varmaz...

    Edit: Bu arada konu, sanki insanlar size poz vermeye mecbur da toplum olarak geri kalmışlar gibi bir durum oluşmuş hafiften... Fotoğraf çektirmeye can atanlar olacağı gibi ben de dahil fotoğrafının çekilmesini istemeyen insanlar da olacaktır... Bunun toplumla gelenekle vb direkt hiç bir alakası yok benim fotomu çektirmeme yayınlatmama özgürlüğümle alakalı örneğin...




  • @Zommby sizinki de güzel, ama insan makinanın farkına vardığı andan itibaren kesinlikle doğal olmuyor, ben de buna inanıyorum bu durumda "Fotoğrafını çekicem" dedikten sonraki insanı hiç çekmesem daha iyi

    Tabi tercih meselesi, herkesin zevkine göre. Herkes bana poz versin, neden vermiyo nobranlar diye bi derdim yok onun dışında söylediklerinizle hemfikirim.

    Bu "van foto" olayında, ev arkadaşım sultanahmet'te bir grup turstin yanına gidip "Would you like to take my photo?" diyerek çığır açmıştı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crosshair

    @Zommby sizinki de güzel, ama insan makinanın farkına vardığı andan itibaren kesinlikle doğal olmuyor, ben de buna inanıyorum bu durumda "Fotoğrafını çekicem" dedikten sonraki insanı hiç çekmesem daha iyi

    Tabi tercih meselesi, herkesin zevkine göre. Herkes bana poz versin, neden vermiyo nobranlar diye bi derdim yok onun dışında söylediklerinizle hemfikirim.

    Bu "van foto" olayında, ev arkadaşım sultanahmet'te bir grup turstin yanına gidip "Would you like to take my photo?" diyerek çığır açmıştı

    Tamam da eğer habersiz çekiyorsanız o fotolar benim yaptığım gibi ancak sizin özel arşivinizde yer almalıdır... Sorun sağda solda izinsiz yayınlanması zaten...




  • Ben Eskişehir gibi nispeten daha rahat bir şehirde yaşamama rağmen analog makinamla çekim yapmaya utanıyorum. D7000 de pek küçük bir gövde olmadığı için o da ilk başlarda sıkıntı yaratıyordu ama o problemi aşmaya başladım yavaş yavaş Analog makinamla çekim yapmama nedenim farklı ama benim. Şu son zamanlarda artık iyice yaygınlaşan "hipster" modasına uyuyor gibi görünüyorsunuz eğer farklı bir şeyler yapıyorsanız. Şöyle bir şeye dikkat edebilirsiniz mesela, hani dslr' ı alan herkes fotoğrafçı olmuş söylemi var ya, o tiplere bir dikkat edin. Çoğunluğu ray ban wayfarer gözlük takar, dar pantolon giyer(renklidir çoğu), converse olmazsa olmaz. Bunlar fotoğrafçı özentiliği ve dslr makinanın karizma getirisi olduğunu düşünen "hipster" gençlerimizden işte. Ve bu tiplerin "oldskool" takıntısı olduğu için analogla çekim yapmak sizi hipster yapabilir insanların gözünde.

    Çok uzaklaştım ana konudan. Toplum içinde çekim yapmak bence anadolunun köylerinde daha kolay. Trakya' da herşey çok farklı olduğu için orayı ayrı tutuyorum tabi. Aslen Edirne'de yaşıyorum, bütün bu konular için ayrı bir başlık açmak gerekir o bölge için Neyse, dediğim gibi bence anadolu köylerinde daha kolay bir şey fotoğraf çekmek. Türklere özgü olan o sıcakkanlılık, misafirperverlik ve benzeri olgular büyükşehirlerdeki gibi körelmediği için bence bu durum böyle. Köyde yaşayan bir amcanın size gösterdiği ilgi ve alakayı büyükşehirlerde mahalle bakkalınızdan bile göremezsiniz. Böyle olunca da sataşmalarla hiç karşılaşmıyorsunuz(teoride tabi).

    Büyük şehirlerde ise fotoğraf çekmekten açık açık çekinirim ben. İstanbul' da özellikle. Çünkü serseri gruplar o kadar yaygınlaştı ki, nerede ne zaman başınıza bir olay geleceği tamamen şansınıza kalmış. Bir de daha da çok dikkat çekerek bu şansı arttırma ihtimali bana cazip gelmiyor. 5-6 kişi siz fotoğraf çekerken laf attı size, en ufak bir ha? diye bakmanız bile sorun oluşturabilir. Bu farklı bir bakış açısı tabi. Böyle pısırık bir şekilde hem fotoğraf çekilmez hem yaşanmaz. Ama dikkat edilmesi gereken bir konu bence bu.

    Yukarıda konusu geçmiş, askeriyelerde her türlü fotoğraf çekmek yasak. Yasakların mantığını aramak da yasak Ünlü bir söz vardır askeriyede mantık aranmaz diye, kurcalamayın pek, daha çok mantıksızlık bulursunuz Şöyle bir anı anlatayım askeriyeyle ilgili. Bir gün sakal traşı olmak için orduevine gidecektim. Kapıda nöbetçi durdurdu, sakalla giremezsiniz dedi. E dedim kestirmeye geldim zaten? Hayır dedi sakalla girmek yasak Sakal traşı için bile olsa sakalla giremiyorsunuz

    Yine dağıldı konu Toparlamak gerekirse, belki de yukarıda hoşlanmadığımı belirttiğim bu akım sayesinde ülkemizde fotoğraf makinesine bakış açısı değişebilir. Herkes fotoğraf makinesi taşıyınca insanlar da alışacaktır fotoğrafa.




  • @McYC

    Trakya'yı asla Türkiye genellemelerine dahil etmem zaten edilemez. Dediğiniz gibi çok farklı bir coğrafya, çok rahat insanlar. Artık coğrafi konumundanmıdır (fiili ve resmi olarak Avrupa kıtasında) yoksa havasından suyundanmıdır bilinmez; Trakya, Türkiye genelinin çok ötesinde hoşgörülü, geniş düşünen bir yapıya sahip. Bu konuda hep izmir örnek verilir ama Trakya daha iyi durumdadır.
  • Neden olduğunu ben de bilmiyorum ama kesinlikle çok farklı bir bölge. Ayrı bir kültür resmen. Şoparından tutun en zenginine kadar hepsi ayrı bir sıcakkanlı. Fotoğrafçılar için bir cennet Gerçekten ama, hem tarihi dokusuyla, hem insanıyla hem de bitki örtüsüyle, doğasıyla, tam bir cennet (memleket reklamı da böyle yapılır)
  • Bende Edirneliyim. Burada bir yere çıkarken acaba nasıl çekerim diye düşünüyorum ama köye gittiğimde bunun aklıma geleceğini bile sanmıyorum. Her şey orada çok farklı. Sanki herkes ermiş, böyle bir rahatlar


    Bende başımdan geçen bir olayı anlatayım, daha önce de yazmıştım forumda bir konuya.

    Capacity'nin önünde uzun pozlama yapacağım. Tripod falan hazır. Tam koydum tripodu kaldırıma, güvenlik geldi:

    +Hayırdır?
    -Hayırdır?
    +Ne yapıyorsun genç?
    -Ödev.
    +Bana fotoğraf çekiyormuşsun gibi geldi?
    -Ödev de bu zaten.
    +Burada çekemezsin ama
    -Neden?
    +Burası özel mülk.
    -Kaldırım mı?
    +Evet. AVM'ye ait.
    -İyi tamam.


    Bu konuşmadan sonra kaldırımdan inip taksi durağına yola koydum tripodu. Ve güvenlik şefi gelir:

    +Bir saniye, fotoğraf mı çekiyorsun?
    -Evet.
    +Burada çekemezsin. Bu laf ile yanımdaki arkadaş kudurdu resmen.
    /Niye çekemiyor muşuz?
    -Özel mülk.
    /Neresi, yol mu?
    -Evet.
    /Kimin?
    -Taksi durağının.
    /O zaman sen git taksi durağının sorumlusu gelsin.

    Görevli artık bu lafı yedikten sonra döndü gitti
    .

    Bir tane daha var onu da anlatayım. Merter'deki AVM'nin üst katında yemek yiyoruz arkadaşım ile. Bir arkadaşta 2 kızı çekiyor hemen aşağıda, avm'nin içinde. Hemen çıkarttım iPod'umu, üst kattan çektim bunları fotoğraf çekerken. İnat değil mi? Sonra arkadaşım ile ben indim aynı yere. DSLR ile çekmeye başladım. Koşa koşa geldi güvenlik, elinde telsiz, beni anons ediyorlar birbirlerine. Geldi:

    -Burada çekim yasak.
    +Neden?
    -(Yine aynı mesele) Özel mülk.
    +Peki bunlar ne yapıyor? (diyerek çıkarttım iPod'umu cebimden ve gösterdim fotoğrafları.)
    -Olsun onların ki küçük makine dedi ve benim kayış koptu.
    +Tamam o zaman, dedim, Dlsr'ımı koydum çantama, çıkarttım telefonum ile çektim. Bir şey söyleyemedi.



     ### Türkiye'de Fotoğraf Etiği ve Fotoğrafçıların Hukusal Sorunları ###



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uguruyaniker -- 25 Mart 2012; 12:23:01 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zommby

    quote:

    Orijinalden alıntı: Crosshair

    @Zommby sizinki de güzel, ama insan makinanın farkına vardığı andan itibaren kesinlikle doğal olmuyor, ben de buna inanıyorum bu durumda "Fotoğrafını çekicem" dedikten sonraki insanı hiç çekmesem daha iyi

    Tabi tercih meselesi, herkesin zevkine göre. Herkes bana poz versin, neden vermiyo nobranlar diye bi derdim yok onun dışında söylediklerinizle hemfikirim.

    Bu "van foto" olayında, ev arkadaşım sultanahmet'te bir grup turstin yanına gidip "Would you like to take my photo?" diyerek çığır açmıştı

    Tamam da eğer habersiz çekiyorsanız o fotolar benim yaptığım gibi ancak sizin özel arşivinizde yer almalıdır... Sorun sağda solda izinsiz yayınlanması zaten...

    oov başa döndük. :)

    -----------------------------------------

    Beni de bir gün banka görevlisi uyarmıştı. "Bankanin önünde özellikle bankaya doğru çekim yapmayın, farkında olmasanız dahi yanlış anlaşılabilirsiniz" demişti.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: uguruyaniker

    Bende Edirneliyim. Burada bir yere çıkarken acaba nasıl çekerim diye düşünüyorum ama köye gittiğimde bunun aklıma geleceğini bile sanmıyorum. Her şey orada çok farklı. Sanki herkes ermiş, böyle bir rahatlar


    Bende başımdan geçen bir olayı anlatayım, daha önce de yazmıştım forumda bir konuya.

    Capacity'nin önünde uzun pozlama yapacağım. Tripod falan hazır. Tam koydum tripodu kaldırıma, güvenlik geldi:

    +Hayırdır?
    -Hayırdır?
    +Ne yapıyorsun genç?
    -Ödev.
    +Bana fotoğraf çekiyormuşsun gibi geldi?
    -Ödev de bu zaten.
    +Burada çekemezsin ama
    -Neden?
    +Burası özel mülk.
    -Kaldırım mı?
    +Evet. AVM'ye ait.
    -İyi tamam.


    Bu konuşmadan sonra kaldırımdan inip taksi durağına yola koydum tripodu. Ve güvenlik şefi gelir:

    +Bir saniye, fotoğraf mı çekiyorsun?
    -Evet.
    +Burada çekemezsin. Bu laf ile yanımdaki arkadaş kudurdu resmen.
    /Niye çekemiyor muşuz?
    -Özel mülk.
    /Neresi, yol mu?
    -Evet.
    /Kimin?
    -Taksi durağının.
    /O zaman sen git taksi durağının sorumlusu gelsin.

    Görevli artık bu lafı yedikten sonra döndü gitti
    .

    Bir tane daha var onu da anlatayım. Merter'deki AVM'nin üst katında yemek yiyoruz arkadaşım ile. Bir arkadaşta 2 kızı çekiyor hemen aşağıda, avm'nin içinde. Hemen çıkarttım iPod'umu, üst kattan çektim bunları fotoğraf çekerken. İnat değil mi? Sonra arkadaşım ile ben indim aynı yere. DSLR ile çekmeye başladım. Koşa koşa geldi güvenlik, elinde telsiz, beni anons ediyorlar birbirlerine. Geldi:

    -Burada çekim yasak.
    +Neden?
    -(Yine aynı mesele) Özel mülk.
    +Peki bunlar ne yapıyor? (diyerek çıkarttım iPod'umu cebimden ve gösterdim fotoğrafları.)
    -Olsun onların ki küçük makine dedi ve benim kayış koptu.
    +Tamam o zaman, dedim, Dlsr'ımı koydum çantama, çıkarttım telefonum ile çektim. Bir şey söyleyemedi.



     ### Türkiye'de Fotoğraf Etiği ve Fotoğrafçıların Hukusal Sorunları ###

    Hocam büyük sabır varmış sizde.Özellikle takis durağında film kopmuştu benim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sh@rKs-PoWeR

    Hocam büyük sabır varmış sizde.Özellikle takis durağında film kopmuştu benim

    Bir yeri fotoğraf çekeceğim diye kafama koyduysam, çekerim. Vizöre bakmadan da olsa bir şekilde çekerim. Mesela havaalanı metro tünelinde o kadar güvenliğe rağmen panorama yaptım

    http://500px.com/photo/5585356




  • Yani bu fotoğraf nası birl tehtid oluşturabilir.Garip garip yasaklar
  • Türkiyenin kültüründen kaynaklanıyor olabilir. Sanata biraz önyargılılar, sadece fotoğraf değil kocaman kulaklıkla geziniyorum bazen ona bile ağızlarını açıp bakıyorlar malesef. Ben takmam başkasını ama ''başkaları ne der?'' diye düşünen çıkabilir onlar için rahatsız edici bi durum. Yine dslrlere karşı önyargı(doğru kelimeyi bulamadım) var. Kompakt kameralar toplumda normal karşılanıyor fakat dslr, dslr-like gibi ''profesyonel'' kameralar yadırganıyor hani tamam avm'de izin vermezsin özel mülk diye o zaman kompakt makineye de izin verme? Neyse ki Konica C35imi kullanırken kimse tepki vermiyor ya da açıklama yapmak zorunda kalmıyorum Aslında aynasız sistem kullananlar avantajlı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sh@rKs-PoWeR

    ÖZEL YASAMIN TANIMI

    Özel yasam, “yabancı gözlerden uzak yasamayı isteme hakkı”ndan daha genis olup “bir ölçüde bireyin kendi kisiliğini gelistirme gerçeklestirme için hemcinsleriyle özellikle duygusal iliskiler kurmak ve bunu devam ettirmek hakkı”dır

    1.Kisinin özel yasamı, “Kamuya açık alan ve sır alanı” olarak ikiye ayrılabilir

    Kamuya açık alanda kisi yasamını yasarken bunu gizleme gereğini duymamaktadır. Fakat bu alan yayıncıların rahatlıkla müdahale edebileceği bir alan değildir. Bu alana çok sınırlı olarak müdahale edilebilir. Bu alan ile ilgili olarak; kisinin bir parkta oturmasını, ailesiyle pikniğe gitmesini, sinemaya gitmesini, bir kafede çay içmesini, dostlarıyla bir barda eğlenmesini, plajda denize girmesi yada veya evinin havuzunun kenarında güneslenmesini örnek verebiliriz. Bu alandaki faaliyetler ve davranıslar sürekli olarak izlenemez. İzlendiği zaman ilgili kisi rahatsız ediliyorsa yahut izni alınmadan kaydediliyorsa, fotoğraflar çekiliyorsa hukuka aykırı olur.
    Ancak bu kuralın istisnaları vardır. Bu istisna kisinin davranıslarının haber değeri tasıması, kisinin kamuya mal olmus biri olması veya izninin bulunması halinde mümkündür.
    Eğer kisi gazetecileri davet ediyorsa, fotoğrafı çekilirken el sallayıp, gülümsüyorsa ve özellikle objektife doğrudan bakıyorsa izin verilmesi hali vardır.

    Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen tanımdır.

    Ancak burada verilen izni kötüye kullanmayacak kadar çekim yapılması ya da görüntÜ alınması söz konusudur. Bir kez izin verildi diye kisiyi sürekli izlemek onun özel yasamını yasamasına engel olur ve hukuka aykırı olur.

    Kisinin sır alanı ise, diğer kisilerin bilgileri dısında tutulan alandır. Aile yasamı, özel dostluklar, ikili iliskiler, duygusal ve cinsel yasantı bu alana girer. Bu alanda mektuplar, anılar fotoğraflar, filmler gibi çesitli araçlar kullanılmıs olabilir. Aile, duygusal ve cinsel alan ve bu alanda yer alan malzemelerin gizliliğine her türlü müdahale hukuka aykırıdır.

    İlgilinin izni veya muvafakati olmaksızın hangi yolla olursa olsun bu alana dair elde edilmis bulunan bu bilgilerin hukuka aykırı bir olayın duyurulması amaçları dısında toplanması, çekilmesi ve yayınlanması yasaktır.

    Kimsenin özel yasamı, sosyal yasamı ve mülkü önceden izin alınmadan reklam konusu yapılamaz. Bu kurala uymamanın cezası, ilgili tarafından açılacak davayla karsılasılabilecek maddi ve manevi tazminattır.

    Özel yasamın gizliliğine kisileri küçük düsürücü ve asağılayıcı yayın yapılmaması da ilke olarak girecektir.
    Bu anlatılanlardan yola çıkarak;

    • Kamuya açık alanda kisiler sürekli izlemeye konu olacak biçimde fotoğraflanamaz.

    • Kamuya açık alanda kisinin izni alınmadan yapılacak fotoğraf çekimleri ilgilinin sikayet ve tazminat talebine konu olacaktır.

    • Fotoğraflanacak kisinin buna izin verdiğini yazılı içimde düzenlenecek model sözlesmesiyle veya çekilen fotoğraftan da anlasılabilecek olan rızası olduğu anlasılacak görüntüsüyle belirtmesi gerekir.

    • Kisinin özel yasamıysa hiçbir biçimde müdahale edilmesi ve izlenmesi mümkün olmayan bir alandır. Kisinin bu alanda fotoğraflanmaya izin vermesi de söz konusu olamaz. Çünkü zaten izin verdiği anda yasamı kamuya
    açık hale gelmis olacaktır.

    • Kisinin özel yasamı yalnızca sır alandaki davranıs ve kisisel halleriyle sınırlı değildir. Aynı zamanda kisinin bu yasamını sürdürdüğü konut, mekan ve buralardaki kendine özgü dekorasyon ve yasamının standart ve özelliklerini
    ele veren unsurları da fotoğraflanamaz.

    • Kisinin özel ya da sır yasamında içinde bulunabileceği sıkıntılı, kendisini küçük düsürücü veya utandıracak halleri fotoğraflanamaz. Bunun istisnası bu hallerinin aynı zamanda suç olusturmasıdır.

    • Fotoğrafın en güzel konularından biri olan çocukların fotoğraflanması hukuksal ve cezai sorumluluklar doğurabilecek bir konudur. Çocuk istismarının giderek arttığı günümüzde, çocukların rızası hukuken geçersiz olacağından, velisinin izni olmadan bir çocuğun fotoğrafının çekilmesioldukça riskli ve yanlıstır.

    • Topluma mal olmus, ünlü siyasetçi, sanatçı, sporcu gibi insanların kamuya açık alanlardaki hallerinin sürekli izlenerek de olsa fotoğraflanması özel yasamın dokunulmazlığının istisnası olacaktır.

    Aslında bu konuya dair konuşulması ve tartışılması gereken çok yer var:

    1) Başkasının Fotoğrafını Çekme
    Başkasının fotoğrafı çekildiğinde yüzü görülmüyorsa hiçbir sorun yoktur.
    Başkasının fotoğrafı çekildiğinde yüzü görülüyorsa yazılı izin veya isteyerek poz verdiğini belirten bir öğenin fotoğraf karesinde bulunması gerekir. Şayet bunlar yoksa kaçarı yok suçtur. Kişi ünlü olsun, olmasın; kişinin evini dikizleyerek çekilsin, sokakta çekilsin suçun oluşmasını değiştirmez. Kişinin ünlü olması, kamuya açık alanda fotoğrafın çekilmiş olması sadece hafifletici sebep olur. Bakınız x şarkıcıyı Nişantaşı'nda gördünüz ve isteği olmadan fotoğrafını çektiniz, bu suç oluşturur. Ama mahkemede dersiniz ki "Ben sokakta fotoğraf çekiyordum, hayranı olduğum bir şarkıcının fotoğrafını iyi niyetli şekilde çektim. Zaten bunları yayınlayacak ya da satacak olanağa sahip değil.". Bu suçunuzu hafifleten sebep olur.
    Başkasının fotoğrafını çekmek konusunda topluluğu çekmekte de sorun yoktur. Zaten sorun olsaydı "Alışveriş merkezinde benim videomu çekiyorlar." diyen kimseler oldu.

    2) Başkasına Ait Malın Fotoğrafını Çekme
    Misalen ben metroda yanımdaki adamın kol saatini beğendim, fotoğrafını çektim. Suç mudur? Hayır değildir.
    Yine misalen ben metroda yanımdaki adamın SMS'lerinin fotoğrafını çektim. Suç mudur? Evet, çünkü özel yaşama kasıt var.

    3) Başkasınn Gayrimenkulünü ya da Arabasını Fotoğraflamak
    Esas dananın kuyruğunun koptuğu alan burası oluyor.
    Araba konusu bir önceki maddeye dahil oluyor, ona göre değerlendirmek lazım.
    Gayrimenkul konusu çok çetrefilli ama kısaca şöyle özetlenebilir:
    - Ben adamın evinin mimarisini beğendim, sokakta çıkardım makinemi çektim. Suç mudur? Hayır, suç değildir. Özel yaşama kasıt filan da olamaz. Mahremiyetini isteyen perde takar.
    Bu durum tüm özel şahsa ait taşınmazlarda aynıdır. Yeter ki fotoğrafı çektiğiniz yer özel mülkün arsasına dahil olmasın.
    - Ben adamın evini beğendim, içi de güzeldir bunun dedim. Baktım kimse yok, zaten eski bir ev; omuzladım kapıyı girdim. Ya da adamın bahçesine girerek fotoğrafı çektim. Suç mudur? Evet suçtur.
    - Alışveriş merkezin gibi özel mülk sahibinin kamuya açtığı alanlarda ise durum belli değildir.
    Şahsi fikrim düşüncem: Güvenlik görevlisi sizi uyardıktan sonra fotoğraf çekmeye devam etmeyin. Güvenlik görevlisi sizi özel mülkten atabiilir, neticede kendi gayrimenkulleridir. Yasal olarak da özel mülkiyete tecavüz ettiğinizden suçlu olursunuz. Ama güvenlik görevlisi sizi uyarmadı, doğrudan ver o makineyi diye üzerinize atladı. Bu durumda kesinlikle makineyi vermeyin ve özel mülkü terk edin. Güvenlik görevlileri siz sokağa çıktığınızda size hiçbir şey yapamaz, oldu ki yaptı polis çağırın ve "Özel mülke girişte kimse fotoğraf makineme bir şey demedi, fotoğraf çekince de kimse beni uyarmadı. Şahsi malıma saldırı yapıldıktan sonra özel mülkü terk ettim. Bu sırada da güvenlik görevlileri bana darp uyguladı, alıkoymaya çalıştılar." şeklinde ifade verin.




  • @Odeon'un bölgesel kıyaslamasına binaen söylüyorum.

    Arap ülkeleri ve Güney Asya için genelleme yaptığını söyleyebilirim hocam. Lübnan'da sokakta polis yerine silahlı kuvvetleri görürsünüz ama yine de neden fotoğraf çekiyorsun diyen olmaz. Ancak Suriye'de peşinize muhaberat takılır ve gözaltına almaya kadar varabilecek durumlardan ancak Türk olduğunuzu öğrendiklerinde kurtulursunuz (Bu durum şu anda tam aksi yönde ne yazık ki. Türk olmak basın mensubu da olsanız ajan olmakla eşit) . Sınırda makineyi elime aldım diye kaç muhaberat görevlisi uyardı. Türk'üm dedikçe uzaklaştılar ama ben çekmeye devam ettikçe gözetlemekten de alıkoyamadılar kendilerini.

    Ama mesela Güney Asya'da Malezya-Tayland sınırını araçla geçerken denemek (nasıl bir cesaret ve akıl örneği siz düşünün :) için sınırdaki askeri çekme cesaretinde bulunduk karşılığında güler yüzlü bir portre elde ettik sadece. Bir Japon mesela fotoğraf makinesini vucüdunun bir azası gibi gördüğünden fotoğrafçıya sadece bizim zafer işareti dediğimiz işaretle poz vermekten başka bir şey yapmaz keza Çinliler gibi ama Vietnam, Kamboçya için bu durum yeni yeni değişti.

    Aslında durum bölgesel olmaktan ziyade siyasal. Yoksa hiçbir kültür Türkler hariç :) fotoğrafçıya anormal gözlerle bakmaz :) bu da bir genelleme oldu!

    Ek olarak Türkiye'de her şeyi aşarsınız ama algıyı aşamazsınız. İnsanlar güven ve ciddiyet algısına sahip değilse eğer istinai durumlar haricinde ben kendi büyüdüğüm şehirde elime alıp kimsenin fotoğrafını çekme cesaretini gösteremem. Ancak birçok farklı milletten çiftin fotoğrafını izinlerini isteyerek çekebilmek gayet normalken Türkiye'de ya sizi fotoğraf stüdyosu gibi görüp şahsen bizi çeksene diye talep ederler ya da siz talep edince farklı etiketlerle darpa kadar varabilecek durumlara maruz kalırsınız. Hele hele bir hanım kızımızı veya teyzemizi çekmeye cesaret ederseniz.

    Şükür ki daha mülkiyet durumundan dolayı bir sorunum olmadı :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dil-Tarih -- 1 Nisan 2012; 21:41:46 >




  • bir fotoğrafım worldcaranstaydı. uyanık biri türkçe bir siteye fotoğrafımı kopyalamış sitenin imzasını silip kendi ismini yazmış.sonra hesapta foto onun oldu.mesaj attım siteye biz prestijli bir siteyiz vs. sonra kabul etti ücretini istedim şöyle böyle en sonunda 150 tl lik kitap siparişi aldırdım. adam diyorki netten buldum ne var bunda imzayı silmişsem vs vs. adama on mesajda derdimi anlatamadım telefonda da anlamadı.
  • Sokak fotografcilari şimdi turkiyede suç mu isliyorlar .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel konu, bence hep güncel kalmalı.
  • Yurtdışında fotoğraf çekerken kadraja girmeyim diye durup bekleyen birçok şöför gördüm.

    Bizde olsa üstüne sürerler adamın.

    Mantığın bittiği, algının olmadığı bir ülkede yaşıyoruz...
  • Bu konu sürekli güncel kalmalı, sonuna kadar okuyabildiğim ender topiklerlerden.
    Özellikle @Sh@rKs-PoWeR ve @odéon'a katkılarından ötürü açık teşekkür. Bu arada @Zommby'nin en önemli mesajlarından birinin, bir kısmı adını vermekten çekinen bir "Sn. Yönetici" tarafından adet olduğu üzere silinmiş, nedendir ki acaba ?!
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.