Şimdi Ara

### Türkiye'de Fotoğraf Etiği ve Fotoğrafçıların Hukusal Sorunları ###

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
45
Cevap
1
Favori
6.020
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  ### Türkiye'de Fotoğraf Etiği ve Fotoğrafçıların Hukusal Sorunları ###





    Arkadaşlar bu konuda fotoğraf sevenlerin ve fotoğrafçıların yaşadığı sorunları işleyelim istiyorum.Fotoğrafa karşı toplumdaki bakış açısı , Ülkemizdeki fotoğraf yasakları , fotoğrafçıların resmen " Terorist " muamelesi görmesi vb. yaşadığımız veya duyduğumuz sorunları konuşalım.Fotoğrafa ve fotoğrafçılığa kötü gözle bakan zihniyete karşı neler yapalabiliceğimizi veya sesimizi nasıl duyurabileceğimizi tartışalım.Sizlerden bu konuda tek isteğim herhangi bir kurumu direk hedef olarak göstermemeniz ve tartışma kurallarını uygulamanız.Herkese iyi forumlar dilerim





    Konu Hakkında " FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU " yol gösterici olacaktır ;

    http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/957.html





    Bu harika yazı için @Zommby'e çok teşekkürler

    "" II- FOTOĞRAFLANANLARIN HAKLARI

    1. ÖZEL YASAMIN TANIMI

    Özel yasam, “yabancı gözlerden uzak yasamayı isteme hakkı”ndan daha genis olup “bir ölçüde bireyin kendi kisiliğini gelistirme gerçeklestirme için hemcinsleriyle özellikle duygusal iliskiler kurmak ve bunu devam ettirmek hakkı”dır

    1.Kisinin özel yasamı, “Kamuya açık alan ve sır alanı” olarak ikiye ayrılabilir

    Kamuya açık alanda kisi yasamını yasarken bunu gizleme gereğini duymamaktadır. Fakat bu alan yayıncıların rahatlıkla müdahale edebileceği bir alan değildir. Bu alana çok sınırlı olarak müdahale edilebilir. Bu alan ile ilgili olarak; kisinin bir parkta oturmasını, ailesiyle pikniğe gitmesini, sinemaya gitmesini, bir kafede çay içmesini, dostlarıyla bir barda eğlenmesini, plajda denize girmesi yada veya evinin havuzunun kenarında güneslenmesini örnek verebiliriz. Bu alandaki faaliyetler ve davranıslar sürekli olarak izlenemez. İzlendiği zaman ilgili kisi rahatsız ediliyorsa yahut izni alınmadan kaydediliyorsa, fotoğraflar çekiliyorsa hukuka aykırı olur.
    Ancak bu kuralın istisnaları vardır. Bu istisna kisinin davranıslarının haber değeri tasıması, kisinin kamuya mal olmus biri olması veya izninin bulunması halinde mümkündür.
    Eğer kisi gazetecileri davet ediyorsa, fotoğrafı çekilirken el sallayıp, gülümsüyorsa ve özellikle objektife doğrudan bakıyorsa izin verilmesi hali vardır.

    Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen tanımdır.

    Ancak burada verilen izni kötüye kullanmayacak kadar çekim yapılması ya da görüntÜ alınması söz konusudur. Bir kez izin verildi diye kisiyi sürekli izlemek onun özel yasamını yasamasına engel olur ve hukuka aykırı olur.

    Kisinin sır alanı ise, diğer kisilerin bilgileri dısında tutulan alandır. Aile yasamı, özel dostluklar, ikili iliskiler, duygusal ve cinsel yasantı bu alana girer. Bu alanda mektuplar, anılar fotoğraflar, filmler gibi çesitli araçlar kullanılmıs olabilir. Aile, duygusal ve cinsel alan ve bu alanda yer alan malzemelerin gizliliğine her türlü müdahale hukuka aykırıdır.

    İlgilinin izni veya muvafakati olmaksızın hangi yolla olursa olsun bu alana dair elde edilmis bulunan bu bilgilerin hukuka aykırı bir olayın duyurulması amaçları dısında toplanması, çekilmesi ve yayınlanması yasaktır.

    Kimsenin özel yasamı, sosyal yasamı ve mülkü önceden izin alınmadan reklam konusu yapılamaz. Bu kurala uymamanın cezası, ilgili tarafından açılacak davayla karsılasılabilecek maddi ve manevi tazminattır.

    Özel yasamın gizliliğine kisileri küçük düsürücü ve asağılayıcı yayın yapılmaması da ilke olarak girecektir.
    Bu anlatılanlardan yola çıkarak;

    • Kamuya açık alanda kisiler sürekli izlemeye konu olacak biçimde fotoğraflanamaz.

    • Kamuya açık alanda kisinin izni alınmadan yapılacak fotoğraf çekimleri ilgilinin sikayet ve tazminat talebine konu olacaktır.

    • Fotoğraflanacak kisinin buna izin verdiğini yazılı içimde düzenlenecek model sözlesmesiyle veya çekilen fotoğraftan da anlasılabilecek olan rızası olduğu anlasılacak görüntüsüyle belirtmesi gerekir.

    • Kisinin özel yasamıysa hiçbir biçimde müdahale edilmesi ve izlenmesi mümkün olmayan bir alandır. Kisinin bu alanda fotoğraflanmaya izin vermesi de söz konusu olamaz. Çünkü zaten izin verdiği anda yasamı kamuya
    açık hale gelmis olacaktır.

    • Kisinin özel yasamı yalnızca sır alandaki davranıs ve kisisel halleriyle sınırlı değildir. Aynı zamanda kisinin bu yasamını sürdürdüğü konut, mekan ve buralardaki kendine özgü dekorasyon ve yasamının standart ve özelliklerini
    ele veren unsurları da fotoğraflanamaz.

    • Kisinin özel ya da sır yasamında içinde bulunabileceği sıkıntılı, kendisini küçük düsürücü veya utandıracak halleri fotoğraflanamaz. Bunun istisnası bu hallerinin aynı zamanda suç olusturmasıdır.

    • Fotoğrafın en güzel konularından biri olan çocukların fotoğraflanması hukuksal ve cezai sorumluluklar doğurabilecek bir konudur. Çocuk istismarının giderek arttığı günümüzde, çocukların rızası hukuken geçersiz olacağından, velisinin izni olmadan bir çocuğun fotoğrafının çekilmesioldukça riskli ve yanlıstır.

    • Topluma mal olmus, ünlü siyasetçi, sanatçı, sporcu gibi insanların kamuya açık alanlardaki hallerinin sürekli izlenerek de olsa fotoğraflanması özel yasamın dokunulmazlığının istisnası olacaktır.

    2. GENEL MEVZUAT

    A) Uluslararası Metinler

    insan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 12’nci maddesinde, kisilerin gizli alanlarına saygı gösterilmesi düzenlenmistir Özel yasamın korunması Avrupa İnsan Hakları Sözlesmesi’nin 8. maddesi ile de güvence altına alınmıstır. Buna maddeye göre;

    1- Herkes, özel yasamına ve aile yasamına, konutuna ve haberlesmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

    2- Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamı tarafından, ulusal güvenliğin,kamu emniyetinin ya da ülkenin ekonomik refahının yararı, suçun veya düzensizliğin önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması için, hukuka uygun olarak yapılan ve bir demokratik toplumda gerekli bulunanlar hariç, hiçbir müdahale olmayacaktır ”.
    Avrupa insan Hakları Mahkemesi 1983 yılında verdiği bir karar2 ile bazı ilkeler getirmistir. Bu ilkeler, 8. madde ile korunmus olan hakların sınırlandırılması konusunda yasaklar getirmis ve mutlak haklar olarak kabulünü esas almıstır.

    B) T.C. Anayasası

    Anayasa 20/1 uyarınca; “Herkes özel yasamına ve aile yasamına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel yasamın ve aile yasamının gizliliğine dokunulamaz” Anayasamıza göre özel yasamın gizliliği mutlak haklar arasında sayılmıstır.
    Özel yasamın gerçeklesme alanı olan konut dokunulmazlığı da önemli bir yasak alandır. Bunun yanı sıra haberlesmenin gizliliği koruma altına alınmıstır.

    C) Türk Ceza Kanunu

    Özel yasam Türk Ceza Kanunu’nda “Özel yasamın gizliliğini ihlal suçu” olarak 134 -140. maddelerde düzenlenmistir.

    Madde 134 - (1) Kisilerin özel yasamının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

    (2) Kisilerin özel yasamına iliskin görüntü veya sesleri ifsa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla islenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır”.

    25.13.1983 tarihli “Silver ve Diğerleri” kararı

    Kisisel verilerin kaydedilmesi

    Madde 135 - (1) Hukuka aykırı olarak kisisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

    (2) Kisilerin siyasi, felsefi veya dini görüslerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yasamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına iliskin bilgileri kisisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

    Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

    Madde 136 - (1) Kisisel verileri, hukuka aykırı olarak bir baskasına veren, yayan veya ele geçiren kisi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    Sikâyet
    Madde 139 - (1) Kisisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların sorusturulması ve kovusturulması sikâyete bağlıdır.

    3. YASAMI FOTOĞRAFLARKEN

    Çoğunlukla insanları fotoğraflıyoruz. Bu ticari amaç olmaksızın yaptığımız faaliyetimiz sırasında fotoğrafladığımız kisilerin izni olmadan yaptığımız görüntülemeler o kisilerin özel yasamlarından kesitleri içermektedir. Çünkü ünlü bir kimsenin kamuya mal olmus sayılması nedeniyle günlük yasam içindeki hareketleri özel yasamın korunması kapsamına girmezken, sıradan bir vatandasın yasamının her hali üçüncü gözlerden uzak yasanmak üzere koruma altındadır. Fotoğraflarımızın içine sakladığımız veya hapsettiğimiz kisi ve görüntüler, fotoğraflarımızın herhangi bir yerde yayınlanması veya kullanılmasıyla, alenilesecektir. Bu alenilesme fotoğrafımızın yer bulduğu yayın vasıtasının etki ve gücü oranında artan ve kisinin istemeden tanınmasına veya ifsa olmasına neden olabilir. Bu, çoğunlukla sıradan insanların karsılasmak istemeyecekleri bir durumdur
    Çektiğiniz fotoğrafı dolayısıyla bu olumsuz durumla karsılasan bir kimsenin sizden, karsılastığı sıkıntı verici, mahcup edici, toplum içinde açıklama yapma zorunluluğu doğması, sosyal çevresinde zorluk yasaması gibi rahatsızlıkları nedeniyle, manevi tazminat talep etme hakkı doğacaktır.
    Söz konusu fotoğraftan bir gelir elde etmis olmanız halinde de yine bu kisinin sizden gelirinizin belirli bir oranında maddi tazminat hakkı doğacaktır.
    Bunların yanında fotoğrafını kullandığınız kisi sizden bu tazminatların dısında, aranızda böyle bir sözlesme olduğu iddiasıyla bir modellik ücreti talebi de söz konusu olabilir.
    Bütün bu maddi ve manevi açıdan fotoğrafçıyı yıpratacak uzun ve sıkıntılı bir süreci yasamamak ve içimizin rahat olması için fotoğrafladığınız kisilerden bir model sözlesmesi imzalamasını isteyiniz.
    Biliyoruz ki, bu sözlesmenin imzalatılması her zaman mümkün olmayacaktır. Hatta size doğallıkla ve kendiliğinden poz vermeye hazır bir insanın dahi, bu sözlesmeyi gördükten sonra sizden para istemeyi aklına getirmesi de olasılık dahilindedir. Bir diğer tepki de “bu isin içinde bir is var” diyerek kisi size poz vermekten de kaçınabilir.
    Ne yazık ki yasamın pratikleri bazen yazılı hukukun kurallarıyla çelismekte veya tam olarak örtüsmemektedir. Yasamın kendisinin risk almak olduğunu bilerek fotoğrafla uğrasmaya devam etmek de baska bir yol olabilir. Ama bu pragmatik önkabul için de size önerimiz insanların fotoğrafını izin isteyerek çekmeniz ve aldığınız görüntüde bu iznin verildiğini belirleyecek bir ifadenin, hiç değilse yedek bir fotoğrafta, bulunmasıdır.
    Bir kimsenin model sözlesmesi elinizde yoksa size fotoğraf çekerken izin verdiğini gösteren bir fotoğrafı da bulunmuyorsa, kimsenin izinsiz ve gizlice fotoğrafını çekmenizi tavsiye edemeyiz. Bundan sonrası eLbette sizin kararınız ve fotoğrafçılığın olağan riskini üstlenmektir.
    Kosulları özgün durumlara göre uyarlanabilecek bir model sözlesmesi örneği:

    MODEL SÖZLESMESİ

    TARAFLAR:
    FOTOĞRAFÇI: Fotoğraf malzemeleri ile görsel eser üreten, eser sahibidir.
    MODEL: Fotoğrafçı tarafından, görsel öğe olarak esere konu olan kisi
    KONU ve KAPSAMI
    Fotoğrafçı ile model arasındaki, olusacak eserin kullanımı hakkındaki kosulları belirler.
    SARTLAR
    1. Model, fotoğrafçının üretmis ve üretecek olduğu ve kendisini konu alan eserlerin isim ve unvanına zarar gelmeyecek, maddi ve manevi zarara uğratmayacak sekilde, sanatsal etkinliklerde kullanılmasına, her türlü medya, malzeme ve araçla halka açık yerlerde yayınlanması ve kamuya teshir edilmesi, reklamlarda yayınlanması, ticari amaçla satılması ve/veya kiralanması için, fotoğrafçı tarafından kullanılmasına geri dönülmez yetki verdiğini beyan ve kabul eder.
    2. Fotoğrafçı, üretmis olduğu ve modeli konu alan eserlerini, satıs ve pazarlama amacıyla, bir görsel stok ajansına vermesi durumunda, model tarafından kendisine verilmis olan bu yetkiyi, görsel stok ajansına devreder ve müsteri ya da görsel stok ajansına verirken yapacağı sözlesmede, müsteri ya da görsel stok ajansının kullanımının modelin isim ve unvanına zarar vermemesi gerektiğini belirtir.
    3. Model, fotoğrafçıya vermis olduğu bu yetki karsılığında, fotoğrafçıdan veya görsel stok ajansından ve müsteriden herhangi bir hak ve ücret talep etmeyeceğini beyan ve kabul eder.
    4. Sözlesme süresizdir. Model, noter kanalıyla bildirerek sözlesmeyi feshedebilir. Sözlesmenin feshi durumunda, fesih tarihinden önce üretilmis eserler için, sözlesme süresiz olarak geçerlidir.
    5. Taraflar, yukarıda yazılı adreslerinin, kanuni tebligat adresleri olduğunu, adres değisiklikleri diğer tarafa, noter vasıtasıyla bildirilmediği sürece, bu adreslere yapılacak bildirimlerin, kanunen geçerli olacağını kabul ederler.
    6. Taraflardan birinin ya da ikisinin ölümü halinde, bu sözlesme ile taraflara tanınan tüm
    haklar ve yüklenilen tüm sorumluluklar, tarafların mirasçılarına, mirasçıların mirası kabul etmeleri halinde aynen devir olacaktır.
    7. İhtilaf halinde fotoğrafçının kanuni tebligat adresinin bulunduğu ilin mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.
    8. Model ve fotoğrafçı, bu sözlesme kosullarını dikkatle okuduklarını ve sözlesmenin tamamını kabul ettiklerini beyan etmisler ve ..../..../.....tarihinde imzalayarak yürürlüğe koymuslardır.

    Model Fotoğrafçı

    4. ÖRNEK OLAYLARA İLİŞKİN SORU VE YORUMLAR

    • Reklam panolarının ya da herhangi bir objenin üzerinde bulunan logo ve firma isminin fotoğrafta yer alması, reklam sahipliği açısından ne tür haklar doğurur?

    Bu tür görüntüler alenilesmis, kamuya sunulmus ve saklanması bir yana yayılması istenen reklam unsurlarıdır. Bunların fotoğraflarımızda yer alması herhangi bir telif hakkı talebine konu olmaz. Ancak fotoğrafın geneli içinde ilgili logonun konum veya anlamı logonun ait olduğu ürün veya kurum aleyhinde bir görüntü olusturuyorsa tazminat hakkı doğabilir.

    • Spor müsabakaları ya da özel gösterilerde çekilen fotoğraflar ve bunların (Formula 1, Ralli, spor organizasyonları vb.) Satın alınan bilet arkasında, “Organizasyon içinde çekilmis olan görüntüler, özel amaçlar dısında ticari amaçla kullanılamaz” ibaresinin yer alması halinde durumu ne olacaktır?

    Yine kamuya sunulan gösteri ve görüntülerden bahsediyoruz. Bunların fotoğraflanması organizasyon sırasında veya bilet, afis veya benzeri araçlarla duyurularak sınırlandırılmamıssa sorun olusturmaz.

    • Resmi veya özel müzelerde teshir edilen değerli esyaların fotoğraflanması ve bu eserlerin yayınlarda ya da benzeri yerlerde kullanılması uygun mudur?

    Alenilesmis eser veya buluntuların aksi açıkça belirtilmedikçe fotoğraflanması hukuka aykırı olmayacaktır.


    • Eski (50–60 yıllık) fotoğrafların (çekeni ve çekileni belli olmayan fotoğraflar), koleksiyona giren ya da sahaflardan satın alınan fotoğrafların hukuksal durumu nedir?

    Sahibi belli olup da halen yasıyorsa fotoğrafın telif hakkı ölene dek o kisiye ait kalmaya, ölmüsse mirasçılarına ait kalmaya 70 yıl boyunca devam eder. Telif hakkı sahibi belli olmayan fotoğraflar için herhangi bir islem ya da izin söz konusu olamaz. Eski, telif hakkı sahibi belirsiz fotoğrafları elinde tutan koleksiyoner veya satıcılar fotoğrafın zilyetleri olarak, fotoğrafı elde ederken yasadısı bir eylemde bulunmamıs olmaları halinde, telif hakkına da sahip kabul edilirler.

    • Sokakta ya da bir toplantı esnasında çekilen fotoğraf içinde, kaç kisiden sonrası genellemeye girer? Örneğin bes kisiden fazla olması ya da az olması neyi değistirir?

    Bu konuda kesin bir sayı yoktur. Genelleme sayılması için kisinin bir kalabalık içinde kendine özgü halinin onu sıkıntıya sokacak veya sürekli izlendiği görünümünü vermeyecek biçimde fotoğraflanmıs olması halinde fotoğrafta kaç kisi olursa olsun bir hak ihlali olmaz. Buna karsılık yüzlerce insan içinde kendine özgü haliyle bir kisinin özellikle belirdiği bir fotoğrafta diğer insanların yalnızca “fon” olusturması nedeniyle özel yasama müdahale söz konusu olabilir.

    • Özel yasam yerlerinin (iç mekan – dıs mekan) fotoğraflanması yasal mıdır?

    Bu mekanlar gizli tutulmalarına rağmen fotoğraflanırlarsa suç olusacaktır.Ancak suçun unsurlarının tespitinde bu mekanların sıradanlığı veya özgünlüğü değerlendirilecektir.

    • Ünlü kisilerin fotoğraflanması, özel yasamları ve gizli çekimler nasıl değerlendirilebilir?

    Ünlü kisilerin kamu içindeki yasamları sürekli izleme ve fotoğraflanmaya konu olabilir. Bunun istisnası ünlü kisinin samimi bir gizlenme faaliyet ve ihtiyacı içinde bulunmasıdır. Bu halde ancak kisinin mahremiyetini ortaya çıkarmayacak biçimde fotoğraflanması hukuka aykırılık olusturmaz. Ünlü bir sinema oyuncusunun bir otelin havuzunda üstsüz güneslenirken fotoğraflanması, bu görüntüyü kendisinin alenilestirmis olması nedeniyle aykırılık tasımaz. Buna karsın aynı kisinin kendine ait villasının havuzunda
    bahçe duvarlarının üzerine tırmanılarak fotoğraflanması özel yasamın ihlali olacaktır. Kisi ünlü değilse, ister kamuya açık alanda isterse kendi konutunda olsun güneslenirken belirgin ve kendisine vurgu yapılacak biçimde fotoğraflanması özel yasamın ihlali sayılır.

    • Çocukların çalıstırılması yasağı, ebeveynin izni dahi olsa çocukların fotoğrafının çekilemeyeceği anlamına gelir mi?

    Velisinin izniyle çocuk fotoğrafı çekilebilir. Bu sekilde fotoğrafı çekilen çocuğun modelliği is akdi kapsamında bir çalısmayı kapsamaz. Eğer çocuk profesyonel anlamda modellik yapacak, örneğin görüntüleri reklam fotoğraflarında kullanılacaksa bu tür çalısmalar çocukların çalıstırılması yasağının istisnası olarak is akdine konu olur.

    • Modele bir ücret ödenmesi halinde, sigorta ve gelir vergisi karsısındaki durum nedir?

    Modelle sürekli ya da süreli bir is akdi yapılmıssa modelin çalısması sosyal güvenlik yükümlülüklerini doğurur. Buna karsılık anlık, sürekli olmayan ve ticari amaç olmaksızın yapılan çekimlerde modellik yapılması vergi ve sigorta yükümlülüğü getirmez.

    • Sözlü izinlerin geçerliliği var mıdır? Đzin alınmamıssa hak talebi için zaman asımı süresi nedir?

    Modelin fotoğrafının çekilmesine sözlü izin ve fotoğraftaki görüntüsünden çıkarılabilecek muvafakati geçerlidir. Ancak bunlar yazılı modellik sözlesmesinin kesinlik ve tartısmasızlığına sahip olmayacaklardır. İzni olmadan fotoğraflanan kisi ceza davası açılması için 6 ay içinde sikayet yoluna basvurmalıdır, bu süre tazminat talebiyle açacağı davada 10 yıldır.

    • Ticari bir maksat tasımayan sergi ve gösterilerde, insan görüntülerinin kullanımı, görüntülenen kisileri küçük düsürecek nitelikte değilse, o kisinin özel yasamına ait görüntüler içermiyorsa fotoğraflanan açısından hak doğurmaz.

    • Yarısmalarda fotoğrafçının ödül alması, fotoğrafı çekilen tarafından ne tür haklar doğurur?

    Fotoğraflanan kisinin talep edebileceği haklar fotoğrafın ödül alıp almamasına bağlı olarak değisiklik göstermez. Burada da ölçüt fotoğrafın özel yasamı yansıtıp yansıtmamasıdır.

    • Sokakta yürüyen bir insan, dağdaki bir çoban, parkta oturan yaslı bir kadın model midir?

    Bu kisilerin kimliği belirli olmayacak biçimde bir kompozisyon ya da mesafeyle görüntülenmesi halinde model olsalar da herhangi bir hakları doğmayacaktır.

    • Memleketin kültürünü anlatmak maksadıyla çekilen fotoğraflarda yer alan insan görüntülerinin kullanılması (palancı, kalaycı, yöresel giysiler içindeki insanlar, koyun sağan bir kadın vb.)

    Bu tür görüntüler sıradan yasamdan oldukları için ilke olarak özel yasamın ihlali sayılmayacaktır. Ancak burada da modelin poz verdiğinin veya fotoğrafının çekilmesine rıza gösterdiğinin anlasılabilecek olması aranacaktır.

    • Fotomontaj tekniği ile üretilen fotoğraflar (İnsan ve mekan iliskisi)

    Fotomontajla üretilen fotoğraflar da telife konu sanat eserlerinden sayılacaktır. Bunların hak taleplerine konu olmaması için montajla üretilen yeni fotoğrafta görünen kisinin onu küçük düsürücü bir duruma, mekana veya hareketin içine sokulmamıs olması zorunlu ve önemlidir.

    • Müzik eserlerinin izin alınmaksızın gösterilerde kullanılması

    ilke olarak bir müzik eseri orijinaliyle kullanılması için yapım hakkı ve yayım hakkını temsil eden mercilerden bedelleri ödenerek izin alınması gerekir. Ancak bu iznin alınması özel kullanım dısında yer alacak genel ve ticari amaçlı kullanımlar için zorunludur. Kongre, sergi ve gösteri alanları ve merkezleri, tören ve senlik alanları,
    müsabaka alanları, gösteri alan ve merkezleri, balo salonları, sinema, tiyatro, opera vb merkezler, fuar ve festival alanı ve merkezleri, konser alanı ve merkezleri, sirkler ve lunaparklar, stadyumlar, brüt gise hasılatı üzerinden kademeli olarak tarifelendirilmistir. Kademeler, etkinlikte kullanılan eserlerdeki MESAM korumasına göre tespit edilmektedir.
    Görüleceği üzere müzik eserinin kullanımı için ödenecek ücret, etkinliğin gise hasılatı üzerinden belirlenmektedir. Derneklerimizde ücretsiz olarak yaptığımız sunum ve gösterilerde kullanacağımız müzikler için dolayısıyla herhangi bir telif ücreti ödeme durumumuz olmayacaktır. Ancak bu gösterileri kamuya açık ve ücretli girilen alan ve etkinliklerde sunduğumuzda telif ücreti ödeme durumumuz ortaya çıkacaktır.

    • Fotoğraf çekmenin yasak olduğu yerler var mıdır?

    İlke olarak, fotoğraf çekmenin sokakta yürümek, cep telefonuyla konusmak veya bisiklete binmek gibi sıradan ve gündelik yasama ait davranıslarımızdan bir farkı yoktur. Ancak fotoğrafını çektiğimiz obje veya kisiler veya fotoğraf çektiğimiz mekanlar dolayısıyla bazı kısıtlamalara tabi tutulabiliriz. Örneğin dünyada ve ülkemizde birçok müzede fotoğraf çekme yasağı sık uygulanan bir yasaktır. Bu yerlerde bazen ticari fotoğraf çekimini önlemek üzere üçayak (tripot) kullanımı ayrı bir tarifeyle ücretlendirilir.
    Yine, bazı mahkemeler gizlilik kararı aldıkları durusmalarda fotoğraf çekilmesini engelleyebilirler. Ülkemizde sürekli ve kesin olan fotoğraf çekim yasağı askeri bölgelere
    iliskindir. Bununla ilgili yasal düzenleme su sekildedir:

    2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu Madde 7

    1. Birinci derece kara askeri yasak bölgelerinde asağıdaki esaslar uygulanır.

    e) Bölgenin fotoğraf ve filminin çekilmesi, harita, resim ve krokisinin yapılması, not alınması veya harita uygulaması gibi faaliyetlerde bulunulması, bölgenin savunma ve güvenlik tedbirlerini aksatacak, bozacak ve açıklayacak cihazlar kullanılması, bu amaçla görevlendirilmis olanlar ile Genelkurmay Baskanlığı tarafından izin verilmis olanlar dısındakilere yasaktır.

    İkinci derece kara askeri yasak bölgeleri:

    Madde 8 – İkinci derece kara askeri yasak bölgeleri; birinci derece kara askeri yasak bölgeleri çevresinde veya yurt savunması bakımından gerekli görülen diğer bölgelerde tesis edilir.

    a) Birinci derece kara askeri yasak bölgeleri çevresinde tesis edilecek ikinci derece kara askeri yasak bölgelerinin sınırları; birinci derece kara askeri yasak bölgeleri sınırlarından baslamak üzere bes kilometreye kadar uzaktan seçilen noktalardan geçirilen hat ile belirtilir. Bu hat, bölge içindeki savunma tesislerini kara gözetlemesine karsı gizleyen sırtlar ve arazi örtüleri varsa bu sırtların en yüksek noktalarından geçirilir ve görüse engel örtüleri içine alacak sekilde tespit edilir.
    Savunma ihtiyacı ve bölgenin özelliklerinin zorunlu kıldığı hallerde bu mesafe on kilometreye kadar uzatılabilir.

    Madde 9 – İkinci derece kara askeri yasak bölgelerinde asağıdaki esaslar uygulanır.

    h) Bölge içindeki askerî tesislerin ve bölgeden birinci derece kara askerî yasak bölgelerinin dürbünle gözetlenmesi, bölgenin fotoğraf ve filminin çekilmesi, harita, resim ve krokisinin yapılması, not alınması veya harita uygulaması gibi faaliyetlerde bulunulması, bölgenin savunma ve güvenlik tedbirlerini aksatacak, bozacak ve açıklayacak cihazlar kullanılması, bu amaçla görevlendirilmis olanlar ile Genelkurmay Baskanlığı tarafından izin verilmis olanlar dısındakilere yasaktır.

    Madde 19 – Güvenlik Bölgeleri; özel güvenlik bölgeleri ve askeri güvenlik bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılır.

    e) Askeri güvenlik bölgesi olarak tespit edilen, Türk Silâhlı Kuvvetlerine ait kısla, kıta, karargah, kurum, ordugah gibi tesislerin, fotoğraf ve filminin çekilmesi,
    harita, resim ve krokisinin yapılması, not alınması veya harita uygulaması gibi faaliyetlerde bulunulması, bölgenin savunma ve güvenlik tedbirlerini aksatacak, bozacak ve açıklayacak cihazlar kullanılması, bu amaçla görevlendirilmis olanlar ile ilgili birlik komutanlığı tarafından izin verilmis olanlar dısındakilere yasaktır. ""





    Konuyu açmamda fikir babası olduğu için @odéon'a çok teşekkür ederim


    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >







  • Ülkemizde fotoğrafın yeterince sanat olarak görülmemesinden midir, yoksa çekilen her kare fotoğrafın bir amaca hizmet etmesi gerektiği düşüncesinden midir bilimez; fotoğraf çekene ve fotoğrafçılığa toplumumuz tarafından "alışılmadık" tepkiler verilmektedir.
    Daha küresel bir yaklaşımla dünyada şu örnekler mevcuttur:
    - İngiltere: Terörist korkusu en fazla ülkelerden biri. Kalabalık yerlerde ya da kamu kurumlarını çeken kimseleri sıkı bir şekilde sorgulamaları vardır.
    - Fransa: Herkes zarar vermemek koşuluyla özgürdür.
    - Kuzey Avrupa: Fotoğrafçılık teşvik edilmesi gereken bir sanat. [Bir gün Belçika'da gözüme güzel gelen bir evi çekerken evde ikamet eden biri pencereyi açtı, sandım ki ben rahatsız ettim. Beyefendi gayet güleryüzlü bir şekilde "Hava da bugün pek güzel." dedi, sohbet ettik, şuraları da çek istersen dedi.]
    - Güney Avrupa: Kırık bir iş (çiftleri görüntülemek ya da 'paparazzi'lik) olmadığı sürece kimse kimseye sorun çıkarmaz.
    - Rusya-Bağımsız Devletler Topluluğu: Sanırım en sıkıntılı olan yerlerden biri. Sokakta fotoğraf makinesiyle dolaşmak bile suç olabiliyor, polis ne zaman gözaltından bırakır o bile meçhul.
    - Arap Ülkeleri: Bir diğer sorunlu coğrafya. Deklanşöre basmadan iyice düşünmek lazım.
    - Afrika: Kimse fotoğraf makinenizle ilgilenmez. Bayansanız cinsel saldırılara uğrarsınız, her iki cinsiyet için de yamyamlık mağduru olma riski var.
    - Hong Kong-Güney Kore-Japonya: En rahat ülkelerden biri. Başkasını çekseniz bile kimse sorun etmiyor.
    - Küba: Sanırım fotoğrafçı turistler için en rahat ülkedir. Ulu önder Fidel Castro ve saz ekibi hakkında tehlikeli işlere girişmezseniz sorun yaşamanız imkansız.

    Türkiye'ye baktığımızda ise belli başlı sorunlar mevcuttur:
    1) Fotoğraf çektinizde herkes size bakıyor. Eğer elinizde gülle gibi bir SLR makine varsa bu daha da sorunlu hale geliyor. Size bakan gruptan biri çıkıp parazit yapıyor. En basitinden saçma sapan sorularla sizi boğuyor.
    2) "Yassah kardeşim!" ekolünün temsilcileri her yerde karşınıza çıkıyor. [En son olarak ormanda fotoğraf çekimi yasaklanmış. Üç vakte kadar Antalya'daki seracılar 'orman fotosu çekilir' diye ilan asar.]
    3) Sokak fotoğrafçılığının ülkemizde tanımı yok.
    4) Fotoğrafçı olarak yasal haklarımızı ve yükümlülüklerimizi bilmiyoruz.

    Bu başlıkta sorunları ve çözümlerini konuşursak, tartışırsak ve nihai sonuca eriştiğimizde onu ilgili makamlara iletirsek bir şeyleri değiştirebiliriz diye düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi odéon -- 24 Mart 2012; 22:16:30 >




  • Konunun içeriği açısından çok daha iyi bir açıklama olmuş.Hadi arkadaşlar dökün içinizi
  • Müzik dinlemek bir hobidir. Normal bir davranıştır. Tepki görmezsiniz.

    Fotoğraf çekmek de bir hobidir. Ama normal bir davranış değildir ve tepki görürsünüz.

    Ne zaman ki elinde mp4 çaları ve kulaklığıyla yolda yürüyen ve herhangi bir dikkat çekmeyen vatandaş ile aynı konuma gelir fotoğraf çeken vatandaş, o zaman derim ben bu ülkede fotoğraf çekmek sıkıntı değil diye. Tıpkı Kore ve Japonyadaki gibi.

    Ben parasoleyli bir Like makineyi bile omzuma takıp rahat rahat yürüyemezken, fotoğrafçı gasteci de gelmiş ne oluyor acaba diyenler olmaya devam ettikçe ve bunlar beni - olmadığım halde - entel, kendini beğenmiş, makinesi ve ugraşıyla hava atan bir ukela olarak görürlerken ya da boş bir uğraşla meşgul olduğumu ima eden o rahatsız edici bakışlarını üzerimden çekmezken biz neyi tartışıyoruz ki?!

    Altı üstü bi like makine la. Yemez seni. Neden rahatsız oluyorsun ki sanki!

    2000'li yıllarda mıyız hem? Neden bu kadar dikkat çekiyor compact olmayan makineler. Zaten yaygınlaştı hep, buna rağmen ne zaman alışacak millet bunlara?

    Toplu taşıma aracına binin. Ve afedersiniz - yiyorsa - makinenizi açıp kurcalayın! Şimdiden tahmin edebiliyorum o ortamdaki atmosferi!

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu coğrafyanın (ortadoğu) ortak problemidir aslında; sanata ve sanatçıya hep önyargıyla bakılır. Yalnızca Türkiye'ye özgü bir durum değil. Ama ne yazıkki ülkemiz kıyısında olduğu Avrupa'nın çok gerisinde anlayış ve ilgi konusunda.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alikiziltoprak

    Müzik dinlemek bir hobidir. Normal bir davranıştır. Tepki görmezsiniz.

    Fotoğraf çekmek de bir hobidir. Ama normal bir davranış değildir ve tepki görürsünüz.

    Ne zaman ki elinde mp4 çaları ve kulaklığıyla yolda yürüyen ve herhangi bir dikkat çekmeyen vatandaş ile aynı konuma gelir fotoğraf çeken vatandaş, o zaman derim ben bu ülkede fotoğraf çekmek sıkıntı değil diye. Tıpkı Kore ve Japonyadaki gibi.

    Ben parasoleyli bir Like makineyi bile omzuma takıp rahat rahat yürüyemezken, fotoğrafçı gasteci de gelmiş ne oluyor acaba diyenler olmaya devam ettikçe ve bunlar beni - olmadığım halde - entel, kendini beğenmiş, makinesi ve ugraşıyla hava atan bir ukela olarak görürlerken ya da boş bir uğraşla meşgul olduğumu ima eden o rahatsız edici bakışlarını üzerimden çekmezken biz neyi tartışıyoruz ki?!

    Altı üstü bi like makine la. Yemez seni. Neden rahatsız oluyorsun ki sanki!

    2000'li yıllarda mıyız hem? Neden bu kadar dikkat çekiyor compact olmayan makineler. Zaten yaygınlaştı hep, buna rağmen ne zaman alışacak millet bunlara?

    Toplu taşıma aracına binin. Ve afedersiniz - yiyorsa - makinenizi açıp kurcalayın! Şimdiden tahmin edebiliyorum o ortamdaki atmosferi!

    Size çok büyük hak veriyorum.Sokakta veya arazide makine elimde gezerken ben rahatsız oluyorum elimdeki aletten.Millet öyle bir bakıyorki sanki silah var elimde.Belki silah olsa daha az bakacaklar.İnsanımız bence fotoğraf makinesinden korkuyor.Nedenini bilmiyorum ancak bu tepkilerinin nedenini başka şeye bağlayamıyorum




  • Sh@rKs-PoWeR, öncelikle yine çok güzel ve başarılı bir konu ile yine karşımızdasınız. Bende bu olaydan şikayetçiyim ama çözüm bizde değil onlarda ve bu yüzden bu konuy pek takılmıyorum. Çekim yaparken, sırtımda çantam ve tripodum, boynumda makinem ,kulağımda kulaklık, ağzımda sigara.. Herkes dönüp bakıyor ancak umrumda değiller zaten bunlara takılırsam sağlıklı çekim yapabileceğimi düşünmüyorum.

    Hazır konu açılmışken başıma gelen bir olayıda aktarmak isterim. Bundan 1 ay önce fotoğraf çekmeye çıktım. Her zamanki gibi hazırlığı yaptım ve çıktım. Bilenler bilir Mersin/Metropol tarafında askeriye var. Bnede o civarda çekim yapıyorum çünkü tekneler, martılar, insanlar herkes ordada.. Her neyse bir balıkçı gördüm onu çekmek için farktmeden biraz askeriyeye yaklaştım. Tam diyaframı kısıyorum deklanşöre basacağım ordan, nöbetçi asker bağırdı; "Hop usta burda yasak çekim yapmak" gittim yanına dedimki; "sizi çekmiyorum ya?" dedi; "olsun yasak gidin yoksa.." dedim "ne yoksa?" neyse biraz geveldi, bende uzatmak istemedim ve o sinirle hemen eve geldim.

    Evet doğru askeriye ve çevresinde yasak ama bu kadarda sert çıkılmaz ki... ve ertesi gün yine oraya gittim istediğimi alıp, geldim


    Edit:

    Yarbayların yıldızları gri mi oldu? Yoksa Citizen yine foruma mı girdi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi safa_oyuncu -- 25 Mart 2012; 0:11:50 >




  • @Sharks hocam, aynen hocam. Oh be empati bulmak aynı şeyleri hissedenleri görmek ne güzel.

    @safa_oyuncu. Keşke hep sizin gibi olabilsek. O insanlar bir de siz tınlamayınca iyice çıldırmışlardır.

    insanımızın fotoğrafa, fotoğrafçıya en önemlisi fotoğraf makinesine alışmasını temenni ediyorum bir an önce.
  • Evet renklerde var bir oynama

    Bu arada askeriyeleride anlamıyorum yani.Artık yandex ve google'ın harita uygulamaları ile heryer açıkça ortada.Kalem , gözlük , saat içinde fotoğraf kameraları var.Göstere göstere çekmek suç oluyor.İsteyen istediğini elde ediliyor bu devirde.Ayrıca şunu anlamıyorum gözün gördüğü ile makinenin çektiği arasında ne fark var.Kötü amaçlı kişiler görerekte halleder işini
  • Şehirden Şehire bile fark var ülkemizde Konya gibi bir yerlerde Telefon ile çektiğim için Adamların dövmediği kalmamıştı. İzmirde tam tersi oluyor bazen hemen çek diyorlar. Geçen gün Agoraya gitdimde problem çıkartmadılar. Hakkınızı aramaya kalkışınca lafı değiştiriyorlar Genel olarak televizyonda en az 100 Magazin programı olunca insanlarin bakış açısı değişiyor olabilir.
  • Ülkemizde aynasız sektörü sırf bu yüzden gelişebilir.Dslr kalitesinde ve ufak.Tam garip bakışlara karşı iyi bir seçenek.

    Yurt dışında yaşayan arkadaşların yaşadıkları yerler hakkındaki yorumlarınıda merak ediyorum ben
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vahocan

    Şehirden Şehire bile fark var ülkemizde Konya gibi bir yerlerde Telefon ile çektiğim için Adamların dövmediği kalmamıştı. İzmirde tam tersi oluyor bazen hemen çek diyorlar. Geçen gün Agoraya gitdimde problem çıkartmadılar. Hakkınızı aramaya kalkışınca lafı değiştiriyorlar Genel olarak televizyonda en az 100 Magazin programı olunca insanlarin bakış açısı değişiyor olabilir.

    Düşünün işte ben Van'da çekiyordum. Adamın kızının fotoğrafını çektin diye affetmez, çeker vururlar

    Sh@rKs-PoWeR, sorarım o aynasızlara onlarda şak diye ayna sesi çıkıyor mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi safa_oyuncu -- 25 Mart 2012; 0:55:57 >




  • Sessi modları var hocam
  • Bu konularda mazlum edebiyatı yapmadan önce TFSF den aynen alıntıladığım aşağıdaki yazının tamamını okumanızı öneririm...

    En azından neyi çekip neyi çekmeyeceğinizi öğrenirsiniz...


    Fotoğraf açısından ve fotoğrafçılar olarak, bizim haklarımızın sınırları, fotoğrafımıza alıcı veya kullanıcı olanlar ve fotoğraflarımıza konu olanların haklarıyla
    çizilmistir. İzinsiz fotoğrafını çektiğimiz insanların suçlamalarına maruz kalmak hepimizin başına gelebilir. Fotoğrafla uğrasırken esas olan iyi niyet ve bireyin kisilik haklarına tam
    saygı olmalıdır. Salt sanatsal kaygılarla fotoğraf üretmek toplum içinde yasayan bir fotoğrafçının hem kendisine hem de hepimizin sevgiyle yaklastığımız fotoğraf sanatına ve dolayısıyla bize zarar verebilir.
    Kabul etmeliyiz ki; hiçbir fotoğraf, bir insanın vücut ve ruh bütünlüğünden, temel insan haklarından daha değerli olamaz ve onları ihlal etmeyi gerektiremez.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sh@rKs-PoWeR

    Size çok büyük hak veriyorum.Sokakta veya arazide makine elimde gezerken ben rahatsız oluyorum elimdeki aletten.Millet öyle bir bakıyorki sanki silah var elimde.Belki silah olsa daha az bakacaklar.İnsanımız bence fotoğraf makinesinden korkuyor.Nedenini bilmiyorum ancak bu tepkilerinin nedenini başka şeye bağlayamıyorum

    Fotoğraf makinesinden yada daha genel anlamda fotoğraflanmaktan korkunun temelinde farklı nedenler yatabilir. Fakat 2-3 konu öne çıkıyor.

    Birincisi, bu ülkede insanların özgüven eksikliği çok ciddi boyutlarda. Gerek yetiştirilme koşulları, gerek maddi imkansızlıklar gerekse toplumun kendi içerisinde birey olmaktan uzak hala son derece ilkel şekilde 'sürü' mantalitesine dayanan yapısı gereği kişilerde özgüven gelişemiyor yada sınırlı bir noktada kalıyor. Dolayısıyla kendisiyle dalga geçileceğinden, rezil olacağından korkuyor. Yani yine bir şekilde aşağılanmaktan çekiniyor.

    Diğer bir sebepte yine bireylerin baskıyla büyümesi; bunu hayatlarının her anında yaşayarak bünyelerini dışarıdan gelecek tüm fiziki/manevi etkilere mümkün olduğunca kapatmaları. Dijital fotoğraf hayatımıza ve stüdyolarımıza girdiğinden beri sokaklarda daha fazla fotoğrafçı görmeye başladık. İnsanlarda kendi mantıklarınca bu zümrenin bir şekilde hayatlarına müdahale ettiği inancını taşıyor ve bunu bir şekilde engellemek istiyorlar. Çünkü yeniliklere kapalılar. Çocukluklarından beri onlara 'yeninin kötü olabileceği, onlara zarar verebileceği' anlatılmış durmuş. Bu yüzden Fotoğraf Fikrini kuşandıkları zırhların arkasına alıp benimseyemiyorlar malesef.

    Ve olası son sebepte inanç konusu. Biliyorsunuzki çoğunluğu kendini "dindar" olarak tanıtan bir toplumun mensuplarıyız. İslam öğretisinde insanların fotoğraflanması yada daha yalın haliyle figüre edilmesi hoş görülmez der büyüklerimiz. Bu ülkede fotoğraf çektirmenin günah olduğunu düşünen onbinlerce insan var. Hal böyleyken onlarında kareye dahil olma ihtimalleri baş gösterdiğinde kendilerince haklı olarak olaya reaksyon veriyorlar.

    Sözün özü aslında şu: Fotoğraf olayın sadece bizim perspektifimizden görünen çok küçük bir kısmı.. Olay sadece fotoğrafta yada müzikte, dansta değil. Olay bu ülkede insanların "birey" olabilme yetisini kazanabilmesinde; özgür düşüncenin herşeyin üstünde olduğunu kabullenebilmelerinde. Yoksa isterseniz TV'lerde, gazetelerde günlerce "Fotoğraf şöyle güzel, böyle harika, zararsızdır - yemez!" diye kamu spotları döndürün; yine değişen birşey olmaz. Önce kafaların değişmesi, gelişmesi lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ayı Baba -- 25 Mart 2012; 1:34:46 >




  • @Zommby

    Hocam çok iyi kaynak.İlk mesaja yarın eklerim şimdi mobildeyim
  • @ NovariX

    Harika tespitlerde bulunmuşsunuz hocam.Toplumun kültürel geçmişi herşeyi olduğu gibi fotoğrafıda etkiliyor.Şu facebook'un işe yaradığı tek şey azda olsa fotoğrafı sevdirdi Türk toplumuna
  • quote:

    gözün gördüğü ile makinenin çektiği arasında ne fark var.Kötü amaçlı kişiler görerekte halleder işini


    bu güzel bi yorum. anket konusuna da yazılabilir

    ----------

    Not: Ben "sokakta fotoğraf çekerken utanıyorum" diyen arkadaşın konusundan geldiğim için bu yazı biraz "utancı yenme" üzerine oldu :)




    ben herhalde kalabalık yerlerde gezdiğimden olsa gerek, pek yadırgama hissetmiyorum. ilk kullanmaya başladığımda bunu yoğunca hissederdim. insanlar bana bakıyor gibi gelirdi. bir mekanda otururken, caddede yürürken fotoğraf çekeceksem gözlerim "bakan var mı" diye fıldır fıldır dönerdi. buna alışmam uzun sürdü. şöyle bir örnek vereyim; zamanında sokak fotoğrafı çekmek istediğim için için 55-200 aldım. bir süre bu işi denedim ve tanımadığım insanlara makinayı çevirmekten korktuğumdan ötürü, "beceremiyorum" deyip 2 hafta sonra lensi sattım.

    bence bu işe alışmak için biraz içselleştirmek gerekiyor. yani sokakta neden geziyorsun, buradan başlamak lazım. adam hava almaya çıkmış. sirkeci'de gezmeye çıkmış, denize bakmaya çıkmış, vs için çıkmış. sen de fotoğraf çekmek için çıkmışsın. adam sirkeci'yi gezerken nasıl utanmıyorsa, sen de fotoğraf çekerken utanmayacaksın, bitti artı biraz vurdumduymaz, utanmaz olmak lazım. ıncık cıncık düşünürsek makinanın hakkını veremeyiz diye düşünüyorum

    sonra tabi, amerikan filmlerinde gördüğümüz aydınlanmalardan birini yaşadım en çok istediğim şey sokak fotoğrafı çekmekti, ben de böyle uğraşayım dedim. bu iş nasıl yapılıyor biraz okudum, izledim. sonra aldım 50mm'i. kolay olmadı açıkçası. başta sürekli siluetler, sırtlar ben uzunca bi süre buralarda umutsuzca takıldım. ense traşı izledim sonrası nasıl oldu bilmiyorum. galiba herkeste öyle oluyor bu gelişme süreci. farketmeden hem daha iyi kompozisyon yapmaya, hem daha seri olmaya başlıyorsunuz. bu süreç içerisinde fotoğraf olayını içselleştirdiğiniz için sokakta yürürken özgüveniniz de geliyor. ama çok çok ve sık sık fotoğrafa çıkmak lazım bence. evde-bahçede çekmekle olmuyor. arkadaş çekmekle olmuyor. evde anca lens keskinliği testi yaparsın

    ilk dslr makinamı aldığımda boynuma asmaya utanmıştım. kayışını sağ elime dolayıp öyle geziyordum. döner bıçağıyla gezer gibi

    istanbul'da pek sıkıntı yaşamıyorum dediğim gibi ama memleket bursa, nispeten daha küçük bir yer. burada daha fazla dikkat çektiğimi anlamak için medyum olmaya gerek yok. rahatsız olmuştum ama bakışlardan sonra aldığım en fazla tepki "çek aabi çek bakalım" , "aabi gel gel bu abazayı da çek", "nasıl iyi çekiyor mu" şeklinde laf atmalardı.

    bir de bana göre çok önemli bir konu da, tamamen işine odaklanmak. siz doğal hareket ettiğiniz sürece alacağınız olumsuz tepki en aza iniyor. sokakta çektiğim fotoğraflarda beni çekerken farkeden, direkt bana bakan kişiler de oluyor, 1-2 saniye bakıyorlar, sonra yanımdan geçip gidiyorlar. bu güne dek durduran olmadı tahtaya vurayım aman. "aman bakacaklar" "dikkat çekicem lan" diye titrersek dikkat çekeriz diye düşünüyorum. fotoğrafı çekip, hiçbir şey olmamış gibi normal yürümeye devam etmek lazım. yani xbagci öyle yapıyor

    bi de başımdan geçen bi olayı anlatayım. bir gün tramvayda okula giderken, ayakta durduğum konumda tam sol çaprazımda ilginç bi amca gördüm. yanındaki insanlar da kendi hallerine dalmıştı, tam insan karesiydi yani. ama sıkışıklıkta çantadan makinayı çıkarmak zordu, ben de telefonla çekeyim dedim çıkardım bastım tuşa. flaş otomatikteymiş. amcanın gözüne verdik flaşı. o sıra komple dönüp bana baktı. ben hiiiiç istifimi bozmadım, aynı konumda telefona bakmaya, ekrana dokunmaya devam ettim. baktılar baktılar, sonra önlerine döndüler. tabi bu olay şanstı, yani orada oturan insanın tipine göre tepki değişebilirdi. ama herhalde demek istediğimi anlatabilmişimdir.

    ben dslr kullanma konusunda böyle çok problem yaşadım ve yeni yeni bu konuda özgüven sahibi oluyorum. mesela gece çıkıp beğendiğim yerlerde tripodu kurup uzun pozlama yapmak da çok istiyorum. mesela beşiktaş sahilden köprüyü pozlamak :) ama "kesin itin kopuğun biri bana salça olur" düşüncesiyle çıkmak istemiyorum ve bunu hala aşamadım. o yüzden böyle arkadaşları çok iyi anlarım. bilerek böyle uzun uzun yazdım faydam olursa ne ala :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ed - -- 25 Mart 2012; 1:53:54 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crosshair

    quote:

    gözün gördüğü ile makinenin çektiği arasında ne fark var.Kötü amaçlı kişiler görerekte halleder işini


    bu güzel bi yorum. anket konusuna da yazılabilir

    ----------

    ben herhalde kalabalık yerlerde gezdiğimden olsa gerek, pek yadırgama hissetmiyorum. ilk kullanmaya başladığımda bunu yoğunca hissederdim. insanlar bana bakıyor gibi gelirdi. bir mekanda otururken, caddede yürürken fotoğraf çekeceksem gözlerim "bakan var mı" diye fıldır fıldır dönerdi. buna alışmam uzun sürdü. şöyle bir örnek vereyim; zamanında sokak fotoğrafı çekmek istediğim için için 55-200 aldım. bir süre bu işi denedim ve tanımadığım insanlara makinayı çevirmekten korktuğumdan ötürü, "beceremiyorum" deyip 2 hafta sonra lensi sattım.

    bence bu işe alışmak için biraz içselleştirmek gerekiyor. yani sokakta neden geziyorsun, buradan başlamak lazım. adam hava almaya çıkmış. sirkeci'de gezmeye çıkmış, denize bakmaya çıkmış, vs için çıkmış. sen de fotoğraf çekmek için çıkmışsın. adam sirkeci'yi gezerken nasıl utanmıyorsa, sen de fotoğraf çekerken utanmayacaksın, bitti artı biraz vurdumduymaz, utanmaz olmak lazım. ıncık cıncık düşünürsek makinanın hakkını veremeyiz diye düşünüyorum

    sonra tabi, amerikan filmlerinde gördüğümüz aydınlanmalardan birini yaşadım en çok istediğim şey sokak fotoğrafı çekmekti, ben de böyle uğraşayım dedim. bu iş nasıl yapılıyor biraz okudum, izledim. sonra aldım 50mm'i. kolay olmadı açıkçası. başta sürekli siluetler, sırtlar ben uzunca bi süre buralarda umutsuzca takıldım. ense traşı izledim sonrası nasıl oldu bilmiyorum. galiba herkeste öyle oluyor bu gelişme süreci. farketmeden hem daha iyi kompozisyon yapmaya, hem daha seri olmaya başlıyorsunuz. bu süreç içerisinde fotoğraf olayını içselleştirdiğiniz için sokakta yürürken özgüveniniz de geliyor. ama çok çok ve sık sık fotoğrafa çıkmak lazım bence. evde-bahçede çekmekle olmuyor. arkadaş çekmekle olmuyor. evde anca lens keskinliği testi yaparsın

    ilk dslr makinamı aldığımda boynuma asmaya utanmıştım. kayışını sağ elime dolayıp öyle geziyordum. döner bıçağıyla gezer gibi

    istanbul'da pek sıkıntı yaşamıyorum dediğim gibi ama memleket bursa, nispeten daha küçük bir yer. burada daha fazla dikkat çektiğimi anlamak için medyum olmaya gerek yok. rahatsız olmuştum ama bakışlardan sonra aldığım en fazla tepki "çek aabi çek bakalım" , "aabi gel gel bu abazayı da çek", "nasıl iyi çekiyor mu" şeklinde laf atmalardı.

    bir de bana göre çok önemli bir konu da, tamamen işine odaklanmak. siz doğal hareket ettiğiniz sürece alacağınız olumsuz tepki en aza iniyor. sokakta çektiğim fotoğraflarda beni çekerken farkeden, direkt bana bakan kişiler de oluyor, 1-2 saniye bakıyorlar, sonra yanımdan geçip gidiyorlar. bu güne dek durduran olmadı tahtaya vurayım aman. "aman bakacaklar" "dikkat çekicem lan" diye titrersek dikkat çekeriz diye düşünüyorum. fotoğrafı çekip, hiçbir şey olmamış gibi normal yürümeye devam etmek lazım. yani xbagci öyle yapıyor

    bi de başımdan geçen bi olayı anlatayım. bir gün tramvayda okula giderken, ayakta durduğum konumda tam sol çaprazımda ilginç bi amca gördüm. yanındaki insanlar da kendi hallerine dalmıştı, tam insan karesiydi yani. ama sıkışıklıkta çantadan makinayı çıkarmak zordu, ben de telefonla çekeyim dedim çıkardım bastım tuşa. flaş otomatikteymiş. amcanın gözüne verdik flaşı. o sıra komple dönüp bana baktı. ben hiiiiç istifimi bozmadım, aynı konumda telefona bakmaya, ekrana dokunmaya devam ettim. baktılar baktılar, sonra önlerine döndüler. tabi bu olay şanstı, yani orada oturan insanın tipine göre tepki değişebilirdi. ama herhalde demek istediğimi anlatabilmişimdir.

    ben dslr kullanma konusunda böyle çok problem yaşadım ve yeni yeni bu konuda özgüven sahibi oluyorum. mesela gece çıkıp beğendiğim yerlerde tripodu kurup uzun pozlama yapmak da çok istiyorum. mesela beşiktaş sahilden köprüyü pozlamak :) ama "kesin itin kopuğun biri bana salça olur" düşüncesiyle çıkmak istemiyorum ve bunu hala aşamadım. o yüzden böyle arkadaşları çok iyi anlarım. bilerek böyle uzun uzun yazdım faydam olursa ne ala :)

    Keyifle okudum hocam Aslında buraya çok şeyler yazılabilir herkezin bildiği şeyler fakat Uzaklaştırma kimse istemez..




  • Birde insanlarımız her dslr kullanan kişiyi gazeteci sanıyor.Gene toplumda gazetecilerden bir çekinme olduğu içİn tedirgin oluyorlar.

    Doğal davranma konusunda ise çok haklısın cross.Garip hareketler dikkat çeker ve tedirgin eder herkesi.

    Ayrıca bana göre bileğe sarılarak kullanılan dslr daha çok dikkat çekiyor
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.