Şimdi Ara

Tanrının ve Dinin Kanıtı (45. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
885
Cevap
4
Favori
21.225
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
30 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4142434445
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • "bir güç fiziki olarak olmak zorunda"
    Biz fiziksel sınırlarda hapsolmuş olabiliriz ancak bahsetiğimiz varlık bunun üzerinde çünkü bunun yaratıcısı. O yüzden bahsettiğimiz tanrısal güç fiziksel olarak var olmak zorunda değildir.
    Bilgisel olarak elbette eksiğiz ve kimbilir belkide hep eksik kalacağız. Ancak gerçeğe yaklaştıkça bu tanrısal gücü daha net anlıyoruz.

    Elbette bundan bin sene önce Tanrı OL diye dünyayı yaratmış diye düşünen bir kişinin aklına bunların şıp diye birden bire ortaya çıkması geliyordur. Günümüzde ise büyük patlama ile bu OL emri daha a anlam kazandı. Şu an ki bilgilerimiz ile şu an ki düşüncemiz ne olabilir mesela?: Tanrı OL diyerek hem akıl almaz enerjiyi hem de bu enerji için uygun fiziksel kuraları yarattı. Bu kurallar dahilnide de o enerji maddeye, yıldızlara, toza, gezegenlere..... doğru ilerleyerek günümüze geldi.
    Evt bundan 200 yıl sonra birisi denk gelip de bu yazdıklarımızı okuduğunda "Adamlar XYZ'den habersizmiş, bunu bilselerdi Tanrının yaratmasını daha net anlayabilirlerdi" diyecek. ama eminim bir başkası da "XYZ kendi kendine denk geldi" diye buna itiraz edecek



    Bazı kabullerde bulunmadığın için anlattıklarımız anlamsız geliyor sana diye düşünüyorum. Mesela içinde bulunduğumuz fiziksel evrenin ötesinde bir gerçeklik olamayacağını düşündüğün için "bir güç fiziksel olarak var olmak zorunda" diyorsun. Bu noktada seni anlıyorum, çünkü gözlemleyebildiğin bu. Şöyle düşün lütfen "Bunların dediği gibi daha üst bir varlık var olsaydı, taşlar yerine oturu muydu?".




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gozcelik

    "bir güç fiziki olarak olmak zorunda"
    Biz fiziksel sınırlarda hapsolmuş olabiliriz ancak bahsetiğimiz varlık bunun üzerinde çünkü bunun yaratıcısı. O yüzden bahsettiğimiz tanrısal güç fiziksel olarak var olmak zorunda değildir.
    Bilgisel olarak elbette eksiğiz ve kimbilir belkide hep eksik kalacağız. Ancak gerçeğe yaklaştıkça bu tanrısal gücü daha net anlıyoruz.

    Elbette bundan bin sene önce Tanrı OL diye dünyayı yaratmış diye düşünen bir kişinin aklına bunların şıp diye birden bire ortaya çıkması geliyordur. Günümüzde ise büyük patlama ile bu OL emri daha a anlam kazandı. Şu an ki bilgilerimiz ile şu an ki düşüncemiz ne olabilir mesela?: Tanrı OL diyerek hem akıl almaz enerjiyi hem de bu enerji için uygun fiziksel kuraları yarattı. Bu kurallar dahilnide de o enerji maddeye, yıldızlara, toza, gezegenlere..... doğru ilerleyerek günümüze geldi.
    Evt bundan 200 yıl sonra birisi denk gelip de bu yazdıklarımızı okuduğunda "Adamlar XYZ'den habersizmiş, bunu bilselerdi Tanrının yaratmasını daha net anlayabilirlerdi" diyecek. ama eminim bir başkası da "XYZ kendi kendine denk geldi" diye buna itiraz edecek



    Bazı kabullerde bulunmadığın için anlattıklarımız anlamsız geliyor sana diye düşünüyorum. Mesela içinde bulunduğumuz fiziksel evrenin ötesinde bir gerçeklik olamayacağını düşündüğün için "bir güç fiziksel olarak var olmak zorunda" diyorsun. Bu noktada seni anlıyorum, çünkü gözlemleyebildiğin bu. Şöyle düşün lütfen "Bunların dediği gibi daha üst bir varlık var olsaydı, taşlar yerine oturu muydu?".

    O şekilde olmuyor işte bilinen bir şeyler oldukça mucize azalır çünkü neyin neden olduğu ortaya çıkıyor. Her zaman çevremizden örnekleri veririm. Örneğin bundan yıllar önce yüz felci geçiren insanlar için cin çarpmış deniliyordu ama artık öyle denilmiyor nedeni ortaya çıktı çünkü. En azından şunu hayal et, hastaneye gidiyorsun ve doktor sana cin çarpmış diyor.

    Elbette senin anlattıklarına anlam veriyorum çünkü 22 yaşına kadar benim de dini inaçlarım vardı hatta forumda senin yaptığın gibi dini savunuyordum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drahmizm -- 12 Eylül 2018; 17:39:02 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • insanların esasen bir yaratıcıya inanması gerekiyor gibi gözükebilir. en nihayi ister ilahiyattan bahis açılsın isterse kainatın bir şekilde kendi oluşu olsun bir sebeb mevcuda benziyor.

    ancak elimizde bulunan bir kısım çok az bilgi çerçevesinde insanların yaratıcıya da inanmadığı anlaşılabilmekte.

    ......................

    bir kere açık olarak hiç kimse kun feyekun ile bir şeyin yaratılmasını beklemiyor. aile kurup çoluk çocuğa karışıyor.

    ancak elimizdeki çok cüzi bilgiler çerçevesinde anladık ki başka emareler de mevcut.

    ......................

    faraza kişi türemeye girdiğinde karşısındakini anne diye tanımlamak zorunda kaldı. anlaşıldı ki bir yaratıcı var ve ben daha doğmadığım sürece beni yaratma fiiline girmediği gibi mevcuttaki hal zaten bir yaratılış. anlaşıldığı üzere bana anne diyeceğim bir kavram hazır paket olarak sunulmuş. şimdi ben bu durumu görüyor ve biliyorum.

    ancak bu durumu kabullenmediğim ölçüde esasen bir yaratıcıyı da eylemli olarak red ediyorum. sonra kainata bakıyorum. mükemmel bir sanat var, kalem ustasız olmaz, sebebsiz bir şey yoktur gibi anlamsız abudik gubudik sözde düşünüşler yapıyorum.

    esasen yaratıcıyı övmüyorum yağlıyorum tabi yemiyor ayrı dava.

    .......................

    özünde insanların ilahın varlığına verdiği değer 0 da bir ihtimaldir ve yaratıcı 0 kadar mevcuttadır şeklinde gibi bir ağız oyunundan öte değile benziyor.

    ..........................

    bu açıdan insanların yaratıcıya dahi inanmadığı bir ortamda ileri sürülen ilahın salt yıpratılma amaçlı-eğlence amaçlı- dinsel hobi amaçlı ileri sürüldüğü de aşikardır.

    gerçekten iman etme amaçlı olmayan bir kısım dünyevi siyasi görüşleri maskeleyen bir olgudan öte olmayan bir inanç silsilesinden bahsedilebilir.

    .........................

    tanri denen varlığın kanıtları bakımından şöyle düşünmezseniz maddi veriye ulaşamazsınız.

    bir kere ve en önemli olarak bir anlayış bu kavramın varlığını bilinçli olarak gizlemeye çalışmaktadır. yani mesela bir işletmeye hacze gideceksiniz diyelim. işletmenin sağlam bir vekili var ve diyor ki bu işletmeye hacze gelebilmeniz için 37 tane yol var ve ben 36 yolu kapattım.

    ilahın varlığı konusunda elimizdeki veri bu çerçevede 1 açık kapıya kadar farazi olarak indirgenmişe benziyor.




  • Yahu kimse çıkıp da cin çarpması mucizedir demediki şimdiye kadar. Tümüyle yanlış bir örnek oldu kusura bakma.
    Ek olarak 70 yaşına kadar müslümanlığı savunmuş olsan bile şu an ki durumun önemli. Bir noktada olayı mantık çerçevesinden çakırmışsın. (Ya da belki 22 yaşına kadar sadece anadan babadan gördün diye müslümandın bilemiyorum).
    Bu güne kadar müslümanların da mucize diye uydurduğu bir çok şey oldu. Yanağından şiş geçirip de kanamıyor diye mucize gösterdiğini sananlar var. ama bunlar kişilerin fikirleridir. Bunları dine ait saymak yanlıştır. Yoksa ikiz kuleleri yıkanlar müslümandı diye tüm müslümanları ya da islamı terörist sanmaktan farkı olmaz.

    Dostum,
    Ben sana bir tanrı olmasının mantıklı gerekçelerini kendimce yazdım ve hatta bilir kişilerce yazılmış bir siteden link gönderdim.
    Molekül seviyesinde sanki aklı varmışçasına hareket eden makinaların örneklerini verdim, neden kendi kendine olamayacağının, olmaz ama bir şekilde denk gelse bile devamlılığını sürdüremeyeceğini kendimce anlatmaya çalıştım.
    Tekrarlanabilir ve tartışılamaz bir kanıt bulmanın mümkün olmayacağını, ancak mantıkla çok rahat tespit edilebilecek dolaylı kanıtların olduğunu belirttim ve örnekler de verdim.
    Belli bir noktadan sonra insanlar ikna olmamaya şartlanabilirler. O yüzden -sen benden başka bir cevap ya da detay istemedikçe- seni yönlendirebileceğim bir nokta olmayacak diye düşünüyorum. Çünkü bu tarafa doğru bir adım dahi atmadın. Allah hidayet versin.

    Bazen bir insana diyorsun ki "içinde bulunduğun eve bak. Kapısı var penceresi var içinde sana göre yapılmış eşyalar var. Bu evi yapan birisi olmalı." Adam diyor ki "hayır yok. Zaman içerisinde kendi kendine bu taşlar rüzgarla suyla oluşmuşlar sonra da üst üstü yığılıp bu evi oluşturmuşlar. Diyorsun ki: "İyi de bak kapısı var bu evin, tam duvarlara uygun şekilde yerleşmiş, boyu da tam gerekli uzunlukta. Kısa olsa açık kalır uzun olsa kapanmaz." Diyor ki "Zamanla rüzgarla çarpa çarpa, ufak ufak kırıla kırıla o kapı duvarlara adapte olmuş, bu işlevi kazanmış." Diyorsun ki "Bak yerler dümdüz" diyor ki "suyla zamanla aşınıp kendi kendine bu hale gelmiş." Diyorsun ki "Bak içerisinde bir sürü mobilya var, tam senin vucuduna göre yapılmış. Yatak var senin rahat uykuna göre yapılmış." diyor ki "onlar başka yerlerde kendi kendine oluşmuşlar sonra doğa güçleriyle bu evin içine taşınmışlar. Sonra ben onlara onlarda bana göre zamanla değişikliğe uğramış"... Ne desen de o evi bir yapan olduğuna ikna edemezsin.

    Benim bakış açımdan seninle yaşadığımı düşündüğüm durum bu O yüzden dediğim gibi senin için ortaya başka bir düşünce sunmayacağım eğer senin bir talebin veya sorun olmazsa eğer

    Sağlıcakla kal




  • 
Sayfa: önceki 4142434445
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.