Şimdi Ara

ŞOK!!! Focus 1.6 TDCI 109 HP dizel partikül filtresii 4000 TL (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
151
Cevap
2
Favori
33.636
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: emtue


    quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    Öyle tabii ki ancak yağ değişimi ve bir kaç ufak değişime 320 lira fazla duruyor.Ayrıca Toyotalarda turbo yok.Enjektörler sağlam yerden yakıt aldıkça gayet uzun süreli(her araç için).Piyasadaki dizelleri düşünürseniz en masrafsızı diye düşünüyorum..

    Ayrıca triger kayışı yok,zinciri var.Sadece bu özellği bile alınası yapıyor.




    Fanatiklikle bilgisiziligin sonu.

    http://www.youtube.com/watch?v=kp8h5XLLbGA



    Allah icin bilmiyorsaniz yorum kalabaligi yapmayin, google a yazip teyit alin ondan sonra cevap atin.


    ayrica triger kayisi 100 bin kmde degisiyor, zincirler de 120-150 bin km civari asinmaya gore degisiyor. kaleme vurunca zincir daha pahali, toyota aldin diye yagini suyunu koyup 1 milyon km binemiyorsun maalesef.



    Turbo konusunda açıklamamı yaptım yukarıda ancak triger konusunda da ben sizin hatanızı düzelteyim o zaman.200000 civarı değişir zincirler.Ancak tiriger kayışı her 60000 de.


    Ayrıca biraz daha saygılı lütfen.




  • mevlam bir çare elbet verir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    quote:

    Orijinalden alıntı: emtue


    quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    Öyle tabii ki ancak yağ değişimi ve bir kaç ufak değişime 320 lira fazla duruyor.Ayrıca Toyotalarda turbo yok.Enjektörler sağlam yerden yakıt aldıkça gayet uzun süreli(her araç için).Piyasadaki dizelleri düşünürseniz en masrafsızı diye düşünüyorum..

    Ayrıca triger kayışı yok,zinciri var.Sadece bu özellği bile alınası yapıyor.




    Fanatiklikle bilgisiziligin sonu.

    http://www.youtube.com/watch?v=kp8h5XLLbGA



    Allah icin bilmiyorsaniz yorum kalabaligi yapmayin, google a yazip teyit alin ondan sonra cevap atin.


    ayrica triger kayisi 100 bin kmde degisiyor, zincirler de 120-150 bin km civari asinmaya gore degisiyor. kaleme vurunca zincir daha pahali, toyota aldin diye yagini suyunu koyup 1 milyon km binemiyorsun maalesef.



    Turbo konusunda açıklamamı yaptım yukarıda ancak triger konusunda da ben sizin hatanızı düzelteyim o zaman.200000 civarı değişir zincirler.Ancak tiriger kayışı her 60000 de.


    Ayrıca biraz daha saygılı lütfen.


    fiatın kullandığı zincirlerin periyodu 120 bin dir.
    zaten şehir içinde kullanılan arabanın zinciri 100 bin civarı ses yapmaya başlıyor..




  • Sn. forum sakinleri partikül filtresi konusu ile ilgili bütün yazılanları dikkatle okudum ve bazı ilaveler yapmak isterim..Öncelikle binek araçlarında dizel motoru tercih edip te yılda 50.000 km nin altında yol yapan kişilere güzel türkçemizin bir deyimi ile cevap vermek isterim.. 'Dağda gezen kurdu görür'
    partikül filtreleri otomotiv sektörünün ağır vasıta dalında 2006 yılı itibariyle kullanılmaya başlamıştır.Bu kullanıma sebep ise 12000 cc civarı hemisferik dizaynlı ağır dizel makinelerin euro 4 normunu karşılama gerekliliği idi.2006 ve sonrasında üretilen MAN TGA serisi Mercedes axor ve actros serisi ile Iveco eurotrakker 450 serisinde ADblue destekli rejenerasyon sistemleri seri üretimdir.Euro 4 normu mevcut küçük hacimleri ile binek dizelleri çok fazla etkilemesede euro 5 normunun şartları açıklandığında zaten altyapısı hazır olan sistem acil olarak binek dizellerine de uygulamaya alındı.Üreticiler zaten 4 sene önce euro 5 normunu minik dizellerde ilave önlem almadan karşılayamayacaklarını biliyorlardı.Uzun yıllar görev yaptığım azerbaycanda çalıştığım firmada Man,mercedes ve İveco markaları altında 448 adet kamyon vardı ve bu araçların tamamı partikül filtreli ADblue sisteme sahiptiler.
    Şimdi gelelim forumda yer alan korkulara ve cevaplarına...

    1) partikül filtresini iptal etmek gayet gereksiz bir işlemdir çünkü yakıt hava karışımını ayarlayan EDC sistemi partikül filtresinden sadece data alıyor ama bu datayı kalibrasyonda kullanmıyor..(şu ana kadar böyle ama bir yazılım ile değiştireceklerdir mutlaka bunu,çünkü otomotiv sektöründe asıl kar servis ve yedek parçadan geçer bu sebeple üreticilerin tek amacı çaktırmadan tamamen servis bağımlı araç yaratmak,ama bunu satışları düşürmeden yapmak gibi zor bir denklem var önlerinde)
    2) ADblue sıvısı olmadan binlerce km boyunca çalışan ve herhafta OBD II cihazı ile diagnosları alınan 448 adet kamyonun hiçbirisinde gösterge panelinde yanan ışık dışında sorun algılanmadı..ne yakıt tüketimleri arttı nede motorlara bir şey oldu...Bu kayıtları her ay sonunda Iveco ve Man firmasına göndererek yorum alıyorduk.(azerbaycan çok geri bir pazar olduğu için Man ve Iveco yaptığımız toplantılar sonucunda bize fabrika desteği veriyordu)
    Azerbaycan pazarını bırakın şu anda türkiyede kaç benzin istasyonunda ADblue urea satılıyor merak ediyorum.
    3)Kurumsal tüketicilerle sorun yaşamak daha riskli olduğu için minik dizel piyasasındaki araçları yazılımlar ve komponentler ile daha bağımlı hale getirmek ise üreticilerin rüyalarını süsleyen bir gerçek olup bu iş daha da ileriye gidecektir merak etmeyiniz.
    4)yazının en başında belirttiğim gibi yılda ortalama 50000km altında yol yapan insanlar için dizel motorlu binek otomobil ,ilk satınalma maliyeti ve servis bedellerinin yüksekliği sebebi ile asla uygun değildir. Bankacınıza rakamları verin sizi ikna edecektir..(bir aralar bmw 320d ile 320i aynı rakama satılmışlardı bu iyi bir fırsat idi ama çok kısa sürede bitti )
    5)Finansal kiralama yöntemi ile alınan araç filoları bu örneklemenin dışında kalırlar biz burada bireysel kullanımdan bahsediyoruz.
    6) Önümüzdeki 15 yıl içerisinde çevre yasalarının zorlamaları karşısında Benzinli motorlarda beygir güçleri düşecek ve motor hacimleri iyice daralarak belkide 2000 cc motor üretimi bile sona doğru yaklaşacaktır.zaten downsizing ile iyi tork değerleri ve güçler alınırken büyük hacimler mercek altına girecektir.
    7)dizel motorlarda ise kullandığı yakıtın mevcut kondisyonu itibariyle durum dahada karışıklaşarak inanılmaz işletim sistemleri devreye girecek belkide yakıtın dizaynı sorgulanacaktır.
    8)Sonuç olarak gelecek dizel motorlarda gösterilmeye çalışılıyor gibime geliyor ama mühendis mantığı ile çevre etkilerini bir araya getiren bir denklem kurarsanız şahsi fikrimce dizeller benzinli motorlara göre daha erken bu dünyadan göçüp giderek yerini hibrit teknolojilere bırakacak gibi duruyor...
    9) Bu kadar kafa ütülemeye yahu sen ne kullanıyorsun derseniz .Ben 2004 yılı imalatı henüz 70000 km de fabrika çıkışlı bir megane II dynamic kullanıyorum ve konforu açısından gayet memnunum .Şehir dışı tüketimi 6.8 ile 7.2 arası değişiyor ve asla dizel otomobil almayı düşünmüyorum..
    Selamlar saygılar..




  • Vayyy!!! Güzel yazıyor adam!


  • quote:

    Orijinalden alıntı: yalkinh

    Sn. forum sakinleri partikül filtresi konusu ile ilgili bütün yazılanları dikkatle okudum ve bazı ilaveler yapmak isterim..Öncelikle binek araçlarında dizel motoru tercih edip te yılda 50.000 km nin altında yol yapan kişilere güzel türkçemizin bir deyimi ile cevap vermek isterim.. 'Dağda gezen kurdu görür'
    partikül filtreleri otomotiv sektörünün ağır vasıta dalında 2006 yılı itibariyle kullanılmaya başlamıştır.Bu kullanıma sebep ise 12000 cc civarı hemisferik dizaynlı ağır dizel makinelerin euro 4 normunu karşılama gerekliliği idi.2006 ve sonrasında üretilen MAN TGA serisi Mercedes axor ve actros serisi ile Iveco eurotrakker 450 serisinde ADblue destekli rejenerasyon sistemleri seri üretimdir.Euro 4 normu mevcut küçük hacimleri ile binek dizelleri çok fazla etkilemesede euro 5 normunun şartları açıklandığında zaten altyapısı hazır olan sistem acil olarak binek dizellerine de uygulamaya alındı.Üreticiler zaten 4 sene önce euro 5 normunu minik dizellerde ilave önlem almadan karşılayamayacaklarını biliyorlardı.Uzun yıllar görev yaptığım azerbaycanda çalıştığım firmada Man,mercedes ve İveco markaları altında 448 adet kamyon vardı ve bu araçların tamamı partikül filtreli ADblue sisteme sahiptiler.
    Şimdi gelelim forumda yer alan korkulara ve cevaplarına...

    1) partikül filtresini iptal etmek gayet gereksiz bir işlemdir çünkü yakıt hava karışımını ayarlayan EDC sistemi partikül filtresinden sadece data alıyor ama bu datayı kalibrasyonda kullanmıyor..(şu ana kadar böyle ama bir yazılım ile değiştireceklerdir mutlaka bunu,çünkü otomotiv sektöründe asıl kar servis ve yedek parçadan geçer bu sebeple üreticilerin tek amacı çaktırmadan tamamen servis bağımlı araç yaratmak,ama bunu satışları düşürmeden yapmak gibi zor bir denklem var önlerinde)
    2) ADblue sıvısı olmadan binlerce km boyunca çalışan ve herhafta OBD II cihazı ile diagnosları alınan 448 adet kamyonun hiçbirisinde gösterge panelinde yanan ışık dışında sorun algılanmadı..ne yakıt tüketimleri arttı nede motorlara bir şey oldu...Bu kayıtları her ay sonunda Iveco ve Man firmasına göndererek yorum alıyorduk.(azerbaycan çok geri bir pazar olduğu için Man ve Iveco yaptığımız toplantılar sonucunda bize fabrika desteği veriyordu)
    Azerbaycan pazarını bırakın şu anda türkiyede kaç benzin istasyonunda ADblue urea satılıyor merak ediyorum.
    3)Kurumsal tüketicilerle sorun yaşamak daha riskli olduğu için minik dizel piyasasındaki araçları yazılımlar ve komponentler ile daha bağımlı hale getirmek ise üreticilerin rüyalarını süsleyen bir gerçek olup bu iş daha da ileriye gidecektir merak etmeyiniz.
    4)yazının en başında belirttiğim gibi yılda ortalama 50000km altında yol yapan insanlar için dizel motorlu binek otomobil ,ilk satınalma maliyeti ve servis bedellerinin yüksekliği sebebi ile asla uygun değildir. Bankacınıza rakamları verin sizi ikna edecektir..(bir aralar bmw 320d ile 320i aynı rakama satılmışlardı bu iyi bir fırsat idi ama çok kısa sürede bitti )
    5)Finansal kiralama yöntemi ile alınan araç filoları bu örneklemenin dışında kalırlar biz burada bireysel kullanımdan bahsediyoruz.
    6) Önümüzdeki 15 yıl içerisinde çevre yasalarının zorlamaları karşısında Benzinli motorlarda beygir güçleri düşecek ve motor hacimleri iyice daralarak belkide 2000 cc motor üretimi bile sona doğru yaklaşacaktır.zaten downsizing ile iyi tork değerleri ve güçler alınırken büyük hacimler mercek altına girecektir.
    7)dizel motorlarda ise kullandığı yakıtın mevcut kondisyonu itibariyle durum dahada karışıklaşarak inanılmaz işletim sistemleri devreye girecek belkide yakıtın dizaynı sorgulanacaktır.
    8)Sonuç olarak gelecek dizel motorlarda gösterilmeye çalışılıyor gibime geliyor ama mühendis mantığı ile çevre etkilerini bir araya getiren bir denklem kurarsanız şahsi fikrimce dizeller benzinli motorlara göre daha erken bu dünyadan göçüp giderek yerini hibrit teknolojilere bırakacak gibi duruyor...
    9) Bu kadar kafa ütülemeye yahu sen ne kullanıyorsun derseniz .Ben 2004 yılı imalatı henüz 70000 km de fabrika çıkışlı bir megane II dynamic kullanıyorum ve konforu açısından gayet memnunum .Şehir dışı tüketimi 6.8 ile 7.2 arası değişiyor ve asla dizel otomobil almayı düşünmüyorum..
    Selamlar saygılar..


    hocam ağzına sağlık gayet açıklayıcı olmuş.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: yalkinh

    Sn. forum sakinleri partikül filtresi konusu ile ilgili bütün yazılanları dikkatle okudum ve bazı ilaveler yapmak isterim..Öncelikle binek araçlarında dizel motoru tercih edip te yılda 50.000 km nin altında yol yapan kişilere güzel türkçemizin bir deyimi ile cevap vermek isterim.. 'Dağda gezen kurdu görür'
    partikül filtreleri otomotiv sektörünün ağır vasıta dalında 2006 yılı itibariyle kullanılmaya başlamıştır.Bu kullanıma sebep ise 12000 cc civarı hemisferik dizaynlı ağır dizel makinelerin euro 4 normunu karşılama gerekliliği idi.2006 ve sonrasında üretilen MAN TGA serisi Mercedes axor ve actros serisi ile Iveco eurotrakker 450 serisinde ADblue destekli rejenerasyon sistemleri seri üretimdir.Euro 4 normu mevcut küçük hacimleri ile binek dizelleri çok fazla etkilemesede euro 5 normunun şartları açıklandığında zaten altyapısı hazır olan sistem acil olarak binek dizellerine de uygulamaya alındı.Üreticiler zaten 4 sene önce euro 5 normunu minik dizellerde ilave önlem almadan karşılayamayacaklarını biliyorlardı.Uzun yıllar görev yaptığım azerbaycanda çalıştığım firmada Man,mercedes ve İveco markaları altında 448 adet kamyon vardı ve bu araçların tamamı partikül filtreli ADblue sisteme sahiptiler.
    Şimdi gelelim forumda yer alan korkulara ve cevaplarına...

    1) partikül filtresini iptal etmek gayet gereksiz bir işlemdir çünkü yakıt hava karışımını ayarlayan EDC sistemi partikül filtresinden sadece data alıyor ama bu datayı kalibrasyonda kullanmıyor..(şu ana kadar böyle ama bir yazılım ile değiştireceklerdir mutlaka bunu,çünkü otomotiv sektöründe asıl kar servis ve yedek parçadan geçer bu sebeple üreticilerin tek amacı çaktırmadan tamamen servis bağımlı araç yaratmak,ama bunu satışları düşürmeden yapmak gibi zor bir denklem var önlerinde)
    2) ADblue sıvısı olmadan binlerce km boyunca çalışan ve herhafta OBD II cihazı ile diagnosları alınan 448 adet kamyonun hiçbirisinde gösterge panelinde yanan ışık dışında sorun algılanmadı..ne yakıt tüketimleri arttı nede motorlara bir şey oldu...Bu kayıtları her ay sonunda Iveco ve Man firmasına göndererek yorum alıyorduk.(azerbaycan çok geri bir pazar olduğu için Man ve Iveco yaptığımız toplantılar sonucunda bize fabrika desteği veriyordu)
    Azerbaycan pazarını bırakın şu anda türkiyede kaç benzin istasyonunda ADblue urea satılıyor merak ediyorum.
    3)Kurumsal tüketicilerle sorun yaşamak daha riskli olduğu için minik dizel piyasasındaki araçları yazılımlar ve komponentler ile daha bağımlı hale getirmek ise üreticilerin rüyalarını süsleyen bir gerçek olup bu iş daha da ileriye gidecektir merak etmeyiniz.
    4)yazının en başında belirttiğim gibi yılda ortalama 50000km altında yol yapan insanlar için dizel motorlu binek otomobil ,ilk satınalma maliyeti ve servis bedellerinin yüksekliği sebebi ile asla uygun değildir. Bankacınıza rakamları verin sizi ikna edecektir..(bir aralar bmw 320d ile 320i aynı rakama satılmışlardı bu iyi bir fırsat idi ama çok kısa sürede bitti )
    5)Finansal kiralama yöntemi ile alınan araç filoları bu örneklemenin dışında kalırlar biz burada bireysel kullanımdan bahsediyoruz.
    6) Önümüzdeki 15 yıl içerisinde çevre yasalarının zorlamaları karşısında Benzinli motorlarda beygir güçleri düşecek ve motor hacimleri iyice daralarak belkide 2000 cc motor üretimi bile sona doğru yaklaşacaktır.zaten downsizing ile iyi tork değerleri ve güçler alınırken büyük hacimler mercek altına girecektir.
    7)dizel motorlarda ise kullandığı yakıtın mevcut kondisyonu itibariyle durum dahada karışıklaşarak inanılmaz işletim sistemleri devreye girecek belkide yakıtın dizaynı sorgulanacaktır.
    8)Sonuç olarak gelecek dizel motorlarda gösterilmeye çalışılıyor gibime geliyor ama mühendis mantığı ile çevre etkilerini bir araya getiren bir denklem kurarsanız şahsi fikrimce dizeller benzinli motorlara göre daha erken bu dünyadan göçüp giderek yerini hibrit teknolojilere bırakacak gibi duruyor...
    9) Bu kadar kafa ütülemeye yahu sen ne kullanıyorsun derseniz .Ben 2004 yılı imalatı henüz 70000 km de fabrika çıkışlı bir megane II dynamic kullanıyorum ve konforu açısından gayet memnunum .Şehir dışı tüketimi 6.8 ile 7.2 arası değişiyor ve asla dizel otomobil almayı düşünmüyorum..
    Selamlar saygılar..




    Güzel yazmışsın arkadaşım eline sağlık.



    Bu senaryonun gerçekleşeceğini farzedersek - ki öyle gibi görünüyor - olay yine Honda ve Toyotanın yatırım yaptığı hibrid teknolojisinde bitiyor.

    Biliyordum bu Japonların bir bildikleri olduğunu.





  • fiatın kullandığı zincirlerin periyodu 120 bin dir.
    zaten şehir içinde kullanılan arabanın zinciri 100 bin civarı ses yapmaya başlıyor..



    Bu konuda birçok yazı var ancak ben toyotanın resmi sitesinde yazanları en doğru buluyorum.

    Triger Zinciri

    Rakiplerimizde triger kayışı kullanılırken, Toyota'nın birçok modelinde triger zinciri kullanılmaktadır. Triger zincirinin, triger kayışına göre avantajları:

    1- Firmaların giderlerinin önemli bir bölümünü oluşturan araç giderleri "Araç Kullanım Maliyeti" olarak adlandırılan kriterlere göre takip edilmektedir.

    2- Triger kayışı değişimlerinde, değişim yalnızca kayışla kalmaz, gergi rulmanının, yayının da değiştirilmesi gerekir. Bunun da aşağı yukarı bugünkü malzeme ve işçilik maliyeti bir araç için 150-250$ seviyelerindedir. Halbuki triger zincirin değişimine gerek olmadığı için böyle bir maliyet periyodik bakım kapsamında Toyota için söz konusu değildir.

    3- Triger kayışının değiştirilmesinin ihmal edildiği durumlarda, kayışın aşınmasından dolayı yaşanabilecek bir kopma, motor bloğu, piston, piston kolu, supaplar gibi önemli parçalarda ciddi hasarlara yol açacaktır ki, bu garanti kapsamına alınmaz. Toyota da kullanılan triger zincirinin kopma riski ise hemen hemen "0"dır.

    4- Özellikle filo müşterilerinde hem kullanılan araç adedinin çokluğu, hem de bu araçların yıl içerisinde yaptığı km'nin fazla olduğu düşünülürse yalnız triger kayışının değişiminden gelecek maliyet külfeti dahi oldukça fazladır.

    Alıntı:
    http://www.toyota.com.tr/turkey-local/filo_avantaj.aspx



    Toyota kendi sitesinde kopma riski sıfır gibi dediği zinciri 100000 de değişirse kendisiyle çelişir




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alamre



    quote:


    fiatın kullandığı zincirlerin periyodu 120 bin dir.
    zaten şehir içinde kullanılan arabanın zinciri 100 bin civarı ses yapmaya başlıyor..



    Bu konuda birçok yazı var ancak ben toyotanın resmi sitesinde yazanları en doğru buluyorum.

    Triger Zinciri

    Rakiplerimizde triger kayışı kullanılırken, Toyota'nın birçok modelinde triger zinciri kullanılmaktadır. Triger zincirinin, triger kayışına göre avantajları:

    1- Firmaların giderlerinin önemli bir bölümünü oluşturan araç giderleri "Araç Kullanım Maliyeti" olarak adlandırılan kriterlere göre takip edilmektedir.

    2- Triger kayışı değişimlerinde, değişim yalnızca kayışla kalmaz, gergi rulmanının, yayının da değiştirilmesi gerekir. Bunun da aşağı yukarı bugünkü malzeme ve işçilik maliyeti bir araç için 150-250$ seviyelerindedir. Halbuki triger zincirin değişimine gerek olmadığı için böyle bir maliyet periyodik bakım kapsamında Toyota için söz konusu değildir.

    3- Triger kayışının değiştirilmesinin ihmal edildiği durumlarda, kayışın aşınmasından dolayı yaşanabilecek bir kopma, motor bloğu, piston, piston kolu, supaplar gibi önemli parçalarda ciddi hasarlara yol açacaktır ki, bu garanti kapsamına alınmaz. Toyota da kullanılan triger zincirinin kopma riski ise hemen hemen "0"dır.

    4- Özellikle filo müşterilerinde hem kullanılan araç adedinin çokluğu, hem de bu araçların yıl içerisinde yaptığı km'nin fazla olduğu düşünülürse yalnız triger kayışının değişiminden gelecek maliyet külfeti dahi oldukça fazladır.

    Alıntı:
    http://www.toyota.com.tr/turkey-local/filo_avantaj.aspx



    Toyota kendi sitesinde kopma riski sıfır gibi dediği zinciri 100000 de değişirse kendisiyle çelişir



    valla triger zincirinin kopma olasılığını %0 olarak verdiyse, toyota bence saçmalamış o yazısında.
    sattığı tüm zincirli araçları içinde bir tane dahi kopma olsa bu %0 lık değer bozulur.

    bir şeyin gerçekleşme olasılığı 0 ile 1 arasındadır.

    motordaki her çalışan parçanın bir ömrü vardır. hiç bir hareketli parça ömürlük değildir.

    not: istatistikçiyim..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Du Hast -- 22 Ağustos 2010; 19:34:24 >




  • DPF tıkandığında, yapılacak ilk uzun yolda kendisini yakarak temizliyor. Bu araçların kullanım kitapçığında bu yakma işlemiyle ilgili detylı bilgiler var isteyen araştırsın.

    Burada dünya başına yıkılmış, çaresi yokmuş gibi atıp tutan arkadaşlara ise cevabım; dpf tıkandığında temizleme yöntemleri var, ola ki bunlar da yanıt vermedi değiştirirsiniz 4000 tl'yi bayılır, yüzbinlerce kilometre daha sorunsuzca kullanırsınız olur biter.

    Ancak dpf 4000 tl imiş, vay enayiler almayın dedik size yaklaşımında bulunan arkadaşların bir kısmı DSG şanzımanlı VW araç kullanıyor. DSG'nin fiyatını daha fazla telaffuz etmeye gerek yok herhalde.

    Sonuç olarak; her güzelin bir kusuru vardır.
  • Ama DPF nin kullanıcıya doğrudan bir katkısı yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Du Hast

    quote:

    Orijinalden alıntı: alamre



    quote:


    fiatın kullandığı zincirlerin periyodu 120 bin dir.
    zaten şehir içinde kullanılan arabanın zinciri 100 bin civarı ses yapmaya başlıyor..



    Bu konuda birçok yazı var ancak ben toyotanın resmi sitesinde yazanları en doğru buluyorum.

    Triger Zinciri

    Rakiplerimizde triger kayışı kullanılırken, Toyota'nın birçok modelinde triger zinciri kullanılmaktadır. Triger zincirinin, triger kayışına göre avantajları:

    1- Firmaların giderlerinin önemli bir bölümünü oluşturan araç giderleri "Araç Kullanım Maliyeti" olarak adlandırılan kriterlere göre takip edilmektedir.

    2- Triger kayışı değişimlerinde, değişim yalnızca kayışla kalmaz, gergi rulmanının, yayının da değiştirilmesi gerekir. Bunun da aşağı yukarı bugünkü malzeme ve işçilik maliyeti bir araç için 150-250$ seviyelerindedir. Halbuki triger zincirin değişimine gerek olmadığı için böyle bir maliyet periyodik bakım kapsamında Toyota için söz konusu değildir.

    3- Triger kayışının değiştirilmesinin ihmal edildiği durumlarda, kayışın aşınmasından dolayı yaşanabilecek bir kopma, motor bloğu, piston, piston kolu, supaplar gibi önemli parçalarda ciddi hasarlara yol açacaktır ki, bu garanti kapsamına alınmaz. Toyota da kullanılan triger zincirinin kopma riski ise hemen hemen "0"dır.

    4- Özellikle filo müşterilerinde hem kullanılan araç adedinin çokluğu, hem de bu araçların yıl içerisinde yaptığı km'nin fazla olduğu düşünülürse yalnız triger kayışının değişiminden gelecek maliyet külfeti dahi oldukça fazladır.

    Alıntı:
    http://www.toyota.com.tr/turkey-local/filo_avantaj.aspx



    Toyota kendi sitesinde kopma riski sıfır gibi dediği zinciri 100000 de değişirse kendisiyle çelişir



    valla triger zincirinin kopma olasılığını %0 olarak verdiyse, toyota bence saçmalamış o yazısında.
    sattığı tüm zincirli araçları içinde bir tane dahi kopma olsa bu %0 lık değer bozulur.

    bir şeyin gerçekleşme olasılığı 0 ile 1 arasındadır.

    motordaki her çalışan parçanın bir ömrü vardır. hiç bir hareketli parça ömürlük değildir.

    not: istatistikçiyim..

    arkadaşım sakin ol ve o konuda yazılanları iyi okursan ne demek istediğini anlarsın...

    Ne demiş "hemen hemen" bir tane bile kopmamış dememiş ki!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: erakcora

    Ama DPF nin kullanıcıya doğrudan bir katkısı yok.

    Insanoğlunun geleceğine katkısı var, az mı :)
  • 308'ler için de aynı şey geçerli. FAP (partikül filtresi) 109 bg'de var. 90 bg'de yok.
    iyi ki geçen sene 90bg'i seçmişiz.
    üstelik ikisi de euro 3 emisyon normlarını karşılıyor...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alamre




    Toyota kendi sitesinde kopma riski sıfır gibi dediği zinciri 100000 de değişirse kendisiyle çelişir





    firmalarin her soyledigine inanmaliyiz, ulu Toyota.

    Kalkip 1 milyon km gider bu dese hemen inanip alacaksiniz demek ki.

    Mail atip sorarsaniz %0 olayini buyuk ihtimal ceviri hatasi deyip isin icinden cikarlar.


    100 kmde yari fiyatina degisen triger kayisi sizin iddianiza gore (hatta yorumlayarak buldugunuz 200 bin rakamini goz onune alirsak) 200 binde degisen triger zinciriyle ayni hesaba geliyor. Yine bir avantaj yok.

    Bir onceki aracimi 350 bin kmde sattim ve ilk triger kayisi 270 bin kmde degisti.

    O zaman Fiat'a tapmaliyiz cunku bir kayis neredeyse 300 bin gitti.

    Vay be, adamlar yapiyor!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    quote:

    Orijinalden alıntı: emtue


    quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    Öyle tabii ki ancak yağ değişimi ve bir kaç ufak değişime 320 lira fazla duruyor.Ayrıca Toyotalarda turbo yok.Enjektörler sağlam yerden yakıt aldıkça gayet uzun süreli(her araç için).Piyasadaki dizelleri düşünürseniz en masrafsızı diye düşünüyorum..

    Ayrıca triger kayışı yok,zinciri var.Sadece bu özellği bile alınası yapıyor.




    Fanatiklikle bilgisiziligin sonu.

    http://www.youtube.com/watch?v=kp8h5XLLbGA



    Allah icin bilmiyorsaniz yorum kalabaligi yapmayin, google a yazip teyit alin ondan sonra cevap atin.


    ayrica triger kayisi 100 bin kmde degisiyor, zincirler de 120-150 bin km civari asinmaya gore degisiyor. kaleme vurunca zincir daha pahali, toyota aldin diye yagini suyunu koyup 1 milyon km binemiyorsun maalesef.



    Turbo konusunda açıklamamı yaptım yukarıda ancak triger konusunda da ben sizin hatanızı düzelteyim o zaman.200000 civarı değişir zincirler.Ancak tiriger kayışı her 60000 de.


    Ayrıca biraz daha saygılı lütfen.



    toyota d4d de mi turbo yok diyosunuz yoksa ben mi yanlış anladım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: emtue


    quote:

    Orijinalden alıntı: alamre


    Öyle tabii ki ancak yağ değişimi ve bir kaç ufak değişime 320 lira fazla duruyor.Ayrıca Toyotalarda turbo yok.Enjektörler sağlam yerden yakıt aldıkça gayet uzun süreli(her araç için).Piyasadaki dizelleri düşünürseniz en masrafsızı diye düşünüyorum..

    Ayrıca triger kayışı yok,zinciri var.Sadece bu özellği bile alınası yapıyor.




    Fanatiklikle bilgisiziligin sonu.

    http://www.youtube.com/watch?v=kp8h5XLLbGA



    Allah icin bilmiyorsaniz yorum kalabaligi yapmayin, google a yazip teyit alin ondan sonra cevap atin.


    ayrica triger kayisi 100 bin kmde degisiyor, zincirler de 120-150 bin km civari asinmaya gore degisiyor. kaleme vurunca zincir daha pahali, toyota aldin diye yagini suyunu koyup 1 milyon km binemiyorsun maalesef.


    Zincirin ömrü 150 bin km'den fazla (kılavuzun yalancısıyım).




  • Dizelciler yandı
  • Ülkemizi yöteneler insan hayatını hiçe saydıklarından veya muhtemelen kendileri dizel kullandıklarından dizeli teşvik ediyorlar ancak pek çok avrupa ülkezinde dizel teşvik edilmiyor. Ülkemizde rafineri çıkışında dizel benzinden pahalı ancak devlet dizeli teşvik etmek için pompa fiyatında dizlei ucuz tutuyor. Yanılmıyorsam Mesela ingilterede dizel daha pahalı, yine yanılmıyorsam İsveçte dizel araç alırsanız ekstra vergi ödüyorsunuz.

    Esasen araçlarda CO2 emisyonu önemli ve dizellerin CO2 emisyonu daha az ancak son yıllarda inekler arabalardabn daha fazla CO2 çıkarıyor deniyor. CO2 emisyonu sanki o kadar da önemli değil gibi intiba oluşuyor.

    Buna karşılık kanser yapan partiküller insan hayatı için daha önemli. Çünkü sizi direk kanser yapıyor.İsveç bu yüzden dizeli cezalandırıyor.

    Avrupa ülkeleri yavaş yavaş dizeldeki partikül emisyonunu azaltmak için ağır şartlar getiriyorlar. FORDun 1 yıl kadar önce okuduğum bir yazsınıda euro6 normlarının o kadar ağır olduğu ve dizel araçları bu norma uydurmak için o kadar pahalı filtre yöntemleri koymak gerekiyor ki euro6 normlarının devreye girmesiyle muhtemelen küçük araçlarda dizel üretemeyeceğiz diyordu. Bu nedenle tüm üreticiler küçük hacim 1.0-1.2 gibi turbo benzinliler geliştirmeye uğraşıyor.

    Bana ne ya..Kanser olan olsun kalan sağlar benimdir. Ben filtre falan takmam partikül martikül bilmem ucuza bakarım.Dizelim iyidir, filtresini iptal bile ederim...




  • mazot ıyıdır .

    euro-5 tırlarda bu sıstemden var adblue adı verılen sıvıdan koyuyoruz , 60 lıtrelık adblue ıle 3500 km yol gıdıyor .adblue'nın lıtresı 0.50 eur cent yanında sagladıgı yakıt tasarrufu ve avrupadakı otoban gecıs ucretlerındekı ındırımlerde cabası , adblue bulamadıgında bıttıgınde arac verımsız calısıyor su bıle koysan adblue yerıne yakıyor sorun yok hersekılde bununda bulunur bır hal caresi .
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.