Şimdi Ara

Siz hiç katil gördünüz mü ? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
245
Cevap
0
Favori
10.644
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • cahilliğimi bağışlayın ama önemli cep telefonundan 155 nasıl aranıyor ??
  • 155 tuşla ara ama bağlı olduğun il merkezindeki 155 arar ona göre dikkat et
    gerekirse alan kodunu koy öle ara
  • Bende bu yazınızdan dolayı sizi tebrik etmek istiyorum.Otomobil kullanmaktan çok zevk alırdım,alırdım diyorum çünki artık öylesine trafik terörünün estiği yollarda arac kullanıyoruzki inanın otomobil kullanmak istemiyorum artık.İnsan hayatı herşeyden önemli !!!
  • @Makif 13
    kitlemek değil, tam tersine güncel tutmak lazım.
  • Yazınız gerçekten çok etkileyici. Bunu yorumlardan da izledim. Zaman zaman aklıselimi ön plana çıkaran böylesi mesajların artması dileğiyle...
  • Direksiyona geçtiğinde karakter değiştiren tek millet bizim Türk Milletidir sanırım..
    Benim şahsi kanaatim her araç kullanan insanın kendi kendinin psikoloğu olması, kendine terapi uygulaması..Başka çözüm yok.
    Devlet sadece cezaları arttırmayla suçu engellemeye çalışıyor ki onların da elinden gelen bu. Kültürlüsü de cahili de direksiyon başında aynı beyin algılamasında. Durum böyleyken herkes kendi kontrolünü kendi sağlamak zorunda maalesef.
  • Ben bir süredir Paris'te yasiyorum.

    Burada çok çok nadiren kazaya veya kaza haberine tanik oldum. Çok nadir olarak yasli insanlar kazaya kurban oluyor, o da ya tahmin edilenden çok daha yavas tepki vermeleri/hareket etmeleri, ya da kavsakta karsidan karsiya geçerken yolun ortasinda aniden geriye dönmeleri gibi sebeplerle.

    sürücüler, birinin yaya geçidine girmeye niyetli oldugunu gördüklerinde %99 duruyorlar, hatta yayalar arabanin geçmesini beklerken, araba durarak nazikçe yol veriyor. Söförler ise yayalara çok nadiren surat asiyorlar, birakin bagirip çagirmayi...otobanda sürat yapanlar çok az. Yalniz motosikletliler pek hizli gidiyorlar. Onlarin da hepsi cezalarini aliyorlar trafikten.

    Bu konularin milliyet ile alakasi yok. Benim topraklarimda malesef cahilligin de, yüce insani duygularin, kahramanliklarin ve fedakarliklarin da en inanilmazlarina rastlanmistir.

    Insanlari bilinçlendirmek lazim. Bu konuda sürücü kurslarina büyük görev düsüyor. Para hirsinin olusturdugu perdenin biraz aralanmasi gerekiyor. Ayrica, kimse cezalarin fazlaligindan yakinmasin. Bence özellikle hiz sinirini asiri asmak ve kirmizi isikta geçmek gibi suçlarin cezasi kesin caydirici nitelige sahip olmali (1500-2000 YTL'den asagi olmamali). Ayrica, ceza her halükarda suçluya ödetilmeli. Bu konudaki zamanasimi kolayligina siginamamali insanlar. Rüsvet anilarinizi okudukça kafayi siyirdim arkadaslar. Bu ise taraf olan trafik polislerine de inanamadim. Bu nasil bir görev bilinçsizligidir. Bravo yani.

    Kazasiz günler dilegiyle,

    Ben imzami degistirdim bile.




  • Yazı çok etkileyici, ellerinize sağlık.
    - Evet, böyle bir katilin yüzüne baktım. "Napalım, çıkmasaydı yoluma!" diyebilecek kadar da şuursuzdu. (kimbilir, belki de içini kemiren vicdan azabıyla başa çıkmaya çalışıyordur)
    - işyerimden 2 arkadaş kaza geçirdi; birisi öldü, kurtuldu! diğeri ömür boyu kötürüm-yatalak kaldı; tuvaletini bile tutamıyor. üstelik yattığı yerde 2 senedir bütün vücudu yavaş yavaş çürüyor; hergün ölüyor. O da ölecek ama ne zaman bilemiyoruz; hayata tutunamıyor. ötenazi imkanı olsa; çok istiyor bu işkenceden kurtulmayı. ama intihar etmeye bile mecali yok; öylece yatıyor.
    - Apartman komşumuz son model S500 Mercedesiyle kaynaşlıda kaza geçirdi. sürat yapmış, duramayıp kamyon altına girmiş. bütün vücudu ve iç organları parça parça olmuş; çuvala koyup kaldırmışlar morga. hanımı en çok buna ağıt yakıyordu; "seni nasıl çuvala koydular!" diyordu.
    - Akrabam otobüste kaza geçirdi. otobüs savrulunca kocası kendisine sarılıp kollarıyla vücudunu sarmalamış. kocasının bir kolu koptu (sadece deri bağlı öylece sallanmış). akrabamın kaburgaları parçalanmış ciğerine batmış. göğüs ve karın bölgesinden ve kaburgalarından onlarca ameliyat geçirdi. doktorlar yaşamasını mucizelere bağladılar. aylarca hastanede yattı ve rehabilitasyonu yıllarca sürdü. hala sancılanma ve nefes alma problemleri oluyor. kocasının kopan kolu yerine dikildi. ilk altı ay bir sene kadar o kolu önce alçıyla sonra askıyla boynuna bağlayıp vücudundan sarkan işe yaramaz bir parça gibi gezdirdi. 2 sene kadar fizik tedavi ve rehabilitasyon gördü ve 2 seneden sonra o kolunu kullanabilir duruma geldi. Bunlar şanslıydılar; çünkü yaşadılar ve onca ızdıraba rağmen kalıcı bir sakatlıkları olmadı.

    benim çevremdeki insanlardan oluşan bu liste daha da uzar gider ama bu kadar örnek yeter.

    Cinnet trafiğinde biz de cinnet geçirmeyelim. Hayvanla hayvan olmayalım, şeytana uymayalım.

    YAŞAYALIM VE YAŞATALIM!




  • ODTÜ'de kampüs içinde birçok kasis vardır. O kasisler 98'de yapıldı (yanlış hatırlamıyorsam)
    Kasislerin yapılma sebebi ise inşaat müh.'den bir kızın tigrasıyla işbankası kavşağında yoldan çıkarak yaya kaldırımındaki birine çarpması ve öldürmesiydi...
    O gün bu gündür merkezkaç kuvvetine doğru olan kaldırımlarda yürümemeye özen gösteriyorum.
  • Çok güzel ve maalesef acı gerçeklerle dolu bir yazı olmuş. Umarım hepimiz zaten bildiğimiz ama hiç düşünmek istemediğimiz bu trajedileri daha aklıselim düşünür ve dersler çıkarmaya çalışırız..

    Evet Türkiye’de maalesef insanlar direksiyon başına geçtiklerinde kişilik değiştiriyor ve bu dejenerasyon her geçen gün daha da artıyor. Yollar her gün bir önceki günden daha tehlikeli daha kural tanımaz insanlarla dolu bir hal alıyor. Kişiler zaten belli bir duruma geldikten sonra yani bu dejenerasyonu geçirdikten sonra ne anlatsanız pek bir işe yaramıyor. 18’inde de aynı 50’sine de aynı anlamaz ifade. O yüzden bence bu bilinçlendirme daha genç yaşlardaki ve henüz trafiğe çıkmamış ya da yeni çıkmış insanlara yapılmalı. Hepimiz en başta kendi çocuklarımızı ve bizi seven dinleyen yakınlarımızı baskıcı ve emredici olmadan, dolayısı ile tam tersi bir etki yaratmadan bilinçlendirmeye çalışmalıyız. Bunlar en başta eğitim ile olacak şeylerdir.

    Ayrıca cezaların yüksekliği ile bu gibi şeylerin engellenemeyeceği fikrine de pek katıldığımı söyleyemeyeceğim. Evet cezaların engellemediği doğru ama sebebi insanları durdurmaması değil kimseye ceza kesilmemesidir. Eğer siz bir cezayı uygulamazsanız o cezanın herhangi bir caydırıcılığı da kalmaz. Trafikte söz konusu şekilde araç kullanan 100 araç geçiyorsa bunların ancak 1-2 tanesine ceza uygulanıyor. Sorun polisin bunları görmemesi de değil. Ben bile defalarca insanların trafik polisinin gözü önünde kuralları ihlal ettiği halde (kırmızı ışık, aşırı hız, hatalı sollama, sinyal vermeme vs.) polisin kılını bile kıpırdatmadığına şahit oldum. Eğer polis her gördüğüne ceza kesse zaten bugün 100 olan o araç sayısı yarın 90’a, öbür gün 80’e , öbür gün 50’ye iner. Ve trafikte bu gibi araçların sayısı azaldıkça daha çok dikkat çekip, daha göze batar ve daha da kolay yakalanırlar. Ancak şu anki durumda tam bir kuralsızlık sürü hakimiyetiyle arada ancak kurallara uyup yavaş gidenler göze batıyor.
    Bir de bazı arkadaşlar örneğin hız sınırlarının düşüklüğünden ve aslında bazı bölgelerde çok daha yüksek hızlarda üstelik de güvenli olarak gidilebileceğinden bahsediyorlar. Acaba daha yüsek hızda da güvenli gidilebilmesinden kastettikleri nedir ? Evet yol 3-4 şeritli olabilir. Hatta yol uçak pisti gibi dümdüz de olabilir. Ama unutmayın ki o yolda yalnız değilsiniz. Ve o yoldaki diğer şöförler F1 pistlerindeki diğer şöförler kadar ya da sizin kadar tecrübeli ve iyi olmayabilir. Yada herkes çok iyidir ama 4 şeritli yolda en sağ şeritten en sol şeride makas atan bir kendini bilmez yada siz 150 ile giderken 200 ile arkanızdan gelip tamponu dayayarak selektör yapan birileri de her zaman olabilir. Peki ya o anda lastiğiniz patlar yada başınız dönerse ne olacak. Kısaca demek istediğim, sorun sadece yolun hıza müsait olup olmadığı ile ilgili değildir. Sorun en başta kaza risklerinin en aza indirilmesi ve en kötü durum yani kaza gerçekleşir ise de o kazanın en ez hayati tehlike ile atlatılması sorunudur. Siz bir kaza geçircek olsanız 50-90 km ile mi geçirmek istersiniz yoksa 120-180 km ile mi? İşte bence güvenli hızın anlamı da bu soruda yatmaktadır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ugurBJK


    Ben bir süredir Paris'te yasiyorum.

    Burada çok çok nadiren kazaya veya kaza haberine tanik oldum. Çok nadir olarak yasli insanlar kazaya kurban oluyor, o da ya tahmin edilenden çok daha yavas tepki vermeleri/hareket etmeleri, ya da kavsakta karsidan karsiya geçerken yolun ortasinda aniden geriye dönmeleri gibi sebeplerle.

    sürücüler, birinin yaya geçidine girmeye niyetli oldugunu gördüklerinde %99 duruyorlar, hatta yayalar arabanin geçmesini beklerken, araba durarak nazikçe yol veriyor. Söförler ise yayalara çok nadiren surat asiyorlar, birakin bagirip çagirmayi...otobanda sürat yapanlar çok az. Yalniz motosikletliler pek hizli gidiyorlar. Onlarin da hepsi cezalarini aliyorlar trafikten.

    Bu konularin milliyet ile alakasi yok. Benim topraklarimda malesef cahilligin de, yüce insani duygularin, kahramanliklarin ve fedakarliklarin da en inanilmazlarina rastlanmistir.

    Insanlari bilinçlendirmek lazim. Bu konuda sürücü kurslarina büyük görev düsüyor. Para hirsinin olusturdugu perdenin biraz aralanmasi gerekiyor. Ayrica, kimse cezalarin fazlaligindan yakinmasin. Bence özellikle hiz sinirini asiri asmak ve kirmizi isikta geçmek gibi suçlarin cezasi kesin caydirici nitelige sahip olmali (1500-2000 YTL'den asagi olmamali). Ayrica, ceza her halükarda suçluya ödetilmeli. Bu konudaki zamanasimi kolayligina siginamamali insanlar. Rüsvet anilarinizi okudukça kafayi siyirdim arkadaslar. Bu ise taraf olan trafik polislerine de inanamadim. Bu nasil bir görev bilinçsizligidir. Bravo yani.

    Kazasiz günler dilegiyle,

    Ben imzami degistirdim bile.




    ewet aynen katılıyorum türkiye neden yurtdışını örnek almıyor benimde ingilterede bulununan bir akrabam var bazen ilgiterede yaşamanın ayrıcalıklarından bahgsederken hep söz trafiğede geliyor sürücüler çok saygılı kırmızı ışıkta geçmek yok fln çok bilinçli sürücüler ne küsell






  • umarım mesaj herkese ulaşmıştır..




  • Arkadaşım yazın için sağol okuyanı kendine getiren cinsten bir yazı olmuş. Eline, yüreğine sağlık ...
  • bu topici en üstte tutmak gerekir hocam. tebrikler sana




  • Kısa süre içinde gelen çok sayıda mesajı okuyunca bu duyarlılığı çok sayıda kişinin içinde taşıdığını memnuniyet ile görebiliyoruz. Bu duyarlılığın satırlardan çıkıp uzun soluklu bir sivil toplum hareketine dönüşmesi gerekliliğini artık görmemiz gerekiyor. Kızını kaybetmiş bir babanın Ankara yürüyüşü gibi başlayıp bitmemeli.

    1.Bilgisizlik
    2.Eğitimsizlik
    3.Denetimsizlik üçlüsü çözümlenmeden göz yaşlarının dineceğini düşünmüyorum.

    Bilgisizlik, sürücü kurslarının vermediği (veremediği değil) eğitimin bir sonucu. Ehliyet sınavlarına Birkaç kez görevli olarak katılmış bir tanıdığım, girdiği sınavda iki öğrenciyi geçirmediği için bir daha sınavlara davet edilmediğini anlatmıştı bana. Tüm kurslar ehliyet sınavını kazandırma başarısı ile övünüyorlar ancak öğrencilerinin trafik sabıkaları hakkında maalesef hiçbir bilgi veren yok. İyiliğin ölçütü sınav komisyonunu razı etmeyle doğru orantılı.

    Eğitimsizlik sanırım en zor çözülebilecek olan sorun. Aileden başlayıp, okul sürecini işine alan bir sürecin sonucu... Çözümünü açıkçası bilemiyorum. Çevremize ve kendimize saygı, ilave olarak kendimize hakim olabilmek belki de pek çok kazayı (ve de kavgayı) engelleyebilir.

    Denetimsizlik belki de en kolay çözümlenebilecek olan konu. Devletin bir sorumluluğu. Bu sorumluluk konusunda devlet denetim olanaklarının kullanımı ve yaygınlaştırılması konusunda sürekli olarak uyarılmak zorunda. Bireyler de şikayet hakkını kullanmalı, şikayetlerinin sonuçlarını şeffaf bir ortamda denetleyebilmelidirler.

    Notlar :

    1.Lütfen acil hastalarınızı sizler hastaneye yetiştirmeye kalkmayın ve 112 numaralı telefonu arayın. Çok daha emniyetli bir yoldur.
    2.Hız yaparak hasta yetiştirmeye çalışan ambulansların arkasına girip boşalan yoldan yararlanacak uyanıklar arasındaki savaşının içinde olmayın.
    3.Ben de babamı 33 yıl önce trafik kazasında kaybetmiştim. Ve öldüğünde o 40 ben 12 yaşındaydım...




  • güzel bir noktaya değinilmiş.kutlarım.bu hiç unutulmamalı ve araçları kendi güvenliğimizin dışında tüm çevrenin güvenliği için kurallara uygun bir şekilde kullanalım.bu topiğin herkesce okunması için güncellenmesi gerektiği fikrine katılıyorum
  • Makif13,

    Gündeme getirmek istediğin konu ile ilgili yazmış olduğun yazıyı o kadar beğendim ve etkilendim ki iznin olmadan diğer arkadaşlarıma da aynı konu ile mail olarak gönderdim. (yalnız sayfanın linkini değil direkt olarak yazıyı) Düşüncem bu yazının ve gündemin sadece bu forumdakilerle sınırlı kalmadan daha geniş kitlelere de yayılmasıydı. Umuyorum ki bu yazı da internette dolaşan onca mail gibi elden ele dolaşır. Ancak nick’in dışında bir isim olmadığı için yazıyı isimsiz ve imzasız olarak gönderdim. Umarım bir sakıncası yoktur. Ve kimbilir belki bu yazı bir süre sonra sana tekrar mail ile döner..
  • Ellerine yüreğine sağlık çok güzel bi yazı.
  • güzel olmuş şöyle olmuş böyle olmuş demekle olmuyuor umarım birilerinin insafına gelirde biraz düşünür hızın kime yararı var diye bende severim hızı yerine göre ama öyle makasmış şuymuş buymuş saçma gelir

    2 sene önce mersinde bi tipo kadına vurdu 2 metre havaya fırlattı gözlerimin önünde o genç kızın anne diye haykırması hala gözümün önünde saglık ekibi geldi yavaşça eşarbı ile kadının yüzünü kapattı ve ben o gece uyuyamadım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DG00 -- 29 Mayıs 2006; 15:34:02 >
  • Şuana kadar forumda okuduğum en anlamlı yazıydı.........
    1)çok klasik olucak ama gene eğitim şart.....
    2)ayrıca her köşe başına pist te yapsanız gene herkes trafikte hız yapıcaktır.....pistte makas atılmıyor....ölüm tehlikesi yok ....adrenalin wermiyor......bu nedenle hızlı giden 2 ayaklı haywanlar..gene bildiğini okurlar.....
    3)cezaların artması işe yaramaz aksine rüşwet artar...devletin kazancıda azalır......adam ceza 200 se 50 60 polise werip geçiyor....ceza 2000 ytl olursa polise 1 milyara kdr para werebilirsin yarıyarıya az olur genede.....hiç bir polis bu teklifi geri çewiremez....çok sayıda,, polisleri tuzağa düşürücek ekipler kurulur....bilerek kırmızıda geçer.....rüşwer werir we polisi yakalattırır..ancak böyle şeylerle bi çözüm aranır....
    4) bizim insanımız kendi canını düşünmüyorki başkasını düşünsün....trafiktekilerin çoğu kemer takmıyor.....
    EURO-NCAP ın sitesinde esp siz araç almayın diye bir yazı we 1-2 video koymuşlar....saolsun duyarlı bir arkadaşımız bu foruma taşıdı bu konuyu......Aman Allahım sanarsınız esp bomba --euro ncap de terörist bizi öldürmeye çalışıyorlar.....
    her türlü sivil toplum hareketine warım ama bu hareketin bir ütopya olacağına inanıyorum.....umarım yanılırım.....

    (ben makas atıyorum rüşwet weriyorum fln sanılmasın....benim daha ehliyetim bilem yok...)




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.