Şimdi Ara

SİLİNEBİLİR (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
151
Cevap
10
Favori
14.307
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
112 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Çanakkale tavsiyemdir mümkünse küçük bir ilçenin 10-20 km uzağına yerleşin
    Rüzgar trübini işe yarar akarsu olan yerler var tavsiyem ayvacık veya küçük kuyu taraflarına yerleşmeniz olucaktır.köylü amcalarla takas bile yapabilirsiniz
    Ormanıda bol
  • Sistemden çıkarsanız faydalarından yararlanamazsınız

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bahar aylarında çadır hayatı ile başlayan bir prova yapılabilir. Bir yerlere kalıcı olarak yerleşince ise illa ki tavuk, keçi beslemek, vs bir şeyler ekip biçmek gerekir ki yaşayanların yiyeceği çıksın. Arada gezicez derseniz o zaman hep dışa bağımlı olunur ve işin şekli değişir.


    Hem orman olacak, hem akarsu olacak, hem deniz olacak, hem yerleşim alanı olmayacak, hem kendi kendine yetecek, hem de arada gezilecek falan denirse o işin ayakları yere sağlam basmıyor demektir.

  • Kırsal hayatı çok güzeldir arkadaşım, tabi ne aradığına bağlı, avm bağımlısıysan sana göre değil ama sakinliği dinginliği seviyorsan gece hayatın yoksa, benim ailem arkadaşlarım olsun yeter diyorsan sana göre ama...


    Ama kırsal hayatının zorlukları ölümcüldür, örneğin hasta olursan hele kış vaktiyse kar da çoksa ulaşımda sıkıntı yaşarsın, ya da bir kalp krizi geçirirsin bir pıhtı atar ambulans gelene kadar ya kalıcı hasar bırakır ya da vefat edersin.

    Özellikle çocuklar için sıkıcıdır köylerde okul kalmadığı için taşımalı eğitim oluyor ve uzun yolculuk süresi gerekiyor ayrıca kırsalın genel eğitim seviyesi düşük olduğu için öğretmenler de buna göre anlatıyor o yüzden çocuklar ek eğitime ihtiyaç duyar.

    Maddi kolaylıkları(çoğu köy su faturası ödemez, bahçe ve kış hazırlığıyla çoğu şey ucuza-bedavaya gelir, yakıta pek para ödemez köylüler orman korucuları bile diyor köylülerden para alırsak bu adam ne yiyip içecek) yanında maddi zorlukları vardır, tarım ve hayvancılık uzun vadede güzel paralar eden ama kısa vadede çok büyük sıkıntılar çektiren bir ekonomik organizasyon, param çok diyorsan tamam ama tek kurşunun varsa en azından 2 kurşunun olana kadar bu işe girme.


    4-5 dönümle naparım demişsin açıkçası 4-5 dönümle ancak besi hayvancılığı yaparsın ancak o çok yatırım isteyen meşakkatli ve zor bir iş. Hazır yem alsan çok pahalı tarla kiralamalısın, tarla kiraladın doğru yem karışımı için çeşit yapmalısın vs. vs.

    4-5 dönümle tarım yaparsan o zaten bahçe olur tarım olmaz hep ekonomistler diyor yıllık mahsül alıyorsun tarladan en kötü 1000 dönüm olmalı ki kendini geçindir adam akıllı.





  • hocam kaç paran var bilmiyorum ama bence o paraya kira getiren mülk alıp karavancılığa yönelin derim. kafanız daha rahat olur.

  • Concordato kullanıcısına yanıt
    1000 dönüm biraz abartı olmuş. İzmirde ek gelir olarak meyvecilik yapıyoruz 4 dönüm yerimiz var. Yolluk 40 bin geliyor masrafları düşünce 25 30 kalıyor. İçinde yaşamak şartıyla ve haycancılık işçilik gibi arada ek işler ya da pasif gelir kaynağı ile 8 10 dönüm bir tarla bir aileye yetecektir. Ekonomistler herşeyi hesaba katıp çok abartıyor kırsalda bineceğin araba giyeceğin kıyafet yiyeceğin yemek bellidir çok da abartmaya gerek yok 1000 dönüm yer eğer meyvecilik yapılacaksa delirtir adamı parayı koyacak yer bulamazsın :D
  • Meyve fidanı dikince o sene hasat mı alıyorsunuz ? Bir meyve ağacının tam verime ulaşması meyveden meyveye değişse de ortalama 6 yıl ,ne yapacak bu insanlar taş mi yiyecek 6 yıl ha bir de fidan dediğin şey tohum degil kalitelisi baya pahalı ve fidan dönemi hassas çocuk gibi bakmalısın. Hepsinin üstüne köyde gizli masraf çoktur, kıyafetlerin ayakkabıların çabuk eskir, çok çalıştığın için çok yersin, hele hele araba alman gerekir o en sıkıntılı konu neyse sonuç olarak ekonomistler dinlenmedigi için çiftçi bu halde, bu ülkenin ne büyük tarımcıları bile sıkıntıda. 1hektar lafı öylesine söylenmiş bir laf değil uzun dönem planlaması yapılmış her türlü risk hesaplanmış, verim eğrileri kullanılmış.

    Bir de konu sahibine son ekleme çoğu köyde dedikodular, çapraz ilişkiler, kavgalar bitmez sanırım can sıkıntısından o yüzden gideceğiniz köyü iyi seçin iyi araştırın.




  • Bir de somut örnek bizim akrabanın tarla var almanyada ama cevizlerinden biz yararlarınırız her sene, neyse bölgede çok büyük ceviz üreticileri de var ve geçtiğimiz sene dolu vurdu tüm cevizlerden olgunlasmadan dalından döküldü bizim "ek gelirimiz" olduğu için bize dokunmadı ama bu arkadaşlar az daha batıyordu, tek avantajları tarlaları çok büyük olduğu için o daldq az kalan cevizlerle o seneyi zor bela kapattilar anca kredileri döndürdüler, maaşlı iş değil bu bir işletme bartın mı harbi batarsın.
  • Concordato kullanıcısına yanıt
    Bende sıfırdan oraya yerleşmekten bahsetmedim biz tarlayı ilk aldığımızda üzüm vardı söktük kiraz diktik 5 6 sene bekledik tabi maksimum verim için ama yerleşmedik oraya hala da yerleşmedik. Meyvecilik işi öyledir insan gibi düşünün doğar büyür ve ölür. Kiraz ağaçları çabuk kurur bir anda tarlada 20 ağaç kurusa senin için hem para hem zaman sıkıntısı yaratacak. Yetiştirdikten sonra yerleşirler diye düşündüm ki zaten ek iş de yapacaklarmış 5 6 sene bir şekilde idare edebilirler. Fidanı da ağacına göre her ağaçta olmaz ama deli ağaç fidanı alıp sonra kendiniz aşılarsanız çok daha mantıklı olur ucuza gelir 3.5 ile 7 lira arasında değişiyor fiyatlar. Köy masraflarına gelince gizli masraf demişsiniz köy ve şehir hayatını bilen biri olarak şehirin gizli masraflarının yanından bile geçemez çok yer demişsiniz bizim köyde en zengin ile en fakir aynı yemeği yer tarhana çorbası içer herşey evde doğal yapıldığı için de yine çok masraf olmaz, kıyafet olarak yine şehirdeki marka takıntılarından kazıkçı esnaflardan da uzak olunacağı için yine karda olacaktır. Araç olarak kişinin kendisine kalmış birşey Toros da işini görür ford ranger da :D bizim oralarda en zengin en fakir torosa biner tarla işlerini öyle halleder :) traktör olarak da aynı şekilde parası olan çift çeker new Holland tt alır parası olmayan gider Fiat 480 alır aynı işi görür :) yine de en basit traktör ve araba için 60 70k sermaye lazım o da ekonominin ayıbı :( 1 hektar lafına gelirsek de bu işi büyük oynayan bununla geçinecek hayat kuracak olan insanlar için mantıklı fakat konuyu açan arkadaş ve ben kendi kendine bir hayat alanı oluşturup yaşamak düşüncesinde olduğumuz için fazla büyük. Avrupa’da da böyle bizim çiftçilerimiz gibi 5 10 dönüm tarlalarda ilkel tarım yapan kalmadı herkeste büyük tarlalar büyük makineler büyük hedefler var ve çok kazanıyorlar fakat dediğimiz gibi bizim hedefimiz maddi kaygı değil şehir hayatından uzaklaşmak.

    Dedikodu konusunda sonuna kadar haklısınız söylenenler bir zaman sonra kapınızdan içeri girer kulağınızda çınlar insanlar nasıl bu kadar acımasız şaşırır kalırsınız.




  • Concordato kullanıcısına yanıt
    Her girişimde olduğu gibi tarım ve hayvancılığın da riski çoktur ayrıca yerin boyutu arttıkça gelir artacağı gibi maliyet de artacaktır bunu da dikkate almakta fayda var. 1 hektar alan tek kişinin ya da bir ailenin bakabileceği yer değil büyük paralar ve büyük işgücü lazım dediğim gibi bu iş girişimciliğe girer ve her girişimde bahsettiğiniz risk vardır fakat burada benim ve konu sahibinin bahsettiği girişimcilik değil 1500 lira gibi küçük bir ek gelir ile kimseye bağlı kalmadan 3 5 dönümlük kişisel alanımızda ekip biçip yetiştirmek ve kimsenin boyunduruğu altında kalmamak. Bunun için koskoca 1 hektar yer çok gereksiz. Benim de ileriki hedeflerim bu yönde fakat daha çok gencim şehir hayatı bitmedi şimdilik babam gerçekleştiriyor bu hayali 3 5 seneye şehirden tamamen kopacaktır bunun ülkemiz içinde faydalı olacağını düşünüyorum üretim açısından.
  • Hayaller güzel gerçekten umarım gerçekleştirebilirsiniz.Ancak uzun vade de kalıcı gelir sağlanması gerektiği bir gerçek.Hazır bir bütçe ile nereye kadar dayanılır bilinmez.


    Ek bir fikir sunayim.Bu işi instagram ve youtube vb mecralardan yürütürseniz karavancılar için sosyal bir alan/kamp yapabilirsiniz.Gerek ek gelir gerek yeni çevre açısından iyi olacaktır diye düşünüyorum

  • Alışma süreci olcaktir bunu atlattıktan sonra bir düzlüğe biner

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • youtube kanalı aç hocam her gününü paylaş gelir olur hem, hem de insanlara motivasyon olur senin gibi yapmak isteyen
  • Bence bir anda girmeyin risk almayın.Önce deneme tarzı bu işe girişin ona göre karar verin
  • Bunu yapmış ve youtube'da yaptıklarını paylaşan bir kaç insan var. Onları mutlaka izleyin. Kafalama dalmayın.


    Tarımdan da, hayvancılıktan da hiç anlamam. Ama bildiğim bir şey şu: bir kişinin işlediği arazi bir dönümü bulduğu an o iş ciddi bir iş yükü haline geliyor. Bildiğin çiftçi olmuş oluyorsun. Ama 1 dönümden elde edilebilecek ürün de bir aileyi geçindirmekten çok uzak (çok cins işler yapılmaz ise). Dolayısı ile çiftçilikte güzel gelir için biraz büyük olmak ve bol teçhizat (traktör, kuyu vs.) şart gibi. Her iş gibi, bu işin de riskleri var: (Don, böceklenme, hayvanların hastalanması vs.)


    Doğrudan büyük yatırıma girmemek lazım. Önce minik bir deney yapılabilir.


    ----------------------


    Her şeyi de parasal getirisi ile hesaplamanız lazım. Türkiye'de sıfır atık tarım/hayvancılık konsepti pek gelişmiş değil. Bu alanda ciddi araştırma lazım. Dediğim gibi zır cahilim bu konuda. Ama işin özü şu: Zımçak ektin, zımçak yoğun yemle hayvanı besledin. Hayvanın zıçmığını zebercette kullandın. Meyve çöpünden posa yaptın, geri tarlaya itekledin. Atık yağını traktöre itekledin falan... Nihayetinde normalde çöp olan bir şeyi maliyetini GERÇEKTEN düşürecek şekilde geri kullanmak özellikle küçük ölçek çiftçi için kritik. Yoksa para falan kazanılmaz.


    Rüzgar türbini falan biraz hikaye. Ben diyeyim. Yıllarca hidroelektrik santrali işlettik. Anlarım yani biraz enerji işlerinden.  Kendini çıkarması çok uzun süre alması kuvvetle muhtemeldir ve rüzgar kesildiğinde sistemden elektrik alacaksın. An itibari ile güneş panelleri sanıyorum rüzgar türbinlerine denk hale geldi maliyet konusunda. Üstelik çok daha tahminlenebilirler. Gündüz üretir. Gece yatar.  Bulut vs, verimi az biraz düşürür. Ama rüzgar türbini gibi değil. Öyle de, böyle de nispeten büyük yatırımlar bunlar. Bunlar bu düzende kalıcı olacağınıza kesin karar verdiğinizde yapılabilecek işler. Çünkü en iyi enerji yatırımı kendini 7-8 yılda çıkarır.  O da en ballı börek olanı.


    "Sistemden çıkıyorum" da yalandır. "Sistemle bağımı azaltıyorum" mümkündür. Zira evet, kendi yetiştirdiğini yer içersin. Ama çocuk okuyacak. Üniversiteye gidecek. Montu var, ayakkabısı var. Para lazım.  Forumda takılıyorsun. Dandiğinden bir pc lazım. İnternet lazım. Para lazım.  Dolayısı ile sistemden çıkılmıyor.


    --------------------------


    Alternatif yetiştiricilik konuları:

    1) Türkiye'de mantar çeşitliliği az. Enteresan mantarlar dünya paraya satılıyor. Çoğu mantar da Türkiye'de hiç yok. Yetişmediğinden değil, görgü/bilgi olmadığından. Gurme manav ve marketlerde (mesela Ankara'da Besi Çiftliği) buna ciddi bir talep olabilir.

    2) Solucan gübresi konusu... Bu mesele bir dönem küçük yatırımcıyı cezbediyordu. Belki pıtrak gibi herkes buna girişmiş ve rekabetle kar marjını öldürmüşlerdir. Bilmiyorum. Ama bir araştırma konusudur.

    3) Tıbbi tarım. Efenim kavak gövdesinde, gölge bölümünde yetişen bir çeşit mantar varmıştı da, bu mantar ilaç sanayinde kullanılıyormuştu da gibi konular. Kar marjının ciddi yüksek olduğunu duymuştum. İlaç sektörüne çiftçilik yapmak hiç de aptalca değil.


    Daha endüstriyel işlerdir, fakat Türkiye'de eksiği net olarak hissedilen işler: peynircilik...


    1) Mozorella. Türkiye'de bir firma mozorella üretiyor. O da sası sası, başarısız bir mozorella. Bir restoran onu almaz. Öyle diyeyim. Allah'ın über dandik peynirini İtalya'da İthal ediyoruz. Üretimi süper kolay. Normalde ucuz da bir peynir. Ama Türkiye'de düzgün üreteni olmadığından restoranlar büyük ihtimal İtalya'dan ithal olanları kullanıyordur. Araya girilebilir.


    2) Gerçek Cheddar. Çakmalarını Türkiye'de üreten bir çok firma var. Gerçek cheddar'ın başarısız bir versiyonunu ise sadece bir firma üretiyor. Bir çok meksika yemeğinin ve BÜTÜN gurme hamburgerlerin vazgeçilmezidir. Kaliteli bir burgerci çakma cheddar veya düşük kaliteli cheddarı kullanmaz. Gene ithale yöneliyor. Araya girilebilir.


    3) Permesan.  Büyük bir sabır işi. Yıllandırma konusu... Ama tutturulabilirse, küçük bir üreticiyi dolduracak kadar talep koca Türkiye'de kesinlikle vardır. Pahalı da bir peynirdir. Tutturulursa iyi para kazanılır.


    Bizim memleketimizin güzel peynirlerini üretmeye girişmemek lazım. Zaten üreteni çoktur. Kalitelisi de bol bulamaç mevcuttur. 100 parçaya bölünmüş pastadan 101'inci payı koparmaya kasmamak lazım. Hem büyükler, özellikle de gıda sektöründe, küçükleri yutar. Bu gerçeği atlamamak lazım.


    ------------------------


    Şehirli çiftçinin bariz avantajları var. Öncelikle şehirde iyi bağları var. Alternatiflere, eksiklere daha hakim olabilir. Bu eksikleri tüketenlere daha kolay ulaşabilir. Ek olarak da olaya bir emekçiden ziyade, iş adamı gibi yaklaşması daha muhtemel. Ki sermaye senin, yatırım senin, tarla seninse üzerinde fiziki olarak çalışıp ter döküyorsan bile sen aslında bir iş adamısın. Çiftçimizin bunu iyi anlaması lazım. Her biri birer iş adamı.  


    Ciddi dezavantajları da var tabii ki şehirlinin çiftçilik yapmaya başlamasında... İşi öğrenmek şart. Ama gerçekten istenirse her iş sonradan öğrenilir.  Bu öğrenme sürecinde ufak ufak yapmak lazım ki, yediğin kazık küçük olsun. Kazık yiyeceksin. Kazıktan kaçış yok. Yaptığın işin detayını iyi bilmiyorsan elbet yiyeceksin. O yüzden öğrenme sürecinde ufak oynamak şart.  





  • Sana tavsiyem Rose Adasının İnanılmaz Hikayesi adlı filmi izle. Adam İtalya kıyısında bir ada inşa edip devlet kuruyor.

  • Çok iyi yapmışsınız, arkadaşlarınızla beraber sadece ihtiyaçlarınız kadar üretmeyin. Hollandalıların yaptıkları gibi organik kaliteli üretim yapıp olması gereken fiyattan satın, şehirden çok çok daha kaliteli bir hayata sahip olursunuz.


    Bir kere uykudan zevk alıyorsunuz, doğanın sesleri çok sakinleştirici ve güzeldir. Mevsimleri olması gerektiği gibi yaşarsınız, soğuk da sıcak da güzel gelir size. Umarım mutlu olursunuz.

  • Başlığı görünce matrix gerçek oluyor sandım başarılar diliyorum
  • CİN EMLAKTAN KÖPRÜBAŞINDA 1000 DÖNÜM TEK TAPU SATILIK ARAZİ

    4.500.000 TL



    hadi yarı fiyatına bulun 2.250M TL


    zaten bu kadar paranız varsa git taşın bi köye faiz ye neyi kasıyosun

  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.