KONU SİLİNİRSE SEVİNİRİM.

Kırsalda yaşama fikri uzaktan hoş gelir hocam. Gerçekte hiç de kolay değildir, şehir yaşantısına alışkın birisi için keyifli de değildir.

Herşeyi kurup bir şekilde başlasan bile bir anda tavukların yumurtlamayı kesecek, sebzelerin böceklenecek, yazın sıcaktan kışın soğuktan stres altında olacaksın. Alışana kadar sürekli hasta olacaksın, içeceğiniz suya bile alışmak zaman alacak. Hele ki birkaç kişi bir arada olma işi hepten sakat. Hemen hemen her konuda anlaşmazlık, huzursuzluk çıkacağına emin olabilirsin.

İnsanların doğadan uzak apartman dairelerine hapsolması bir distopya gibi görünüyor ama yine de en konforlusu bu.

Yukarıdakini dinleme yapabilenler de var

Kardeş neden senin gibi bazıları tanımadığı insanlar hakkında konuşmayı adet edinmişler? Beni tanıyor musun dostum? Ben karadenizliyim. Benim gençliğim yaylalarda geçti. Biz yaylada barakada kışladık alttan rüzgar vurdum mu halıyı kaldırırdı. O şartlarda bile yaşadık biz. Elektriksiz. Anlamadığım nokta bu hayatı bilmediğim kanısına nasıl vardın? Yani demem o ki biz ne istediğimizi gayet iyi tecrübe etmişiz beraber zamanında. Açken birbirine dalan tipler olsak o şartlarda biterdi arkadaşlığımız.

Zaten bildiğimiz hayat dostum bu. Karadenizliyim ben. Arkadaş "sen bilmezsin bu işleri" diye lafa girenlerden. Kışın soğukta mavzerin elimize yapıştığı zamanlarda yaylada kalmış adamız. Ben bekliyodum zaten bu cevabı ilk mesajda gelmesi iyi oldu.

Madem o kadar çok biliyon ne diye gelip ekran kartı forumunda kırsal arazide ne yatırımı yapayım diye soruyon? Tey allam.

Zamanında anne sütü içmeyince böyle oluyo işte.

İmkan varsa kırsalda yaşamak güzel olur.En azından kafanız rahat eder.Ama maddi olarak güvence lazım.Tamamen insanlardan uzak yaşayacaksanız kendi kendinize yetmeniz gerekiyor.Eğer ki ekip biçerek domates,salata,soğan,buğday ve hatta süt,yumurta gibi temel besinlerinizi karşılarsanız ufak ekstra gelirlerle bu iş olur.Mesela şehirdeki dairenizi kiraya verirsiniz.Her ay 1500 TL kira geliri+gıdanızı kendiniz üretirseniz bu iş olur.

Zaten hepimizin kurulu düzeni var dostum ama tercih etmiyoruz. Malum pandemi durumu ve yarattığı ekonomik tsunami dünyayı da mahvedince iş ciddiye bindi. Aslında güvenebileceğin arkadaşların ve biraz birikmişin varsa sen de yapabilirsin.

Aynen öyle hocam. Zaten birikmişimize güveniyoruz. Hiç birşey yapamasak da en azından karnımızı doyuracak bir para akışı olacak. Yoksa zaten girilmez bu işe. İstiyoruz ki ek bi iş alanımız olsun biraz daha destekleyelim geliri.

Beni de alın yav, param var, evim var, bunalıyorum. Bir işin ucundan tutarım. Borsadan da anlıyorum, hiçbir şey yapmasak borsadan kazanır, gül gibi geçiniriz

Aslında sisteme girecek herkesin şehirde kiraya bırakacağı bir evi, kenarda da biraz parası olsa; parayı köye sermaye yapıp bağ-bahçe kurar, kira geliriyle de işler yoluna girene kadar idare eder. 5 kişi-5 ev, ayda çalışmadan en az 5 bin lira gelir, köyde 5 kişiyi fazlasıyla doyurur. En kötü senaryoda bile idare edersin. Baktın sel oldu, evin yıkıldı, dam uçtu, hayvanlar kayboldu, dön geri gel evine. Kaybedeceğin kenardaki kefen paran o kadar. Denenmesi lazım mutlaka

Bu işte en büyük sermaye dost arkadaş hocam. Biz kardeş gibiyiz beraber büyüdük ama senin arkadaşın yoksa da bu işi yapan, bu şekilde yaşayanlar var. Onlarla birlikte çalışıp yaşayabiliyosun. Biraz araştır youtube da bulursun. Arkadaşı da orda edinirsin belki kimbilir.

Konfor alanının ne demek olduğunu Trabzon'un yaylalarında öğrendim   Bir düğmeye bastığında ışığın yanması, kışın tuvalete gittiğinde kıçına sıcak su vurmak, tek düğmeyle suyu, evi ısıtmak ne demek anlıyosun ama şöyle de bir gerçek var hocam, o sobayla bile zor ısıttığın barakada kışın, gaz lambası ışığında arkadaşlarınla çay içip sohbet etmenin keyfi de ayrı. Gençken birbirimize korku hikayeleri anlatırdık malum oralarda cin hikayeleri ünlüdür. Hayatımın en güzel zamanları.

Kısaca biz fiziksel olarak zor bi hayatla, zihinsel olarak zor bir hayat arasında tercih yaptık. Kaldı ki şartlar yine de çok zor olmayacak çünkü elektrik de olacak, çoğu şey de olacak. Bakalım ne olacak ama şehir hayatı bizi çok bozdu.

Tam bizim işe yatkın adamsın ama biz kendimize göre kurduk planı hocam. Arkadaş varsa ikna et kurun kendi krallığınızı. Zaten dediğin gibi olay işin ucunda ölüm yok en kötü senaryo aldığımız arsayı satıp şehre dönmek. Ha kaybımız olur tabii ama biz göze aldık. Aç kalmadığımız sürece dönmeyiz. Ben artık adaletsizliğe şahit olmak istemiyorum. Gözüm görmez, kulağım duymaz, ruhum arınır unuturum. benden bu kadar.