Şehir hastanesi ödemelerine sansür!!! (4. sayfa)

Sandik hesap vermek degildir. Hesap vermek denetimle, seffaflikla olur.

Yaptiklarinin maliyetini halktan kacirtarak, ortulu odeneklerden para sacarak olmaz.

Dun 1 liralik butceyle 1 liralik hizmet veriliyordu diye bugun 100 liralik butceyle 3 liralik hizmet savunulmaz.

İnsan fanatik olabilir ama bu üye gibi "eski chpliyim" falan deyip de şu tarz yazmak net art niyetli bir hakaret. O yüzden böyle kişilerden en fazla böyle cevap bekleyebilirsin zaten.

Valla vergilerimizin gittiği yer olan hastanelerin varlığından memnunum. Helal olsun bu vergiler oralara.

hepimiz hasta oluruz, partili partisiz dinli dinsiz herkesin yolu hayatında 1 kere bile olsa burdan geçer.

övünebileceğimiz bir kurum aslında bizim hastanelerimiz. Tabiki her hizmetin bedeli var.

ancak,

ödemelr ve masraflar şeffaf olmalı, hatta herkese açık olmalı. Gizliliğe hayır!

Kac para?

Hala cevap yok...

Amac efendisinin emirlerine gore hareket eden emir kullarini kazanmak degil zaten, propaganda erlerinin foyasini ortaya cikartmak.

Cehaletin sesi gur cikar, meydani bos birakirsaniz yayilir.

@winwin35 Bravo sana halkın şimdi halkın haberi oldu. 16 buçuk milyar gizlenmiş. Of ülen o para ile kaç kasa gazoz içer, kaç kfc yerim ben var ya sana hela olsun. Hem de torbadan çıkmış ama sansürlemişler.

Vay anasını sayın seyirciler. Flaş flaş flaş.

Hastanelerde kovid'ten yer yok. Adam hastanenin parasını devlet neden ödüyor derdinde hiç ameliyat olup hastanede rehin kalmamış ki. Bol keseden sıkıyor. Maaşallah

hükümet her vergi mükellefine hesap vermekle yükümlüdür. hükümeti apartman yönetimi gibi düşünün,aidat veriyorsam hesabını yöneticiden sorarım. haa bu arada, şehir hastaneleri şirketin devletin değil, devlet kiracı

Ülkeyi şirket gibi yönetmek ne kadar kötü bir yaklaşım ise

hastaneyi otel gibi hayal etmek - karşılaştırmak da aynen o kadar kötü bir yaklaşımdır.

Açık açık yazmama rağmen sizde en ufak bir soru işaret canlanmadığını düşünüyorum.

Ben size daha muazzam bir şey anlatayım şu anda Amerikadaki cerrah 5g ve davinci ile Londradaki hastayı Amerikadan ameliyat edebiliyor.

Paristeki arkadaşımla görüntülü görüşme yapabiliyorum. Tahlillerde 2 saatte çıksın bir zahmet. Teknoloji çağındayız. Elimdeki telefondan dow jones da, nasdaq da işlem yapıyorum oturduğum yerden.

Siyasilerin çokça sığındığı bir konu var, sistemin arızalarından hekimi sorumlu tutmak. Çünkü kolay olanı ve oy edeni bu. Kesinlikle işe yarayanı bu değil.

Bugün kan tahliline 144tl verdim. Aile hekiminde D3 vitamine bakılmadığı için, bir hastaneye gitmeniz gerekiyor. Özelde işim varken tahlili de aradan çıkarayım dedim :) güzel çıkardılar. sadece d3,b12, testeron için bu fiyat. Endoskopi olmam gerekiyordu aslında, şehir hastanesinde 2 ay sıra var, virüs var. Özel de patoloji de varsa 1060tl tutuyor :) o parayı vereceğime 36tl iki şişe gaviscon dikerim kafaya :) sağlık sistemine güzel diyene de "Allah sağlık sıhhat versin diyorum. Hastaneye düşenin vay haline

Hocam ağzına sağlık ya. Evet biz sağlıklı nesil yerine hastalıkla savaşı seçiyoruz.Dediğinizz gibi hem oy hem para orada. İşin komiği de sürekli hasta olacağımızı düşünüyoruz. Ev ilanlarında yazıyor "hastaneye yakın". Abi neden hastaneye yakın oturmak isteyeyim? kronik hasta kiracı mı arıyorsunuz? Bir gareziniz mi var?

Fransada kırsal diyebileceğim bir bölgeye gittim. Orta büyüklükte bir ilçe, orada komşu köylere de gittik. Bir tane klinik var başka bir şey yok. Duble yol yok, toki yok. Almanya'daki kuzenime ağrı kesici götürdüm. Doktor su iç demiş yazmamış. Antibiyotik isteyeni dövüyorlar :) Bizde hem doktor, hem hasta tarafında ciddi yanlışlık var. Bir doktor da sen probiyotik iç demedi. Ama bunun sebebi de yine batı kanaatindeyim. Benim kronik rahatsızlığımın esas nedeni 5 yaşımda yediğim 19 penisilin! sonra bademcik gitti, bir zamanlar modaydı. Soner yalçın'ın kitabında yazanları bizatihi yaşadım. sonra işler hep kötüye gitti tabi. son ameliyatta sanırım artık iflas etti zavallım :) 3 yıldır floramı düzeltmeye uğraşıyorum az kaldı. fonksiyonel tıpa sardım. Allah hastanelerden, hasta yatağından uzak etsin hepimizi. Çok merak edenler gidip yatabilir müşteri olarak.

Bu arada yine ehliyet alamadım :)

Ehliyet açısından çok üzüldüm. Tekrar tekrar geçmiş olsun.

probiyotik açısından aslında dünyanın belki de en zengin ülkesiyiz. Yoğurt, turşu, ekşi mayalı ekmek, yeşillik, hep bizim kültürümüzde olan gıdalar.

Koruyucu hekimlik çok önemli. Mesela bu ülkede zayıflamak için Çin çayı sattılar, tarım bakanlığından onaylı idi. Ancak bu Çin çayını bitkisel ürün sanmayın. Bildiğiniz yeşil çay gibi bir bitki çayına Sibutramin isimli antidepresan ve iştah kapatıcıyı eklediler. Yani bildiğiniz ilacı bitki çayı diye iteklediler. Sonuçta güzel kilo verdirdi. Ancak ilacın düzgün kullanılmadığında yakın takip edilmediğinde kalp kasını çürütmek gibi ufak bir yan etkisi mevcuttu. Birkaç kişi öldükten sonra tedbir olarak Çin çayı ve Sibutramin yasaklandı. Sibutramin bazı hastalara gerekiyordu aslında olan onlara oldu. Vatandaşına değer veren, sağlığını koruyan bir ülkede böyle bir tablo ile karşılaşmazsınız. Çok ağır cezaları olur. Yurt dışına domates ihraç ederiz beğenilmeyen domates tekrar yurt içinde dolaşıma geçer. Her gün tvde mucize ürün pazarlanmakta, yahu 7 kavanoz bal 100 TL mesela. Acaba sağlığa ne kadar zararlı. Bu kadar kolay satışı yapılamamalı. Fonksiyonel tıp diye mantar gibi şarlatanlar türüyor. Evet bu bir bilim dalı ancak 7 kavanoz bal 100 TL olan versiyonları maalesef çok fazla. İyi örnekleri mutlaka var. Ancak insanları sömüren de var.

yaşadığım şehirde 5 yıla kadar Çeşme suyu yeterince iyi arıtılmıyordu. Burada cahillikten şişe su içmek sosyetelik olarak anılır. Çeşme suyunda asbest ve arsenik var. İkisi de kanserojen. Ve bizim memlekette gerçekten çok ilginç kanserler var. Ayrıca bir dönem bakteri enfeksiyonu oldu, belediye Başkan yardımcısı kameralar önünde suyun temiz olduğunu iddia ederek 1 bardak da kendisi içti. Ertesi gün akşam acilde yarı baygın serum yedi. Bakın bu söylediğim şeyler sağlığa önem verilen ülkelerde olmaz. Bu tür şeyleri düzeltmek için yatırım yapmak toplumun sağlığını korur ancak göz önünde olmadığı için oy olarak dönmez.

gıda ve su sanitasyonu, yaşamak için sağlıklı çevre, sağlıklı iş koşulları, daha ilk okuldan spor alışkanlığı edinmek vb birçok konu konuşulabilir.

Bizim ülkemizde biz bunları talep etmedikçe siyasiler bize ar etmeyecek. O sebeple bilinçlenip talep etmemiz lazım. Bu kadar yazma sebebim de budur.