Şimdi Ara

PANCAR MOTOR Tarih Oldu (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
33
Cevap
1
Favori
14.331
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    Herkez tüh vah, geliştirilseydi ne güzel motorumuz vardı, bi turbo takardın iki silindir eklerdin olurdu sana multijet gibi yaklaşmış..

    Peki başka bir başlıkta: "Türkiyenin Pancar Motoru geliştirilip otomobilde kullanılacak" denseydi, yorumlar nasıl olurdu bir düşünsenize. Ben bu forumdaki kişileri, kişilikleri samimi bulmuyorum, bir çoğu objektiflikten uzak, hiçbir şeyin olumlu tarafını göremeyen ve eleştirilebilecek bir nokta varsa son raddesine kadar eleştiren kişiler.

    Forum konusunda yer yer haklisiniz. "Pancar Motor gelistirilip otomobilde kullanilacak" denseydi tabii ergen caglarini gecmis hepimiz buna bir tarafimizla gulerdik. Bu da aslinda gayet dogal ve hakli bir tepki olurdu.

    Fakat sorunun ozu bu degil. Ulkede bir fabrikanin, ozellikle de %100 yerli sermaye ile uretim yapan 50 kusur yillik bir motor fabrikasinin kapanmasi kendi basina uzuntu verici bir durum. Zamaninda ulkedeki onemli bir eksigi gidermek uzere dogru noktadan yola cikmis bir yatirim yillar icinde daha ciddi bir sanayi kurulusuna evrilebilirdi, ya da baska yatirimlarin onunu acabilirdi. Bir sekilde olmamis, becerilememis. Bununla da kalinmamis, firma elindekini de kaybetmis. "volkman" nickli arkadas olayin arka planini gayet guzel aciklamis.

    Simdi bir "yerli otomobil isteriz" korosu var. Eger bu yonde bir atilim olacaksa pancar motor turu tecrubelerin de iyi cozumlenmesi gerek.

    Bana oyle geliyor ki bizim saniyicilerimiz distan durtukleme olmayinca AR-GE'ye yatirim yapmak istemiyor. "Elimdeki kurulu teknoloji ile piyasayi ne kadar somursem kardir" mantigi hakim. Nitekim Renault 12, kus serisi vs. de bunun ornegidir. Gumruk duvarlari kalkip da Koc, Oyak vs. distan ciddi rekabet yemeye baslamasaydi belki hala ayni arabalar piyasaya hakim olacakti... Maazallah yerli otomobilde de maliyet dusurucu tesviklerin ucu kacarsa bu "millete kakalama" mantigi gene egemen olacaktir...




  • Pancar Motor fabrikasının kapanmadan önce ürettiği araçlardan biri; pikap.
    http://www.otometre.com/2012/09/pancar-pikap-pick-up-pancar-motordan.html
    Bu araçlardan bir kaç tane yapılmış, ancak prototip halinde kalınmış, daha ileriye gidilememiş..

     PANCAR MOTOR Tarih Oldu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asan70 -- 20 Aralık 2012; 1:15:35 >




  • olan çalışanlara olmuş gerisi boş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: asan70

    Pancar Motor fabrikasının kapanmadan önce ürettiği araçlardan biri; pikap.
    http://www.otometre.com/2012/09/pancar-pikap-pick-up-pancar-motordan.html
    Bu araçlardan bir kaç tane yapılmış, ancak prototip halinde kalınmış, daha ileriye gidilememiş..

     PANCAR MOTOR Tarih Oldu


    Tam sucu,tüpçü pic-up'ı imiş yazık olmuş.

    Üzüldüm açıkcası.




  • Yaşananları bir de firmanın son genel müdürü Yalçın ARSLAN'dan dinleyelim.

    "Önce kısa tarihçe: Şirket Gümüş Motor ismi ile 1956 yılında yeni mezun bir mühendis olan Necmettin Erbakan’ın genel müdürlüğünde, sanayileşme yatırımları yapan devlet kaynakları ile ilk yerli motorumuzu üretmesi amacıyla kurulmuş. O tarihte paranın satın alabildiği en iyi teçhizatla donatılmış, en ileri teknolojiye sahip global markalarla iş ortaklıkları yapılmış ve takip eden yıllarda tüm Türkiye'yi saran bir bayi ve tedarikçi ağı kurulmuş. 1964 yılında yapılan özelleştirme ile sahipliği Pancar Kooperatiflerine ve Şeker Fabrikaları’na geçmiş, adı Pancar Motor olarak değişmiş.

    1980'lerin başına kadar her şey yolunda gitmiş, ürün sağlam ve kullanıcı ihtiyaçlarına uygun olduğu için çok tutulmuş. Tarım faliyetlerinin büyük oranda devlet teşviği aldığı bu dönemde çok satılmış, yavaş yavaş yaşayan bir efsane halini almış. O kadar ki, ağırlıklı olarak tarım ve marin amaçlı kullanılan bu motorların tümüne, markasına bakılmaksızın "Pancar Motor" diye hitap edilir olmuş. Sadece Türkiye'de satılmakla kalmamış, başta Afrika ve ortadoğu olmak üzere yurt dışında bir çok ülkeden alıcı bulmuş. Dayanıklılık ve kalitesinin ünü tüm ülkeye, hatta ihracat yapılan yakın ülkelere yayılmış.

    Ancak takip eden yıllarda yavaş yavaş düşen üretim verimi, üretim kapasitesinin artmaması (hatta her yıl düşmesi), yükselen maliyetler ve artan rekabet ile Pancar Motor yavaş yavaş gücünü yitirmiş, bir çok defa iflas etme noktasına gelmiş. En son olarak Erdal İnönü'nün başbakan yardımcısı olduğu dönemde hibe olarak verilen kredi ile olmak üzere iki defa devlet desteği ile iflastan kurtarılmış. 1990’lı yılların başından itibaren zarar üreten bir yapı haline gelen Pancar Motor, iflas tehlikesi yaşadıkça varlıklarını satarak yola devam etmiş, yapısal sorunları çözmeden, zaman kazanarak ayakta kalmaya çalışmış.

    Ben Pancar Motor'la 2009 yılı Mayıs ayında tanıştım. Şirketin o zamanki yönetim kurulu başkanı Pancar Motor'u bana "kaynağı bol ama liderliğe ihtiyacı olan bir sanayi şirketi" olarak tarif etmiş, ilk gerçek Türk sanayi markası olan bu şirketi yurt içi ve dışında büyütmek hedefleriyle başına geçmeyi düşünüp düşünmeyeceğimi sormuştu. Uzun süredir devam eden zarar etme sorununu aşmak istediklerini anlatmıştı.

    İlk izlenimim olumlu olmadı. Mayıs 2009 tarihinde toplu sözleşmesi imzalanamış halde, işçisi çalışmaz, greve hazırlık yapar durumda, devlet ve ticari alacaklıları da kapıdaydı. Şirket aşırı borç yükü nedeniyle çalışamaz halde, teknik açıdan iflas etmiş (bilançodaki varlıklarının 2/3'ünü kaybetmiş) ve ödeme gücü kalmamıştı.

    Diğer taratfan işin teorik tarafı gözardı edilerek bakıldığında görünen resim farklıydı; kaliteli ve eğitimli insan kaynağı, markaya inancını koruyan bayi ağı ve tedarikçi altyapısı sayesinde Pancar Motor'un kullanabileceği küçük ama önemli bir fırsat vardı: Yaralı, yorgun ama herşeye rağmen ayakta durmayı başarmış, mücadele edecek gücü, oynayacak son bir kozu daha olan Türk markası olma potansiyeli.

    O günlerde pek de iyi tanımadığım Pancar Motor'u biraz inceleyip tanıyanlarla konuştukça bu ilginç markaya olan ilgi ve sempatim arttı. Anladım ki Pancar Motor zor durumda olsa da aslında bir yerel kahramandı. Ürün teknik açıdan biraz eski kalmışsa da hala belli bir satılma potansiyeli taşıyordu. Daha önemlisi şirket sahip olduğu güçlü teknik altyapısı sayesinde kolayca yeni bir ürün yaratabilecek durumdaydı. Görebildiğim kadarıyla sadece iki ihtiyaç vardı: Biraz kaynak, biraz da kararlılık.

    Haziran 2009'da Pancar Motor'da genel müdürlük görevini kabul ederken şirketin kurtarılabilmesi için gereken bu iki unsurun şirketin tozlu rafları arasında var olduğunu, ya da biraz gayret ile yaratılabileceğini düşündüm.

    Yanılmışım.

    Sil Baştan
    Görünen fırsat teorik olarak küçük ama pratik olarak büyüktü: Pancar Motor teknik açıdan iflas etmiş olmasına rağmen bir şekilde ayağa kalkabilirse, sadece kendi için değil Türk sanayi dünyası açısından da sembolik bir zafer olabilirdi. Ülkenin ilk sanayi markasının ayakta kalabilmesi büyük etki yaratabilir ve bu ivme ile hayata geçirilebilecek olan yeniden yapılanma, şirketin köklü yapısal sorunlarını çözmeye yarayabilirdi.

    Öncelikle güçlü bir marka ve inançlı bir bayi ağı unsurlarından faydalanmanın yollarını aradık. 2009 Haziran ayında toplu sözleşmemizi imzalayarak şirketi çalışır hale getirdik. Başta bayiler olmak üzere şirketin tüm iş ortaklarıyla diyalog kurarak pancar Motor'un yeni bir yönetim ile değişmekte olduğu mesajı vermeye çalıştık. Çarklar dönmeye başlayınca, ticaret cılız da olsa başladı; bayi ve tedarikçiler tedbirli bir iyimserlikle, ağır aksak da olsa çalışmaya başlayan Pancar Motor'u desteklediler.

    Ancak bu gelişme yeterli olmadı; şirketin ürettiği nakit, borcunun faizini bile ödemeye yeterli değildi. Pancar Motor olası bir iflası bir kere daha engellemek amacı ile Eylül 2009‘da İşkur'a kısa çalışma izni başvurusunda bulundu. İçinde bulunduğu ticari zorluğu kanıtlayabilen ancak bu zorlukları aşmak için makul bir planı olduğunu ortaya koyabilen üretim şirketleri için yaratılan bu yasal statü kısa bir incelemeden sonra uygun bulundu ve Pancar Motor Eylül 2009 tarihinde kısa çalışma uygulamasına başladı. Sipariş aldığı kadar çalıştı, almadığı zaman çalışanını mağdur etmeden fabrikasını kapattı. Daha da önemlisi, bu durumun sağladığı maliyet avantajı ve biraz da politik destek ile tüm borçlarını uzun vadelere yayarak yapılandırmayı başardı. Yaklaşık 9 ay süren kararlı ve disiplinli bir gayretin ardından Pancar Motor, sorunlarını tamamen çözmese de, yakın çevresine iflas etmediği mesajını vermeyi başarmıştı.

    2010 yılının başlarında biraz toparlanan ve iflasla ilgili riskleri atlatan Pancar Motor (küçük de olsa) bir sermaye artışına gitti. Bu yeni kaynak sayesinde kısa çalışma uygulamasına son verdi, borçlarının bir kısmını daha ödedi ve 20 yıldır yapmadığı bir şeyi yapmak için kolları sıvadı: Günün koşullarına uygun ve daha düşük maliyetli bir motor üretmek. Daha önce ithal olarak üretilen bir motor tasarımını yerli koşullara göre revize ederek sadece 10 ay gibi bir sürede Pancar Motor'un en büyük ihtiyacı olan düşük fiyatlı, hafif, yüksek performanslı ve tamamen yerli bir motor üretmeyi başardı. 2010 yılının Aralık ayından itibaren Pancar Motor bayilerinde klasik kırmızı Pancar Motor serisinin yanında artık daha ucuz, daha hafif, siyah renkli ama yine Pancar Motor logosunu taşıyan yeni bir motor satılmaya başlanmıştı. İki yıla yakın bir gayret meyvelerini vermeye başlamış, Pancar Motor yavaş yavaş ayağa kalkmaya başlamıştı.

    İşte ne olduysa bundan sonra oldu: Arazi savaşları başladı..

    Arazi Kimin?
    Pancar Motor 90'lı yılların başında yaşadığı iflas tehlikesi sırasında arazisini, aynı zamanda ortağı olan üç şeker fabrikasına satmış, ancak içine düştüğü ekonomik zorluklar nedeniyle kira ödemediği dönemler olmuş. Bu fabrikalarından biri olan Kayseri Şeker Fabrikası'nın 2002 - 2007 yılları arasında ödenmeyen kiralardan dolayı açtığı dava, 2010 yılı Ekim ayında arazi sahibinin lehine sonuçlandı. (Konu ile ilgili yazışma için tıklayın)

    Bu noktadan sonra Kayseri Şeker Fabrikası ile Pancar Motor'un büyük hissedarı Eskişehir Pancar Kooperatifi arasında, her gün daha da gerginleşen bir hukuki mücadele başladı. Kayseri Şeker araziyi satacağını söyleyerek tahliyesini istedi, Eskişehir Pancar Kooperatifi ise bu tehdide kulak asmadı; yönetim kuruluna göre 56 yıllık Pancar Motor'u arazisinden atmaya kimsenin gücü yetmezdi.

    Ancak Temmuz 2011'de arazi sahibini temsil eden avukatlar, eşlerinde 2 otobüs çevik kuvvet polis ve kalabalık bir teknik ekip ile fabrikayı tahliyeye başladılar. Yaklaşık bir hafta süren tezgah sökme ve haciz etme işlemi devam ederken başlattığımız karşılıklı görüşmeler sonucunda fabrikayı kendi imkanlarımızla boşaltmak için yaptığımız talep olumlu karşılandı ve tahliye işlemine kısa bir ara verildi. (Konu ile ilgili tutanak için tıklayın)

    Ancak bu kez hamle sırası Pancar Motor’un sahibindeydi: Şirketin büyük hissedarı Eskişehir Pancar Kooperatifi, arazi sahibi aleyhine tapu iptal davası açarak arazinin aslında kendilerine ait olduğunu iddia etti. Bu gelişme üzerine Temmuz sonunda duran tahliye işlemi 16 Kasım'da tekrar ve bu kez bir daha durmamak üzere başladı. (Konu ile ilgili tutanak için tıklayın) 30 Kasım'da ofisler dahil tüm fabrikanın tahliyesi sona erdi. Arazi sahibinin temsilcileri 5 Aralık’ta Bayrampaşa icra dairesi yetkilisinin eşliğinde Pancar Motor'un elektrik şalterini son defa indirdiler. (Konu ile ilgili tutanak için tıklayın)

    Kaynak - Amaç uyumsuzluğu
    Arazinin kime ait olduğu tartışmaları hukuki zeminde hala devam ediyor ancak bildiğimiz anlamda Pancar Motor artık yok. Fabrika tamamen tahliye edildi, üretim tezgahları icradan satılmak üzere haciz edildi.

    Şubat ayı başında basına yansıyan içerik ise yanıltıcı. İlk bakışta Pancar Motor arazi rantı kavgasına kurban gitmiş gibi görünse de işin aslı öyle değil: Pancar Motor yaklaşık 4 yıl süren tahliye davasını Ekim 2010’da kaybetti. Arazi sahibi de tahliye talebini hiç bir zaman gizlemedi; Pancar Motor’un önlem almasına yetecek zamanı vardı. Bu konuyla ilgili şirket yönetimi olarak, yönetim kuruluna yaptığımız sayısız hatırlatma, uyarı, üretilen alternatif çözümler, bulunan kiralık/satılık fabrika arazisi önerileri de gözardı edildi. Pancar Motor, yaklaşmakta olan fırtınayı göz göre göre inkar etti.

    Pancar Motor’un gerçek sorunu onu evinden atan arazi sahibi değil, sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip olmaması ve bu durumu büyük bir problem olarak görmeyen sahipleri olmasıydı. Yarım asırı aşan geçmişinin ağırlıklı olarak son 20 yılında oluşan ve bilançosunun geçmiş dönem zararları satırında açıkça görünen astronomik rakam, şirket gelirinin uzun süredir giderini karşılamadığının en basit göstergesiydi. Pancar Motor para kazanmıyor, sağlanan dış kaynaklar ve markasının gücünü kullanarak ayakta duruyordu. 2009 - 2011 arasında yakaladığımız iyileşme çok anlamlı ve önemli olmasına rağmen bu da tek başına şirketi kalıcı olarak kurtarmaya yeterli olmayacaktı. Bu gayretin temel amacı Pancar Motor’un ayakta kalmak için önemli bir güce sahip olduğunu kanıtlamaktı: 56 yıllık geçmiş ile oluşmuş bir entellektüel sermaye.

    Ürün, seri üretim ve ar-ge yetkinliği, bayi ve tedarikçi ağı, yurt içi ve dışındaki iş ilişkileri, ortaklıkları, lisans ve patentleri ile Pancar Motor, bir daha oluşturulması belki de on yıllar alacak bir değerdi. Son üç yılda yapılmaya çalışılan, şirketin bu önemli potansiyelini göstermek ve yeniden yapılanma için gereken kaynağın bulunmasını sağlamaktı. Pancar Motor’un bundan önce defalarca yapıldığı gibi içeri para koyarak kurtarılmaya değil tüm süreçlerinin baştan kurgulanacağı köklü bir revizyona ihtiyacı vardı. (Yaşadığımız sürecin şirket açısından olumsuz sonuçlanacağını düşündüğüm Ekim 2011 tarihinde, şirkete yatırımcı/ortak bulmak amacı ile hazırladığım şirket değerleme raporu için tıklayın).

    Pancar Motor’un hikayesi ibretliktir. Ancak ibret alınacak taraf ilk bakışta görünen dramatik “kurban edilen şirket” boyutu değildir. Pancar Motor, özelleştirmenin kötü sonuçlanmış bir örneğidir. Ulusa mal olmuş markaların, ancak o markayı temsil etme yetkinliğindeki kurumların sahipliğinde yaşayabileceğinin kanıtıdır. ‘Kooperatif’ gibi, politik boyutu ekonomik boyutunun önüne geçen yapıların bu tür markaları yaşatmasının mümkün olmadığının göstergesidir.

    Pancar Motor’un öyküsü, biz Türk’lere has bir yaklaşım olan, hedefe uygun kaynak olmaksızın bir işe girişme gayretinin anlamsızlığının kanıtıdır. Bugünün rekabet ortamında, orta büyüklükte bir süpermarket sermayesi ile sanayici olmaya çalışmanın kaçınılmaz sonucudur.

    Güçlü bir markanın neler yapabileceğinin kanıtı, ama salt marka gücünün yeterli olmadığının göstergesidir. Uzun bir ticaret geçmişi sayesinde ne büyük fırsatlar yakalanabileceğinin, ama bu fırsatların kullanılmazsa nasıl değersizleştiğinin öyküsüdür. (2011 yılı başında Suudi Arabistan’lı bir yatırımcının Pancar Motor ürünlerini orada üretmesi ilgili olarak imzaladığımız iyi niyet anlaşması için tıklayın)

    Pancar Motor’un yaşadıkları, 21. Yüzyılda rekabet gücü yüksek bir sanayici olmanın ne kadar zor olduğunun, yarım asırdan fazla sürede inşa edilen bir değerin bir çırpıda nasıl yok olabileceğinin özetidir.

    Pancar Motor’un hikayesi, devlet politikası olarak yerli otomotiv, teknoloji ve sanayi markalarını yaratılmaya çalışıldığı bir dönemde, ilk yerli sanayi markamızın ellerimizin arasından kayıp gitmesi çelişkisinin öyküsüdür. Bazen, büyük çelişkilerin görülemediğinin kanıtıdır.

    Profesyonel hayatımın en zor ama bir o kadar da anlamlı üç yılının ardından bu makaleyi iki amaçla yazdım: İlki çarpıtılmaya ve yanlış yorumlanmaya çok uygun gelişen olayları kayıt altına almak. İkincisi kararlı bir şekilde hayata geçirilen devlet politikalarının hakim olduğu bir gündemi yöneten iradenin, Pancar Motor’un asıl değerli boyutu olan markasına sahip çıkması için farkındalık yaratmak. 19 Ocak’ta Başbakanlık İletişim Merkezi’ne yaptığım 31831 numaralı, Pancar Motor’un marka ve üretim lisanslarına devletin sahip çıkması yönündeki talebime, Sanayi Bakanlığından ekteki içerikli bir yanıt aldım. (Resmi evrak için tıklayın). Talebimin iletildiği diğer bakanlıklardan henüz bir yanıt gelmedi; konuyu araştırdıklarını umuyorum.

    Pancar Motor’un hikayesi kişisel açıdan dramatik olarak tanımlanabilir; çok sayıda insan işsiz kaldı, yüzlerce bayi ve tedarikçi mağdur oldu. Ancak Pancar Motor, biz çalışanlarından, sahiplerinden ve hatta kurucularından da çok daha büyük bir değeri temsil ediyor: Türkiye’ye ait bir marka değeri. Bizler kişisel olarak Pancar Motor için yapabileceklerimizin sonuna gelmiş olabiliriz, ama 56 yıldır Türk çiftçisinin topraklarını sulayan, balıkçı teknelerini denizlere taşıyan, jeneratörler ile Türkiye’nin dört bir tarafını aydınlatan, traktörlere güç veren Pancar Motor için yapılabileceklerin sonuna henüz gelinmedi.

    Pancar Motor, bugünlerde adından çokça bahsedilen, bir babayiğit’in yaratması beklenen Türk sanayi markasının ta kendisidir. Yeter ki değerini ve nerede kullanacağımızı bilelim.

    Sevgi ve saygılarımla,

    Yalçın Arsan
    Pancar Motor’un son Genel Müdürü"

    http://otomotivkarnesi.com/blog/makale_ana_sayfa_files/pancar-motorda-ne-oldu.php

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Türklerin yaptı deneyler,eşyaların hangisi satılmadı ki...sata sata yakında halk satacak kendini




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Caipirinha

    Necmettin erbakan gerçekten büyük bir dahiydi, ama malüm güçler ülkeyi yönetmesine izin vermedi.

    büyük bir dahi ama basiretsiz bir politikacıydı. herkes her işi mükemmel yapacak diye bir şey yok. dış güçlerden önce siyasi beceriksizliği iş yapmasına izin vermedi. bence iyi bir mühendis olarak kalmalı, siyasete hiç girmemeliydi. eminim o zaman ülkeye daha çok faydası olurdu...
  • ARKADAŞLAR PANCAR MOTORUN DURUMU GERÇEKTEN ÇOK ÜZÜCÜ .ÇİN MALLARI PİYASAYA GİRDİKTEN SONRA ANTOR VE PANCAR MOTOR MALİ AÇIDAN SIKINTI ÇEKTİ..DEVLET PANCAR MOTORUNA SAHİP ÇIKMADI.LOMBARDINI ÜRETİCİSİ OLAN ANTOR FİRMASI İTHAL OLARAK DIŞARADAN GELEN MOTORLARA KARŞI BİR ŞAVAŞ AÇTI.EKONOMİ BAKANI BU ŞAVAŞTA BÜYÜK BİR KATKISI OLDU.İTHAL OLAN MOTORLARA CIF BEDELİ UYGULANDI.

    Soruşturma

    MADDE 1 – (1) Anadolu Motor Üretim ve Pazarlama A.Ş. (Anadolu Motor) tarafından yapılan başvuru üzerine, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve Hindistan menşeli gücü 15kW’ı geçmeyen dizel motorlar için 3/8/2012 tarihli ve 28373 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/18) ile başlatılan damping soruşturması, T.C. Ekonomi Bakanlığı (Bakanlık) İthalat Genel Müdürlüğü (Genel Müdürlük) tarafından yürütülerek tamamlanmıştır.


    Damping marjları

    MADDE 18 – (1) Yönetmeliğin 11 inci maddesi hükmü çerçevesinde damping marjları, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır. Damping marjının belirlenmesinde kullanılan yöntem ile yapılan hesaplamalar, firma özel bildirimlerinde ayrıntılı olarak gösterilmektedir. İşbirliğine gelmeyen firmalar için ise Yönetmeliğin 26 ncı maddesi hükmü uyarınca damping marjı tespiti yapılmıştır.

    (2) Buna göre, soru formuna cevap veren üretici/ihracatçı firmalar ile işbirliğinde bulunmayan diğer firmalar için CIF bedelin yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları aşağıda yer almaktadır.

    Hindistan

    Greaves Cotton Limited………..…………………………….….…... % 5,71

    Hindistan’da yerleşik diğer firmalar………………………………… % 14,38

    ÇHC

    Changzhou Changfa Imp. & Exp. Co., Ltd…………………………. % 152,48

    ÇHC’de yerleşik diğer firmalar……………………………………... % 165,18..





    ANTOR BU FİRMALARIN BİRAZ DA OLSA ÖNÜNÜ KESTİ. ŞU AN ANTOR TEK BAŞINA TÜRKİYEDE MOTOR ÜRETİCİ OLSA ÇİFÇİNİN FİYAT YÜZÜNDEN ÇOK CANINI YAKARDI.
    BUNA KARŞILIK OLAN KENDİNİ KANITLAMIŞ BİR FİRMA VAR KARŞISINDA AHS ANADOLU HİDROLİK ŞUAN 12 HP MOTOR ÜRETİMİ YAPIYOR DUYDUGUMA GÖRE YAKINDA EN KÜÇÜK BENZİNLİ MOTOR DAN EN BÜYÜK DİZEL MOTORA KADAR ÜRETİMİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDECEK.BUNUN YANI SIRA ÇAPA MAKİNASI BELDEN KIRMA TRAKTÖR ŞANZUMAN ÜRETİMİ VAR.MOTOR İTHAL LOMBARDIN MODELİNE BENZİYOR.

    https://store.donanimhaber.com/1a/ec/52/1aec52a5a156bed741db390dc97ff7c9.jpeg PANCAR MOTOR Tarih Oldu




  • Pancar motor deyince WV 1.6 motoru üretimden kaldırdı sandım.
  • severdim erbakanı.öldüğünde çok üzülmüştüm.erbakan tam bir dehaydı tank yapıp almanyaya satıyordu.ilk yerli aracımızı iktidara gelseydi yapacağından %99 emindim.
  • BMC de tmsf'nin elinde yok olup gidecek sanırım. bundan sonra yerli araç filan hikaye.
  • asi.beter A kullanıcısına yanıt
    Bu bildiğimiz lombardini 510 :)

    Anadolu motor da Arge de staj yaptım içinden girer dışından çıkarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.