Şimdi Ara

Ormanlar kendini onarır biz otel rantını durduralım (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
1.014
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
34 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet

    Bir başka açıdan da bakabiliriz

    Türkiye'de otel rantı varsa otel az olduğu içindir. Düşünün ülkede toplam 2 milyon yataklık otel var. Sadece memurlar gitmek istese bayram tatilinde yetmiyor. 30-40 milyon turiste zar zor yetmekte . Arz az olduğu içinde çok sıcak olan temmuz Ağustos aylarında fiyatlar çok yüksek oluyor. Vatandaşlar tatil yapamıyor sıcak aylarda evlerde pişiyor üstelik genelde oteller deniz kenarlarında yapılıyor daha serin olan yüksek yerlerde muhtemelen çok azdır

    Az olan bir şey pahalı olur ve sadece zenginlere hitap eder oysa çok olursa orta sınıfta bundan yararlanabilir. Orta sınıfta tatil yapar...

    Ülke ekonomisi çökmüş durumda Afgan Suriyeli'ye muhtaç kalmış durumda. Kolay döviz girişi ancak turizmle olmakta fakat yapılacak oteller ve ihaleler şeffaf olmalı yandaşa peşkeş cekilmemeli

    Sen başka açıdan bakma kardeş. Ülkede 10 milyon otel olsa bile otel fiyatları ucuzlamaz. Oteller yerli turist istemiyor. Yabancı turist istiyor. Türkiye'de turizm döviz için bir araç. Zaten yerli turistin ekonomiye de bir faydası yok.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Why Shy

    Sen başka açıdan bakma kardeş. Ülkede 10 milyon otel olsa bile otel fiyatları ucuzlamaz. Oteller yerli turist istemiyor. Yabancı turist istiyor. Türkiye'de turizm döviz için bir araç. Zaten yerli turistin ekonomiye de bir faydası yok.



    Alıntıları Göster

    Niye yerli turist istemiyor çünkü halk fakir memur dışında otele gidecek vatandaş bile yok. Yabancı bir tamirci burdaki memurdan daha paralı

    Zaten dedim dövizin girmesi için en kolay yöntem turizm diye. Bir araba fabrikası kur 4 milyar dolara sonucun ne olacağı belli değil 10larca fabrikanın getireceği parayı dövizi oteller kolayca getirir. Döviz demek dolar arttı diye ağlamayan halk demek, döviz demek paranın değeri düştü demeyen emekli -memur demek, döviz demek yan gelip yatabilen halkla kolay oy demek... Tabii uzun vadede sanayisi olmayan üretimi olmayan bir ülke olunur ama halk beleş hayat istiyor sonuçta kötü işleri de Afgan suriyeli yapar halkın çoğunluğu emekli,memur,belediyede çalışan olup ülkenin rantını yiye yiye akp ile bir halk yok olmuş olur


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kimse otel yapma demiyor. Kimse fabrika yapma demiyor. Bunu ne solcular der ( o yalana anca sen inanırsın) ne de çevreciler. İnsanlar bu gibi yapılar için doğanın katledilmesine karşı. Örneğin taş ocakları. Elbet ülkenin sanayisi için, inşaat sektörü için bu gibi tesislere ihtiyacı var peki bu ihtiyacı doğayı katlederek mi çözmeliyiz? Alternatif bulmalıyız. Taş ocağı doğaya zarar verecekse, ormanı yok edecekse açılmamalı. Hiç yoksa katı kurallar konulmalı. Siz yaşanılan olayın farkında değilsiniz.


    Kloroflorokarbon denilen kimyasal parfümlerde, buzdolaplarında,klimalarda,araba egzozlarında kullanılan bir kimyasaldır. Bu kimyasalın mucidi olan firma müthiş paralar kazandı fakat her şeyin bir bedeli var. Kloroflorokarbon ozon ile etkileşime girer ve ozonu oksijene parçalar. Bunla da kalmaz gider diğer ozonu da etkiler. Bugün atmosferde o kadar kloroflorokarbon var ki bu kimyasal doğaya hiç salınmasa dahi atmosferdeki ozon derişimini azaltıyor. Ozon tabakasındaki delinmenin ana nedeni bu kimyasaldır.


    Bunu niye anlatıyorum. Yaptığımız her şeyin bir karşılığı var doğada. Doğa çok kırılgan ve bir o kadar da değişken. Siz gelişmek için ormanları yok ederseniz o size hava kalitesinin düşüklüğü, bitki örtüsünün yoksunluğu, toprakaltı sularındaki kuraklık ve tarım üretimindeki düşüş olarak döner. Siz gelişmek için fütursuzca her bir yana HES'ler,maden ocakları açarsanız yarın Karadeniz'de derelerin kuruduğunu Akdeniz'in çölleştiğini görürsünüz. Elbette gelişeceğiz ama doğaya rağmen değil doğayı koruyarak gelişmeliyiz.


    Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.


    Bir de sözü dönüp dolaştırıp memur ve asgari ücretli maaşlarına getiriyorsunuz. Bu insanlara bir lütuf yapılmıyor. Bu insanlar çalışıyor ve emeğinin karşılığını alıyor. Gerek devletten gerek özel sektörden. Devlet dediğin ise istihdam yaratır. Konumuz bu istihdam yaratılırken doğaya da saygı gösterilmesi.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hopdediks-Dediğimdediks -- 31 Temmuz 2021; 21:30:26 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hopdediks-Dediğimdediks

    Kimse otel yapma demiyor. Kimse fabrika yapma demiyor. Bunu ne solcular der ( o yalana anca sen inanırsın) ne de çevreciler. İnsanlar bu gibi yapılar için doğanın katledilmesine karşı. Örneğin taş ocakları. Elbet ülkenin sanayisi için, inşaat sektörü için bu gibi tesislere ihtiyacı var peki bu ihtiyacı doğayı katlederek mi çözmeliyiz? Alternatif bulmalıyız. Taş ocağı doğaya zarar verecekse, ormanı yok edecekse açılmamalı. Hiç yoksa katı kurallar konulmalı. Siz yaşanılan olayın farkında değilsiniz.


    Kloroflorokarbon denilen kimyasal parfümlerde, buzdolaplarında,klimalarda,araba egzozlarında kullanılan bir kimyasaldır. Bu kimyasalın mucidi olan firma müthiş paralar kazandı fakat her şeyin bir bedeli var. Kloroflorokarbon ozon ile etkileşime girer ve ozonu oksijene parçalar. Bunla da kalmaz gider diğer ozonu da etkiler. Bugün atmosferde o kadar kloroflorokarbon var ki bu kimyasal doğaya hiç salınmasa dahi atmosferdeki ozon derişimini azaltıyor. Ozon tabakasındaki delinmenin ana nedeni bu kimyasaldır.


    Bunu niye anlatıyorum. Yaptığımız her şeyin bir karşılığı var doğada. Doğa çok kırılgan ve bir o kadar da değişken. Siz gelişmek için ormanları yok ederseniz o size hava kalitesinin düşüklüğü, bitki örtüsünün yoksunluğu, toprakaltı sularındaki kuraklık ve tarım üretimindeki düşüş olarak döner. Siz gelişmek için fütursuzca her bir yana HES'ler,maden ocakları açarsanız yarın Karadeniz'de derelerin kuruduğunu Akdeniz'in çölleştiğini görürsünüz. Elbette gelişeceğiz ama doğaya rağmen değil doğayı koruyarak gelişmeliyiz.


    Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.


    Bir de sözü dönüp dolaştırıp memur ve asgari ücretli maaşlarına getiriyorsunuz. Bu insanlara bir lütuf yapılmıyor. Bu insanlar çalışıyor ve emeğinin karşılığını alıyor. Gerek devletten gerek özel sektörden. Devlet dediğin ise istihdam yaratır. Konumuz bu istihdam yaratılırken doğaya da saygı gösterilmesi.

    Doğayı sadece Türkiye mi kirletiyor? En çok kirleten Çin ABD Almanya İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdir. Bu ülkeler doğayi katlederken milli gelirlerini 50bin dolara yükseltti ve gelişmekte olan ülkelere diyorlar ki siz de doğayı kirletmeyin doğanın dengesi bozulur iklim değişikliği olur seller olur yangınlar olur. Üstelik ABD bunla ilgili anlaşmayı imzalamadı bile


    Bu doğa bizim en çok bizi etkiler denilebilir ama şunu bilmek gerekir parasız adam için doğa 2. plandadır. Bugün Türkiye'yi bırakıp Almanya İngiltere hatta Norveç gibi ülkelere bile gidenler var hatta Anadolu'nun güzel yerlerinden İstanbul gibi berbat havası trafiği olan yere bile milyonlar geliyor. İstanbul'a gelmek akıl mantık işi değildir ama yine de insanlar geliyor ve hala İstanbul'u terk etmiyorlar çünkü para İstanbul'da. İstanbuldakiler parayı burda vururuz sonra birkaç hafta tatile Anadolu'ya gideriz diyorlardır muhtemelen


    Senin bazı şeyler söylemenin nedeni olarak kuraklık, kıtlık olarak söylüyorsun. Yani doğayı sevdiğin için degil kendi çıkarın için düşünüyorsun. Tabii bu çok da yanlış değil. Tabiat ve ormanlarda insanlara fayda vermekte ve bu faydayı beklemek de kötü değil . Sen kıtlığı kuraklığı düşünürken başkasıda yılda 2 hafta tatili düşünebilir


    Akdenizin çöllesmesinin önüne geçmek sadece bizim elimizde değil. Başka Çin ABD olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin elindedir. Onlar sanayilesirken tekonojisini geliştirip seni uzayda bile kontrol ederken sen hiç bir şey yapmayıp hep fakir kaldığında onlar değerli parasıyla yada teknolojisiyle o değer verip korumaya çalıştığın yerleri ele geçirir sense uzun zaman onlar için oraları bedavaya korumuş olursun


    Maaşları ve fiyatları aslında piyasa belirler . Ülke 170 milyar ihracat yapıp 220 milyar ithalat yapıyorsa 50 milyar dolarlık üretmeden tüketen kesim olmasındandır . Herkes hak ettiğini alıyor diye birşey yok. Bazıları hak ettiğinden fazla aldığı için böyle açık var demektir. Bazıları hak ettiğinden fazla aldığı için çoğunluk hak ettiğini alamıyor




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 31 Temmuz 2021; 22:37:24 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu otel motel işi değil kardeşim. Yanan yerin haddi hesabı yok. Çoğu otelle alakasız yerlerde. Ha fırsattan istifade otel motel yapan olursa da Allah bildiği gibi yapsın. İçimiz kan ağlıyor hala çıkarperestler olayı saptırma derdinde. Olayın kasıtlı olduğu çok açık, mevsim sıcaklığı, rüzgar ve çoklu kundaklama ile maksimum zarar hedeflenmiş. Birilerine itlik yapanların bunu hesaplama şansı yok, bu kesin destek alınarak yapılmış bir olay. Yapan da yaptıran da caninin canisi, evrendeki en aşağılık yaratıktan 1000 kat aşağı benim gözümde. Bu yazıyı yazan çıkarperest ve tuttuğu tarafın tayfası da yaslanacağı yer bu itleri de besliyor, destekliyor diye onlara en ufak laf etmiyor, sahiplerine yalakalık yapıyor. Hepsinin canı cehenneme, bunlar nasıl telafi edilecek benim derdim o. Zaten ormanlarımız az, daha da artırmalıyız diye düşünürken herşey gibi bunda da elimizdekinden de oluyoruz. Bunu yapan şerefsizlerin olduğu her yerde taş taş üstünde bırakmamak lazım.





  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.