Şimdi Ara

Nokia’nın sahibinden Barbie kapaklı telefon geliyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
326
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Nokia’nın sahibinden Barbie kapaklı telefon geliyor
    Geçtiğimiz son yedi yılda sadece Nokia telefonları üreten HMD (veya Human Mobile Devices), MWC'de bu yaz döneminde piyasaya çıkacak “Barbie Flip Phone” için Mattel ile ortaklık kurduğunu duyurdu. Bununla birlikte HMD, yeni cihazlarını MWC 2024'te tanıtmak yerine etkinlik kapsamında gelecek planlarıyla ilgili açıklamalar yaptı.



    Barbie kapaklı telefon geliyor



    Temmuz ayında çıkacak olan Barbie temalı yeni kapaklı telefon hakkında şimdilik isimlendirme, fiyatlandırma, özellikler ve fiyat bilgisi paylaşılmadı. Ancak, cihazın bir akıllı telefondan ziyade geleneksel bir kapaklı telefon olması bekleniyor.



    Nokia’nın sahibinden Barbie kapaklı telefon geliyor
    İlginç bir şekilde bu telefon Nokia markalı değil, HMD logolu olarak piyasaya giriş yapacak. Firmayı yakından takip edenlerin bileceği üzere, HMD’nin Nokia markalı ürünlerden uzaklaşmak istediğine dair iddialar ortaya çıkmıştı. Yapılan açıklamaya göre HMD, Mattel ile yapılan ortaklık gibi büyük işbirlikler yapacak ve HMD markalı ürünler gelmeye devam edecek.



    Bununla birlikte HMD, MWC 2024’te açıkça "Nokia telefonları görmeye devam edeceksiniz” diyor. Dolayısıyla firmanın “çok markalı” strateji yolunda ilerleyeceğini söyleyebiliriz. Ek olarak HMD, mayıs ayında Nokia markaları bir ürün de piyasaya süreceğini açıkladı.



    Ayrıca Bkz.Xiaomi 14 Türkiye’de, fiyatı uzayda



    Son olarak HMD, Android üzerinde çalışan Fusion adında bir DIY platform ve cihaz duyurusu da yaptı. HMD'nin Fusion ile amacı, Raspberry Pi'nin sunduğu olanakları dahili bir ekran ve batarya ile tamamlanmış bir akıllı telefon form faktöründe sunmak. HMD Fusion’ın arkasında altı adet pin bulunuyor ve bunlara “outfits” olarak adlandırılan donanımlar takılıyor. Bu donanımları kendiniz de üretebiliyorsunuz. Bu “outfits”lere örnek olarak kan testi donanımı verilebilir. Bu donanım ile cihaz üzerinde kan testi yapılabileceği gibi yazılım arayüzü ile de sonuçları ve tedavileri görmek mümkün olabilir.




    Kaynak:https://www.gsmarena.com/hmd_to_unveil_barbie_flip_phone_and_new_nokia_phone_this_summer-news-61751.php
    Kaynak:https://www.theverge.com/2024/2/25/24082418/hmd-human-mobile-devices-barbie-flip-phone-fusion-mwc-2024-barcelona







  • Bütün markalar, bu Nokia ve HMD'yi ibret almalı.
  • Kapaklı asker telefonu olabilir.
  • Hayatımda izlediğim en kötü filmdi barbie
  • hep beklediğim şeydi :S
  • Nihayet sonunda geldi.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Visionx st

    Hayatımda izlediğim en kötü filmdi barbie

    @Visionx st Barbie benim de beklentilerimin çok daha üzerinde çıktı; iyi mi? Barbie'yi sinemada izlediğimde bayağı beğendim. Ama sık sık kıyaslandığı - ve aynı dönemde çıkan - Oppenheimer'da ise biraz hayal kırıklığına uğradım.


    Barbie genelde mesajlarında - ki hala aklımdalar - "to the point" iken, genelde gereksiz bir karmaşaya yeltenmeyen kelamını parça parça, kısa ve öz bir fantastik müzikal olarak veriyorken Oppy filmi bilim felsefesi, Freud veya Marx'a gayet yüzeysel şekilde atlayan gereksiz bir entelektüel enflasyon ve karmaşa içerisindeydi. Filmdeki sanat süsü verilmeye çalışılmış bir takım adi ve ucuz pratik efektler - Trinity Testi misal - Oppenheimer'ın dramasını veya mental dünyasını yansıtmakta yetersiz kalıp entelektüel söylemde fiziğe tatmin edici seviyede yer verilmemişti. Oppy ile metresi Jean'in ilişkisi çok sığ ve cinsellik merkezli kaldı. Son değerlendirmede Nolan'ın Oppenheimer'ı atom bombası projesinin direktörü ilgili karakteri anti kahraman lanse etme anlamında "kara şövalyeleştirilen" ama buna karşın "kötü adamlaştırdığı" politikacılara karşı - anlaşılabilir ancak RDJ'nin Strauss karakterine atfedilen kompleksler veya Gary Oldman'ın Truman karakterine yüklenen hödüklük gibi stereotipik gösterimler haricinde aslında yeterince irdelenmemiş - husumet dolu olan acayip bir biyografik yapım.


    Barbie ise gayet tamamlanmış hisseden bir müzikal fantastik kurgu. Alt tarafı plastik bir oyuncak olan Barbie'den ölüm veya cinsiyetlerin kusurları üzerine böyle film çıkarmak bence başarı. Bu arada filmde elbette sonunda Barbie'ler kazanacaktı. Sonuçta Barbie'nin kendi filmi, kendi dünyası. Bu filmi feminizm propagandası olarak görenler bence filme haksızlık ediyorlar ve en az "woke" kadar uyuz olabilen "anti-woke" önyargılara sahipler. Filmde gerek Barbie'lerle gerek Ken'lerle baştan sona dalga geçildi. Hepsinin zayıflıkları, kırılganlıkları, güçlü yanları, bir yandan gerçeklikten kopuk olup en az gerçek dünya kadar toksik olan ütopyaları gerçek dünyaya kıyasla işlendi. Bu anlamda Barbie çok anlamlıydı.


    Barbie'den çıkarken insanın düşündüğü şey -> bu cinsiyet muhabbetleri aslında ne kadar da boş, ölüm ve sınırlı yaşam gerçekleri karşısında insanlar kendi hayatlarında bir takım anlamlar üretiyor. Yani en azından film bu makul ve kabul edilebilir mesajı veriyor.


    Ama Oppy'den çıkarken size emanet edilen sonuçlar veya verilen mesajlar -> Oppy aslında istemeden zincirleme reaksiyon başlatmış, vah yazık Oppy'e, ona haksızlık etmişler, şerefsiz hödük kompleksli politikacılar, hidrojen bombasının babası Teller hain bir fırsatçı, bir kaç tane rastgele Freud, Marx, kuantum, nötron yıldızı göndermesi, bahsedildiği halde bence iyi ve açık bir şekilde irdelenmemiş teori-pratik tartışması.


    Hani bu kadar iddialı ve entelektüel geçinen bir yapıtın insanları 3 saat sinema salonunda bunaltarak sunduğu bunlar mı gerçekten? Bari Trinity testinde Interstellar karadeliği gibi bir görsel şölen yaşasaydık. Hani öyle bir şey görseydik ki politik günah keçisi bir mazlum lanse edilen Oppenheimer ile daha fazla empati kurabilseydik. Trinity Testi'ndeki malum "dünyaların yok edicisi" düşüncesi de bir cinsellik anı anekdotuna indirgenmeseydi mesela. Bunlar çok ucuz benzetmeler. Taman Oppy'nin çok sevgilili bir cinsel sapkın olduğu biliniyor ama aslında böyle yaparak karakter de anlamsız bayağılaşıyor.


    Oppenheimer tarihsel olduğu ve ancak filmi izleyenlerin ya da bağlama hakim kişilerin içine girebileceği muğlak bir anlatım kullandığım için spoiler içine almıyorum. Oppenheimer için gittiğim salonda ara vermemişlerdi. Biraz da ondan Oppenheimer ben de ateşli bir rüya etkisi yaptı; kabul ediyorum. Sonuna doğru biraz daraldım. Filmden çıktığımda yorulmuştum.


    Hani Oppenheimer'a en kötü hatta kötü bir film de demem ama siyasi sosyal tarihi, çağdaş fiziği ve tarihini ve felsefeyi sevmeme rağmen Oppenheimer'da şahsen aradığımı bulamadım. Aradığım da özel bir şey yoktu açıkçası. Yaptıklarını daha iyi yapmasını, bazı şeylerden kaçınmasını tercih ederdim. Barbie ise buna mukabil bana beklediğimden daha fazlasını bunaltmadan verdi.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Oppenheimer oscar alacak kapasitede bir film değil bence ama verecekler nolan ın çok daha iyi filmleri var
  • RocK__StaR kullanıcısına yanıt

    Çok haklısınız. Bence de değil. Ama dediğiniz gibi Oscar büyük ihtimalle Oppenheimer'a gidecek. Ben de ibre Oppenheimer tarafına doğru daha ağır basıyor hissediyorum. SAG Ödülleri'ni topladılar. Ama Oppenheimer'da oyunculuk gerçekten iyiydi; bunun da hakkını teslim etmeliyim. Açık ki kendilerinden bekleneni en iyi şekilde icra etmişler. Kusurlu olan bu anlamda filmin-yapımın kendisi; oyuncularının performansı değil.

  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Hocam tekinin tarihi yanı ağır basıyor tekinin komedi yanı kaldıki ben kolay kolay hiçbir filmi ders çıkartmak için izlemem çünkü her millet kendi düşüncesini empoze etme peşinde iki filmde iyi değildi ama barbie nin yarısına dahi izleyemedim bence sizin sevme sebebiniz barbie ye küçüklükten gelen sevginiz

  • Çok geç kalmışlar
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.