Şimdi Ara

Müjde! Türkiye, Çinli koronavirüs aşısı CoronaVac'a 'acil kullanım onayı' verdi (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
172
Cevap
2
Favori
11.822
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
73 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • https://twitter.com/burak_turna/status/1350162061247000580?s=19

    Şöyle bir tivit zinciri var okumanızı tavsiye ederim.
  • YaptikBirHataKomiserBey Y kullanıcısına yanıt
    diğer ilaçlarda birsey olmadığı ne malum

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bluefour B kullanıcısına yanıt
    Şu an için elimize bu geldiği in buna istinaden bir araştırma yapılmış. Onları fa vuracaz derlerse araştırılır mutlaka. Şimdi bulamadım bir doktor bütün firmaların çalışmalarını makale olarak yazdı. Hemde büyük bir gazetenin sitesinde. Neden güvenilmez olduklrını ama şimdi hatırlayamadım.
  • YaptikBirHataKomiserBey Y kullanıcısına yanıt
    Hocam çok teşekkür ederim bilgi için, asla bu antiqua aşısını olmam ama askere gideceğim muhtemelen birkaç ay içinde. Zorla yapmaları mümkün mü biliyor musunuz?
  • Müjde. Evet evet bildiginiz Müjde
  • KARDEŞİM ONU BUNU BIRAKINDA BULANDAN GETIRENDEN ALLAH RAZI OLSUN DEYİN ECIK

    HALA CİN AŞISI ŞÖLE BÖLE
    HER KES AKLININ KÖŞESİNE YAZSIN ÇİN OLMASA DÜN YADA PAZAR OLMAZ KARDEŞIM
    10TL PARÇAYI MECBUR ALIRSIN 100E 150 YE
  • Milleti iyi korkuttular


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • amma salladın biontech aşısı daha riskli... coronavac daha güvenli...

  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt

    coronavac aşısı daha pahalı ama...

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    Bu mesaj silindi.

    ailen iyi ki boyle dusunmemis.. yoksa cocukken, cocuk felci gecirirdin, su an, medyum keto gibi dolasiyordun ortalikta..




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fortune 4 -- 16 Ocak 2021; 17:59:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Larry

    merhaba..

    sen ve senin gibilere anlayabilcegi dilden cevap vericem


    Bill Gates’in Aşıları Çocukları Felç Ediyor...


    Küresel şeytanların taşeronu olan Bill & Melinda Gates Vakfı'nın yaptığı aşılar Afrika ve Asya çocukların hayatını karartıyor. Bu aşılar nedeniyle sadece bir köyde 50 çocuk felç oldu.

     

    Bill Gates ve eşi Melinda Gates’in adını taşıyan Bill & Melinda Gates Vakfı, son on yıldır gezegendeki her bir çocuğun aşılanması için çalışıyor. İddia edilen amaç; ‘kötü sağlık hizmetlerinin ve temiz suyun yetersizliği nedeniyle menenjit ve sıtma gibi hastalıkların sık görüldüğü Afrika’yı korumak.’ İddia bu. Vakıf toplumun bu temel ihtiyaçları karşılamak yerine, ‘yerli nüfusa aşı dayatmıştır.’ Bu da sonuç olarak, Afrika’nın genç nüfusunun felç olmasına yol açmıştır. 


    SADECE BİR KÖYDE 50 FELÇ

     

    Vactruth.com’da araştırmacı gazeteci Christina England tarafından da belirtildiği üzere; Örneğin Kuzey Çad’taki küçük Gouro köyü, bölgedeki en az 50 genç, özellikle Afrika için geliştirilen yeni menenjit aşısı olan “MenAFriVac” yapılmasının ardından felç oldu. Ancak bu skandal gündeminin karanlığına kurban gitti.

    Menenjit için önleyici tedavi olarak tanıtılan “MenAfriVAc”, söylendiğine göre bir kısmının yedi yaşında olan küçük çocukların her birinin halüsinasyonlar görmelerine, sarsıntı yaşamalarına ve en son olarak da felç geçirmelerine neden olmuştur. 


    İŞBİRLİKÇİ YEREL KUKLALAR HALKINI SATIYOR

     

    Aşıdan zarar gören iki çocuğun kuzenine göre, MenAfriVac’ın ürkütücü yan etkilerinin uygulamadan 24 saat sonra ortaya çıkmaya başlamış. Birçok çocuk, aniden baş ağrısı yaşayarak ve kusmaya başlayarak etkilenmiş. Bu da daha sonra “ağızlarından gelen salya ile birlikte eğilip kontrol altına alınamayan sarsıntılara” kadar ilerlemiş. Ebeveynler ve yerel yönetimler, harekete geçmeleri ve etkilenen çocuklara yardım etmeleri için yüksek hükümet yetkililerini aramaya çalıştığında, tüm istedikleri şey bir çareydi ama bu göz ardı edilmiş. 


    ÇAD HÜKÜMETİ SUSMALARI İÇİN HALKA RÜŞVET TEKLİF ETTİ

     

    İngiltere tarafından “ Bay. M.” olarak anılan bu aynı kuzen, nihayet Çad Sağlık Bakanı ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın, ilk defa yaşanan birçok felç olayının ardından yaklaşık bir hafta sonra Goruo’ya geldiğini, tüm Gouro bölgesinde mevcut sadece bir tane doktor olduğu için,50 felç geçiren çocuğun 300 mil uzaklıktaki hastaneye götürülmesine karar verdiklerini de belirtiyor.

    Her şeyden önce MenAfriVac’ın neden böyle ciddi bir reaksiyon oluşturduğunu derinlemesine araştırmak ve bunun belirleninceye kadar da, derhal aşının daha fazla bir şekilde dağıtımını durdurmak yerine, bu aynı hükümet yetkilileri, bu acı çeken ebeveynlerin susmaları için onlara para teklif edip rüşvet vermeyi deniyor. 


    BİLL GATES, DSÖ’YE YALAN SÖYLEMİŞ

     

    Bill & Melinda Gates Vakfı’nın, Dünya Sağlık Örgütüne ‘MenAfriVac’ aşıları ve sonuçları hakkında yalan söylediği de ortaya çıktı.

    Afrika ve Asyalı çocuklara ‘MenAfriVac’ aşısını uygulayan ‘Bill & Melinda Gates Vakfı’, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ve Menenjit Aşısı Projesi (MVP), tekrar tekrar aşının dondurulmadan taşınabileceğini iddia ederek aşının güvenliği hakkında bariz bir şekilde yalan söylediği tespit edildi.



    ayrica "hollywood" ünlü oyunculardan hangisinin cocugu a$i yüzünden felc oldu ve bunun adına kendi imkanlarinla film yapsada yayinlanmasina izin verilmedigi nasil hangi güçler engel oldu.. hatta bu i$i gazetede yayınlıcak haberciye100..000$ dolar verecegini soylemesine ragmen hic bir gazetede neden haber yapilmadigi..


    bunlar sadece yüzbinlerce örnek durumdan bir kac örnek


    ve

    ortada dolanan

    Aşı adı altında yapılacak olan hydrogel adındaki sıvı vucudu bir çeşit alıcı ve vericiye çeviriyor, fırlatılan elon musk a ait uyduların sayısının çok olma nedeni ile ilgili bağlantıya dikkat derim.


    ve i$in özeti:

    Asla dunyada insanlarin yararına ve iyiligine olan $eylere karşı degiliz..

    ama 8 milyar insanı yöneten bir kac yüz insanın aldıgı kararlar dünyada insanlarin kisirlaştirmak öldürmek ve nüfüsu azaltmak bu ugurda ellerindeki medya devlet gücünu sonunakadar kullaniyolar.. kalan insanlarida istedikleri gibi yönetmek istiyolar...bu oyun görememek aptalliktir.. bu oyunun parcasi olmakta insanliga yapilabilcek en büyük gunahtır..



    boyle yalan ve iftiralara ben inanmiyorum sana da beynini bu tarz seylerle garip komplo teorileriyle mesgul etmeni onermem..




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fortune 4 -- 16 Ocak 2021; 18:6:32 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    Öncelikle forumda 'yanıtla' diye bi buton var daha onu kullanmayı bilmiyorsunuz

    Aşısız olmayı tercih etmem sizi neden bu kadar derinden sarstı, anlamadım ki? Ameliyat olma derken, ameliyat olmak istediğimi nereden çıkardınız? Ben ameliyat olayına da karşıyım, yani ameliyat zaten olmam, hddetlenmeyin o kadar. Kaldı ki sizi ilgilendiren birşey de değil. Vücuduma nasıl bakacağıma ben karar veririm.

    İlaç ta kullanmıyorum, kimyasal madde gereksiz. Hastaneye doktora gidenler elinde kocaman poşetle dönüyor. Buradaki problemi size anlatmaya çalışmayacağım.

    Ahah aşı ilaç sağlık konularındaki ısrarcı tavrınızı empoze edebilmek için "saçını da kesme" şeklinde polemiğe sardırmışsınız. Otomobil kullanırım. Teknoloji ile sağlık adı altında problemli uygulamaları birbirine karıştıyorsunuz. İlacınızı alın, aşınızı olun bence

    babam 2007 yilinda aortabifemoral bypass ameliyati olmasaydi su an iki bacagi da kesilmisti.. bacaklarda minik yaniklar seklinde kangren basliyodu.. universite hastanesinde ameliyat ettiler ve yapay damar 14 senedir calisiyor.. sen simdi gencsin sagliklisin o yaslara gelince ameliyat masasina gerekirse bu sozlerini yiyip yatarsin. ya da benzeri durumda sen bilirsin bacaksiz kalip saksi gibi oturmak istersen de ameliyat olmazsin..


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Evet MÜJDEEEEEEE, normalde 2-5 yıl sürecek bir aşı çalışması sözde zibilyon tane mutasyon geçiren virüse karşı 10 ay gibi rekor bir sürede siz deneklerin hizmetine sunuldu. MÜJDEEEEEEEE.

  • Fortune 4 kullanıcısına yanıt
    Gerçek sağlık, biyoloji, rasyonel akıl. Bunları dede korkut hikayeleri, babaannemizin anlattığı masallar ile birbirine karıştırıyorsunuz.

    Tıp mesleği korku hikayeleri ile insanlara yığınla ilaç aşı vermeyi değil, gerçek sağlığı düşünmelidir.

    Mevcut durumda, TV'de cıkan tüm doktorlar, bilim kurulcuları nerdeyse ideoloji haline gelmiş birşeyleri papagan gibi tekrar edip duruyorlar.

    Siz de, onlarla aynı akorttan çalıyorsunuz. Bu masallar ile kim bilir kaç kişiyi kafaladınız. Kafalamaya alıştınız belki. Fakat bu bilim değil, sağlık değil.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fortune 4 kullanıcısına yanıt
    Doğal yaşamda her tür hastalığın çaresi vardır.

    "hastalık" demişken, bu hastalıkların coğu son 100 yıldır türemiş yeni yeni kondisyonlar. Yani "hastalık varsa çaresi var" paradigması da yanlış. Yanlış context içinde doğruyu bulmanız cok zor.

    Aşı, antibiyotik, 100 yıl önce yaşamımıza girdi.İlaçlar, son 50 yılda herkesin kullandığı "sıradan temel ihtiyaç malzemesi" gibi oldu. Burnum akıyor diye doktora gidiyorsunuz elinizde bi poşet ilaçla dönüyorsunuz. Buradaki problemi anlatmama sanırım gerek yok.

    Verdiğiniz örnek durumsal. Sorunun evveliyatını bilmiyoruz. kangren tanısı konulan sözkonusu hasta biyolojik açıdan nasıl bir yaşam yaşadı, neler yedi içti. Tahıl ve bitkisel ağırlıklı beslenmenin sonu iyi değildir. Hayvansal yağ ve protein ağırlıklı beslenen her zaman güçlü ve sağlıklıdır. Ancak burada sözü edilen hayvansal protein ızgarada kupkuru pişirilmiş et değil ! Eti biraz fazla pişirince heterocyclic amines (HCAs),advanced glycation end products (AGEs), polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) şeklinde birbirinden farklı zararları olan 3 farklı kimyasal oluşur.

    Bunlardan 1.si HCA mutajeniktir vücuda girdiğinde vücut altyapımız mutasyona uğramış hücre dokuları üretmeye başlar. Deney hayvanlarına pişmiş et yani HCA verildiğinde bağırsak, göğüs ve prostat kanseri artmıştır. Tesadüfe bakın biz insanlarda da bu kanserler ne cok görülüyor. 2.sırada glikotoksin olarak da bilinen AGE'ler maddeler yüksek derecede oksidant olup vücudu erkenden yaşlandırır, diyabet ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açar, uzun vadede AGE vücutta organlarda birikerek biriktiği organın işini bitirir. Örneğin, ciltte birikerek cildi kırıştırır, göz merceğinde birikip katarakta yol açar. Bunları doktorunuz size söyledi mi? 3.sıradaki polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) ızgara ve tavada pişen ete aromatik kokusunu veren (yani eti keyifli bir hale dönüştüren) fakat yüksek oranda kanserojen bir maddedir ve pişme esnasında havada yayıldığı için cigerlerimizle içimize cekerek dahi zehirler. Tavada et pişirirken dumana cok yaklaşınca öksürmemiz PAH tan kaynaklıdır. Deneylerde tavalanmış ızgaralanmış et verilen hayvanların kan kanseri / lösemi, sindirim sistemi ve akciger kanseriyle telef oldukları görülmüştür.

    Gördünüz mü, sadece eti nasıl pişirdiğiniz dahi önemli. Şeytan ayrıntıda gizli. Bilmediğiniz cok şey varken sonuçlara bakıp "hastane sayesinde yaşıyoruz" diyorsunuz. Anlatacak daha cok şey var. Şimdilik bu kadar yeterli.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tuğkan-0153 -- 17 Ocak 2021; 13:25:58 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • tam tersine, tıp ömrümüzü uzatmaya devam ediyor. doğada yaşam devam etseydi insan ömrü günümüzdeki ortalamanın yarısından çok daha az olacaktı. doğayı geçtim, 1800`lü yılların ortalama insan ömürlerine baktığınızda bile farkı görürsünüz. ''1800'lerde her 1000 yenidoğandan 300-400 tanesi ölürken, günümüzde sadece 100 ölüm gerçekleşmektedir. Bu da, tıbbi müdahalenin gelişmesinden kaynaklanır. '' yani dediğiniz doğaya ters uygulamalar insanın ömrünü uzatıyor. :)

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    Doğal yaşamda her tür hastalığın çaresi vardır.

    "hastalık" demişken, bu hastalıkların coğu son 100 yıldır türemiş yeni yeni kondisyonlar. Yani "hastalık varsa çaresi var" paradigması da yanlış. Yanlış context içinde doğruyu bulmanız cok zor.

    Aşı, antibiyotik, 100 yıl önce yaşamımıza girdi.İlaçlar, son 50 yılda herkesin kullandığı "sıradan temel ihtiyaç malzemesi" gibi oldu. Burnum akıyor diye doktora gidiyorsunuz elinizde bi poşet ilaçla dönüyorsunuz. Buradaki problemi anlatmama sanırım gerek yok.

    Verdiğiniz örnek durumsal. Sorunun evveliyatını bilmiyoruz. kangren tanısı konulan sözkonusu hasta biyolojik açıdan nasıl bir yaşam yaşadı, neler yedi içti. Tahıl ve bitkisel ağırlıklı beslenmenin sonu iyi değildir. Hayvansal yağ ve protein ağırlıklı beslenen her zaman güçlü ve sağlıklıdır. Ancak burada sözü edilen hayvansal protein ızgarada kupkuru pişirilmiş et değil ! Eti biraz fazla pişirince heterocyclic amines (HCAs),advanced glycation end products (AGEs), polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) şeklinde birbirinden farklı zararları olan 3 farklı kimyasal oluşur.

    Bunlardan 1.si HCA mutajeniktir vücuda girdiğinde vücut altyapımız mutasyona uğramış hücre dokuları üretmeye başlar. Deney hayvanlarına pişmiş et yani HCA verildiğinde bağırsak, göğüs ve prostat kanseri artmıştır. Tesadüfe bakın biz insanlarda da bu kanserler ne cok görülüyor. 2.sırada glikotoksin olarak da bilinen AGE'ler maddeler yüksek derecede oksidant olup vücudu erkenden yaşlandırır, diyabet ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açar, uzun vadede AGE vücutta organlarda birikerek biriktiği organın işini bitirir. Örneğin, ciltte birikerek cildi kırıştırır, göz merceğinde birikip katarakta yol açar. Bunları doktorunuz size söyledi mi? 3.sıradaki polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) ızgara ve tavada pişen ete aromatik kokusunu veren (yani eti keyifli bir hale dönüştüren) fakat yüksek oranda kanserojen bir maddedir ve pişme esnasında havada yayıldığı için cigerlerimizle içimize cekerek dahi zehirler. Tavada et pişirirken dumana cok yaklaşınca öksürmemiz PAH tan kaynaklıdır. Deneylerde tavalanmış ızgaralanmış et verilen hayvanların kan kanseri / lösemi, sindirim sistemi ve akciger kanseriyle telef oldukları görülmüştür.

    Gördünüz mü, sadece eti nasıl pişirdiğiniz dahi önemli. Şeytan ayrıntıda gizli. Bilmediğiniz cok şey varken sonuçlara bakıp "hastane sayesinde yaşıyoruz" diyorsunuz. Anlatacak daha cok şey var. Şimdilik bu kadar yeterli.
    Müjde! Türkiye, Çinli koronavirüs aşısı CoronaVac'a 'acil kullanım onayı' verdi

    Lütfen git HIV kap bir yerden. Kendini tedavi et sonra da doğal yöntemler ile. Hadi bekliyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MRTFR -- 20 Ocak 2021; 14:53:16 >




  • MRTFR kullanıcısına yanıt
    
    Aids'e yol açtığı söylenen HIV virüsü normal sağlıklı bir bünyede asla Aids'e yol açmaz. Aşırı derecede zayıf düşmüş bünyede belki yol açar ki o durumda zaten basit bir nezle olmak da ölümcül olabilir. Başka deyişle Aids küresel çapta bir şişirmedir. Ancak bu şişirmede biçok masum canlar da güme gitti. Özellikle tıp sistemine güvenenler, doktorun her dediğini asker gibi uygulayanlar, zararlı cıktı

    AIDS'e HIV virüsü değil, ağır ilaç ve uyuşturucular, nitrit, kanı kalınlaştırıcı maddeler ve anal ilişkiler (anüste sperm bulunması) yol açıyor. AIDS'ten öldü denilen homoseksüeller, ağır uyuşturucu bağımlısıydı.

    Bunları ben değil Almanya'da onlarca yıl klinik deneyimi olan Dr. Claus Köhnlein 'Gibt es überhaupt HIV oder AIDS' 'HIV veya AIDS diye birşey gerçekten var mı' söyleşisinde söylüyor:

    https://www.youtube.com/watch?v=278tTFygBPg

    3'-AZIDO-3'DEOXYTHYMIDINE AZT Azidothymidine C10H13N5O4 isimli ilacın AIDS'e yol açtığı belirlendi, peki o ilaç kimlere veriliyor? HIV virüsü taşıyanlara! Kaynak: House of Numbers belgeseli.

    Magic Johnson 1991'de "HIV kaptım" diyerek basında veda konuşması yapalı 30 yıl oldu:
    https://www.youtube.com/watch?v=VbdOQUARrEU
    HIV 100% öldürücüydü ama MJ ölmedi, sapasağlam. Bi oyun var HIV ile korkutma oyunu ve bu oyuna en cok masum insanlar inanıyor. Oyuna gelmeyen kişilere komplocu deniliyor. Bana bir bardak HIV virüsü getir içerim. Bişey olmaz. Virüs, Antoine Béchamp'ın microzyma, modern tıp camiasının kök hücre (stem cells) dediği yaşamsal altyapımız tarafından üretilen bir protein ve protein cansızdır. Yenilip içilip koklayarak, vücutta hastalık yapmaz. Haaa, dokulara sıvı şekilde enjekte ederseniz o zaman durum farklı! O durumda, dokularda normalde bulunmayan doğal olmayan konsantrasyonda madde olduğu için vücut reaksiyon verir ve hastalık yapar. Örneğin magnezyum yaşam için cok temel ve faydalı maddedir. Siz gidip orta boy şırınga ile 20ml magnezyum hidroksit süspansiyonunu dokuya enjekte ederseniz o faydalı magnezyum da hasta eder. Ve bu hastalık durumunda, hayvansal yağ gıda desteği tam, sağlıklı vücut pek etkilenmeden hastalığı atlatır ancak eksik beslenen örneğin vegan birisine yapılırsa hastalığı daha zor atlatır muhtemelen bazı sistemleri (mitokondri, sinirsel dokular) hasar dahi alabilir. Benim hayvansal yağ gıda desteğim tam olduğu için bana 20ml virüs (=aşı) enjekte edilse de birşey olmaz. Ancak tercih etmem tabi.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    
    Aids'e yol açtığı söylenen HIV virüsü normal sağlıklı bir bünyede asla Aids'e yol açmaz. Aşırı derecede zayıf düşmüş bünyede belki yol açar ki o durumda zaten basit bir nezle olmak da ölümcül olabilir. Başka deyişle Aids küresel çapta bir şişirmedir. Ancak bu şişirmede biçok masum canlar da güme gitti. Özellikle tıp sistemine güvenenler, doktorun her dediğini asker gibi uygulayanlar, zararlı cıktı

    AIDS'e HIV virüsü değil, ağır ilaç ve uyuşturucular, nitrit, kanı kalınlaştırıcı maddeler ve anal ilişkiler (anüste sperm bulunması) yol açıyor. AIDS'ten öldü denilen homoseksüeller, ağır uyuşturucu bağımlısıydı.

    Bunları ben değil Almanya'da onlarca yıl klinik deneyimi olan Dr. Claus Köhnlein 'Gibt es überhaupt HIV oder AIDS' 'HIV veya AIDS diye birşey gerçekten var mı' söyleşisinde söylüyor:

    https://www.youtube.com/watch?v=278tTFygBPg

    3'-AZIDO-3'DEOXYTHYMIDINE AZT Azidothymidine C10H13N5O4 isimli ilacın AIDS'e yol açtığı belirlendi, peki o ilaç kimlere veriliyor? HIV virüsü taşıyanlara! Kaynak: House of Numbers belgeseli.

    Magic Johnson 1991'de "HIV kaptım" diyerek basında veda konuşması yapalı 30 yıl oldu:
    https://www.youtube.com/watch?v=VbdOQUARrEU
    HIV 100% öldürücüydü ama MJ ölmedi, sapasağlam. Bi oyun var HIV ile korkutma oyunu ve bu oyuna en cok masum insanlar inanıyor. Oyuna gelmeyen kişilere komplocu deniliyor. Bana bir bardak HIV virüsü getir içerim. Bişey olmaz. Virüs, Antoine Béchamp'ın microzyma, modern tıp camiasının kök hücre (stem cells) dediği yaşamsal altyapımız tarafından üretilen bir protein ve protein cansızdır. Yenilip içilip koklayarak, vücutta hastalık yapmaz. Haaa, dokulara sıvı şekilde enjekte ederseniz o zaman durum farklı! O durumda, dokularda normalde bulunmayan doğal olmayan konsantrasyonda madde olduğu için vücut reaksiyon verir ve hastalık yapar. Örneğin magnezyum yaşam için cok temel ve faydalı maddedir. Siz gidip orta boy şırınga ile 20ml magnezyum hidroksit süspansiyonunu dokuya enjekte ederseniz o faydalı magnezyum da hasta eder. Ve bu hastalık durumunda, hayvansal yağ gıda desteği tam, sağlıklı vücut pek etkilenmeden hastalığı atlatır ancak eksik beslenen örneğin vegan birisine yapılırsa hastalığı daha zor atlatır muhtemelen bazı sistemleri (mitokondri, sinirsel dokular) hasar dahi alabilir. Benim hayvansal yağ gıda desteğim tam olduğu için bana 20ml virüs (=aşı) enjekte edilse de birşey olmaz. Ancak tercih etmem tabi.

    Hadi git kap o zaman madem AIDS olmayacaksın. Bekliyorum.





  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.