Şimdi Ara

Marksizm Öldü Mü?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
716
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Dünyada hala hatırı sayılır bir sayıda Marksist iktisatçı varken -Türkiye'de Ahmet Tonak ve Korkut Boratav gibi, Amerika'da Richard Wolff ve Stephen Resnick gibi, biraz daha geçmişe gidersek Paul Sweezy gibi-, ünlü Marksist akademisyenlerin şikayet etmesi ve "Post-Otistik İktisat Hareketi" gibi bir hareketin doğmasına sebep olmasına rağmen sırf iktisat fakültelerinde Neo-Klasik teoriden başka adam akıllı bir şey öğretilmiyor diye Marksist iktisadın öldüğünü iddia etmek saçmalıktır. Neo-Klasik teorinin revaçta olması, onu tek mutlak gerçek yapmaz. Serbest piyasanın revaçta olması onu nihai sistem yapmaz, ki 1929 Buhranından sonra artık dünya serbest piyasayı 100 sene öncesine ait demode bir kavram olarak görmüştür ve Merkezi Planlama yükselişe geçmiştir, bugün serbest piyasanın yükselişinin temelde yatan nedeni SSCB'nin çöküşünü Mises'in hesaplama eleştirilerine bağlamalarından kaynaklı bir durumdur. Günümüzde hala egemen Neo-Klasik akıma karşı Marksist teoriyi savunan itirazlar mevcut, güçlü ve canlıdır, örnek bir kitap olarak "Economics: Marxian and Neoclassical" verilebilir. Marksizmin öldüğünü iddia ederek dönüp dönüp ona saldıranlar, proletaryanın devrimci bilimsel sosyalizminin nefesinin hala sömürücü burjuvazinin ensesinde hissedildiğine ve hala canlı olduğuna yönelik bir göstergedir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Banın açılmış, yine başlamışsın Merkezi planlamanın yükselişe geçişi Keynessyen iktisat sayesinde. Kapitalizmin ve neoklasik teorinin kendi içinden çıkardığı bir şey özü itibariyle. Bilimsel açıdan bakarsak Marksist metotlara pek yer yok yani.

    Marksizmin faydası şu: soğuk savaş süresince ikinci bir güç dengesi olarak Marxist-Lenninist SSCB dünya üzerindeki tüm batı blok devletlerini sosyal demokrat politikalara itti. Hiç değilse 1960'ta Latin Amerika'da askeri darbelerle Pinochet gibi neoliberal ekonomi politikalarını tatbik edecek askeri diktatörler başa gelemiyordu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Banın açılmış, yine başlamışsın Merkezi planlamanın yükselişe geçişi Keynessyen iktisat sayesinde. Kapitalizmin ve neoklasik teorinin kendi içinden çıkardığı bir şey özü itibariyle. Bilimsel açıdan bakarsak Marksist metotlara pek yer yok yani.

    Marksizmin faydası şu: soğuk savaş süresince ikinci bir güç dengesi olarak Marxist-Lenninist SSCB dünya üzerindeki tüm batı blok devletlerini sosyal demokrat politikalara itti. Hiç değilse 1960'ta Latin Amerika'da askeri darbelerle Pinochet gibi neoliberal ekonomi politikalarını tatbik edecek askeri diktatörler başa gelemiyordu.
    Marksist metotlar popüler oldu demedim zaten. Keynesyen iktisadın popülerleştiğini biliyorum. Günümüzde buhranın sorumlusunun laissez faire kapitalizm olmadığını, Herbert Hoover’ın epey müdahaleci biri olduğunu iddia edip altın standardı, rejim belirsizliği ve FED'in para politikasına bağlayanlar var. Bu o gün için popüler olmasa da günümüzde hâlâ klasik liberaller mevcut. Scott Sumner yeni bir kitap çıkarttı bu konuda, onu okumayı düşünüyorum ama şu sıralar zihin felsefesi çalışmaktan pek bakamadım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 29 Temmuz 2020; 21:26:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • marksizmi bilmem de komünizm, kafasız ve beceriksiz sovyet ülkeleri ve çinin bunun üstünü örtme çabasıdır.
  • Hoover müdahaleci miymiş? Hoover'ın eleştirilme sebeplerinin başında durumu doğru analiz edememesi yatıyordu aslında. Hoş o dönem Amerika'da herkes liberal ekonomilerin mükemmel işlediğine inanıyordu. Hoover biraz da bahtsız. Büyük Buhran vurduğunda bile ülkenin kurucu liberal ve kontrolsüz kapitalist değerlerine gösterdiği inançtan ötürü direkt olarak federal gücüyle müdahale edip devleti piyasada aktör yapmak, devlet eliyle istihdam yaratmak yerine firmaların zararlarını kompanse etmeyi falan denedi. Sonradan Roosevelt geldi de müdaheleci bir tavırla toparlandılar yine. Enteresanmış bu iddia. Nasıl desteklediklerini okumak isterim aslında.
  • Fade to Black kullanıcısına yanıt
    Marksizm kaçınılmaz olarak komünisttir zaten. Tam tersine eleştirin aslında Marksizm'e. Yani komünizm Marksizm'in tamamını ve anarşizmin belli varyasyonlarını çatısı altında toplayan devletsiz, mülkiyetsiz, sınıfsız, para kavramının yer almadığı bir siyasi, sosyal ve ekonomik düzeni hedefleyen bir ideoloji. Marksizm bu işin bir boyutu, diğer boyutu da hiçbir zaman kitlesel olarak karşılık bulamayan anarko-komünizm.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Hoover müdahaleci miymiş? Hoover'ın eleştirilme sebeplerinin başında durumu doğru analiz edememesi yatıyordu aslında. Hoş o dönem Amerika'da herkes liberal ekonomilerin mükemmel işlediğine inanıyordu. Hoover biraz da bahtsız. Büyük Buhran vurduğunda bile ülkenin kurucu liberal ve kontrolsüz kapitalist değerlerine gösterdiği inançtan ötürü direkt olarak federal gücüyle müdahale edip devleti piyasada aktör yapmak, devlet eliyle istihdam yaratmak yerine firmaların zararlarını kompanse etmeyi falan denedi. Sonradan Roosevelt geldi de müdaheleci bir tavırla toparlandılar yine. Enteresanmış bu iddia. Nasıl desteklediklerini okumak isterim aslında.
    https://mises.org/library/forgotten-depression-1920#_=_

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Teşekkürler, bakacağım vakit bulup kafamı toplayabildiğim zaman.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 30 Temmuz 2020; 22:50:37 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Teşekkürler, bakacağım vakit bulup kafamı toplayabildiğim zaman.
    Sosyal demokrasiden okumaya vakit bulamazsın sen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sosyal demokrasi okumasını yapabileceğim kadar kuvvetli bir teorik alt yapıya sahip değil. Biraz neoklasik iktisat, biraz keyness, biraz da sosyalizm.
  • Marksizm 20.yüzyıl sonundaki büyük çöküşle hüküm ve siyasi hareket olarak sonuna kadar daraldı, akademik olarak ama "eleştirel kuramlar" denilen eşitlikçi, anti neoliberal ve sistem eleştirmeni bir yazına evrildi. Bu sebeple eleştirel kuramlara bazen Neo - Marksizm de derler. Geleneksel tip Marksizm ise çağa pek fazla ayak uyduramamış marjinal grupların benimsediği demode bir akım ve retorik olarak kaldı. Genel olarak Leninizm, Maoizm vs gibi liberal demokrasinin maddi kazanımlarını muhafaza etmeye hevesli beyaz yakalı sınıfın insanlarına hitap etmeyen çok çağdışı ideolojiler ve pratikler olarak karakterize oldu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Marksizm de öldü, Neo Liberalizm de Korona ile öldü. Aslında günümüzde Kesinleşen tek şey var ki, Piyasa Marksizm gibi Neo liberalizm gibi kendini güncelleme ve hatalarını kabul etmeme gibi sistemler üzerinden yürüyemez. Hem ekonomik hem siyasi yapı çok komplike olduğu ve farklı durumlarda farklı yaklaşımlar göstermesi gerektiği artık ortada. Yani kısacası Siyasi ve Ekonomik sistemin herhangi bir statik bakış açısı ile açıklanmasi imkansız. Değişken Komplike Ekonomik Model diyelim buna.

    Sermayenin önemli olduğu kadar; Devletin, Doğanın, Sağlığın, Toplumun önemli olduğu bir Dünya.

    Marksizm de Doğaya atıf varmiydi? Herşey Emek sömürü üzerinden açıklanıyordu!

    Neo liberalizm Salgın, Doğal Afet durumlarında piyasayı ayakta tutacak özel bir kurum düşündü mü?

    Küresel ısınma ve Corona krizi ile ne sağ kaldı ki?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Cosmos2999 kullanıcısına yanıt
    Neo-liberalizm neden yıkılıyor? Amerika haricinde kalan bütün ülkeler belli bir düzeyde sosyal devlet anlayışına sahiplerdi zaten, neo-liberal doktrinler egemen olsun ya da olmasın belli bir düzeyde sosyal adalet anlayışı vardı. Böylesi bir sosyal adalet anlayışının olmaması Amerika hariç her yerde kriz sebebi, sosyal istikrarsızlık nedeni. İngiltere'yse ancak Thatcher'ın iktidarı müddetince kaldırabildi bu anlayışın terk edilmesini. Sınıflandırırken hep Amerikan/İngiliz kapitalizmi denir fakat İngiltere'de dahi ciddi bir sosyalist ve sosyal demokrat gelenek var. Dolayısıyla liberal ekonomi doktrinlerinin olası terk edilişi eğer ki Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler sosyal adalet anlayışından tamamen bihaber bir 19. asır kapitalizmi uyguluyor ya da Thatcher gibi baskıcı bir liberal ekonomi politikası uyguluyor olsaydı söz konusu olurdu.

    Kaldı ki salgın süresince muhtemelen toparlanma sürecini yine Batılı ekonomiler hızlıca gerçekleştirecek çünkü ellerinde hem sanayi, hem sanayici, hem de eğitimli bir bürokrat sınıfı var.




  • Mahfi Hoca nin Ne liberalizm hakkındaki yazısı.

    http://www.mahfiegilmez.com/2020/04/neoliberalizmin-bilmem-kacnc-cokusu.html?m=1

    Neo liberalizm Ahlak ( VW skandalı), Çevre (Küresel ısınma), Küresel krizlerde ( Corona kapanmalari sonrası büyük firmaların devlet diye ağlamaya başlaması) gibi sorunlar karşısında sınıfta kaldı.

    Corona ölüm oranı çok düşük bir virüs. Eğer ölüm oranı yüksek olsaydı O güzelim Ne Liberal iktisatçılar sanırım şimdi açlıktan ölmemek için tarım yapıyor olurdu.

    İnsanoğlu ayakta kalmak istiyorsa Kapitalist sistem ve ona yol gösteren Neo Liberal yaklaşımdan vazgeçmeli. Eğer buzulların altındaki metan gazı atmosfere karışırsa, Buzullar tamamen erirse yada Daha ölümcül virüsler ortaya çıkarsa ve hatta bilimsel olarak artık uyarı yapılan arıların nesli tükenirse o zaman göreceğiz Neo Liberal sistemi.

    Neo liberalizm yada Kominizm Dünyaya farklı perspektiflerden bakamıyor.

    Avrupayi örnek gostermissin haklısın ama malesef başta Almanya olmak üzere o sosyal devlet son dönemde Neo Liberal tarafa kaymaya başlamıştı. ABD den bahsetmişsin ama o Tek aşırı Neo liberal ülke krize girdiğinde bütün dünyayı beraber sürüklüyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Cosmos2999 kullanıcısına yanıt
    Açıkçası bu yazıda Mahfi Eğilmez benim söylediğime benzer şeyler söylüyor bile sayılır. Neo-liberalizmin bilmem kaçıncı çöküşü. Durum tam olarak bu. Liberal iktisat kendinden ödün vererek toparlanabilen bir hadise çünkü Marksizm gibi Dünya'nın işleyişine katı bir yorum getirmiyor. Mesela Büyük Buhran olduysa piyasaya müdahele eder liberaller. Piyasada devletin eli fazla büyüyüp kronik açıklar oluşturudysa bu sefer neoliberaller tekrar katı bir serbest piyasaya geçiş yapar. İki uygulama da hala belli ölçülerde "liberal" dir. Şimdi de tekrar korumacı bir piyasa anlayışı geliştirebilirler, sosyal devlet nutukları atabilirler, biz aslında sosyal liberaliz diyebilirler, şovenizme kayabilirler. Yaparlar da yaparlar yani.

    Çok da liberal olduğumdan değil ama şu an sosyalist bir modelle idare ediliyor olsaydık "ya acaba şöyle mi yapsaydık" deyip de ortaya işe yarar fakat devlet ideolojisine ters bir laf atsaydım mağlubiyete mahkum egemen sınıfın sözcüsü olduğum için baya iyi müfakatlandırılırdım Siz de zaten böyle söylüyorsunuz ama liberal ekonomi destekçilerinin de benzeri bir katı fikre sahip olduğunu düşündüğünüz için yanılıyorsunuz bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 2 Ağustos 2020; 21:27:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sosyoloji okuduğum dönemde gerek Marksist gerek Neo Liberal akımı savunanların çok dogmatik olduğunu gördüm. İki tarafında kusurları var. Kominizm bir daha mezarından kalkar mı bilemem ama şuan Neo Liberal ekonomiye Korona bulaşmış durumda ve yoğun bakımda. Ekonomistler durumdan ümitsiz. Bir mucize olur ve piyasa hızlı bir şekilde toparlanır ise belki Liberal Ekonomi devam eder ama kusurlarını kabul etmesi gerekiyor.

    1. Devletin kriz dönemleri için lazım olduğu
    2. Devletin ve sivil toplumun Çevre için bazen Neo liberalizme tokat atacağını Neo liberaller kabullenmeli
    3. Bırakınız ne yaparsa yapsınlar yerine. Bırakın Ahlak, Çevre ve Yasaları temel alarak ne yaparsa yapsınlar felsefesini benimsemeli

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cosmos2999 kullanıcısına yanıt
    Peki eksen ileride nereye doğru kayacak hocam. Otomasyon ve yapay zeka ile işsizlik oranı çok yükselecek gibi duruyor. Güce dayanan mavi yakalı işçi sayısı çok azalacak gibi.

    Daha mı solcu hükümetler göreceğiz ileride? Hükümetler daha mı otoriter olacak yoksa liberal mi?

    Mesela Bernie Sanders Demokrat Parti'nin adayı olur mu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Liberal iktisat kendinden ödün vererek toparlanabilen bir hadise çünkü Marksizm gibi Dünya'nın işleyişine katı bir yorum getirmiyor.



    Bu doğru değil. Bu Celal Şengör tayfası ve bazı cahil Marksistlerden dolayı ortaya çıkan yanlış bir anlaşılma. Lenin “somut durumun somut tahlili” kavramını neden geliştirdi sanıyorsun? Lenin 2. Enternasyonalistlerle olan polemiğinde Marx’ın Kıta Avrupası ve Amerikası üzerine tahlillerinin o dönemin somut koşullarına özgü olduğunu belirtir. Örneğin, Hindistan ve çevresindeki Maocular, Marx’ın Hindistan üzerine koyduğu değerlendirmeyi hatalı bulurlar. Bazı Marksist ekonomistler emek değer yasasının belli noktalarının revize edilmesi gerektiğini ancak sömürü kuramının tıkır tıkır işlediğini söylerler. Troçkistler Troçki’nin sendika ve diğer örgütlenme üzerine Leninle 1917 önce girdiği polemiklerde haksız olduğunu, Lenininse sürekli devrim konusunda haksız olduğunu belirtirler. Daha başka Marksist düşünülerse Lenin’in “Materyalizm ve Ampiryokritisizm” isimli eserinde öne sürdüğü değerlendirmelerin hatalı olduğunu söylerken, bazıları Lenin de bunları terk ettiğini söyler. Lenin’in emperyalizm analizine bağlı kalınların bazıları, Lenin’in borsa analizinin sorunlu olduğunu belirtirler vs.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 13 Ağustos 2020; 10:51:8 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.