KOSKOCA İSTANBULDA HASTANE RANDEVUSU ALAMIYORUM (5. sayfa)

Yalnız online randevu sistemi, ülkenin başına hani iq su 0 olaran birisi de gelseydi yine de şu anda olurdu. Yani 90'larda gidip sıra beklemenin, şimdi online randevu almanın hükümetlerle, ülkelerle, yönetimlerle, partilerle alakası olduğunu sanmıyorum.

Yani Osmanlı döneminde de ülkede bilgisayar yoktu, telefon yoktu, internet yoktu. Padişahlarımız beceriksizdi ondan mı yoktu? E tabi teknolojiye yatırım yapmadılar o başka mevzu. Belki ilk interneti, bilgisayarı icat edenler biz olabilirdik zamanında o günah bu günah diye her şeyin önü kesilmeseydi. Ya da hattatlar para için matbaaya engel olmasaydı.

Youtube da komik bir akp'li kadın var. 90'larda akıllı telefon yoktu, sağolsun akp sayesinde var falan demişti. Ona benzemesin yani bu durum.

Sağlık sektörümüzde kısmen iyi kısmen kötü. Eskiye göre teknolojinin doğal gelişimini saymazsak çok bir gelişim var mı tartışılır. Yani çoğu bölüme harbiden randevu alınamıyor. Örneğin periodontoloji. 3 senedir randevu alamıyorum. İster gece 12 de bekle, ister ara ara bak. Yok. Anında gün geçtiği zaman otomatik o randevular doluyor. Bu ne anlama gelir. Herkes benden hızlı mı bilgisayar kullanıyor. Hayır. Tabi ki o konuda da yolsuzluk yapılıyor. Önceden birilerine o randevular içeriden bir yerden peşkeş çekiliyor.

Dolayısıyla özele gitmek durumundasın. Ben özel hastanelerin içini dışını biliyorum. Onlarla çalışıyorum. Denetim aslında çok yetersiz. Çoğu uzman doktora gittiğinizde aslında onun yerine başka biri ile muhatap oluyorsunuz. Her an düdüklenebiliyorsunuz. Çoğu görünen kadrolar yarı zamanlı göstermelik oluyor. Herkes kanunlardaki açıkları kontrol ediyor. Örneğin uzm. çocuk doktoru kadrosu olupta, onun yerine başkasının baktığı, uzman doktorun 1 senedir hastaneye uğramadığı yer biliyorum. Yine anlık, kadın doğumcu 5'te çıkar, o sırada onun hemşiresi doktor gibi birine bakar, sen 100tl vermişsindir, doktora muayene oluyorum sanırsın. Çoğu doktor eczanelerin dipolomasını kiralaması gibi hastanelere diploma kiralar oldu. Çoğu hastane AVM gibi çalışıyor. Binayı açıyor. Bölümleri taşeronlara veriyor. Artık o taşeronlar ne çeviriyorsa.

Yani paranla da kaliteli hizmet alacağının garantisi yok. Maalesef her şeyde olduğu gibi sağlık sektöründe de hızla yozlaşıyoruz.

Bak mesela dünyanın en adaletli, en temiz ülkesi denilen kanada'ya. Nasıl vatandaş alıyor. Nasıl işçi olarak gidebiliyorsun. Resmen puanlama sistemleri var adamların. Yaş puan, eğitim puan, deneyim puan. Diyor ki, burada BABANIN FABRİKASI BİLE OLSA, seni çağırıyorsa, bize bu ülkede (KANADADA) senin yapabileceğin işi yapabilecek adam kalmadığını ispatlasın. Yoksa kendi ülkemde adam varken, seni kimse buraya alamaz, çalıştıramaz diyor. Yaaa, işte bu mantıkla kurulan ülke şahlanır gider. Herkes gıpta eder. Burada bıraktım baba fabrikasını, herşey rüşvetle, tanıdıkla, çıkarcılıkla. Eee bu mantıkta yürütülen yerde dibe çöker. Çökmeye mahkum bir sistem.

Ben de Anadolu yakasındayım. Senin gibi aylardır ben de alamıyorum. Bilmem ne şehir hastanesi yaptık şunu yaptık bunu yaptık. Ben faydalanamadıktan sonra ne anlamı var? Ciddi bi hastalığım olsa ölmüştüm. Cildime lekeler çıktı aylardır uğraşıyorum yok, alamıyorum. Böyle kalsın napim hahshsha

Kardeş sen ya anlamıyorsun yada işine gelmiyor.

Adam zaten sana gerekli tedaviyi en uygun şekilde yapmak zorunda, bunu talep etmenize gerek yok tekrar ediyorum YAPMAK ZORUNDA.

Hastaların ilaç, ameliyat, pansuman gibi şeylere ihtiyacı olduğu gibi morale de ihtiyaçları var. İlaçlar İnsanları bir yere kadar götürür gerisi psikolojik olarak hastanın motivasyonunun ne kadar yüksek olduğuna bakar.

Biz çıksın karşısında soytarılık yapsın demiyoruz... Güler yüzün sadece hasta doktor ilişkilerinde değil hayatın tüm noktalarında İnsanlara iyi geldiğini unutmamak gerekiyor.

Pandemi, geçim sıkıntısı, aile sorunları, ayın sonunu getirememe, çocuklar v.s v.s v.s insanların dertleri çok bırakında birbirimize gülelim. Dertlerimizi 5 dakikada olsa unutalım tünelin ucundaki ufacık ışığı biraz daha güçlendirelim ki umutlarımız tükenmesin.

Al buda doktor.

Yazdıklarımı bir daha oku %70 o kafada dedim, diğer geriye kalanlar zaten gerçekten İnsanlara yada topluma bir şeyler katmak için o meslekleri seçiyorlar. O insanlara zaten toplumun her kesiminden saygı duyuluyor.

1,2 - Onlar benim değil devletin el atması gereken konular.

3 - Devlet hastaneleri bildiğin köy kahvesi gibi, vatandaş ne yapsın. Bir şey soracak 50 tane yere yolluyorlar.

Geçenlerde devlete gittim ufak bir şey için Allaha ruhumu teslim ediyordum az daha. Saat 10.00 gibi randevum vardı saat 11.30 oldu yok abi sıra gelmiyor, gişe memurlarına soruyorum ne oldu diye onların dünyadan haberi yok. En son dayanamadım atladığım gibi arabaya doğruca medical parka.

4 - Devleti ilgilendiren konu.

5- Benim uğradığım mobbing leri yazsam kahrından yatağa düşersin forumdaş. Türkiye' de bana mobbing olmayan bir tane işletme ve meslek dalı göstersene...

Evet bu şartlar bizim elimizde değil ama insanların karşılaştıkları olumsuzluklara da tepkimizi gösterebilmeliyiz.Bu şartları yazmamın asıl sebebi de size bu sistemdeki sıkıntının doktor kaynaklı olmadığını (genellikle) göstermek istememdir.Mobbing konusunda da kaotik bir ortamda çalışan tüm insanlar ülkemizde mobing'e uğruyor o konuda haklısınız ancak beyaz yakalı dediğimiz kesimdeki insanlarin içinde buna en çok sağlık çalışanları uğruyor maalesef.Tepkim de bu yuzdendi.Herkes için daha güzel günlere inşallah.

eskiden 6'da sıraya girer numara alır en geç öğlen işimiz biterdi, işin raconu erken gidip sıra almak ve beklemekti, geçen sene dişimde sıkıntı oldu özel yerler diş mr'ı istedi bende devlete bir gideyim kesin fazla para için istemişlerdir düşüncesi ile çapa diş muayene bölümüne randevuyu tanıdık ile aldım, bir tane diş çekilecekmiş tamam dedim beleşe çektirmiş olurum verdikleri tarih abartısız 6 ay sonraya idi, bu arada dişim halen ağzımda bir sıkıntı yok, özele kalsa çenem iltihaplı devlete kalsa dişimden olacaktım.

Hocam son videoyu ben izlediğimde ağzı lağım çukuru gibi olmuş bir kadın, bu kadına gülen bir kalabalık ve ağır hakaretlere aldırış etmeyen bir hekim görüyorum. Tck 125 e göre hakaret suçu görüyorum. Bu videoyu paylaşmanız bence sizin niyetinizi tam manası ile ortaya koyuyor. Siz böyle doktorlar istiyorsunuz. Kendine ağır hakaret etseniz bile şakaya vuracak, her istediğinizi hekime yapacaksınız ancak size hizmet etmeye devam edecek bir varlık bekliyorsunuz. Belki de siz doktor olsanız böyle bir hekim olursunuz ancak ben de sorarım, yahu nasıl bir genişliktir bu. Benim mezhebim bu kadar geniş değil mesela. Çok çok daha hafif hakarete 2 ayrı kişiden şikayetçi oldum ve ceza aldırdım.

yok hocam açıkça sizin işinize gelmiyor. Hekimin hastaya 3 dk ayıramadığı yerde hangi en iyi tedavi ve hizmetten ve mecburiyetten bahsediyorsunuz. 3-5 dkda muayene ve sağlık hizmeti en iyi değil altını çizerim olduğu kadar olur. 5 dkda iyi hizmet Mümkün mü böyle birşey. Ancak kendinizi kandırırsınız. Benim de tam olarak söylemek istediğim bu. Hekimin güler yüZüne gelene kadar adam akıllı sistem talep edin. Ortada sağlam bir hizmet yok önce hizmeti toparlayalım sonra güler yüz safhasına geliriz.

hastanın morali tabiki önemli, ancak adam akıllı hizmetin olmadığı yerde hizmet yerine moral beklemek benim aklıma yatmıyor. Ha siz bu şekilde kendinizi avutursunuz ne ala. Karışmam ve saygı duyarım.

şimdi gelelim güler yüz bekleyen hastalara, ve insan ilişkilerine

bir ortama giren insan öncelikle selam verir. Günaydın merhaba s.a. Peki hastalar verir mi, gidin gözlemleyin

Toplumun hizmet aldığı bir yerde insan olan sırasını bekler. Gidin gözlemleyin kaç kişi sırasını beklemek kadar basit bir eylemi becerebiliyor.

hastaya şikayetin ne dersin hastalık adı söyler, mesela başım ağrıyor demez, beyin kanseri oldum der. Tamam onu da söylesin ancak sen tekrar şikayetini sorarsın yine düzgün cevap alamazsın örneğin babamda da oldu der. Müdehale edersin nasıl bildiniz diye bende başağrısı var google a veya komşuya sordum o söyledi. Peki dersiniz ne kadar zamandır bu şikayetiniz var. Hasta derki bayadır var. Bakın anlayamadım kaç aydır haftadır var desiniz hani bir hafta mı, yok der uzun zamandır var. Zorla 1 yıldır sözünü ağzından aldıktan sonra muayene etmeye başlarsınız hasta hı sefer şikayetini en başta olması gerektiği gibi anlatmaya başlar. Tamam dersiniz bunları zaten anlattınız, bu durumları bir muayene edeyim, ancak hasta tekrar aynı şeyleri anlatır. İnsanla dalga geçsen ancak bu kadar olur.

randevusu olmadığı halde ekstra muayene talep eden acil de olmayan hasta hekimden olumsuz cevap alırsa ısrarcı olmaz, idareye şikayette bulunmaz, araya adam koymaya çalışmaz. Yine gidin gözlemleyin böyle mi oluyor.

yahu koca koca insanlar yalan söylemez, insan kandırmaya çalışmaz. Hasta ekstra muayene talep eder benim durumum çok acil der. Siz de dersiniz ki ne aciliyetiniz var. Cevap gelir yakın gözlüğümü kaybettim. Hasta yalan söylediği için bakacağım ekstra hastaya ben bakmıyorum mesela. Bu konuda titizim.

sonra hasta gelir ekstra muayene talep eder kaç gündür gözüm kızardı muayene ettiremedim, sıra da alamıyorum kaç gündür deniyorum, peki dersiniz buyurun, ne zaman başladı kızarıklık, dün akşam başladı cevabını alır hastanın yaptığına içerlersiniz.

İnsan hekime veya böyle yakın ilişki kurduğu yerlere giderken kişisel temizliğine dikkat eder. Sırtını karnını muayene için açan hastadan küflü peynir kokusu gelmez örneğin. Ya da göbeğinin altındaki katlantıda simsiyah yağlanmış kir katmanı oluşmaz mesela. Veya yüzünüze hohlayan hastanın en azından soğan sarımsak yememesini dişini fırçalamasını beklersiniz.

hekim acilden çağırıldığında hastalar anlayış gösterir mesela. Ben kalp masajını bırakıp boğaz ağrısına bakılmasını isteyen hatta bu sebeple cimere şikayet yazan hasta gördüm. Bu hasta deseydi ki acilde hekim az hekim atayın eyvallah derdim. Vergi veriyor hakkıdır. Bir de diyor ki ölelim mi. La öteki hasta ölüyor, sen ortalığı karıştırıyorsun bana erken bakılsın diye. Hekime ve işine saygı olmadığı gibi ölene de saygı yok.

Daha çok örnek yazarım cin olmadan adam çarpmaya çalışan, cinayete karıştığı halde cinayet saatine yönelik bambaşka bir şehirde muayene kaydı açmaya çalışan, anasını öldürüp defin ettikten 2 gün sonra ölü raporu düzenletmeye gelen veya çok daha basiti arkadaşları ile eğlenip sınava girmeyip rapor talep eden vb örnek çok. Bir sürü yazarım. Ölen babasının ölüm raporunu düzenlemesin de mmaşı yatmaya devam etsin diye diye kalbinden hekimi bıçaklayan oldu mesela.

güler yüz bekleyen toplumun hali ortada. Bazı şeyler verilmez alınır, güler yüz de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Salgın herhangi bir insanı kötü etkiledi ise sağlık çalışanını 10 kere kötü etkiledi. Bir sürü mesai arkadaşımızı kaybettik. Ahır dediğiniz ortamda çalışıyoruz biz. Siz gelip maksimum bir gün geçirmeye tahammül edemiyorsunuz sağlıkçıların ömrü bu ortamda ve olması gerekenin çok üzerinde mesai saatleri ile olması gerekenden çok hasta sayısı ile geçiyor. Evet bizler de biraz empati bekliyoruz, anlayış bekliyoruz. Ben hiçbir sağlıkçının keyfi olarak hastasına kötü davranacağını düşünmüyorum. İlla kötü örnek var derseniz istisnalar kaideyi bozmaz. Keşke hiç kötü örnek olmasa. Ancak her meslekte her toplumda bu örnekler var.

Almanyanın nufusu bizimle aynı ve bahsettiğim sistem orada çalışıyor.

basamaklı sistem candır. Şöyleki size 3 hasta üçünün de burnu akıyor.

1. si grip 2. Si sinüzit 3. Sü kanser. Semptom aynı oluş şekillerinde biraz fark var.

ilk hasta her basamakta tedavi edilebilir 2. Hasta 2. Ve 3. Basamakta 3. Hasta ise sadece 3. Basamakta

birinci basamak aile hekimi, sağlık de cağı, ikinci basamak devlet hastanesi 3. Basamak ünüversite hastanesi vb.

şimdi hocam birinci basamak aile hekimine sen 1000 kişi değil 4000 kişi takip ettirirsen hastaya yetişemez. Herkesi sevk eder. Sevk zorunluluğu olmazsa herkes profesöre muayene olmak ister peki o nasıl yetişecek bu işe. Şimdiki sistem bu şekilde herkes gidebildiği en üst kuruma gitmeye çalışıyor. Bu sebeple üst basamaklarda hasta yığılması var. Yığılma nedeniyle hastaya ayrılan süre kısalıyor, hizmet kalitesi bozuluyor, iyileşemeyen hasta tekrar muayeneye geliyor sistemin hasta yükü daha da artıyor.

hekimler ekseriyetle devlet memuru. Hasta sayısına göre mesai saati değişmiyor. Günde 20 hastaya da baksa 150 hastaya da baksa mesai saati değişmiyor. 1 hastaya düşen süre değişiyor. Sizin savunduğunuz bu sistem kısır döngüye sebep veriyor. Dünyada sağlıklı çalıştığı bir hastaya yeterli süre ayrılabildiği bir örnek gösterebilir misiniz?

şehirler arası seyehati otomobil değil de traktör ile yaptığımız gün siz haklı olursunuz. Traktör otomobile göre çok yeteneklidir birsürü özellikli iş yapar ancak neden seyahat etmeye kullanmıyorsak, aynı sebepten ötürü 3. Basamak hastaneye gözde kaşıntı için gitmemeliyiz. Hekim kaynağı sınırsız değil ve verimli kullanılmalı.

hiçbir sistem mükemmel değil. Ancak sizin bahsettiğiniz hekimlerin boş oturacağı bir durumu ben göremiyorum. Velev ki oldu, devletin bu konuda planlama yapacak teşkilatı personel sayısını gayet ayarlayabilir.

hastalar memnun kalır mı, cevap evet kalır. Hastalığının ciddiyetine göre kendisi ile ilgilenen ve zaman ayıran hekime ve hizmete ulaşabilecek. Neden memnun kalmasın. Herseyi halkın isteğine bırakmak annesinden sürekli çikolata isteyen çocuğa sürekli çikolata verip sağlıklı olmasını beklemek gibidir. Kabak ta yenmeli et de, yumurta da. Evet çocuk biraz yüzünü buruşturabilir ancak onun için sonuç daha iyi olur. Tabi ki benim sistemin olumsuz yönde anı her canı istediğinde uzmana hitme olayı ortadan kalkacak. Buna alışan toplum ilk başta huzursuzlanacaktır. Kamu spotu ile çözülebilecek mesele.

niyetinizi ve endişenizi anlıyorum ancak bu kınun mesleği var. Halk sağlığı uzmanlığı. Bahsettiğim konular bu mesleğin ilgi alanı. sağlık popülizme kurban edilirse sürekli çikolata yiyen çocuğun karnı ağrır, hastalanır, günümüzde durum bu değil mi? Hekimin daha çok hasta bakması sorunu bu güne kadar çözebildi mi. Ancak benim bahsettiğim sistemin çalıştığı onlarca ülke var

çay kahve olayı doktorun kabahati olmayacak bunu söyleyeyim hemen. randevusuz günlerini, var ise kendi muayene hanesinde aktif olarak geçirme fırsatı bulmuş olacak. bu imkanı dr olsam ben de isterdim. bunun kavgasını da zaten yapmışlardı biliyorsunuz.

yapmak istedikten sonra uzaktan eğitim gibi hastanın beyanına göre hastaneye davet edilip edilmeyeceği belirlenebilir. hatta uzaktan muayene ile ilaç tedavisi bile hastanın rızasına bağlı olarak başlatılabilir. bu bir tercih olarak hastaya sunulabilir. özellikle genç nüfusa karşılık. yaşlıları bu kapsamın dışında tutmak lazım. her sistemi yurt dışından almak, bence hem doğru olmaz hem de tutacağı anlamına gelmemeli. bir yandan da tv izliyorum bu saatte antikitera altaylı'nın programında şengör döktürüyor. ben kendimi örnek vereyim. istediğim bir hastanenin istediğim bölümüne ve doktoruna görünmek isteyip de görünemezsem gerçekten rahatsız olurum. kaldı ki eş dost akraba ahbaplık olayı da vardır her memleketde biliyorsun. biz uzaktan randevuyu zor alıyoruz. geçen denk geldi, barkod veren kişi bir arkadaşına randevu aldı sistemden nasıl aldıysa anlamadım. yani sisteme pek fazla güvenmemek lazım. serbest bırakacaksın ne haliniz varsa diye böyle herkes memnun kalır. şimdi şu korona belası ortalıkta dolaştığı için herkes pimpirik durumda. yoğunluğun olması normal.  

Hastane randevusu alsan bile randevuya gidince aldigin randevudaki doktoru bulamazsin.yuzde 90 i stajyer hekim yada asistan koyuyor yerlerine.bunlarda amali cevaplar vererek sizi asla tedavi edemiyor.yani demem oki paraniz varsa ozele yoksada internette online forumlardaki doktorlara yazarak az cok tani koymaniz mumkun.bu aralar kimse cok acil deilse kamu hastanelerine gitmesin.parmaginizi kurtarayim derken kolunuzdan olursunuz.

1 haftadır bende deniyorum.

Yanlış anlaşılmasın randevu dolu demiyor.

Hiçbirşey bulmuyor istanbul geneli.

Göz için güdemiyorsun.

Ortamlarda sağlık sisteminde çağ atladık dersin kim bilecek...

saat tam 4 bakacaksın yoksa almanın mümkünatı yok .saat 4 te aldın aldın alamadın geçmiş olsun

Ülkemizde iş kanunu gereği herhangi bir çalışanın mesai saatinde mola hakkı vardır. Yani çay kahve saati denebilir. Kanuni hak neticede.

hocam aslında çay kahve diye kast ettiğiniz şey çalışanın işi boşvermesi. Merak etmeyin hekim günde 250 hasta baksa bile eğer isterse çay kahve süresini yine çıkarır. Hastanın muayene süresini iyice kısaltır olur biter. Bu ahlaki bir durum. Hata sayısından bağımsız. Eğitim ile çözülebilir. Okumak ile değil. Toplumun eğitim seviyesi yükselmeli. Mesela bu konuda şöyle bir anektot da var. Toplumun da daha kaliteli hizmet talep etmesi lazım. Ülkemizde kalite durumuda en çok aksayan konu hastaya ayrılan süre. İlk düzeltilmesi gereken konu bence bu. Ancak birçok problem var daha çözülmesi gereken.

şimdi hocam sistem önerisinde bulunuyorsunuz kendinizce haklısınız ancak ülkenizde böyle bir sorun da mevcut değil mi. Bakın ekonomide faiz sonuç değildir sebeptir teorisini benimsedik ve dövizin geldiği nokta ortada. Yeterli bilgiye ve yetkinliğe sahip olmayan birisi öneride bulunursa sonu iyi olmuyor malesef. Şimdi sistem önerisi yaparken konu hakkında temel bilgimizin olması lazım. Bakın bu konuda halk sağlığı uzmanları var. Ben onlardan dinlediğimi aktarıyorum. Sağlık sistemlerinde yöneticilik dahi yaptım. Ancak konu hakkında benim de bilgim bir yere kadar. Dünyada birçok sağlık sitemi var. Tabiki en iyi diye bir sistem yok. Bize en uygun diye bir sistem var. İşin uzmanı olsak oturalım tartışalım da ikimiz de uzmanı değiliz ve yetkimiz yok. Ancak anladığım kadarı ile siz sağlık hizmeti üreten değil hizmet alan gruptasınız. Tabi ki görüşleriniz önemli. Burada ben haklıyım savaşından birşey çıkmaz.

Eskiden hastaneye paramız yetmezdi yeğenim kendimiz yapardık tedavileri bu millet şükretmeyi bilmiyor