Şimdi Ara

Konu dışında yazılan konulara ciddi ciddi paragraflarca yorum atan zeki üyelere

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
1
Favori
845
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
9 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Abi kasmayın kendinizi rahat olun relax olunn
    Her şeyi ciddiye alip yazmayin
    Gülüp geçin
    Bloklasan bile göreceğinden sallayin gecin
    Her şeye ben daha iyi bilirim tarzı yorumlar yazmayin

    Herif üşenmeden paragraflarca yazıyor gören de o konuyu o icat etti ve ispatını yapti.
    Googleye yazip ilk cikana yada ikinciye tiklayip ctrl+c sonra ctrl+v yaptığı biliyoruz

    Kasma abi gel otur.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >



  • Menemen Tarifi İçin Malzemeler

    2 yemek kaşığı sıvı yağ

    3 adet yeşil biber (Sap ve çekirdekleri temizledikten sonra, ince doğranmış)

    3 orta boy domates.

    1/2 (yarım) çay kaşığı tuz.

    3 adet yumurta.

    İsteğe bağlı: kaşar peyniri küçük bir kasenin yarısı kadar yeterli olur.

    Menemen Tarifi -
  • Menemen Tarifi İçin Malzemeler

    2 yemek kaşığı sıvı yağ

    3 adet yeşil biber (Sap ve çekirdekleri temizledikten sonra, ince doğranmış)

    3 orta boy domates.

    1/2 (yarım) çay kaşığı tuz.

    3 adet yumurta.

    İsteğe bağlı: kaşar peyniri küçük bir kasenin yarısı kadar yeterli olur.

    Menemen Tarifi -

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ohol Oula kullanıcısına yanıt
    Valla helal sana ya ne guzel.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Kardeşim ne kasmamaaından bahsediyorsun. İnsanlar dünyaya istiyerek mi geliyor ki yaptığı her bir davranıştan sorumlular. Bu tarz konular açarak insanları birbirine düşürüyorsunuz. Evet bence de yapılan her şey, yazılan her yorum doğru olmayabilir. Ama o uzun mesajı yazan kişinin doğrusudur o da. Hem doğru nedir ki? Bu soruyu cevaplamaya tarih boyu onlarca kişi çalışmışken bizim bu kadar hata veren bir forumda bu konuyu tartışmaya kalkmamız tabi ki başka bir hata olurdu. Yani insanlar uzun uzun yazsa da saygı duymalı, belki gerçek hayatta sözünü ve fikirlerini insanlara dinletemeyen, kendince bir şeyler paylaşmak isteyen biridir. Ha ille de gıcık olursan okumazsın olur biter hocam. Ama şunu da unutmamak gerekir, farklı fikirlere saygı duydukça insanlığımız gelişiyor ve bir üst seviyeye çıkmaya başlıyoruz. Ben bu olayı kendimde farkettim. Önceleri önyargısı yüksek biriydim. Ama şimdi her türden insanı dinliyorum. Dinlemek veya okumak istemediğim de ise ya susup başka bir şey düşünüyorum veya yazılanları okumuyorum. Ama tutup da bu durum hakkında konu açmak bence bir hatadır hocam. İyi forumlar.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ne diyon?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Beyfendi burası ciddi bir forum
    Herkes birbirine yardimci oluyor
    Böyle bir konu acarak ne yapmayı hedefliyorsun?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kanatlandırmayan_Redbull kullanıcısına yanıt
    La senin her yanın ciddi olsa ne olur ?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Yaa delii

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • bak kardesım neı sawundugunu bılmıorm ama soyle dusunelm dolar 5 lıra olmus olablr ama bız ekmegı dolarla mı alıorz hayır? aslnda sureceksn piyasaya 10 mlyon şaak bi daha sureceksın şaak hem nıe taktınız dolara bu kadar bılmıorm bızler en cok arabıstan paralarına bakmalıız cunku dolarn usdunde ıbrahım lıncoln resmi war o adam bı aralar galatasarayda oynadı sen weled oldugun ıcın hadırlamazsın wink galadasaray da fetullah fln seylerı cıkdı yoksa fedocu msn lan sn? Bana bak ewlad 15 temmuzda tankların onune cıkmadık mı? Cıktık bekı kenan sofuoglu motorsıkled yarısında bırıncı olmadı mı? Oldu surıyeye gırmedık mı? gırdık. O zaman weledlık yabma we odur odurdugun yerde sanalda kawgacı reelde anab acı?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sözdeçok rahatsınız ya işte o rahatlığı ciddi yazanlara karşı da gösterin

    Kendinizi buradan/bizden bir halt olmaz demek ki şimdi şunu şunu yapmam lazım diye şartlıyorsunuz.Oysa burasının komik olmayan espriciklerin mekanı olması bir ilahı buyruk bir değişmez kaide değildir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 13 Aralık 2018; 15:5:4 >
  • Ohol Oula kullanıcısına yanıt
    Tereyag kullansak olur mu sivi yag yerine

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kakam var bazen

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lutfen saldirgan olmayin arkadas size yardimci olmaya calisiyor

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Özele gelsene 2dk.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Hayir

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hynx

    Tereyag kullansak olur mu sivi yag yerine
    Babam pasta yapmayı nereden öğrendi.. :) :)
  • Bir yazıyı şekil, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütününe metin adı verilir. Diğer bir ifadeyle metin, iletişim kurmak için oluşturulan cümleler topluluğudur. Sözlü ya da yazılı iletişim için üretilen anlamlı yapıdır. Yazar, iletmek istediği mesajı metin aracılığıyla ifade eder.

    Bir metin, aralarında anlam, anlatım bakımından ilişki ve bütünlük bulunan paragraflardan oluşur. İyi kurgulanmış bir metinde, her paragraf bir düşünce birimidir. Metindeki paragraf sayısı, o metnin içerdiği düşünce sayısını verir. Bunun nedeniyse her düşüncenin bir paragrafta tam olarak ortaya konmasıdır. Sözcükler seslerden, cümleler sözcüklerden, paragraflar ise cümlelerden oluşur.

    Metni oluşturan en büyük yapı paragraftır. Düzyazılarda genellikle satır başlarıyla birbirlerinden ayrılan bölümlerin her birine paragraf adı verilir. Paragrafın oluşumu konuyla doğrudan ilgilidir. Çünkü yazar, duygu ve düşüncelerini bir olay ve olgudan hareketle anlatır. Ele aldığı konuyu, amacına göre sınırlayıp birbiriyle ilintili paragraflar hâlinde verir. Bu, metin oluşturulurken uyulması gereken en önemli kurallardan biridir.

    Metindeki paragraflar, bir zincir şeklinde anlam, dil ve anlatım bakımından birbirini tamamlayan, destekleyen bir bütündür. Bu yapı özelliği sayesinde metinde anlamla yapı yönüyle bir bütünlük ve uyum ortaya çıkar. Bu bütünlüğün sağlanabilmesi adına metindeki paragrafların dil ve anlatım yönüyle birbirine bağlanması büyük bir önem taşır.

    Bir yapboz oluşturmak için parçaların birbirine bağlanmasına gereksinim duyulması gibi bir metin oluşturmak için de paragrafların birbirine bağlanması gerekir. Bir görüşün, bir duygunun işlendiği metinlerde de işlenen görüş ve duyguların birbirini destekleyecek paragraflar şeklinde, mantıksal bir sıra ile ele alınması gerekir. Örnek olarak olayın işlendiği metinlerde paragrafların zaman, kişi, çevre gibi öğelerin sırasına dikkat edilmesi gerekir. Buna dikkat edilmezse paragraflar arasında zaman, kişi, mekân vb. yönlerden karışıklıklar ortaya çıkar, metnin anlaşılması güçleşir.



    Bir metnin anlatım biçimi ve dil özelliklerinin temelinde metnin türü, içeriği, anlatımın amacı, okur kitlesinin düzeyi, özellikleri bulunur. Yazar, iletisini tam olarak verebilmek için metin yazarken bütün bunlara dikkat etmelidir. Bu amaca ulaşmak isteyen yazar, bir düşüncesini aktarırken ya da bir olayı okurun gözü önünde canlanacak şekilde anlatırken metne uygun olan anlatım tekniklerinden yararlanmalıdır. Örneğin hikâye ve roman yazarken olay (öyküleme), betimleme paragraflarından; düşünce yazılarında örneklendirme, tanık gösterme, tanımlama, karşılaştırma gibi anlatım yöntemlerinden yararlanmalıdır.

    Örnek-1

    Dedelerimiz, ömürleri boyunca verimli arkadaş saydıkları ağacı her yerde arayıp yetiştirmiş, ona gönüllerinin en derin sevgisini ve saygısını armağan etmişlerdir. Ağaçlarımız, halkımızın duyuşuna, düşüncesine girmiş, sinmiştir. Onlarda bizi, bizde onları görmemek mümkün olmaz.

    Yukarıdaki parça, ağacın önemini anlatan bir metnin giriş paragrafıdır. Yazar, bu paragrafta halkımızın ağaca büyük bir önem verdiğini, onunla bütünleştiğini anlatmıştır.

    Ağaç kelimesi eski çağlardan beri dilimizde yaşamaktadır. Orhun Yazıtları’nda bile ağaçla karşılaşırız. Türk şiirinde ağaca karşı derin bir ilgi görülür. Memleketimizde birçok yerin adı ağaçtan alınmıştır: Çamlıbel, Kirazlıyayla, Kırkağaç… Bunlar halkın ağaca verdiği önemi gösterir. Bazı ağaçlarla ilgili yerlerin ayrıca bir tarihi de vardır: Göynük teki “Beykavağı” adlı yere ad verilmesinde Yıldırım ın oğlu Süleyman’ın rolü olduğunu Âşıkpaşazade Tarihi yazar. Eskiden beri birçok Türk boyuna, birçok kişiye ağaç adı verilmiştir. Yeni soyadı kanununa göre pek çoğumuz, soyadımızı ağaca bağlamış bulunuyoruz. Bu da gösteriyor ki halkımız, ağaca karşı beslediği sevgiyi hâlâ yüreğinde yaşatmaktadır.

    Ağaç, yalnız şairin belleğinde değil, halkın hayatında da bir andaç, bir nişandır. Çocuk doğduğunda, düğün yapıldığında, uzun bir yolculuğa çıkılırken ağaç dikilir. Artık onun büyümesi için elden gelen yapılır. Ağaç boylandıkça hatıralar da içimizde serpilir, gümrahlaşır.



    Pir Sultan Abdal’ın şiirlerinden birçoğu ağaç çağrışımları ve buluşlarıyla doludur: “Çiçek açar, domur domur dal verir / Kimi uzar, birbirine el verir / Kimi meyve verir, kimi gül verir / Ağaçlar üstünde dillenir kuşlar”

    Giriş paragrafından sonra gelen bu paragraflar metnin gelişme bölümünden alınmıştır. Bu paragraflarda yazar, halkımızın eskiden beri ağaca büyük önem verdiğini anlatmıştır. Bu görüşünü kanıtlamak için de Türk tarihinden ve adını ağaçtan alan yurt köşelerinden örnekler vermiştir.

    Ağaca verilen değer bugün daha da artmıştır. İzinsiz ağaç kesmek yasaktır. Bu konuda bazı ülkelerde çok ağır cezalar verilmektedir. Bizim memleketimizde ise halkımızın gönlünde derin bir ağaç sevgisi vardır. Onun bu sevgisi, modern ağaç bilgisiyle ışıklanırsa yurdumuz kısa zamanda yemyeşil olacaktır.

    Son paragrafta ise yazar, yazısını bir sonuca bağlamış ve yurdumuzun yemyeşil olabilmesi için halkımızın modern ağaç bilgisiyle donatılması gerektiğini söylemiştir.

    Örnek-2

    Mehmet adlı bir Türk askeri Çanakkale’de İngilizlerle savaşırken yaralanır. Haydarpaşa Hastanesinde tedavi edilir. Ayağı bir parça sakat kaldığı için hafif hizmete ayrılır ve hastanede görevlendirilir. Mehmet’e bir gün Haydarpaşa Tren İstasyonu’ndan hastaneye götürülmek üzere esir İngiliz askeri teslim edilir. Mehmet ve hasta İngiliz asker, yağmurlu bir havada kör topal yola devam ederler.

    Bu paragrafta, olay paragrafına özgü nitelikler ağır basmaktadır. Bir hikâyenin serim (giriş) bölümü olan paragrafta olay, kişiler ve olayın yaşandığı çevre birlikte verilmiştir.

    Mehmet dehşetli bir İngiliz düşmanıdır aslında. Ötekilere pek o kadar kızmaz, her biri için ayrı ayrı mazeretler bulmaya çalışır, sulh olursa onları affedebileceğini hissederdi. Fakat İngilizlere çok kızgındı. Zor şartlarda yol alırken, İngiliz büsbütün “stop” deyip durmasın mı? Mehmet bu sefer büsbütün telaşlandı:

    – Vay anam, ben ona adam ol derken o büsbütün cüdam oldu… Hey beri bak… Hele şöyle kımılda bakayım… Yürü de evvelki gibi yürü razıyım… Hastaneye çok kalmadı… Orada seni rahat yatağa yatırırlar, sıcak yemek verirler. Haftaya kalmaz domuz gibi olursun, diye söyleniyordu kendi kendine.

    – Yahu para sende, rahat sende, memleket sende, dükkân, tezgâh sende… Yedi deniz aşırı yerden, kale gibi gemilerine binip ne halt etmeye gelirsin buralara, benimle muharebeye tutuşursun… beni öldürüp de yamalı donumu mu alacaksın? Ne adını bilirim… ne memleketini bilirim, sen Çanakkale’ye geldin diye davarımı satar, ocağımı söndürür, çoluk çocuğumun her birini bir yana dağıtır gelirim… Muhareben de kahpece… yanına sokmadan, suratını göstermeden, uzaktan şarapnelini yerim, ayağım sakat kalır… Elime düştün… seni bir tepmede yere gömsem yeridir… ille zebunluğunu görüyorum… besbelli bir taksiratım var ki Cenab-ı Mevla seni bu dünya âlemde bana musallat etti… Gel başımın belası… gel seni sırtımda taşıyayım da tamam olsun…



    Serim bölümünden sonra gelen bu gelişme paragraflarında yazar, Mehmet’in İngilizlere karşı duyduğu öfkeyle birlikte onun ağzından, bu ulusun o dönemde haksız yere Çanakkale’ye gelişini anlatmıştır. İnsanımızın düşmanlarına karşı bile merhametle yaklaştığını ortaya koymuştur. Yazarın bütün bunları anlatmadaki amacı ise Türk askerinin derin bir inanca, sağlam bir ahlaka ve yüksek bir insanlık sevgisine sahip olduğunu göstermektir.

    Mehmet, çok zor şartlar altında, düşe kalka, yağmurdan sırılsıklam hâlde ezeli düşmanı, yaralı İngiliz askerini hastaneye ulaştırır. Böylece üzerindeki dağ gibi yükten kurtulur.

    Çözüm (sonuç) paragrafında ise yazar. Mehmet’in öfkesini bastırıp karakteri yaralı İngiliz askerini hastaneye bırakıp bu yükten kurtulmasını anlatmıştır.

    Örnek-3

    Zararlı bir alışkanlık: Yazıp bozmak; bir satır bozuk oldu mu hemen o yaprağı yırtmak; birkaç yaprak yırtınca da o defteri kaldırıp atmak… Bu alışkanlık, çocukla beraber büyür. Defterde, kalemde çocuk kadar küçük olan yeni baştan usulü” yaş ilerledikçe hayatın her dönemine geçmektedir.

    Bir şeyi yok etmeden düzeltmeye alışmak da lazım. Başlanan bir şeye devam etmek ve onu bitirmek, insan iradesinin başarısıdır. Bunun zıddına biz, maymun iştahlılık deriz. Maymun iştahlı, mesela bir atkı örmeye başlar, bitirmeden başka bir işe geçer; bir kitabı okumaya koyulur, sekiz on sayfa bile okumadan onu atar, bir diğerinin yapraklarını karıştırmak ister.



    Hayatın her döneminde başarılı olmak için insanlığın uzun tecrübeler sonunda elde ettiği kural şudur: İyiye başlamak, iyi başlamak ve iyi bir yolda devam edip onu bitirmek. Kıymeti ne olursa olsun, eser sahibi olabilmek için bundan başka çare yoktur. Başlarken her şey güçtür. İlk zamanda o güçlüğe katlanmak gerekir. Devam edince aynı şey sıkıntı verir, bu sıkıntıyı sineye çekmeli. Fakat eser bittiği zaman duyulan zevk, bütün bu güçlükleri, bütün bu çekilmiş sıkıntıları karşılayacaktır.

    Bizzat hayat da bir eserdir. Ölüm gelip de insan, gözlerini dünyaya kapayacağı zaman: “Ben şu işi yaptım, şu kitapları yazdım, şu sözleri söyledim, şu insanları yetiştirdim, şu iyilikleri ettim, şu kalpleri kazandım…” diyebiliyorsa en büyük eseri olan hayatını gönül rahatlığıyla bitirmiş olur. Bütün ömrü yazboz tahtası olanların bu mutluluğa ermelerine, verimli bir insan olmalarına imkân var mı?

    Bu metin dört paraftan oluşan bir düşünce yazısıdır. Şimdi metnin paragraflarını sırasıyla inceleyelim.

    I. Paragraf: Giriş paragrafıdır. Yazar bu paragrafta zararlı bir alışkanlık olan yazıp bozmaktan söz ederek yazısına giriş yapmıştır. Bunun yanında yazıp bozma alışkanlığının çocuklukta ortaya çıktığını ve bu alışkanlığın ileri yaşlarda da sürdüğünü belirtmiştir. Bu paragrafta bir işe başlayıp onu yarım bırakmanın zararları üzerinde duracağını söyleyerek ele alacağı konuyu ortaya koymuştur.

    II. Paragraf: Gelişme paragraflarının ilkidir. Yazar, bu paragrafta maymun iştahlı, hevesi çabuk geçen insanlardan örnek vermiş ve bu yaratılıştaki kişilerin başarısız olduğunu vurgulamıştır.

    III. Paragraf: Bu gelişme paragrafında ise yazar başarılı olmak için başlangıçta ortaya çıkan zorluklara katlanmak gerektiğini söylemiştir. Bu görüşünü desteklemek için de hayattan ve insanlığın ulaştığı tecrübelerden örnekler vermiştir.

    IV. Paragraf: Sonuç paragrafıdır. Bu paragrafta yazar, hayatı bir esere benzetmiş ve her insanın hayatını en güzel şekilde tamamlaması gerektiğini, bir eser ortaya koyamayanların mutlu olamayacaklarını söylemiştir.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Eskiden böyle değildi forum, maalesef üniversite sınav konularının burada döndüğünü fark eden liseliler foruma üşüştü...

    Bunlar popüler kültür meraklısı özenti ve kültürsüz gençlerden oluşuyor, dil bilgisinden, nezaketten uzak veletler.

    Öyle bir gençlik geliyor ki kendi ilgi alanının dışında olan her şeye 'boş' gözüyle bakıyor, forumda çok kıymetli üyeler vardı ama küstü gittiler maalesef. Forumun istatistiklerine bakarsanız her geçen yıl atılan mesaj sayısı düşüyor, DH yetkilileri müdahale etmez ise bu daha da düşmeye devam edecek.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.