Şimdi Ara

Klasik tez

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
689
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Evet, hepimizin duyduğu klasik deist, teist vs. tezini söyleyelim ilk önce.
    Bu teze göre evrendeki canlılık olayları ( konuşabilmek, hissedebilmek, düşünebilmek vs.), organizmalardaki muhteşem düzen yani kısaca evrenin muhteşemliği bir veya birden fazla Tanrı olması ile açıklanır.

    Ki bence de öyledir. O büyük patlamadaki ilk maddenin oluşumu nasıl kendi kendine varoldu ki? Bu muhteşem evrenin sahipsiz olduğunu düşünmek bile insanı ürpertiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Tanrının olmasının dayanağı evrenin muhteşem olması ise,

    Tanrıyı yaratan bir varlığın dayanağı da tanrının muhteşem olması olur.

    Evrenin ya da onu oluşturan big bangteki patlayan şeyin muhteşem olduğu için başından beri var olamayacağına inanıyorsun.

    Ama Tanrı da muhteşem olduğu halde onun başından beri var olabileceğine inanıyorsun.

    Tanrı vardır ya da yoktur o ayrı konu ama evrenin muhteşemliği başından beri var olan bir Tanrının varlığını kanıtlamaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mechatengu -- 26 Ağustos 2018; 19:13:45 >
  • Hala evren muhteşem diyorlar
  • mechatengu kullanıcısına yanıt
    Evet, bu düşünceyle sonsuz şekilde Tanrı ortaya çıkar ama bu düşünceyi '' evren muhteşemse Tanrı vardır'' da kesmek daha mantıklı bir şey bence.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    Hala evren muhteşem diyorlar
    Aşırı dozda Leibniz'e maruz kalmışlar galiba.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Schwartzenius kullanıcısına yanıt
    Bence, başlı başına canlılık olayı bile bir Tanrı'nın olduğunu göstermeye yeter bence.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Aşırı dozda Leibniz'e maruz kalmışlar galiba.

    Alıntıları Göster
    Ne leibnizi daha antik yunandalar

    Anaksimandros demiş ki thalese:

    Su arhkesinin bu hali nece böyle

    Aristoda oradan çıkıp demiourgos demiş vesaire
  • Schwartzenius kullanıcısına yanıt
    Hayır . Descartes'e kalmışlar .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    Ne leibnizi daha antik yunandalar

    Anaksimandros demiş ki thalese:

    Su arhkesinin bu hali nece böyle

    Aristoda oradan çıkıp demiourgos demiş vesaire

    Alıntıları Göster
    Pre-sokratiklerin ve sofistlerin etkisini kıran Platon'a kadar gider bu iş. Platon gerçekten de Gazali'dir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evrenin muhtesemligi...



    Vay saflar vay..



    O kadar belgesel dururken gidip imbd1 film dvd si almak..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Schwartzenius

    Pre-sokratiklerin ve sofistlerin etkisini kıran Platon'a kadar gider bu iş. Platon gerçekten de Gazali'dir.

    Alıntıları Göster
    Millete karşı tesirli olması açısından öyleydi evet

    Kolay mı o sentezi yapabilmek
  • muhteşemlik mükemmellik iddiası karşısında çekimser olmak lazım. bölümün trendine uyacak olursak, mükemmel yoktur.

    klasik tez bugün bilimin soru işaretlerine sığınmış durumda görünüyor. neyse ki sağlam limandır, bilimde felsefede soru işareti bitmez.

    inanç meselesinin bilimden ayrı tutulması gerekir. inançlı birisi canlılıkta veya evrende muhteşemlik mükemmellik iddiasını destekleyecek kadar bilgi sahibi mi acaba ? benzer şekilde inançsız birisi tanrının olmadığını ispat etmek yoluna girmek zorunda mı ? herkes teoloji okumak zorunda mı ateist olmak için ? veya tanrının tasarlamadığı bir evrenin nasıl var olduğunu bilmek zorunda mı ?

    inançların şahsi olduğunu ve mutlak gerçeklikler olmadığını kabul edersek önümüze bakabiliriz belki de.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LaFleur- kullanıcısına yanıt
    Aslında doğru söylüyorsun. İnanç, davranışların ürünü. İsteyen inanıyor, istemeyen inanmıyor. Böyle tartışmalara gerek olmadığını anladım artık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Schwartzenius kullanıcısına yanıt
    Celal Şengör detected

    Ya da
    A wild Şengörist appeared



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LePortaBim -- 26 Ağustos 2018; 23:31:46 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Celal Şengör detected

    Ya da
    A wild Şengörist appeared
    Bunun Şengör ile bir ilgisi yok. Platon Pre-Sokratiklerin doğa felsefesini ve bilimini bitirmiştir. Aynı şekilde Gazali de islam felsefesi ve bilimini bitirmiştir. Zodion'un dediği gibi bıraktıkları tesir veya etki bakımından birbirine çok benzemektedirler. Felsefelerinin ve argümanlarının birbirinden farklı olduğunu ben de kabul ediyorum. Şengör'ün de bu sekilde düşündüğünü biliyorum. Şunu belirteyim ki, ben Platon ile Gazali arasındaki bıraktıkları etkilerinin benzerliğini Şengör bunu dile getirmeden önce de düşünüyordum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Schwartzenius kullanıcısına yanıt
    Gazali islam felsefesi ve bilimini bitirmemiştir. Aristotelesçiliğin ana akım olarak devam etmesine mani olmuştur sadece. Aristotelesçiliğin tekelinde olan felsefi düşünceyi de diğer temel ilimlere yayıp yeniden kurmuştur. İslam felsefe bilim tarihine sadece batıya etki eden meşşailiği arayan gözlerle bakarsak tabii deriz gazali felsefeyi bitirmiş diye. Zodionun kast ettiği o türden bir müsteşrik yargısı değildi bu arada.
    Ki presokratik doğa felsefesini aslen platonun değil sokratesin daha çok engellediğini söyleyebiliriz gibime geldi. Nitekim sokratesin bu konudaki düşünceleri platondan farklı değildi (zaten platona sokratesten geliyor bir çok şey bilindiği üzere) ve ayrıca da yunan felsefi ortamına etkisi platonunkine göre çok daha az da denemez. Platon bu konuda sokratesi sistemleştirmeye çalışmış biraz.
    Ayrıca bilimi sadece gözlemler bütünü olarak değil de bir sistem olarak düşünürsek tüm presokratiklerin toplamından çok çok daha bilime katkıda bulunan (hatta felsefe-bilim denen şeyi nerdeyse ilk kez ortaya koyan) Aristoteles de sokrates-platon çizgisindendir.

    Şengör konusunda durum dediğin gibiyse iyiymiş. Şakasına söylediğim bir şeydi zaten :) Gerçi bu iddia zaten Şengörün buluşu değil de biz ondan duyuyoruz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • Bir felsefe-bilim sisteminin olmazsa olmazlarından biri genel anlamda aklın ilkeleri üzerine net düşünceler içermesidir. Bu da elbette yunan dünyasında ilk kez Aristoteles mantığıyla ortaya çıktı. Sadece yunan dünyasında değil tabii, hintlilerin biraz daha mistifize edilmiş girişimleri sayılmazsa mantık disiplinini ilk kez Aristoteles ortaya koymuştur.
    Daha genel konuşmak gerekirse felsefe-bilim sistemi sadece bir takım konular hakkında tutarlı açıklamalar getirmekle kalmamalı, aynı zamanda ilgili açıklamaların ve bilimin nasıl doğru yürütülebileceğine dair bir yöntem de içermelidir.
    Presokratikleri gerçekten de sadece bilimsel gözlemleri bakımından değil, metafizik ontolojik savları bakımından da yabana atmamak lazım ve Platon hakkında dediğin de belirttiğin üzere çok “kaba haliyle” doğru bence de. Ancak yine de bir sistemlilik çok da söz konusu değil gibime geliyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    Hala evren muhteşem diyorlar
    Evrenin muhteşem olmadığnı anlatmak, muhteşemlikten tanrıya ulaşılamayacağını anlatmaktan daha zor.
  • mechatengu kullanıcısına yanıt
    Kesinlikle

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.