Şimdi Ara

Kıta Felsefecileri İle Analitik Felsefeciler Arasındaki Fark Nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
120
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Soru başlıktadır.




  • Temel fark bence tarz ve yaklaşım farkı.

    Analitikler soyut ve zorlayıcı bile olsa açık saçık yazıyorlar. Belirli bir mesele ya da yakından bağlantılı meseleler hakkında yoğunlaştırılmış, odaklanmış, ifadeleri genelde oldukça bağlantılı bir kavramsal tartışma yürütüyorlar.

    Buna mukabil kıtacılar kavramları daha gevşek ve muğlak bir spekülasyon bünyesinde artırılmış bir esneklik ancak ihtimal dahilinde mutlak bir birbirinden kopukluk payıyla harekete geçiriyorlar.

    Analitik gelenek özellikle Anglo-Sakson (yani İngiliz ve Amerikan) dünyada gelişip karşılık bulmuşken kıta geleneği adından da anlaşılabileceği gibi ana kara Avrupası'nda ama özelde Alman ve Fransız entelektüel çevrelerinde hayat buluyor.

    Analitik gelenek literatüre giren konseptlerin problemleştirilmesine meraklıyken ve konseptler üzerinde uzmanlaşırken kıtacı gelenek kelamı bir dereceye kadar gizemli ve şifreli addedilen bir takım seçkin filozofun takipçiliğini ve estetik bir filozofun diğer bir estetik filozofa öykündüğü daha artistik bir felsefeyi öne çıkarmaktadır.

    Analitik gelenek analizinde bilimi araçsallaştırma, kullanma ve inceleme konusunda aktif ve istekli bir haldeyken kıtacı geleneğin bilimle ilişkisi epeyce problemli ve daha bir güvensizlik doludur. Bilim mevzu bahis olduğunda analitik gelenek genel anlamda daha iyimserken kıtacılık daha bir kötümserdir. Zaten kıtacı felsefi gelenek bazı temel karakteristiklerini de - kavramların kullanımında ve anlamlarda muğlaklık gibi - bu yaygın antibilimci (bilim karşıtı*) veya metabilimci (bilimin ötesine geçmiş*) tavrından alır.

    Özetimden sonra söylemem gerekirse şahsen kendimi analitik ekole daha yakın hissediyorum ve ilgili ekolü kıtacı ekolden genel anlamda daha üstün de addediyorum. Fakat analitikliğim kıtacı ekolün de tarz ve yaklaşım olarak isabetli bir özetini ve analitik ekolle olabildiğince tarafsız kalmaya çalışan bir karşılaştırmasını yapmama engel değil. Kıtacılık da sonuçta hafife alınabilir bir şey değil. Bazı analitikçilerin kıtacılığı "felsefe değil, edebiyat" olarak geçiştirmesi doğru değil. Kıtacı ekol "edebiyat" olsa bile burada felsefi içerik ve spekülasyon barındırabilen türden bir edebiyattan söz ediyoruz. Onlarca düşünürün temsil ettiği ve etkili ya da etkisiz pek çok farklı fikir barındıran koca bir ekol sonuçta.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.