Şimdi Ara

İlber Ortaylı antipatik gelmeye başladı (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
170
Cevap
1
Favori
4.926
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HIGHER

    Ahlak nerede bilimseldir diyor ziya?

    Alıntıları Göster
    https://www.youtube.com/watch?v=GCEnW69phjI&feature=youtu.be 49:10 da diyor ziya.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her konuda ahkam kesmek Türkler arasında varolan bir sorun. Yine de ben Celal Şengör'ün sıradışı ansiklopedik birikimiyle tarih konuşmasını belgelere dayandığı sürece yadırgamıyorum. Zaten bence çok iyi bir bilim tarihi hocasıdır kendisi. @William0

    Doğrudan temel fen bilimlerinden gelmeyen belki hayatında bir laboratuvar yüzü görmemiş birisine birinci sınıf bilim felsefecisi diyordun; zaten boşver dediklerinde çok fazla çelişki veya abartma var. Dun dun dun. @el-Gazzali

    Televizyona çok çıkıyorlar ama Türkiye'de onların seviyesinde bulunan insanların (zaten elle sayılacak kadar azlar) birçoğu çıkmamayı tercih ediyor. İnsanlar da bulduğunu, erişebildiğini övdükçe övüyor. Anlaşılabilir olay. @Ken Rock

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    https://www.youtube.com/watch?v=GCEnW69phjI&feature=youtu.be 49:10 da diyor ziya.

    Alıntıları Göster
    Senin açtığın bir konuda yanlış bilgi aktarmıştın, o yüzden yine sallamışsındır diye düşündüm neyse teşekkürler.

    Bu arada böyle konuları kendisi ile tartışmak istiyorsanız YT yayını için davet edin gelir bence.




  • quote:

    Doğrudan temel fen bilimlerinden gelmeyen belki hayatında bir laboratuvar yüzü görmemiş birisine birinci sınıf bilim felsefecisi diyordun; zaten boşver dediklerinde çok fazla çelişki veya abartma var. Dun dun dun.


    Bence bilim adamı ve bilim felsefecisi farkını öğren.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    quote:

    Doğrudan temel fen bilimlerinden gelmeyen belki hayatında bir laboratuvar yüzü görmemiş birisine birinci sınıf bilim felsefecisi diyordun; zaten boşver dediklerinde çok fazla çelişki veya abartma var. Dun dun dun.


    Bence bilim adamı ve bilim felsefecisi farkını öğren.
    Bilimin felsefesini yetkin şekilde yapabilmen için bilimden gelmen gerekiyor. Zaten sosyal bilimlerin bilimselliği akademik dünyada tartışmalı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Bilimin felsefesini yetkin şekilde yapabilmen için bilimden gelmen gerekiyor. Zaten sosyal bilimlerin bilimselliği akademik dünyada tartışmalı.

    Alıntıları Göster
    Fizik veya biyoloji felsefesi için öyle. Genel bilim felsefesi için böyle değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Fizik veya biyoloji felsefesi için öyle. Genel bilim felsefesi için böyle değil.

    Alıntıları Göster
    Genel bilim felsefesi için de öyle. Laboratuvar ve saha araştırması ortamlarına iştirak etmeden bilimin felsefesini birinci dereceden bir yetkinlikten tartışamazsın. Şu var, X yoktur Z vardır şeklinde gelişen bir felsefe anlayışıyla tartışma olmaz. Falsifikasyona konsensüs değil deyip tümdengelimselliğe falsifikasyonla alakasız muamelesi yapman ya analitik felsefi etikten yoksun olduğunu ya da konuyu eksik bildiğin halde konuştuğunu gösteriyor. Ciddi faullerin var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Genel bilim felsefesi için de öyle. Laboratuvar ve saha araştırması ortamlarına iştirak etmeden bilimin felsefesini birinci dereceden bir yetkinlikten tartışamazsın. Şu var, X yoktur Z vardır şeklinde gelişen bir felsefe anlayışıyla tartışma olmaz. Falsifikasyona konsensüs değil deyip tümdengelimselliğe falsifikasyonla alakasız muamelesi yapman ya analitik felsefi etikten yoksun olduğunu ya da konuyu eksik bildiğin halde konuştuğunu gösteriyor. Ciddi faullerin var.

    Alıntıları Göster
    Herhangi bir bilim felsefesi problemi için laboratuvar ortamında bulunmayı gerekli görmüyorum. Ne yapacaksın abi, gidip tümevarım problemini deney ve gözlemle mi çözeceksin?

    Yazdıklarımı dikkatli oku. Tümdengelim ve falsifikasyon alakasız demedim ben. Kutsal kitap ve tavşan örneğinin alakasız olduğunu, Popper’ın bilime dair metod ortaya koyduğunu söyledim işte. Popper tümdengelimin bilimin metodu olduğunu iddia etti bu kadar. Bir gözlemin genellemeleri yanlışlayabileceği zaten bilinen bir şey.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Falsifikasyon zaten tümdengelimsel ve öldürücü bir metod olduğu için bir apolojist indüksiyonist / tümevarımcı yöntemlere yöneliyor. Alakası burada. Sağduyusal çıkarım. Popper'ın tümdengelimsel yöntemini bilimin metodu yaptığı bilinen bir şey.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Falsifikasyon zaten tümdengelimsel ve öldürücü bir metod olduğu için bir apolojist indüksiyonist / tümevarımcı yöntemlere yöneliyor. Alakası burada. Sağduyusal çıkarım. Popper'ın tümdengelimsel yöntemini bilimin metodu yaptığı bilinen bir şey.
    Yahu ne alakası var diyorum sana. Hristiyanlık bir bilim değil. Popper’ın iddiası bilim üzerine. Bilimin metodu yanlışlamacılık olsun olmasın Hristiyanlığı her halükarda yanlışlayabilirsin. Bu klasik mantık. Yani Swinburne ve diğer bilim felsefecilerinin itirazı tümdengelime değil, bilimin tümdengelimle çalıştığına. Her şeyi yanlış anlıyorsun sen.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 11 Ağustos 2020; 9:44:42 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Yahu ne alakası var diyorum sana. Hristiyanlık bir bilim değil. Popper’ın iddiası bilim üzerine. Bilimin metodu yanlışlamacılık olsun olmasın Hristiyanlığı her halükarda yanlışlayabilirsin. Bu klasik mantık. Yani Swinburne ve diğer bilim felsefecilerinin itirazı tümdengelime değil, bilimin tümdengelimle çalıştığına. Her şeyi yanlış anlıyorsun sen.

    Alıntıları Göster
    Klasik olarak Hıristiyanlık hem gerçek bilim hem de gerçek felsefe (Ortho Doxa) addediliyor. Hıristiyanlık bu bağlamda inanan tüm Hıristiyanlar için hakikattir. Yine bu bağlama göre Hıristiyanlık exôthen veya thurathen denen "dışarısının felsefesi veya bilimiyle" beraber mevcut olan tüm bilimi meydana getiriyor. Hıristiyan teolojisine bilimlerin kraliçesi diyen en basitinden Thomas Aquinas değil mi? O böyle bir şey demediyse de genel olarak Ortaçağ düşünüşü Hıristiyanlığa bu yakıştırmayı yapmıyor mu? Yapıyor tabii ki. Hıristiyanlığın veya genel olarak Hıristiyanlık gibi kurumsal dinlerin birer bilim olmayıp kendi hallerinde inançlar olduğu düşüncesi sekülerleşme sürecinde ortaya çıkmış sıradan ve yüzeysel bir sınıflandırma. Modern zamanlara ait bir taksonomi ve çok hatalı. Tüm dinler bir yerde ve noktada "bilimdi"; hala da belirli açılardan mesela kozmolojik (evrenbilim) açısından birer bilimdirler (theoria). Hıristiyanlık ahlakî bir hakikat vaaz ettiği için Hıristiyanlığa ahlak bilimi de denebilir diğer tüm ahlakî buyruk vaaz eden dinler gibi. Popper'ın falsifikasyonu klasik mantıktan çok da farklı gelişmiyor iddian vardı, haklı olaraktan sokratik eytişimle özdeşleştiriyordun. Uygulaması ve yapısı haricinde temelde çok da farklı olmadığına katılıp tavşan ve kutsal kitap örneğini vermiştim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Her şeyi yanlış anlıyorsun sen.


    Mesela bu çok iddialı bir ifade. Kendisini hep önde gören birisini yansıtıyor.

    Sana saygılı davranıyorum ama genel olarak gerek bana gerekse de başkalarına karşı saygılı gözükmüyorsun. Swinburne gibi birisi neden "bilimin falsifikasyonla çalışmasına" itiraz eder fiziğe ya da herhangi bir tabiat bilime çok meraklı olduğu için mi? Hayır değil. İndüksiyonist düşünmeye, bir inancı doğrulamaya veya muhafaza etmeye alışık çünkü. Bilimde falsifikasyon vardır hem de bal gibi vardır ama etkinlik alanı, kullanım şekli, ne zaman başvurulacağı vs tartışılabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Klasik olarak Hıristiyanlık hem gerçek bilim hem de gerçek felsefe (Ortho Doxa) addediliyor. Hıristiyanlık bu bağlamda inanan tüm Hıristiyanlar için hakikattir. Yine bu bağlama göre Hıristiyanlık exôthen veya thurathen denen "dışarısının felsefesi veya bilimiyle" beraber mevcut olan tüm bilimi meydana getiriyor. Hıristiyan teolojisine bilimlerin kraliçesi diyen en basitinden Thomas Aquinas değil mi? O böyle bir şey demediyse de genel olarak Ortaçağ düşünüşü Hıristiyanlığa bu yakıştırmayı yapmıyor mu? Yapıyor tabii ki. Hıristiyanlığın veya genel olarak Hıristiyanlık gibi kurumsal dinlerin birer bilim olmayıp kendi hallerinde inançlar olduğu düşüncesi sekülerleşme sürecinde ortaya çıkmış sıradan ve yüzeysel bir sınıflandırma. Modern zamanlara ait bir taksonomi ve çok hatalı. Tüm dinler bir yerde ve noktada "bilimdi"; hala da belirli açılardan mesela kozmolojik (evrenbilim) açısından birer bilimdirler (theoria). Hıristiyanlık ahlakî bir hakikat vaaz ettiği için Hıristiyanlığa ahlak bilimi de denebilir diğer tüm ahlakî buyruk vaaz eden dinler gibi. Popper'ın falsifikasyonu klasik mantıktan çok da farklı gelişmiyor iddian vardı, haklı olaraktan sokratik eytişimle özdeşleştiriyordun. Uygulaması ve yapısı haricinde temelde çok da farklı olmadığına katılıp tavşan ve kutsal kitap örneğini vermiştim.

    Alıntıları Göster
    Bilim Ortaçağ’da farklı anlamlarda kullanılıyordu ve teoloji bilim olarak görülüyordu. Teolojinin anlamı zaten tanrıbilim. Hristiyanlık bu bağlamda tek hakikat olduğu için bilim. Günümüzde bilim derken farklı bir şey anlıyoruz. Modern anlamda teoloji bir bilim değil ve indüksiyon problemi modern anlamdaki bilim üzerine bir tartışma. Thomas Aquinas Hristiyan teolojisine bilimlerin kraliçesi diyor, evet. Çünkü, o dönemde teoloji gerçekliğin en temel olarak görülürken diğer bilimler ise teolojinin hizmetkârı olarak görülüyordu. Hristiyan Teolojisinin bilimlerin kraliçesi gibi lakaplara layık görülmesinin yegane sebebi buydu.


    Dediğim gibi Popper’ın falsifikasyonu indüksiyon probleminin çözümü olarak görülsün, sorunsuz çalışsın bu hiç önemli değil. Tümdengelim kimsenin inkar edeceği bir şey değil. Bu temel mantık. Bilim felsefecileri indüksiyon probleminin tümdengelimsel bir metodla çözülemeyeceğini söylüyorlar sadece. Senin mantığına göre Popper’ın falsifikasyonunu sorunlu bulduğumuzda mantığı sorunlu buluyoruz ama yok öyle bir şey. İndüksiyon problemi bilim kapsamında bir tartışma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 11 Ağustos 2020; 11:14:4 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    quote:

    Her şeyi yanlış anlıyorsun sen.


    Mesela bu çok iddialı bir ifade. Kendisini hep önde gören birisini yansıtıyor.

    Sana saygılı davranıyorum ama genel olarak gerek bana gerekse de başkalarına karşı saygılı gözükmüyorsun. Swinburne gibi birisi neden "bilimin falsifikasyonla çalışmasına" itiraz eder fiziğe ya da herhangi bir tabiat bilime çok meraklı olduğu için mi? Hayır değil. İndüksiyonist düşünmeye, bir inancı doğrulamaya veya muhafaza etmeye alışık çünkü. Bilimde falsifikasyon vardır hem de bal gibi vardır ama etkinlik alanı, kullanım şekli, ne zaman başvurulacağı vs tartışılabilir.
    Adam akıllı formülasyonla sunulmuş, komik olmayan hiçbir argümanı küçümsemedim. Bilim felsefesine dair adam akıllı bir şeyler okumamışsın ve argümanları yanlış anlıyorsun buna rağmen edepli, okuyan biri olduğun için seninle maytap geçmedim. Diğer mesajımda dediğim gibi Swinburne’ün bayesçi olmasının bununla hiçbir ilgisi yok. Hristiyanlığın yanlışlanabileceğini herkes kabul eder ve yanlışlayan unsurları defeat etmeye çabalarız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Senin mantığına göre Popper’ın falsifikasyonunu sorunlu bulduğumuzda mantığı sorunlu buluyoruz ama yok öyle bir şey. 


    Asıl bu dediğin yok öyle bir şey söylemiyorum. İddia ettiğim şey mantıksal araçları hatalı kullandığınız ve değerlendirdiğiniz, daha öncesinde de Bayesçilik konsensüstür, falsifikasyona gülünür gibi çok abartılı yargılarda bulunmanız. Kendini frenlediğini düşünüyorsun ama frenlemiyorsun çok uç noktalardasın.

    Ha maytap tarzıyla küçümsemişsin ha hiçbir şeyden anlamıyor demişsin yazmışsın. Frenlemek genellikle uç noktalarda durmanı engellemez. Söylediklerin en basitinden kendi içerisinde tutarsız. Mantığı sana karşı hedefliyorum ama elimden gelen bir tek bu. Esasında küçümsenmeye aldırmıyorum ama argümanlarının gereksiz ve çarpık sivriliğini törpülemeyi <içgüdüsel> bir ödev olaraktan ben de ister istemez kendime yüklüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Çağdaş bilim felsefesini tekeline aldığını ve anladığını sanıyorsun ama x yoktur z vardır mantık kurgusunun ötesine geçemiyorsun. İlgili konulara bakacak kişileri bilim felsefesi konusunda inanılmaz yanlış yönlendiriyorsun. En önemlisi de bu kadar analitik felsefe vurgusu yaparak analitik felsefe bazında ilke ihlalleri yapıyorsun. Hem de oldukça sık.

    https://forum.donanimhaber.com/celal-sengor-en-buyuk-feylesoftur--144582195
    https://forum.donanimhaber.com/yeni-bir-tanri-modeli-gerekiyor--144830146

    Bayesçilik bilim felsefesinde bir konsensüs değil. Bu kesindir. Zaten yukarıdaki konularda muğlak ve tutarsızlık yaratan ifadelerin var, kendin dahi yer yer konsensüs olup olmadığına karar verememiş gibi görünüyordun. Ayrıca bilim felsefesinde konsensüs bir yöntem hiç duymadım, okumadım, görmedim. Akademide zaten bilimsel düşünce ve araştırma bileşik karakterli olan bir "hipotetik realizm" çerçevesinde anlatılır. Bilimde illa konsensüs ya da tüm bilimsel dallara özgü olan veya farklı dallarda bilim insanlarınca kabul gören bir şey varsa odur. Argumentum ad verecundiam'a bu kadar düşüp beni argumentum ad verecundiamla suçlaman tutarsızlık ve yine aşırılıktan başka bir şey değil.

    Argumentum ad verecundiam* otorite safsatası.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Çağdaş bilim felsefesini tekeline aldığını ve anladığını sanıyorsun ama x yoktur z vardır mantık kurgusunun ötesine geçemiyorsun. İlgili konulara bakacak kişileri bilim felsefesi konusunda inanılmaz yanlış yönlendiriyorsun. En önemlisi de bu kadar analitik felsefe vurgusu yaparak analitik felsefe bazında ilke ihlalleri yapıyorsun. Hem de oldukça sık.

    https://forum.donanimhaber.com/celal-sengor-en-buyuk-feylesoftur--144582195
    https://forum.donanimhaber.com/yeni-bir-tanri-modeli-gerekiyor--144830146

    Bayesçilik bilim felsefesinde bir konsensüs değil. Bu kesindir. Zaten yukarıdaki konularda muğlak ve tutarsızlık yaratan ifadelerin var, kendin dahi yer yer konsensüs olup olmadığına karar verememiş gibi görünüyordun. Ayrıca bilim felsefesinde konsensüs bir yöntem hiç duymadım, okumadım, görmedim. Akademide zaten bilimsel düşünce ve araştırma bileşik karakterli olan bir "hipotetik realizm" çerçevesinde anlatılır. Bilimde illa konsensüs ya da tüm bilimsel dallara özgü olan veya farklı dallarda bilim insanlarınca kabul gören bir şey varsa odur. Argumentum ad verecundiam'a bu kadar düşüp beni argumentum ad verecundiamla suçlaman tutarsızlık ve yine aşırılıktan başka bir şey değil.

    Argumentum ad verecundiam* otorite safsatası.
    Bayesçilik bilim felsefecileri tarafından yaygın olarak benimseniyor ama konsensüs müdür bilemiyorum. Yanlışlamacılığım sorunlu olduğu konsensüs olmayabilir bunda diretmiyorum. Ben literatürde yanlışlamacılığın sorunlarına çözüm üreten bir makale görmedim, ama bayesçilik üstüne 2500 küsür makale var. Eğer bana bir bilim felsefecisinin makalesini atarsan bu saatten sonra konsensüs demem, onun yerine bilim felsefecilerinin ezici bir çoğunluğu bayesçi derim. Kimin ne düşündüğünün önemi yok. Konsensüs derken o alanda otoriter kimselerin görüş birliği içerisinde olduğunu belirtiyorum. Biyoloji felsefecileri arasında evrimsel psikolojinin sorunlu olduğunu dair bir konsensüs vardır ve zihin felsefecileri de masif modülerite tezinden hareketle eleştirir. Buna rağmen bazı ahlâk felsefecileri evrimsel psikolojiye toz kondurmaz. Önemli olan alanda otoriter kimselerin görüş birliğine sahip olması.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 11 Ağustos 2020; 13:22:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Bayesçilik bilim felsefecileri tarafından yaygın olarak benimseniyor ama konsensüs müdür bilemiyorum


    Çok ilginç değil mi arkadaşlar adeta eskrim düellosu gibi oluyor. Felsefe çok bunaltıcı insanlar çok vurdumduymaz I'm out.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazdıklarıma dikkat etmeyip üstüne cevap veremediğin için engel atmışsın bu da son düzelteceğim hatan olsun: Ben bayesçilik konsensüs demedim, falsifikasyonun tutarsız olduğu konsensüstür demiştim. Eski konulara tekrar dönüp tekrardan bir oku. Bilim felsefesinden anlamıyorsun, üzgünüm.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 11 Ağustos 2020; 13:42:18 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.