Şimdi Ara

Gerçek Komünizm bu değil (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
2.427
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Liberalizmi ve komünizmi karşılaştırmak aslında doğru değil.


    Liberalizmin mantığı "malın" milyonlarca "birime" bölünebilmesidir.


    Örneğin bir holdingin %10 ortağı birey, holdingin sahip olduğu, 200.000 TL lik arsanın %50 ortağı iken 100.000 TL lik arsa payından, 10.000 TL ye sahip olarak devlete yıllık 49 TL vergi verir gibi. Yani rakamlar yüzdeler bölmeler ve para 💵 birimi.


    Bu bölünebilme, enflasyon, arz-talep, gibi bir çok etken "kaynakların daha adaletli" dağılmasını sağlar.


    Örneğin 10 tane elma 🍏 almak için 1 halıyı takas ettiğinizi düşünün. Liberalizm o halının asla elmaların değerini net olarak karşılayamayacağını bu yüzden parayı kullandırır.


    İyi huylu liberalistler işte bu yüzden bunu savunur. Bunun daha adalet ve daha eşitlik getireceğini söylerler.


    Kapitalizm ve sosyalizm de liberalizm bir metotdur. Şu anda hem kapitalist hemde liberalist ülkeler dünyaya hakim.


    Bu sebeple daha "adaletli kölelik", daha "özgürlükçü soygun" daha "haklı zenginlik" var.


    Ayrıca komünizm, yer çekimi gibi evrim gibi bir kanun. Ahanda geçmişteki kötü bir uygulama gibi görmek bilime aykırı.


    Kısaca anlatayım,


    Komünizm bir toprak sınır olayıdır. Eskiden dünyadaki toprak sahiplerinin sınırları kesişmiyordu. Nüfus azdı. Bu sebeple doğal olarak her ülke komünistti. Örneğin kızıl derililer, komünistti ama dünya kapitalistti coulumba kadar.


    Kapitalizmin devlerinin dünya nüfusunu kademeli azaltma çabası da buradan çıkıyor. Kovid gibi.


    Gelecekte nüfus o kadar çok artacak ki bununla beraber iletişim ve ulaşım da. Bu sebeple "ülke" ve toprak artık ilkel zamanlarda ki gibi bir hal alacak. Ve dünya zorunlu olarak tekrar komünist olacak. Yani kısaca komünist liberalizm. Buda otomatikman sadece ülkeleri değil şirketleri de anlamsız hale getirecek.


    Sscb sadece 5.yy önce yapılmış erken bir denemeydi. Küba ve çinde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    O kadar yazmışın sıradan maaşlı kesime ne vaadin var? Sadece verginin düşmesi mi? 4 bin brüt asgari ücret vergi almasan sigorta var 3500 lirayla mı milleti kafalayacaksın? %15 vergiyle iyi bir mühendis 30-40 kazanamaz. Bir kere patron o parayı vermek istemez piyasada bu kadar çok mühendis varken. Hemen mühendisten girmişin peki kalifiyet işçi ne kazanacak? Asgari yerine 300 lira fazlasını mı? Vergiyi de düş 4 lirayı anca geçer.


    Yıllardır liberallerle konuşurum işçiye, maaşlıya bir vaadiniz yok. Sadece daha çok çalış daha çok kazan diyorsunuz. Oysa asgari ücrete bile karşı değil misin? Piyasada maaşlar 2500'e düşse işçi senin sisteminle ne kazanacak? Asgari ücret zorunluluğu olmasa bu kadar işsiz varken sana neden asgari ücret kadar maaş versinler ki?

    Ortada bir pasta var sen serbestlik istiyorsun ama bu pastadan sermayeyi koyanlar daha çok kazanacak o zaman diğer kesimlere daha pay düşüyor. İstediğin kadar limon ihracatı yasak de. Serbest olsa o zaman iç piyasaya mal vermezler. O limon burada da 25 lira olur. Yine tüketici olarak ben kaybediyorum.

    Çayda devlet satıyorsa özelde satıyor. Özeldekiler kar amaçlı çalışıyor o çayı 30 liraya satıp kar edemiyorlarsa özel fabrika kapatır gider. Kapatmadıklarına göre demek ki kar ediyorlar. Özel sektörle devlet neredeyse aynı paraya çay satıyor.


    Devleti yönetenlere gelince liberalizm olunca devleti yönetenler yine kendilerine yakın olanlara kadro veriyor. Liyakat falan hikaye oluyor. Bu adam iyidir diye karşıt görüşten birine makam vermiyorlar.

    İyi şeyleri liberalizme koyuyorsun kötü olarak ne gördüysen sosyalizme iteliyorsun. Oysa savunduğun sistemde öyle mükemmelikler yok.



    Alıntıları Göster
    sıradan maaşlı kesim de ömür boyu asgari ücretli kölelikten kurtulacak işte

    Fakat toplumun her şekilde %10-15 lik kesimi ya köle oluyor yada makarna-kömürle helak oluyor. bu kaçınılmaz birşey .Biz %80-90lık kesimi zenginleştirmek için çalışmalıyız. En alt kesimi kurtarmaya çalışırsan bütün toplumu en alt seviyeye çekersin

    Örnek verelim: Bugün 10 milyon işsiz var 18 milyon makarna -kömür sağlık yardımı alan var. Bunların durumu çok mu iyi hayatlarından çok mu memnun? Sosyal devlet bunları mutlu edebildi mi? Bu toplumun %20si .Toplumun %20si yardımlarla geçiniyor gelir sıfır ve hiçbir şeyde üretmiyor üretmesine de imkan verilmiyor. Bunları sen bakıyorsun uzaylılar bakmıyor. bunların aylık 300-400 lira makarna (gıda yani) kömür ,hastane masrafı ( ilaç-doktor) masrafını sen ödüyorsun ayrıca sen 5-6 milyon kamu çalışanın maaşını da ödüyorsun yetmedi erken emeklilerin maaşını ödüyorsun yetmedi YİD deniler geçiş garantili köprü yol hastane ücretlerini ödüyorsun.Ben öyle birşey ödemiyorum 2300 lirayı alıp geçiyorum diyorsan kendini kandırıyorsundur sonra market fiyatları neden arttı ulaşım masrafı neden arttı vd. şeylere anlam veremezsin... Ne dedim geçenlerde bir işçi 7-8 bin liralık katma değer üretmişse devlet bunun yarısını alıyor .sen işverenle işte geri kalanı paylaşıyorsun. Bunun sonucunda da iş üretilmediği için 10milyon işsize (18 milyon yoksula ) bakmak zorunda kalıyorsun memura-emekliye çalışan 15 milyon bakmak zorunda kalıyor. 10 milyonun yarısı çalışsa senin üstündeki yük %25 azalacak

    Dediğim gibi %10-15 için yapacak birşey yok . Onlar ya makarna-kömürle yetinecekler yada çok ucuza çalışarak ülkeye katkı sağlayacaklar . Onların ucuz işgücüyle diğer insanlar zenginleşmiş olacak. Ülkenin milli geliri 700 milyarlara düşmeyecek 1.7 trilyon dolarlara yükselecek

    Ya bende asgari ücrete düşersem korkusu anlamsız çünkü şimdi de işsiz kalma ihtimalin var . bu daha kötü değil mi sonuçta .Ayrıca asgari ücrete düşsen bile çıkma ihtimalin de yüksektir. Eğer bu korku herkeste varsa o zaman ortalama ücret sistemine geçilebilir böylece insanların asgari ücrete düşme ihtimali daha da azalmış olur

    ek: *Devlet denetim amaçlı çalışacağı için yüksek kadro açmayacak zaten vergi de az topladığı için öyle hemşeriyiz diye beleş kadro vermesi olmayacak

    **İnsanlar ucuzluk istiyor değil mi ülkede. Oysa zengin ülkeler pahalıdır. Ucuz ülkeler ise fakirdir . Adam yurtdışına limon vs satacak ki zenginleşsin burda jeep ev villa alsın bunları satanda zenginleşsin. Bunu gören kişilerde değerli ürün eker diker para kazanır. Oysa köydeki tarlalar boş adam buğday yada mısır ekip geçiyor uğraşmıyor kafası estiğinde kesip hayvana veriyor . 2018e kadar baskılanmış kur şimdi de yasaklar nedeniyle üretim yapıp para kazanmak engelleniyor devamlı üstelik gümrük vergisi sıfırlanan pek çok ürünler var ( Türkiye 15 milyar dolar tarım ürünü ithal ediyor oysa muz, kakao, kahve dışında bu parayı ödemesine gerek yoktu)

    ***Çayı devlet belli kesme bedava dağıttığı için muhtemelen 1 kişilik yere 3 kişi aldığı için zarar ediyordur. Nasıl olsa diğer vatandaşlar reisin hemşerilerine maaşından dolayı oluşan zararı vergileriyle karşılamak zorunda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 4 Şubat 2021; 7:2:2 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet

    sıradan maaşlı kesim de ömür boyu asgari ücretli kölelikten kurtulacak işte

    Fakat toplumun her şekilde %10-15 lik kesimi ya köle oluyor yada makarna-kömürle helak oluyor. bu kaçınılmaz birşey .Biz %80-90lık kesimi zenginleştirmek için çalışmalıyız. En alt kesimi kurtarmaya çalışırsan bütün toplumu en alt seviyeye çekersin

    Örnek verelim: Bugün 10 milyon işsiz var 18 milyon makarna -kömür sağlık yardımı alan var. Bunların durumu çok mu iyi hayatlarından çok mu memnun? Sosyal devlet bunları mutlu edebildi mi? Bu toplumun %20si .Toplumun %20si yardımlarla geçiniyor gelir sıfır ve hiçbir şeyde üretmiyor üretmesine de imkan verilmiyor. Bunları sen bakıyorsun uzaylılar bakmıyor. bunların aylık 300-400 lira makarna (gıda yani) kömür ,hastane masrafı ( ilaç-doktor) masrafını sen ödüyorsun ayrıca sen 5-6 milyon kamu çalışanın maaşını da ödüyorsun yetmedi erken emeklilerin maaşını ödüyorsun yetmedi YİD deniler geçiş garantili köprü yol hastane ücretlerini ödüyorsun.Ben öyle birşey ödemiyorum 2300 lirayı alıp geçiyorum diyorsan kendini kandırıyorsundur sonra market fiyatları neden arttı ulaşım masrafı neden arttı vd. şeylere anlam veremezsin... Ne dedim geçenlerde bir işçi 7-8 bin liralık katma değer üretmişse devlet bunun yarısını alıyor .sen işverenle işte geri kalanı paylaşıyorsun. Bunun sonucunda da iş üretilmediği için 10milyon işsize (18 milyon yoksula ) bakmak zorunda kalıyorsun memura-emekliye çalışan 15 milyon bakmak zorunda kalıyor. 10 milyonun yarısı çalışsa senin üstündeki yük %25 azalacak

    Dediğim gibi %10-15 için yapacak birşey yok . Onlar ya makarna-kömürle yetinecekler yada çok ucuza çalışarak ülkeye katkı sağlayacaklar . Onların ucuz işgücüyle diğer insanlar zenginleşmiş olacak. Ülkenin milli geliri 700 milyarlara düşmeyecek 1.7 trilyon dolarlara yükselecek

    Ya bende asgari ücrete düşersem korkusu anlamsız çünkü şimdi de işsiz kalma ihtimalin var . bu daha kötü değil mi sonuçta .Ayrıca asgari ücrete düşsen bile çıkma ihtimalin de yüksektir. Eğer bu korku herkeste varsa o zaman ortalama ücret sistemine geçilebilir böylece insanların asgari ücrete düşme ihtimali daha da azalmış olur

    ek: *Devlet denetim amaçlı çalışacağı için yüksek kadro açmayacak zaten vergi de az topladığı için öyle hemşeriyiz diye beleş kadro vermesi olmayacak

    **İnsanlar ucuzluk istiyor değil mi ülkede. Oysa zengin ülkeler pahalıdır. Ucuz ülkeler ise fakirdir . Adam yurtdışına limon vs satacak ki zenginleşsin burda jeep ev villa alsın bunları satanda zenginleşsin. Bunu gören kişilerde değerli ürün eker diker para kazanır. Oysa köydeki tarlalar boş adam buğday yada mısır ekip geçiyor uğraşmıyor kafası estiğinde kesip hayvana veriyor . 2018e kadar baskılanmış kur şimdi de yasaklar nedeniyle üretim yapıp para kazanmak engelleniyor devamlı üstelik gümrük vergisi sıfırlanan pek çok ürünler var ( Türkiye 15 milyar dolar tarım ürünü ithal ediyor oysa muz, kakao, kahve dışında bu parayı ödemesine gerek yoktu)

    ***Çayı devlet belli kesme bedava dağıttığı için muhtemelen 1 kişilik yere 3 kişi aldığı için zarar ediyordur. Nasıl olsa diğer vatandaşlar reisin hemşerilerine maaşından dolayı oluşan zararı vergileriyle karşılamak zorunda

    Alıntıları Göster

    Sosyal devlet yardım alanları mutlu etmek değil hayatını devam ettirsinler diye yardımı yapıyor. Ayrıca dünyada sosyal olmayan devlet yok. Üretmiyor ve üretmesine imkan yok dediklerinin içinde özürlüler, yaşlılar dolu.


    Senin dediğin yöntemler 100 sene 150 sene önce vardı ve açlıktan yoksulluktan ölenler oldu.

    Ayrıca o kesimleri eleştirirken mesela senin gittiğin üniversite bedava mı? Lise, ortaokul bunlara giderken parasını kuruşu kuruşuna ödedin mi? Başkasının vergisini yemediğin ne belli? Diğer vergi verenler senin masrafını niye çeksin? Senin okuman başkasının umurunda mı? Mesela bana deseler verginden üniversiteli okutacağız parası yoksa okumasın veya kredi çeksin kendi masrafını çeksin der geçerim.

    Sonra sağlık sigortası var. Senin baban sigorta ödedi diye sen niye onun sigortasından bakılıyorsun? Ayrıca hastaneye ödediğin üç kuruş katkı payı o tedavinin gerçek bedeli mi? 3 kuruş para ödeyip o hastanelerden yararlanıyorsun ayda 900 lirayla olacak iş mi? Bir de emekli olup ölene kadar para çekeceksin verdiğinden fazlasını.


    Benim için farketmez dediklerin mesela dedenin sigortası yok hastaneye bile sokmam parası yoksa ölsün der geçerim. Baban sigortalı olsa bile tedavinin bedeli yüksekse karşılamam. Bazı ülkelerde yaşlılara pahalı tedavileri uygulamıyorlar boşa masraf olmasın diye.


    Ayrıca lafa gelince abd falan. Peki askerlik ne olacak? Abd parasıyla asker tutuyor. Maaş ödüyor. Sen hiçbirşey vaat etmedin ve vermediğin kesimlere gel bedava askerlik yap diyemezsin. O insanların umurunda olur mu senin başına birşey gelmesi? Askerliğin zorunlu olmasını savunamazsın herşey paraysa devlette parasını ödeyerek adam tutar şimdiki düzen olmaz.


    Asgari ücret falan brütü toplasan 4 bin. Ben olsam 4 bini veririm ama sağlık falan hiçbirini karşılamam. Paran yoksa öl der geçerim. Sen zarar edersin. Hatta asgari ücrete de karşısın artık işverenle kaç liradan anlaşırsan. Memura da karşısın ama devlet dairesine gidince işinin yapılmasını istiyorsun. Peki oradaki memurların tek görevi seninle ilgilenmek mi? Kurum içi yazışmalar ve görevleri görünmez kişiler mi yapıyor? Dünyada bürokrasisi hızlı devlette pek yok.


    O çizdiğin pembe tablolar seni de vurur eğer çok zengin değilsen bu kadar basit.


    700 milyar dolardan 1.7 milyar dolara ekonomi nasıl bir anda büyüyüverdi onu hiç anlamadım? Nasıl oluyormuş bir anda? Ne üreteceksin de satacaksın? Vergi cenneti ülkeler gibi anca kara parayı çekersin buraya başka birşey olmaz. Ya arkadaş ta 200 sene öncesinin iktisat teorilerini okuyup millete anlatıyorsunuz bitti gitti onlar. Millet nelerle uğraşıyor siz hala say kanunu, adam smith zamanından kalma arz yanlı ekonominin emekleme devrinden kalma şeyleri anlatıp inandırmaya çalışıyorsunuz.


    Oysa aileden varlıklı olmadığın, sermaye sahibi olmadığın ve devletin başkalarından aldığı vergilerle sağladığı bir sürü hizmeti kullandığın belli oluyor. Ayrıca yaşın küçük tabi sürekli daha çok çalışma daha çok üretim falan maaşlı kesime aslında bir vaadin yok. Dolaylı yoldan zenginleşmeden bahsediyorsun. Öyle birşey olmayacağı da açık. Dünyadaki servetin çalışanlar aleyhine geriye gittiği ortada. Hangi zengin servetinden pay verecek? Çalışan kesime senin görüşlerini savunanlar oldukça gaddar, hep havucun peşinden koşan tavşan gibi koşturmak istiyorsunuz bakalım 40-45 yaşına gelince iş bulabilecek misin?





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sadece Ölüler Görür

    Bedava mı olacaktı? 'Bedava' olan yerlerde zaten senden vergi adı altında o kullandığın ambulans parasının kat be kat fazlası kesiliyor. Sağlık sigortanı düzgün yaptırırsan sigorta şirketi ABD'de de sağlık harcamanın büyük bölümünü karşılıyor. Yaptırıp yaptırmamak senin tercihin. 'Sosyal devlet' olan Türkiye'de ise böyle bir seçenek yok. GSS adı altında istesen de istemesen de borçlanıyorsun.


    200 sene önce olmuş olayların kim tarafından yapıldığı çok da önemli değil. Bana şu anda hakkımı kim veriyor o önemli. Çalıştığım ülkeler içinde işçinin hakkını en çok veren ülke de ABD. İşçinin üstünden geçinen ülke ise Türkiye. Çalışandan kestiği parayla çalışmayanı besleyen bir düzen.



    Alıntıları Göster

    Bedava olan yer neresi? O ambulans bedeli acaba kaç paradır ki kat be kat fazlası kesilsin? Ayrıca sadece ambulansla hastaneye gelmekten bahsediyoruz tedaviye hiç girmedik bile.

    Düzgün yaptırılan sağlık sigortası da ucuz değildir herhalde. Eklediğin her klozda poliçe şişer. Yaptırıp yaptırmamak tercihin tabi hastaneye alınmayıp geberip gidersin kimsenin umurunda olmaz.


    Gss ise o istediğiniz sisteme geçiş aşaması işte. Yavaş yavaş devlet sağlıktan çekilecek. Gss ödeyerekte her tedaviyi alamayacaksın.

    İşçinin üzerinden geçinen ülke türkiye ise üniversiteyi neden abd de okumadınız? Mesela burada üniversiteye gidiyorsun bedava oku o okulun parasını kim ödüyor diye düşünmeye gerek yok. Amerikada aynısını deneseydiniz ya.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Sosyal devlet yardım alanları mutlu etmek değil hayatını devam ettirsinler diye yardımı yapıyor. Ayrıca dünyada sosyal olmayan devlet yok. Üretmiyor ve üretmesine imkan yok dediklerinin içinde özürlüler, yaşlılar dolu.


    Senin dediğin yöntemler 100 sene 150 sene önce vardı ve açlıktan yoksulluktan ölenler oldu.

    Ayrıca o kesimleri eleştirirken mesela senin gittiğin üniversite bedava mı? Lise, ortaokul bunlara giderken parasını kuruşu kuruşuna ödedin mi? Başkasının vergisini yemediğin ne belli? Diğer vergi verenler senin masrafını niye çeksin? Senin okuman başkasının umurunda mı? Mesela bana deseler verginden üniversiteli okutacağız parası yoksa okumasın veya kredi çeksin kendi masrafını çeksin der geçerim.

    Sonra sağlık sigortası var. Senin baban sigorta ödedi diye sen niye onun sigortasından bakılıyorsun? Ayrıca hastaneye ödediğin üç kuruş katkı payı o tedavinin gerçek bedeli mi? 3 kuruş para ödeyip o hastanelerden yararlanıyorsun ayda 900 lirayla olacak iş mi? Bir de emekli olup ölene kadar para çekeceksin verdiğinden fazlasını.


    Benim için farketmez dediklerin mesela dedenin sigortası yok hastaneye bile sokmam parası yoksa ölsün der geçerim. Baban sigortalı olsa bile tedavinin bedeli yüksekse karşılamam. Bazı ülkelerde yaşlılara pahalı tedavileri uygulamıyorlar boşa masraf olmasın diye.


    Ayrıca lafa gelince abd falan. Peki askerlik ne olacak? Abd parasıyla asker tutuyor. Maaş ödüyor. Sen hiçbirşey vaat etmedin ve vermediğin kesimlere gel bedava askerlik yap diyemezsin. O insanların umurunda olur mu senin başına birşey gelmesi? Askerliğin zorunlu olmasını savunamazsın herşey paraysa devlette parasını ödeyerek adam tutar şimdiki düzen olmaz.


    Asgari ücret falan brütü toplasan 4 bin. Ben olsam 4 bini veririm ama sağlık falan hiçbirini karşılamam. Paran yoksa öl der geçerim. Sen zarar edersin. Hatta asgari ücrete de karşısın artık işverenle kaç liradan anlaşırsan. Memura da karşısın ama devlet dairesine gidince işinin yapılmasını istiyorsun. Peki oradaki memurların tek görevi seninle ilgilenmek mi? Kurum içi yazışmalar ve görevleri görünmez kişiler mi yapıyor? Dünyada bürokrasisi hızlı devlette pek yok.


    O çizdiğin pembe tablolar seni de vurur eğer çok zengin değilsen bu kadar basit.


    700 milyar dolardan 1.7 milyar dolara ekonomi nasıl bir anda büyüyüverdi onu hiç anlamadım? Nasıl oluyormuş bir anda? Ne üreteceksin de satacaksın? Vergi cenneti ülkeler gibi anca kara parayı çekersin buraya başka birşey olmaz. Ya arkadaş ta 200 sene öncesinin iktisat teorilerini okuyup millete anlatıyorsunuz bitti gitti onlar. Millet nelerle uğraşıyor siz hala say kanunu, adam smith zamanından kalma arz yanlı ekonominin emekleme devrinden kalma şeyleri anlatıp inandırmaya çalışıyorsunuz.


    Oysa aileden varlıklı olmadığın, sermaye sahibi olmadığın ve devletin başkalarından aldığı vergilerle sağladığı bir sürü hizmeti kullandığın belli oluyor. Ayrıca yaşın küçük tabi sürekli daha çok çalışma daha çok üretim falan maaşlı kesime aslında bir vaadin yok. Dolaylı yoldan zenginleşmeden bahsediyorsun. Öyle birşey olmayacağı da açık. Dünyadaki servetin çalışanlar aleyhine geriye gittiği ortada. Hangi zengin servetinden pay verecek? Çalışan kesime senin görüşlerini savunanlar oldukça gaddar, hep havucun peşinden koşan tavşan gibi koşturmak istiyorsunuz bakalım 40-45 yaşına gelince iş bulabilecek misin?



    Alıntıları Göster
    * Dünyadaki gelişmeler serbest piyasa ve kapitalizmle geldi oysa sizin düşünce dünyada hakim olsaydı işsizler hiçbir zaman iş bulamaz açlıktan ölürlerdi. Çünkü diyelim tarlada 20 kişi çalışıyor ve her biri ayda 20 gram altın alıyor .Çoğalan nüfusa da iş vermek için maaşın 19 grama düşürülmesine çalışanlar istemeyecektir ve grev yaparak üretimi durduracaklardır .(Bu durumda kendiler de zarar görecek ama maaşları düşmeyecek sonuçta) böylece çoğalan nüfus açlıktan ölecek nüfus artmayacak ve sabit nüfusla ilerleme olmadan monoton bir hayat olacaktır... Oysa maaşlar düştüğünde yeni çalışanlar gelecek toplam gelir artacak traktör olacak yeni tarlalar işlenecek . 19 gram altınla daha fazla ürün alınacak... Bu sayede teknolojide gelişecek tv telefon bilgisayar gibi uçak gibi teknolojilerde oluşacak .Çünkü maliyetler düştü. Bir çiftçiye ayda 20 gram altın versen ne nüfus artar ne de insanlık ilerlerdi

    Şimdi asgari ücretli denilen kesimde aynı şeyi diyor asgari ücret artmazsa maaşım artmaz çünkü dışarda milyonlarca işsiz var. Dışarda 10 milyon kişi aç kalsın hırsızlık yapsın ama benim maaşım artsın diyor yine. Bunlar işsiz adamların makarna kömür sağlık parasını da ödüyor, hatta markette çalınan yağın parasını da ödüyor ( marketçi enayi mi çalınan yağın-peynirin parasını kendi ödeyecek zam yapar geçer) kaçak elektrik parasını da ödüyor memurun emeklinin maaşı daha az kişiyle sırtlanmak durumunda. Oysa 10 milyon işsiz kişi de çalışsa asgari ücretli denen kesimin refahı daha fazla olacaktı ama bunu anlatmak nerdeyse imkansız

    **Laikler imam hatiplerin orta sınıfı kapatmak için zorunlu eğitimi 8 yıla çıkardı mollalarda tersini yapmak için 12 seneye çıkardı. Sonuçta ne oldu çoban için bile Afganistandan insan getiriyoruz. Ben demiyorum ki zorunlu eğitim 12 sene olsun uyduruk 200 üniversite olsun. 5-8 sene arası yeterli benim için sonra devlet %20-30 öğrenciye burs versin geri kalanında %50 oranında devlet desteği olsun . Hiç para vermek istemeyen ve sıralamada %20-30a giremeyen okumasın. Üniversite içinde belli kalitedeki öğrenciye burs versin eğitimi bedava olsun geri kalanı için yine %50ücretli olsun

    ***Sağlık herkes için gerekli sonuçta ama şimdi ne oluyor .Devlet iş hayatını kısıtlıyor ( memurluk emeklilik asgari ücret ile) bunun sonucunda çalışan sayısı 15 milyona düşüyor . 15 milyon çalışanla sağlık sistemi nasıl döner? Ancak 4 dk muayene olursun tedavi olamadan git gel yaparsın... Oysa serbest piyasada çalışan sayısı en az 35-40 milyon olurdu ve sağlık sistemi daha iyi işlerdi .Şimdi 18 milyon yoksul sağlık pirimi ödemiyor 10 milyon asgari ücretlinin ödediği kıytırık ücretle ne sağlık hizmeti bekliyorsun ki ( yine 15 milyon emekli de sağlık pirimi ödemiyor çoğu erken emekli .memurlarda ödemiyor zaten) geri kalan 5 milyon normal çalışanla 10 milyona yakın asgari ücretlinin pirimiyle sistem nasıl dönecek?

    ****asgari ücreti 4 binden hesaplarsan bir yere varamazsın. İşverenin cebinden çıkana bakacaksın, işverenin çalışan nedeniyle katlandığı maliyete bakacaksın hatta asgari ücretlinin ödediği su elektrik doğalgaz vs vergilere bakacaksın. İşveren senin için 5 bin ödeme yapıyor ama senin için işyerindeki doğalgaz elektrik kdv-ötv'si kurumsal gelir vergisi ödüyor .Böylece 7-8 bin oluyor sende 2300 lira net alsanda kdv-ötv ile bu 1500 liraya düşüyor .işveren maliyeti 7000 senin cebinde ise 1500 var arada 5500 lira kayıp var .Bunu devlet alıyor... İşte sen asgari ücreti devletin belirlemesi için ödediğin bedel. Ben diyorum ki aracı olmanın bedeli bu kadar yüksek olmamalı

    **** ülkede 15 milyon çalışan varken 700 milyar milli gelir varsa 35 milyon çalışan olduğunda 1.7 trilyon dolar olabilir. Liyakate önem verilirse katma değerli ürünler artacağı için bu 5-6 trilyon dolar bile olabilir. Fakat asgari ücretli, memur,emekli yok benim işimi elimden alırlar yok benim maaşıma göz diktiler yok benim emekliliğimi yakacaklar dedikçe bu böyle kalır hatta 600 milyara bile düşer sonra İran gabon sırbistan bile bizi geçer. Niye geçtiğini hiç düşünmeyiz

    *****Piyasa serbest olduğu müddetçe her zaman iş olur ister 65 yaşında ol. Bugün 80 yaşındaki adamlar milletvekili, başkan bile oluyor hatta Teknik direktör bile vardı. işini iyi yaparsan kaliteli bir iş yaparsan yaş senin lehine olur ve tecrübe daha fazla maaş getirir. Oysa piyasayı daraltıp işin oluşumunu engelleyip sonrada dert yanmak bize özgü bir durum sanırım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 5 Şubat 2021; 10:0:27 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Bedava olan yer neresi? O ambulans bedeli acaba kaç paradır ki kat be kat fazlası kesilsin? Ayrıca sadece ambulansla hastaneye gelmekten bahsediyoruz tedaviye hiç girmedik bile.

    Düzgün yaptırılan sağlık sigortası da ucuz değildir herhalde. Eklediğin her klozda poliçe şişer. Yaptırıp yaptırmamak tercihin tabi hastaneye alınmayıp geberip gidersin kimsenin umurunda olmaz.


    Gss ise o istediğiniz sisteme geçiş aşaması işte. Yavaş yavaş devlet sağlıktan çekilecek. Gss ödeyerekte her tedaviyi alamayacaksın.

    İşçinin üzerinden geçinen ülke türkiye ise üniversiteyi neden abd de okumadınız? Mesela burada üniversiteye gidiyorsun bedava oku o okulun parasını kim ödüyor diye düşünmeye gerek yok. Amerikada aynısını deneseydiniz ya.



    Alıntıları Göster

    ABD'de okudum da, çalıştım da. Senin aksine 'acaba' veya 'herhalde'lerle konuşmuyorum. Hastahane kapısında gebermek diye bir şey yok. ABD'deki hastahanelerin neredeyse hepsi, acil durumdaki hastalarla sigortası olsa da olmasa da ilgilenmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük de EMTALA denilen Acil Durum Tıbbi Tedavi yasası ile sağlanmıştır. Diğer durumlar için ise evet sağlık hizmetleri ucuz değil ama sen kendini düşünüp sağlık sigortası yaptırmadıysan, hastahanenin sana çıkarttığı faturayı ödemek durumundasın. Bak bu haber 'sosyal devlet' olan Türkiye'den;


    https://www.haberler.com/hastane-onunde-cirpinarak-olen-yasli-adamin-oglu-13637933-haberi//


    Türkiye'de okulların bedava olduğunu nereden çıkarttın? 2021 MEB bütçesi 145 Milyar TL. Kundaktaki bebekten 90 yaşındaki adama her Türk vatandaşının cebinden 1825 lira çıkacak 'bedava' olan okullar için. Sen okula gitsen de, gitmesen de, yeni doğmuş bir bebek bile olsan Türkiye'deki okulların 'bedava' olması için payına düşen, doğumdan ölüme kadar ödeyeceğin para bu.


    ABD'de eyaletine göre 15-16 yaşına kadar olan eğitim devlet okullarında 'bedava'. Ayrıca ailenin gelir durumuna göre okulda öğlen yemekleri ve okul servisi de 'bedava'. Türkiye'nin aksine vergilerinle aldığın eğitim ve hizmetler daha geniş. Yüksek öğrenim ise herkesin alması zorunlu bir eğitim olmadığı için ücretli. Senelik 30.000$ civarı bir para ile kendi eyaletinde bir üniversitede rahatlıkla okuyabilirsin. Bu da okurken çalışarak kazanılabilecek bir para. Eğer sen yüksek puanlar alan, geleceği parlak bir öğrenciysen tam veya kısmi burs alıyorsun. Hukuk okuyan bir öğrenciye bir hukuk firması burs verip okutabiliyor, mezuniyetten sonra ise öğrenci o firmada çalışarak borcunu ödeyebiliyor. Bilgisayar ile alakalı bölümleri saymıyorum bile. Parlak öğrencilere burs vermek için firmalar sıraya giriyor.


    Ha sen Türkiye'deki gibi okumuş olmak, diploma almak için okuyan biriysen, o eğitimin parasını vermek zorundasın. 8 ay nargile içip batak oynaman için kimse senin eğitim masrafını karşılamaz.


    Anti Amerikan algı oyunlarınızla ancak kendinizi kandırırsınız 'ABD'de hastahane önünde geberirsin, ABD'de milyonlar sokaklarda yaşıyor' diye. Hiç gidip görmediğiniz yerler hakkında kulaktan dolma bilgiler ile atıp tutmayın. Küba'da hayat çok güzelse gidebilirsiniz. Türk vatandaşları kolaylıkla vize alabiliyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sadece Ölüler Görür -- 5 Şubat 2021; 14:25:49 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Bu forumda dikkat ettiğim birkaç üye var liberalliği ve kapitalizmi savunan. Hadi komünizm dandik diyelim. Peki siz varlıklı insanlar mısınız ki bu kadar liberalliği savunuyorsunuz?

    Burada yazıp çiziyorsunuz da paranızın olduğunu hiç sanmıyorum. Öğrenci, üniversiteli, maaşlı çalışan. O zaman neyinize bu liberalizm? İnsan çıkarının olduğu yeri savunur. Bir fabrika sahibiyle aynı görüşte olman seni onunla bir yapmaz.

    Liberal ideoloji sendikalizmi veya maaşlarda görece eşitliği savunmasa dahi başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere özgürlüğü, bireyin haklarını, hukukun üstünlüğünü ve adil rekabet anlayışını savunuyor. Batılı liberal demokrat kapitalist ülkeler ilaveten orta sınıfın ve alım gücünün en yüksek olduğu memleketler, en iyi eğitim alma imkanlarına da sahip yerler yani genel olarak öğrenci, işçi, emekçi, beyaz yakalı vs statüsünde olanlar için en ideal yerler. Neden savunduklarını anlamak güç değil. Komünizmin özellikle her şey maddi eşitlik lehine olsun diye düşünce olmak üzere özgürlüklerle ciddi sorunu var ve tek partili siyasi doğası yeteri kadar güçler ayrılığı ve dengesi sağlayamıyor. Ayrıcalıklar bir parti kastında toplanıyor. Haliyle komünist rejim bir çeşit oligarşiye, devletperestliğe veya faşizme dönüşüyor. Bir yandan merkezi kumanda ekonomideki hesaplama problemi ekonomik kaynakların iyi yönetilememesine ve verimsizliğe yol açıyor. Kalkınmışlık ve refah seviyesi gelişmiş bir market ekonomisine kıyasla geride kalıyor. Yani komünizm, liberalizmin kronik sorunlarını çözmüyor + kendi kronik sorunlarıyla liberalizmin iyi kötü çözüm üretebildiği sorunlarda çuvallıyor. Liberalizmden daha kötü bir performans sergiliyor. Sosyal demokrasiyi, sosyal liberalizmi vs elbette savunabilirsiniz ama bence Marksizm-Leninizm (diğer deyişle komünizm) rasyonal bir insanın savunacağı bir görüş değil. Hele ki günümüzde. Zira çürümüş, pek çok açıdan iptidai bir ideoloji.





  • Vanished Man V kullanıcısına yanıt

    Liberal Demokrat Parti nin başkanını dinlemiştim.Adam genelde zenginlerin çocuğu solcu,komünist vs olur diyodu.Bu gerçekten de böyle aslında.Bu forumda bi Amerikalıdan çok daha fazla Amerika yı savunan,kapitalizm delisi adamlar gördüm ve eminim birçoğu da maaşlı çalışan,ay sonunu zor getiren insanlar.

    Amacım komünizm güzellemesi vs yapmak değil ama milyar dolarlık zenginleri delicesine savunan,hakları tabiki zengin olacaklar,sen de yap yatana para yok vs diyen insanları anlayamıyorum.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Liberal ideoloji sendikalizmi veya maaşlarda görece eşitliği savunmasa dahi başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere özgürlüğü, bireyin haklarını, hukukun üstünlüğünü ve adil rekabet anlayışını savunuyor. Batılı liberal demokrat kapitalist ülkeler ilaveten orta sınıfın ve alım gücünün en yüksek olduğu memleketler, en iyi eğitim alma imkanlarına da sahip yerler yani genel olarak öğrenci, işçi, emekçi, beyaz yakalı vs statüsünde olanlar için en ideal yerler. Neden savunduklarını anlamak güç değil. Komünizmin özellikle her şey maddi eşitlik lehine olsun diye düşünce olmak üzere özgürlüklerle ciddi sorunu var ve tek partili siyasi doğası yeteri kadar güçler ayrılığı ve dengesi sağlayamıyor. Ayrıcalıklar bir parti kastında toplanıyor. Haliyle komünist rejim bir çeşit oligarşiye, devletperestliğe veya faşizme dönüşüyor. Bir yandan merkezi kumanda ekonomideki hesaplama problemi ekonomik kaynakların iyi yönetilememesine ve verimsizliğe yol açıyor. Kalkınmışlık ve refah seviyesi gelişmiş bir market ekonomisine kıyasla geride kalıyor. Yani komünizm, liberalizmin kronik sorunlarını çözmüyor + kendi kronik sorunlarıyla liberalizmin iyi kötü çözüm üretebildiği sorunlarda çuvallıyor. Liberalizmden daha kötü bir performans sergiliyor. Sosyal demokrasiyi, sosyal liberalizmi vs elbette savunabilirsiniz ama bence Marksizm-Leninizm (diğer deyişle komünizm) rasyonal bir insanın savunacağı bir görüş değil. Hele ki günümüzde. Zira çürümüş, pek çok açıdan iptidai bir ideoloji.



    Alıntıları Göster

    Liberal sistemde çalışanlar o hakları sistemin vermesi sayesinde mi aldılar yoksa 1800'lerin ortasında başlayan eylemler yüzünden mi aldılar? Ayrıca 1945-75 arası dünyada farklı bir düzen varken işçi hakları çok genişledi.


    Dandik bir ülkede liberal veya sosyalist sistem ikiside patlar. Örnek olarak hep batılı ve gelişmiş ülkeleri gösteriyorsunuz da şu afrika ülkelerinde sosyalist sistem mi vardı?


    Sonra baas partisi arap ülkelerinde yönetimdeyken arap sosyalizmi egemendi o ülkelerde kişi başı milli gelir ve hayat standardı düşük müydü? Batıda ise doğu almanya devleti hiçte dandik bir ülke değildi. Sosyalist sistem propaganda savaşını kaybetti. Liberal sistemdeki ülkelerde sosyal uygulamaları uygulamak zorunda kaldı. Bütçelerinin büyük bir kısmı oraya gidiyor. Burada liberalliği savunanların aksine uygulamaları var.


    İfade özgürlüğü konusu ise iki tarafta da yok. 1950'lerde abd de yapılan sosyal psikoloji deneyleri var. Resmen komünist avı var. Hangi batılı devlette sisteme karşı ifade özgürlüğün var ki? Bu konularda bir tarafı tutup iyi gördüklerini tuttuğun tarafa kötü herşeyi öteki tarafa itelemekle birşey olmaz. Liberalizmde şirketler oligarşisi var.





  • kubada cok guzel kizlar vardi 

  • Yazdıklarımı cımbızlamışın ve çoğuna cevap verememişin.


    Gelir artmayınca nüfüsun artmamasını hiç anlamadım. İnsanoğlu her kararında rasyonel miydi de gelir artmıyor diye nüfus artmasın? Çiftçiye az para vererek insanlığı nasıl ilerleteceksin? Maaşlar düştüğünde daha az parayla nasıl daha çok ürün alınıyor? Sana satacağına ihraç eder. Sen yine aynı paraya alırsın. Açlıktan ölmeyen nüfusla teknolojinin gelişmesi ve üretimin artmasıyla yine teknolojinin gelişmesi yine saçma. Teknoloji gelişmesi için sermaye harcarsan gelişir. Gelişen teknolojinin ürününü almak için yine sermaye yatırımı yaparak yeni teknolojiyi kullanırsın. Bunları yapmadan ne traktör gelir ne biçerdöver kara sabanla devam edersin.


    Şu markette çalınan yağ meselesine gelince. Senin savunduğun sistemde aynısı olacak. Marketçi yine sana ödetecek o yağı. Değişen birşey yok. Kimseye yardım yapmayarak hırsızlığı nasıl bitireceksin? Çalış mı diyeceksin? O da sana bıçağı sokacak. Savunduğun sistemde doğal işsizlik diye bir kavram var bunu bilmiyor musun? İşsizlik hiçbir zaman bitmez %2-3 oranda doğal işsizliktir.


    Üniversite için niye burs veriyormuş ki? Hem ona yardım yok buna sağlık parası yok diyorsun peki senin başarılı olup okuman vergi verenlerin umurunda mı? Kendi çıkarınıza dokununca hemen iş değişiveriyor ya. Mesela sen hastasın sigortan yok senin sistemde bakılmaman gerekir ama gidersin hastaneye bakın dersin. Niye baksınlar? Öleceksen öl.


    Ayrıca dünyada hangi sgk sistemi primlerle dönüyormuş ki? Liberal batılı ülkeler bu sistem için sürekli bütçeden para transferi yapıyor. Öyle primlerle kendini finanse edebilen bir sistem yok.


    Çalışan sayısı zaten 15 milyon değil o yazdığına yakın en az 25 milyon. Bende 1 sene sigortasız çalıştım ama senin sisteme göre çalışmış sayılmam. Sigortalı olmayanlar sayılmıyor diye sen o sayıyı 15 milyon mu sandın? Kimse çoban olmak istemez tabi. Çobana kaç para veriyorlarmış? Sigorta yapıyorlar mıymış? Bu devirde eskisi gibi millet cahil değil üç kuruş için dağ bayır gezsin. Adama ne vaadin var ki çobanlık yapsın? Bütün gün 100-200 koyunla gezecek karşılığında 1500-2000 vereceksin. Yapmaz bu işi. Afganistandan kaçak olarak gelen yapar anca. O da mecbur başka iş bulamaz. Köyde zaten tarlası 3-5 hayvanı olan adam kendi işini yapar senin hayvanın peşinde koşmaz.


    Çalışan sayısının artmasıyla milli gelir artmaz. Zaten kayıt dışı çalışanlar olduğu için çalışan sayısının senin dediğin 15 milyon olmadığını söyledim. Git tekstil atölyelerine içerisi işçi dolu kaçında sigorta varmış gör.


    Piyasa serbest olunca ortada işsiz çok olunca sen 65 yaşındaysan seni niye tercih edeyim? 20 yaşında genci alırım . Sen anca emekli olup ayda 1500'e getir götür işinde işe yararsın. Çevremde böyle otobüslerde laboratuar kuryeliği yapanlar var. Liyakat ise devlet memurluğunda olan şartlardandır özelde böyle birşey yok. Kalifiye eleman kavramı var.


    Asgari ücrette 4 bin. Senin brüt asgari ücretten haberin yok. İşçinin eline geçen 4 bin değil zaten. Sgk, gelir vergisi düştüksen sonra 3 bin bile işçinin eline geçmiyor. İşçinin gelir vergisini devlet tahsil etmesi için işvereni sorumlu tutuyorsa bu işverenin ödediği vergi olmaz. İşverenin ödediği kurumlar vergisi ise kendi kazancıyla ilgilidir. İşçiyle ne alakası var? Kazanmazsa ödemez zarar gösterir. Üretimde kullandığı doğalgaz ve elektriğinde işçiyle ilgisi yok. Üretim için kullanılan enerjinin işçinin kendi için kullandığı birşey olmadığı ortada.

    O asgari ücret ise hiçbir şekilde 7-8 bin olmuyor ve vergilerle de 1500'e düşmüyor. Türk vergi sistemini bilmediğin ortada. Ben üniversitede maliye okudum böyle bir hesap yok. Yanlış yerlerden yanlış şeyleri savunuyorsun asıl kullanman gerekenleri bilmiyorsun.


    Anlaşılan iş hayatında olmayan hatta temel ekonomi eğitimi bile almamış birisin. İktisadi doktrinlerle ilgili de birşey demedin. Savunduğun sistem 1929'da yıkıldı gitti. 1975 sonrası yeniden düzenlenerek uygulanmaya çalışıldı ama senin savunduğun şekilde değil.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Liberal sistemde çalışanlar o hakları sistemin vermesi sayesinde mi aldılar yoksa 1800'lerin ortasında başlayan eylemler yüzünden mi aldılar? Ayrıca 1945-75 arası dünyada farklı bir düzen varken işçi hakları çok genişledi.


    Dandik bir ülkede liberal veya sosyalist sistem ikiside patlar. Örnek olarak hep batılı ve gelişmiş ülkeleri gösteriyorsunuz da şu afrika ülkelerinde sosyalist sistem mi vardı?


    Sonra baas partisi arap ülkelerinde yönetimdeyken arap sosyalizmi egemendi o ülkelerde kişi başı milli gelir ve hayat standardı düşük müydü? Batıda ise doğu almanya devleti hiçte dandik bir ülke değildi. Sosyalist sistem propaganda savaşını kaybetti. Liberal sistemdeki ülkelerde sosyal uygulamaları uygulamak zorunda kaldı. Bütçelerinin büyük bir kısmı oraya gidiyor. Burada liberalliği savunanların aksine uygulamaları var.


    İfade özgürlüğü konusu ise iki tarafta da yok. 1950'lerde abd de yapılan sosyal psikoloji deneyleri var. Resmen komünist avı var. Hangi batılı devlette sisteme karşı ifade özgürlüğün var ki? Bu konularda bir tarafı tutup iyi gördüklerini tuttuğun tarafa kötü herşeyi öteki tarafa itelemekle birşey olmaz. Liberalizmde şirketler oligarşisi var.



    Alıntıları Göster

    Liberalizm kentli ve entelektüel bir topluluğun içerisinde gelişmiş bir ideoloji, neredeyse 20.yüzyıla kadar Batı'da toplumun tamamına yayılamadı, ki yayıldığında da bu İngiltere, Fransa, ABD, İsviçre gibi epey gelişmiş ekonomiye ve oturmuş halde parlamenter - hukuki sistemlere sahip ülkelerle sınırlıydı. Fransız İhtilali liberalizm etkisi altında bir ihtilaldi misal; burjuva ihtilali olarak ifade özgürlüğü, bireylerin hukuk karşısında eşitliğini vb getiriyordu ama bunların çoğu 19.yüzyılda zayıf ekonomik taban, pratik yetersizliği ve genel cehaletten ötürü uzun süre hayata geçirilemiyor. 19.yüzyılda sosyalist akımların da katkısıyla sendikalizmin ve endüstriyel işçi haklarının gelişiminden söz ediyorsunuz, bu aslında ayrı bir olgu, bu olgu kitleler açısından kendi sosyal düzeylerinin ve kısmi refahlarının ilerleme kaydetmesiydi ama bu pekala gerek liberalizmin ve demokrasinin gerekse de sosyalizmin ve sosyal demokrat akımların artık popüler tabanda da iyicene destek bulup serpilmesinde rol oynamış denebilir. Batı'daki 19.yüzyılın vahşi kapitalizmi verimli bir adil rekabet ortamının, hukuk nezdinde eşitliğin ve güçlü bir orta sınıfın oluşumuna engeldi bu sebeple liberalizmle tam bağdaşamaz. Sosyalizmle zaten [en azından teoride] hiç bağdaşamaz.


    Dandik ülkeler kısmına katılabilirim ama diğer kısmı anlamadım. Afrika'da iki sistem de uygulanıyor ve iki sistem de genel olarak bu kıtada çuvallıyor çünkü Afrika içtimai anlamda fazla geri, az gelişmiş, çok sorunlu bir kıta. Bir yandan da sorunlarını daha da büyütecek ve derinleştirecek şekilde kolonizasyon ve sömürgeciliğe tabi tutulmuşlar.


    Arap ülkelerinde yaşam standartları hiçbir zaman fevkalade olmadı. Arap ülkelerinin ekonomi idaresi epey kötüydü esasında. O yüzden Arap ülkelerinden "Asya Kaplanları" kadar başarılı bir ülke çıkmıyor. Petrol ihracatına çok fazla sırtlarını dayamışlardır. Doğu Almanya yine de "Almanya'ydı" ama siyasi ve sosyal anlamda fazla yaşanılası ve sevilesi bir ülke değildi. Açıkça totaliterdi (Berlin Duvarı ve Stasi). Bu yüzden bir sürü Doğu Alman görece yüksek yaşam endeksine sahip ülkelerinden ilk fırsatta kaçmaya çalışıyordu ve sonunda kaçıyorlardı. Çünkü bazı temel özgürlükler yoktu ve Stasi tarafından fişleniyorlardı. Taciz ediliyorlardı. Liberalizmin burada hanesine +1 hatta +100 yazılabilir çünkü en azından senin ideoloji-dışı konuşmana veya seyahat etmene izin veren bir ideoloji, Leninizme nazaran. Aksine sosyalist sistemler o denli propagandaya yüklendi ki bu pek çok insanda bıkkınlığa, inançsızlığa ve rejim düşmanlığına yol açtı. Sosyal uygulamalar zaruri olarak Leninizmden çıkmıyor bir de. Liberal demokrasilerde propaganda konusunda bir yandan tekel de yoktur (yani herkes anayasaya ve temel hukuka uyan her şeyin propagandasını yapabilir) ama komünizmde devlet - ülkeyi yöneten parti bu konuda bir tekeldir ve bu bile başlı başına korkunç bir şeydir bence (Welcome to 1984, Orwell).


    Liberal demokrasilerde (Leninist sosyalist rejimlere kıyasla) açıkça daha çok özgürlük var. Bu çok bariz bir şey bence. ABD'nin komünist (bir nevi Marksist devrimci - Sovyetler Birliği sistemi sempatizanı) avı esasında ekstrem ve tikel bir örnek. Sovyetler Birliği ABD'nin yabancı bir ideolojiye ve sisteme sahip en kudretli düşmanıydı ve ABD her komünisti potansiyel Sovyet casusu ya da uydusu olarak algılıyordu. Burada bir tehdit algısı sözkonusu ki Sovyetlerin ve diğer komünist rejimlerin baskıcılığı da Marksizm Leninizmdeki proletarya (işçi) diktatörlüğü mefhumundan olduğu kadar "kapitalist tehdit" algısından da besleniyor. Liberalizm "elitlerin demir yasası" yani bir şirketler oligarşisi ve şirket lobiciliğinin eksiksiz dominasyonu için eşsiz bir siyasi zemin ve bir algı yönetimi olarak yorumlanabilir tabii ki ama bu bence fazla basite indirgeme olacaktır. Sermaye iktidarla çok güçlü bir ilişkiye sahip olsa da sermaye mutlak iktidarın ve politik dominasyonun garantisi değil maalesef; büyük bir politik karmaşa ve sivil toplum örgütlerinden etnik grup lobilerine kirli politikacılardan göz açtırmayan acımasız sendikalara sayısız taraf - parti sözkonusu. Dünya liberalizm türevi düşüncelerle sosyalizmi türevi düşüncelerin birbirine karşı kutuplandırıldığı ve ezeli savaş içerisinde oldukları gibisinden bir algıyla yorumlanırsa pek iyi anlaşılamaz bence. Ortaya fazlasıyla yüzeysel bir resim çıkar. Kapitalizm-komünizm tezatından süratle kurtulmak lazım çünkü çok indirgeyici bir yaklaşım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 8 Şubat 2021; 1:46:22 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Adamların yediği ambargoyu kapitalist düzendeki bir ülke yeseydi komünizme geçerdi.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Yazdıklarımı cımbızlamışın ve çoğuna cevap verememişin.


    Gelir artmayınca nüfüsun artmamasını hiç anlamadım. İnsanoğlu her kararında rasyonel miydi de gelir artmıyor diye nüfus artmasın? Çiftçiye az para vererek insanlığı nasıl ilerleteceksin? Maaşlar düştüğünde daha az parayla nasıl daha çok ürün alınıyor? Sana satacağına ihraç eder. Sen yine aynı paraya alırsın. Açlıktan ölmeyen nüfusla teknolojinin gelişmesi ve üretimin artmasıyla yine teknolojinin gelişmesi yine saçma. Teknoloji gelişmesi için sermaye harcarsan gelişir. Gelişen teknolojinin ürününü almak için yine sermaye yatırımı yaparak yeni teknolojiyi kullanırsın. Bunları yapmadan ne traktör gelir ne biçerdöver kara sabanla devam edersin.


    Şu markette çalınan yağ meselesine gelince. Senin savunduğun sistemde aynısı olacak. Marketçi yine sana ödetecek o yağı. Değişen birşey yok. Kimseye yardım yapmayarak hırsızlığı nasıl bitireceksin? Çalış mı diyeceksin? O da sana bıçağı sokacak. Savunduğun sistemde doğal işsizlik diye bir kavram var bunu bilmiyor musun? İşsizlik hiçbir zaman bitmez %2-3 oranda doğal işsizliktir.


    Üniversite için niye burs veriyormuş ki? Hem ona yardım yok buna sağlık parası yok diyorsun peki senin başarılı olup okuman vergi verenlerin umurunda mı? Kendi çıkarınıza dokununca hemen iş değişiveriyor ya. Mesela sen hastasın sigortan yok senin sistemde bakılmaman gerekir ama gidersin hastaneye bakın dersin. Niye baksınlar? Öleceksen öl.


    Ayrıca dünyada hangi sgk sistemi primlerle dönüyormuş ki? Liberal batılı ülkeler bu sistem için sürekli bütçeden para transferi yapıyor. Öyle primlerle kendini finanse edebilen bir sistem yok.


    Çalışan sayısı zaten 15 milyon değil o yazdığına yakın en az 25 milyon. Bende 1 sene sigortasız çalıştım ama senin sisteme göre çalışmış sayılmam. Sigortalı olmayanlar sayılmıyor diye sen o sayıyı 15 milyon mu sandın? Kimse çoban olmak istemez tabi. Çobana kaç para veriyorlarmış? Sigorta yapıyorlar mıymış? Bu devirde eskisi gibi millet cahil değil üç kuruş için dağ bayır gezsin. Adama ne vaadin var ki çobanlık yapsın? Bütün gün 100-200 koyunla gezecek karşılığında 1500-2000 vereceksin. Yapmaz bu işi. Afganistandan kaçak olarak gelen yapar anca. O da mecbur başka iş bulamaz. Köyde zaten tarlası 3-5 hayvanı olan adam kendi işini yapar senin hayvanın peşinde koşmaz.


    Çalışan sayısının artmasıyla milli gelir artmaz. Zaten kayıt dışı çalışanlar olduğu için çalışan sayısının senin dediğin 15 milyon olmadığını söyledim. Git tekstil atölyelerine içerisi işçi dolu kaçında sigorta varmış gör.


    Piyasa serbest olunca ortada işsiz çok olunca sen 65 yaşındaysan seni niye tercih edeyim? 20 yaşında genci alırım . Sen anca emekli olup ayda 1500'e getir götür işinde işe yararsın. Çevremde böyle otobüslerde laboratuar kuryeliği yapanlar var. Liyakat ise devlet memurluğunda olan şartlardandır özelde böyle birşey yok. Kalifiye eleman kavramı var.


    Asgari ücrette 4 bin. Senin brüt asgari ücretten haberin yok. İşçinin eline geçen 4 bin değil zaten. Sgk, gelir vergisi düştüksen sonra 3 bin bile işçinin eline geçmiyor. İşçinin gelir vergisini devlet tahsil etmesi için işvereni sorumlu tutuyorsa bu işverenin ödediği vergi olmaz. İşverenin ödediği kurumlar vergisi ise kendi kazancıyla ilgilidir. İşçiyle ne alakası var? Kazanmazsa ödemez zarar gösterir. Üretimde kullandığı doğalgaz ve elektriğinde işçiyle ilgisi yok. Üretim için kullanılan enerjinin işçinin kendi için kullandığı birşey olmadığı ortada.

    O asgari ücret ise hiçbir şekilde 7-8 bin olmuyor ve vergilerle de 1500'e düşmüyor. Türk vergi sistemini bilmediğin ortada. Ben üniversitede maliye okudum böyle bir hesap yok. Yanlış yerlerden yanlış şeyleri savunuyorsun asıl kullanman gerekenleri bilmiyorsun.


    Anlaşılan iş hayatında olmayan hatta temel ekonomi eğitimi bile almamış birisin. İktisadi doktrinlerle ilgili de birşey demedin. Savunduğun sistem 1929'da yıkıldı gitti. 1975 sonrası yeniden düzenlenerek uygulanmaya çalışıldı ama senin savunduğun şekilde değil.

    çoğu şeyi cevapladım kalanın ise söylediklerimin içinde cevaplandığını düşünüyorum eğer cevap olmadığını düşünüyorsanız yine cevaplayabilim

    * Çiftçi ayda 20 gram altın alıyorsa bu hiç bir zaman düşmezse ilerleme olmaz. Çünkü Afrikadaki altın üretende 20 gram altınla çalıştığında o zaman altın üretimi oluşmaz.Afrikada 20 gram altın üreten çalışan mesela 10 gram altına çalışmalı ki 10 gram kazanç olacak . Altın üreticisi dağıtıcısı ve para olarak basan bu 10 gram kazançtan pay almış olacak. Marx bunu artı değer diyor ve sömürü olarak görür oysa bu olmasa hiç bir şey oluşmaz... Traktörün olması için de çiftçinin 20 gram altınından ya devlet vergi alacak yada çiftçileri çalıştıran karını artırıp bu kazançla çift sürmek için birşeyler yapacak. Devlet %25 vergi altığında çiftçinin maaşı 15 grama düşüyor .Devlet bu vergi ile traktör yada benzer birşey yapabilir. Çiftçilerin maaşını düşüren devlet yada işveren olması farketmiyor çiftçilerin maaşı düşmeden kar oluşmadan yeni birşey üretilemiyor... Nüfusun artmaması meselesi de şöyle çalışanlar hep 20 gram altınla çalışıyor çiftlik dışında boş insanlar olsa da onlara iş verilmiyor işçi ücretleri düşmemesi için .Çalışanlarda 2 çocuk yapıyor çünkü fazlası işsiz kalıp aç kalacağından.. Bu sistem eli silahlı insanların burayı basıp bunları köle yapıncaya kadar devam edecektir. Çünkü bu adamlar bütün geliri çiftçilere dağıttığından artı değer oluşmamış silah benzeri birşeyde üretmemişlerdir

    Teknolojinin gelişmesi için sermaye harcarsın demişsin ya işte sermayenin oluşması için kazanç gerekir. işletmenin tüm kazancını işçiye dağıtırsan sermaye birikmez. Çalışanın maaşı devlet yada işveren tarafından bir miktar kesilmeli ki yeni şeyler üretilmeli

    ** %2-3 doğal işsizlik demişsin işte. Oraya düşmesi gerekir (daha aşağısı zaten totaliter rejimde sıfırlanır) %2-3 işsizlikle %30-40 işsizlik ortamıyla aynı miktarda hırsızlık mı olur mutlaka düşecektir. 0 hırsızlık olacak diye bir iddiam yok peygamber zamanında bile hırsızlık olmuş onu sıfırlamak imkansız zaten ama ürün -elektrik-su fiyatlarına hırsızlık , kayıp -kaçak bedeli yüksek oranda eklenmeyecektir

    ***zeki insanların okuması toplumun yararınadır . Bill gates, a.sancar ,j bezos, e.musk gibiler toplumun ilerlemesine katkı sağlar. Bu gibi kişilerden ne kadar çok çıkarıp ve ülkede tutabilirsen ( imkan sağlayıp) ülken o kadar gelişir. Onlara verilen burs, teşvik hemen olmasa da 10-20 yıl sonra geri döner

    şu an insanın sigortasının olmamasının nedeni piyasanın serbest olmaması. %30-40 işsizlikte nasıl sigortası olacak. Ama dediğin gibi %2-3 işsizlik olsaydı o zaman herkesin sigortası olurdu zaten

    **** SGK'yı pirimlerle döndürmüyorsan devamlı vergi ve enflasyon canavarı hortlar. Batılı ülkeler ise Türkiye, Endonezya Arabistan Pakistan Mısır gibi enayi ülke vatandaşlarına dolar-euro satarak 1e 5 maliyeti silah satarak burdan edindikleri kazançla SGKyı fonlar ve bu fonlama orda enflasyona neden olmaz

    ***** çalışan sayısının 15 milyon değil 20 milyon olması o kadar önemli değil. TÜİK memurları ek5 tarım kayıtdışı ve isteğe bağlı sigortayı dahil edip 28 milyon diyor zaten... Çalışan çoksa o zaman işsizlik problemi yok demektir bu durumda Türkiyede işsizlik problemi yok mu diyeceğiz?. Almanyada 45-50 milyon çalışan var hem de yaşlı Almanya bu

    AKP gelince insanlara aydınlama mı geldi de insanlar eskisi gibi cahil değil demişsin . O zaman şöyle de düşünmek gerekir AKP insanları zengin etti artık çobanlığa verilen maaşı beğenmiyor

    Bunun nedenleri 1- 12 yıllık eğitim 2- vergiler nedeniyle maşlardaki satın alma gücün düşmesi

    ****** Hem çalışan sayısı çok hem de işsiz sayısı çok olmaz .Birine karar vermen lazım işsiz sayısı mı çok çalışan sayısı mı? Tabii işsiz sayısı çok olunca aynı işi yapanlar arasında piyasanın serbest olması ücretleri düşürecektir. Fakat bu durum yeni iş kolların da doğmasına neden olacaktır... Amaç senin işsiz kalmanı sağlamak değil ki herkesin iş sahibi olmasını sağlamak . Eğer çalışanlar diğerlerin çalışmasını engellerse bu sefer başta dediğim gibi beyaz adam silahıyla gelir herkesi köleleştirir. Çünkü toplum işsiz en az 10 milyonun gücünden yararlanmamış oluyor , milli gelir düşmüş oluyor , kendisini koruyacak silahları da üretememiş oluyor

    ******* işçi-işveren ilişkisi kuracak bir üretim için ordaki oluşacak maliyetin rekabet edecek ülkedeki maliyetten yüksek olmaması gerekir . Eğer olursa işveren koyduğu sermayeyi kaybedebilir. Ürün başı maliyetin içinde sadece işçi ücreti ve onun vergileri değil işletmeyi çalıştırmak için gereken enerji maliyeti gibi şeyleri de hesap etmelisin işçi maliyetini hesaplarken yada çalışan orda tutmak için de yine bu girdileri hesaplaman gerekir. Burda elektrik-doğalgaz - akaryakıt pahalıysa ( veya vergisi fazlaysa ) Çindeki polonyadaki ücreti versen bile işletme batacaktır

    Aşağıdaki haber İTO'nun yabancılara çağrı haberidir

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) İstanbul’da Mülk Edinme Rehberi hazırladı. İTO, yabancılara Türkiye’de mülk edinme çağrısında bulunurken, ülkedeki iş gücünün nitelikli ama ucuz olduğunu şöyle açıkladı:

    “Türkiye 10 puan üzerinden 7,35 puan ile ‘nitelikli mühendis bulunabilirilği’ konusunda Polonya, Romana, Çekya gibi ülkeleri geride bırakmıştır. ‘İmalatta saatlik işçi maliyeti’ Türkiye’de 5,6 Amerikan dolarıyken, Almanya’da bu maliyet 47,2 Amerikan dolarıdır.

    saatlik işçi maliyeti 5.6 dolar .Eğer 225 saat üzerinden hesaplanırsa 9450 lira etmekte yada 5.6 x7.5 (kur ) x8 ( günlük çalışma saati) x 26= 8736 lira etmekte

    Sen net denilen 2300 liranın gerçekte1500 lira etmez desende bu herkese değişkenlik gösteren birşeydir içki sigara içen motoru olan bekar biri için 1500 liradır ama çocuklu ve tüm parasını gıdaya harcayan biri için 2000 lira da olabilir çünkü gıdada KDV %8dir kirada da vergi %15 civarıdır ( 3-4bin altı içinde vergi tahahhuk etmiyor )trafik cezası, HGS , çeşitli harçlar ödemiyordur

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sadece Ölüler Görür kullanıcısına yanıt
    Arkadaş Amerikalıların bu sistemi savunmuyor her gün bizde niye genel sağlık sigortası gibi bir şey yok diyorlar bunlar hala yok Amerika sistemi çok iyi bilmem ne evet acil durumda hastaneye gidersen alıyorlar ama çıkan fatura öyle bir kazık oluyorki seni tedavi ettiklerine pişman oluyorsun

    Oradaki sigorta fiyatlarından haberim var mı kendini düşünüp sigortalatsanmis bilmem neymiş sigortanın çoğu şeyi Ödememek için yaptığı oyunlardan haberin var mı insanların sırf sigortasının kaybetmemek için zor şartlara katlandığı patronların yaptığı yanlış şeylere ses çıkarmadimlarından haberin var mı


    Arkadaş cidden bunlarda düşünme durumu yok hem diyor ki kendini düşünüyorsan sigorta yaptırısin diyor yani, herkesin sigorta yaptırmasıni bekliyor hemde gss gibi sistemler olmasın diyor

    Özel şirketlerin eline düştüğünde ne kadar yüksek miktarlarda prim vermesi gerektiğini hesap edemiyor gssden çok daha pahalıya patlayacagini hesap edemiyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • kardeşim, kapitalizm en iyi düzendir. nokta. tartışmasız bir fact. istediğini yap bu gerçeği değiştiremezsin, kalan herşey hikayedir.


    evet varlıklıyım, olmasam da bunu derdim.


    sebep? kapitalizm vahşidir, acımasızdır, art niyetlidir, rekabetçidir, güvensizdir, ertesi gün ne olacağını bilemezsin. şeytanın sistemsel şeklinde vücut bulmuş halidir. kısacası İNSANIN ta kendisidir. insan doğası ne ise, kapitalizm de odur. insanlar genele vurulduğunda zaten kötüdür ve özellikle son yüzyılda deli gibi artan nüfus ve hayat süresi ile çoğu da aptaldır ve o yüzden manipülasyona da çok elverişlidir. insan ne ise, sistem de odur.


    istediğiniz sistemi savunun, insan doğasına aykırı hiç bir sistem barınamaz. insan doğası iyi değildir, tarihin en başından beri savaş, rekabet, canilik ile varlığını sürdürmüş gelişimini bile çoğunlukla savaş gibi etmenlerle sağlamıştır. dolayısı ile sistemi de buna uygun olacaktır.


    sistemlerin hangisinin daha iyi olduğunu tartışmaktan vazgeçin. ona bakarsan böyle süpsüper peygamber gibi adamın adalet timsali böyle üff süper güçleri olan insanın kral olduğu krallık da sonuca bakarsan en iyisidir. ama sürdürülebilir değildir. şimdi bu extreme örnek mükemmel diye tutup sistemi savunabilir misin. öyle ideal şartları sıralayarak komunizm aslında tam olsa üff ne süper olur demek abestir.


    insan doğasına aykırı olan hiç bir sistem barınamaz.





  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.