Şimdi Ara

En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (57. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.482
Cevap
21
Favori
75.727
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 5556575859
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Eragone kullanıcısına yanıt

    Baccano başrolünün çok olması ve anime işleyişi ile ünlü zaten :)


    Resimde hepsi yok :)

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Daha tren şefi Claire Stanfield yok. Favorim :d


    O zaman sırada Durarara izleyebilirsin. Aralarında küçük göndermeler var. Zaten aynı stüdyo yapmış ve işleyiş şekli de aynı. Tek fark var baccano kısa bir anime ve seinen, durarara ise 3 sezon ve shounen. İyi seyirler :)


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >





  • Barakamon


    Çok övülen iyashikei animelerinden bir tanesi. Handa isimli kaligrafi sanatçısı olan ana karakterimizin eserinin sergi müdürü tarafından ağır eleştirilmesi sonucu fiziksel saldırısı ile animeye dahil oluyoruz. Bu olaydan sonra kendini bir adada bulan handa kaligrafisine uzaktan devam etmeyi amaçlıyor.


    Büyük beklentiler içine girmememe rağmen bana çok sıkıcı gelen bir anime oldu. Animenin bence artıları güzel çizimleri, renkleri ve güzel op ile ed siydi. Onun dışında aklımda kalan bir yanı yoktu. Komedi anları fazla uzun olup insanı sıkmıyor değildi. Iyashikei türünde benim beklediğim şekilde işlenmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Diğer eksiklerini spoiler olarak eklemeye çalışırsam daha iyi olacak gibi gözüküyor. Ama gene de iyashikei seviyorsanız belki sizin sevdiğiniz bir şekilde işlenmiş olabilir bir denemenizde yarar var.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    - Gizem duygusu yoktu animede. Ha olmasa da olur sonuçta iyashikei animesi ama bu animede bölümlerin güzel işlenmemesi sebebiyle böyle bir şey olsaydı güzel olmaz mıydı diye düşündürüyor anime.- Komedi anları uzun, sıkıcı arada sinir bozucu seviyedeydi. Özellikle handa nın annesini gördüğümüz sahneler kötüydü denebilir.- Anime içinde güzel olabilecek mesajların verildiği sahneler çok kısa ve üstünkörü geçilmişti. Böyle olunca o istediğim ait olunan yerde hayatın tadını çıkarıldığı iyashikei tadını alamadım.- Arada temposu aşırı yükselip sonra düşüyor. Bu tarz iyashikei animelerinde benim katlanamadığım şekilde konunun işlenmesi uygun görülmüş.
    + Op,ed cidden çok iyiydi. Müzikler bunun yanında biraz zayıftı ama gene de güzeldiler denebilir.+ Çizimler, renkler ve animasyonlar gayet iyiydi. Yeni bir anime olmasının avantajını iyi kullanmış gözüküyor
    Genel olarak pek benlik değildi bu anime. Hele handa ya ne demeli giderken bir veda bile etmedi. Neyse ki çocuklar handa dan daha olgun çıktı da hiç takılmadan hayatlarına devam ettiler.



    6/10



    Aria


    Bana barakamon un üstüne ilaç gibi gelen bir iyashikei animesi oldu denebilir. Mushishi gibi tam episodik sayılmaz. Yarı episodik denebilir. Man-home(dünya) da hayatın sona ermeye başlaması ile beraber insanların bir kısmı mars(aqua) da hayatlarına devam etmeye başlarlar. Bu sırada da man-home da bulunan venedik şehrinin bir benzeri aqua ya taşınır. Bu vesileyle undine(gondol kullanan kişiler) olarak adlandırılan gondol sürücüleri de aqua da bulunmaya başlanır. Anime de undine ler ve neo-venezia(aqua daki venedik) üzerinden işlenmiş bir anime. Başından sonuna kadar güzel müzikleri ile beraber dünyasında dalıp gittiğiniz insanı rahatlatan sakinleştiren ara ara da duygusallaştıran bir iyashikei animesi olmuş. Her sezon üstüne azar azar koyan anime son sezonu ile kendi içinde zirvesini yapıp bitiyor denebilir. Barakamon gibi tempo değişimi olan bir anime değil. İlk sezonu neyse diğer sezonları da bölümleri de hep aynı seviyede işlenmiş. Bu animeye benzer olarak benim izlediğim anime her ne kadar dünyaları çok farklı olsa da verdikleri duygu ve işleniş temposu olarak natsume yuujinchou denebilir. İkisinden birini izleyip seven diğerini de sevecektir diye düşünüyorum. Özellikle 1. sezon op ve ed si müthiş. Zaten bu op yi dinlediğimde tam benlik bir anime gibi gözüküyor deyip başladım öyle de çıktı. Natsumeye duygu açısından yakınlaşan sakin bir anime bulamam diyordum hatta rewatch yapmayı düşünürken karşıma çıkan bir anime oldu. Çok da güzel oldu. Şu bayram sebebiyle denize girip tatilin tadını çıkarırken Aria izlemek tatilime ayrı bir hava kattı.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    - Fazla duygusal ve romantik sahnelerin olduğu kısımlar mevcut. Bunların bir kısmı zorlama yapılmış hissi vermiyor değil(gondol a veda edilen 2 bölüm ile ai-chan ın bölüm sonlarında bazı konuşmaları sayılabilir) İzlerken daha iyi olabilirdi diye düşündürüyor aslında. Hele bir de çoğu kız olan bir anime olunca biraz ters gelebiliyor. Ama benim için sorun yok. Yeter ki böyle sakin güzel müzikleri olan anime olsun bana yeter.- Kedili olup tekrarlanan kısımlar biraz sıkabiliyor. Bu sahneleri kısaltıp Cait Sith üzerinden gidilip daha çok gizem duygusu işlenebilseydi sanki daha iyi olabilirdi sanki. Ama benlik gene bir sorun yok. Tekrarlanan sahnelerin de ayrı bir havası oluyor bence. Aika ile Akari nin duygusal sözler yasak ve he diyalogu gibi :)- Müziklerimiz güzel ama bu müziklerin her sezon farklı cover ları olsaydı sanki daha iyi olabilirdi. Özellikle 1. sezon op,ed si üstüne diğerleri bu ikilinin baya altında kaldı bence. Ha tabii diğer sezon op,ed leri gibi yapılmasındansa aynı müzikleri dinlemeyi tercih ederim. Ki onlar da farketmiş zaten benzer kalitede müzik yapamadıklarını ki undine op sini diğer sezonlarda en kritik anlarda kullanmayı uygun görmüşler.- Çizimler eski bir anime olmasının etkisi ile beraber günümüze göre baya geride kalmış hissi veriyor. Özellikle avvenire special bölümlerini izleyince anime remake olup baştan böyle çizilse güzel olmaz mıydı diye düşünmeden edemiyorsunuz.
    + Başından sonuna kadar temposunu koruyan ve bu temposu da yavaş olan bir anime. Benim için iyashikei türündeki animelerde olmazsa olmazlardan bir madde.+ Komedi anları olsun duygusal anları olsun arkada güzel ost lerinden bizi mahrum etmiyor.+ Bana karakterlerin çoğunu sevdiren bir anime oldu. Favorim akari olmasına rağmen diğerlerini de bir o kadar seviyorum.+ Karakterlerin kendi aralarındaki duygu paslaşmaları vs çok güzeldi ve insanın kalbine dokunmuyor değildi. Özellikle Alicia ile akarinin paslaşmaları.+ Çok iyi seiyuu performanslarına sahip.+ Barakamon un aksine verilmek istenen mesajlar güzel işlenip izleyiciye sunulmuş. Her ne kadar natsume kadar iyi ve yerinde olmayıp arada zorlama gibi hissetirse de.
    İkinci sezonu "Bu şehrin nezaketinin pek çok insanın kalbine ulaşması dileğiyle" ile 3. sezonu da "Umarız yeni başlangıç esintileri size de ulaşır" ile bitiyor.Gondol a veda bölümlerinde 1.sezon op, ed sinin kullanılması güzel bir detay denebilir. Sözler olarak gondol için daha uygundu.Avvenire special larında ise athena karakteri yok çünkü seiyuu su 2011 de yani special lardan önce vefat etmiş. O sebeple "Athena başaramadı" athena nın sesini duyunca şaşırmalar ve bu bir mucize gibi ekstra vurgulama ile diyaloglar bunu bilmiyorsanız anlamsız gelebilir. Sonunda da uzaktan(cennetten) güzel bir kıyafet ile sesini bize duyuruyor.



    9/10




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi defaulticus -- 24 Temmuz 2021; 20:20:51 >




  • Tokyo Revengers için şunu söyleyebilirim. Ben bu animeyi izlerken birine bir şey olacak diye çok korkuyorum o kadar iyi bence. Ama ilk 2 bölüm için şimdilik. İleride ne olur bilemem.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Are You Hitting On Me kullanıcısına yanıt

    Tokyo Revengers güzel başlamıştı da son bölümlere doğru biraz sıkmaya başladı beni. Gelecek haftaki bölüm bomba olacak gibi duruyor ama.

  • Tokyo Revengers için söyleyebileceğim tek şey  





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Okeanix -- 10 Ağustos 2021; 2:15:51 >
  • Tokyo Revengers güzel bir anime. İlk 11 bölümünü izledim. Şimdi bitmesini bekliyorum. Bittikten sonra bir şeyler yazarım. Öte yandan mangasına güncele geldim. Şu animenin ya da manganın çooooook iyi yaptığı bir şey var. Karakterlerini size önemsetiyor. Birine bir şey olacak diye çok korkuyorsunuz. O yüzden son zamanlarda okuduğum en iyi manga.



    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ainz Ooal Gown kullanıcısına yanıt

    Mangası çok iyi. İlk 11 bölüm de güzeldi.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Vivy Fluorite Eye's Song


    Çok, çok güzeldi. Dünyasına hayran bırakan bir animeyle uzun süredir karşılaşmamıştım.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Keşke böyle bitmeseydi

    9/10




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kingocd -- 15 Ağustos 2021; 22:13:39 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kingocd

    Vivy Fluorite Eye's Song


    Çok, çok güzeldi. Dünyasına hayran bırakan bir animeyle uzun süredir karşılaşmamıştım.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Keşke böyle bitmeseydi

    9/10

    Novel versiyonunda finali farkı aslında Tappei Nagatsuki farklı bir şekilde yazmış ama böyle adapte etmişler.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Okeanix -- 15 Ağustos 2021; 22:56:7 >




  • Güzel bir şey izlemek istiyorsanız kalitenin pik yaptığı


    " Gantz: O " var.


    Animasyonun kalitesine şok olacaksınız zaten, uzun metrajda baştan sona kadar bir rezital gibi yapmışlar.


    Gantz serisini izleyip bunu görmeyen varsa sakın kaçırmasın derim, kalitesiyle tam bir mindfuck.

  • Sonny Boy, biraz ilk jenerasyon monogatari havasında ama gayet güzel bir kurgusu var.



  • Suisei no Gargantia
    Bölüm sayısı: 13+2+2
    Türü: Aksiyon, Bilimkurgu, Mecha

    Gen Urobuchi reisin senaryosunu yazdığı bu animeyi sırf onun için izledim :) Fazla bir beklentim yoktu ama değdi mi derseniz tabii ki değdi. Sonradan baktım da yönetmen de ünlüymüş. Yönetmeni daha önce Code Geass'ın ikinci sezonunu yönetmiş. Kurulan evren tam da Urobuchi'nin hakkını verdiği şekilde çok iyiydi fakat şüphe ettiğim gibi işleniş kısmını pek sevemedim.

    Konusundan bahsedeyim kısaca. Teknolojinin ileri seviyede olduğu uzak bir gelecekte insanlar Dünya'yı terketmiş ve başka gezegenlerde yaşamaya başlamıştır. Ancak uzaydaki insanlar Hideauze adı verilen uzaylılar ile savaş halindedir. Başrol Ledo robotuyla beraber savaşırken yaralanır, birliğinden ayrı düşer ve gözlerini açtığında dillerini bilmediği bir gezegende bulur kendini. Orası bizim dünya :)

    Buradan sonra Ledo'nun düşünceleri ve robotun yani yapay zekanın düşünceleri de animede işleniyor. Karakter gelişimi 13 bölümde zor da olsa işlenmiş ve bence güzel de olmuş. Sevmediğim şey biraz daha ciddiyet isterdim ben. Bölümün biri fan service'e kurban gidiyor mesela. Zaten kısa anime.

    Sonuç olarak senaryosu için ve özellikle plot twistte verdiği düşündüren, kendi kendimizi sorgulatan mesajları için bile bu anime izlenir.

    7/10

    Düzenleme:
    Madoka, Gargantia, Psycho-Pass ve Fate/Zero izleyenler için bol spoiler içeren güzel bir inceleme olmuş. İzleyenlere tavsiye ederim.
    https://wrongeverytime.com/2013/12/02/wrong-every-time-gen-urobuchi-and-the-human-spirit/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi maybe4you -- 26 Ağustos 2021; 23:13:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ailesinin topraklarının ve hükümdarlığının refahı için şeytanlarla anlaşma yaparak feda ettiği bir çocuğun bütün uzuvları - organları şeytanlar tarafından tüketilir fakat hiçbir uzva sahip olmayan gövdesi ilahi bir müdahale tarafından tüketilmekten kurtarılır ve bir gulyabaniye benzeyen çocuk konağın hizmetçisi tarafından öldürülmek yerine ufak bir kayıkla nehre bırakılır. Buradan sonra ise başka bir Daiyo'nun hakimiyeti altında çok kötü şeyler yapmış ve kefaret (Redemption) arayan bir adam tarafından bulunur. Çok yetenetli bir zanaatka olan bu adam hiçbir organı olmayan (duymayan, görmeyen, hissetmeyen) bu çocuğa yapay bir vucut yapar ve yaşamasını sağlar. Ardından ise çocuk yeterince büyüdükten sonra bir arayışa başlayacaktır...


    Animenin konusu güzel, başlangıçtaki sunumda gayet iyi şeytanların tapınağı olsun, çocuğun hali olsun, traditional japon dünyası olsun ( Edo dönemi) güzel bir anime izleyecekmişim gibi bir hava yaratmayı başardı. Fakat animede ilerlemeye başladıkça önce sıkılmaya ardından ise kısa sürede bunun yerini bıkkınlığa bıraktığını farkediyorsunuz.


    Serinin en büyük sıkıntılarında biri düşmanlar, ben her bölümde pokemon gibi ayrı bir iblisi paketlemektense birden çok bölüme yayılmış gerçekten ağırlığı olan rakipler tercih ederdim fakat dediğim gibi bu anime her bölümde bir tane ucubeyi kesmek üzerine kurulu olduğu için herhangi bir derinliği olmayan düşmanları, sığ hikayeler eşliğinde haklayıp duruyoruz. Keza ana karakterin ailesi olsun, yanındaki ufak çocuk olsun bir türlü aralarındaki bağı hissedemedim.


    Animenin geçtiği ortamlar veya müzikleri - çizimleri konusunda herhangi bir yorum yapılacak bir taraf bulamıyorum. Ortalama. Bazen animede yetişkin içeriklerde görüyoruz ama dediğim gibi serinin hiçbir ağırlığı olmadığı için ne kötü olaylara yeterince üzüldüm nede olumlu gelişmelere sevindim başından sonuna kadar animeyi izlerken surat ifadem mlsf değişmedi.


    Sonuç olarak güzel bir konu ve başlangıç için güzel bir atmosfer yaratılsa da bu animenin sizi içine çekeek herhangi bir derinliği mlsf bulunmuyor. Bence izleyip zaman kaybetmeye değmez.


    10/5


    Not : Gerçi nette puanı gayet yüksek bunu da dikkate almanızı öneririm. Genel olarak bana hitap etmemiş olabilir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 2 Eylül 2021; 9:56:15 >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    Dororo ben beğendim ama aşırı değil 7/10 bir seri bana göre.


    Sizin dediğiniz tekdüzelik serinin çok eski bir seri olması 1968 serisi olmasından kaynaklı. Yani neredeyse bütün serilere ilham olmuş bir seri.


    Sana klişe gibi gelen şeyler ilk atası olduğu için klişe değil. Bugün baktığında Demon Slayer popüleritesini görüyoruz yani onda bile her bölüm farklı tekdüze demon kesiliyor.


    Bence karakterin psikolojisi vs. beni günümüzde çok övülen ve bir benzeri olan Fumetsu no Anata gibi serilerden daha çok sardı.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Okeanix -- 30 Ağustos 2021; 19:19:47 >
  • Okeanix kullanıcısına yanıt

    Sevenleri de ikiye ayrılmış durumda zaten. Beğenen insanları da anlayışla karşılıyorum , belki ben yeterince nüfuz edemedim çünkü Tv'de izlediğim ender animelerden biri. Genelde bilgisayar başında kulaklıkla izlerim.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • En son 3-gatsu no lion 2. sezonu izledim. Bence ilk sezona göre daha iyiydi. Dedenin bu sezon ölüp bize ağır dram yaşatacaklarını bekliyordum ama olmadı. Daha çok klasik okulda dışlanma ve zorbalık konularına değinmişler.


    Puan: 8/10




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ainz Ooal Gown -- 30 Ağustos 2021; 23:50:8 >
  • Bu anime ile ilgili üzüldüğüm nokta defalarca kez gördüğümüz aynı viking hikayesini anlatıyor oluşu. Sadece içine bir miktar pasifizm ve animelerden alışık olduğumuz abartı eklenmiş.


    Peki nedir vikinglerin olayı ? Doğu Avrupa'yı yağmalamaktan sıkılan vikingler Batı Avrupa'yı yağmalamaya başlamıştır ve bir süre sonra İngiltere topraklarının kendi topraklarından çok daha verimli olması sonucu bu ülkeye yerleşmişlerdir. İşte bu dönemlerde Thor's ailesi ile beraber İskandinav topraklarının oldukça kuzeyinde yaşayan eski bir askerdir ve bir gün eskiden bağlı olduğu birliğin köyünü ziyaret edip onu yeni bir göreve zorlamasıyla sakin ve barış içinde geçen günleri de son bulmuş olur.


    Vinland Saga güzel bir anime. İnsanı yer yer saran bir hikayesi, güzel dövüşleri vb bulunuyor. Ayrıca anime de kumpas, entrika hiç eksik olmuyor, yetişkin temaları da var. Anime de beni rahatsız eden tek şey serideki ana karakterlerin gerçekçi bir animeye göre fazla güçlü olması gibi geldi diyebilirim. Yani bir noktadan sonra sıradan viking askerlerinin animedeki ana karakterlere karşı hiçbir şansı olmuyor. Daha çok bir noktada sadece ana karakterler arasındaki kapışmalardan zevk alıyoruz diyebilirim. Yani karakterlerin güçleri biraz daha sınırlansaydı daha iyi olabilirdi.


    Onun dışında animemizin ana teması iyi bir amaç uğruna ellerini ne kadar pisliğe bulayabilirsin fikri üzerinden dönüyor. Ayrıca ikincil olarakta daha önce verdiğim pasifizm örneğinde olduğu gibi karakterler Camus'un insanlarının Saçma'yı bir anda farketmesi gibi dünyadaki insanların birbirini katletmesinin ne kadar anlamsız olduğunu bir anda farkederek aydınlanıyorlar fakat ilk sezonda bunun temellerini yeterince görebilmiş değiliz zaten anime de biraz bu bir anda aydınlanan karakterlerin ne düşündüğünü merak etmemizi, bunun temellerini ilerde anlatacakmış gibi bir hava sunuyor.


    Son olarak yine daha önce dediğim gibi, bol miktarda entrika ve kumpasın olduğu bir seri var elimizde düz savaştan ziyade bu tarz taht oyunları, numaralar animeye renk katmış beğendim. Görseller ve müziklerde yeterince iyi, çizimlerde iyi.


    Sonuç olarak yer yer kendini tekrar etse de Vinland Saga ortalama üstü bir iş ve seyredilmeye değer diye düşünüyorum.


    10/7





  • Shingeki no Bahamut ( Genesis - Virgin Soul )


    Bu seriyi sondan başa doğru izledim. Yani ilk olarak Virgin Soul ikinci olarak Genesis bölümünü, sezonlar arasında karakter ve yer benzerliği dışında farklı öyküler anlatıldığı için bu çok problem olmadı.


    İki sezonu birbirine göre değerlendirmem gerekirse, Genesis, Virgin Soul'a göre çok daha başarılı olmuş. İlk sezonda biraz fazla hızlı geçiştirilse bile eli yüzü düzgün bir macera izlerken ikinci sezon biraz fazla aşk ve fan service var. Ayrıca ilk sezonda melek ve şeytanlardan daha üstünkörü bahsediliyor ve bu varlıklarla fazla senli benli olmadığımız için bir ağırlıkları var fakat ikinci sezon bu durum tersine dönüyor.


    Animenin sorunu fazla derinleşememesi diyebilirim, ayrıca sanırım bütçe yetersizliğinden aksiyon sahneleri biraz kısa geçilmiş diye düşünüyorum. Güzel bir macera anlatma potansiyeli varken karakterler arasındaki ilişki yeterince derinleştirilmiyor, olaylar biraz fazla hızlı geçiyor, aksiyon sahneleri ve animenin sonundaki felaket bölümleri çok hızlı geçiştiriliyor dolayısıyla bu animeyi izlerken bir beklenti yaratılıp hep yarıda bırakılıyormuş gibi hissetmekten kendimi alamadım.


    Sonuç olarak SnB ilk sezon için izlenebilir yüzeysel bir macera animesi fakat ikinci sezon ilk sezona nazaran biraz daha aşk, fan service, yüzeysel karakter kaprisleri üzerinden yürüdüğü için pek öneremiyorum. İki sezonu birbirinden bağımsız bir biçimde de izleyebileceğinizi söyleyerek konuyu burada kapatmış olalım.


    Genesis - 10/6

    Virgin Soul - 10/5


    Shingeki no Bahamut - 10/5.5





  • Ben Victoria dönemi Avrupa'sına bayılırım. Oldukça fiyakalı takım elbiseler, korselerinin üzerine giyilen abartı kadın kıyafetleri, aşırı nezaket ve görgü kuralları ile tüm hayatın kurallar ile çerçevelendiği bir dönemdir. Hatta öyle ki aşırı sinirlendiğiniz bir herifle karşılaşsanız bile kavga etmenin bir adabı vardır. Önce onu duelloya davet eder. Ardından sırt sırta verip 10a kadar sayar ve sonra ateş edersiniz. Yani ölmenin bile bir adabı bir usulu vardır. Evdeki hizmetçi dahi şu an bu ülkenin yöneticilerinden daha şık giyinen usul nedir, görgü nedir bilen efendi adamlar veya kadınlardır.


    Yani tam bir modernizmin vucut bulduğu bir dönemdir. Bilim sürekli ilerler, insanoğlu daha önce hiç ayak basmadığı yeni bir dünyanın kapılarını aralar, insanın tüm problemlerini kendi gücüyle çözebileceğine dair keskin bir inancı vardır. Fakat hepimizin bildiği üzere insanoğlu bu kadar mükemmel bir canlı değil. Süper ego'yu ne kadar ön plana çıkarırsak çıkaralım. İçimizdeki idi ne kadar bastırırsak bastıralım hepimizin özünde bastırdığı çirkin birşeyler vardır ve bu çağın kibar beyefendi ve hanımefendileri de günümüzde komplo teoricilerinin en sevdiği konulardan biri olan çeşitli gizli cemiyet ve topluluklar oluşturarak içlerindeki bu arzuyu tatmin etmiştir ( en azından iddialar bu yönde), Eyes Wide Shut gibi ünlü filmler veya Mason tarikatına yönelik iddialar hep bu konuyu işler.


    Kuroshitsuji'deki ana karakterimizde böyle sapkın bir ayinde ailesini kaybeden, kendisi de kurban edilmiş bir çocuk. Bir gün yanan malikanesinin önünde yanında siyahlar giyinmiş bir uşakla beraber çıkagelir ve hikayemiz başlar.


    Yaoi olmamasına rağmen Yaoi esintileri taşıyan bir anime var elimizde. Ciel ve Sebastian arasındaki ilişki bu animenin + yönlerinden biri. Ciel ciddi durmaya çalışsa da ağır bir travma geçirmiş bir çocukken, Sebastian mükemmel fakat Ciel'e gerçekten değer mi veriyor yoksa onu iştah açıcı bir av olarak mı görüyor tam olarak anlamadığımız bir karakter. Ayrıca ikisinin arasındaki atışmalar veya Ciel'in bazen bir çocuk olarak travmasına yenik düştüğü anlarda Sebastian'a sığınması güzel düşünülmüş.


    Her ne kadar bu iki karakteri beğensenm de Ciel2in bir miktar fan service ağırlıklı sahnelerde kullanıldığını ve animenin kalitesinin düştüğü noktalardaki zorlama komedi sahnelerinin vb aslında ciddi bir seri olan Kurohusuji'nin atmosferine zarar verdiğini söyleme gerekiyor.


    İyiden kötüye göre animenin bölümlerini incelemem gerekirse;


    Kuroshitsuji Book Of Circus


    Doğrudan mangadan uyarlama. Karakterler arasındaki ieltişim güzel, hikayesi düzgün , atmosferi karanlık, sonu animenin havasına uygun. Kuroshitsuji'nin nasıl bir anime olduğunu merak edenler için izlenmesi gereken bölüm budur. Filler bölümler ile rezil edilmemiş animenin en düzgün parçası.

    10/7.5


    Kuroshitsuji Sezon 2


    İlk sezonda anime bitmesine karşın zorlama bir biçimde uzatılmış. Manga ile hiçbir ilgisi yok. İlk sezon 13+ iken ikinci sezon 17+ yani daha fazla fanservis ve Yaoi unsurları var. Animeye yeni bir efendi ve uşak ekliyor.


    Alois fena bir karakter değil. Ciel gibi geçmişte istismara uğramış ve onun aksine yozlaşmış, psikolojik olarak dengesiz biri, uşağı Claude ise Sebastian gibi mükemmel ama ondan daha duygusuz.


    Alois karakterinin zaman içerisinde dağılması, Claude'in uşakların gerçek yüzünü çarpıcı bir biçimde göstermesi ve sezonun ikinci yarısından animenin gittiği yön beni memnun etti açıkçası. 2. sezonun sonunu da 1. sezona göre daha çok beğendim. Pekçok sıkıntılı tarafı da olsa, özünde mangadan kopuk filler bir sezon olsa da izlenebilir.


    10/7


    Kuroshitsuji Book of the Atlantic


    Titanic'ten esinleniş değil doğrudan Titanic'i kopyalamış anime filmi. Kuroshitsuji evreninde geçen zombili bir Titanic macerası...


    10/6.5

    Kuroshitsuji Sezon 1


    İlk bölümleri oldukça fazla umut vadetmesine karşın tahammül edilmesi çok zor filler bölümlerine sahip. Zaten anime ile manga sezonun yarısından itibaren yollarını ayırıyorlar. Bu sezonu izlerken yarım bırakmak zorunda kalmıştım fenalık geçirdiğim için. Başı güzel, sonu fena değil sezon ortası ise berbat ilerleyen bir süreç sizi bekliyor. Ne yazık ki yukardaki sezonlarda kimin kim olduğunu vb anlayabilmek adına bu sezona bakmak durumundasınız. Madam Red'in hikayesi de fena değil bu arada.


    10/5.5


    Black Butler - Book of Murder OVA


    Klasik bir katil kim bölümü. Bu kadar alt sıraya yerleştirmemin nedeni bu tarz aimelerde doğaüstü yeteneklerden ziyade aklımızı zorlayacak bir kurgu kullanılması gerektiğine inanmam. İzleyince bana hak vereceğinizi düşünüyorum.


    10/5


    Güzel bir potansiyeli olmasına karşın amacına ulaşamamış fakat mangası animesinden çok daha iyi olan bir seri var elimizde. Mangasını okumanızı tavsiye ederim. Fakat illa animesine bakmak isterseniz Book of Circus bölümü az çok nasıl bir işle karşı karşıya olduğunuzu gösterecektir.


    10/6





  • To Your Eternity


    10/10

  • 
Sayfa: önceki 5556575859
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.