Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.308
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Türkiye ekonomisi yüzde 7 küçüldü


    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 7,0 küçüldüğünü açıkladı

    Türkiye ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 7 küçüldü.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu yılın (Nisan, Mayıs, Haziran) dönemine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplarını açıkladı.

    Üretim yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre, yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla sabit fiyatlarla GSYH yüzde 7'lik azalmayla 23 milyar 513 milyon lira oldu.

    Cari fiyatlarla ise GSYH yüzde 4,4 azalışla 228 milyar 817 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.

    Türkiye ekonomisi, ikinci üç ayda, dolar bazında da cari fiyatlarla yüzde 22,9 küçüldü ve GSYH 145 milyar 630 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Geçen yılın ikinci çeyreğinde, GSYH; cari fiyatlarla yüzde 17,8, sabit fiyatlarla yüzde 2,8 büyümüştü.

    Bu yılın tamamında ekonomide yüzde 4 büyüme öngörülmüştü ve bu rakam daha sonra yüzde 3,6 küçülme olarak revize edilmişti.

    Kapasite kullanım oranı 69.7 oldu

    İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı Ağustos ayında, geçen yılın aynı ayına göre 6,5 puan azalarak 69,7 seviyesinde gerçekleşti.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) “İmalat Sanayinde Eğilimler Ağustos 2009” sonuçlarını açıkladı.

    Buna göre, imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5, bir önceki aya göre de 2,6 puan azaldı.

    2008 yılı Ağustos ayında yüzde 76,2 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, bu yılın Ağustos ayında 69,7 seviyesinde gerçekleşti.

    Kapasite kullanım oranı bu yılın Temmuz ayında yüzde 72,3 düzeyindeydi.

    >>>alıntı




  • Sn vezir TUIK in hiç bir rakamına güvenilmez onlar % 7 diyorsa o aslında % 14 dür.

    Ekonomiye gelince reklamlarda da görebileceğiniz gibi ekonomimizi düzeltmenin yolunu öğrendik neymiş ; herkes 1 sakız , 1 simit , 1 çiçek alırsa ekonomi düzelirmiş gerisi boş.
  • Görüldüğü üzere 1.çeyrekte %13.6 küçülme geride kalmış ve Türkiye ekonomisi geçen yıla oranla %7 küçülme pozisyonuna yükselmiştir.
    "2001 krizinde Türkiye toplamda %9.5 küçüldü, 2009'da %13.6 küçüldü" diyerek "2009 krizi 2001 krizinden çok daha ağır" tezini savunan erken öten horozlar umarım biraz olsun gerçekleri görmeye başlamışlardır.

    Önümüzde yıl sonuna kadar 2 çeyrek daha var ve görüldüğü üzere krizden çıkış hali ve iyimserlik devam ediyor.
    %7'nin altına kolaylıkla inilecektir. Zaten hedeflenen veri %3.6 küçülmedir. Tutabilir de tutmayabilir de ama 2001'deki gibi %9.5 olmayacağı oldukça açık.
    %13,6 küçülmenin getirdiği coşkuyla neşe ve sevince boğulan bazı kesimler umarım yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu görmüşlerdir.
    Milli ekonomi söz konusuyken krizden faydalanıp siyasi rant hesabı içine girenlerin, halka olumsuzluk pompalayanların, "yandık bittik kül olduk" edebiyatı yapanların memlekete faydası olmamış zararı dokunmuştur.

    Bununla beraber propaganda haline getirilen ve kaymağı epey yenilen "2001 krizinden daha ağır" lafları da havada kalmış oluyor.
    Şimdi yine eski günlerdeki gibi "Tuik halkı kandırıyor" tartışmalarına geri döneriz sanırım




  • ilginç bir konuya değinmiş sayın dellci,

    yüzdeleri verirken ekonomi büyüklüklerini belirtmemiş ki durum bulanıklaşsın.rakkamları yazarak kafa bulandırmayacağım sadece matematik temel prensiplerini örnekleyerek kıyas yapılabileceğini söylemek istiyorum.

    sayılar farazidir.

    2001 de ekonomi büyüklüğü 100 birim idi küçülme %9,5 olursa bunun TL olarak anlamı 2002 yılında 90.5 luk bir ekonomi eder.

    2008 de ekonomi 300 birim ise küçülme yine aynı kalırsa ki hadi böyle olsun (-%9,5) 2009 yılında ekonomi 271,5 birim olur.

    demek ki ekonomide ilk sayılar söylenmediğinde gerçek küçülmenin anlamı boş oluyor.

    2001-2002 arası 9,5 birim kayıp olurken
    2008-2009 arası 28,5 birim kayıp olmaktadır


    ''2009 krizi 2001 krizinden çok daha ağır" tezini savunan erken öten horozlar umarım biraz olsun gerçekleri görmeye başlamışlardır. ''

    gerçekleri kim göremiyor orasını iyi anlamak gerekir.

    şimdi bardağın dolu tarafı boş söylevlerini kullanan politikacılar gibi ekonomi büyümüş de denilebilinir . Böyle düşünenlere bu sayının içinde borcumuzun da 2001-2008 arası artmış olduğu ve sayının borç ile büyümeyi de içermesi gerektiğini belirteyeyim.

    bu taraftan bakınca 28,5 birim küçülme aslında 2002-2008 arası büyümelerin belki hepsini götürebilecek kadar büyük olabileceğini anlamak , anlamaya başlamanın ilk adımı olmalıdır.




  • Sayın vezir,

    2002'de ekonomi 100 birimken 90 birime,
    2009'da ekonomi 300 birimken 270 birime düşüyor diyorsunuz.
    Bu durumda zaten ekonomi 3 kat büyümüş oluyor, kriz olsa ne olur olmasa ne olur?
    Üstelik yıl sonu hedef %3.6 küçülmedir. Eğer bu gerçekleşirse yine 10 birim küçülme elde edilir ki o zaman elimizde 290 birim olacaktır.
    90 birim nere 290 birim nere?
    Hadi kimseyi üzmeyelim %9,5 küçülelim, 90 birim nere 270 birim nere?

    "Borçla büyüdük" diyerek hiçbirşeyi savunamazsınız. Avrupa ülkeleri, Abd hepsi Türkiye'nin onlarca katı daha fazla borçlu ülkeler. Trilyonlarca dolar borçları var. Türkiye'nin borçları onların yanında devede kulak kalıyor. Bunu daha önce de belirtmiştik.

    Borçlar iş adamlarımızın tercihleri doğrultusunda artıyor. İş yapıyorlar ki içeriden dışarıdan borçlanmayı, kredi kullanmayı doğru buluyorlar.
    Size ne oluyor?
    Türkiye devleti bu borçlardan sorumlu değildir zaten, bize ne oluyor?

    Borç çevirilebiliyorsa sorun yoktur. Sizde her ay kredi kartı borcunuzu bankaya yatırıyorsunuz öyle değil mi? O ay kredi kartıyla bir televizyon alsanız borçla mı büyümüş olursunuz yoksa kendi paranızla mı?



    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    ilginç bir konuya değinmiş sayın dellci,

    yüzdeleri verirken ekonomi büyüklüklerini belirtmemiş ki durum bulanıklaşsın.


    Sayın vezir

    Ne demek "belirtmemiş ki durum bulanıklaşsın" ?...
    Üstüme "kötü niyetli" imajı mı yüklemeye çalışıyorsunuz?
    İnsanları kandırmaya çalıştığımı ima ederek ayıp ediyorsunuz.

    Daha öncede şahsım hakkında yorumlar yaptınız, hep uyardım.
    Aynı şeyi yine tekrarladınız. Demek ki bir türlü kendinize engel olamıyorsunuz...
    Son kez olması umuduyla bir kez daha söyleyim, lütfen kurduğunuz cümlelere dikkat edin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kurt Başlı Sancak

    Nakit parası olanlar krizi çok büyük avantaja çevirdi. Çiftçiyide kriz çok kötü ekledi.


    kesinlikle çiftçi şu anda çok kötü durumda. buğday fiyatları 7 yılda %30 artış göstrdi ve düşünün petrol fiyatları ne kadar gösterdi malğiyetler arttıkça çiftçiler batmaya başladı ve hatta şu andaki durumdan dahada kötü olacak çiftçinin durumu..
  • quote:

    Görüldüğü üzere 1.çeyrekte %13.6 küçülme geride kalmış ve Türkiye ekonomisi geçen yıla oranla %7 küçülme pozisyonuna yükselmiştir.
    "2001 krizinde Türkiye toplamda %9.5 küçüldü, 2009'da %13.6 küçüldü" diyerek "2009 krizi 2001 krizinden çok daha ağır" tezini savunan erken öten horozlar umarım biraz olsun gerçekleri görmeye başlamışlardır.


    sonuç olarak ekonomide durgunluğa girildiğini kabul etmek zorunda kalan cümlenizi rakkamlarla vurgulamış idim. Zaten küçülmeyi başka türlü nasıl anlatabiliriz.

    yanlışları her zaman göstermeyi hedef edinmiyorum ancak ısrarla aynı hatayı birileri yaparsa olay saptırma anlamaına gelir. doğruların bilinmesi şarttır. Rakkamlar düşünda halın durumu zaten ortada ama bari rakkammları da bardağın dolu taraı bahanesi ile yorumlamıyalım.

    Ekonomide sürekli, büyüme kavramında borç ile büyüme arasında cidd ifarklılıklar vardır. Borç ile büyüyen veya kendini böyle gören ülkelerin çıkacak krizde lite başı olmalı hemen hemen kesin bir şeyidr.zaten böyle olmadı mı ?

    Bu durum daha bi,r başlangıçtır ileri sonuçlarını bir başka ekonomi başlığında yazmıştım , dünyamız daha önceleri benzer kısır döngülere girdi ve dünya savaşları ile sonuçlannan sonun başlangıcına geri gitti. Bu sefer de kötü bir başlangıcın ilk aşamasındayız daha vahim sonuçlarını 2010 yılından sonra hep beraber yaşayarak göreceğiz.
    quote:


    Ne demek "belirtmemiş ki durum bulanıklaşsın" ?...
    Üstüme "kötü niyetli" imajı mı yüklemeye çalışıyorsunuz?
    İnsanları kandırmaya çalıştığımı ima ederek ayıp ediyorsunuz


    hayır kandırmak ile aşırı iyimserlik arasında gayri nizami bir ilişki vardır .Sayılar her zaman doğruyu söyler ancak sayılar çok iyi görünsede bazen beklentiler de ekonomiyi şekillendirmektedir. Yorum yaparken doğru sonuçları farklı gösteren birisi için ancak bunları düşünebileyorum kötü niyetli olduğunuzu değil.herkesin de olaya bu şekilde bakması lazım. Hiçbir hükemet kötü neticelenebilecek bir ekonomi politikası yürütmek istemez. Bu bir niyet olayıdır. Kötü niyetten bahsedilmesi hatalı olur ancak sonuçlar kötüye giderken'' bakınız ASLINDA şuna göre iyi demek'' ancak onların meselesi veya söylenmeleri olmalıdır. ASLI olanı söylemek veya anlamak da yorumculara düşmektedir.




  • Türkiye Cumhuriyet'i devleti şu haldeyken sırf iktidarı şakşaklamak için hala "Görece olarak iyiyiz" diyebilen insanlar olduğunu görmek, dahada kötüsü "Ekonomimiz hala sapasağlam" cümlelerine tanık olmak ciddi anlamda trajikomik!
  • sayın novariz,

    Benim de vurgulamak istediğim şey tam da sizin söylediğiniz konu ile ilgili. Bir hata varsa hangi tarafın düşüncesinde olsak da doğruların tespit edilmesi ile olur.

    Fanatik taraflarla bir maç konusunu hakkında görüş isterseniz, hep kendi takımlarının iyi yönlerini yücelterek diğer aksayan yönlerini es geçtiklerine tanık olursunuz . Bu kötü veya iyi niyetli olmalarından değil, fanatik taraftar olmalarından kaynaklanmaktadır. Hatalı yapılan işlerin sonuçları uzun vadede ortaya çıkar bazen de hemen veriler ortaya konur. Ekonomi işinde de de alınan ve yapılan uygulamaların sonuçlarını maçın ortasında analiz etmeye çalışırsak bir taraftarın gözünde farklı sonuç ve bir yorumcunun gözünde farklı görüş bulmamız mümkündür. Ancak maç sonuçlandıktan sonra skor bellidir artık iyidik ama sonuç kötü oldu dediniz mi , ''iyi de bu anlattıklarınız neden skora yansımadı '' derler adama .

    veyahut sadece skora bakıp da tüm takım süper oynamıştır çünkü skor 1-0 dediniz mi bu da skor açısından belki doğruyu gösterir ancak gelecekteki maçta alacağınız skoru oyun içindeki birçok iyileştirme ve görevlerini doğru kullanan takımı oyuncuları tayin eder. Antrenör ancak bu oyuncuları doğru zamanda doğru kullanır ve yetekneklerini uygun alanda kullnırsa başarılı kabul edilir. Hükümet veya ekonomiyi yönetenler için benzer şeyler geçerlidir. Kimse başarısız olmak için adım atmaz, ancak sonuçlara bakınca adımların halen hatalı bir şekilde atılmaya devam edildiği görülüyor, mesele burada. Düzelme için tek oyun iyi oynamak yetmiyor .Uzun vadeli politikaların kime hizmet edeceğini bilmek en büyük doğru adım olmaktadır.
    quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    Türkiye Cumhuriyet'i devleti şu haldeyken sırf iktidarı şakşaklamak için hala "Görece olarak iyiyiz" diyebilen insanlar olduğunu görmek, dahada kötüsü "Ekonomimiz hala sapasağlam" cümlelerine tanık olmak ciddi anlamda trajikomik!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 14 Eylül 2009; 11:32:31 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı : vezir

    sonuç olarak ekonomide durgunluğa girildiğini kabul etmek zorunda kalan cümlenizi rakkamlarla vurgulamış idim. Zaten küçülmeyi başka türlü nasıl anlatabiliriz.

    Bende zaten küçülme yaşandığını söyledim, aksini iddia ettiğimi söyleyemezsiniz.
    "Kabul etmek zorunda kalan cümleniz" diye nitelendiremezsiniz çünkü ben her zaman TÜİK rakamlarına saygı duymuş birisiyim.
    %13,6 küçüldük dediklerinde iktidarı şakşaklamak için "yalan söylüyorlar" diye hiç düşünmedim.
    Ancak pozitif büyümeleri bir türlü içine sindiremeyen bazı arkadaşlar yıllarca TÜİK verilerini utanmadan yalanlamışlardır, ta ki %13.6 küçülmeyi görene kadar
    Daha da enteresanı 2008'in son çeyreğinde Türkiye'nin %6,2 küçüldüğüne canı gönülden inanan arkadaşlar, 2008'de toplamda %1,1 büyüdüğümüzü duyduklarında da yine yalanlamayı tercih etmişlerdir

    Bense işine geldiği verilere inananlardan değilim.
    Ben geçen seneye oranla ilk çeyrekte %13,6, ikinci çeyrekte %7 küçüldüğümüzü baştan beri söylüyorum.
    Hiçbirşeyi kabul etmek zorunda kalmam çünkü zaten en başından beri gerçekleri, varolanı konuşuyorum

    Krizlerde küçülme normal bir durumdur. Büyüyecek değildik ya?
    "Krizde büyüdük" diyebilmek için sırtınızı petrol, doğalgaz veya altın gibi doğrudan satabileceğiniz GSMH'ya anlık etki sağlayabilen doğal kaynaklara dayamış olmanız gerekir.

    Ancak artık durgunluğun geride kaldığını da herkesin görmesi gerekir..
    İlk çeyrekte %13,6 küçülen fakat ikinci çeyrekte %6,6 pozitif hareketle toparlanarak %7 seviyesine gelebilen bir ekonomi için durdunluktan bahsedemeyiz.
    Eğer ikinci çeyrekte %13, %12, %14, %10 civarı bir küçülme rakamı görseydik diyebilirdik ki "durgunluk devam ediyor", "gidişat kötüdür".
    Ancak şuan ki verilere baktığımızda bir iyiye gidiş olduğunu söylemek zorundayım, aksini söylemek elde değildir.

    Bir çeyrekte %13,6'dan %7'ye gelinebiliyorsa elbette yıl sonu hedefi olan %3,6 küçülme rahatlıkla yakalanabilir.
    Ben 2009'da toplamda %5 civarı bir küçülme olacağını düşünüyorum ama toparlanma bu kadar hızlı olacaksa %3,6 bile kolay bir hedef gibi gözüküyor.
    Yıl sonu %3.6 civarında bir küçülme gelirse global krizin Türkiye'ye etkisinin kendi mahsulümüz olan 2001 krizi kadar yıkıcı olmadığını, %9.5 küçülme yaşanmadığını hepimiz görürüz.
    Zaten bütün dünya Türkiye'nin 2010'da pozitif büyüyeceğinden bahsediyor.
    3.Dünya Savaşı geliyor mu gidiyor mu onu göremem ama Türkiye'nin ekonomik gidişatını görmek pek de zor değil açıkçası.


    quote:

    Orjinalden alınıt: NovariX

    Türkiye Cumhuriyet'i devleti şu haldeyken sırf iktidarı şakşaklamak için hala "Görece olarak iyiyiz" diyebilen insanlar olduğunu görmek, dahada kötüsü "Ekonomimiz hala sapasağlam" cümlelerine tanık olmak ciddi anlamda trajikomik!


    Konuya bir katkı sağlamayacaksanız neden yazı yazıyorsunuz?
    Kişileri hedef alan bir üslup ile yazmanın konuya faydası nedir?
    Bu yazdıklarınız konuya hiçbirşey kazandırmadı, umarım farkındasınızdır...




  • Bazı arkadaşlar 2001 krizi ile şimdi yaşadığımız krizi kıyaslayıp hükümete yükleniyor.Ama gözardı ettikleri birşey var 2001 krizini basiretsiz politikacılarımız çıkardı bu kriz ise tamamen bizim dışımızda gelişen bir olay.
    Krizin iyi yönetilemediğini söyleyen arkadaşlar neye göre kıyas yapıyor merak ettim.
    Türkiyeyi dünyada hangi ülkeyle kıyaslıyorsunuz?
    Bugün Türkiyeyi kıyasladığınız avrupa ülkelerinin arasında batmış ülkeler var millet adamlarla dalga geçip internette ülkelerini satışa çıkarıyor.
    Biz ise ucuz atlattığımız için şükredeceğimize partizanlık yapıyoruz beyler kendimize gelelim gün birlik olma günüdür ülke batarsa altında sadece Akparti kalmayacak eğer gidecek başka bir ÜLKENİZ varsa o başka tabi.
    Dünyada enson buna benzer bir kriz yaşandığında 2.dünya savaşı çıkmıştı ülkemizin önde gelen ekonomistleri daha düne kadar 3.dünya savaşı ihtimalinden bahsediyordu böyle bir durumda partizanlık yapmak ne kadar doğru olur söylermisiniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9

    Bazı arkadaşlar 2001 krizi ile şimdi yaşadığımız krizi kıyaslayıp hükümete yükleniyor.Ama gözardı ettikleri birşey var 2001 krizini basiretsiz politikacılarımız çıkardı bu kriz ise tamamen bizim dışımızda gelişen bir olay.
    Krizin iyi yönetilemediğini söyleyen arkadaşlar neye göre kıyas yapıyor merak ettim.
    Türkiyeyi dünyada hangi ülkeyle kıyaslıyorsunuz?
    Bugün Türkiyeyi kıyasladığınız avrupa ülkelerinin arasında batmış ülkeler var millet adamlarla dalga geçip internette ülkelerini satışa çıkarıyor.
    Biz ise ucuz atlattığımız için şükredeceğimize partizanlık yapıyoruz beyler kendimize gelelim gün birlik olma günüdür ülke batarsa altında sadece Akparti kalmayacak eğer gidecek başka bir ÜLKENİZ varsa o başka tabi.
    Dünyada enson buna benzer bir kriz yaşandığında 2.dünya savaşı çıkmıştı ülkemizin önde gelen ekonomistleri daha düne kadar 3.dünya savaşı ihtimalinden bahsediyordu böyle bir durumda partizanlık yapmak ne kadar doğru olur söylermisiniz.


    şüphesiz 2001 krizi ile aynı değil. Ne var ki başbakanımız kendisini uyaranlara "felaket tellalı" dedi. "Kriz teğet geçecek" dedi. Kriz tam 12'den vurdu, tıpkı o "felaket tellallarının" dediği gibi. Eğer önlem alınsaydı daha az hasarla atlatabilirdik.

    Bu saatten sonra olan oldu zaten. Ülke batsın isteyen yok, batacağı kadar battı, şimdi ufak ufak çıkmaya başlayacak. Akp ise 3.cü defa iktidar olma şansını oldukça riske attı, krizi hafife alarak.




  • quote:

    Bende zaten küçülme yaşandığını söyledim, aksini iddia ettiğimi söyleyemezsiniz.
    "Kabul etmek zorunda kalan cümleniz" diye nitelendiremezsiniz çünkü ben her zaman TÜİK rakamlarına saygı duymuş birisiyim.
    %13,6 küçüldük dediklerinde iktidarı şakşaklamak için "yalan söylüyorlar" diye hiç düşünmedim.
    Ancak pozitif büyümeleri bir türlü içine sindiremeyen bazı arkadaşlar yıllarca TÜİK verilerini utanmadan yalanlamışlardır, ta ki %13.6 küçülmeyi görene kadar
    Daha da enteresanı 2008'in son çeyreğinde Türkiye'nin %6,2 küçüldüğüne canı gönülden inanan arkadaşlar, 2008'de toplamda %1,1 büyüdüğümüzü duyduklarında da yine yalanlamayı tercih etmişlerdir


    Sanırım sizin küçülme durgunluk ve büyüme laflarından anladıklarını daha detaylıca açıklamanız gerekli. Çünkü neyi kabul ettiğiniz anlaşılmıyor sadece krizin 2001 e göre daha hafif altatılacağı gibi bir şey anlaşılıyoır. Bleki başka şeyler anlatmak istiyor olabilirsiniz ancak yazdıklarınız bir daha okursanız ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız:

    Soru olarak şunu sorarsam belki daha net olarka görüşünüz ortaya çıkacaktır.

    2008 yılı için türkiyenin durumu ne oldu .

    2009 için bugune kadar ne oldu , yıl sonuna kadar ne olacak

    2010 yılı için ne olmasını bekliyorsunuz

    Büyüme kavramı nedir, Borçlanarak büyüme , enflasyon ile büyüme ile aynı şeyi mi düşünmemiz gerekir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 14 Eylül 2009; 13:04:05 >




  • İçinde bulunduğumuz kriz Cumhuriyet tarihinin en büyük krizidir. Bunu küçümseyen, yok sayan, teğet geçti masalları ile görmezden gelmeye çalışan insanlardır asıl konuya siyasi yaklaşanlar. Bugün karşı oldukları insanlar iktidar olsalardı koparacakları fırtına tufan gibi olurdu. 2001 krizinde yaklaşımları bilenlerce sır değil. Ecevitin hastalığından tutun, akli ehliyetini dahi utanmadan sorgulamaya açtılar. Krizin derin yaşanmasında en büyük vebal kendilerine aittir. Bugün ise kalkıp "aman dillendirmeyin yoksa derinleşir" edebiyatı yapıyorlar. 2001 krizi üretim değil para kriziydi. Oysa şimdi yaşanılan kriz dünya için para krizi iken bizim için tüm alanları sel gibi yıkıp geçen bir afet haline geldi. Kanser olduğunu hastadan gizlemek belki psikolojik olarak yarar sağlayabilir ama hastanın ölümünü engelleyemez. Türk halkı donuna kadar borçludur. Krizi bu kadar derin yaşamamızın nedeni de budur.

    Üstelik bu kriz bize karşı siyasi silah olarak ta kullanılıyor. akp, Ermeni sınırından Kürt açılımına kadar devletin temelini dinamitleyen eylemleri patronları krizi derinleştirmesinler diye huşu içinde gerçekleştiriyor. Ne yapsalarda mızrak çuvala sığmaz. Krizle geldiler, krizle gidecekler. Açtıkları hasarları nasıl olsa telafi ederiz. Türkiye, büyük devlet sonuçta...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    İçinde bulunduğumuz kriz Cumhuriyet tarihinin en büyük krizidir. Bunu küçümseyen, yok sayan, teğet geçti masalları ile görmezden gelmeye çalışan insanlardır asıl konuya siyasi yaklaşanlar. Bugün karşı oldukları insanlar iktidar olsalardı koparacakları fırtına tufan gibi olurdu. 2001 krizinde yaklaşımları bilenlerce sır değil. Ecevitin hastalığından tutun, akli ehliyetini dahi utanmadan sorgulamaya açtılar. Krizin derin yaşanmasında en büyük vebal kendilerine aittir. Bugün ise kalkıp "aman dillendirmeyin yoksa derinleşir" edebiyatı yapıyorlar. 2001 krizi üretim değil para kriziydi. Oysa şimdi yaşanılan kriz dünya için para krizi iken bizim için tüm alanları sel gibi yıkıp geçen bir afet haline geldi. Kanser olduğunu hastadan gizlemek belki psikolojik olarak yarar sağlayabilir ama hastanın ölümünü engelleyemez. Türk halkı donuna kadar borçludur. Krizi bu kadar derin yaşamamızın nedeni de budur.

    Üstelik bu kriz bize karşı siyasi silah olarak ta kullanılıyor. akp, Ermeni sınırından Kürt açılımına kadar devletin temelini dinamitleyen eylemleri patronları krizi derinleştirmesinler diye huşu içinde gerçekleştiriyor. Ne yapsalarda mızrak çuvala sığmaz. Krizle geldiler, krizle gidecekler. Açtıkları hasarları nasıl olsa telafi ederiz. Türkiye, büyük devlet sonuçta...




    Rahmetli Ecevitin akıl sağlığını sorgulayan ve ona iş göremez raporu vermeye çalışan adam şu anda malum davadan dolayı cezaevinde AVUKAT ıda malum partinin başında siz partileri karıştırdınız galiba.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    2008 yılı için türkiyenin durumu ne oldu .


    Emniyet her yıl geleneksel olarak açıkladığı suç oranları istatistiklerini 2006 dan beri yayınlamıyor.
    2008 yılı boşanma oranlarını yanıtsız bıraktı ilgili bakan. Veri yokmuş. Oysa bunlara kadar sürekli açıklanırdı. Acaba dünyada trend değişti de ondan mı yayınlamıyorlar diye düşünüp diğer ülkelere baktım. Hepsi takır takır açıklıyorlar. Demek ki suç oranlarında patlama korkunç boyutta olmalı ki gizliyorlar, keza kriz boşanmaları patlattı ki açıklamıyorlar. Sonra da bik bik yaparak kurumlara güvenmiyor musunuz diyorlar. Sanki güvenecek hal bırakmışlar gibi...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9

    Rahmetli Ecevitin akıl sağlığını sorgulayan ve ona iş göremez raporu vermeye çalışan adam şu anda malum davadan dolayı cezaevinde AVUKAT ıda malum partinin başında siz partileri karıştırdınız galiba.


    Benim gözümün önüne hep akli ehliyet tartışmalarını başlatan RTE nin gürleyişi geliyor. Ancak Allah'ın sopası var. Gerek balyozlu kurtarma operasyonu gerekse şeker krizi aynı tartışmaları rahatlıkla başlatabilecekken uslu işbirlikçilik nedeniyle görmezden gelindi mütareke medyası tarafından.
  • Sn. vezir

    Ne güzel söylemişsiniz.. Takım taraftarı diye!
    Siyasette holiganlık, bir insanın belkide düşebileceği en dip noktalardan biridir.
    Çünkü siyaset direkt olarak birey hayatını etkiler..

    Belki futbol-basketbol takımlarını holigan mantalitesiyle desteklemek genel olarak bir eğlence olabilir ama politika böyle değildir! Bu arkadaşımızın taraftar mantığından öteye geçemediğini uzun süredir izlemekteyiz. Ben artık vazgeçtim; sizde yormayın kendinizi diyorum.

    Sayılar yalan söylemez. Sayılar ortadadır. Bundan ötesi faso fisodur, holiganlıktır..

  • Sayın NovariX konuyu siyasete ve polemiğe çekmeyi bırakın da bir kez olsun ekonomi ile ilgili birşey yazın...
    Benim söylediklerime katılmıyorsanız nedenleriyle birlikte açıklarsınız. Fakat siz bu yolu seçmiyor her defasında gelip "şakşakçı", "holigan", "herşey ortada", "rakamlar ortada", "zihniyet" "takım", "taraftar", "ekonomi şu haldeyken", "trajikomik" diyorsunuz başka da birşey demiyorsunuz

    Ne yani? Bende sizin anladığınız dilden mi konuşmalıyım? Size çeşitli sıfatlar mı takmalıyım? Hiçbir neden, veri ve kanıt göstermeksizin doğrudan size mi yüklenmeliyim? Sizin söylediklerinizi es geçerek sizin zihniyetinizden mi dem vurmalıyım?
    Kusura bakmayın ama ben kimseye saygıda kusur edemem... Demokratik bir ülkede yaşıyorum diyorsanız, önce başkalarının düşüncelerine saygı duymayı öğrenmelisiniz.
    Ekonomi hakkında yazacaksanız memnuniyetle okurum, fakat "kişiye özel" yazılarınızı doğal olarak pek de umursamıyorum açıkçası.
    ---

    Ayrıca şunu belirtmekte fayda görüyorum. Forumda hükümet karşıtlığına kendisini kaptıran o kadar çok insan var ki ben ne yazsam hükümeti savunuyormuşum gibi bir tepkiyle karşılaşıyorum.
    Bu tepkiyi verenler aynaya bakarlarsa görecekler ki kendileri "anti hükümet" haline gelmişler, farkında değiller. Böyle bir durumda, kimi zaman körler ve sağırlar birbirini ağırlar hale geldiği çok oluyor. Bu su götürmez bir gerçek. Devamlı hükümet aleyhinde konuşan insanlar bir araya toplandıklarında belli bir zaman sonra hükümete haksızlık yaptıklarının farkına varamayacak hale geliyorlar. Ben bunu devamlı görüyorum ve kendimce birşeyler söylüyorum. Haliyle çok göze batıyor... İşin garibi söylediklerime doğru dürüst cevap veren de olmuyor, karşılaştığım cevap genelde "zihniyet" "holigan" "şakşakçı" vesaire oluyor...

    Hükümeti yeren o kadar çok insan var ki benim hükümeti yermeme gerek kalmıyor, hükümeti suçlayan o kadar çok insan var ki bir de benim suçlamam hiçbirşeyi değiştirmiyor.
    Bu açıdan bakarak hükümetin yanlışlarını söylemeye gerek duymam ama hataların da bilincinde olurum. Bu yüzden forumda "sadece" hükümeti destekliyormuşum imajı oluşmuş olabilir, doğaldır.
    Ama bu sonuca varan arkaşların yanılıyor olduğunu bir tek ben bildiğim için ne söylesem söyleyim hiçbirşey değişmez.
    Forumdaki arkadaşlarıın Cumhuriyet Bayramını kutladığımda "sizi bunları söylerken görüyor olmak şaşırtıcı" tipi cümlelerle karşılaştığım bile oldu.
    Sanırım insanlar beni yanlış tanımakta, kimisi de tanıtmakta ısrarcılar, elimden pek birşey gelmez.

    Kendi düşüncelerimi ülke geneline vurduğumda şunları açıkça söyleyebilirim. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti hepimizin hükümetidir. Onu beğenmiyor isek, değiştirmek veya devirmek isterken bunu haklı yollardan yapmalıyız.
    Haksızlık yapılırsa hükümetin değişmesinin millete faydası nedir? Sen bu hükümete haksızlık yaparsan, yarın öbür gün senin beğendiğin hükümete de başkası haksızlık yapar.
    Millet ve devlet yozlaşır.
    Örneğin merhum başbakan Bülent Ecevit'in dilini uyuşturup rezil olsun diye, iş göremez gözüksün diye kameralar önüne sürenleri görmedik mi?
    Bu büyük bir haksızlık, büyük bir yozlaşma değil miydi? Benim derdim bu, benzerlerini gördüğüm zaman dayanamıyor ve birşeyler yazıyorum.

    Ekonomi ilk çeyrekte %13,8 küçülüp ikinci çeyrekte %7 seviyesine geldiğinde toparlanma olduğunu söylemek şakşakçılıksa şakşakçıyım...
    Aksini söyleyenler kötüye giden veriler göstermeden hükümete yüklenirlerse, sadece haksızlık ederler. Çünkü ekonomide toparlanma var. Bu ister rakamlarla olsun ister günlük hayatta gördüklerimizle olsun, su götürmez bir gerçek. Hükümet karşıtı bir insan da olsa toparlanmayı görmeli ve kabul etmelidir. Ekonomide toparlanma yok diyerek gerçeklerden uzaklaşmak, bunu hükümete karşı hoşnutsuzluk yaratmak için kullanmayı amaçlamak sadece hükümete değil Türk ekonomisine de haksızlık yapmaktır.

    Bu kadar hükümet karşıtı insan arasında çıkıp birşeyler söylüyorsam bu yüzdendir, hakkı savunuyor haksızlığa tahammül edemiyor olmamdandır. Kimse başka birşey aramasın.
    Başka birşey arayanlar bile en fazla yanıldığımı söyleyebilirler, daha fazlası demokrasiye sığmaz. Bunun bilincinde olmamaları beni şaşırtıyor açıkçası.
    Bu yüzden insanlar ona buna holigan demeden önce aynaya baksalar iyi ederler. Belki bu sayede kendilerini neden dizginlemeleri gerektiğini birgün farkederler...





  • quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    Sayılar yalan söylemez. Sayılar ortadadır. Bundan ötesi faso fisodur, holiganlıktır..

  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.