Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (36. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.274
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kaygılanmayın sn. Bir Türk. Kırgızlar yolu açtı, biz seddi tamamen yıkarız. Yarım kalmış olan Türk aydınlanması yeniden başlamış olur hem. Bu kez tam bağımsızlığa yürürüz.
  • @birtürk ,

    alacaklılar alacaklarını alamayacaklarını zaten biliyorlar, onların işi ulus devlet sisteminin kökünü kazıyıp yok etmek .

    faizleri ödemeyi , borçlu ülkeler ödeyebilmeyi sürdürdükçe zaten istediklerini fazlasıyla alıyorlar .


    Bağımlılık sürdükçe bağımsızlık ancak sözde kalacaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: castorpollux


    quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    almanya,isveç,italya,ing.,jap. bizden daha cok küçülmüş. tim(ihracatcılar birligi ) cok umutluyuz diyodu, durumda düzelme var yazıyodu gaste bugun.



    Evet ya ne demezsin.

    Japonya, Almanya, İngiltere yani gelişmiş ülkelerin banka sistemlerindeki farktan dolayı, Türkiye daha az etkilendi. Yani Türkiye'nin modern bankacılık sisteminden daha geri olması yüzünden iktisadi sonuçlar, o saydığınız gelişmiş ülkelere göre daha avantajlı gözükmektedir.

    Bunu bir iktisatçı şöyle örneklendirmişti. Şimdi XP için yazılmış bir visür düşünün, bu win98 etki etmiyor yani siz windows'un eski sürümünü kullanıyorsanız bu virüs sizi etkilemeyecektir.


    Vay be demek Japonya, Almanya, İngiltere'nin ekonomik hacmiyle yarışmak bir yana, fark atar hale geldik!

    Buna cidden inanıyor musunuz?

    Bunu kağıt üzerinde değil, gerçekten başarmak zorunda Türkiye.


    alıntıma bakarsanız, TİB yazıyor. yani bunları ben demiyorum. o zaman size gore onlarda yanlış biliyor ve nasıl kıyaslancagını bilmiyor.

    esnaf paketi ile ilgili , bi gecede yapılmadı o sey, 2 yıldır filan ugrasılıyodu benim bildigim. cunku yıllardır devam eden bi vergi adaletsizligi vardı. bi ara ecevit çözdüydü, sonra sistemi tekrar eski haline getirdiler, içinde oldugun için biliyorum.

    bide halen anlamadıgım neden halen ayaktayız ve madem bu kadar kötüyüz, bu nekadar daha gider.yıl oalrak veya dönem olarak verebilirmisiniz?
    meraktan soruyorum sizin gorusunuzu; cunku eger 2007 genel secimlerinden önceki, 2007 yılındaki gazete ve haberleri biraz arastırırsanız , aynı sizin soylediklerini onlarda söylüyor ve bu böyle devam etmez 3 5 yıla batarız diyolardı, yani onların teoriye gore bu yıl batıyoruz veya 2 yıl sonra:))

    köylü; bu konuda tamamen size karsıyım. dedemden biliyorum, adam tarlasının her dönümü için (nadas veya ekim) devletten destek parası alıyor.tüm köylü alıyor, naapıyorlar bu parayı diye sormak lazım çünkü devlet kendini geliştir diye veriyor. ben örnek veriyim, uydu anteni,reno9 alarak kendini geliştiriyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    @birtürk ,

    alacaklılar alacaklarını alamayacaklarını zaten biliyorlar, onların işi ulus devlet sisteminin kökünü kazıyıp yok etmek .

    faizleri ödemeyi , borçlu ülkeler ödeyebilmeyi sürdürdükçe zaten istediklerini fazlasıyla alıyorlar .


    Bağımlılık sürdükçe bağımsızlık ancak sözde kalacaktır.


    işin özü de bu, ödenemeyeceğini bilerek borç verenin bir derdi vardır
  • uyumuş mu bu ekenomiyi yönetenler, yoksa mıs mı mış mı müş mü?
  • Düşük algının son sığınağı ajitasyondur!
  • yaw bırakın bu ayakları.

    Ben size bir şey söyliyim.

    İspanya'da işsizlik %18. Yani bizden fazla ( tabii resmi olarak, tüik sahtekarlıkları olmasa bizdeki işsizlik aslında daha fazla)

    Neyse efendim.

    Ama ispanya'da işsizlik maaşı var, 1000 euro. Mis gibi.

    Yani kısacası, elma ile armudu kıyaslama abes olur.

    Keşke ispanyada işsiz olaydım bu ülkede işçi olacağıma
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    yaw bırakın bu ayakları.

    Ben size bir şey söyliyim.

    İspanya'da işsizlik %18. Yani bizden fazla ( tabii resmi olarak, tüik sahtekarlıkları olmasa bizdeki işsizlik aslında daha fazla)

    Neyse efendim.

    Ama ispanya'da işsizlik maaşı var, 1000 euro. Mis gibi.

    Yani kısacası, elma ile armudu kıyaslama abes olur.

    Keşke ispanyada işsiz olaydım bu ülkede işçi olacağıma

    Benim belçikada bir tanidigim aile var.10 seneden beri çalismiyorlar.çocuk parasi ile ellerine ayda 3000€ dan fazla ellerine geçiyor.Türkiyede yazlik.Eskisehirde 4 katli sahane bir ev.bahçeli falan.Belçikada sahane oturduklari 3 katli evleri.Ayriyeten 4 katli kiraya verdikleri evleri var.Hepsini issiz olduklari bu 10 senede aldilar.
    Her sey güzelde.isleri güçleri Belçikayi tenkit etmek.Onlari aptal ve pis bulmalari.Kendilerini çok begenmeleri.
    Birde son derece ve gittikçe daha dindar olmalari.Uzun sakallar.Hanimina burka.Kûçûcûk kizlarida aynen bôyle sarmali sikmali.Belçikalilari hakir görmek.
    Geçen gün dayanamayip.Madem bu kadar begenmiyorsun.Burada niye duruyorsun dedim.Hemde çalismadan paralarini aliyorsun.Birde kötûlüyorsun.
    Fakat simdi bu asiri demokrasi ve insan haklari yüzûnden buralari resmen iflasa gidiyor.çocuk yapmadiklarindan yabancilara bel baglamislar.Eskiden gelen yabancilar (türkler,araplar)geldiklerinde 1 sene çalismislar.Daha sonra 40 senedir issizlik maasi.Son gelen balkan ülkeleri ve dogu bloku ulkelerinin insanlari ise hiç çalismadan sosyal haklarini almislar.Bunun için burada 1 ev tutmak yeterli.sonra belediye gidip yardim istiyorsun.Her sey bedava.Maas,hastane,okul.Balkan ulkelerinin bütûn roman halki burada!.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2000watts


    quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    yaw bırakın bu ayakları.

    Ben size bir şey söyliyim.

    İspanya'da işsizlik %18. Yani bizden fazla ( tabii resmi olarak, tüik sahtekarlıkları olmasa bizdeki işsizlik aslında daha fazla)

    Neyse efendim.

    Ama ispanya'da işsizlik maaşı var, 1000 euro. Mis gibi.

    Yani kısacası, elma ile armudu kıyaslama abes olur.

    Keşke ispanyada işsiz olaydım bu ülkede işçi olacağıma

    Benim belçikada bir tanidigim aile var.10 seneden beri çalismiyorlar.çocuk parasi ile ellerine ayda 3000�dan fazla ellerine geçiyor.Türkiyede yazlik.Eskisehirde 4 katli sahane bir ev.bahçeli falan.Belçikada sahane oturduklari 3 katli evleri.Ayriyeten 4 katli kiraya verdikleri evleri var.Hepsini issiz olduklari bu 10 senede aldilar.
    Her sey güzelde.isleri güçleri Belçikayi tenkit etmek.Onlari aptal ve pis bulmalari.Kendilerini çok begenmeleri.
    Birde son derece ve gittikçe daha dindar olmalari.Uzun sakallar.Hanimina burka.Kûçûcûk kizlarida aynen bôyle sarmali sikmali.Belçikalilari hakir görmek.
    Geçen gün dayanamayip.Madem bu kadar begenmiyorsun.Burada niye duruyorsun dedim.Hemde çalismadan paralarini aliyorsun.Birde kötûlüyorsun.
    Fakat simdi bu asiri demokrasi ve insan haklari yüzûnden buralari resmen iflasa gidiyor.çocuk yapmadiklarindan yabancilara bel baglamislar.Eskiden gelen yabancilar (türkler,araplar)geldiklerinde 1 sene çalismislar.Daha sonra 40 senedir issizlik maasi.Son gelen balkan ülkeleri ve dogu bloku ulkelerinin insanlari ise hiç çalismadan sosyal haklarini almislar.Bunun için burada 1 ev tutmak yeterli.sonra belediye gidip yardim istiyorsun.Her sey bedava.Maas,hastane,okul.Balkan ulkelerinin bütûn roman halki burada!.



    sayın 2000 watts
    avrupadaki refah ve zenginliğin çok kısa bir gelecekte ciddi biçimde yara alacağını düşünüyorum.

    asyada ayda 100 dolara çalışacak 1 milyar insan varken, avrupadaki işsiz adama ayda 1000 dolar maaş vermeyi ilelebet sürdüremezsiniz,kapitalizmin doğası buna aykırı

    eskiden teknoloji üretiminde rakipsiz oldukları için çok kazanıyorlar ve nispeten daha az kalifiye olan vatandaşlarına da gayet iyi bir yaşam sunabiliyorlardı ama artık düzen değişiyor.

    şu an nispeten fasoncu durumda olan çin ve hindistan bir 10-15 yıl içinde ciddi bir biçimde arge üretmeye başlayıp katma değeri yüksek ürünler konusunda da avrupa ile rekabet edecek konuma geldiklerinde avrupayı hiçte iyi bir tablo beklemiyor.

    durumun göründüğü kadar parlak olmadığı yunanistan ile anlaşıldı ve ispanyanın da ekonomisi son derece kırılgan olduğunu anlamak zor değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9

    IMF ile anlaşma yapmayan hükümete buradan teşekkürlerimi sunuyorum.

    +1 İmf'yle anlaşmayı yapıyoruz borç aldıkça alıyoruz sonra sonuçlarına ağır bir şekilde katlanıyoruz.
  • imf ile anlaşma yapılsa neler yazıldığını ve yazılacağını çok iyi biliyorum.
    yapılınca da neler yazıldığını görüyorum.



    Bazıları için neyin doğru veya yanlış yapıldığı önemli değil. O yapmasın da doğru olsa da yapmasın zihniyeti var.
  • bugün akp içinde sürpriz bir eleştiri geldi. Demecin ekonomi ile ilgili kısmını alıntı yapalım:

    AK Parti Ankara Milletvekili Mehmet Zekai Özcan:

    Kişi başına düşen milli gelir düşmesi ve artan borç stoklarının önemine işaret eden Özcan, işsizlik oranın da giderek arttığını ifade etti. ''Hükümetin yanlış politikaları sürdürmekte kararlı olduğunu'' savunan Özcan, ''AK Parti, bu problemlere çare aramak, bulmak ve kimsesizlerin kimsesi olmak yerine kolay bir yol seçerek mazlum, dindar, muhafazakar ve yoksul Anadolu insanının hislerini istismar edip, bu derin ekonomik çöküşü örtmeye çalışmaktadır'' diye konuştu.
  • quote:

    bazıları için neyin doğru veya yanlış yapıldığı önemli değil. O yapmasın da doğru olsa da yapmasın zihniyeti var.


    bu sözde önemli birşey atlanmış ki zaten esas mesele buradadır.

    Bir şeyin doğru veya yanlış yapılması ancak DOĞRU ZAMANDA yapılması ile irdelenebilir. Zaman faktörü göz ardı edilirse ,yapılanın etkisi ile yapılmak istenilenin manası kalmayabilir.Yani iş biraz şansa kalmaktadır.

    Bundan önceki hükümetlerde benzer şekilde ,zamanlama hataları yaptılar ki başka ülkelerde kriz yokken ülkemize en ağır şartları yaşattılar ama her gelen daha iyi yapma sözü verip sadece sonuç olarak borcumuzu katladı. Borçla zenginlik ancak toplumsal kandırılmanın veya daha ağır bir tabirle uyutulmanın bir başka şekli olsa gerek.

    Belki yaşları orta tabir edilenler hatırlarlar , Merhum Özal2ın meşhur bir lafı vardı ,''kemer sıkma '' ve ''orta direk '' diye .Şimdi 20 yıldan sonra bakıyoruz ki bu söylemler ile yapılmak istenilenin tam tersi bir gelir dağılımı ve eziyet çekn sınıf oluşmuş. Şimdi bunda zihniyeti iyi veya kötü diye birşey aramak ne derece doğru olur .
    Kimse birşey kötü olsun istemez hiçbir hükümet de ama yanlış ekonomi politikaları ZAMAN faktörü doğru kullnılmaz ise sonuçları ne kadar ağır olduğunu TARİH bize göstermektedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 13 Nisan 2010; 10:14:59 >




  • Zaman mefhumunu bir kenara bırakalım;
    bu ülkede bazılarının imf'u savunur hale gelmesi - nedeni ne olursa olsun - çok enteresan bir şeydir.
    Bu da forum kayıtlarına geçmiş oldu.
  • Ben imf'yi savunuyorum. Şu an için hem de.

    Hükümetin yaptığı şovdan ibaret. Imf'ye posta koymuş gibi yapıyor. Sonra vatandaşın cebini soyuyor.

    Oysa imf'nin vereceği düşük faizli kredi krizden çıkış sürecini hızlandırabilirdi.

    Imf'ye muhtaç olmak kötü bir şey. Asıl mesele muhtaç duruma gelmemek tefeciye.

    Ama gedikleri kapatmak için bankalardan yüksek faizli kredi çekip ülkenin geleceğine ipotek koymak, başarı değildir.

    Hükümetin imf ile anlaşmak istememesinin asıl sebebi bütçeyi rahatça kontrol etmek istemesi. Elbette hiçbir hükümet başkası burnunu soksun istemez. Benim demek istediğim, imf anlaşması olsa, seçim öncesi kesenin ağzı açılamayacaktı. Makarna kömür dağıtımlarına çeki düzen verilecekti.

    Her neyse, kayıtlara geçsin. Imf'yi savunuyorum, türkiye'nin şu anki hali için. Çünkü batmış durumdayız.

    Devlet borçlarıyla cebelleşmekten, büyümeye odaklanamıyor. Borç ödemek için bankalardan sıcak parayı çekiyor, bankalar özel sektöre kredi vermiyor dolayısıyla. Büyüme yoksa işsizlik devam eder. Kısır döngü. Imf'den gelecek 40-50 milyar dolar ciddi bir fark yaratabilirdi.




  • sıcak para ile büyüyeceğini sanmak ancak duvarları deliklerle dolu bir odada fareyi yakalacağını sanmakla eşdeğerdir.

    Sıcak para ile IMF karşılaştırılırsa ,evet IMF daha akılcı bir seçim olur.

    Sıcak paranın en büyük problemi en kısa vadede kar yapıp sıvışmak için hazırda beklemesidir. halbuki ülkemizin riski alıp yatırım yapabilen yatırımcılara ihtiyacı var .Büyüme son 10 yıldır belirli sayılarla gidiyor ama kaç fabrika yapılmış yerli kaynakların ne kadarı değerlendirilmiş bunları söylemeden sadece sonuca bakmak ortalıktaki farelerin bolluğuyla sevinmekten başka bir şey değildir.

    Burada fare örneğimi yiyecek kırıntılarını sevdiği için veriyorum yanlış anlaşılmasın.Bizde kırıntı çok ki fareler geliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 13 Nisan 2010; 13:22:45 >
  • quote:

    Her neyse, kayıtlara geçsin. Imf'yi savunuyorum, türkiye'nin şu anki hali için. Çünkü batmış durumdayız.

    Devlet borçlarıyla cebelleşmekten, büyümeye odaklanamıyor. Borç ödemek için bankalardan sıcak parayı çekiyor, bankalar özel sektöre kredi vermiyor dolayısıyla. Büyüme yoksa işsizlik devam eder. Kısır döngü. Imf'den gelecek 40-50 milyar dolar ciddi bir fark yaratabilirdi.


    İyi de borçla kalkınabileceğini nasıl düşünüyorsun, dışarıdan gelen harç borçla ekonomi düzelmez, düzelse bu hale gelmezdi.. Ayrıca bizimkilerin unuttuğu bir şey var, artık büyümeye dayalı dünya ekonomik sistemi çökmüştür, siz ''büyümeye dayalı sistem üzerine devam ederseniz, her şartta çökersiniz, stabiliteyi muhafaza edin yeter, ya da az küçülün yeter..

    quote:

    Hükümetin imf ile anlaşmak istememesinin asıl sebebi bütçeyi rahatça kontrol etmek istemesi. Elbette hiçbir hükümet başkası burnunu soksun istemez. Benim demek istediğim, imf anlaşması olsa, seçim öncesi kesenin ağzı açılamayacaktı. Makarna kömür dağıtımlarına çeki düzen verilecekti.


    Hayır, IMF ile anlaşmak istememesi, IMF'nin ''kaynağı belirsiz paraları ülkeye sokma'' demesi yüzünden.. Oysa kaynağı belirsiz paranın ekonomideki yeri devasa.. Bu konu ile ilgili bir yazı.. Okuyunca hemen anlaşılır durum..

    http://www.milliyet.com.tr/-doviz-girisi-az-rezervden-yiyoruz-/gungor-uras/ekonomi/yazardetay/13.04.2010/1224237/default.htm




  • İlk çeyrekte bütçe açığı yüzde 41 azaldı



    Bütçe açığı, Ocak-Mart döneminde 2009’un aynı dönemine göre yüzde 40.7 azalarak 11 milyar 341 milyon TL’ye geriledi. İlk çeyrekte 3 milyar 659 milyon TL faiz dışı fazla verildi. Aynı dönemde bütçe gelirleri yüzde 20.6 artışla 57 milyar 32 milyon TL, bütçe giderleri ise yüzde 2.9 artışla 68 milyar 373 milyon TL’ye yükseldi.
    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Mart ayı bütçe gerçekleşmeleri sonuçlarını düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Ocak-Mart döneminde bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40.7 azalışla 19 milyar 127 milyon TL’den 11 milyar 341 milyon TL’ye geriledi. 2009 Ocak-Mart döneminde 1 milyar 37 milyon TL faiz dışı açık verilirken, bu yılın aynı döneminde 3 milyar 659 milyon TL faiz dışı fazla verildi.

    milliyet




  • quote:

    İyi de borçla kalkınabileceğini nasıl düşünüyorsun, dışarıdan gelen harç borçla ekonomi düzelmez, düzelse bu hale gelmezdi.. Ayrıca bizimkilerin unuttuğu bir şey var, artık büyümeye dayalı dünya ekonomik sistemi çökmüştür, siz ''büyümeye dayalı sistem üzerine devam ederseniz, her şartta çökersiniz, stabiliteyi muhafaza edin yeter, ya da az küçülün yeter.
    .

    işte güzel bir tespit. Bir hikaye vardı hani meksikalı balıkçı bilirsiniz. Şimdi adam memnun ama birileri şöyle yap karını artır şöyle yap, borçlan ,köşeyi dön diyor , o da sonunda soruyor peki sonunda aynı şekilde denizi seyredip balık tutmayacak mıyım diye, borçla yapılan bizleri bugune kadar memnun etmedi. Evet sanayici adı altında belirli bir kısım zümrede ciddi varlık artışı oldu (aslında hepsi borcun dağılmış hali ) orta direk daha fazla çalışıp eskiden bedavaya aldığı hizmetleri şimdi parayla ve daha fazla çalışarak alıyor ise hem dünya hem ülkemize yararı ne .Sadece kaynakları bir yüzyılda tükettik ve sona gidiyoruz o kadar .ama çevrenin buna vereceği cevabı ufak ufak hissediyoruz. Belki biraz korunmalı bölgede olduğumuz için ama herşeyin bir sonucu olur borcun da sonucunu ne kadar yazsak tam anlatamıyoruz .

    illaki yaşanarak öğrenilmesin diyoruz ama maalesef bazı şeyler yaşanmadan öğrenilemiyor demek ki

    meksikalı balıkçıyı duymayanlar için copy paste yapıyorum

    quote:

    Amerikalı bir zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir Meksika köyü kasabasına uğrar. Limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balıkçı dikkatini çeker. Merakla yanına yaklaşır ve sorar,
    "Merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı ?"
    Balıkçı, tümünü bir-iki saate yakaladığını söyler. Yabancı adam bu kez, niçin daha uzun süre kalıp daha fazla balık yakalamadığını sorar. Balıkçı, ailesinin geçimi için bu kadarının yettiğini söyler.
    Amerikalı işadamı merakla balıkçıya kalan zamanını nasıl geçirdiğini sorar. Balıkçı anlatır,
    "Geç vakit yatarım, sabah birazcık balık yakalarım. Sonra çocuklarımla oynarım, öğleyin de karım Maria ile biraz siesta yaparım. Akşamları, amigolarla beraber gitar çalıp beraber eğleniriz. Dolu ve meşgul bir yaşantım var efendim"
    Amerikalı gerinerek, "Benim Harvard'dan masterım var ve sana yardım edebilirim. Balık tutmak için daha çok zaman ayırmalı ve daha büyük bir tekne ile çalışmalısın. Bu tekneden elde edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa surede bir balıkçı filosuna sahip olursun. Böylelikle, yakaladığın balıkları aracılara değil doğrudan doğruya işleme tesislerine satarsın. Hatta kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Balıkçılık sektöründe bir numara olursun"
    Ve Amerikalı devam eder, "Tabii bunları yapman için öncelikle bu küçük balıkçı kasabasını terk edip Mexico City'ye, daha sonra Los Angeles'e ve en sonunda holdingini genişletebileceğin New York'a yerleşirsin"
    Balıkçı düşünceli vaziyette sorar, "Peki bayım, bu anlattıklarınız ne kadar zaman alır ?"
    Amerikalı yanıtlar, "15-20 yıl kadar"
    "Peki bundan sonra efendim?" diye sorar balıkçı...
    Amerikalı güler, "Simdi anlatacağım en iyi tarafı! Zamanı geldiğinde, şirketini halka açarsın ve şirketinin hisselerini iyi paraya satarsın! Kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın!"
    "Milyonlar?" der.
    Meksikalı, "Eee...sonra bayım?"
    Amerikalı, "Ondan sonra emekli olursun. Geç vakitlerde yatabileceğin küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen zevk için biraz balık tutarsın, çocuklarınla oynayacak, karınla siesta yapacak zamanın olur, akşamları da arkadaşlarınla gitar çalar eğlenirsin. Nasıl, mükemmel değil mi?"
    -Çok güzel de ben şu an başka ne yapıyorum ki!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 13 Nisan 2010; 18:37:27 >




  • chakra ben kocaman işletmeciyim (lafın gelişi orta derecede desek daha doğru) bak burada vakit öldürmek zorunda kalıyorum ve hala işler tıkırında haberleri alıntılıyorsun.
    Sorması ayıp sen ne iş yaparsın?
    İşletmeci misin?
    İşçi misin?
    Memur musun?
    Öğrenci misin?
    Bilelimde ona göre yorum yapalım. Ayda 95 bin dolarlık ithalat-ihracat hacmi olan şirket şimdi tl olarak bile yakınında değil.

    Bana mı anlatıyorsun, fikrin bile olmadığın alıntılarla söylemeye çalıştığın, iyi giden ekonomiyi?

    İlk zamanlar iyiydi, hoştu koalisyondan bunalan Türkiye'ye ilaç gibi geldi ama işin gerçeği sonradan anlaşıldı. Yani seninkiler ekonomik sisteme hiç el atmayıp, işte tek parti var, kaos bitti ve koalisyon sona erdi diye ekonomi bakanı olarak kukla koysalardı çok daha iyi olacaktı demek oluyor bu.
    Bana ekonomik-iktisat dersi vermeye kalkmayın burada çoğunuz babanızın harçlığı ile okula giden gençlersiniz daha.




  • 
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.