Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (35. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.274
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3334353637
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • almanya,isveç,italya,ing.,jap. bizden daha cok küçülmüş. tim(ihracatcılar birligi ) cok umutluyuz diyodu, durumda düzelme var yazıyodu gaste bugun.
  • Ekonomi süper..Krizin olduğu seneyi saymazsak her sene %6 büyümüşüz ama istihdam oranları ise tam tersini söylüyor.Acaba bunun nedeni Trdeki kara paranın sisteme girmesi olmasın.Ayrıca lütfen sanayi ülkeleriyle Tryi bir tutmayın..Üretime dayalı bir küçülme var onlarda..Ama Trde ise sıcak para ile büyüyen bir ekonomi var..
  • valla ecevit zamanındaki krizde 5.7 küçüldük. 1 puanla teğet oluyosa iyi valla
  • quote:

    Ekonomi süper..Krizin olduğu seneyi saymazsak her sene %6 büyümüşüz ama istihdam oranları ise tam tersini söylüyor.Acaba bunun nedeni Trdeki kara paranın sisteme girmesi olmasın.Ayrıca lütfen sanayi ülkeleriyle Tryi bir tutmayın..Üretime dayalı bir küçülme var onlarda..Ama Trde ise sıcak para ile büyüyen bir ekonomi var..


    Doğru söze ne denir?
  • Ekonomi ayağa kalkıyor

    09.04.2010
    TÜRKİYE ekonomisi küresel krizin yaralarını sarmaya başladı. Son gelen veriler talepte canlanmaya işaret ediyor. İhracat vites büyütürken, bankaların yeniden kredi vermeye başladığı dikkat çekiyor
    Türkiye küresel krizin açtığı yaraları sarmaya başladı. Son açıklanan veriler ekonominin yeniden ayakları üzerinde durmaya başladığını gösteriyor. Talepte kıpırdanma enflasyon üzerinde kendini hissettirmeye başladı. Bankalar uzun bir aradan sonra kredi kanallarını açmaya başladı. Dış talebin toparlanmasıyla ihracat gaza bastı. Arz cephesinden de olumlu haberler gelmeye devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun dün açıkladığı sanayi üretimi verilerine Şubat'ta sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 18.1, aylık bazda ise yüzde 0.5 oranında arttı. Yılın ilk iki ayındaki ortalama artış yüzde 15.2 olarak gerçekleşti. Gelen son üretim rakamı endeksteki toparlanmanın yalnızca baz etkisinden olmadığını da gösteriyor. Takvim ve mevsimsellikten arındırılmış verilerde toparlanmanın oldukça güçlü olduğuna işaret ediyor. Arındırılmış verilere göre üretim bir önceki aya göre yüzde 1.6 oranında arttı ve krizin miladı sayılan Eylül 2008 seviyesinin üzerinde çıktı.

    İMALAT CANLANDI
    Sanayi üretiminin ana alt kalemlerine bakıldığında en yüksek artışın sermaye malı imalatında olması dikkat çekiyor. Sermaye malı imalatı yüzde 32.9 oranında arttı. Ara malı imalatı yüzde 23.2, dayanıklı tüketim malı imalatı yüzde 28, dayanıksız tüketim malı imalatı yüzde 12.7, enerji yüzde 1.8 arttı. İmalat sanayi üretim endeksi alt gruplarının Şubat ayında, 2009'un aynı ayına göre yüzde değişim oranları incelendiğinde en yüksek artış, yüzde 71 ile motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatında görüldü. Bunu yüzde 47.7 ile ağaç ve ağaç mantarı ürünleri imalatı, yüzde 35.1 ile makine ve techizat hariç metal ürünleri imalatı, yüzde 31.6 ile plastik ve kauçuk ürünleri imalatı izledi. Öte yandan diğer ulaşım araçları imalatında yüzde 23.9, tütün ürünleri imalatında yüzde 20.1 düşüş gözlendi.

    ENFLASYON:
    Mart ayı enflasyon rakamları talepte canlanmanın ipuçlarını vermişti. Tüketici fiyatları martta yüzde 9.56 ile tek haneye gerilese de çekirdek enflasyon hızlı yükseldi. Çekirdek enflasyon yüzde 4.1'den yüzde 5.4'e fırladı. Ayrıca, haberleşme, lokanta-otel, giyim, eğlence kültür gibi kalemlerde görülen fiyat artışları talebin canlandığına işaret etti.

    KREDİLER:
    Krizde hazine bonosu alıp, kredi vermemekle eleştirilen bankacılıkta işler tersine dönüyor. Son veriler bankaların menkul kıymet yatırımlarında frene basmaya başladıklarını, yerine kredi vermeyi tercih ettiklerini gösteriyor. Toplam krediler mart sonunda 420 milyar lirayı aştı. Bankaların menkul değerler cüzdanı büyümeye devam etse de artış hızı düşüyor.

    İHRACAT:
    İç talep gibi dış talepte de olumlu gelişmeler var. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre ihracattaki hızlı yükseliş martta da sürdü. İhracat geçen yıla göre yüzde 34'e artışla 9.6 milyar dolara çıktı. İlk 3 ayda gerçekleştirilen 25.7 milyar dolarlık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22'lik artışa işaret ediyor.

    EKONOMİ GENİŞLEME SÜRECİNDE:
    İmalat sanayideki aktivitenin gücünü gösteren Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ekonomide genişleme sürecinin devam ettiğini ortaya koyuyor. Martta endeks 55'e çıkarak son 4 yılın en yüksek performansını gösterdi. Endeksin 50'nin üzerinde olması imalat sanayinde genişlemeye, altında kalması ise daralmaya işaret ediyor.

    sabah




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    almanya,isveç,italya,ing.,jap. bizden daha cok küçülmüş. tim(ihracatcılar birligi ) cok umutluyuz diyodu, durumda düzelme var yazıyodu gaste bugun.



    Evet ya ne demezsin.

    Japonya, Almanya, İngiltere yani gelişmiş ülkelerin banka sistemlerindeki farktan dolayı, Türkiye daha az etkilendi. Yani Türkiye'nin modern bankacılık sisteminden daha geri olması yüzünden iktisadi sonuçlar, o saydığınız gelişmiş ülkelere göre daha avantajlı gözükmektedir.

    Bunu bir iktisatçı şöyle örneklendirmişti. Şimdi XP için yazılmış bir visür düşünün, bu win98 etki etmiyor yani siz windows'un eski sürümünü kullanıyorsanız bu virüs sizi etkilemeyecektir.


    Vay be demek Japonya, Almanya, İngiltere'nin ekonomik hacmiyle yarışmak bir yana, fark atar hale geldik!

    Buna cidden inanıyor musunuz?

    Bunu kağıt üzerinde değil, gerçekten başarmak zorunda Türkiye.




  • Ekonomi bu sene elbette genişleyecek, çünkü geçen sene dibi gördük. Fakat kriz öncesi düzeye çıkmak için daha epey yol var.

    Dipten çıkış bir hükümet başarısı gibi gösteriliyor, yersen.

    Oysa kriz iyi yönetilse dibe bu kadar batmayacaktık ve daha hızlı toparlanacaktık.

    Şimdi işsizlik kronik bir sorun gibi yapıştı üzerimize. Tekrar %10'un altına inmesi kim bilir kaç sene alacak.
  • bu düzelme sanılan şey W döngüsünün ikinci bacağına geçiş işaretidir.çift dip olayına daha önce anlatmış olduğumuz için tekrarlamaya gerek duymuyorum
  • Son 7 yılda sıcak para 40 milyar dolara yakın parayı dışarı götürmüş.Sadece kar olarak.Bir şey üretmiş mi hayır.
    Vurgun yapıp gitmiş.tabii bir miktarını içerideki yandaşların cebine koyarak.
    Buralardan mamalarını çıkaranlar bu vurguncu ,soygun düzeninin görülmesini istemezler.
    Bunları gizlemek için sahte kahramanlığa soyunurlar.
  • Başbakan esnaflara destek paketini açıkladı

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar esnafla ilgili yapılan ilk ve en kapsamlı çalışmaya imza attıklarını bildirdi.

    Başbakan Erdoğan, “Esnaf ve Sanatkarlar Değişim, Dönüşüm ve Destek (3D) Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nı (ESDEP) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nihat Ergün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısı ile açıkladı.

    Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, yaklaşık 1 milyon 900 bin esnaf ve sanatkarımızı yakından ilgilendiren eylem planını değerlendirmek üzere bir araya gelindiğini belirtti.

    ESDEP olarak isimlendirilen planın 7 ana başlıktan ve 30 alt başlıktan oluştuğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “2008 yılının sonlarından itibaren gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan finans krizi zamanla tüm dünyayı etkileyerek küresel bir krize dönüştü. 2009 yılında dünya ekonomisi ikinci dünya savaşından sonra ilk defa reel olarak küçüldü.

    Küresel ekonomiye entegre olmuş hemen her ülkenin bu krizden az yada çok etkilendiğini görüyoruz. Birçok ülkede daralma ve işsizlik olarak finans krizi tezahür etmiştir.

    Türkiye bu krizi son derece hazırlıklı şekilde karşılamıştır. 2002'den itibaren yapısal reformlar krizin ülkemiz üzerindeki etkilerini diğer ülkelere nazaran kısıtlı kalmasını sağlamıştır.

    Krizin ilk sinyallerini almaya başladığımız ilk andan itibaren daralan piyasaları genişletecek, iç talebi canlandıracak ve reel sektöre ilişkin adımlar attık ve bu konuda kararlılığımızı sürdürdük.

    2008 sonundan itibaren geçici bir daralma sürecine giren Türkiye ekonomisi 2009 son çeyreğinde yüzde 6 gibi büyüme kaydetti. 2009 yılındaki daralma yüzde 4,7 ile sınırlı kaldı.

    Bu yılın ilk çeyreğinde bütçe performansı, sanayi üretimi, iç talep ve ihracatta yaşanan olumlu gelişmeler gelecek adına umutlarımızın artmasına vesile olmuştur.
    Dün İMKB'nin ulaştığı tarihi seviye Türkiye ekonomisindeki hızlı ilerlemenin somut göstergelerinden biri olmuştur. Borsamız tarihinde ilk kez 59 bin seviyesinin üzerine çıkmıştır.”

    TEKSTİL SEKTÖRÜNDE EMEK SÖMÜRÜSÜ YAPILIYOR

    İstihdam konusunda gerekli yasaların bulunuduğunu söyleyen Erdoğan, işadamlarının istihdam sorununa biraz daha mali yönden baktığını söyledi. Bazı sektörlerde özellikle de tekstil sektöründe emek sömürüsünün yapıldığını da belirten Erdoğan, kadınların çalıştığı sektörlerde emek sömürüsü çok daha fazla yapılıyor. Erdoğan işadamlarına emek sömürerek para kazanamayacaklarını hatırlatarak "Neyse hakkı vereceksin" şeklinde konuştu. Bu sorunların çözülmesi ile ilgili görevin TOBB'da olduğunu belirten Erdoğan, "TOBB çözemezse biz illerdeki ticaret odalarıyla kendimiz görüşürüz. Artık bu konunun üzerine gideceğiz" dedi.

    BAŞBAKAN 7 MADDEYİ AÇIKLADI

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı destek paketindeki 7 ana maddeyi şöyle sıraladı;

    - Kredi ve finansman şartlarının iyileştirilmesi:

    Halkbankası tarafındna esnaflara yüzde 50 faiz desteğine devam edeceğiz. KOSGEB destek programlarında esnaf ve sanaatkarlar öncelikli olacak. proje bazında destekleyeceğiz.

    - Vergi ve istihdam yükümlülüklerinin azaltılması

    Esnafın üzerindeki yüklerin azaltılmasına çalışılacak. Vergiden muaf esnaf belgesi uygulaması getitilecek. Basit usulden gerçek usule geçen esnaflar, şartlar oluştugunda basit usule göre değerlendirilcekler.

    Vergiden Muaf Esnaf uygulaması nedir?

    Mali tablolarına ve yapılarına küçük esnaflara belirli sınırlar dahilinde vergide bir ayrıcalık sağlanacak. Bu ayrıcalık esnaflar belirli bir seviyeye ulaşana kadar devam edecek.

    - Eğitim ve danısmanlık desteklerinin geliştirilmesi:

    Esnafların eğitim ve gelişimlerine yönelik yapılan destekler artırılacak.

    - Girişimciliğin desteklenmesi

    Yenilikçlik ve girişimcilek projelerine destek olup, Esnafın geliştirilmesi için projeler geliştirilecek.

    - Altyapı, kümelenme ve ortaklık projelerinin desteklenmesi

    Yeni ürün ve üretim modelleri geliştirmek için esnaf lar,sanatkarlar ve üniversiteler arasındaki işbirliğini geliştireceğiz. Küçük sanayi sitelerinin yapımında TOKİ'nin imkanları kullanılacak. İşletmeleri bir çatı altında birleştirilecek projeleri destekleyeceğiz.

    - Hukuki yapının düzenlemesi

    Esnafımızı destekleyen konfederasyon Ode ve Kuruluşlar dağınık bir şekildedir. Bu dağınık yapının maliyeti 400 milyon lirayı buluyor. Bu sorunu çözmek için ilgili kanunda değişiklikler yapacağız. Ustalık belgesi ile iligili yaşanan sıkıntılara son verecek yei düzenlemeler yapılacak.

    - Esnaf ve zanaatkarların Avrupa Birliği programlarından faydalanmaları sağlanacak.

    Bölgesel rekabet edilebilirlilk programı hazıladık. Yaklşaık 14 milyon Euroluk bir kaynağıesnaf ve sanatkarlar ilie ilgili projeler için kullanacağız.

    hürriyet




  • Seçim yaklaşıyor sanırım.RTE bol keseden vaat dağıtmaya başlamış.
    Emek sömürüsünden bahsede bak sen!!
    hani bir laf vardır ya.dinime söven müslüman olsa!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    Seçim yaklaşıyor sanırım.RTE bol keseden vaat dağıtmaya başlamış.
    Emek sömürüsünden bahsede bak sen!!
    hani bir laf vardır ya.dinime söven müslüman olsa!



    Aynı şeyleri düşündüm. Seçim kapıda demektir.

    Ayrıca; "Madem teğet geçti, öyleyse esnafa niye suni teneffüs yapıyorsun" demezler mi adama?

    Mustafa Mutlu bugünkü yazısının bir bölümünde bu konuya değinmiş;

    Vergi rekortmenleri listesi, ekonominin halinin ifadesidir!

    Maliye Bakanlığı 2009’un vergi rekortmenlerini açıkladı... Dikkatlice incelediğinizde görüyorsunuz ki:

    Bu listenin Aydın Doğan, Koç ve Sabancı ailelerinin üyeleri, Hüsnü Özyeğin gibi müdavimleri bu yıl da yerlerini korumuş...

    Ama... “Sürpriz yeniler” de var!

    Kim bunlar?

    Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim...

    Peki; nereden kazanmışlar parayı?

    Açıklanan resmi listeye göre “menkul yatırım ortaklığı”ndan...

    Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu:

    Türkiye ikincisi Salva Taragano dahil çok sayıda isim, “faktoring” işi yapıyor...

    Peki nedir bu faktoring?

    Sevgili Güngör Uras ağabeyimin meşhur ‘Ayşe Teyze’sinin anlayacağı dilde anlatmaya çalışayım:

    Diyelim ki bir kişiden ya da şirketten vadeli alacağınız var...

    Ama paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakde çevirmek istiyorsunuz.

    Ya da...

    Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket batmış.

    İşte bu gibi durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz.

    Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar.

    Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50’yi buluyor.

    Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar.

    Sonra... Sonrası onların işi!

    Kadrolarında çalıştırdıkları yüzlerce avukatla bu paraları “seve seve” yöntemiyle tahsil ediyorlar.

    Gerekirse borçlunuzun ayağındaki donu bile yasal yollardan alıyorlar...

    ***


    Tekrar belirteyim: Yaptıkları iş yasal...

    Ama bu faktoring şirketlerinin en sevdikleri dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı ortamlar!

    Çünkü o zaman “borçların ödenmemesi riski” artıyor ve bu arkadaşlar için “yüksek iş sezonu” açılıyor...

    ***


    Dönelim konumuza:

    Hani Başbakan her fırsatta “ekonomik krizin Türkiye’ye teğet geçtiği”ni söylüyor ya...

    İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o “teğet”in ürünü!

    Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı.

    Şimdi de vergilerini ödüyorlar.

    Ülkeyi böylesine başarılı (!) yönetenlere ne kadar teşekkür etseler azdır!






  • Köylü batmış durumda. Kendi kendine yeten ülkenin hali içler acısı. Tarım, Hayvancılık sizlere ömür. Hala yapabilenlerinse en çok bir kaç yılları var. Düşük kur değerli TL ile açık pazar haline gelen ülkede ulusal unsurlar üretimden çekildi. Verdikleri borçlarla nereye kadar tüketmemize izin verecekler acaba? Üretmeyen ülkenin bağımsızlığından bahsedilebilir mi? Hoş, zaten vatanı da babalar gibi satmakla övünmüyorlar mı!?

    quote:

    Çiftçinin son durumu!

    Her 10 çiftçiden 9’u borçlu 3’ü icra takibinde 1’i hapiste

    Öge DEMİRKAN - İlker AKGÜNGÖR / VATAN

    VATAN ekibi, ürettiği mahsulünü maliyetine dahi satamayan, bu yüzden de kredi borçlarını ödeyemeyip icralık olan köyleri dolaştı. Tablo vahim. Borcu olmayan çiftçi hemen hemen yok. Her 10 çiftçiden 3’ü icra takibinde. Diğerleri icra takibine düşmemek için kaçıyor. Her 10 çiftçiden biri ise ne yazık ki borçlarını ödeyemediği için hapiste

    Çanakkale, Saruhan, Kırkağaç gibi bölgelerde icra müdürlükleri dosyalarla dolup taştı. Saruhan’da 17 bin kayıtlı çiftçi var. İcralık dosya sayısı 16 bin. Mahsulü ile 220 milyon liralık katma değer yaratan Saruhan’da çiftçilerin bankalara toplam borcu 350 milyon TL. Ürün gelirinin tamamıyla borç kapasalar da 130 milyon TL borçlu çıkıyorlar

    Gel de çık işin içinden 55 kuruşa maledilebilen domates 25 kuruş ediyor

    Domates denince akla ilk ’Çanakkale Domatesi’ gelir. Kumkalesi olarak adlandırılan eski adı ise Batak Ovası olan yerde önceden günde 80 kamyon domates çekiliyordu. Ancak domatesin her yıl fiyatının düşmesi, son 3 yıl içinde kilo fiyatının 60 kuruştan 20-25 kuruşa kadar gerilemesi çiftçilerin belini bükmüş vaziyette. Toplam 100 bin dönüm ekili alanın bulunduğu Batak Ovası, 4 bin çiftçiye ev sahipliği yapıyor. Ekonomiye her yıl 100 milyon TL girdi sağlayan çiftçinin borcu ise 150 milyon TL’yi geçmiş durumda. İcralık olan çiftçi sayısı ise tam 3 bin.



    Neden böyle oldu?

    Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus, artık çiftçinin para kazanamadığını söylüyor. Ortaya çıkan tabloyu ise rakamlarla şöyle açıklıyor: “Bundan 5 yıl önce domatesin dönüm başına maliyeti 500 ile 750 TL arasında değişiyordu. Köylü domatesi 90 kuruştan satıyordu. Şimdi maliyetler ikiye hatta üçe katlandı. Bir dönümün maliyeti bin TL ile bin 300 TL arasında değişiyor. Eğer bu gün çiftçi domatesin kilosunu 55 kuruştan satarsa ancak masrafını karşılar. Bu rakamın üstüne satacağı her kuruş ise kâr olur. Ancak bugün domatesin kilosu 20-25 kuruş arasında değişiyor. Kısacası çiftçi sattığı her kilo domateste 30 kuruş içeride. Bu şartlar altında çiftçi borcunu da ödeyemediği gibi harcadığı parayı da çıkartamıyor. Sistem kilitlendi. Nasıl çözülecek biz de bilmiyoruz. Yüzlerce çiftçi hakkında tutuklama kararı var. Artık ova değil ama çiftçi batak hale geldi.”

    Peki çiftçi bu hale nasıl geldi? İlhan Ulus süreci şöyle açıklıyor: “Yıllardan beri yüksek enflasyona alışık bir toplumuz. Çiftçi yüzde 80-90’larla kredi alır ve rahatlıkla öderdi. Sonra banka kredilerinin faizi yüzde 30’lara düştü. Çiftçi bunu büyümek için fırsat bildi. ’Önceden yüzde 90 faizi ödedim, yüzde 30 faizi hayli hayli öderim’ dedi. Çünkü bizim ürünümüz her yıl prim yapıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Bizim ürünler bırakın prim yapmayı, aynı fiyatı bile koruyamadı. Buna karşın mazot, gübre, tohum, ilaç ve işçi parası hep arttı. Bankadan çekilen krediler ödenmez hale geldi. Çiftçi krediyi ödemek için başka bankadan kredi çekti. Böyle de birkaç yıl idare etti ama artık borçlar ödenemez durumda. Sistem kilitlendi, icralar başladı. Bugün hangi çiftçinin borcu yoksa, o çiftçiliği bırakmış demektir. Tarlasını eken, çalışan çiftçi borcunu ödeyemiyor.”

    Baba ve 2 oğul hapiste anne firarda

    ÇİFTÇİLERİN dertlerini dinlediğimiz 2 bin kilometre içinde belki de en acıklı hikayeye onlar sahip. Çünkü 4 kişilik Kurtçu Ailesi’nin reisi ve 2 çocuğu hapiste. Anne Hanife Kurtçu hakkında da yakalama emri var ama firarda. Komşularına sığınmış durumda ve onların yardımı ile ayakta kalıyor. Kurtçu Ailesi’nin tek suçu ise aldıkları traktörün kredisini zamanında ödeyememek. Komşularına sığınan Hanife Kurtçu ile yaşadıklarını konuştuk. Tam olarak borçlarını ve neden borç yaptıklarını bilemese bile yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. İşte onun ağzından Kurtçu Ailesi’nin dramı:

    “Her şey 2 yıl önce o traktörü almakla başladı. Eşim İbrahim Kurtçu (62) bana geldi ve ’Bak traktör alacağız. Bu malı senin üstüne yapacağım. Ben ve oğlun ise kefil olacak’ dedi. Duyunca sevindim. Üzerime mal olacaktı. 36 bin TL tutacaktı ve 4 yılda ödeyecektik. Her yılın Eylül ayında 9 bin TL verecektik. İlk yıl güzelce ödedik. Bu yıl Eylül ayı gelince bizim adam ödeyemedi, çünkü ürünü para etmedi. Sonra icra memurları geldi eve. Bizim mallara, eşyalara baktılar beğenmediler. Sonra bir kağıt imzalattılar bizim adama. Oradan da diğer kefil bizim büyük oğlanın evine gittiler. Onun da eşyalarını beğenmediler. Ona da imzalatmışlar bir şeyler. Sonra da Ocak ayında geldiler, önce oğlumu, sonra da eşimi tutuklayıp götürdüler, koydular Çanakkale Cezaevi’ne. Geçen gün jandarma geldi. Beni de tutuklamaya gelmişler. Duyunca kaçtım evden. Sığındım komşulara. Şimdi ben ne yapayım. Bizim ana borç 9 bin TL. Ama faiz işleye işleye, avukat parasını içine yerleştire yerleştire yapmışlar bizim borcu 17 bin TL. Traktörü de bağladılar. Bir aileden sen 3 erkeği tutuklarsan bu borç nasıl ödenecek?”

    Sarı taksi geldi mi köylüler yok oluyor

    GökçalI Köyü, merkeze bağlı bir köy. 280 haneli, 800 nüfusa sahip köyde 260 hanenin geçim kapısı çiftçilik. Yıllardır kendilerine ekmek sağlayan topraklar, artık hayal kırıklığının, üzüntünün kol gezdiği yerler olmuş. Kim çiftçilikle uğraşıyorsa neredeyse hepsinin borcu var. Borcun 6 milyon TL’yi geçtiğini, bunun yarısından fazlasının ödenmez hale geldiğini söylüyorlar. Ama onların derdi bu borçları temizlemek değil. Onların derdi hapse girmemek. Çünkü neredeyse hepsi için yakalama emri çıkartılmış durumda. Köye gelen sarı taksiyi ve jandarma aracını gören ormana kaçıyor. Kaçamayanlar ise hapsi boyluyor. Köyde muhtardan imama herkesin borcu var. Muhtar, kefil olduğu kişi borcunu ödeyemediği için tutuklanmış. Eş, dost 7 bin TL’yi denkleştirmiş ve muhtarı kurtarmış. Köyün imamının durumu daha vahim. 100 bin TL borcu var. Ödeyemediği için jandarma peşinde. Yakalanmamak için 1 ay izin almış ve köyden kaçmış.

    Bu masanın borcu 755 bin TL

    Bu fotoğrafta 6 köylü var. Hepsi tarımla uğraşıyor ve hepsinin borcu var. Toplam borç ise 755 bin TL’yi buluyor. Soldan sağa gidersek Hasan Yıldırım’ın borcu 350 bin, Fahrettin Çiloğlu’nun borcu 40 bin, İsmail Köseoğlu’nun borcu 150 bin, Selman Babacan’ın borcu 35 bin, Ahmet Kasap’ın borcu 150 bin, Naim Kokaroğlu’nun borcu ise 30 bin TL’yi buluyor.

    SARUHANLI

    NÜFUS: 75 BİN

    KAYITLI ÇİFTÇİ: 17 bin

    BELDE SAYISI: 13

    KÖY SAYISI: 29

    ARAZİ: 460 bin dönüm

    SULAK ALAN: 260 bin dönüm

    YILLIK GELİR: 220 milyon TL

    TOPLAM BORÇ: 350 milyon TL

    İCRALIK DOSYA: 16 bin

    KIRKAĞAÇ

    NÜFUS: 50 BİN

    KAYITLI ÇİFTÇİ: 11 bin

    BELDE SAYISI: 4

    KÖY SAYISI: 28

    ARAZİ: 240 bin dönüm

    SULAK ALAN: 142 bin dönüm

    YILLIK GELİR: 100 milyon TL

    TOPLAM BORÇ: 120 milyon TL

    İCRALIK DOSYA: 6 bin

    BATAK OVASI

    NÜFUS: 15 BİN

    KAYITLI ÇİFTÇİ: 4 bin

    BELDE SAYISI: 2

    KÖY SAYISI: 13

    ARAZİ: 100 bin dönüm

    SULAK ALAN: 100 bin dönüm

    YILLIK GELİR: 100 milyon TL

    TOPLAM BORÇ: 150 milyon TL

    İCRALIK DOSYA: 3 bin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    Seçim yaklaşıyor sanırım.RTE bol keseden vaat dağıtmaya başlamış.
    Emek sömürüsünden bahsede bak sen!!
    hani bir laf vardır ya.dinime söven müslüman olsa!



    Aynı şeyleri düşündüm. Seçim kapıda demektir.

    Ayrıca; "Madem teğet geçti, öyleyse esnafa niye suni teneffüs yapıyorsun" demezler mi adama?

    Mustafa Mutlu bugünkü yazısının bir bölümünde bu konuya değinmiş;

    Vergi rekortmenleri listesi, ekonominin halinin ifadesidir!

    Maliye Bakanlığı 2009’un vergi rekortmenlerini açıkladı... Dikkatlice incelediğinizde görüyorsunuz ki:

    Bu listenin Aydın Doğan, Koç ve Sabancı ailelerinin üyeleri, Hüsnü Özyeğin gibi müdavimleri bu yıl da yerlerini korumuş...

    Ama... “Sürpriz yeniler” de var!

    Kim bunlar?

    Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim...

    Peki; nereden kazanmışlar parayı?

    Açıklanan resmi listeye göre “menkul yatırım ortaklığı”ndan...

    Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu:

    Türkiye ikincisi Salva Taragano dahil çok sayıda isim, “faktoring” işi yapıyor...

    Peki nedir bu faktoring?

    Sevgili Güngör Uras ağabeyimin meşhur ‘Ayşe Teyze’sinin anlayacağı dilde anlatmaya çalışayım:

    Diyelim ki bir kişiden ya da şirketten vadeli alacağınız var...

    Ama paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakde çevirmek istiyorsunuz.

    Ya da...

    Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket batmış.

    İşte bu gibi durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz.

    Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar.

    Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50’yi buluyor.

    Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar.

    Sonra... Sonrası onların işi!

    Kadrolarında çalıştırdıkları yüzlerce avukatla bu paraları “seve seve” yöntemiyle tahsil ediyorlar.

    Gerekirse borçlunuzun ayağındaki donu bile yasal yollardan alıyorlar...

    ***


    Tekrar belirteyim: Yaptıkları iş yasal...

    Ama bu faktoring şirketlerinin en sevdikleri dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı ortamlar!

    Çünkü o zaman “borçların ödenmemesi riski” artıyor ve bu arkadaşlar için “yüksek iş sezonu” açılıyor...

    ***


    Dönelim konumuza:

    Hani Başbakan her fırsatta “ekonomik krizin Türkiye’ye teğet geçtiği”ni söylüyor ya...

    İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o “teğet”in ürünü!

    Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı.

    Şimdi de vergilerini ödüyorlar.

    Ülkeyi böylesine başarılı (!) yönetenlere ne kadar teşekkür etseler azdır!




    bir tarafa fazla yükleniyorsunuz ama maalesef ama maalesef bazı konularda da haklısınız.

    dünyanın her yerinde bu geçerli üreten içindeğil al sat yapan için kolay, üretici için değil aracı için daha avantajlı, işi, üretimi, keşfi ve yenilikleri yerine getiren değil parayla para kazananlar daha karlı çıkıyor her zaman.

    60 milyonluk insanın emeği ve gerçek alın teri ile kazandığı hakkı bir kaç kişinin oturduğu yerden ince hesaplar ile 60milyondan alınıp, 60 kişinin cebine iniyor.
    ama bu durumu partizanlıkla değil dünyanın acı gerçeği olarak görmekte fayda var.




  • Bu ülkede bazıları işlerine gelmediği için hiç bir şeyi beğenmezler. Tabi alışmışlar böyle şeylerin ancak seçim ekonomisi çerçevesinde yapılmasını helen algı öyle çalışmaya başlıyor.
    Zaten onların beğenmesi önemli değil. Esnafın işine yaraması önemli.
    Esnafımıza hayırlı olsun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gadgamet


    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: eloko

    Seçim yaklaşıyor sanırım.RTE bol keseden vaat dağıtmaya başlamış.
    Emek sömürüsünden bahsede bak sen!!
    hani bir laf vardır ya.dinime söven müslüman olsa!



    Aynı şeyleri düşündüm. Seçim kapıda demektir.

    Ayrıca; "Madem teğet geçti, öyleyse esnafa niye suni teneffüs yapıyorsun" demezler mi adama?

    Mustafa Mutlu bugünkü yazısının bir bölümünde bu konuya değinmiş;

    Vergi rekortmenleri listesi, ekonominin halinin ifadesidir!

    Maliye Bakanlığı 2009’un vergi rekortmenlerini açıkladı... Dikkatlice incelediğinizde görüyorsunuz ki:

    Bu listenin Aydın Doğan, Koç ve Sabancı ailelerinin üyeleri, Hüsnü Özyeğin gibi müdavimleri bu yıl da yerlerini korumuş...

    Ama... “Sürpriz yeniler” de var!

    Kim bunlar?

    Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim...

    Peki; nereden kazanmışlar parayı?

    Açıklanan resmi listeye göre “menkul yatırım ortaklığı”ndan...

    Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu:

    Türkiye ikincisi Salva Taragano dahil çok sayıda isim, “faktoring” işi yapıyor...

    Peki nedir bu faktoring?

    Sevgili Güngör Uras ağabeyimin meşhur ‘Ayşe Teyze’sinin anlayacağı dilde anlatmaya çalışayım:

    Diyelim ki bir kişiden ya da şirketten vadeli alacağınız var...

    Ama paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakde çevirmek istiyorsunuz.

    Ya da...

    Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket batmış.

    İşte bu gibi durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz.

    Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar.

    Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50’yi buluyor.

    Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar.

    Sonra... Sonrası onların işi!

    Kadrolarında çalıştırdıkları yüzlerce avukatla bu paraları “seve seve” yöntemiyle tahsil ediyorlar.

    Gerekirse borçlunuzun ayağındaki donu bile yasal yollardan alıyorlar...

    ***


    Tekrar belirteyim: Yaptıkları iş yasal...

    Ama bu faktoring şirketlerinin en sevdikleri dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı ortamlar!

    Çünkü o zaman “borçların ödenmemesi riski” artıyor ve bu arkadaşlar için “yüksek iş sezonu” açılıyor...

    ***


    Dönelim konumuza:

    Hani Başbakan her fırsatta “ekonomik krizin Türkiye’ye teğet geçtiği”ni söylüyor ya...

    İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o “teğet”in ürünü!

    Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı.

    Şimdi de vergilerini ödüyorlar.

    Ülkeyi böylesine başarılı (!) yönetenlere ne kadar teşekkür etseler azdır!




    bir tarafa fazla yükleniyorsunuz ama maalesef ama maalesef bazı konularda da haklısınız.

    dünyanın her yerinde bu geçerli üreten içindeğil al sat yapan için kolay, üretici için değil aracı için daha avantajlı, işi, üretimi, keşfi ve yenilikleri yerine getiren değil parayla para kazananlar daha karlı çıkıyor her zaman.

    60 milyonluk insanın emeği ve gerçek alın teri ile kazandığı hakkı bir kaç kişinin oturduğu yerden ince hesaplar ile 60milyondan alınıp, 60 kişinin cebine iniyor.
    ama bu durumu partizanlıkla değil dünyanın acı gerçeği olarak görmekte fayda var.



    yazdıklarınız çok doğru şeyler.dünyanın gerçekleri bunlar evet bu da doğru.
    ama bunlara dünyanın acı gerçekleri olarak bakıp işi dünya ölçeğine fazlaca yayarsak
    bu sefer ülkemizdeki gerçeklerden uzaklaşırız.gerici yönetimlerin amacıda bu zaten.
    dikkatleri kendilerinden uzaklaştırmak.taktikleri bu şekilde.bir nedenle olayı kendilerinden bağımsız hale getirmek.
    insanları kul gibi görürler.bakın yaptıkları açıklamalara.mesela son zamanlarda şöyle lafları sık duyar olduk yöneticilerden;
    "biz vicdanlıyız,vicdanlı davranıyoruz size....."
    bunlar kim oluyorda vicdanlı davranıyor.
    bu halk onlara vicdanlı davranıyor.ama uyanma vakti yakındır.




  • Hiç kime kimin keriz, kimin açık göz olduğunu düşünmesin. Bu kırizin geleceğini de bu sitede de 4 veya 5 yıl önce yazmıştım.

    Kıriz henüs başlamadı. 6 aydan itibaren insanlar kırizi hissetmeye başlayacaklar. O açıkgöz ve uyanıkların da haline göreceğiz.

    Kırk satır mı, kırk katır mı?
  • Dûsük kur politikasini sürdürebilmek için elde olan her sey satildi ve borçlanildi.Bilmiyorum daha ne kadar dayanacagiz.Hûkümet para bulamadigi gün batariz!
    Uganda ile neredeyse ayni derecelendirmeye sahibiz.Tunus bile bize fark atmis.Batmis denen yunanistan bile bizden daha iyi bu degerlendirmede.
    http://www.standardandpoors.com/ratings/sovereigns/ratings-list/en/us/?sectorName=Governments&subSectorCode=39&subSectorName=Sovereigns
    Su anda elinizdeki para çok degerli.Haddinden fazla degerli.Baska ülkelerin ürerttigini satin aliyoruz.Lale devri geri gelmis.çalismadan saltanat sürûyoruz.
    Bakalim bu yaldizli fakat içi kof durumu ne kadar sürdürecegiz!
    Benim tahminim Yunanistan öyle veya böyle para bulacak.Durumunu düzeltecek.Peki biz ne yapacagiz?




  • Yunanistan tabii ki para bulacak.batmasına izin vermez AB.Üstelik AB üyesi.
    bir kullanıcı sağolsun, başbakanın içi boş laflarını foruma koymuş.
    cevap hakkı doğdu!
    en çok güldüğüm işadamlarının emek sömürüsü yaptığı sözleri.başbakanlık koltuğunda oturan birisi böyle düşünüyorsa
    yapması gereken emek sömürüsünü engelleyecek yasaları bir an önce çıkarması.ama bunu yapamaz.çünkü kendisi ile çelişkiye düşer.
    reform adı altında her kesimi ezen yasaları çıkaran bunlar.işadamı emek sömürüsü yapar,sayın başbakan duygu sömürüsü yapar.
    esnafa destek geliyor derken aynı anda esnafı uluslararası sermayenin elinde olana AVM lerin bir çalışanı hale getirecek
    önerileri sıralamış.küçük esnaf AVM lerin bayisi olsun demiş.pazar günü AVM lerin kapatılmasına karşı çıkmış.
    Esnafımıza hayırlı olsun!




  • Çifçilik bitti, hayvancılık bitti, esnaf bitti, zanatkar bitti. Kısacası Türkiyede üretim de bitti, tüketim de bitti.

    Oy veripde iktidar yapanların başına da borç yükü düştü. Ama bir sıkma başlı kesim var ki lükx içinde yaşamıyorlar, adeta lükx içinde yüzüyorlar.

    Yazdıklarımın içinden hiçbirinden değilim ama benim bele 25.000 TL. borcum var.

    Mevcut ceza evleri bizleri almaz. Sıraya koyup alıyorlar şimdilik. Yarın bu da kafi gelmiyecek. Onun için devasa ceza evlerinin yapılması gerekiyor!

    Size bir fıkra anlatayım

    Saloman Kirikodan borç almış. Zamanı gelince ödüyememiş. Eşi bakmış Saloman gün geçtikçe üzüntüden eriyip gidecek, Salomonu zorla konuşturur. Evleri de karşılıklimiş. Konuyu öğrenen eşi camı açıp Kirikonun eşine seslenmiş. Kiriko evde mi demiş, evet evde demiş. Söyle ona cama gelsin demiş: Saloman çok düşüdü borcunu ödeyemiyecek. Şimdi sen düşün bakalım, alacağını Salomon'dan nası alacaksın? demiş.

    Bende diyorum ki, bundan sonra alacaklılar, alacaklarını nasıl alacaklarını düşünsünler!

    Bugüne kadar hep borçlular nasıl öderiz diye düşündüler. Borçluları artık ödeyimiyeceklerini anladılar. Şimdi domina taşı sırasında esnaf var. Ondan sonra da esnafa mal satan aracı patronlar var. Ondan sonra da küresel patronlar!

    Bundan sonrası çok çabuk gelişecek. Köylünün durumu Özal ile başlamıştı! Aracıların ve patronların durumu bunlarla başladı bunlarla nerdese sona erer!




  • 
Sayfa: önceki 3334353637
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.