Şimdi Ara

BMW otomobilleri mi motorsikletleri mi daha iyi yapıyor (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
44
Cevap
0
Favori
7.281
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Eklemeyi unuttuklarım:

    Ayrıca pilotların kilosu da yine önemli bir faktör. Biri 60 diğeri 85 kilo olan 2 pilotun 0-1000 sonuçlarının aynı çıkması beklenemez.

    Ayrıca yine ölçüm öncesi depoya ne kadar benzin konulduğu da önemli, kimi yarım depo koyarken kimi sadece 2-3 litre koyuyor. Bu konuda dünyada bir standart yok bildiğim kadarıyla.

    Buna rağmen ben ölçümler arasında aşırı sapmalar olduğunu söyleyemem. Biri 9,93 ölçüyor, diğeri 9,65. Bu kadar değişkenin söz konusu olduğu yerde bence bu kadar sapma normal. Zaten karşılaştırmayı testler arasında değil, o test içinde yapmak lazım. Yani MCUSA'nın 0-1000 sonucunu alıp, mesela Cycle World'ünküyle karşılaştırmak anlamlı değil. Doğru olan MCUSA'nın aynı gün aynı yerde, aynı pilotlarla ve aynı şartlarda gerçekleştirdiği diğer ölçümlerle kıyaslamak. MCUSA o gün yalnızca S1000RR'ın 0-1000'ini ölçmemiş, 7 motosikletinkini daha ölçmüş ve bunlar kendi içlerinde gönül rahatlığı ile karşılaştırılabilir sonuçlar.

    Dolayısıyla bu sonuçlara güvenmemek için ben bir neden göremiyorum. Bu dergileri yıllarca takip ettim, hepsi Amerikan dergisiydi ve Amerikalılar spor motosiklet yapmadığı için spor motosiklet testlerinde yanlı davranmaları da söz konusu değildi. Çünkü ölçümler ya 4 Japon arasında ya da 4 Japon 2 İtalyan arasında yapılıyordu, nadiren de 1 Alman...


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    O kadar fark olmaması gerekir, ben de yakından takip ediyorum bu dergileri ve o kadar uçurum gördüğümü hatırlamıyorum son zamanlarda...

    Yalnız şu var: Kaliforniya'da satılan motosikletlerle yapılan testler diğer 49 eyalette satılan motorlarla yapılan testlerden daha düşük sonuçlar veriyor çünkü Kaliforniya'da CARB'ın emisyon kuralları geçerliyken diğer eyaletlerlde EPA'nın emisyon kuralları geçerli. O yüzden Kaliformiya spek motosikletler %10-15 DAHA DÜŞÜK BEYGİR GÜCÜNE SAHİP.

    Bu bir faktör, Avrupa da ise hala çoğu ülkede 125 HP limiti var. Bu bir başka faktör.

    Bana göre en önemli faktör ise pilotaj ve testlerin yapıldığı hava şartları. Kimi 1000 metre rakımda yapıyor, kimi deniz seviyesinde.

    Farklar olması kaçınılmaz. Asıl aynı değerleri beklemek hata olur...


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Funkmaster, son bir not daha:

    S1000RR'ın 2,68 saniyelik 0-100 değeri standart lastiklerle elde edilen bir değer. MCUSA olsun, diğerleri olsun, testlerini hemen her zaman motorların üzerlerinde gelen standart lastiklerle yaparlar. Öte yandan süperbike (open-class) kategorisindeki motosiklerl için 3 saniyenin altı değil, üstü sürprizdir, hem de kötü bir sürpriz.

    Racing slickle yapılsa 2,68'den daha iyi bir değer elde edilirdi...


    İşte bu konularda test firmalarına güvenmiyorum. MCUSA'de 9.5 saniye olan çeyrek mil başka sitede 10.5
    Bu kadar fark lastikten başka bir şeyden olamaz. Pilotaj olması mümkün değil çünkü test firmalarının pilotları, çeyrek milde sınırları zorlayacak kapasitede.







    İşte ben buna şaşarım. Eğer siteler pilotun ağırlığı, koyulan yakıt miktarı ve lastiği hesaba katmadan ölçüm yapıyorsa bu adamlar motosikletten anlamıyordur. Ki bu standardı oluşturmak çok basit aslında.
    Türkiyedeki henüz cenin durumunda olan motorcular bile kendinden biraz zayıf birisiyle yarışmaya çekiniyor.
    İyi ve zayıf bir pilot olsa olsa 65 kg olur. 2-3 litre benzin de teste yetecek kadar fazla bir yakıt zaten. Bunu da dünyanın her yerinde elde edebilirsin. Sonuçta test firmasının amacı, motosikleti olabildiğince en çabuk sürede hızlandırmaya yönelik olmalı.
    Ben S1000RR için çeyrek milde 1 saniyelik fark buldum. 400. metreyi 11 saniyede geçse o motosikletin sürati 200 küsür km'lerde, bu da saniyede 55 metreye yakın bir yol kat etme demek oluyor. Arkadaki motorun 1 saniye sonra geçtiğini düşünürsek aradaki farkın çok çok bariz olduğu aşikar. Bence bu testlere güvenmek sadece mevzu bahis edilen motosikleti kullanamayacak kişiler için geçerli olmalı.




  • Katılmıyorum, bu konuda nasıl bir standart olsun ki? Aynı pilotu mu kullansın tüm dergiler? Hadi benzin konusunu 2-3 litreyle hallettiler diyelim, pilotu nasıl halledecekler? Ağırlığın standart sapmasını mı hesaplayacaklar? O zaman niye ölçüm yapıyorlar? Ölçeceklerine 0-100'ü 0-400'ü hesaplarlar, olur biter!

    Hayat bu kadar kolay değil, Hadi aynı pilotu kullandın, aynı motosikleti nasıl kullanacaksın, üretimden kaynaklanan motosikletler arası toleransları nasıl hesaba katacaksın?

    Hadi, onu da aştık, diyelim hepsi aynı motosikleti kullandı, aynı atmosfer şartlarını nasıl sağlayacaksın? Aynı barometre basıncı, aynı sıcaklık aynı bağıl nem oranı aynı yükseklik, aynı yönde aynı rüzgar hızı?... Bunları da mı hesaplayalım?

    İlaveten, aynı benzini nereden bulacaksın? Rakip dergiye telefon açıp hangi benzini kullandığını mı soracak adamlar?


    Peki farklı spek motor kullanmak zorundaysan. Senin dergin Kaliforniyada ve doğal olarak CARB uyumlu düşük beygirli bir motor teslim ediyorlar sana. Ya da İngilteredesin ve orada 125 HP güç sınırı var, Ne yapacaksın? Madem öyle, ölçmeyeyim mi diyeceksin?

    Tüm bu değişkenleri sıfırlayacaksın, sonra da sonuçların aynı çıkmasını sağlayacaksın!..

    Dostum fazla zorlamadın mı?

    Ozaman benden sana bir soru:

    Peki neden?

    Neden sonuçlar aynı çıkmak zorunda?

    O zaman diğer dergiyi niye alayım veya diğer dergi niye test yapsın? Nasılsa test yapsa aynı sonuçlar çıkacak, neden yapsın ki?

    Düşünsene 3 ay arayla 3 ayrı dergi test yapıyor ve S1000RR için 0-1000'i (0-400 m) 9,68 @241,92 kms buluyor, komik değil mi bu?

    Bunun inadırıcılığı olur mu?

    Yahu adam o zaman niye test yapmış, önce yapan malı götürür, öyle şey olur mu?

    İnan, testlerin sonuçlarının aynı çıkması gerektiği iddiasını bu kadar iddialı savunanını ilk defa duyuyorum !..

    Ben bu dergleri yıllardır okurum, hiç öyle abartılı farklar görmedim ama bunun istisnası İNgiltere ve Almanya testleri oldu, Almanyada son durum nedir bilmiyorum ama bir kaç yıl öncesine kadar orada 100 HP limiti vardı. Şimdi ALmanyadaki dergi ile Amerikadaki bir derginin sonuçları arasında 1 saniyeden fazla farklar çıkması doğal. Bunun haricinde mesela Motorcyclist dergisi ile Cycle dergisinin arasında ciddi farklar yoktu, zaten ölçüm eşikleri de farklıyıdı ki bu gayet anlaşılır bir durum adamlar birbirini kopyalamak değil, birbirinden farklı olmak zorunda satmak için...

    Şimdi şu 1 saniye farkı hangi dergilerde bulduğunu söyleyebilirsen ben de sana nedenlerini açıklama fırsatı bulurum.

    Ayrıca bir önceki mesajımda dediğim gibi, farklı testlerin sonuçları karşılaştırılmaz, aynı testin sonuçları karşılaştırılır. Senin hatan esas burada...


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Eklemeyi unuttuklarım:

    Ayrıca pilotların kilosu da yine önemli bir faktör. Biri 60 diğeri 85 kilo olan 2 pilotun 0-1000 (0-400 m) sonuçlarının aynı çıkması beklenemez.

    Ayrıca yine ölçüm öncesi depoya ne kadar benzin konulduğu da önemli, kimi yarım depo koyarken kimi sadece 2-3 litre koyuyor. Bu konuda dünyada bir standart yok bildiğim kadarıyla.

    Buna rağmen ben ölçümler arasında aşırı sapmalar olduğunu söyleyemem. Biri 9,93 ölçüyor, diğeri 9,65. Bu kadar değişkenin söz konusu olduğu yerde bence bu kadar sapma normal. Zaten karşılaştırmayı testler arasında değil, o test içinde yapmak lazım. Yani MCUSA'nın 0-1000 (0-400m) sonucunu alıp, mesela Cycle World'ünküyle karşılaştırmak anlamlı değil. Doğru olan MCUSA'nın aynı gün aynı yerde, aynı pilotlarla ve aynı şartlarda gerçekleştirdiği diğer ölçümlerle kıyaslamak. MCUSA o gün yalnızca S1000RR'ın 0-400'iünü ölçmemiş, 7 motosikletinkini daha ölçmüş ve bunlar kendi içlerinde gönül rahatlığı ile karşılaştırılabilir sonuçlar.

    Dolayısıyla bu sonuçlara güvenmemek için ben bir neden göremiyorum. Bu dergileri yıllarca takip ettim, hepsi Amerikan dergisiydi ve Amerikalılar spor motosiklet yapmadığı için spor motosiklet testlerinde yanlı davranmaları da söz konusu değildi. Çünkü ölçümler ya 4 Japon arasında ya da 4 Japon 2 İtalyan arasında yapılıyordu, nadiren de 1 Alman...


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    O kadar fark olmaması gerekir, ben de yakından takip ediyorum bu dergileri ve o kadar uçurum gördüğümü hatırlamıyorum son zamanlarda...

    Yalnız şu var: Kaliforniya'da satılan motosikletlerle yapılan testler diğer 49 eyalette satılan motorlarla yapılan testlerden daha düşük sonuçlar veriyor çünkü Kaliforniya'da CARB'ın emisyon kuralları geçerliyken diğer eyaletlerlde EPA'nın emisyon kuralları geçerli. O yüzden Kaliformiya spek motosikletler %10-15 DAHA DÜŞÜK BEYGİR GÜCÜNE SAHİP.

    Bu bir faktör, Avrupa da ise hala çoğu ülkede 125 HP limiti var. Bu bir başka faktör.

    Bana göre en önemli faktör ise pilotaj ve testlerin yapıldığı hava şartları. Kimi 1000 metre rakımda yapıyor, kimi deniz seviyesinde.

    Farklar olması kaçınılmaz. Asıl aynı değerleri beklemek hata olur...


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Funkmaster, son bir not daha:

    S1000RR'ın 2,68 saniyelik 0-100 değeri standart lastiklerle elde edilen bir değer. MCUSA olsun, diğerleri olsun, testlerini hemen her zaman motorların üzerlerinde gelen standart lastiklerle yaparlar. Öte yandan süperbike (open-class) kategorisindeki motosiklerl için 3 saniyenin altı değil, üstü sürprizdir, hem de kötü bir sürpriz.

    Racing slickle yapılsa 2,68'den daha iyi bir değer elde edilirdi...


    İşte bu konularda test firmalarına güvenmiyorum. MCUSA'de 9.5 saniye olan çeyrek mil başka sitede 10.5
    Bu kadar fark lastikten başka bir şeyden olamaz. Pilotaj olması mümkün değil çünkü test firmalarının pilotları, çeyrek milde sınırları zorlayacak kapasitede.







    İşte ben buna şaşarım. Eğer siteler pilotun ağırlığı, koyulan yakıt miktarı ve lastiği hesaba katmadan ölçüm yapıyorsa bu adamlar motosikletten anlamıyordur. Ki bu standardı oluşturmak çok basit aslında.
    Türkiyedeki henüz cenin durumunda olan motorcular bile kendinden biraz zayıf birisiyle yarışmaya çekiniyor.
    İyi ve zayıf bir pilot olsa olsa 65 kg olur. 2-3 litre benzin de teste yetecek kadar fazla bir yakıt zaten. Bunu da dünyanın her yerinde elde edebilirsin. Sonuçta test firmasının amacı, motosikleti olabildiğince en çabuk sürede hızlandırmaya yönelik olmalı.
    Ben S1000RR için çeyrek milde 1 saniyelik fark buldum. 400. metreyi 11 saniyede geçse o motosikletin sürati 200 küsür km'lerde, bu da saniyede 55 metreye yakın bir yol kat etme demek oluyor. Arkadaki motorun 1 saniye sonra geçtiğini düşünürsek aradaki farkın çok çok bariz olduğu aşikar. Bence bu testlere güvenmek sadece mevzu bahis edilen motosikleti kullanamayacak kişiler için geçerli olmalı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 9 Haziran 2010; 16:13:57 >




  • Aynı çıkması gerektiğini savunmuyorum, konuyu dağıtmayalım.
    Düşük kiloda bir pilot, az bir yakıt ve aynı lastik zaten sonuçları birbirine çok yakın tutar. Bahsettiğin ortamın basıncı gibi değerler sonucu çok az etkileyecek şeyler. Yakıt durumu ve güç sınırına hiç lafım yok.
    Bahsettiğim rakam çok ciddi. İnsanların yaşayabildiği koşullar belli zaten; basınç, nem, yükseklik farklılıkları ne kadar etkileyecek ki bu kadar bir fark oluşacak?
    Çok minik şeylere takılıyorsun, ben ise 1 saniye, yani yaklaşık 50 küsür metre farkın bu etkenlerle oluşmayacağını düşünüyorum.
    Benim bahsettiğim şey bu testlere güvenilmemesi gerektiği. Sürelerin aynı çıkması gerektiği değil.
  • Tamam da;

    1. Neden güvenilmemesi gerektiğini net olarak söyleyemiyorsun, söylediğin 1 saniye fark gördüğün ama 1 saniyelik farkın nedenlerini ise irdelediğini sanmıyorum.
    2. Bu testlere güvenmeyeceksek neye güveneceğiz, neye dayanarak bir satınalma kararı oluşturacağız? Firmalar bu tür testleri yapmıyor, yapsalar bile onlarınki de yeterince karşılaştırılabilir olamaz. Hele hele firmalrın doğru ölçtüğne asla emin olmayız çünkü hepsi sadece kendi aracını ölçüyor, karşılaştırma imkanı yok yani..

    Ben bu testlere güveniyorum çünkü:
    1. Manipuule etmeleri için geçerli bir neden yok, meğer ki komplo teorilerine fazlaca düşkün olmayalım,
    2. Ben testleri birbirleriyle değil kendi içlerinde kıyaslıyorum. Aynı testi 2 farklı dergi yapıyor. Biri aynı anda 8 motosikleti test ediyor, diğeri aynı anda 5 motosikleti, sonuçlar farklı ama sıralama aynı. BMW S1000RR her 2 dergide de testlerde en hızlı çıkmış.
    O zaman sorun ne?
    Tut ki birinde 0-1000 9,68 saniye çıktı, diğerinde 10,04, bu sonucu değiştiriyor mu? Biri 8 motosiklet arasında S1000RR'ı en hızlı, en seri motosiklet olarak bulmuş, diğeri 5 motosiklet arasında...

    Beni burası ilgilendiriyor, hepsi farklı rakamlar çıkarabilir ama aynı sonuca ulaşıyorlarsa testler doğru demektir, testlerin sağlaması böyle yapılır ve ben bu sağlamayı yıllardır bu dergileri izlerken defalarca yaptım. Çoğunlukla bir yıl birinin en seri bulduğunu diğerleri de en seri buluyor, o zaman rakamlar aynı olmuş farklı olmuş hiç farketmez!..

    Üstelik aynı pilotlar motosikleti aynı anda aynı şartlar da test etmişler. Kawasaki Zx-10R'ın ki 9,93 saniyee çıkmış BMW S1000R'ın ki 9,68 saniye. Ben burdan almam gereken veriyi alıyorum zaten: S1000RR bu sene ZX-10RR'dan daha hızılı, seneye ne olur bilinmez, Kawasaki motorunu revize eder, bu defa ZX-10R birinci gelir.

    Buna şaşmak gerekmez, eşyanın tabiatı gereği böyledir bu...

    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Aynı çıkması gerektiğini savunmuyorum, konuyu dağıtmayalım.
    Düşük kiloda bir pilot, az bir yakıt ve aynı lastik zaten sonuçları birbirine çok yakın tutar. Bahsettiğin ortamın basıncı gibi değerler sonucu çok az etkileyecek şeyler. Yakıt durumu ve güç sınırına hiç lafım yok.
    Bahsettiğim rakam çok ciddi. İnsanların yaşayabildiği koşullar belli zaten; basınç, nem, yükseklik farklılıkları ne kadar etkileyecek ki bu kadar bir fark oluşacak?
    Çok minik şeylere takılıyorsun, ben ise 1 saniye, yani yaklaşık 50 küsür metre farkın bu etkenlerle oluşmayacağını düşünüyorum.
    Benim bahsettiğim şey bu testlere güvenilmemesi gerektiği. Sürelerin aynı çıkması gerektiği değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 8 Haziran 2010; 22:19:02 >




  • Funkmaster verimli bir tartışma oldu, sağol hocam.

    Yalnız dikkat ettin mi bilmem, konuya senle benden başka kimse takılmıyor, sanırım biz burda boşuna yırtınıyoruz...

    Edit: imla (evet tek cümlede imla hatası başarısı gösterdim)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 8 Haziran 2010; 22:16:08 >
  • Yok ya, boşuna yazmıyorsunuz.

    En azından ben ilgiyle takip ediyorum ama motosiklet hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımdan okuyorum sadece.
  • Ama funkmaster kapattı galiba bilgisayarı, ya da sıkıldı, kimbilir...

    Aslında konu doğrudan motosikletler olsa da dolaylı olarak otomobil testlerine de ışık tutyor olsa gerek, bu nedenle konu herkesi ilgilndiriyor. Konunun öznesi testler, nesnesi motosikletler, yerine otomobilleri koysak çok şey değişmez gibime geliyor ama otomobil testlerinde ülke faktörü ön planda, Almanlar kendilerine, ingilizler de kendilerine kıyak geçiyor inancı var. Bu inanç gerçekten sağlam temellere mi dayanıyor bilmiyorum.

    Neyse iyi akşamlar Polemik, ben de kapatıyorum dükkanı, yarın iş var hazırlanayım biraz...

    quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik

    Yok ya, boşuna yazmıyorsunuz.

    En azından ben ilgiyle takip ediyorum ama motosiklet hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımdan okuyorum sadece.




  • Kesinlikle boşuna yazmıyorsunuz (2).

    Gayet te keyifli gidiyor arkadaşlar. Hatta konuyu bir de "Honda otomobilleri mi yoksa motosikletleri mi daha iyi yapıyor?" sorusuyla da devam ettirebiliriz :)

    Kendim sordum kendim cevap vereyim: Bence hala motosiklet ama otomobilin ağırlığı her geçen yıl artmakta.

    Honda Türkiye Avrupanın en çok satan scooter modeli 16 inch lastikli SH modelini ülkemize getirse ülkemizde de çok iyi satacak ama maalesef büyük cantlı enjeksiyonlu bir scooter modelini çok görüyor bize. Gerçi 1 yıldır falan enjeksiyonlu İnnovayı satıyorlar ama o bile 3-4 yıl gecikmeyle geldi.

    Buyrun üstatlar buradan devam edelim :)
  • funkmaster tez ile uğraşıyor, MSN'den dürtüyorum ama cevap vermiyor.

    Size de iyi akşamlar tralles.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Funkmaster verimli bir tartışma oldu, sağol hocam.

    Yalnız dikkat ettin mi bilmem, konuya senle benden başka kimse takılmıyor, sanırım biz burda boşuna yırtınıyoruz...

    Edit: imla (evet tek cümlede imla hatası başarısı gösterdim)


    ben büyük zevkle okudum tartışmayı ara ara yeni yazılanlar var mı diyerek takip ettim ..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Tamam da;

    1. Neden güvenilmemesi gerektiğini net olarak söyleyemiyorsun, söylediğin 1 saniye fark gördüğün ama 1 saniyelik farkın nedenlerini ise irdelediğini sanmıyorum.
    2. Bu testlere güvenmeyeceksek neye güveneceğiz, neye dayanarak bir satınalma kararı oluşturacağız? Firmalar bu tür testleri yapmıyor, yapsalar bile onlarınki de yeterince karşılaştırılabilir olamaz. Hele hele firmalrın doğru ölçtüğne asla emin olmayız çünkü hepsi sadece kendi aracını ölçüyor, karşılaştırma imkanı yok yani..

    Ben bu testlere güveniyorum çünkü:
    1. Manipuule etmeleri için geçerli bir neden yok, meğer ki komplo teorilerine fazlaca düşkün olmayalım,
    2. Ben testleri birbirleriyle değil kendi içlerinde kıyaslıyorum. Aynı testi 2 farklı dergi yapıyor. Biri aynı anda 8 motosikleti test ediyor, diğeri aynı anda 5 motosikleti, sonuçlar farklı ama sıralama aynı. BMW S1000RR her 2 dergide de testlerde en hızlı çıkmış.
    O zaman sorun ne?
    Tut ki birinde 0-1000 9,68 saniye çıktı, diğerinde 10,04, bu sonucu değiştiriyor mu? Biri 8 motosiklet arasında S1000RR'ı en hızlı, en seri motosiklet olarak bulmuş, diğeri 5 motosiklet arasında...

    Beni burası ilgilendiriyor, hepsi farklı rakamlar çıkarabilir ama aynı sonuca ulaşıyorlarsa testler doğru demektir, testlerin sağlaması böyle yapılır ve ben bu sağlamayı yıllardır bu dergileri izlerken defalarca yaptım. Çoğunlukla bir yıl birinin en seri bulduğunu diğerleri de en seri buluyor, o zaman rakamlar aynı olmuş farklı olmuş hiç farketmez!..

    Üstelik aynı pilotlar motosikleti aynı anda aynı şartlar da test etmişler. Kawasaki Zx-10R'ın ki 9,93 saniyee çıkmış BMW S1000R'ın ki 9,68 saniye. Ben burdan almam gereken veriyi alıyorum zaten: S1000RR bu sene ZX-10RR'dan daha hızılı, seneye ne olur bilinmez, Kawasaki motorunu revize eder, bu defa ZX-10R birinci gelir.

    Buna şaşmak gerekmez, eşyanın tabiatı gereği böyledir bu...

    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Aynı çıkması gerektiğini savunmuyorum, konuyu dağıtmayalım.
    Düşük kiloda bir pilot, az bir yakıt ve aynı lastik zaten sonuçları birbirine çok yakın tutar. Bahsettiğin ortamın basıncı gibi değerler sonucu çok az etkileyecek şeyler. Yakıt durumu ve güç sınırına hiç lafım yok.
    Bahsettiğim rakam çok ciddi. İnsanların yaşayabildiği koşullar belli zaten; basınç, nem, yükseklik farklılıkları ne kadar etkileyecek ki bu kadar bir fark oluşacak?
    Çok minik şeylere takılıyorsun, ben ise 1 saniye, yani yaklaşık 50 küsür metre farkın bu etkenlerle oluşmayacağını düşünüyorum.
    Benim bahsettiğim şey bu testlere güvenilmemesi gerektiği. Sürelerin aynı çıkması gerektiği değil.




    Gitmişsin, neyse sabah gelince okursun.

    Ben bu testlere güvenmiyorum çünkü:

    Bu işin içine girip, 2 tekeri tadan birisinin herhangi bir markanın taraftarı olmamasına imkân yoktur. Bu da tüketiciyi o markanın üstüne daha çok düşürür. Hatta fanatikleştirir.
    Bunun sayesinde de sevdiği markayı kullanırken hissettikleri, virajlardaki cesareti, hızlanma isteği, kazanma hırsı bambaşkadır.
    Bu tıpkı gönlünü GS'a vermiş bir futbolcunun FB'de oynamasına benzer. Her ne kadar profesyonellik ön planda tutuluyor olsa da gönlünü verdiği renklerde bir başka oynar. O yüzden bu futbolcu FB'de görev adamı, GS'de yıldız futbolcu olur.
    Aynı durum dünyadaki 6 milyar insanın tamamı için geçerli.
    Ben mesela Kawasaki ile Ducati'yi kıyaslayacaksam mümkün olduğunda Ducati'yi ön planda tutmaya çalışırdım.
    Hatta ve hatta virajlara girerken Ducati'nin ön frenine daha çok güvenmeye çalışırım. Çünkü ben onu seviyorum.
    Kawasaki'de ise mümkün olabildiğince viraj prosedürlerine uymaya çalışırdım. Bu da U dönüşleri hariç arka fren demek.
    Kaldı ki kozlarımızı paylaşıyorsak, pistte BMW'nin hiçbir destek sistemi bana yardım etmeyecek. Olay makineden iyice kopup pilotun omuzlarına binecek.
    İşte bu faktörler basınçtan, yakıttan ve lastikten çok daha önemli unsurlar.
    Mesela Rossi en büyük rekorlarını Yamaha takımı ile kırmıştır. Hem de buna Honda'dan geçtiği ilk senede, optimizasyonun minimumda olduğu senede başlamıştır. Hatta rekorlarını da sürekli downsize edilen motorlara sahip MotoGP'de yapmıştır. Daha kötü motorla daha iyi sonuçlar. İnanılmaz değil mi?
    Kurallar ve sınırlamalar belli. Hele hele pist zamanını bir saniye ileri götürebilmek için bir sene çalışılması gereken bir ligde kapışılıyor. Böylece işin içinde maneviyat olduğu aşikârlaşıyor.

    Toparlayalım, bu testi yapan insanlar da senin benim gibi duygulara sahip insanlar. O yüzden bu testlere olan güvenimi ben sadece teknik verilerle sınırlı tutmaya çalışıyorum. Belli bir denetleyici yargı mekanizmasının olmadığı şeyleri de es geçiyorum. Tasdikli veriler beni daha çok ilgilendiriyor.
    Motosikletle ilgili faaliyetlerimin başlamasından bugüne 14 sene geçti. Ben bile mümkün olduğunca üstümdeki yargıları atmaya çalışsam da bırakamıyorum.
    Bu adamlar profesyonel olsa da böyle bir güdünün insanı daha iyiye götürdüğünün farkındayım.
    Senin teorik açıklamalarının tamamı doğru, hiçbir yanlış yok. Ama işin içindeki maneviyatı da hesaba katmayı unutuyoruz bazen. Ben de bu konuda yeterince farkındalık içinde olduğuma eminim.


    Tartışma için ben de teşekkür ederim. Umarım bir gün İstanbul Park'ı kiralayabilecek kadar geniş bir katılıma sahip oluruz. Güzel bir yarış günü geçiririz.
    Ya da pasaport alırsınız Yunanistan'da özgüryola çıkarız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi funkmaster -- 9 Haziran 2010; 0:12:17 >




  • kesinlıkle bosuna yazmıyosunuz acaıp keyıflı ve bılgılendırıcı bı topıc oldu her mesajı takıp ettım araya yazıp bolmektense bılgılerı arka arkaya okumus oluyoruz yoksa merak etmeyın takıpteyız devamını beklıyoruz....

    tesekkurler tralles ve funkmaster....
  • Otomobil tutkunuyum bir taraftanda motor forumlarını takip ederim gerçekten S1000RR güzel işler çıkarıyor ama ne yazıkkı tasarımı vasat şaşı göz motor yaptılar ne kadar iddalı olur bilinmez :)

    Bu arada tartışmalarını gayet güzel bilgilendirici oluyor
  • Ben de ilk mesajdan beri konuyu takip ediyorum. Ama pek birşey yazmak istemedim. Teknik konulara zaten yeterince bilgim olmadığından girmek istemedim, test konusunda da iki tarafı da okumak istedim.

    Benim mantığıma göre testlerde kilo faktörü ortalama insanlar için çok da önemli değil diye düşünüyorum. Racing motosiklet testlerinde en hızlı sonuçların ise kısa boylu ve ince yapılı fakat kuvvetli insanlardan alınacağını düşünüyorum. Ufak bir beden kendini rahatça saklayarak rüzgar direncini azaltacaktır. Bu özellikle 0-100'de çok farkeder diye düşünüyorum. Ayrıca vites atarken de kısa bacaklar sayesinde çarpma vs de olmayacağından çeşitli akselarasyonlarda yine avantajlı olacaktır. Kilosunun hafif olması da özellikle ilk ve ara hızlanmalarda pozitif değer katarken, güçlü ve esnek bir beden de viraj limitlerini rahatça zorlamasını sağlayacaktır.

    Evet belki tek tip sürücü, hava ve yol şartını bir arada bulamayız ama pilotunu böyle adamlardan seçen testlerin o motorun limiti hakkında çok iyi fikir vereceğinden eminim.

    Duygusallık da gerçekten çok büyük önem taşıyor Efe'nin belirttiği gibi. Yamaha sevmeyen bir Honda fanatiği Honda'yla asfaltı ağlatırken Yamaha'dan haz alamayıp bunu testine hatta çıkardığı zamanlara da ister istemez yansıtabilir.

    Motosiklet seçiminde bana göre kullanıcı teknik verilerden çok motorun çıkaracağı potansiyel arızalara ve en önemlisi kendi kullanım stiline uygun olanı seçmelidir. Ön tarafı çok hafif olan ZX-10, aksine kafası ağır olan R1, ikisinin arasındaki 1000RR ya da diğerleri. Kullanıcının beğenisi hepsinin önündedir. Bugün Honda'yı ölesiye savunan bir insan Kawasaki kullandıktan sonra Honda'ya dönüp bakmayabilir. Bu otomobillerde de böyledir.




  • Günaydın,

    Funkmaster söylediğin "duygusal itki" faktörünü dışlamıyorum, elbette insanoğlu bir makine değildir ve yaptığı işleri bir makine soğukluğunda yapamaz, bir şekilde işe duygularını katar. Ama blindfold testler dediğimiz testler bunun için vardır.
    En son MCUSA'nın 8 motosikleti ele aldığı "shoot-out" testini ele alalım. Bu teste 4'ü Avrupadan,4 'ü de Japonya'dan 8 motosiklet katılmış. Peki kaç test pilotu var? Tam 4 test pilotu var. isimleri ve görüşleri de testin sonunda veriliyor zaten, kim oldukları ve boyları posları bir sır değil yani. Bunlardan en az ikisi dergi çalışanı ama profesyonel motorcular. Diğer ikisi eski AMA 250 cc. şampiyonu ve yine bir başka eski profesyonel yarışçı. testler 2 aşamalı, birinci aşama pist, ikinci aşama cadde. Pistte tur zamanlarına viraj giriş ve çıkış hızlarına düzlükteki son hızlarına bakılıyor, cadde testinde ise 0-100 kms, 0-400 metre (0-1000 ft.)

    Peki testler nasıl yapılıyor basit: bu 4 pilot sırayla bir motora çıkıyor ve sürüyor, söz konusu motor için bu dördünün arasında elde edilen en düşük değer alınıyor ve dolayısıyla "insan" faktörü büyük ölçüde elimine ediliyor. Nisal. Bu 4 pilot sırayla BMW S1000RR'a bindiler ve 0-1000 (0-400 m) sürüşü yaptılar. Değerler de şöyle olsun:
    Kawasaki hayranı Pilot A: 9,76 sn.
    Honda hayranı Pilot B: 9,93 Sn.
    BMW hayranı Pilot C: 9,68 sn.
    Ducati hayranı Pilot D: 10,03 sn.

    Şimdi de Ducati 1098S için aynı test yapılıyor:
    Kawasaki hayranı Pilot A: 9,96 sn.
    Honda hayranı Pilot B: 9,93 Sn.
    BMW hayranı Pilot C: 10,08 sn.
    Ducati hayranı Pilot D: 9,86 sn.

    Gördüğün gibi BMW için en düşük değer olan 9,68 saniye alınırken Ducati için de yine en düşük değer 9,86 saniye alınıyor.

    MCUSA'da söylediğim testler aynen bu şekilde yapılıyor, aksi halde o testlere 4 pilotla katılmanın bir anlamı yok, 4 veya 5 pilotla test yapmanın nedeni insan faktörünü elimine etmek. 5 insanın farklı görüşlerinden ortak bir yourum-sonuç elde etmek...

    İkinci önemli nokta: Bu firmalar bu dergilere düzenli olarak reklam veriyorlar, eğer testlerin "bias"lı olduğunu bilseler reklam vermeye devam eder miydiler? Yine bu dergiler tüm bu firmalardan reklam alıyorken, yanlı bir test yaparak bu firmaların güvenini ve reklamlarını kaybetmeyi göze alabilirler mi?

    Atlanılan, göz ardı edilen bir başka husus: Bu dergilere test için motosikletler bizzzat firmalar tarafından veriliyor ve süspansiyon setupları yine bu firmalar tarafından yapılıyor çoğu kez ve testlerde de gözlemci ve yardımcı olarak yer alıyorlar.

    Sen hiç firmaların bu testlere itiraz ettiklerini duydun, okudun mu?

    Firmaların ititraz etmediği testlere biz niye itiraz ediyoruz ki? Kraldan çok kralcı olmanın bize faydası var mı?

    Bu durumda hala bu testleri güvenilir bulmadığını söyleyebiliyormusun?


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Tamam da;

    1. Neden güvenilmemesi gerektiğini net olarak söyleyemiyorsun, söylediğin 1 saniye fark gördüğün ama 1 saniyelik farkın nedenlerini ise irdelediğini sanmıyorum.
    2. Bu testlere güvenmeyeceksek neye güveneceğiz, neye dayanarak bir satınalma kararı oluşturacağız? Firmalar bu tür testleri yapmıyor, yapsalar bile onlarınki de yeterince karşılaştırılabilir olamaz. Hele hele firmalrın doğru ölçtüğne asla emin olmayız çünkü hepsi sadece kendi aracını ölçüyor, karşılaştırma imkanı yok yani..

    Ben bu testlere güveniyorum çünkü:
    1. Manipuule etmeleri için geçerli bir neden yok, meğer ki komplo teorilerine fazlaca düşkün olmayalım,
    2. Ben testleri birbirleriyle değil kendi içlerinde kıyaslıyorum. Aynı testi 2 farklı dergi yapıyor. Biri aynı anda 8 motosikleti test ediyor, diğeri aynı anda 5 motosikleti, sonuçlar farklı ama sıralama aynı. BMW S1000RR her 2 dergide de testlerde en hızlı çıkmış.
    O zaman sorun ne?
    Tut ki birinde 0-1000 9,68 saniye çıktı, diğerinde 10,04, bu sonucu değiştiriyor mu? Biri 8 motosiklet arasında S1000RR'ı en hızlı, en seri motosiklet olarak bulmuş, diğeri 5 motosiklet arasında...

    Beni burası ilgilendiriyor, hepsi farklı rakamlar çıkarabilir ama aynı sonuca ulaşıyorlarsa testler doğru demektir, testlerin sağlaması böyle yapılır ve ben bu sağlamayı yıllardır bu dergileri izlerken defalarca yaptım. Çoğunlukla bir yıl birinin en seri bulduğunu diğerleri de en seri buluyor, o zaman rakamlar aynı olmuş farklı olmuş hiç farketmez!..

    Üstelik aynı pilotlar motosikleti aynı anda aynı şartlar da test etmişler. Kawasaki Zx-10R'ın ki 9,93 saniyee çıkmış BMW S1000R'ın ki 9,68 saniye. Ben burdan almam gereken veriyi alıyorum zaten: S1000RR bu sene ZX-10RR'dan daha hızılı, seneye ne olur bilinmez, Kawasaki motorunu revize eder, bu defa ZX-10R birinci gelir.

    Buna şaşmak gerekmez, eşyanın tabiatı gereği böyledir bu...

    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Aynı çıkması gerektiğini savunmuyorum, konuyu dağıtmayalım.
    Düşük kiloda bir pilot, az bir yakıt ve aynı lastik zaten sonuçları birbirine çok yakın tutar. Bahsettiğin ortamın basıncı gibi değerler sonucu çok az etkileyecek şeyler. Yakıt durumu ve güç sınırına hiç lafım yok.
    Bahsettiğim rakam çok ciddi. İnsanların yaşayabildiği koşullar belli zaten; basınç, nem, yükseklik farklılıkları ne kadar etkileyecek ki bu kadar bir fark oluşacak?
    Çok minik şeylere takılıyorsun, ben ise 1 saniye, yani yaklaşık 50 küsür metre farkın bu etkenlerle oluşmayacağını düşünüyorum.
    Benim bahsettiğim şey bu testlere güvenilmemesi gerektiği. Sürelerin aynı çıkması gerektiği değil.




    Gitmişsin, neyse sabah gelince okursun.

    Ben bu testlere güvenmiyorum çünkü:

    Bu işin içine girip, 2 tekeri tadan birisinin herhangi bir markanın taraftarı olmamasına imkân yoktur. Bu da tüketiciyi o markanın üstüne daha çok düşürür. Hatta fanatikleştirir.
    Bunun sayesinde de sevdiği markayı kullanırken hissettikleri, virajlardaki cesareti, hızlanma isteği, kazanma hırsı bambaşkadır.
    Bu tıpkı gönlünü GS'a vermiş bir futbolcunun FB'de oynamasına benzer. Her ne kadar profesyonellik ön planda tutuluyor olsa da gönlünü verdiği renklerde bir başka oynar. O yüzden bu futbolcu FB'de görev adamı, GS'de yıldız futbolcu olur.
    Aynı durum dünyadaki 6 milyar insanın tamamı için geçerli.
    Ben mesela Kawasaki ile Ducati'yi kıyaslayacaksam mümkün olduğunda Ducati'yi ön planda tutmaya çalışırdım.
    Hatta ve hatta virajlara girerken Ducati'nin ön frenine daha çok güvenmeye çalışırım. Çünkü ben onu seviyorum.
    Kawasaki'de ise mümkün olabildiğince viraj prosedürlerine uymaya çalışırdım. Bu da U dönüşleri hariç arka fren demek.
    Kaldı ki kozlarımızı paylaşıyorsak, pistte BMW'nin hiçbir destek sistemi bana yardım etmeyecek. Olay makineden iyice kopup pilotun omuzlarına binecek.
    İşte bu faktörler basınçtan, yakıttan ve lastikten çok daha önemli unsurlar.
    Mesela Rossi en büyük rekorlarını Yamaha takımı ile kırmıştır. Hem de buna Honda'dan geçtiği ilk senede, optimizasyonun minimumda olduğu senede başlamıştır. Hatta rekorlarını da sürekli downsize edilen motorlara sahip MotoGP'de yapmıştır. Daha kötü motorla daha iyi sonuçlar. İnanılmaz değil mi?
    Kurallar ve sınırlamalar belli. Hele hele pist zamanını bir saniye ileri götürebilmek için bir sene çalışılması gereken bir ligde kapışılıyor. Böylece işin içinde maneviyat olduğu aşikârlaşıyor.

    Toparlayalım, bu testi yapan insanlar da senin benim gibi duygulara sahip insanlar. O yüzden bu testlere olan güvenimi ben sadece teknik verilerle sınırlı tutmaya çalışıyorum. Belli bir denetleyici yargı mekanizmasının olmadığı şeyleri de es geçiyorum. Tasdikli veriler beni daha çok ilgilendiriyor.
    Motosikletle ilgili faaliyetlerimin başlamasından bugüne 14 sene geçti. Ben bile mümkün olduğunca üstümdeki yargıları atmaya çalışsam da bırakamıyorum.
    Bu adamlar profesyonel olsa da böyle bir güdünün insanı daha iyiye götürdüğünün farkındayım.
    Senin teorik açıklamalarının tamamı doğru, hiçbir yanlış yok. Ama işin içindeki maneviyatı da hesaba katmayı unutuyoruz bazen. Ben de bu konuda yeterince farkındalık içinde olduğuma eminim.


    Tartışma için ben de teşekkür ederim. Umarım bir gün İstanbul Park'ı kiralayabilecek kadar geniş bir katılıma sahip oluruz. Güzel bir yarış günü geçiririz.
    Ya da pasaport alırsınız Yunanistan'da özgüryola çıkarız.




  • İşin içine bir de reklam faktörü girdi mi zaten çıkılmaz bir hal alır. Biz defalarca bunu otomobille ilgili testlerde tartıştık. Süperspor testinde bile bagajdan ve tüketimden 20şer puan kırarak kendi bünyesine dahil olanı birinci yapma gibi huyları olan firmaları çok gördük. Bagaj, tüketim ve süperspor evet. Şaka gibi.
    Ben de şu ana kadar bu testlerin hiçbirinde itirazda bulunan bir marka görmedim.
    Sadece şunu gördüm;Porsche, Ring'de GTR'a geçilince Nissan firmasının slick lastik, şanzıman oranı, yakıt gibi şeylerle sahte sonuç elde ettiğini iddia edip bu cinliklerin hepsini patır patır ortaya dökmüş, bu cinlikleri ne kadar iyi bildiğini göstermiş adı sahtekâra çıkmıştı. Ki bu itiraz bir dergiye değil.
    Keza motosiklette de olmaması beni şaşırtmıyor.
    Çünkü kimse yoğurdum ekşi dememe yöntemini medya kuruluşlarından farklı yöntemler kullanarak başarmak istiyor. Koskoca milyarların döndüğü şirketler gibi de bir derginin test sonuçlarıyla uğraşmak istemiyor.

    Dediğin gibi 4 pilot arasından en düşük değer alınıyor. Bu da haliyle o motosikleti en iyi kullanabilen adamın değeri oluyor.
    Peki o motosikletler test gününe nasıl geldi acaba?
    Belki de Suzuki sadece motosikleti yollamakla yetindi, BMW ise gerekli modifikasyonları yaparak yolladı.
    Sonuçta bunlar motosikletleri firmalardan alıyorlar. Burda iş biraz da firmanın bu testi ne kadar ciddiye aldığı, reklam konusunda bu testlerin kendisini ne kadar ön plana çıkarabildiğini düşünmesiyle ilgili.
    Mesela Suzuki piyasası oturmuş eski bir ABD pazarı müşterisi, BMW ise yeni yeni giriyor diyelim.
    Mesela deyip senaryo yazıyorum ama BMW, daha önce Superbike sınıfına hiç bu kadar özenmemişti, ona da dikkat edelim.
    Suzuki tok satıcı olduğu için herhangi bir motosikleti stok haliyle adamlara yollayabilir.
    BMW ise pist için uygun oranları ve ayarlamaları belirledikten sonra bir de kendi test pilotunu yollayabilir.
    Çünkü BMW'nin kendini kanıtlamaya ihtiyacı vardır, Suzuki'yi ise ordaki amcaoğlu yandaki komşu yeterince reklam yaparak tüketiciye sattırıyordur zaten.
    En iyi reklamı tüketici yapar, bu bir gerçek.
    BMW ise yeni olduğu için bu insanları kullanamayacak, haliyle testleri ön plana çıkaracaktır. Bir yerden başlamak lazım.

    Bir de bu düşüncenin biraz da benim karakterimle ilgisi var. Ben bu sınıftaki motosikletleri zorlayabildiğimi düşünüyorsam, eş dost akraba sayesinde kullanma imkanım varsa, tabi ki bu testlerden ziyade kendim çıkıp denemek isterim.
    Ha olur ki kendime güvenim yoktur, ilk defa bu işe girişiyorumdur, o zaman boynum kıldan ince.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi funkmaster -- 9 Haziran 2010; 12:05:46 >




  • Katıldığım yerler var elbette, mesela otomobil dergilerinin bazılarının (hepsi değil) testleri çok masum olmayabilir (emin değilim sadece şüphe, kanıt olmadan hüküm veremem).

    Ancak yılda 50 milyonun üzerinde otomobil satılmasına karşılık yılda sadece 1-1,5 milyon 500 cc ve üzeri motosiklet satılıyor (2008 -1,5 milyon, 2009- 900 bin), bunun da kabaca %10'u superbike. Yani otomobile kıyasla pazar çok daha küçük ve çok daha bir "biz bize". Ve bu yüzden birbirlerini kazıklamaları daha küçük bir ihtimal. Çünkü ayak oyunları da muhtemelen pazarın büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Bir otomobil dergisi Almanya'da çok satmak ve Alman firmalarından reklam almak için onları kolluyor olabilir ama aynı şey Amerikan motosiklet dergileri için pek geçerli değil kanaatimce.

    Neden? Çünkü herşeyden önce Amerikan üretimi bir superbike yok. kaldı ki Harley Davidson'u yerin dibine soktukları pek çok cruiser karşılaştırması da okudum bu dergilerde... Hatta istersen sayı sayı gönderebilirim çünkü benim evde ciltlerce dergi var.
    Ve daha düne kadar bu testler sadece 4 firma arasında yapılıyordu ve dördü de Japon'du, Dolayısıyla bu dergilerin içlerinden birini kollamaları için çok özel bir nedenleri yoktu çünkü bu dergiler öyle ahım şahım satan dergiler değil ve reklam vermek çok ucuz, o yüzden tüm şirketler eşit oranda reklam verebiliyorlar. Hatta en küçük Japon üretici Kawasaki'nin bi dönem en çok reklam veren firma olma özelliği de var bu dergilere ama o dönemde mesela Honda CBR-9000 fireblade en iyi motosiklet seçilebiliyordu. ben bu dergileri (3-4 tanesini) 1982'den beri okurum ve bir firmayı belirgin bir şekilde koruyup kollama gibi bir hinliklerini sezmedim harley-Davidson hariç, bazı dergilerde bir kaç kez kollandığına şahit oldum ama o kadarını da mazur görüyorum zaten...

    Evet, BMW'nin lansman yılı bu yıl, ancak her firma bu testlere stok motosikletlerle katılmak zorunda, tek yapabildikleri, süspansiyon ayarlarını kendilerinin yapmaları, o da zaten pist için gerekli, cadde ölçümlerinde çok işe yarayan bir setup değil. Bu yüzden BMW'nin motosikleti de stok -bundan emin olabilirsin - ama BMW'nin bu yıl bu testlere özel önem vermiş olabileceği fikrine katılıyorum. Fakat dünya rekabet dünyası, diğerleri de çok kayıtsız kalmamışlardır herhalde...

    Öte yandan, en iyi değerlendirme kendi yaptığın değerlendirmedir, bu doğru ama hangimizin 8 2010 model superbike'ı aynı anda test etme şansı var ki?

    Ben yine motosiklet almak istiyorum önümüzdeki yıl? ne yapmam gerek?

    Sağa sola sormalı, o zaman da Honda'dan başka seçeneğin yok demektir. Sağa sola sorarsan varsa yoksa Honda...
    Bir ara da bir R1 muhabbeti gırla gidiyordu, şimdilerde duruldu galiba, sanırım yerini Suzuki GSX-R1000 aldı...

    Ben sağa sola sormayı tercih etmiyorum, nice çok bilmiş cahille tanıştım, altında motosiklet var ama motosikletin "m"sini bilmiyor!..

    O zaman geriye şahsen test etmek kalıyor, o imkan da Türkiye'de hemen hiç yok.

    Peki ben nasıl fikir edineceğim alacağım motosiklet konusunda?
    Speklere bakacağım, bir de bu dergilerin testlerine. Ve mümkün olduğunca nesnel bilgiler alabilmek için tek dergiyle yetinmeyip, 5-6'sına birden bakacağım.

    Tek dergi yanlı olabilir ama hepsi birden aynı yanı tutuyor olamaz bu imkansız. Bu nedenle aynı anda 5-6 dergi takip edersen yanılmazsın, tavsiye ederim...

    Ve bu yıl tüm dergiler sözleşmişçesine bir BMW S1000RR fenomeninden söz ediyor. Biri yazsa reklam derim, hepsi mi aynı tezgahta?..


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    İşin içine bir de reklam faktörü girdi mi zaten çıkılmaz bir hal alır. Biz defalarca bunu otomobille ilgili testlerde tartıştık. Süperspor testinde bile bagajdan ve tüketimden 20şer puan kırarak kendi bünyesine dahil olanı birinci yapma gibi huyları olan firmaları çok gördük. Bagaj, tüketim ve süperspor evet. Şaka gibi.
    Ben de şu ana kadar bu testlerin hiçbirinde itirazda bulunan bir marka görmedim.
    Sadece şunu gördüm;Porsche, Ring'de GTR'a geçilince Nissan firmasının slick lastik, şanzıman oranı, yakıt gibi şeylerle sahte sonuç elde ettiğini iddia edip bu cinliklerin hepsini patır patır ortaya dökmüş, bu cinlikleri ne kadar iyi bildiğini göstermiş adı sahtekâra çıkmıştı. Ki bu itiraz bir dergiye değil.
    Keza motosiklette de olmaması beni şaşırtmıyor.
    Çünkü kimse yoğurdum ekşi dememe yöntemini medya kuruluşlarından farklı yöntemler kullanarak başarmak istiyor. Koskoca milyarların döndüğü şirketler gibi de bir derginin test sonuçlarıyla uğraşmak istemiyor.

    Dediğin gibi 4 pilot arasından en düşük değer alınıyor. Bu da haliyle o motosikleti en iyi kullanabilen adamın değeri oluyor.
    Peki o motosikletler test gününe nasıl geldi acaba?
    Belki de Suzuki sadece motosikleti yollamakla yetindi, BMW ise gerekli modifikasyonları yaparak yolladı.
    Sonuçta bunlar motosikletleri firmalardan alıyorlar. Burda iş biraz da firmanın bu testi ne kadar ciddiye aldığı, reklam konusunda bu testlerin kendisini ne kadar ön plana çıkarabildiğini düşünmesiyle ilgili.
    Mesela Suzuki piyasası oturmuş eski bir ABD pazarı müşterisi, BMW ise yeni yeni giriyor diyelim.
    Mesela deyip senaryo yazıyorum ama BMW, daha önce Superbike sınıfına hiç bu kadar özenmemişti, ona da dikkat edelim.
    Suzuki tok satıcı olduğu için herhangi bir motosikleti stok haliyle adamlara yollayabilir.
    BMW ise pist için uygun oranları ve ayarlamaları belirledikten sonra bir de kendi test pilotunu yollayabilir.
    Çünkü BMW'nin kendini kanıtlamaya ihtiyacı vardır, Suzuki'yi ise ordaki amcaoğlu yandaki komşu yeterince reklam yaparak tüketiciye sattırıyordur zaten.
    En iyi reklamı tüketici yapar, bu bir gerçek.
    BMW ise yeni olduğu için bu insanları kullanamayacak, haliyle testleri ön plana çıkaracaktır. Bir yerden başlamak lazım.

    Bir de bu düşüncenin biraz da benim karakterimle ilgisi var. Ben bu sınıftaki motosikletleri zorlayabildiğimi düşünüyorsam, eş dost akraba sayesinde kullanma imkanım varsa, tabi ki bu testlerden ziyade kendim çıkıp denemek isterim.
    Ha olur ki kendime güvenim yoktur, ilk defa bu işe girişiyorumdur, o zaman boynum kıldan ince.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 9 Haziran 2010; 12:38:41 >




  • Motosiklet alacaksan Yunanistan ve İtalya sitelerini ziyaret etmeni öneririm. Türkiye'deki anlayış sadece aldığım en iyisidir üstüne kurulu.
  • Önümüzdeki yıl almayı düşünüyorum ama düşündüğüm KTM Ex-525C tarzı bir şey, motocross ağırlıklı bir dual-purpose, daha çok off-road/arazi için. Yol motosikletlerine eşim izin vermiyor maalesef, ben de böyle bir şey alıp, Çanakkale'de kullanmak niyetindeyim. Buna izin var, nasılsa arazide kullanılacak deyip, ses çıkarmıyor...

    İkinci el de alabilirim ama bir motocross'u 2. el almak riskli de olabilir, o yüzden daha çok 0 düşünüyorum. Öte yandan gönlüm bir superbike'da. daha önce Suzuki GSX-R1000'e heveslendim, eşim yüzünden olmadı, tip olaraksa en çok Ducati 1098'i beğeniyorum, hatta tipine hasta oluyorum diyebilirim, (http://www.ducati.com/bikes/superbike/1198/index.do )bir motosiklet bu kadar mı yakışıklı olur... Ama şu fiyatlara bakar mısın, bu paraya nasıl alınır bu motosiklet?
    1198 23.990€
    1198 S 29.990€
    1198 S CORSE 34.950€
    1198 R CORSE 52.745€ (101 milyar yuh)


    Aslında tarzıma en çok uyan motor bir superbiike değil, BMW R-1200GS PD (http://www.bmw-motosiklet.com/3004.aspx ) tarzıma en çok uyan motosiklet. All-terrain, nereye istersen oraya götürsün seni, hemde olabilecek kadar konforla.. Ama çok pahalı be meret. ıvırı zıvırıyla 26000-27000 Eur, manyak bunlar; bir motosiklete 52 milyar vermek de bana göre değil...

    Bu arada BMW sitesine S1000RR'ı da koymuş 24000 EUR (46000 TL), asimetrik farlarıyla çok tipsiz duruyor, Köpekbalığı solungacı tipindeki havalandırma kanalları hoş duruyor ama yine de BMW'ye yakıştıramadım ben bu fairing tasarımını...
    (http://www.bmwmotorcycles.com/us/en/index.html )

    Daha iyisi olabilirdi:


    quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Motosiklet alacaksan Yunanistan ve İtalya sitelerini ziyaret etmeni öneririm. Türkiye'deki anlayış sadece aldığım en iyisidir üstüne kurulu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 9 Haziran 2010; 13:59:58 >




  • Fairing aftermarket olarak çok alternatifi olan bir parça, bence bu bir sorun değil.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.