Şimdi Ara

Birşeyin varlığı kanıtlanana dek.. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
205
Cevap
0
Favori
3.747
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yok kabul etmek daha mantıklı.

    Kanıtlanana kadar.

    Aynı kara delik gibi :)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • mr.jk M kullanıcısına yanıt
    Kardeşim yazının iki cümlesini okur devamını okumazsan anlamazsın tabi.
    Işinize gelen yerden ötesini okumuyorsunuz.
    Güney kutbu örneği saçma olduğu için veriyor zaten bu örneği.
    Yani bigbang den önce ne vardı demek saçma sapan bir sorudur diyor adam.
    Neyini anlamıyorsunuz.
    Bak senin anlayacağın şekilde anlattım zaten.
    Allah örneğini verdim. O örnek ile Hawking in demek istediği aslında hemen hemen aynı.
    Tek fark şu.
    Hawkingin kullandığı kaynak ile sizin kaynağınız farklı.
    O evrenle ilgili bilimsel yöntemleri kaynak olarak kullanıyor.
    Sizin Allahla ilgili kullandığınız kaynağı biliyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dediklerine kısmen katılıyorum ama benim dediklerimden senin dediklerin çıkmıyor. Felsefi altyapın olmadığı için yanlış anlıyorsun beni. Eğer ahlaktan bahsedeceksek bunlar evrensel değerlere sahip olmalı. Ahlaki rölatavistler yani subjektif ahlak savunucuları ahlakı toplumun kabul ettiği kurallar olarak görürler. Toplumlar ahlakı keşfetmez, icat eder. İcat ederken de kendilerine ölçü alabilecekleri ahlaki olgulara referans veremezler. Bir bebeğe tecavüz etmenin içsel olarak kötülüğü yoktur, sadece toplum xyz nedenlerle bebeklere tecavüzden hoşlanmadığı için onu kötü olarak görmektedir. İşte ben ahlaki realist olduğum için bu anlayışa karşıyım. Bu konuda akademide birçok argüman var ahlaki realizmi doğrulayan yukarıda gösterdiğim vazgeçilmezlik argümanı da bunlardan biriydi eğer ilgileniyorsan o argüman başka bir zamanda açıklayabilirim.

    Ahlak toplumu ilgilendiriyor buna tabii ki katılıyorum. Doğal seleksiyonun toplum için çalışmasını da kabul edebiliriz sorun yok. Ancak benim verdiğim örneğin bireysel olması bir şey değiştirmiyor işte. Ahlaktan söz ediyorsak bunlar evrensel değerlere sahip olmalı. Yani ahlaki yasalar varsa mazoşist olan biri içinde çalışmalı. Empati ile ahlakı temellendirirsen bu çıkmıyor işte. Veya tecavüzü ele al toplumda üremeyi kolaylıkla sağlayacak bir şey. Tecavüz örneği ahlakın evrimsel süreçlerde doğrudan çıkmayacağını gösteriyor.

    Ben ahlak evrimsel süreçlerle ortaya çıkmamıştır demiyorum zaten. Ben ahlak doğrudan evrimsel süreçle çıkamaz diyorum. Eğer ahlak evrimsel süreçle ortaya çıktıysa-bu ahlak felsefecileri arasında yaygın bir şekilde kabul edilir- yan ürün olarak çıkmak zorunda. Eğer ahlak ek bir zarar sağlamıyorsa(ya da sağlıyorsa fakat sağladığı yarar daha fazlaysa), bu durumda ahlak evrimin bir yan ürünü olarak görülebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 11 Nisan 2019; 23:31:14 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.jk

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    quote:

    mr.jk Tarih 11 Nisan 2019 22:44
    yok ben alkoliklere pamuk tıkayanlardanım



    pamuk tıkayan sensin. benim öyle bir iddiam yok.
    böyle pis işlerle uğraşmam. çok iğrenç bir adamsın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Kardeşim yazının iki cümlesini okur devamını okumazsan anlamazsın tabi.
    Işinize gelen yerden ötesini okumuyorsunuz.
    Güney kutbu örneği saçma olduğu için veriyor zaten bu örneği.
    Yani bigbang den önce ne vardı demek saçma sapan bir sorudur diyor adam.
    Neyini anlamıyorsunuz.
    Bak senin anlayacağın şekilde anlattım zaten.
    Allah örneğini verdim. O örnek ile Hawking in demek istediği aslında hemen hemen aynı.
    Tek fark şu.
    Hawkingin kullandığı kaynak ile sizin kaynağınız farklı.
    O evrenle ilgili bilimsel yöntemleri kaynak olarak kullanıyor.
    Sizin Allahla ilgili kullandığınız kaynağı biliyoruz.
    Allah ile bu örneğin hiçbir ilgisi yok, burda bilim konuşuyoruz, din konuşmuyoruz..

    al tekrar koyayım yazıyı;
    Biri hayali ve gerçek zamanın başlangıcı olarak güney kutbunu düşünebilir. Güney kutbunun güneyinde hiçbir şey yoktur. Bu sebeple bigbangden önce hiçbir şey yoktur.

    Yoktan bir şeyler var eden bigbang asla olmadı. Insanın bakış açısından dolayı bize öyle göründü.


    bigbang'den önce hiçbirşey yoktur diyor, okudun mu? hiçbirşey yoksa madde de var olur mu? olmaz.. hava su yani madde var mı? yok..e hem yok diyor hem de yoktan birşeyler var eden bir bigbang olmadı diyor..

    ilk cümlede de zamanın başlangızı güney kutbu oalrak düşün diyor..ee tamam düşünüyoruz, onun güneyinde hiçbirşey yok diyor, yani zaman da yok demek istiyor..ee zaman yok madde yok, ne var o zaman?

    ben bu makaleden hiçbirşey anlamadım, sen anladıysan sana kalsın güle güle kullan hayrını gör.




  • Beyni ele alalım. Bilmem ne cihazlarıyla beyin varmış gibi gösteriyorlar ama yetmez. Her yönüyle varlığının kanıtlanması lazım. Beynin varlığı kanıtlanana kadar yok kabul edelim. Beynin fonksiyonlarını da yok sayarız. İnsanı insan yapan bir organı yok sayabilir misin?

    Bu kâinatın bir yaratıcısının olmadığını kabul edelim. Canlı, cansız tüm varlık alemi nasıl kusursuzca işliyor? Mesela, neden atomların etrafındaki elektronlar kafayı yiyip birbirine veya başka atomlarla çarpışmıyor? Dünya güneşin etrafında neden kusursuzca dönüyor, kafayı sıyırıp, bir dengesizliğe kurban gidip güneşin içine çekilmiyor? Peki dünyayı koruyan tabakayı kim koydu dünyaya? Hayır, dünya kendi kendine oluşturduysa, kendini koruması gerektiğini nerden anladı?

    Hayvanları ele alalım. Bir ördek yavrusu doğar doğmaz yüzeceğini nerden biliyordu? Doğadaki besin zinciri sayesinde denge sağlandığını biliyoruz. Bu dengeyi kim sağladı?

    Nasıl ki elini kalbinin olduğu hizaya koyup "hmm, güp güp diye vuruyor, demek ki bir kalbim var" diyebiliyorsan "parmağımın oluşması için neredeyse imkansız olaylar zinciri gerekiyordu, kendiliğinden olması mümkün değil, bunu yaratan Bir Yaratıcı var" diyebilmen lazım.

    Sorduğun soru direkt ateizme işaret ediyor. Cem Yılmaz'ında dediği gibi, istersen peynir-ekmeğe tap umrumda değil. Allah'ı dilediğin gibi inkar edebilirsin. Ben sana yolu gösteririm, hür irade senin, istediğin yolu seçebilirsin. Sonuçta benim inancıma göre ben senin yerine ceza veya ödül almayacam. Sen yoluna ben yoluma.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Kardeşim yazının iki cümlesini okur devamını okumazsan anlamazsın tabi.
    Işinize gelen yerden ötesini okumuyorsunuz.
    Güney kutbu örneği saçma olduğu için veriyor zaten bu örneği.
    Yani bigbang den önce ne vardı demek saçma sapan bir sorudur diyor adam.
    Neyini anlamıyorsunuz.
    Bak senin anlayacağın şekilde anlattım zaten.
    Allah örneğini verdim. O örnek ile Hawking in demek istediği aslında hemen hemen aynı.
    Tek fark şu.
    Hawkingin kullandığı kaynak ile sizin kaynağınız farklı.
    O evrenle ilgili bilimsel yöntemleri kaynak olarak kullanıyor.
    Sizin Allahla ilgili kullandığınız kaynağı biliyoruz.
    bigbang öncesi ne vardı? bu soru adamın beynini yakar zaten, hawking'in de beyni yanmış işte saçmalamış durmuş bence.




  • Aslında bir şeyin yokluğunu ispat etmek daha zor.

    Bir şeyin olmadığını söylemek için bakış açına göre maddi veya manevi yokluğunu ispatlaman lazım.

    Tüm evrende bir enerji veya bedensel olarak birşeyin olmadığını ispatlamak imkansız.

    Bu yüzden bence bir şeye var demek için belli sebep veya sonuçlardan yola çıkabiliriz ama yok demek imkansız.
  • Yok kabul ederiz çünkü varlığı kanıtlanmamış.Konu kilit

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Ahlakın temelinde empati vardır demek sadece empatiden ibaret demek değildir.
    Evrim süreci öyle lineer, düzenli bir süreç değil ki. Düzensiz, kaotik, önceden kestirilemeyen bir yapıya sahip. Bu sebeple hiçbir şeyin sebebi tek bir şey değildir.
    Şimdi insanın diğer hayvanlardan en önemli farkı sosyallik konusunda zirve yapması. Bu kadar çok ahlak kurallarınin olmasınin nedeni bu. Hatta bu kadar zeki olmamızın sebeblerinden biri de bu.
    Empati yeteneği üç, beş kişilik gruplarda hayatta kalmayı sağlamıştır.
    Fakat grup büyüdükçe elbette yeni kurallar getirmek gerekir. Çünkü grubun hayatta kalması buna bağlı.
    Bu durumda artık bireylerin değil çoğunluğun değer yargıları önemlidir.
    Şimdi elbette arada genetik bozukluklar sebebiyle sosyopat, psikopat, mazoşist, tecavüzcü bireyler çıkabilir. Ama bunlar zaten toplumda barinamaz ki. Toplumun selâmeti için bu bireyler ya toplumdan çıkarılır ya da öldürülür. Çünkü onların varlığı, diğer insanlar için tehdittir. Ne oldu bu tip hastalıklı bireyler gen havuzundan elendi.
    Iste bizim ahlak dediğimiz toplumsal kurallar böyle böyle şekillenmiştir. Hepsinin altında yatan sebep tamamen bilimseldir. Hayatta kalma iç güdüsü.
    Şimdi ben hiçbir ahlak kuralına bakmadan sadece bilimsel olarak yaklaşırsam,
    Eşcinsellik yanlıştır. Kim ne derse desin. Bilimsel olarak bu böyle.
    Evli kişilerin zina yapması yanlıştır. Çünkü aile toplumun yapı taşıdır. Zina aile yapısını bozar.
    Ensest yanlıştır. Çünkü genetik çeşitliliği azaltır, toplumdaki hastalık riskini arttırır.
    Ama kişisel açıdan bakarsam eşcinselliğe karşı değilim. Bu konuda düşüncem bu. Ama bilimsel olarak hiçbir dayanağım yok.

    Işte buyrun bazı tartışmalı konularda tamamen bilimsel sebepleri ile ahlâkın ölçütleri.
    Bunun hiçbir yerinden ne felsefe var, ne din var, ne de kutsal bir kitap var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 12 Nisan 2019; 0:59:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Dostum bunu burda konu acmadanda ogrenebilirdin. Şöyle ornek veriyim hemen duz dunyacilar var biliyosun tarikat gibide cogaliyolar ve inananlari gerçekten çok cok fazla. Simdi bu adamlara dunyanin yuvarlak oldugunun fotosunu gostersen bile inandiramiyosun gozunle gordunmu diyolar kendilerince veri sunuyolar. Sen somut bir kavram gostersen bile ona inanmiyolar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şu örneği derince düşünmekle başlayabilirsin.


    Ford marka bir otomobili ele alalım. Dünyanın ilkel kalmış yerlerinden birinde yaşayan, onu ilk kez gören ve modern mühendislik hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin, aracın motorunun içinde aracı hareket ettiren bir tanrının (Bay Ford’un) olduğuna inanması mümkündür. Hatta aynı adam motorun içinde bulunan Bay Ford kendisinden hoşnut olursa aracın güzelce gideceğini, Bay Ford onu sevmez ise aracın gitmeyeceğini düşünebilir. Elbette daha sonra mühendislik çalışarak ve aracı parçalarına ayırarak, içinde Bay Ford olmadığını da keşfedebilir. Hatta arabanın nasıl çalıştığını da açıklamak için, Bay Ford’a ihtiyacı olmadığını anlamak için çok da zeki olmasına bile gerek yoktur. İçten yanmalı motorların genel çalışma prensiplerini anlamak aracın nasıl çalıştığının açıklaması için ona yeter. Buraya kadar tamam… Fakat sonradan o kişi, motorun çalışma prensiplerini anlamanın başlangıçta onu tasarlayan Bay Ford’un varlığına inanmayı gereksiz hale getirdiğine karar verirse bu çok büyük bir hata olur- felsefi terminolojiyle bir kategori hatası yapmış olur. Mekanizmayı tasarlayan bir Bay Ford olmasaydı, onun anlamaya çalışacağı bir şey de olmayacaktı.

    Boşlukların tanrısı fikri bir ilah ya da Yaratıcının olduğunu ileri sürmenin entelektüel tembellikten kaynaklandığı düşüncesidir: Yani bir olayı bilimsel yoldan izah edemediğimizde cehaletimizi örtmek için Tanrı fikrini ortaya atarız demektir. Ford örneğine geri dönersek; içten yanmalı motorların nasıl çalıştığıyla ilgili bilgi,bilgimizin boşluklarında değildir. Daha doğrusu, Bay Ford, mekanizmaların sadece işleyişini bildiren izahların içinde yer almaz. Çünkü Henry Ford bir mekanizma değildir: O, ilk kez bu mekanizmanın var olmasından sorumlu öznenin kendisidir. Dolayısıyla, tüm mekanizma, onun elinden çıktığını gösteren işaretler taşır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Dediklerine kısmen katılıyorum ama benim dediklerimden senin dediklerin çıkmıyor. Felsefi altyapın olmadığı için yanlış anlıyorsun beni. Eğer ahlaktan bahsedeceksek bunlar evrensel değerlere sahip olmalı. Ahlaki rölatavistler yani subjektif ahlak savunucuları ahlakı toplumun kabul ettiği kurallar olarak görürler. Toplumlar ahlakı keşfetmez, icat eder. İcat ederken de kendilerine ölçü alabilecekleri ahlaki olgulara referans veremezler. Bir bebeğe tecavüz etmenin içsel olarak kötülüğü yoktur, sadece toplum xyz nedenlerle bebeklere tecavüzden hoşlanmadığı için onu kötü olarak görmektedir. İşte ben ahlaki realist olduğum için bu anlayışa karşıyım. Bu konuda akademide birçok argüman var ahlaki realizmi doğrulayan yukarıda gösterdiğim vazgeçilmezlik argümanı da bunlardan biriydi eğer ilgileniyorsan o argüman başka bir zamanda açıklayabilirim.

    Ahlak toplumu ilgilendiriyor buna tabii ki katılıyorum. Doğal seleksiyonun toplum için çalışmasını da kabul edebiliriz sorun yok. Ancak benim verdiğim örneğin bireysel olması bir şey değiştirmiyor işte. Ahlaktan söz ediyorsak bunlar evrensel değerlere sahip olmalı. Yani ahlaki yasalar varsa mazoşist olan biri içinde çalışmalı. Empati ile ahlakı temellendirirsen bu çıkmıyor işte. Veya tecavüzü ele al toplumda üremeyi kolaylıkla sağlayacak bir şey. Tecavüz örneği ahlakın evrimsel süreçlerde doğrudan çıkmayacağını gösteriyor.

    Ben ahlak evrimsel süreçlerle ortaya çıkmamıştır demiyorum zaten. Ben ahlak doğrudan evrimsel süreçle çıkamaz diyorum. Eğer ahlak evrimsel süreçle ortaya çıktıysa-bu ahlak felsefecileri arasında yaygın bir şekilde kabul edilir- yan ürün olarak çıkmak zorunda. Eğer ahlak ek bir zarar sağlamıyorsa(ya da sağlıyorsa fakat sağladığı yarar daha fazlaysa), bu durumda ahlak evrimin bir yan ürünü olarak görülebilir.
    Abicim zaten nominal anlamda evrim denilen şey benden sonra doğan insan varyasyonlarının midesine ekmek gitmesini sağlayacak kuramsal yapı demek.Beni neden ilgilendirsin ki




  • smartboy38 S kullanıcısına yanıt
    Evrenin Ford gibi bir amacı olsa dediğin doğru.
    Fordun amacı belli. Kişiyi konforlu bir şekilde bir yerden bir yere taşımak. Bütün parçaları bu amaca hizmet ediyor. Hiçbir parça gereksiz değil. Bu sebeple bunun tasarımcısı var dersin.
    Evrenin amacı ne peki. Insanların yaşaması için yaratılmış bir yer mi.
    Bu nasıl bir yer ki insanoğlu evrenin zerresi bile sayılamayacak kadar küçük bir yere sıkışmış. Bu zerre kadar dünyanın üzerinde film şeridi kadar incecik bir alanda yaşamını sürdürebiliyor. Hatta dünyanın her yerinde de hayatta kalamıyor. Dünya'nın dışına zaten çıkamıyor. Koskoca evren bu kadar galaksi hepsinin varoluş amacı 5 milyar insan mı.
    Şimdi hangisi akıllı tasarım.
    Bütün parçaları ile tek bir amaca hizmet eden düzenli bir yapıya sahip olan Ford mu
    Ne amaca hizmet ettiği belli olmayan kaotik bir yapıya sahip sonsuz Evren mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 12 Nisan 2019; 1:20:10 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Toplum içinde yaşıyorsan ilgilendirir.
    Yok ben dağda tek başıma yaşarım diyorsan, ya da kendim gibi düşünenleri toplayıp beraber izole yaşayacam diyorsan her şeyi yapmaya serbestsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benim dediklerimle çok alakasız şeyler yazıyorsun. Empati Kant'ın belirttiği gibi ödev ahlakının şartlarından biri. Yani ahlakın doğasını açıklayan şeylerden biri. Empati=ahlak değil yani. Ahlak da empati ile çıkamaz. Çünkü empati ahlaka bağlı bir şey. Ahlak çok ayrı bir konuma sahip burada. Tecavüz genetik bozukluk falan değil. Her insanda tecavüz etme yeteneği mevcut. İrade ise senin elinde işte ahlak burada ortaya çıkıyor. Daha başka zayıf insanlara yardım etmenin doğal seleksiyon ile bağdaşmadığı öne sürülebilir. Bunun gibi birçok örnek vardır burada toplumu araya sokmak cevap değildir. Doğal seleksiyon ister birey için ister toplum için çalışsın hayatta kalma ilkesini çiğnememesi gerekir. Doğal seleksiyon canlılar arası rekabeti de gösterir. Zayıflara yardım etmek toplumda bağdaştırılamaz yani. Zayıflara yardım etmek apaçık bir şekilde doğal seleksiyonla çelişecektir. Şimdi ilk öncelikle ahlakın evrimin ürünü olduğunu söylemek bilimsel değil felsefi bir iddiadır çünkü söz konusu önerme deneysel olarak sınanamaz.

    Bilimsel olarak ahlaka yaklaşamazsın bak bu çok büyük bir bilgisizlik. Sen ahlakın kökenini evrimle açıklasan bile ahlaki önermeler bilimsel şeyler değildir. Eşcinsellik, zina, ensest neden yanlıştır mesela? Eşcinsellik üremeyle alakasız zaten. Zina ise daha kolay üremeyi sağlayan bir şey. Evliyken zinayı kastediyorsan aile yapısıyla belki ilişkilendirilebilir ama bu ayrı konu. Haa gene üremeyle bağdaşmaz bu çünkü evli olsun olmasın zina üremeye katkı sağlayacaktır. Ensest yanlıştır diyorsun ve üremeye bağlıyorsun. İlk öncelikle hastalıklı çocuk yapmak bir tercihtir ahlaksızlık değildir bunu geçiyorum şimdilik. Dahası bu kişiler çocuk yapmayız dediklerinde ne olacak? Ensestin ahlaken kötü olduğu araya tanrı sokulmadan savunulamaz. Tabii bunu nasıl yapıyorlar diyorsan metaetik okuyacaksın.

    Sonuç olarak ahlakı üremeye bağlamak oldukça saçma bir şey. En başta verdiğim tecavüz örneği bunu anlayabilmek için yeterli. 5 yaşındaki çocuk dahi bunu kavrayabilir. Ama sen hala çünkü toplumun refahını bozuyor diye devam ettirmeye çalıştın burada fakında olmadan ahlakı rızaya bağladın aslında bu ateist etiğinde cinselliğe karşı savunulur. Ateistlere göre tecavüz ahlaksızlıktır çünkü rıza ile gerçekleşmez. Zina ahlaksızlık değildir çünkü rıza vardır. Ahlak üremeden bağımsız bir olgu olduğu için farklı bir şekilde temellendirme yapman gerekli ve bunu metaetik okumadan yapamazsın. Bu konular hakkında hiçbir şey okumadığın belli oluyor zaten.




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Hocam orayı uzatmadan varsaydım zaten. Yoksa doğal seleksiyon tabii ki bireye çalışacaktır. Adam daha temel kavramları bilmiyor. Mecburen bazı şeyleri uzatmak istemedim. Amacım doğal seleksiyonun toplum için çalıştığını kabule etsek bile dediği şeyin çıkamayacağını göstermekti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 12 Nisan 2019; 1:29:46 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.