Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
Bir Zamanlar Anadolu'da (2011) | Nuri Bilge Ceylan (3. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Geçen hafta izledim, klasik Ceylan filmlerinden biri olmuş, Erdoğanada rolü çok yakışmış. -
Bluray çıktı -
Sevmediğim bir tür ama yorumlar çok iyi olunca Bluray indirdim bir ara izlerim -
quote:
Orijinalden alıntı: Domates Kızartması
cinefile sürümünün bitrate değeri çok düşük (3 mbps civarı) daha iyi bir sürüm çıkarmı acaba?
ROUGH sürümü var hocam çok daha kalitelidir.. 10.4 Mbps bulamazsan pm ile yardımcı olurum.
-
Açıkcası tam olarak neyi beğendiğinizi bile anlamadım. -
Ben de anlayamadım izleyenlerin bu filmde böylesine müthiş ne bulduklarını. Acaba izlerken ben mi kaçırdım 
. Ödül filan almış festivallerde, bir de Nuri'nin filmi
-
zeka seviyesi filmi anlamaya yetmeyen 3. kişi oldum galiba. korkuyordum yazmaya bunu ama zube ve diminishedtriad'ı görünce cesaret geldi birden 
-
quote:
Orijinalden alıntı: Levent.
zeka seviyesi filmi anlamaya yetmeyen 3. kişi oldum galiba. korkuyordum yazmaya bunu ama zube ve diminishedtriad'ı görünce cesaret geldi birden
Birazdan ben de izleyecem iki buçuk saatte bayılmazsam gece yorum yaparım -
quote:
Orijinalden alıntı: Levent.
zeka seviyesi filmi anlamaya yetmeyen 3. kişi oldum galiba. korkuyordum yazmaya bunu ama zube ve diminishedtriad'ı görünce cesaret geldi birden
Bu filmi anlamak için zeka seviyesinin yüksek olmasına gerek yok ki Hem film kural değil sanattır değil mi, izleyicinin beğenisine sunulmuştur ama ille de beğeneceksin gayesi yoktur, o yüzden filmi çoğu kişi beğendi diye beğenmemeyi beyan etmemek olmaz. Varsa daha toplayalım bu filmi ahım şahım bulmayanları . Benim için görsel açıdan iyi bir filmdi, bir de birkaç etkileyici sahnesi vardı ve yine bana göre bunun dışında fos bir filmdi, yani bütünüyle harika bir film değildi. Normalde 2 saatlik izlediğim çoğu film su gibi geçer ama bu film ömrümden ömür götürdü. Kandırmayalım şimdi kendimizi, çok şey anlatıyordu deyip, deyip Varsa anlattığı pek değerli mevzuular, paylaşın buraya bakalım nelermiş.
-
Nuri Bilge Ceylan kendi deyimiyle filmlerinde atmosfere daha çok önem veriyor ve zaten bu atmosferi mükemmele yakın bir şekilde yakalıyor.Doğayı bu kadar güzel kullanan nadir yönetmenlerden biri kanımca.Filmin içerisinde verilen mesajlar çok fazla olmasa bile birkaç sahnede etkileyiciliği yakalamayı başarıyor.İmgelerin,metaforların havalarda uçuştuğu filmlerden hoşlanıyor olabilirsiniz ama filmlerde verilen duygunun seyirciye ulaşabilmesi de çok önemli bir kriterdir.İşte NBC bence bunu çok çok iyi yapıyor.Filmin teması genel anlamda kadınlar üzerine kurulu diyebiliriz.Her erkeğin hayatında bir kadın var ve bu kadınların o erkeklerin yaşamlarında çok büyük değişiklikler yaptıklarını görüyoruz.Evet bir buçuk saate de sığdırılabilirdi ama NBC harika sinematografisi ile beraber iki buçuk saat gibi uzun bir sürede hiç sıkılmadan izlettirebiliyor.Benim daha çok beğendim yine bir NBC filmi olan Üç Maymun'u izlemeyen arkadaşlara tavsiye ederim.
Ayrıca değinmek istediğim bir başka nokta ise üstteki üyelerin mesajları ile ilgili.Biz (aslında kendi adıma konuşuyorum ama biz diyeyim) burada sırf bir festivalde ödül aldı veya sırf NBC çekti diye filmi beğenmiyoruz.Gerek sinematografisi olsun,gerek işlenişi olsun hayran kaldığımız için beğeniyoruz.Görende berbat bir film izlemişiz de abartıyoruz sanacak.Tabi ki ülkemizden böyle sinemacıların uluslararası platformlarda başarı kazanması bizi sevindiriyor ve bu yolda teşvik ediyor ama filmini beğenmemiz için bu yeterli bir sebep değil.O yüzden insanlara entel maganda damgası vurmadan önce biraz düşünmek gerek.Bu forumda "saygı çerçevesinde" bir filmi beğenmediğinizi belirtirseniz kimse sizi sırf beğeniniz yüzünden yerin dibine sokmaz.Sokan olursa eğer o onu seviyesizliğidir.
-
Cümlelerim yanlış anlaşılmış olabilir. Niyetim kesinlikle dalga geçmek değil. Bu konu altında yapılan yorumlar neticesinde, izleyenlerin bu filmi neden beğendiklerine dair pek tatmin edici yorum yazmadıklarından ve filmi beğenmeyenlerin eleştiriye maruz kalmalarından dolayı böyle bir yorum yazdım -biraz da bir üstteki arkadaşların yorumlarına istinaden. Hafiften bir alay içeriyor yorumum ama amacım dalga geçmek değil, buradaki çoğu üyenin sinema konusundaki seviyeleri hakkında az çok fikrim var. @Dönüşüm arkadaşa da teşekkürler, film hakkında kısa da olsa güzel bir değerlendirme yapmış. -
quote:
Orijinalden alıntı: Domates Kızartması
o zaman özür dileyerek başlayayım bende yazıma
hocam şimdi nbc yi ne kadar tanıyorsunuz kaç filmini izlediniz bilmiyorum
bu adamın derdi felsefe yapmak değil zaten ki bunu kendiside dile getiriyor
bu adamın derdi olanı olabildiğince olduğu gibi göstermek
mayıs sıkıntısında kasabasının en yalın haliyle anlatırken uzak filminde başroldeki elemanın bunalımları bizimde bunalımımız oluyor
üç maymunda insan duygularının ne kadar çabuk değişebildiğini şaşırarak izlerken iklimlerde geri dönüşü olmayan kararların ne denli acı verici olabileceğini görüyoruz
bir zamanlar anadoluda filminde ise cesedi arayan ekibin yorgunluğu bizim yorgunluğumuz,içtikleri bir bardak çay bizim çayımız oluyor
yani nbc filminden felsefe çıkarmaya çalışmak yada ne anlatıyordu bu demek abes oluyor çünkü adamın derdi insanların ruh hallerini olabildiğine yansıtabilmek
bide ben köyde büyüdüğümden sanırım bana daha bir çekici geldi bir zamanlar anadoluda
demem o ki izlediğin onca dram filminden sonra illaki beğenmediğin kısımlar olacaktır saygı duyuyorum herkesin senin kültür düzeyinde olmasını bekleyemezsin
Yok özür dilemenize gerek yok, okunduğunda yanlış anlaşılacak bir yorum yazmışım. Ben de kusura bakmayın diyeyim o vakit. Biraz komik kaçabilir, ama yönetmenin izlediğim ilk filmiydi. Genelde Türk filmlerine vakit ayıramıyorum nedense. Zaten yönetmeni değil de filmi eleştirmiştim. Yönetmenin filmlerini bir bir açmışsın, onun için teşekkür ederim. Sayende yönetmenin tarzı hakkında fikir edinmiş oldum. Yönetmenin Kasaba filmine şöyle bir göz atmıştım, şu an elimde bir o ve Üç Maymun filmi var. Kasaba filmi hoşuma gidecek bir filme benziyor. Üç Maymun'u da büyük ihtimalle Yavuz Bingöl oynadığı için ön yargıyla izleyeceğim. Ama senin yönetmenin tarzı hakkındaki tespitin sayesinde böyle şeyleri göz ardı ederek filmleri izleyebilirim. Nedense bu yönetmene karşı bir soğukluk geldi, pek ısınamayacağım bir yönetmen gibi duruyor. Diğer filmlerine de bakarım artık. Bu arada estağfirullah, herkesin kültür düzeyi kendine
.
-
quote:
Orijinalden alıntı: Domates Kızartması
genelde ya çok severler yada nefret ederler zaten arada olana rastlamadım pek
yavuz bingöl o filmde pek fazla sırıtmıyor hani bende başta önyargı yapmıştım yavuz bingöl ne yeaa falan diye ama izleyince gayette güzel oynamış olduğunu gördüm zaten nbc oyuncularını çok zorluyor bunu bza kamera arkasında çok detaylı görme fırsatım olmuştu
iyi seyirler hocam
bu arada bela tarr ın satantango filmi yaklaşık bir yıldır gözüme takıldı ama nette bulamamıştım şimdi buldum izleyeyim diyorum süresi 7.5 saat miş benim için sorun değilde size sorma sebebim a torino lo filminide bela tarr yönetmiş acaba izlednizmi satantango yu?
şu iki fotoğrafa dalıp dalıp gidiyorum kaç gündür bu kadar olağanüstü kareler varolabilirmi?
Aynen bazı yönetmenler gibi Ceylan da ya sevilen ya nefret edilen yönetmenlerden. Nefret demeyelim de benimseyememek diyelim.
Bende ki ön yargılar zor kırılıyor ya, Yavuz Bingöl çok iyi oynasa da yine o benim gözümde sadece türkücü olarak kalacaktır. Yine de filmin keyfini bozmamasına gayret ederim izlerken. Oyuncuları bu kadar zorlamasa demek ki o kadar da tanınan bir yönetmen olmayacaktı.
Satantango filmini izlemedim. A Torinoi Loi gerçekten de olağan üstü karelere sahip bir film. Alttaki fotoğrafta Satantango'dan sanırım. Ben de ilk gördüğümde filmi hemen edinmeye kalkışmıştım ama 7.5 saat olduğunu görünce tereddüt ettim. Bu filmi mutlaka izleyeceğim ama bayağı bir ertelemem gerek. Ama Bela Tarr'ın Werckmeister harmóniák ve Kárhozat filmlerini izleyeceğim. Onların süreleri uygun görünüyor. Gerçi ben rekorumu La meglio gioventù filmini izleyerek kırmıştım. 6 saatlik bir filmdi ama su gibi aktı film. Bir buçuk saat sürüp de saatler sürmüş gibi olan filmlerden değildi yani. Arada onu da tekrardan tavsiye edeyim bari.
-
evet o kare satantangodan
ya hocam ilginçtir dram filmleri en sevdiğim film türünü oluşturmasına rağmen hala bağımsız filmlere geçiş yapamadım sanırım bunda zor bulunmalarının etkisi var
yoksa inan her konu açışında flan ağzım sulanıyor ve biliyorumki o filmi izlesem büyük keyif alacağım ama bi aratıyorum yok çıkmıyor dvdrip sürümü dahi
zaten şunu farkettim holivud yapımları artık zerre keyif vermiyor hep aynı adamları görmekten aynı müzik ve replikleri duyup aynı sahneleri tekrar tekrar izlemekten gına geldi
bir an önce bağımsızlara yönelmekte fayda var
bu arada bağımsız diyorum ama yanlış bir tabir olmuyor umarım? bi isimleri varsa öğrenmek isterim
-
Zor bulunmaları onları daha ilgi çekici yapıyor, ama birkaç filmin dışında bulmakta sıkıntı çekmedim. Çok iyi didikliyorum neti bu konuda. Eminim keyif alırsın. Ben de önceleri Hollywood sinemasından keyif alırdım, ama sinemanın başka yönünü keşfedince, Amerikalıların hep aynı şeyi anlattıklarını gördüm. Tabii pire için yorgan yakılmaz, her ne kadar bir filmin Amerikan yapımı olduğunu duyunca, o filmden soğusam da bazı filmleri izledikten sonra yanıldığımı anlıyorum.
Aslında bu tür filmlere genel mânâ da bağımsız diyebiliriz. Bağımsız sinemada bütçeyi yönetmen kendi karşılıyor yani parasal anlamda destek almıyorlar ve çok büyük hasılat beklemiyorlar yaptıkları filmlerden. Tabii bu bakımdan hepsine bağımsız sinema filmi demek yanlış olur. Bağımsız sinemadan ziyade Avrupa Sineması, Kuzey Avrupa Sineması diyebiliriz benim genelde tercih ettiğim filmlerin çıktığı sinema sektörüne.
Ben de çok tecrübeli, bilirkişi sayılmam sinema konusunda, sadece izleyen olmak da bir tutku zaten
.
-
o zaman bir ara senden uzunca bir liste almakta fayda var hocam yaparmısı bunu benim için -
Tamamdır. Ben de bir sürü liste var zaten, o listeleri bir düzene sokmam gerek. -
Bende isterim öyle bir liste
-
Blockbuster çöplere 100 milyon $ harcanacağına 100 tane bağımsız film ile 100 tane başyapıta sahip olurdu bu dünya, ama ana akım sineması tarafından uyuşturulmuş "sinemaseverler" olduğu sürece bunun adı çılgın projeden öteye gidemeyecek.
Bağımsız filmler geçen seneyi resmen domine etti, hatta birisi Oscar'ın kapısına kadar geldi (The Descendants).
Bilge Ceylan'da başlarda nefret eden ben şimdi müdavimi oldum, bağımsız sinema hayranı oldum çıktım birden. Mesela geçen senenin en iyileri arasında hep bağımsızlar kaldı aklımda. Kevin Hakkında Konuşmalıyız'dan Take Shelter'a, A Separation'dan Drive'a kadar.
Not: O listeden bende istiyorum diminishedtriad
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
