Barbie | Greta Gerwig | Margot Robbie - Ryan Gosling (21 Temmuz 2023) (3. sayfa)

Rica ederim. Tabii bu subjektif yorumum. Sen de benim kadar beğeneceksin diye bir şey bulunmuyor. Senin eleştirel mantığın keskindir, yorumların da benimkine nazaran daha az insaflıdır mesela. Belki kendi perspektifinde gözüne batacak detaylar da görebilirsin, hani belki benim atladığım veya yadırgamadığım. Ama ben şahsen filmi çok beğendim. Anlamlı güzel detaylar var.

Barbie'nin küresel hasılatı, 1 milyar doları geçerek '1 Milyar Dolarlık Filmler' listesine girdi. Filmin Türkiye'deki izleyici sayısı ise 1 milyon kişiyi geçti.

5 Eylül'de dijitalde.

Cok umutlanma cok matah degil  

Yok hocam pek bir beklentim yok, filmsizlikten bakacağız. Çok pohpohladılar çok reklam ettiler Oppenheirmer ile birlikte bakalım.

Dijitale çıkışı 12 Eylül'e ötelenmiş görünüyor.

Malum ortamlara web-dl sürümleri düşmeye başlamış.

daha komik bir film bekliyordum. 1.13'teki, IRS ve sondaki hariç pek bir şeye gülmedim. müzikal de değil çocuk filmi de değil yani.

alt yazı 

Birisi ekşide truman show'a benzetmişti. Beklentilerimi üst düzeyde tuttum açıkcası ama basit bir filmden öte gidemedi.

Truman Show'a saygılar.

Bundan 10 sene önce ismi Barbie olan bir film çekilseydi sinemaya sadece çocuklar doluşurdu. Hatta kız çocuklar. Erkek çocuklar gitmezdi bile. Bugün geldiğimiz hale bakın. Büyümeyen çocukların diyarına hoş geldiniz. Sanırım siyasiler anladı ki eğer bu insanların büyümesine mani olursak hepsini hayatları boyunca köle gibi sömürürüz. Ama hesaplayamadıkları şey, orta doğu halklarının hala eski anlayışla devam ediyor olduğu. Bunun sonuçları batı dünyası için çok acı olacak. Zaten daha şimdiden yaşadıkları "mülteci krizi" bunun sinyallerini veriyor. Bu bahsettiğim "çocuk kalan" insan modelinin bir diğer eksisi de çocuk yapmaması. E tabi, kendisi çocuk kalan nasıl çocuk yapsın. Bir kaç nesil sonra avrupa ülkelerinin nüfus istatistiklerine bakanlar ne demek istediğimi anlayacaklar. İş işten geçmiş olacak.

İzleme fırsatı bulmadım ama planlarım arasına aldım. Umarım buna değer.

Dijital sürüm geldi.

2160p de düşmüş mü hocam?

Evet.

Filmden bağımsız ilk olarak Barbie'nin ne tür amaca hizmet ettiği ve sosyolojik olarak nasıl ortaya çıktığına iyi bakmak gerekir. Zira film okuması bunlar olmadan yapılırsa içi boş bir örüntü ortaya çıkar.

Barbie ve Ken'in sarışın, mavi gözlü ve mükemmel insana yakın olarak resmedilişi nazilerin üstün ırk kavramına fazlasıyla denktir. İkinci Dünya Savaşı'nda, Avrupalılar ile temasın kurulması sonucu özellikle ortaya çıkar. Barbie fikir olarak elbette ki oyuncak olarak ortaya çıkmış olabilir fakat onun form olarak ortaya çıkışında hiç iyi emeller barındırmaz ve kızları motive etmekten ziyade onların sağlıklarını olumsuz etkiler. Filmde bu anlamda Barbie'nin sütü kafayı dikmesinde sütün olmaması, yiyormuş gibi yapıp besinleri tüketmemesi onun oyuncak dünyasına ait olmasından ziyade tam da yemek yememe tandansı üzerine bir anlatı bana göre. Bu oyuncak kızların, vücutlarının imkansız ölçülere ulaşması adına anoreksia ve blumiya gibi yeme bozukluklarına sebebiyet vermiştir.

Herkese hitap etmeye çalışırken hiçbir konuda sesi çok çıkmayan bir film Barbie. Filmin sonunda insan olmayı tercih edip yoluna aslında tüm arızalarla devam etmek isteyen ama gerçekte yıllardır bunun tam tersi olanın pazarlamasını yapan bir şirketi de sempatik hale getirmeye çalışan tuhaf bir örgüsü var. Mattel'de çalışan bütün ekibi salak göstermek, kendiyle dalga geçmek bir şeylerin penceresini değiştirmiyor. Ama bütün bunlara rağmen sorgulamaya iten, düşündüren filmlere saygım olduğundan dolayı kötü bir film olarak etiketlemem haksızlık olur. Oyunculukları, ilk yarısının enteresanlığıyla özellikle eğlendim diyebilirim. 6.5/10