Şimdi Ara

Assassin's Creed Odysey oyununda antik yunan filozoflarına nasıl diyaloglar yazılabilir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
259
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yaratıcılığımızı konuşturalım. Popüler kültür öğesi böyle bir oyuna nasıl diyaloglar yazılabilir. Çoğu insanın aklında bu çağın filozofları ak sakalıı kıvırcık saçlı muzır, tuhaf, delilikle dahilik arasında gelen sürekli laf sokan kendi kendiyle monoloğa giren bir tiplemeye sahip.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Neden daracik yaparlar ki bu evleri..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Up bu konu eğlenceli olabilir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuya çağırasım geldi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • eastindiacompany E kullanıcısına yanıt
    Dedektif Aristoteles diye bir roman vardı Alfa yayınlarından. Aslında o kitap bayaa bi fikir verebilir. Çünkü, Assasins Creed dönemindeki filozofların hâlen Aristoteles etkisinde olmaları gerekiyor galiba.

    Orta sınıfın batıl inançları ve ekonomik kaygıları, bilimle, dinle veya içkiyle kafayı bozmuş üst sınıfla dalga geçmek belki..

    Valla pek bilemedim, orta çağ bilgisi sağlam biri gelip iyi fikir verebilir aslında. Konu ilginç olabilir, evet.
  • Şu aragonun kuşuna bak uçarken ne guzel. Aklına hedefine varmaktan başka bir şey takılmaz ve ihtiyaç duymaz sırf iki kanattan ve iyi bir ruzgardan başkasına.



    Ancak ben oyle mi.



    Diyor ki aragonun kuşu bana uçtuğumda kanadımın altındaki yer benim. İndiğimde ise yere, sadece bastığım iki cılız ayağımla sahibim o koca toprağın küçücük karasına.



    Mesela Mercan adasıyla kaya adası arası gemiyle 30 dakika çekerken aragonun kuşu bu mesafeyi alıyor 5 dakikada.



    Ancak aragonun o sıska kanatları beni taşıyamadığından ve benim daha cılız kollarım kulaç atamayacağından o gemi benim tek gidiş aracım. Muhtacım o geminin kaptanına.



    Herakliusun kolları dunyayı taşırken zeusun yıldırımları beni şeytanlardan korur. Muhtacım göğün o büyük ulularına.



    Ben ve aragonun kuşu ise ne dunyayı kaldırabilir ne de kıvılcımlarla şeytanları kovalayabilir aslında.



    O zaman anlaşmalıyım aragonun kuşuyla. Ne yerde ne gokte muhtaç olmamalıyım yerin goğun ulularına.



    Zira o uçarken dunyayı kaldıran herakliusa ihtiyaç duymaz ve bir gemi de onun için ancak bir konaklama yerinden ote değildir.



    Hem şeytanlar uçamadığından zeusun yıldırımları da aragonun kuşu için taşımaz hiç bir anlam.



    Benim cılız kollarımla atamayacağım kulacı taşıyamayacağım dunyayı ve yine cılız bacaklarımla kaçamadığım şeytanı dize getiren bir yol bulmak için, aragonun kuşunun kanadı uçurmalı aklımın dizelerini.



    Oyle bir yukselmeliyim ki goğe aklımın ihata ettiği her şey benim mulkum olmalı ve hiçbir zaman basmamalıyım yere bedenim sadece toprak olmamalı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 31 Ağustos 2018; 10:31:23 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.