Araba kullanmanın keyfini bırakmadılar.

Araba sürmenin zevkini bırakmadılar ki?Yol yaptı,yol yaptı diyorlar da o yolda adam akıllı gidemedikten sonra neye yarar.İlçeden şehire giden 30 km lik yolda iki sabit 1 adet gezici radar var.Hergün çevirme,kimlik kontrolü var.Sehiriçi eds kameralarından geçilmiyor.Şehir merkezinde trafikten millet birbirinin üstüne çıkacak.Park yeri yok yürüsen daha iyi.Bir kaza yapsan 800000 lik arabaya 400000 gidiyor.Bir motor tamiri yaptırsan 80-100000 tl.İki cıvata sıksalar 500-1000 tl.Yedek parça ateş pahası.El kadar plastik parçalar 5-6000 tl.Led far 20-25000 tl.Her ay zamlanan trafik ve kasko ücretleri her yıl ikiye üçe katlıyor.Otobanlar desen taşımacılığın neredeyse tamamını kamyon ve tırlarla yaptıkları için şehirinden farkı yok.Hız sınırı 130 ama o hızda gidecek yol yok.Millet çekirge gibi sürekli bir yerden başka bir yere zıplıyor.Otobanlarda bile üç şerit yan yana araçlar full dolu gidiyor.Sanki ankarada aştinin önünden geçen konya yolu gibi her şeritte araba var.Şöyle hafta sonu bir uzun yola ya da yazın tatile gideyim desen trafik stresinden küfür etmekten,sinirlenmekten gezmenin tadını alamıyorsun.

Dolayısıyla bu saatten sonra 10-15 yaşında 200000 km'de bir araban olmasıyla 2024 model hayalet ekran,elektrikli,dokunmatik oyuncaklı 1,5-2 milyonluk araban olmasının bana göre çok da bir önemi yok.

sürme

haklısın

Ev araba hayal olunca millet geleni harcıyor. Faizler güya yüksek kimsenin harcama alışkanlığı değişmedi.

Neyin keyfi kaldı ki?

Serzenişlere katılmakla birlikte, en azından şehirler arası yollarda durumun her zaman için bu kadar vahim olduğunu düşünmüyorum. Bayram tatillerine denk gelmediği sürece şehirlerarası yollarda öyle strese sokacak bir trafiğe denk gelmedim. Ankara'dan farklı şehirlere gidip gelirim arada, en sevmediğim şehirler arası yol Ankara-Eskişehir arası. Bu yolun bazı bölümlerinde hem şeritler dar ve hem de trafik diğer güzergahlardan daha yoğun. Ankara-Kırıkkale arası da hakeza.

Onun dışında (dediğim gibi bayram tatiline denk gelmediği sürece) uzun yolda araç sürmek benim için halen çok keyifli. Sırf araba sürmüş olmak için yakın şehirlere eş-dost ziyareti ya da piknik-gezme v.s. bahanesiyle gittiğim oluyor.

Tabi serzenişlerin en önemli kısmı maddiyatla ilgili olanlar ki sonuna kadar haklıyız bu konuda ama orada da ayağını yorganına göre uzatmak gerekiyor. Kenarda bir miktar birikimi ya da geçinebileceği aylık geliri olmayan insanların maddi şartları zorlayarak, kredi, borç harç alarak ulaşabileceğinin ötesinde araçlar, evler, telefonlar almaları bu hayatı sürdürmeyi, döndürmeyi bazen işkence bazen imkansız kılabiliyor.

Hepimiz Mercedes'e sahip olmak isteriz ama işte iş sadece sahip olmakla kalmadığı için, işletme maliyetlerini de düşünerek, işletebileceğimiz, sürdürülebilir bir araca yönelmek durumunda kalıyoruz.

@ykaya1983 Klasik zihniyet bakış açısı ile cevap vereyim;

sürme,yeme,içme,gezme,tozma,harcama,gitme.yapma...

milyonlarca memur var ve memurların maaşlarını vatandaşın sırtına bindirdiler.

. Düşür memur sayısını yarı yarına , maaşınıda asgari ücrete bağla. Radar madar olmaz bu ülkede.

Akp yaşama sevinci bırakmadı.

1.5 milyona egea satıyorlar . çok da bi oyuncaklı falan değil. 120 den sonra kelle koltukda gidiyorsun.

Ekosistemlerini besledikçe beslediler.

Gönül belediyeciliği meğer beslenme amacıylaymış.

Eldekiler gidince kala kaldılar. Topar ördek kendileri oldular. Şimdi far görmüş tavşan gibiler.

Yani Belediyeler el değiştrmese hala göreceğimiz yoktu. Yazıklar olsun milletin hakkını yiyenlere...

Bu memurlar da bir garip. Hem maaşım 100 bin lira olsun hem de her şeyin fiyatı 2019 gibi kalsın. Öyle olmuyor işte. Özel sektör çalışanlarının ümüğünü sıkıyor devlet. Biraz da memurlardan toplasın.

otobusle gezsene daha zevklı hem yanına kızda oturur..arabada tek gezıyon kızla oturamıyorsun