Şimdi Ara

Amerikan Konsolosluğuna Saldırı ve Orada Görevli Polisler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
974
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Her nekadar ABD konsolosluğu olsada ölen polisleriniz için üzüldüm.

    Fakat olayda birşey dikkatimi çekti.


    Kenan adında bir arkadaşım ABD konsolosluğuna yakın oturuyor.Olaya şahit olmuş ve onun bahsettiğine göre amaç Amerikan konsolosluğuna değil, orada çalışan bürokrat veya herhangi bir amerikalıya değilde türk görevlilereymiş.
    Araçtan iner inmez, izlediklerime ve Kenan'ın bahsettiklerine göre söylüyorum, oradaki ABD konsolosluğu görevlilerine değilde polislere saldırmışlar.O Amerikalıları görmüş oldukları halde polise ateş etmeleri ilginç.

    Hedef saptırma var zannediyorum.Çünkü bu meselenin aslında Ergenekon Terör Örgütünün bulunduğunu düşünüyor ve yurt dışına çıkan bir rütbelinin bu konuda polislere göz dağı verme olasılığını yüksek buluyorum.

    Bilmiyorum, sizler ne düşünüyorsunuz bu olayda fakat izlenimlerim bunlardı.

    Keşke ABD konsolosu bu polisler yerine ölseydi diyeceğim fakat birçoğunuz tepki gösterecek.
    Ben Amerikayı sevmiyorum.Bunu normal karşılayın.Aynı duyguları benim konsolosluğum için paylaşan milyonlarca Amerikalı İdiot var.Bizde taş atana ekmek atmak yoktur...

    Cevaplarınızı bekliyorum, sevgilerle.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.C.C.P. -- 10 Temmuz 2008; 18:55:23 >







  • Bugnkü gastede seni doğruluo abi.İyi akl yürütmşn.

    Asıl hedef polisti


    İstanbul'daki hain saldırıyı aydınlatmak için seferber olan Emniyet, katillerin bağlantılarına yoğunlaştı. Ana hedefin polis olduğunu belirten terör uzmanları, olayın uluslararası alanda daha geniş yankı bulması için eylem yeri olarak başkonsolosluğun seçildiğini kaydediyor.

    ABD Başkonsolosluğu'na yönelik terörist saldırının sır perdesi henüz aralanmadı. 3 polisin şehit düştüğü olayı aydınlatmak için alarma geçen Emniyet, 4 kişiyi gözaltına aldı. Emniyet yetkilileri, hain eylemin El Kaide'ye yakın gruplar tarafından yapılmış olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor. Ana hedefin polis olduğunu vurgulayan uzmanlar, olayın uluslararası alanda daha geniş yankı bulması için eylem yeri olarak başkonsolosluğun seçildiğini kaydediyor.

    İstanbul'da önceki sabah gerçekleşen eylemi bütün yönleriyle inceleyen Emniyet, katillerin bağlantılarına yoğunlaştı. Tetikçilerden ikisinin kapı komşusu olduğu belirlendi. Evden çıkarken "Yeni iş buldum." diyen Bülent Çınar ile diğer iki saldırganın telefon görüşmeleri inceleniyor. Terörle mücadele ekipleri, olayda kullanılan aracı da İkitelli'de terk edilmiş halde buldu. Olaydan sonra kaçan dördüncü kişiye de akşam saatlerinde ulaşıldı. İddialara göre ABD Başkonsolosluğu'na düzenlenen saldırı, Erhan Kargın tarafından organize edildi. Daha önce birçok kez Afganistan'a giden Kargın'ın en son 2007'de Türkiye'ye giriş yaptığı belirlendi. Emniyet yetkilileri, Kargın'ın El Kaide sempatizanı olabileceğini kaydetti.

    Ölü ele geçirilen teröristlerin kimlikleri ise ilginç ayrıntılar içeriyor. 3 polisimizi şehit ettikten sonra vurularak ölen teröristlerden Bülent Çınar'ın yakınları, yaşanan olaydan dolayı şaşkın. Çınar'ın annesi ve dayısı Celal Öz, yeğeninin dünkü saldırıda ölen Erhan Kargın tarafından kandırıldığını iddia etti. Kargın'la Bülent'in tanışmalarının 1 ay öncesine dayandığını söyleyen Celal Öz, "Erhan, 15 gündür Bülent'in yanına gelip gidiyordu. Onu ne şekilde kandırdığını bilmiyorum; ama Bülent böyle bir olaya karışacak insan değildi." dedi. Diğer terörist Raif Topcıl'ın da Erhan Kargın'la, Bülent Çınar aracılığı ile tanıştığı ifade edildi. Uzun süredir arkadaş olan Bülent Çınar ile Raif Topcıl'ın yaşadıkları evleri de aynı sokak üzerinde ve karşı karşıya. Yaşanan olaydan sonra her iki evde de arama yapan polis, Erhan Kargın tarafından getirildiği iddia edilen birçok kitaba el koydu. Bülent Çınar'ın ağabeyleri Atilla Çınar (28), Servet Çınar (31) ve kız kardeşlerinin nişanlısı, Topcıl ailesinden de 2 kişi gözaltına alındı. Dayı Öz, yeğeninin saldırıdan bir gün önce işten ayrıldığını söyledi. Öz, "Belki ona, yurtdışına götürmeyi teklif ettiler. Belki para vereceklerini söylediler. Belki de bir şey içirip kandırdılar. Ailesi garibandı." şeklinde konuştu. Bülent Çınar'ın annesi Saniye Çınar, oğlunun kandırıldığını söyleyerek, "Oğlumu yoldan çıkardılar. O, cinayet işleyecek biri değildi." diyerek gözyaşı döktü. Oğlunun öldüğünü televizyondan duyan Saniye Çınar, "Markette kalıyordu. Sabah erkenden gelip anahtarı bana verdi. 'Anne ben işe gidiyorum' dedi. Neden erken gittiğini sordum. 'Servis saat 08.00'de geliyor.' dedi. Bana, 'Anne ben artık başka işte çalışacağım.' dedi." şeklinde konuştu. Raif Topcıl'ın çalışmayan, sağda solda gezen biri olduğunu belirten Saniye Çınar, polisler için, "Onlar da bizim evladımız. Biz kardeşiz." diye yakındı. Soruşturmayı yürüten Savcı Fikret Seçen, terör konusunda uzman. Daha önce Hrant Dink cinayetiyle ilgili dosyaya bakan Seçen, Ergenekon terör örgütünün savcısı Zekeriya Öz'le adliyede aynı odayı paylaşıyor. Seçen ve Öz, dün bütün mesaisini Emniyet'te geçirdi.





  • Kaçanlardan birimi ikisimi Rusyada :)
    Bu arada etkiye tepki doğanın değişmez kanunudur.Ve tepki atalarımızın dediği gibi rüzgara karşı fırtına gibi olmaya çok yatkındır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sse -- 11 Temmuz 2008; 12:24:55 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sse
    Kaçanlardan birimi ikisimi Rusyada :)

    @C.C.C.P. iş başa düştü. Hadi göreyim seni aslanım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.


    Keşke ABD konsolosu bu polisler yerine ölseydi diyeceğim fakat birçoğunuz tepki gösterecek.
    Ben Amerikayı sevmiyorum.Bunu normal karşılayın.Aynı duyguları benim konsolosluğum için paylaşan milyonlarca Amerikalı İdiot var.Bizde taş atana ekmek atmak yoktur...




    Bu artı bir eksi bilmem kaç muhabbetlerini hiç sevmem ama artı sonsuz diyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    ...
    Bizde taş atana ekmek atmak yoktur...



    Bizdede taş atana gül vermek vardır.
  • bu iştede erKENEkon un işi verdır gibime geliyo ama neyse
  • İktidarın borozanı malum gazete,hani şu devlet kredisi ile el değiştiren gazete,paraları yokmuş
    ama almışlar!
    Dün "el kaide" diye başlık atmıştı.el kaide kokuyor.sonra baktılar buradan ne çıkarırız diye.
    bugünkü başlık tahmin edileceği üzere ergenekon.
    "ergenekon kokuyor".
    bu gazeteye göre tamil gerillalarını bile ergenokon yönetiyormuş!
    vay anasını!
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cetinkaya.

    ...erKENEkon...


  • ama harbi yapışmışlar memlekete
  • quote:

    Orjinalden alıntı: El-Cezeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: sse
    Kaçanlardan birimi ikisimi Rusyada :)

    @C.C.C.P. iş başa düştü. Hadi göreyim seni aslanım




    İstermiisin örgüt kuralım :d
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Dreatlord


    quote:

    Orjinalden alıntı: El-Cezeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: sse
    Kaçanlardan birimi ikisimi Rusyada :)

    @C.C.C.P. iş başa düştü. Hadi göreyim seni aslanım




    İstermiisin örgüt kuralım :d


    Ben buldum örgüt ün ismini : ergeneKOR




  • quote:

    Orjinalden alıntı: eloko

    İktidarın borozanı malum gazete,hani şu devlet kredisi ile el değiştiren gazete,paraları yokmuş
    ama almışlar!
    Dün "el kaide" diye başlık atmıştı.el kaide kokuyor.sonra baktılar buradan ne çıkarırız diye.
    bugünkü başlık tahmin edileceği üzere ergenekon.
    "ergenekon kokuyor".
    bu gazeteye göre tamil gerillalarını bile ergenokon yönetiyormuş!
    vay anasını!



    Niye?Ergenekonu savunuyor musunuz yoksa?
    Aynı haberin 80 kez evolution olmuş halini Posta yayınlasaydı ne değişecekti?


    Ergenekon




  • Bir Erggenekon çıktı ya, tamam artık herşeyi bağlayacak bir ip bulundu. Hatta keneleri de Ergenekon getirdi bu ülkeye.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara
    Bir Erggenekon çıktı ya, tamam artık herşeyi bağlayacak bir ip bulundu. Hatta keneleri de Ergenekon getirdi bu ülkeye.


    Böyle bir söylemle, bu tip bir terör yapılanmasını küçümsememiz asla beklenmemeli.

    Bildiğiniz gibi bu örgüt sadece çatışmalara giren adam öldüren bir yapılanma değil. Devlet içersinde köklerini salan, köşe başlarına adam koyan, şantaj yoluyla bir çok bürokratı elinde oynatan, ülkede kaos ve karmaşayı sağlayıp darbe planları yapan, birine dokunduğunuzda elinizi ısıran çok kopleks bir yapılanma.

    Bu asla ama asla küçümsenmemeli...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: El-Cezeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara
    Bir Erggenekon çıktı ya, tamam artık herşeyi bağlayacak bir ip bulundu. Hatta keneleri de Ergenekon getirdi bu ülkeye.


    Böyle bir söylemle, bu tip bir terör yapılanmasını küçümsememiz asla beklenmemeli.

    Bildiğiniz gibi bu örgüt sadece çatışmalara giren adam öldüren bir yapılanma değil. Devlet içersinde köklerini salan, köşe başlarına adam koyan, şantaj yoluyla bir çok bürokratı elinde oynatan, ülkede kaos ve karmaşayı sağlayıp darbe planları yapan, birine dokunduğunuzda elinizi ısıran çok kopleks bir yapılanma.

    Bu asla ama asla küçümsenmemeli...


    Nereden biliyorsun kanıt var mı elinde, MİT ajanı mısın??? Bu aralar herkes atıp tutuyor zaten iddianame çıksada ne olduğunu öğrensek 1 yıldır bekliyoruz.




  • SALDIRI EGENEKON KOKMUYOR, ÇÜNKÜ...

    Çarşamba günkü saldırıyı Ergenekon’la irtibatlandırmaya çalışan çok oldu, daha da olacağa benziyor. Dün de hem Sabah, hem Vakit gazeteleri manşetlerine bu iddiayı koydular. Vakit neyse de Sabah’ın “Adalet Bakanlığı’nda Ergenekon’u yakından bilen bir yetkili” nin ağzından dile getirdiği argümanları incelemekte yarar var. İşte Sabah’ın “Saldırı Ergenekon kokuyor” manşetinin iddiaları ve benim itirazlarım.

    1- “Militanlar usta değil”

    Sabah’ın uzmanı “El Kaide militanları uzunca süren bir eğitimden geçirildikten sonra eylemlere yönlendiriliyor. Bir saldırı anında çok ustaca hareket ediyor çok etkili silah kullanıyor. Oysa konsolosluk saldırısında 3 militan 2 trafik polisi tarafından öldürüldü” diyor. Bu tespit Türkiye ve dünyadaki El Kaide gerçekleriyle örtüşmüyor. Örneğin 15-20 Kasım 2003’ün İstanbul’daki dört intihar eylemcisinden sadece Feridun Uğurlu çok iyi eğitim almıştı. Örgüt şura üyesi Harun İlhan sadece gözcülük yapmıştı. Esas planlayıcılar da eylemin hemen öncesine Irak’a geçmişlerdi. Endonezya’da Bali Adası’nda bomba yüklü kamyonla diskoteğe girecek eylemci araba kullanmayı bile bilmiyordu. 2003’deki Fas Kazablanka’daysa 14 intihar eylemcisi, kendileri dışında sadece 31 sıradan Faslıyı öldürebildiler. Yani El Kaide’nin bu tür intihar eylemlerine çok usta militanları yollaması diye bir şart yok hatta tam tersi bile söylenebilir.

    2- “Eylem tipine uymuyor”

    Sabah’ın uzmanı “El Kaide olsaydı kamyonla girişe gelir ve büyük bir patlama gerçekleştirirdi.” diyor ki dünya çapında bir şekilde El Kaide’ye atfedilen eylemler hakkında fazla bilgi sahibi olmadığı anlaşılıyor. El Kaide sadece İstanbul, Madrid, Londra’daki gibi gösterişli eylemlerden ibaret bir örgüt değil. Suudi Arabistan, Cezayir, Mısır, Pakistan gibi yerlerde her türden eylemin ardında bu şebekeyi görmek mümkün. Ayrıca Mart 2004’deki Kartal Mason Locası baskınında olduğu gibi, doğrudan El Kaide ile temasta olmayıp, ondan esinlenerek eylem yapan bağımsız gruplar da var.

    3- “Militanlar ülkücü ve hırsız”

    “Saldırganlar ülkücü ya da daha önce hırsızlıktan sabıkalı. Bugüne kadar yakalanan El Kaide militanlarının geçmişleri incelendiğinde ya sabıkasız ya da İslamcı eylemlerden gözaltına alınmış kişiler” deniyor ki üç kişiden hiçbirinin ülkücülükle ilişkisi saptanmadı. Tam tersine birisinin babası Hizbullah’tan yargılanmış. Tümü camiye giden ve çevrede radikal İslamcı bilinen kişiler. (Burası cuk diye oturmuş)

    4- “Ergenekon’un taşeronu”

    Sabah’ın uzmanı “Ergenekon, Hizbullahçıları, ülkücüleri hatta PKK’lıları kullanmaya müsait. Hatta Tamil gerillalarını bile getirip kullanabilirler” diyerek bu saldırıyı Ergenekon’la ilişkilendiriyor. Saydığı yerli örgütleri ve Tamil gerillaları fantezisini bir yana bırakalım, şu soruları sormak kaçınılmaz: Hiç taşeron intihar eylemcisi olur mu? Ergenekon soruşturmasında bugüne kadar herhangi bir intihar eylemiyle karşılaşıldı mı? Şu ana kadar Ergenekon’a bir şekilde atfedilen eylemlerin tümünde zanlılar kısa sürede yakalandı. Mahkemelerinde gördüğümüz kadarıyla öyle bir dava için ölecek tiplere de benzemiyorlar. (Böyle bir örgüt için kimse intihar saldırısı yapmaz, bu örgüt dini bir örgüt değil.)

    5- “Amaç soruşturmayı saptırmak”

    “Eylemin amacı da Ergenekon soruşturmasında gündemi değiştirmek ve soruşturmayı saptırmak” diyen uzman “doğrudan polisi hedef alan saldırı aynı zamanda Ergenekoncuların baş düşmanı olan ABD’nin desteklediklerine ya da ABD’yi destekleyenlere de bir gözdağı niteliğinde” diye konuşmuş. Böylece Ergenekon soruşturmasının iki taraftan (demokrasi yanlıları/darbeciler) ibaret olmayıp ABD’yi de yakından ilgilendirdiğini, Sabah’ın deyişiyle “Ergenekon’u yakından bilen bir yetkili” nin ağzından duymuş olduk.



    Adalet Bakanlığı’ndan olduğu söylenen bu yetkiliye “Siz El Kaide’yi ne sanıyorsunuz?” diye sorup şu uyarıyı yapmak kaçınılmaz: Bugüne kadar El Kaide’yi önemsemeyip, şunun bunun oyuncağı olarak görenler hep yanıldı ve yanılmalarının faturasını fazlasıyla ödedi. Aman dikkatli olun, dünyayı Ergenekon’dan ibaret sanmayın. El Kaidecilerin doğrudan polisi hedef almasının nedenleri üzerine biraz kafa yorun ne bileyim google’da “El Kaide’den Türkiye’ye tehdit” yazın, bakalım karşınıza neler çıkıyor. Ayrıca El Kaide’yle bir şekilde alakalı kişilerin eylem yaparken sizlerin gündemini çok fazla önemsediği yanılsamasına da kapılmayın.

    Umarım Sabah Gazetesi’ne adını vermeyen yetkili tahmin ettiğim kişi değildir. Zira Ergenekon soruşturmasını çok önemsiyorum ve dağın fare doğurmasını kesinlikle istemiyorum.




    Ruşen ÇAKIR




  • Dikkatimi çeken birşey var, forumda Din ve Siyaset yasak.
    Konuların %50'si Din ve Siyaset. (veya sonradan bu hale geliyorlar).



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ßy Spécops. -- 12 Temmuz 2008; 18:32:09 >
  • SABAH'IN HABERCİLİĞİ..

    "Bakalım bu olayı Ergenekon'a en evvel kim bağlayacak" diye düşünüyordum, olay anında canlı yayınları izlerken.. İnanın aklımda sadece Nöbetçi Komplo Teorisyenleri vardı..
    Ama onlardan biri değil, biz yaptık.. Yani Sabah!..
    Bu gazetenin köşelerinde çıkanlar, imza sahiplerini bağlar. Ama "Haber" hepimizindir.. Onun için "Biz" dedim..
    Sabah, TSMF tarafından Ahmet Çalık'a devredildiği günden beri mercek altında.. Çıktığı günden beri Sabah'tan rahatsız olan, çökertmek, yok etmek için ellerinden geleni yapan rakiplerimiz, nerdeyse ölüm ilanlarına kadar bakıyorlar.. Sonra da saldırıyorlar..
    Ergun da köşesinde yanıt veriyor.. Eksik.. Yanıt gazeteyle verilir, köşe yazısıyla değil.. Ne demiş eskiler.. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
    Yani.. Bizim şu dönemde her günkünden çok daha fazla özenli, çok daha titiz, çok daha dikkatli olmamız gerekir ki, okur Sabah'a inancını yitirmesin.
    Sabah bu ülkenin yıllardır başa güreşen gazetesi. İkiden biri.. Üçüncü yok. Bu kimlik, bir gazetecilik süreci içinde kazanıldı. Sabah bu ülkenin en okunan iki gazetesinden biri olma ve sürdürme başarısını, tarafsızlığıyla kazandı. Hükümet sözcüsü olarak değil.
    Dünya üzerinde hükümet sözcüsü olup da başa güreşen gazete, sadece basın özgürlüğünün olmadığı faşist ve komünist rejimlerde olur. Çünkü satılmaz dağıtılır. Özgür dünyada böyle gazeteler nal toplar.
    Ahmet Çalık'ın geldiği günden bu yana, gazetenin yazar kadrosunda ne bir eksilme var, ne de bir ekleme.. Çalık, hepimizi, Dinç Bilgin'den, Turgay Ciner'den ve TMSF'den devraldı. Kimseyi de işten çıkarmadı.
    Genel Yayın Yönetmeni dahil, yönetim kadrosunda da tek değişiklik yapılmadı.
    Yani..
    Çalık yazılara ve yönetime hiç müdahale etmedi, şu ana kadar..
    O zaman "Çalık aldı, böyle oldu" demek için çırpınanlara bir tek yol kalıyor.. Haberler..
    Sadece rakipler değil, okur için de böyle.. Sabah hakkında şüpheye düşen okurun ölçütü de haberler oluyor.. Verilen ve verilmeyen haberler..
    Şimdi Sabah'ı her sabah hazırlayanlar, bu çok kritik geçiş döneminde, gazeteye damga vuracak şeyin "Haber" olduğunu bilmiyorlar mı peki?..
    O zaman neden özen göstermiyor, tam tersi kör parmağım gözüne, yangına körükle gidiyorlar..
    "Ergenekon'un finansörü" dedikleri kişinin 13 ay hapiste kalıp, suçunu öğrenmeden, mahkemeye çıkarılmadan, yargıcını görmeden kanserden ölmesini ve parasızlıktan cenazesini devletin kaldırmasını görmezden gelmek, haber değerinde bulmamak, hele de "Demokrat, İnsan Hakları Savunucusu" kimliği konusunda mangalda kül bırakmayan Sabah'a yakışır mı?.
    Önüne gelene "Faşist" diye küfreden Aslan demokrat köşe yazarlarımızın bir teki bu korkunç "İnsanlık Suçu"nu "Nedense" ele almazken..



    Şimdi dünkü manşet..
    Ergenekon Kokusu!..
    Yani daha iddianamesi hazır olmayan, davası açılmayan, soruşturması devam eden davayı biz Sabah olarak sonuçlandırmış ve mahkûm etmişiz bile, henüz neyle suçlandırıldıkları kendilerince dahi bilinmeyen insanları..
    Bu nasıl "Demokrat" gazeteciliktir, insan haklarının, hukukun neresine sığar bilmem..
    Habere bakar mısınız?.


    Yalnız alt başlıkta bir kaynak işareti var..
    "Adalet Bakanlığı'nda Ergenekon'u yakından bilen üst düzey yetkili.."
    Haberin içinde bu yetkilinin varlığı, Ergenekon'u niçin iyi bildiği, haberde imzası olan Abdurrahman Şimşek'e bu bilgileri nasıl ilettiği konusunda tek kelime yok. Sevgili Yavuz Baydar, âkil adamımız bunu da açıklasın bakalım..
    Şimdi ben soruyorum..
    İlk olarak Adalet Bakanı M. Ali Şahin'e..
    Bakanlığınız şemasında, devam eden soruşturmaları yakından izlemekle görevli bir daire, ya da sizin resen görevlendirdiğiniz bir müfettiş var mı?.
    Ya da savcılar, sürdürdükleri soruşturmalar hakkında bakanlığınıza günlük raporlar mı veriyorlar da, bir mensubunuz, Ergenekon Uzmanı olarak yorum yapacak kadar belge ve bilgiye sahip oluyor?. O zaman yargı "Nasıl" bağımsız oluyor?.
    İkinci sorum Genel Yayın Müdürüm Ergun Babahan'a.. Bana herhalde güvenirsin. Bu uzmanın kimliği hakkında bana bilgi verir misin?. Özel ve gizli.. Hatta bu uzmanın Şimşek'le buluşup ona anlattıklarını, bana da nakletmesini sağlayabilir misin?. O zaman ben de bilgilenirim. Gazetemden, gene bir "Sızdırma ve yazdırma" olayına kurban gittiğini düşündüğüm Abdurrahman Şimşek'ten, en başta da senden özür dilerim, bu sütunlarda..
    Sabah'ın haber sayfaları bizim en kutsal varlığımızdır.
    Onların üzerine şüphe düşürme hakkı ve yetkisi de hiçbirimizde yoktur.



    Hıncal ULUÇ




  • Adamları "hap"layıp salmışlar... Tıpkı Hrant DİNK cinayetinde olduğu gibi.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.