Şimdi Ara

Allaha inanmak ne kaybettirir? (12. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
290
Cevap
2
Favori
3.878
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuxeses

    iyi insan olmak için illaki Müslüman inançlı vs mi olmak gerekiyor? gereği gibi iyi olan ve yaşayan bir insan Müslüman değil ise ne oluyor? orn kişi ateist veya agnostik veya başka dine mensup vs ama elinden geldiğince iyi bir insan olarak yaşamaya çalışıyor?

    Bahsettiğiniz kişi için, ben bir Müslüman olarak benim için önemli olan diğer insan ve çevre ile olan etkileşimidir.
    Yoksa dini inancı benim sorgulayabileceğim birşey değil.
    Ha yetenekli biriyimdir, İslamı ona iyi bir şekilde anlatır ve öğretirim, inandığım yolu tavsiye ederim o ayrı bir konu.
    Sonuçta benim inancımda, inanmak da var inanmamak da. İkisine de saygılıyım.

    Şunu da belirteyim,
    sadece iyi insan olmak maalesef yeterli bir kavram değil.

    Hayatta bakıyorum;
    İyi bir eşim ama hanım hep farklı mkonularda daha iyisini istiyor.
    İyi bir babayım, çocuklar babamız iyi biri diye yetinmiyorlar, hep daha fazlasını istiyorlar.
    İyi bir çalışanım ama iş yerinde patron hep daha farklı başarılar istiyor.

    Umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir, iyi olmak çok güzel bir erdem fakat bu iyiliğin üzerine inşa etmek gerekiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TYR -- 13 Haziran 2016; 15:11:21 >




  • TYR kullanıcısına yanıt
    Din bir insani iyi bir insan yapma yolu ise "her ne kadar bu tam tersi olsada hayatta" doğrudan bu karakteri taşıyan ve yaşayan bir insan neden bir inança veya dine ihtiyaç duyduk ki?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuxeses

    Din bir insani iyi bir insan yapma yolu ise "her ne kadar bu tam tersi olsada hayatta" doğrudan bu karakteri taşıyan ve yaşayan bir insan neden bir inança veya dine ihtiyaç duyduk ki?

    Üst mesajımda da anlatmak istedim,
    sadece din insanı iyi yapmaz.
    Ayrıca din de insandan sadece iyi olmasını beklemez, daha fazlasını bekler.

    Örneğin, iyi insan kavramı sadece etrafına zararsız birini işaret ederken, din ondan zarar vermemesinin yanında, iyilik de yapmasını bekler.
    Bazen bu iyilikleri karşılıksız yapmasını da bekler.

    Ayrıca, dini biz var edip içine girmedik, o bizi var edip içine aldı diye düşünüyorum ben.
    İnsan gibi aciz bir varlığın ne haddine böyle bir yapı kurabilmek. Yani o kadar aciziz ki ölüm anında dünyada ki herşeyi unutuyoruz bir anda....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mega_north

    tanrı'ya inanırsan çok şey kaybedersin...

    her gördüğün kıza yavşayamazsın, stalkerlık yapamazsın.
    fantazilern kısıtlı olur milletin karısına kızına yavşarken korkarsın.
    yerde gördüğün parayı bir fakire vereyim diye düşünmeden cebe atarsın.
    üniversitede kantin sırasında fişini ödemeden çayını hamburgerini almakta bir beis görmezsin, kul hakkı diye bir şey umrunda değildir. (bunlar şahit olduklarım, daha başka neler neler)

    hem evli hem metresli olamazsın. tek bir hatunla yaşar gidersin, kerhaneye gidemezsin.

    bütün özgürlüklerin kısıtlanır, her şeyine karışırlar, dübüründen kan alırlar adamın.

    bu liste uzar gider ancak işin aslı şu, şu ufak evrende insan denilen mahlukat kendine birey olarak baktığında bir tarafları Hezarfen gibi havalanıp kendini göğe bırakıyor. Olm şu yerde yürüyen karıncadan farkınız yok. İsterseniz çöpçü olun, isterseniz başbakan, zerre kadar fark etmez, karakteriniz kadar adamsınızdır.

    ve ben kendini bilmiş bir ateist görmedim şu ana kadar, sana yazarken farklı yazar ama gider dediklerinin tam tersini yapar.

    zaten çoğu ateist bir süre sonra deist olmaya karar verir. deistlere daha çok sempati besliyorum. bir insanda tanrı sevgisi olması muhteşem bir şeydir, tanrıya inanmayanlar tesadüfen çocuk yapmaya devam edebilirler.

    tabi inanıyorum deyip katı ihtiyacını çıkaranlar da var, onlar için de yaşasın cehennem!



    İnanarak kaybettiğiniz şeylerden pek uzak görmüyorum sizi. Hak yiyeniz de çok, elin karısına kızına bakanınız da, yalanınız da, çok eşliliğiniz de, döktüğünüz kanlar da; böyle müminler yüzünden insanlar dinlerinden soğuyup araştırıyor daha sonra din düşmanı oluyor. Bu kötülük düşmanı insanlar sonsuza kadar yanacak, sebep olanlar ise daha az yanıp sonsuza kadar hurilerle...

    Belki de ben bir kötülük gördüğümde karşımdaki müslüman oluyor; sen bir kötülük gördüğünde karşındaki ateist oluyor. Kötülükleri insanlar işliyor. Dinler bunları yasaklıyor olabilir ama teşvik ettiği noktaları da görmek gerekir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Böyle yapanlar olabilir.Ama sui zan misal kabul etmez.Yani kötü örnek örnek teşkil etmez.Yani bu şekilde yapanların olması İslamın kötü bir din olduğunumu gösterir Yani hitler hristiyandı , naziler hristiyandı.
    Yada vietnama giren Irağa giren insanlarda hristiyandı diye tüm hristiyanları suçlayabilirmisiniz.Yani her yerde kötülük var kötü insanlar var ama bazılarının bunu kasıtlı olarak yaptığını düşünüyorum.Yani işid ad nan okt ar gibi yapılanmalar özellikle insanları islamdan soğutmak ve islamı
    islam+terör = islamofobi olarak yansıtmaya çalışmak için kurulmuş yapılanmalar.Bunuda özellikle bizim dinimizi iyi bilmeleriyle mezhep dil din ırk gibi işlerle yapıyorlar.Genel olarak müslùmanların okuması ve çok çalışması lazım.Yani tablo çok geniş bir bütün olarak bakmak lazım
    Bu arada mümin ve müslüman çok farklı kavramlardır.Araştırmanızı öneririm.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sezaiabi35 -- 13 Haziran 2016; 17:01:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • islamiyetin bu konuda hiç bir eksiği hiç bir zaafı yok.

    bütün sorun insanlarda hocalarda müslümanlarda...

    ben bu nedenle bir vasıf olarak "islam"a geçirilmesine karşıyım.

    dinler umrumda değil, hepsi dejenere olmuş tek bir hak din var, onu da milletin lafına bakmayıp kaynağından okuyanlar bilirler ve ne gerekiyorsa onu yaparlar zati.

    ve ayrıca sizi bunlardan uzak görmüyorum diyerek pislik yapıyor iftira ediyorsun, işte böyle böyle insanlar birbirine kinleniyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mega_north -- 13 Haziran 2016; 17:29:04 >
  • TYR kullanıcısına yanıt
    iyi insan sadece etrfina zararsız olan kişi tanımlaması çok yanlış bir düşünce burada ki eksik olan tamlamanizi dinde bulmanız yada eklemeniz kesinlik le gerçeği yansıtmadığı gibi yanlış bir dusence yapısı... iyi insan tanımlamasını bir kez daha gözden gecirmenizi tavsiye ederim

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mega_north

    tanrı'ya inanırsan çok şey kaybedersin...

    her gördüğün kıza yavşayamazsın, stalkerlık yapamazsın.
    fantazilern kısıtlı olur milletin karısına kızına yavşarken korkarsın.
    yerde gördüğün parayı bir fakire vereyim diye düşünmeden cebe atarsın.
    üniversitede kantin sırasında fişini ödemeden çayını hamburgerini almakta bir beis görmezsin, kul hakkı diye bir şey umrunda değildir. (bunlar şahit olduklarım, daha başka neler neler)

    hem evli hem metresli olamazsın. tek bir hatunla yaşar gidersin, kerhaneye gidemezsin.

    bütün özgürlüklerin kısıtlanır, her şeyine karışırlar, dübüründen kan alırlar adamın.

    bu liste uzar gider ancak işin aslı şu, şu ufak evrende insan denilen mahlukat kendine birey olarak baktığında bir tarafları Hezarfen gibi havalanıp kendini göğe bırakıyor. Olm şu yerde yürüyen karıncadan farkınız yok. İsterseniz çöpçü olun, isterseniz başbakan, zerre kadar fark etmez, karakteriniz kadar adamsınızdır.

    ve ben kendini bilmiş bir ateist görmedim şu ana kadar, sana yazarken farklı yazar ama gider dediklerinin tam tersini yapar.

    zaten çoğu ateist bir süre sonra deist olmaya karar verir. deistlere daha çok sempati besliyorum. bir insanda tanrı sevgisi olması muhteşem bir şeydir, tanrıya inanmayanlar tesadüfen çocuk yapmaya devam edebilirler.

    tabi inanıyorum deyip katı ihtiyacını çıkaranlar da var, onlar için de yaşasın cehennem!



    farkindaysan bu yazdiklarini dindarlar yapiyor. sokakta kariya kiza laf atanlara, baskasinin hakkini gasp edenlere sor bakalim, inanci neymis




  • ResulMert kullanıcısına yanıt
    yahu ben bilim sirayla yunanlilar, misirlilar, muslumanlar, avrupalilar gibi sirayla el degistirdi diyorum, sen hala benim kuran yunanlilardan geldi dedigimi iddia ediyorsun. ille de din bir yerden kopyalandi diyeceksem sumerlileri kullanirim.
  • Sen önce aklındaki önyargılarından İslam'a düşmanlığından vazgeç adam gibi araştırma yap oku ondan sonra gel burada tartış.Hadi ben sana yapacağım tebliği yaptım kaynakları attım.Üşenmeyip yazdım onları oturup sahursuz oruç tuttuğum halde ki yazı yazmaya dermanım yok şuanda.İster uygularsın okursun okumazsın orası seni ilgilendirir.Yalan yanlış bilgiler atmaktanda vazgeç.
  • ResulMert kullanıcısına yanıt
    bunlar insani kandiriyor diyorum, yalan atiyorlar diyorum, hala bana isimi ogretmeye calisiyorsun. ben gozlerimle gordugume, bilime inanirim. ve bilim bu koydugun videodakileri yalanliyor. ama bunu kabul edemiyorsunuz

    tatli yalanlarla uyumaya devam edin oyleyse. ne diyeyim.
  • ResulMert kullanıcısına yanıt
    onyargi yok burada. yalanlanmis seyleri bana kanitmis gibi sunman ise daha da garip. yahu, yok oyle birsey. kendi kendine uydurduklari seyleri bilim diye insanlari kandiriyorlar.
  • Kur'an'da dağların önemli bir jeolojik işlevine şöyle dikkat çekilmektedir:

    "Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık." (Enbiya Suresi: 31)

    Dikkat edilirse ayette, dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici özelliğinin olduğu haber verilmektedir. Kur'an'ın indirildiği dönemde hiçbir insan tarafından bilinmeyen bu gerçek, günümüzde modern jeolojinin bulguları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

    Eskiden dağların sadece yeryüzünün yüzeyinde kalan yükseltiler olduğu düşünülmekteydi. Ancak bilim adamları dağların sadece yüzey yükseltileri olmadıklarını, dağ kökü adı verilen kısımları ile kimi zaman kendi boylarının 10--15 katı kadar yerin altına doğru uzandıklarını fark ettiler. Bu özellikleriyle dağlar, tıpkı bir çivinin ya da kazığın çadırı sıkıca yere bağlamasına benzer bir role sahiptir. Örneğin zirvesi yeryüzünden yaklaşık 9 km yukarıda olan Everest Dağı'nın 125 km.den fazla kökü vardır.

    Ayrıca dağlar, yeryüzü kabuğunu oluşturan çok büyük tabakaların hareketleri ve çarpışmaları sonucunda meydana gelir. İki tabaka çarpıştığı zaman daha dayanıklı olanı ötekinin altına girer. Üstte kalan tabaka kıvrılarak yükselir ve dağları meydana getirir. Altta kalan tabaka ise yeraltında ilerleyerek aşağıya doğru derin bir uzantı meydana getirir.

    Dolayısıyla daha evvel de belirttiğimiz gibi dağların yeryüzünde gördüğümüz kütleleri kadar, yeraltına doğru ilerleyen derin bir uzantıları daha vardır. Dünyaca ünlü deniz altı jeologlarından biri olan Profesör Siaveda, dağların yeryüzüne kökler şeklinde saplı olduklarından bahsederken, şöyle bir yorumda bulunmuştur:

    Kıtalardaki dağlar ve okyanuslardaki dağlar arasındaki temel fark materyalindedir. Fakat her ikisinde de dağları destekleyen kökler vardır. Kıtalardaki dağlarda, hafif ve yoğunluğu az madde yerin içine doğru kök olarak uzanır. Okyanuslardaki dağlarda da, dağı kök gibi destekleyen hafif madde vardır. Köklerin fonksiyonu, Arşimed kanununa göre dağları desteklemek içindir. Dağların yerkabuğunun genel dengesini sağlamadaki etkisi izoztesi (isostasi) diye tanımlanır.

    Webster's New Twentieth Century Dictionary'de (Webster'ın Yeni 20. yüzyıl sözlüğü) bu terim şöyle açıklanır: "Jeoloji'de dağların Dünya yüzeyinin altında oluşturdukları yerçekimsel kuvvet sayesinde yerkabuğunun genel dengesinin sağlanması." Ayrıca Amerikan Bilim Akademisi eski Başkanı Frank Press'in, dünya çapında pek çok üniversitede ders kitabı olarak okutulan Earth (Dünya) adlı kitabında, dağların kazık şeklinde oldukları ve yeryüzüne derinlemesine gömülü oldukları ifade edilmektedir.

    Kur'an ayetlerinde ise, dağların bu işlevine, "kazık" benzetmesi yapılarak şöyle işaret edilir:

    "Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe Suresi: 6-7) "

    ... Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ..." (Lokman Suresi:10)

    Şimdi Kur'an güneşine gözlerini ve gönüllerini kapatıp hala Kur'an'a insan sözüdür diyenlere soruyoruz:

    Modern jeolojik ve sismik araştırmalar neticesinde ancak keşfedilebilen bilimsel bir gerçeğin bilim ve tekniğin olmadığı bir asırda Kur'an da açıkça ifade edilmesini ne ile izah edeceksiniz?

    Dağları dünya ya birer kazık yapan Allah'a iman edip, "bu kitap onun kitabıdır" diye iman mı edeceksiniz?

    Yoksa hala bu güneşe gözlerinizi kapatıp kendinizi karanlığa mahkum mu edeceksiniz?




  • ADAM GİBİ OKUYACAKSAN OKU OKUMAYACAKSAN BOŞ YAPIP DURMA BURADA.

    Kuran ve Bilim Oxford Üniversitesine Tebliğ Dr Zakir Naik (https://www.youtube.com/watch?v=013rYAH3yhk )

    Günümüz bilim ve teknoloji çağıdır.

    Bilim adamları Kur'an'ın modern bilimle uyumlu olup olmadığını inceliyorlar.

    Ünlü fizikçi ve nobel ödülü sahibi (bahsetmemi istediler) Albert Einstein'a göre "Din'i çıkardığınızda bilim eksik kalır ve bilimi çıkarırsanızda din körleşir."

    Sizlere şanlı Kur'an'ın B-İ-L-İ-M kitabı değil,D-E-L-İ-L kitabı ve Ayet kitabı olduğunu hatırlatmama izin verin.

    Ve Kur'an'da 6000'den fazla delil ve ayet vardır.Bunlardan binlercesi bilimi oluşturuyor.

    Bugün ki konuşmamda,sadece bilimsel gerçekler hakkında konuşacağım.Hipotezler ve teoriler hakkında değil.

    Bunlara hepimizin az erişimi var,Bu hipotezleri ve teorileri biliyorsunuz.

    Astronomi alanında 1980'lerin başlarında "Varoluşu nasıl bilirsiniz"i betimleyerek nobel ödülü alan bir grup bilim adamı vardı.

    Bunu "Büyük patlama" olarak adlandırdılar.Ve bu bilim adamları evrenimizin başta bulutsu bir yıldız kümesi olduğunu söylediler.

    İkinci bir bölünme oldu ki buda galaksilerin,yıldızların,gezegenlerin,güneşin ve yaşadığımız dünyanın oluşmasına neden oldu.

    Bu da Büyük patlama olarak adlandırılan şeydir.

    Bilim adamlarının 40 yıl kadar önce keşfettikleri bu şey 1400 yıl önce ENBİYÂ Suresi 30'DA Kur'an'da bahsedildi.

    "O inkar edenler görmezler mi ki,göklerle yer bitişikken biz onları ayırdık"(ENBİYÂ 30)

    Bilim adamlarının son zamanlarda keşfettiği Büyük patlama Kur'an'da 1400 yıl önce vardı.

    Önceden biz insanlar dünyayı düz zannederdik.

    Francis Drake Dünya Etrafında Seyehat edip yaşadığımız dünyanın küre şeklinde olduğunu ilk kez kanıtladığında yıl 1577'di

    Kur'an 1400 yıl önce NÂZİÂT Suresi 30.Ayette şöyle der.

    "Ondan sonra da arzı yayıp döşedi"

    "deha" nın bir anlamı masraf dünyanın kendisi masraftır.

    Diğer anlamı ise yumurta anlamına gelen arapça "duyah"dan gelir.

    Ve bugün biliyoruz ki dünya top gibi tamamen yuvarlak değildir.

    Kutuplardan basık,küre şeklindedir ve "dehaha" kelimesini incelersek,bu kime normal bir yumurtayı ima etmez.

    Özellikle deve kuşu yumurtasını incelerseniz devekuşu yumurtası küre şeklindedir.

    Bir hayal edin Kur'an 1400 yıl önce dünyanın küre şeklinde olduğunu söylüyor.

    Evvelden ayın ışığının kendi ışığı olduğunu sanırdık.

    Son zamanlarda ayın ışığının kendisinden olmadığını yani yansıma ışık olduğunu öğrendik.

    Kur'an FURKÂN Suresi 61.Ayette şöyle diyor.

    "Gökte burçları var eden,onların içinde bir güneş ve nurlu bir ay barındıran Allah,yüceler yücesidir"

    Kur'an ay ışığını ödünç alınan yada yansıtılan ışık olarak tarif ediyor.Fakat biz bunu daha son zamanlarda öğrendik.

    Günümüz biliminin 50-100-200 yıllık geçmişi vardır.

    Okuldayken,okulumu 1982'de bitirdim 20 küsür sene önceydi.

    Bilim de,güneşin döndüğünü fakat kendi yörüngesinde ilerlemediğini öğrenmiştim.

    Fakat Kur'an ENBİYÂ Suresi 33.Ayette

    "Geceyi ve gündüzü,güneşi ve ayı yaratan O'dur.Hepsi yörüngelerinde yüzerler."

    Kur'an güneş ve ayın hem kendi etrafında hemde birbirlerinin etrafında dönmeleri ile beraber kendi etrafında döndüklerini de söylüyor.

    Ve son zamanlarda bilim adamları güneşin bir dönüşünü tamamlamak için kendi etrafında 25 gün döndüğünü öğrendiler.

    -ki buda tüm dünyada okul kitaplarında yer aldı.

    Araplar astronomi alanında gelişmiş olduklarından Kur'an'ın astronomiden bahsetmesinin harika bir şey olmadığını söyleyecek olan şüpheci kimseler olabilirler.

    Arapların astronomi alanında gelişmiş olduklarına bende katılıyorum.

    Fakat onlara hatırlatmak isterim ki Araplar Kur'an indirildikten bir kaç yüzyıl sonra Astronomi alanında geliştiler.

    Araplar bu yüzden astronomiyi Kur'an'dan öğrendiler tam tersi bir durum değil yani.

    Hidroloji alanına gelince,okulda su döngüsünü öğreniyoruz.

    Suyun okyanustan buharlaşması,bulutları oluşturması,iç kısımlara doğru hareketi,yağmurun düşmesi-

    ve su tabakası yüzeyinin tekrar doldurulması 1580 yılında ilk kez Sir Bernard Palissy tarafından bulundu.

    Kur'an'da 1400 yıl önce müthiş bir detayla su döngüsünden bahseder.

    Kur'an "suyun okyanuslardan buharlaşıp bulutları oluşturup ve sonra yağmur olarak düşmesini su tabakasının tekrar dolmasını anlatır.

    Kur'an su döngüsünden bir kaç yerde bahseder,Hemde müthiş bir detayla.

    ZUMER 21-RÛM 24-MUMİNÛN 18-HİCR 22-NÛR 43-A'RAF 57-RA'D 17-FURKÂN 48-49-FÂTIR 9-YÂSÎN 34-CÂSİYE 5-KEHF 8-9-VÂKIA 68-70-MULK 30-TÂRIK 11

    Sadece Kur'an'ın bir kaç bölümünde müthiş bir detayla su döngüsünden bahsedilen referansları vermeye devam edebilirim.

    Okyanus bilimi alanında Kur'an FURKÂN Suresi 53'de diyor ki

    "Ve iki denizi serbest bırakan O'dur;biri lezzetli ve tatlı,diğeri tuzlu ve acı.İkisinin arasında Engel vardır.Böylece karışmalarına izin vermedi"

    Evvelden,iki tür su çeşidi vardı yani tatlı ve tuzlu olduğunu biliyorduk fakat Kur'an yorumcuları iki çeşit su karşılaştıklarında birbirine karışmazlar-

    Onları birbirinden ayırmak için oluşturulan bir engel olduğunu söyleyerek neyi kastettiğini anlayamıyorlardı.

    Günümüzde bilim adamlarının keşfinden sonra iki çeşit suyun birbirine karıştığı zaman bileşenlerini kaybettiğini ve aktığı suyun içinde homojen haline geldiğini öğrendik.

    Kur'an'ın "berzah sınırı" olarak adlandırdığı şeyi bilim adamları günümüzde "Geçişken homojenleşme bölgesi olarak isimlendiriyor.

    Ve bu da Güney Afrikanın güney kesmindeki "Cape Point" alanında iki çeşit suyun renklerinin birbirinden farklı olduğunu bile görürsünüz.

    Ünlü bir okyanus bilimcisi "bu insanoğlunun bilgi dağarcığına yeni düştü ve bu kitap Kur'an "açıklaması çok zor" nasıl olurda 1400 yıl önce bu olaydan bahseder dedi."

    Biyoloji alanında Kur'an ENBİYÂ Suresinde 30.Ayette

    "Ve her canlı şeyi sudan yarattık.Hâlâ inanmazlar mı?"

    Hayal edin Arabistanın çöllerinde Kur'an "Her canlı şeyi sudan yarattık"diyor.Kim inanabilirdi ki?

    Günümüzde bilim adamları keşfettikten sonra öğrendik ki her canlı hücreden oluşur ve hücrelerde ki sitoplazma %80 sudan oluşur.

    Bugün bilim adamları bize yaşayan her canlı şeyin %50-90'ının sulardan oluştuğunu söylüyor.

    Bitki bilim alanında önceden bitkilerinde cinsiyetlerinin olduğunu "dişi/erkek" bilmiyorduk.

    Kur'an TÂHÂ Suresi 53.Ayette diyor ki

    "Ve semadan su indiren O'dur.Sonrada onunla,farklı farklı bitkilerden çiftler çıkardık."

    Buradaki "ezvac" çift anlamına geliyor ve bitkilerinde erkek ve kız olmak üzere cinsiyetlerinin olduğunu söylüyor.

    Hayvan bilimi alanında Kur'an EN'ÂM Suresi 38.Ayette diyor ki

    "Yerde yürüyen hayvanlar ve kanatlarıyla uçan kuşlarda ancak sizin gibi birer toplulukturlar"

    Günümüzde bilim adamları hayvanların ve kuşların insanlar gibi topluluk halinde yaşadıkları konusunda hem fikirler.Daha önce bilinmiyordu.

    Kur'an NAHL Suresi 68-69'da Arının yaşam tarzından bahseder.

    Kur'an ANKEBÛT Suresi 41 de Örümceğin yaşam tarzından bahseder.

    Kur'an NEML Suresi 17-18'de Karıncaların hayat tarzı ve iletişiminden bahseder.

    Tıp alanında NAHL Suresi 68-69 diyor ki

    "Onun karnından muhtelif renklerde içecek çıkar.Onda insanlar için şifa vardır"(Baldan bahsediyor Ayet)

    Son zamanlarda öğrendik ki,yediğimiz bal,arının karnından elde ediliyor.

    Ve günümüz bilim adamları balın içerisinde hafif ve antiseptik özellikler olduğu konusunda ve insanlar için iyileştirici olduğuna hem fikir.

    Fizyoloji alanında,Kur'an NAHL Suresinde 66.Ayette Kan dolaşımını ve süt üretimini özet halinde anlatıyor.

    Kur'an'ın indirilmesinden 600 yıl sonra İbni Nafis Süt üretimini ve kan dolaşımını dünyaya ilan ediyor.

    400 yıl sonra yani Kur'an'ın indirilmesinden 1000 yıl sonra William Harvey Batı dünyasına bunu duyuruyor.

    William Harveyi Duyduk ama William Harveyden 400 yıl önce kan dolaşımını ve süt üretimi hakkında konuşan İbni Nafis'i hiç duymuyoruz.

    Embriyoloji alanında Kur'an MUMİNÛN Suresi 12-14 Ayetlerinde Müthiş bir detayla insanın farklı embriyolojik gelişim safhalarını anlatır.

    "Sonra Nutfeyi bir alaka(embriyo) yarattık,derken o alakayı bir mudga(çiğnenmiş et parçası halinde)yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik haline getirdik,derken o kemiklere bir et giydirdik sonra onu diğer bir yaratık olarak yarattık"

    Bu 1980'lerin başlarında o zamanlar Toronto'nun yeni şehrinde embriyoloji anatomisi alanında yetkili olan Dr.Keith Moore'a gösterildi.

    Dedi ki,Kur'an'ın tanımı günümüzde embriyolojinin 1-3 safhalarındaki tanımından çok daha ileridir.

    Ve herhangi bir insanın bunları Kur'an da bahsetmesinin mümkün olmadığını söyledi.

    Bu Kur'an Yüce Allah'ın sözleridir.Muhakkak ve Peygamber efendimiz Muhammed(s.a.v)'in Yüce Allah'ın Elçisi olduğunuda tasdik ediyor.

    Bilim hakkında daha fazla konuşmama zaman fırsat vermiyor sadece Kur'an da bahsi geçen bir örnek daha vereceğim.

    Kur'an KIYAMET Suresinde 3-4.Ayetlerinde

    "İnanmayanlar bizler öldükten,kemiklerimiz parçalara ayrıldıktan sonra nasıl olur da Yüce Allah mahşer günü onları tekrardan birleştirir diye söylediklerinde"Yüce Allah onlara Kur'an da cevap verir.

    "Onlara De ki,Yüce Allah sadece kemikleri birleştirmekle kalmayıp parmak uçlarını bile mükemmel sırasında birleştirebilir."

    Kur'an Allah sadece kemiklerinizi birleştirmekle kalmayıp parmak uçlarınızı bile mükemmel sırasında birleştirebilir diyerek ne demek istiyor?

    1880'de Sir Francis Galton parmak izi methodunu keşfetti ve milyonlarca insan içinde hiç bir parmak izinin benzer olmadığını söyledi.

    Günümüzde parmak izi yöntemi polisler tarafından suçluları bulmada kullanılıyor.

    CIA-FBI ve dünya çapındaki polisler tarafından kullanılıyor ki bunu Kur'an 1400 yıl önce söyledi.

    Çok ünlü bir filozof Francis Bacon "Bilim hakkında az bilgi insanı ateist yapar,fakat derin bilgi sahibi olmak Allah'a inanan bir kul yapar."

    Bu yüzdendir ki günümüzde bilim adamları Allah'ı saf dışı bırakmıyorlar.Onlar Tanrı modellerini saf dışı bırakıyorlar.

    LA İLAHE İLLALLAH (ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ResulMert

    Kur'an'da dağların önemli bir jeolojik işlevine şöyle dikkat çekilmektedir:

    "Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık." (Enbiya Suresi: 31)

    Dikkat edilirse ayette, dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici özelliğinin olduğu haber verilmektedir. Kur'an'ın indirildiği dönemde hiçbir insan tarafından bilinmeyen bu gerçek, günümüzde modern jeolojinin bulguları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

    Eskiden dağların sadece yeryüzünün yüzeyinde kalan yükseltiler olduğu düşünülmekteydi. Ancak bilim adamları dağların sadece yüzey yükseltileri olmadıklarını, dağ kökü adı verilen kısımları ile kimi zaman kendi boylarının 10--15 katı kadar yerin altına doğru uzandıklarını fark ettiler. Bu özellikleriyle dağlar, tıpkı bir çivinin ya da kazığın çadırı sıkıca yere bağlamasına benzer bir role sahiptir. Örneğin zirvesi yeryüzünden yaklaşık 9 km yukarıda olan Everest Dağı'nın 125 km.den fazla kökü vardır.

    Ayrıca dağlar, yeryüzü kabuğunu oluşturan çok büyük tabakaların hareketleri ve çarpışmaları sonucunda meydana gelir. İki tabaka çarpıştığı zaman daha dayanıklı olanı ötekinin altına girer. Üstte kalan tabaka kıvrılarak yükselir ve dağları meydana getirir. Altta kalan tabaka ise yeraltında ilerleyerek aşağıya doğru derin bir uzantı meydana getirir.

    Dolayısıyla daha evvel de belirttiğimiz gibi dağların yeryüzünde gördüğümüz kütleleri kadar, yeraltına doğru ilerleyen derin bir uzantıları daha vardır. Dünyaca ünlü deniz altı jeologlarından biri olan Profesör Siaveda, dağların yeryüzüne kökler şeklinde saplı olduklarından bahsederken, şöyle bir yorumda bulunmuştur:

    Kıtalardaki dağlar ve okyanuslardaki dağlar arasındaki temel fark materyalindedir. Fakat her ikisinde de dağları destekleyen kökler vardır. Kıtalardaki dağlarda, hafif ve yoğunluğu az madde yerin içine doğru kök olarak uzanır. Okyanuslardaki dağlarda da, dağı kök gibi destekleyen hafif madde vardır. Köklerin fonksiyonu, Arşimed kanununa göre dağları desteklemek içindir. Dağların yerkabuğunun genel dengesini sağlamadaki etkisi izoztesi (isostasi) diye tanımlanır.

    Webster's New Twentieth Century Dictionary'de (Webster'ın Yeni 20. yüzyıl sözlüğü) bu terim şöyle açıklanır: "Jeoloji'de dağların Dünya yüzeyinin altında oluşturdukları yerçekimsel kuvvet sayesinde yerkabuğunun genel dengesinin sağlanması." Ayrıca Amerikan Bilim Akademisi eski Başkanı Frank Press'in, dünya çapında pek çok üniversitede ders kitabı olarak okutulan Earth (Dünya) adlı kitabında, dağların kazık şeklinde oldukları ve yeryüzüne derinlemesine gömülü oldukları ifade edilmektedir.

    Kur'an ayetlerinde ise, dağların bu işlevine, "kazık" benzetmesi yapılarak şöyle işaret edilir:

    "Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe Suresi: 6-7) "

    ... Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ..." (Lokman Suresi:10)

    Şimdi Kur'an güneşine gözlerini ve gönüllerini kapatıp hala Kur'an'a insan sözüdür diyenlere soruyoruz:

    Modern jeolojik ve sismik araştırmalar neticesinde ancak keşfedilebilen bilimsel bir gerçeğin bilim ve tekniğin olmadığı bir asırda Kur'an da açıkça ifade edilmesini ne ile izah edeceksiniz?

    Dağları dünya ya birer kazık yapan Allah'a iman edip, "bu kitap onun kitabıdır" diye iman mı edeceksiniz?

    Yoksa hala bu güneşe gözlerinizi kapatıp kendinizi karanlığa mahkum mu edeceksiniz?

    Aslinda burada yazdiklarini cok rahat bir sekilde yanlis oldugunu teknik olarak kanitlayabilirim. ama inanmayacagindan pek birsey degismeyecek.

    bunun yerine yazdiginin uydurma oldugunu sana gosterecegim

    yazinda Profesör Siaveda'in konusmasini kanit olarak gostermissin. yahu kimdir bu Profesör Siaveda? hangi univerisetede calismis? gorevi neymis? bana bi cv'sini gondersene

    zira ben uydurma yazilar yazan islami siteler haricinde ismini duymadim.




  • Dağların kazık vazifesi görmesi, kitapta geçen embriyolojik bilgiler vs. birer mucize olmamanın yanı sıra bilimsel olarak da tamamen yanlıştır. Yukarıda paylaştığım iki videoda bu iddialar kaynaklarla çürütülmektedir.
  • Atmış olduğum bütün yazıları okumadan başını okuyup sonunu okumadan veyahut hiç okumadan kendi kafandan uydurma olarak sürekli yorum yazdığın için seni artık ciddiye alıp sana cevap vermeyeceğim.Kur'an sana meydan okuyor.Buyrun getirin bir benzerini Kur'an davasından vazgeçsin.Bu sana son cevabımdı.

    (Rabbinin sözü doğruluk ve adaletle tamamlandı. Onun sözlerini [Kur'anı] değiştirebilecek [hiçbir şey, hiçbir kuvvet] yoktur.) [Enam 115]

    (Kur'anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]

    (Kur’an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından [hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42] [Kur’anı Allah indirdiği için, onu bozabilecek birinin çıkamayacağı açıkça bildiriliyor.

    Kur’an-ı kerimi hâşâ Resulullah değiştirdi diyenler de çıkıyor. Bu, âlemlere rahmet olarak gönderilen son Resul için çok çirkin iftiradır. Üzerinde durmak bile gerekmez. Bir âyet meali:
    (Eğer O [Peygamber] bize atfen, [Kur’ana] bazı sözler katsaydı, biz onu kuvvetle yakalayıp şah damarını koparır, helak ederdik, hiçbiriniz de buna engel olamazdınız.) [Hakka 44-47]
    Resulullah değiştirdi diyen bu âyeti de inkâr etmiş olur.

    (Kulumuza [Peygambere] indirdiğimizden [Allah’tan geldiğinden] bir şüpheniz varsa, iddianızda doğru iseniz, Allah’tan gayri şahitlerinizi [bilginlerinizi] de yardıma çağırıp, haydi onun benzeri bir sûre meydana getirin! Bunu yapamazsınız, asla yapamayacaksınız da.) [Bakara 23, 24]

    (De ki: Bu Kur'anın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler toplanıp, birbirine destek de olsalar, yemin olsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar.) [İsra 88] [14 asırdır, din düşmanları, hâşâ Allahü teâlâyı yalancı çıkarmak için uğraşmışsa da yapamadılar. 19 cular da bunu yapamaz.]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ResulMert -- 15 Haziran 2016; 4:19:06 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hümiyettin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orijinalden alıntı: Hümiyettin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orijinalden alıntı: Hümiyettin

    Bazı konularda haklısınız ama bu üslupla kendinizi tamamen haksız duruma düşürüyorsunuz.

    Güzel üslupla konuştuğum zaman da bir şey farketmeiyor zaten.

    Neyin farketmesi gerekiyor ?

    Karşındaki adamdan gördüğün muamele.

    Bu şekilde konuşmak çözüm oluyor mu ?

    Çözüm olmasına gerek yok kimseye hakettiğinden fazla değer vermememi sağlıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bill Russell

    Dağların kazık vazifesi görmesi, kitapta geçen embriyolojik bilgiler vs. birer mucize olmamanın yanı sıra bilimsel olarak da tamamen yanlıştır. Yukarıda paylaştığım iki videoda bu iddialar kaynaklarla çürütülmektedir.


    yahu bill nerelerdeydin hee



    normalde ramazan girince sizi zincire vuruyorlardı ama demekki sen büyük olanlarından değilsin


    şaka bi yana bana anlatsana nasıl bilimsel açıdan yanlışmış



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sabah Yıldızı -- 13 Haziran 2016; 22:40:39 >




  • Şu forumda her din başlığının altında bir ateist bir mümin kardeşim açıklama yapıyor ve beğenileri nerdeyse aynı sayıda.Demem o ki arkadaşlar birbirinize birşeyler kanıtlamaya çalışacağınıza ve kavga edeceğinize gül gibi yaşayıp gidin işte ne zararı var. Kimse burada birkaç yazı okuyup inancını değiştirmeyecek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.