0.9 TCE MOTOR TUTULMADIMI ???

quote: Orijinalden alıntı: memo84 Mobilet motoru gibi ,o ne öyle...

işte bu yüzden,halbuki lpg takılabilen güzel ve sorunsuz bi motordu.

Yapmasam olmayacak, kusura bakmayın. 5 yıl sonra Reno:




Eskiden 1.4'e dikiş makinesi derdik.

Neyse, bu süper kompakt motorların yakıt tasarrufu ve emisyon açısından kötü olduğunu üreticilerin bir araya geldiği bir platformda duyurmuşlardı. Aynı duyuruda 3 silindirin de parlak bir fikir olmadığını belirtmişlerdi falan...

Çoğu markadaki süper kompakt motorların belli bir süre içinde üretimden kalkacağını tahmin ediyorum. VAG'ın da 1.0'ı var ya mesela. O da kalkacak diye düşünüyorum. Çünkü silindir hacmini küçültmene rağmen ekonomi sağlayamıyorsan neden küçültesin ki? Üstelik bu süper kompaktlar turbolu falan, pahalı motorlar. Yönelecekleri yer maliyet minimizasyonu ile yakıt ekonomisinin buluştuğu optimal nokta olacaktır.

Motorun adı 0.9 olunca bizim millet test surusu yapsa bile çektiğine inanmaz

yakıt ve arıza yönünden sıkıntısı olmayan bir motor.özensiz ve hor kullanılmaya 1.5 dci den daha dayanıklı bir makine.türkiyede emisyona göre vergi düzenlemesi olmadığından türkiyeye getirilmeyecek aynı paraya 4 silindirli olanı 1.2 TCe120 hp satılacak.

kullananlar sorun yaşamıyor da hep kullanmayanlar sorun yaşıyor niyeyse

quote: Orijinalden alıntı: BOLDVIPER Reno neden bunu listesinden kaldırdı bu motor tutulmadımı tutulmadıysa sebebi nedir? yakıt , arıza ?

1.2 120 bg manuel geldi. Sebebi bu olabilir.

Günümüz teknolojilerini karşılaştırmak doğru olur. 15 yıllık bir motorla, modern bir motoru karşılaştırmak doğru olmaz. Performans ayrı bir konu; ama ekonominin kuralı belli:

1) Hafiflik
2) Ağırlığa yeten tork
3) Basit dizayn

"Ekonomik araç" konseptinde tek baktığınız yakıt ekonomisi olmamalı. "Turbonun tamir kiti var mı?" (Neredeyse yeni hiçbir turbo tamir edilebilir değil. Ustalar tamir için sağ eli ile sol kulağını gösteriyor) "Yenisi kaç para" gibi konular da ekonominin parçasıdır. Yani, yaptığınız yakıt ekonomisini 200.000km'ye gelindiğinde turboya verince ekonomi kalmayabiliyor. Aynı şey şanzıman, start-stop falan için de geçerli.

Günümüzde basit, verimli, düşük yakıt tüketimine sahip çok seçenek yok. Üreticiler bu tarafa eğilmiyor/eğilemiyor. İki sebep var: Yıllarca pompaladılar turbo performansını. Şimdi turbo ekonomik arabalar için de mümkün oldu. Yıllarca bu arabalara özenen orta direğe yeni oyuncak... Tabii ki turbolusunu alacak! Bilmiyor ki o turbo ile öbürü aynı şey değil... Şaka bir yana, bir diğer konu da emisyon. Emisyon kuralları da önlerinde bir engel. Emisyon kurallarına "teorik" olarak uyan sıkıştırılmış motorlar görüyoruz. "Emisyona bu kadar takıyorsan LPG motoru üret?" O da yok. Rusya ve eski sovyet ülkelerine bağımlılıktan da öcü gibi korkuluyor. Yıllarca LPG'ye karşı bir önyargı kırılmaya çalışılmadı bile. Atmosferik, ekonomik ve performanslı motorlar "teorik" olarak da olsa emisyon kurallarının dışında kalabiliyor. Bu da üretimini iyice zorluyor. Yabıştır turboyu ise hem pazarlama, hem "teorik olarak" emisyon kurallarına uyabiliyor. Dolayısı ile her zaman tüketici arada sıkışıyor.

Yıllar geçiyor. Teknoloji gelişiyor. Aynı büyüklükteki arabayı aynı ağırlıkta, belki daha da hafif, daha güvenli yapmak mümkünken, arabalar büyüyor. Tüketici istese de, istemese de zamanla bir üst segmente yönlendiriliyor. Halbuki mabat aynı mabat. 20 yıl önce Golf'e sığan adam, "artık Polo ile bu eski Golf denk, ben gideyim Polo alayım" demiyor. Çünkü orta sınıf aşağılık kompleksi psikolojisi. "Golf'ten indi, Polo'ya bindi" olacak. O yüzden gidiyor yeni Golf'ünü alıyor. Bir üst sınıfa yükselmiş oluyor. Üretici de bunu bildiği için yapıyor zaten. Yoksa bir ihtiyaç yok. Olmayan ihtiyaç yaratılıyor. Tüketicinin kompleksleri devamlı kaşınıyor. Tüketici de bunu yiyor. Bunun okulunu okudum ben. Neyse, sonuçta gelişen motor teknolojisinin sunduğu ek ekonomi ve performansın bir kısmını arabanın ağırlığına kaybediyorsun.

------------------------

Ekonomi sadece yakıt tüketimi ile alakalı da değil. Eşek gibi yakan Chevrolet Kalos arızalanıyor. Büyük arıza çıkarıyor. Aracın üst kapak tarafı 1500TL'ye komple toplanıyor. İticiler, sübaplar, conta, işçilik... Aynı işi 1 litre motorlu tatliş yeni arabamızda yapalım. 3500TL. Bu süre zarfında 2000TL yakıt ekonomisi yaptıysan bile, o ekonomiyi gittin sanayiye parça ve işçilik farkı olarak verdin. Bu arızayı yaşamak istemiyorsan arabanı maksimum 5 yılda bir yenileyeceksin. Tüketeceksin özetle... Bu yenileme için kaç para harcayacaksın? Bu harcama da "ekonomikliğin" içinde değil mi?

Start-stop... %5 ekonomi için iki kat daha pahalı akü kullanıyorsun. 4-5 yılda bir yeniliyorsun. Olur da marş dinamon arıza yaparsa start-stop marş dinamoları çok daha pahalı. Ekonomi derken başkanım? Tamir git gide zorlaşıyor. "Bozulan parçayı sök, yenisini tak" konsepti yaygınlaşıyor. Benim Subaru'da CVT şanzıman vardı mesela. Tamir kiti yok. Bozulsa tamir edilemiyor. Yeni şanzıman da 55.000TL falandı. "Yenisini al. Uzatma." Konsept bu. Kullan. Tüket. Çöpe at. Yenisini al. Böyle bir sistemin çevreci olduğunu iddia etmek de hıyarlık. Başka bir şey değil. Eski arabaların yüzde kaçı geri dönüşüyor, yeni arabalar üretilirken a'dan z'ye ne kadar kirliliğe sebep oluyor? Matematiğin içine bunu da katınca, kimsenin çevreci olmadığı kabak gibi meydana çıkıyor.

------------------------

Bu işler sıradan tüketiciye çevrecilik etrafında dönüyormuş gibi gösteriliyor. Külliyen yalan. Çevreci olduklarından da değil. Yerel üreticileri korumanın kolay yolu olduğundan. Uzakdoğu arabalarını bir süre daha uzak tutabilmelerini sağlayacak. Geçmişte dizeli Japon otomobillerini bir süre uzak tutmak için kullandıkları gibi. Yoksa çevre kimsenin pek de umurunda değil. Japon piyasası ile ortaklıklar büyüdü. Ek olarak Japonlar da dizeli kütür kütür üretir oldu. Dizel motor balonunu daha da uzatmadan patlattılar... Çevre umurlarında olsa dizeli bu kadar pompalamazlardı en baştan... Veya, çevre umurlarında olsa 2.5 ton ağırlığında 4 litre SUV'un üretimine izin vermezler. İzin verseler bile, bunun çevreci olduğu iddiası ile reklam yapmalarına izin vermezler. "Şimdi Bluetec ve start top özelliği ile 4 litre Balina gibi arabamız çevreci!" Yehu! Oley! Koy arabaya start-stop, doğrudan enjeksiyon. Yakıt tüketimini %10 kıs. Artık 15 litre yakan bir araban var. ÜBER ÇEVRECİ! YİHU! Buna da kimse "sen nabıyon aga?" demiyor.

Otomobil üreticiliği ve otomobil üreticilerinin hami ülkeleri konsetpi enteresan iş. Genelde kerizlenen son tüketici, poziyonunu korumaya çalışan şirketler, onlara hamilik eden devletler üçgeninde işler dönüyor. Burada zinciri kırabilecek biri varsa o da tüketici. "Tüketmiyom lan!" dediği an düzen çöker. Ama işte onu da komplekslerini kaşıyarak uyutuyorlar. Al sana dokunmatik ekran, arka suspansiyon torsiyon... Kerizlemeye devam et... "Otomobilim var" diye gezsin. Oyuncak araba arkadaşım o. Otomobil değil.

------------------------

Bu arada turbo karşıtı olduğum falan sanılmasın ha. Turbo candır. 1995'de alındı ilk turbo aracımız. Benim dediğim basit. Yakıt tüketimini azaltmanın tek yolu "downsizing" değil. 1.4 turbo araba yeri gelir 1.0 turbodan daha ekonomik olabilir. Olay dizayndır. Ama önce 1.0 turbo niye 1.0 veya 1.2 niye 1.2 diye bakmak da lazım. Tek blok yöntemi yayılıyor. "1.2, 3 silindir." Niye 3 silindir? Çünkü: her silindir 400cc. 1200cc motor 3 silindir. 1600cc motor 4 silindir. Aynı bloğu 3 kesersen 1.2, 4 kesersen 1.6...

BMW grubu da yapıyor. 3 silindir 1.5, 4 silindir 2.0. Üretim maliyetini kısmak için geliştirilen bir yöntem bu. Bu yöntemle ideal tüketime yaklaşılabileceğini nasıl düşünüyorsunuz mesela? Optimizasyon işi bu iş. Yeri geliyor, üretim maliyeti için yakıt tüketiminden feragat ediyor adam.

------------------------

Tüm bu belalar elektrikli otomobillerin yaygınlaşması ile çözülecek. Otonom araçların yayılması ile de, bir sürü üreticinin kütür kütür batışını elimde çekirden çitleyerek seyredeceğim. Çünkü otonom araç olur ise, otomobil sahibi olma gereği azalacak. Sisteme üye ol. App ile sistemden araba çağır. Bin-git. Seni istediğin yerde bıraksın. Gitsin başkasını alsın. Bir çeşit taksi gibi. Park derdi yok. Bakım derdi yok. Vergi yok. Kasko yok.

------------------------

Yakıt maliyetini azaltmak isteyenlere şahsi tavsiyem: LPG takılabilir, güçlü motora sahip araç bulun. Alın. LPG taktırın. En az yakan süper ekonomik araçtan daha ucuza yürütür, çok çok daha iyi performans alırsınız. Yıllarca Subaru Legacy'e LPG ile bindim. Yakıt tüketimi 1.6tdci Focus'lardan azdı. Bir üst segment, 4 çeker, 150 beygir, 1600 kilo... C sınıfında 2 litre benzinli bir araç al. Veya 1.6 turbo benzinli al. LPG taktır. Aynı aracın 1.0 benzinlisinden daha ekonomik olur, ÇOK daha iyi gider. Üretici şerefsiz olunca, hamisi devlet de onun tarafında olunca, bize de aradaki çatlaklardan sızmak dışında seçenek kalmıyor.

Özellikle şehiriçi kullanımında veya yüksek yük altında, harareti önlemek için ekstradan yakıt püskürtmesi gereken bir motor dizaynı. O fabrika değerleri var ya mesela, yalan
http://finance.yahoo.com/news/exclusive-carmakers-forced-back-bigger-105041145.html

"In real-driving conditions, the French carmaker's 0.9-litre gasoline H4Bt injects excess fuel to prevent overheating, resulting in high emissions of unburned hydrocarbons, fine particles and carbon monoxide."

Komedi kısacası. BMW nin 1.5 turbo benzinli motoru da kepazelik. Basıyorsun gitmiyor, forumda konusu vardı hatta geçen, 170 bin liralık 418i kullanıp tdi octavia ile kafa kafaya yürümek

Paşa paşa geri dönülecek downsizing'den. Volkswagen bile yeni golfte 1.4 tsi değil, 1.5 tsi getiriyor,hem de benzer güçlerde. 1.2 tdi üretiyorlardı, kaldırdılar. 1.4 tsi 180 hp kalktı 1.8 tsi 192 hp geldi. Firmalar uyandı, geri dönüş yapmaya başladılar da, turboyu, downsizing'i göklerden gelen bir nimet sanan arkadaşlar ne zaman mevzuya uyanacaklar merak ediyorum. Sanırım servis faturasını görünce. Aman uyanmasınlar, memleketimin sanayicisinin para kazanmaya ihtiyacı var bu aralar.