Normalde bu tarz konularda başlık açmazdım fakat artık cidden canıma tak etti.
Mesela bir kırmızı ışık var, sola dönüş yoluna girip ileriden sağa kırıp milletin önüne geçenler vs var. Emniyet şeridinden gidip onlarca insanın önüne yandan kaynak yapanlar var vs.
Bu kişiler hayatlarında hiç "kul hakkı" tanımı duymamışlar mı ? Sorsan, ülkemizin büyük çoğunluğu müslüman ama il fark etmeksizin hak yiyen yiyene. Hadi hak kavramı iyice değerini yitirdi ülkede de, arkadaki insanların senin arkandan neler neler söyleyeceğini hiç mi düşünmezsin ? Forumda da yapan vardır, aklınızda bulunsun. İstisnasız olarak her kaynak yaptığınızda sizin ve ailenizin hiç hoşuna gitmeyeceği şeyler söylüyorum arkanızdan
Kendilerini çok akıllı sanıyorlar. Oturup beş dakika konuşsan, on para etmeyecek insanlar olduğunu anlarsın aslında. Bir de kızınca pişkin pişkin cevap veriyorlar. Bir kısmının bahanesi de acele iş. (Yaptığı iş çok önemli olsaydı konvoyla götürürlerdi, trafiği açardı) Bazıları yandan kaynak yapmasın diye bilerek önünü kesiyorum. Bu sefer de sidik yarışına giriyor. Önüme geçmeye çalışıyor. En sonunda trafikte bir kaç kişiyle çok ciddi uğraşacağım. Yok mudur bunun bir çıkar yolu ?
2012 öncesinde satılan, ilk kasa opel insignia 1.6 turbo sahibi olan var mı aramızda ? Varsa görüşlerini alabilir miyim, kronik sorunları vs var mıdır ?
Yeni teknoloji bazen her şeyin en iyisi değildir. Bazı değerlerden feragat ederek, hedeflenen değerleri yükseltme mantığıyla da çalışabilir.
Benzer koşullarda, eski sistemlere göre HC-CO2-NOx emisyonlarının azalmasını sağlayan direkt enjeksiyonun, sıcak motorda partikül emisyonu dalında, kendisinden çok daha yaşlı olan çok nokta enjeksiyon sistemine karşı oldukça geride kalması, buna verilebilecek en iyi örneklerdendir.
Yanma odasına bulut halinde püskürtülen yakıt damlacıkları, homojen olarak karışmaya yeterli zaman bulamayabilir. Yakıt damlacığının dış çeperi oksijen ile tepkimeye girebilir. Lakin çekirdek kısmı yanmadan , mikroskobik boyutta küçük partiküller olarak egzozdan dışarı atılabilir. Bunun sebebi, yakıt damlacıklarının dağılmaya zaman bulamaması.
Tabloda E10 olarak nitelendirilen yakıt, %10 etanol(etil alkol)- %90 benzin
Grafiğin dikey ekseni katı partikül sayısı. GDI-Benzin Direkt Enjeksiyon, PFI- Çok nokta enjeksiyon
Partikül emisyonları bu sebeple sadece dizelde görülmüyor. Direkt enjeksiyon benzinli motorlarda da bu problem var. Yakın gelecekte benzinli motorlarda DAHİ partikül filtresi göreceğiz. Benzinli motorun filtresi daha sıkı olacak.
Fakat temizleme için özel bir rejenerasyon gerekmeyecek. Benzinli motorun egzoz sıcaklığı, partikülleri yakmaya muktedir. Dolayısıyla dizeldeki gibi bir rejenerasyon olayıyla motor yağına yakıt karışması durumu falan olmayacak.
Tabi bu partikül problemini oldukça elimine eden sistemler mevcut şu anda. İki sistemin avantajlarını birleştirmek istiyorsan, en basit ve akılcı yol ikisini de aynı anda kullanmaktır. Toyota'nın GT86'da da kullandığı D-4S motorunda iki kademeli enjeksiyon var.
Supap arkasına püskürtülen yakıt, emiş havası ile beraber supaplardan geçip yanma odasına girerken , homojen karışacak kadar zamanı bulabiliyor.
Forumda özellikle bazı konularda polonun 2 hava yastığı mı, yoksa daha fazla hava yastığı mı barındırdığı tartışılıyordu.
Bugün işim erken bitince showroom'a gittim. "2018 MODEL" trendline ve HIGHLINE paketli poloların ikisini de inceledim. İkisinde de 2 airbag mevcut. Broşür iki airbag, site iki airbag. Araca giriyorsunuz, sol üstte normalde airbag yazan yer dümdüz. Direklerde görüldüğü gibi side curtain airbag yazısı yok. Normalde 6 airbagli poloda siyah plastiğin üstünde yazı olur airbag diye. Orası dümdüz. (Yazılı fotoğraf, lojistisyen hocamda mevcut)
Videolu kanıtı. (Fotoğraf atarsam photoshop derler diye onunla yetinmedim) Videoya dislike atmakla yetinmeyip, kanala girip diğer 2 videoma da dislike atan vw fanına selamlar. Bu kadar kızma, babanın oğlu değil firma
Bu araç bu haliyle euro ncap'e girse, yetersiz güvenlik donanımı sebebiyle fiat punto gibi SIFIR YILDIZ alır.
Arabayı almayın demiyorum. Alırken bunu da göz önünde bulundurun.
B segmenti araçlarda airbag'ler
@207m'in düzeltmesiyle:
İ20 standart 2 havayastığı, elite pakette 6 havayastığı Fabia standart 2 havayastığı, style pakette 4 havayastığı, opsiyon olarak 6 hava yastığı Clio standart 4 havayastığı, opsiyonel yok. Polo standart 2 hava yastığı, opsiyon olarak 6 hava yastığı
Şimdi gelelim yan mevzuya. Bir kaç tane arkadaş, günlerdir insanları yalancılıkla itham etmektedir. Hatta sahipleri bizzat söylemiş olsa bile onlara da yalan söylüyorsun diyen oldu. (Hakkını yemeyeyim, Kragen bir konuda ilk gelenler farklıydı, şimdi kaç hava yastığı var bilmiyorum gibisinden bir şey söylemiş.)
Yok ben demedim derler diye kanıtlar:
Sizlerin takdirine bırakıyorum. Forum huzurunda bu arkadaşlardan tek dileğim, bir daha bana alıntı falan yapmasınlar. (Polf, bana polo almana gerek yok. Para ziyanını kim yapsa hoşuma gitmez )
Büyük kazası olmayan, km'si nispeten düşük olan bir Mercedes Clc manuel arıyorum. Clc 160'ların manueli var, lakin 180'lerde denk gelmedim. 180 olursa daha iyi olur tabi ki.
Forumdaki arkadaşlar bilir. Honda markasına sempatim vardır. Fakat bu, onların yanlışlarını dile getirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Dile getirmediğimizde zaten eleştirdiğimiz insanlardan farkımız kalmıyor.
Bugün arkadaşıma Honda civic hatchback rs bakmak için Ankara'daki bu iki bayiye gittik. Ciddi alıcıyız, zaten arkadaşlar da takım elbiseyle işten yeni çıkıp gelmişler.
Birincisi, Honda Türkiye'nin pazarlama kararlarını verenlerdeki mantığı anlamak çok zor. Ciddi ciddi izah etsinler, bekliyorum. "Ürettiğimi satayım" kafası var. Honda jazz ve civic hb test aracı yok bayilerde. Jazz'ın manueli Türkiye'ye gelmiyor falan. Neyin kafası cidden merak ediyorum. Okuyan yetkili varsa bilgilendirsin.
İkincisi, bu iki bayideki hizmet yerlerde. Araçları bırakmışlar öyle ortaya. Aracın başına geliyoruz. Bakan yok. Zar zor bir satış danışmanı buluyorsun. Tribin bini bir para. İşten anlamayan kadın personelleri bırakmışlar. ( kadınlar anlamaz demiyorum. Kocaeli Öztorun bmw bayisinde bir kadın temsilci vardı. Kataloga baksam o kadar detay okuyamam. Öyle doluydu. ) Direkt işin artistliğindeler. Sanki araç satın almayacağız da bedava bir şey istiyoruz.
Hadi temsilcilerin kalitesizliğini de görmezden geldik. Bayilerde zaten civic hb yok. Varsa yoksa sedan bırakmışlar. Soruyorsun nerede diye. İkisinde de araç var güya ama nerede olduğu belli değil.
Bu mantıkla iyi bile satıyorsunuz, yatın kalkın dua edin. 182 hp lik civic ve 130 hp lik jazz getirip de ikisine de sadece otomatik opsiyonu koyup aracı heder etmek de sizin bu mantığınıza yakışıyor zaten.
Amerika, Çin gibi ülkelerin uyguladığı bir uygulama var.
Örneğin Amerika, kendi ülkesinde üretim yapmayan, istihdam ve yedek parça ağı oluşmasına vesile olmayan firmaların araçlarına ek vergi koymakla tehdit ediyor. Çin, ülkesinde fabrikası bulunmayan otomobil markalarının satışına izin vermiyor. Ayrıca 4-5 senelik çoğu modelin fikir hakkını da satın alıyor.
Fabrika açılması vs sadece istihdam oluşturmaz, aracın teknik bilgisinin transferi (know-how) konusunda da büyük rol oynar. O firmalarda çalışan mühendisler, yarın öbür gün deneyim kazanıp ülkenin otomotiv sektörünün gelişmesine katkıda bulunur.
Ülkemizde fabrikası olan firmalar: Fiat, Ford, Honda, Hyundai, Mercedes, Renault, Toyota, Anadolu Isuzu, Otokar, Temsa vs.
Kıyamet kopma ihtimalini göz önüne alsam da bu konuyu açmak istiyorum. Öncelikle bu bir TEKNİK tartışma konusu. Bu sebeple altını çizerek söylüyorum: (çünkü boş konuşan trollerden sıkıldım)
"MTV den dolayı arabayı almak/almamak, kişisel tercih yapmak size kalmış. Tartışılan konu vergi de değil. Şunu alın, bunu almayın demeyeceğiz. Türkiye'de satılmayan motorlar üzerine de konuşulabilir."
Genel olarak turbo motorları "şu hacimdeki tork ve güç verisini sağlar" şeklinde pazarlarlar. Bir yandan genel olarak endüstri, küçük hacim turboşarj motorlara doğru gitse de, diğer yaklaşım motor hacmini arttırıp, verimini arttırma yönüne doğru gidiyor. (Atkinson veya yüksek sıkıştırmalı atmosferik)
Internette gezerken enteresan bir örnek geldi gözümün önüne. Onu karşılaştıracağım. Elbette başka motorları karşılaştırmak isteyen arkadaşlar da yapabilirler.
İki tane C segmenti hatchback araç: Mazda 3 2.0 Skyactiv-G 120 PS ve VW Golf 1.0 TSI 110 HP. Şanzıman faktörünü elimine etmek adına ikisi de manuel olsun. Her iki araç da benzer ağırlıklarda.
Mazda 3 2.0 şehiriçi 7.5 litre, şehir dışı 4.8 litre. Vw golf 1.5 tsi şehiriçi 6.3 litre, şehir dışı 4.4 litre.
(Ülkemizde çok önemli görülmese de Avrupa ve Amerika'da ciddi sıkıntı olarak) Emisyon:
Mazda 3 CO2 135 g/km, NOx 0.008 gr / km VW golf 1.5 tsi CO2 116 g/km, NOx 0.034 gr / km !
Kişisel yorumum şudur: Mevcut şartlar içerisinde, geçmiş yıllara kıyasla içten yanmalı motorların verimliliğini arttırmak için YEGANE yol "downsizing" değildir. Daha atkinson çevrimiyle çalışan motoru da karşılaştırmaya dahil etmedim. Sonuçlar çok ilgi çekici olacaktır.
Son olarak aktarma organı maliyeti(kullanıcıya bakımı vs hariç, sadece üretim) bakımından karşılaştırma yapılmış. Fotoğrafı aşağıda paylaşacağım linkin içinde var.
Genel sonuç şöyle: "Turbocharged 3-cylinder engines as well as naturally aspirated 4-cylinder engines with larger displacements are both suited to achieve low CO2 emissions"
1960'lı yıllarda Honda'nın kurucusu Soichiro Honda, 24 yaşında "Soichiro Irimajiri" adlı bir mühendisi görevlendiriyor. Grand prix motosiklet motorlarının geliştirilmesi için.
O yıllarda herkes iki zamanlı motor kullanıyor. Honda, dört zamanlı kullanmak istiyor. Fakat aynı gücü almak için , motor devrini ikiye katlaması lazım. Nasıl olacak ?
Mühendisin planı: Silindir sayısını ikiyle çarpmak. Gerisi tam bir sanat eseri.
250 cc motor hacmi, sıralı altı silindir. Silindir başına dört valf. Sızdırmazlığı kolay sağlamak için her üç silindire bir silindir kapağı yapmışlar. Dört tane egzantrik mili var ufacık motorda.
Altı karbüratör. Karbüratör başına beş küçük, bir büyük jet. İçeride kalan jet daha zengin karışım veriyor, motora giden havayı soğutmak için.
Sonuç: 250 km hıza çıkabiliyor. 18.000 devirde 61 hp güç. Saniyede 300 devir eder İlk sezonda pek başarı elde edemiyorlar, biraz geliştirip 1966 şampiyonasında 10 yarışta 10 galibiyet alıyorlar
İnternet çağında "yapamam" diyen yeni mezun sayılabilecek tüm mühendislere, 1960 yılının imkanlarından selamlar.
DH Mobil uygulaması ile devam edin.
Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin.