Şimdi Ara

Ysk CHP nin İstanbuldaki bütün seçimlerin iptal olma talebini reddetti (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
55
Cevap
0
Favori
4.297
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
78 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Hala şaşıranlar var , YSK seçimleri iptal etmeden önce de CHP’li kesimler hep iptal edemez dediler. Neyi iptal edemezler pardon ? AKEPE devletinde yaşadıklarını unutuyorlar çok gülünç duruma düşüyorlar.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Chp bunu halkın gözüne sokacak diyosunuzda nerde sokacak. Kanallar chp yi göstermiyorki sadece fox gösterir. Cahil çomar halk fox izlemez ahaber felen izler. Chp sadece internetten yürüyebilir internete bakan zaten biziz cahil halk interneti haber için kullanmıyor gösteriş olsun diye dini paylaşımlar yapıyorlar sadece.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sonuç zaten baştan belliydi.. Resmen muz cumhuriyeti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • şimdi sizin dedeniz temel 4 kişiye selam çakmıştı, chp 7 kişiyi çete ilan etmişti bu karar 11 kişinin oy birliği ile alınmış diğer selam çaktığınız 4 kişide çete üyesi mi oldu? herşeyin yasal bir süreci vardır, olağanüstü itiraz süresi 1 haftadır sen git 1 sene geçen seçime itiraz et red kararının çıkacağını bile bile neden peki aaaa bak onları kabul ediyorlar, bizi etmiyorlar, "anaokulu müsameresi" ama yiyen baya insan var...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tigers615

    şimdi sizin dedeniz temel 4 kişiye selam çakmıştı, chp 7 kişiyi çete ilan etmişti bu karar 11 kişinin oy birliği ile alınmış diğer selam çaktığınız 4 kişide çete üyesi mi oldu? herşeyin yasal bir süreci vardır, olağanüstü itiraz süresi 1 haftadır sen git 1 sene geçen seçime itiraz et red kararının çıkacağını bile bile neden peki aaaa bak onları kabul ediyorlar, bizi etmiyorlar, "anaokulu müsameresi" ama yiyen baya insan var...
    Normal şartlarda 1 nisanda oy birlestirme tutanagi hazırlanmıştı. Ekle 7 gun. 8 Nisana kadar olağanüstü itiraz edilmesi gerekirdi. Akparti ne zaman etti? 17 Nisan da. Ee o zaman niye süreden red olmadı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ali222 A kullanıcısına yanıt
    olağanüstü itiraz süresi mazbata alındıktan sonra başlar diğer söylediklerin olağan itirazlar bunlarda yapıldı zaten geçersiz oyların sayılması maltepenin tamamının sayılması hepsi olağan itirazlardı. ancak olağanüstü itiraz mazbata alındıktan sonra yapılıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tigers615

    olağanüstü itiraz süresi mazbata alındıktan sonra başlar diğer söylediklerin olağan itirazlar bunlarda yapıldı zaten geçersiz oyların sayılması maltepenin tamamının sayılması hepsi olağan itirazlardı. ancak olağanüstü itiraz mazbata alındıktan sonra yapılıyor.
    Mazbata nedir? Oy birlestirme tutanağına mazbata denir. (İstersen 100 yerden arastir) Oy birlestirme tutanağı 1 nisanda da hazırdı. 39 ilçenin sonuckari tek tutanakta birleştirildi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yanlış biliyorsun maltepe sayımları zaten 17 nisan da bitti sayımı bitmeyen yerin nasıl tutanağı düzenlenebilir? 17 nisan da maltepe sayımı bitti tutanak il seçim kuruluna gönderildi ve il seçim kurulu mazbatayı düzenleyerek Ekrem İmamoğlu'na teslim etti, bundan sonrada itiraz süreci başladı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tigers615

    yanlış biliyorsun maltepe sayımları zaten 17 nisan da bitti sayımı bitmeyen yerin nasıl tutanağı düzenlenebilir? 17 nisan da maltepe sayımı bitti tutanak il seçim kuruluna gönderildi ve il seçim kurulu mazbatayı düzenleyerek Ekrem İmamoğlu'na teslim etti, bundan sonrada itiraz süreci başladı.
    Sayim Maltepe de dahil 1 nisanda bitmisti. O dediğiniz itiraz üzerine yeniden sayim. 1 nisanda Binali bey önde olsa idi 4-5 nisanda mazbatayi çoktan almis olurdu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • çok basit anlatıyorum aslında ama bakın 31 mart seçimleri sonrasında yapılan itirazlar olağan itirazlar maltepe büyükçekmece diğer ilçelerdeki geçersiz oylara yapılan itirazlar bunların hepsi olağan itirazlar, bu itirazlar neticesinde çoğu yerde tekrar sayım yapıldı, sayımı biten yer tutanağı il seçim kuruluna yolladı, en son maltepe kaldı oda 17 nisan da sayımı bitirdi ve tutanağı il seçim kuruluna gönderdi, il seçim kurulu da birleştirme tutanağını hazırladı ve Ekrem İmamoğlu'nun kazandığını ilan edip mazbatayı teslim etti, işte bu mazbata teslim edildikten sonrada olağanüstü itiraz süreci başladı, bu süre 1 haftadır, yani 18 nisan da mazbatayı alınca 25 nisana kadar itiraz süresi vardı, eğer Ak parti 26 27 Nisan da itiraz etmiş olsaydı Ysk 11 üye ile red kararı verecekti, chp'nin de yaptığı bu üstünden 1 sene geçmiş seçime itiraz ediyorsun bunun kabul edilmesi mümkün değil, bende gider çok partili hayata geçişin ilk seçimine itiraz ederim, 1950 seçimlerine itiraz ederim, 2002'ye itiraz ederim böyle mantık olmaz, benim anlatmak istediğim de Chp'de bunun red olunacağını biliyoordu ama algı yaratmak için başvuruda bulundu, umarım anlatabilmişimdir.




  • http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bufeleri-akrabalarina-dagitti-39111082
    Hürriyet haberi kaldırır diye:http://web.archive.org/web/20190514075503/http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bufeleri-akrabalarina-dagitti-39111082

    Büfeleri akrabalarına dağıttı
    İDO Genel Müdürü Binali Yıldırım, deniz otobüslerindeki büfeleri akrabalarının şirketi Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri'ne verdi. Bu kárlı iş, sözleşme uzatılarak bugüne kadar devam etti. Yıldırım son sözleşmeyi imzalayacak genel müdür yardımcısı bile bulamadı.

    1994'e kadar İDO'ya bağlı gemilerdeki büfeler, işletici firmaya gemilerin temizliği, hizmeti ve iç bakımı karşılığında tahsis ediliyordu.

    1994'te İDO Genel Müdürü olan Binali Yıldırım, gemi büfelerinin hem temizlik karşılığı hem de üzerine para isteyerek firmalara kiralanmasını istedi. İhale yapıldı. Kazanan firma, temizlik ve kira bedeli karşılığı büfeleri aldı ama altından kalkamadı, kirayı ödeyemedi.

    Dayısının gelini

    İDO işi kendi yapmaya başladı. Binali Yıldırım, işin başına dayısı Yılmaz Erence'yi geçirdi. Yılmaz Erence İDO'nun maaşlı elemanı olarak burayı işletmeye başladı.

    Sonra Yıldırım burayı bir firmanın işletmesi gerektiğini söyleyip, işi Kasım 1996'da Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri adlı bir şirketi temsilen Yılmaz Erence'nin gelini Behice Erence'ye verdi.

    Behice Erence ile yapılan sözleşme gereği şirket gemi büfelerini 15.11.1996-31.12.1997 arasında işletecekti. Sözleşmeye, İDO'nun büfelerde çalışanların maaşlarını ödemesini öngören bir madde eklendi. Ayrıca yolcunun yoğun olduğu mevsimlerde firma işçi sayısını artırabilecekti. Buna göre firma büfeleri işletiyor, ancak çalıştırdığı işçilerin maaşlarını İDO'ya ödettiriyordu.

    Sözleşme hep uzatılıyor

    İlk sözleşmenin süresi bittikten sonra şirketle 1.2.1998-31.1.2000 arasını kapsayan ikinci bir sözleşme yapıldı. Buna göre, İDO firmaya çalıştırdığı işçi başına birinci yıl 105 milyon, ikinci yıl günün koşullarına göre belirlenecek bir personel maaş gideri verecek, yoğun mevsimlerde işçi alımı yapılabilecek, firma İDO'ya birinci yıl 1 milyar 250 milyon, ikinci yıl 2 milyar aylık kira ödeyecekti.

    17.9.1998'te ek bir sözleşme daha yapıldı ve personel maaşlarının 130 milyona çıkarılması, temizlik malzemelerinin İDO tarafından alınması ve çalışanların yemek giderinin İDO tarafından karşılanmasına karar verildi. Yani demirbaşlar İDO'ya ait, gemiler İDO'ya ait, orada çalışanların maaşları hatta yemek masrafları bile İDO'ya aitti; ama yapılan işten bir başkası nemalanıyordu, şirket sadece İDO'ya kira ödüyordu.

    Binali Yıldırım, 29.1.1999'da şirketle ikinci bir ek sözleşme yaptı. Buna göre 18 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi'nin Büyükşehir Belediyesi'ni kaybetmesi ihtimaline karşı sözleşmenin bitim tarihi 31.2.2001'e uzatıldı ve çalışanların maaş ödemeleri olarak İDO'nun firmaya 30 Haziran'a kadar kişi başına 205 milyon, 31.01.2000'e kadar da 247 milyon aktarmasına karar verildi.

    Evrak sahteciliği

    Ancak Binali Yıldırım, ikili imzayla yapması gereken bu sözleşmeyi imzalatacak bir genel müdür yardımcısı bulamadı. 3 genel müdür yardımcısından terminallerden sorumlu olan Adnan Çelik ve mali işlerden sorumlu olan Necmettin Erdil seçimlerde aday olmak için istifa etmişlerdi. Geriye sadece işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı olan Gökşin Türkmen kalmıştı; Türkmen ise İDO'nun yararına olmadığı gerekçesiyle sözleşmeyi imzalamayı reddetmişti.

    Geçmiş tarihli sözleşme

    Bunun üzerine Binali Yıldırım, geçmiş tarihli bir sözleşme hazırlattı. 15.1.1999 tarihinde yapılmış gibi gösterilen bu sözleşmede sürenin uzatılması dışında çalışanların ücret artışını gösteren diğer madde aynen kondu. Altına da o tarihte halen görev başındaymış gibi Necmettin Erdil'in imzası eklendi.

    Ancak Binali Yıldırım bunu da eline yüzüne bulaştırdı, çünkü Fazilet Partisi'nden belediye başkan adayı olan Erdil'in, seçime katılmak isteyen diğer bürokratlar gibi 11.1.1999'a kadar görevinden ayrılması gerekiyordu. Erdil aday olduğuna göre 15.1.1999'da da görevinin başında olamazdı.

    Bir ayda 15 milyar

    İDO, Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri'ne her ay üç kalem ödeme yapıyor: Personel maaşı, temizlik malzemesi parası ve çalışanların yemek masrafı...

    1999'un eylül ayı itibariyle İDO'nun firmanın çalıştırdığı 64 personele 247 milyondan yaptığı ödeme, 15 milyarın üzerinde. Bu çalışanların yemek masrafı olarak günde üç milyondan dağıtılan Sodexho fişleri de yine İDO'nun cebinden çıkıyor.

    Personel ücret alamıyor

    En büyük yolsuzluk İDO'nun firmaya personel maaşı olarak vermeyi taahhüt ettiği kalemde yaşanıyor. Personel, İDO'nun firmaya verdiği kişi başı personel giderlerinin hepsini maaş olarak almıyor. İDO ve firma arasında yapılan anlaşmalardan, İDO'nun personele 130 milyon vermeyi taahhüt ettiği 1.9.1998 ve 31.1.1999 tarihleri arasında; personele ödenen paranın sadece 94 milyon olduğu bordrolarla belgelenmiş durumda. Arada kişi başına 36 milyon kalıyor ki, bu 64 kişiden 2 milyar 300 milyon TL'nin her ay başı boş ortada dolaştığı, kimin cebine girdiğinin belli olmadığı anlamına geliyor.

    Hem malzeme hem parası

    Büfelerde çalışanların ifadelerine göre paralarını aldıklarını belirten bordrolar işçilere imzalatılırken, üst üste iki kağıt önlerine konuyor.

    Üsttekinde kendilerinin aldığı miktarı gösteren sahte bordro duruyor, onun altında ise İDO'nun personel başına firmaya ödemeyi taahhüt ettiği miktarı gösteren ama meblağın gözükmediği gerçek bordro duruyor. İşçi ikisine de imza atıyor ve formalite yerine getirilmiş oluyor.

    Ayrıca ayda 750 milyon olarak dağıtılan bir temizlik malzemesi masrafı var ki, bir iddiaya göre, İDO malzemeleri zaten firmaya gönderiyor. El altından gönderilen temizlik malzemeleri dışında firmaya temizlik malzemesi gideri olarak ayrıca bir para ödeniyor ki, bu paranın da nereye gittiği belli değil.

    İskelelerdeki büfeler

    Büfe yolsuzluğu sadece deniz otobüsleriyle kalmıyor, iskelelerdeki büfeleri de kapsıyor.

    Binali Yıldırım Kabataş İskelesi'ndeki büfeyi amcası Ali Rıza Yıldırım'a düşük fiyatla kiraladı. Büfenin içindeki bütün eşyalar İDO'ya ait olduğu halde, 1.4.1998-31.3.2001 arasında, ilk yıl 250 milyon, ikinci ve üçüncü yıllarda İTO toptan eşya fiyatlarındaki artış oranına göre yapılacak zamla belirlenmek üzere düşük bir kira bedeli tespit edildi.

    Kartal İskelesi'ndeki büfeyi dayısının oğlunun karısı Behice Erence'ye kiraladı. 1.3.1999'dan başlayan dört yıllık bir sözleşme yaptı. Burada da her türlü demirbaş İDO'ya aitti. Kira ise mayıs ve yaz aylarında 200 milyon, diğer sekiz ayda 100 milyon olarak başladı. Her sene sonunda İTO'nun toptan eşya fiyat artışının üzerine yüzde on eklenecek şekilde kira artışı istendi.

    Bostancı İskelesi'ndeki büfeyi 1991’den beri akraba olmayan biri işletiyor. Ama onun sözleşmesi akrabalarınkinden çok farklı. Mustafa Şimşek adındaki bu büfeci, büfeyi bomboş kiraladı, herşeyi kendi koydu. Ondan istenen kira, akrabalardan istenenin 6.5 katı: Kartal büfesi Eylül 99'da 100 milyon, Bostancı 650 milyon kira vermiş!

    İSTANBUL DENİZ OTOBÜSLERİ (İDO)

    İDO 1987'de Dalan tarafından kuruldu. O sırada 10 deniz otobüsü vardı. Sözen döneminde çivi bile çakılmadı. RP 1994 seçimlerini kazandıktan sonra, Binali Yıldırım genel müdür oldu ve 14 deniz otobüsü alındı. Birçok yeni iskele inşa edildi. Binali Yıldırım Avustralya'dan, Türkiye'deki Norveç yapımı araçlara uymayan değişik model deniz otobüslerini almasıyla şirkette büyük tepki yarattı. Tek tip deniz otobüsü, bakım-onarım ve yedek parça açısından İDO'yu büyük bir mali yükten kurtarırken, değişik tip deniz otobüsleri giderlerin artmasına neden oldu. Şirket aldığı deniz otobüslerinin ancak faizini kendi ödeyebiliyor.

    BİNALİ YILDIRIM

    Erzincan Refahiyeli olan Binali Yıldırım, 1994'te Refah Partisi Büyükşehir Belediyesi'ni kazanınca İDO Genel Müdürü oldu. Şimdiki görevinden önce Pendik Tersanesi'nde, Türkiye Gemi Sanayii'nde gemi inşaat mühendisi olarak çalışıyordu.

    KADROLU AKRABALARI

    Binali Yıldırım'ın İDO'da çalışan tespit edilebilen akrabalarından bazıları şunlar:

    Eniştesi Belgüzar Aksu, yakıt ikmal elemanı

    Yeğeni Bekir Aksu, teknisyen

    Baldızı Tülin Yıldırım, sekreter

    Eniştesi Eftal Şahin, şoför

    Eftal Şahin dışında hepsinin İDO'da işe başlama tarihi, Binali Yıldırım'ın genel müdür olduğu tarihten sonrasına rastlıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi volkan3156 -- 14 Mayıs 2019; 13:46:47 >




  • Ne güzel iş lan seçimin kaybettikleri kısmını kendi adamlarından onay çıkarttırıp tekrarlatıcaklar.
  • Chp oyları çaldı ama ilçeler yeniden seçilmiyor. Ama oy çalan chp yersen tabii. Akpli olunca yiyorsunuz otomatik olarak. Ekmeksiz gidiyor.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.