Şimdi Ara

Yeni Hikaye

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
264
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 1473 KONSTANTİNİYE

    Konstantiniye nin feth edilmesinin 20. yılıdır.Bu Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki çekişmenin en yoğun olduğu zamanın üzerinden 20 yıl geçmesi anlamına geliyordu .
    Osmanlı hem Hristiyanlara karşı ezici bir üstünlük sağlamış hemde Orta Çağ ı kapatıp Yeni Çağı başlatmıştır . Elikolu bağlı şekilde Osmanlı nın yükşelişini izleyen Hristiyan dünyası en sonunda
    Osmanlı İmparatorluğunu yıkmanın yolunu bulmuştu

    BÖLÜM 1

    1473 İTALYA

    İtalya çok karışk.Sıkı yasalar getirilmişti . Sokaklarda askeri devriyeler , çatılarda ise nöbetçiler tek bir adamı arıyodu . HİŞAM BİN MEVRAN . Bu adam tüm İtalya halkı önünde İtalya prensini
    öldüren ve kaçmayı bir şekilde başaran adamdı . Tüm italya sınırı tutulmuştu , deniz ticareti ve seyahatler durdurulmuştu tüm ülke o hızlı ve gizemli katilin peşimdeydi . Bu kovalamaca aşağı yukarı 15 gün sürdü.
    Hişam ülkenin içinde çıkacak yollar ararken birşeyler ters gitti ve devriye mangasına rastladı . Üzerine gelen askerlerden başta kaçmaya çalıştı bunu başaramayınca gözünü kanbürümüş bir hayvan gibi askerlerin üzerine saldırdı .
    O öldürdükçe daha fazlası geliyor ve artık baş edemiyordu . En sonunda içinden ''yaşamak veya ölmek'' diye geçirdi . Birden kılıcını yere bıraktı ve teslim oldu . Teslim olmasaydı belki yaşamak için bir şansı olabilirdi ama şimdi idama doğru gidiyordu .
    Yakalandıktan sonraki 1 haftasını ışık görmeyen ve pisliğin had safhada olduğu bir hapishanede geçirdi .
    İdam günü gelmişdi kendi kendine başardığı görevin onu öteki tarafta ne kadar onurlandıracağını düşünüyordu . Hişam halk karşısında idam sehpasına çıkarıldı . Gözleri örtüldü boynuna ip geçirildi ve dilinden şu kelimeler döküldü .
    ''Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü''
    cellat herşeyin hazır olduğunu anladığında tam sandalyeyi çekecektiki süvariler Hişam ı aşağı indirdiler .
    Kimse ne olduğunu anlamadan suikastçi
    yaka paça Papa nın huzuruna çıkarıldı . Papa odasındaki herkesi dışarı çıkartmışdı bu Hişam için büyük bir şansdı Papayı orada elleri bağlıyken bile öldürebilirdi yada kaçabilirdi ama yapmadı .

    PAPA : Seni neden öldürtmedim biliyor musun ?

    Hişam bu sözü duyduğunda Papa dan bir teklif alacağını anlamışdı . Ama nasıl bir teklif alacağını tahmin edemeyerek çaresizce sordu .

    HİŞAM : Neden ?

    Bu soruyu sorduğunda aklının ucundan bile geçmeyen bir cevapla karşılaşdı .

    PAPA : Osmanlı hüküdarı SULTAN MEHMED İ öldüreceksin .

    Hişam bu cevap karşısında çok şaşırdı çünkü kendi kabilesinden daha önce Osmanlı hükümdarlarına suikast yapmaya çalışan ve başarısız olan arkadaşları vardı .

    Kendi kendine biraz düşündükten sonra kabul etti .

    Papa ona güvenebileceğini biliyordu çünkü 1 hafta boyunca türlü işkenceler ettikleri halde suikast emrini kimden aldığını söylememişti . Canını bağışlayan kişiyede bu derece sadakat göstereceğine emindi .

    Böylece acımasız Hişam yeni hedefine doğru ilerlemeye başladı .


    BÖLÜM 2

    Suikastçi Papa nın yanından ayrıldıktan sonra kilisenin içinde dar bir odaya girdi . İçeride çok ağır bir koku vardı ama 1 haftadır hapishanede bu tür kokulara alışmışdı . Odada kıyafetini giyinirken Papayla yaptığı konuşmayı hatırladı .
    Kendi kendini sorgulayarak odadan çıktı ve limana doğru yol aldı . Onu sokakda gören insanlar tekrar tekrar gözünün içine bakıyor ve sessizce konuşuyorlardı .
    Bundan pekte rahatsız olmadı , buna alışık gibiydi . Sokakda karşısına çıkan her asker gözünü ona dikiyor gözden kaybolanadek onu izliyordu . Limana ulaşmışdı .
    Limanda en büyük ve en gösterişli geminin yanına gitti . Gemi kaptanı kırmızı üniforması ve siyah şapkası ile güvertede piposunu tüttürüyordu . Kaptanın yanına giderek elindeki kağıdı verdi .
    Kaptan kağıda baktıktan sonra kafasını kaldırdı ve suikastçiyi süzdü . Kaptanın dikkatlice bakışları karşısında oda kaptanı süzdü . Kaptan piposunu ağzından çıkarmadan ''Beni takip et'' dedi . Sesi boğuk ve çatallı idi bunun pipodan
    olabileceğini düşündü . Kaptanın arkasında yürürken gemiyi süzüyordu . Gemi oldukça büyüktü ancak mürettebatı çok azdı . Kaptan ile birlikte 12 kişi saymıştı . Kaptan birden durdu ve ''Burası '' dedi . İçeriye baktı ve kaptana ''Yolculuk kaç gün sürecek ? ''
    diye sordu . Kaptan 3-4 hafta içerisinde gidebileceklerini söyledi ve güverteye geri döndü . Böylece Konstantinapoli ye doğru yolculuk başladı .







  • up up
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.